[1. Gün - Gündüz Safhası] Teçhizat Tentesi

[Oita Butsuo]

AAAAAH CANIM YANIYOR! NEREDE OLDUĞUNU BİLİYORUM KUROSAWA HARU!

Siste avantaj benim, bu fırsatı kaçıramam. Elimdeki patlayıcı parşömen bağladığım kunai'yi Haru'nun ayaklarının dibine atıp hızla geri sıçrayacağım. Ardından da tabi ki patlatacağım!

[Kurosawa Haru]

Sisin dışında kalan rakibine hasar verip vermediğini bilmiyordu, ama sisin içinde kalmasının ona ölüm getireceğinin farkındaydı. Direkt ayağıyla yere vuracak ve Doryuu Shiki tekniğini tam altından, yerle 15 derece yapacak şekilde kullanarak kendini tentenin girişine, dışarı doğru fırlatmak istiyordu. Doryuu Shiki'yi son hızıyla kullanacak, kendini neredeyse yere paralel şekilde kapıya doğru bir zıpkın gibi fırlattıracaktı.

Eğer bir şey olmaz da havada ilerlerken dengesini koruyabilirse, havada ilerlerken bütün tentenin içine doğru mızrağını yere paralel şekilde göğüs hizasında savuracak ve Nagatsu stilinin Issen tekniğini uygulayacaktı.

[GM - Naruto]

!	Message from: GM - Naruto
	GM'likte herhangi bir kunaiye herhangi bir patlayıcı parşomen bağlandığından bahsedilmiş değil. Butsuo bu işlemi yapacağı sırada göğsüne yediği mızrak tarafından dikkati dağıtılıyor. GM'likte yazılmamış şeyleri varolmuş kabul etmeyiniz.

Butsuo, sisin içine dalıp elini ekipman çantasına uzatıyor ve eline aldığı patlayıcı parşomenle kunaiyi birleştirmek üzere hareketleniyor. Bu esnada, Haru ayağını yere vuruyor ve planladığı gibi bir zıpkın edasıyla geriye doğru fırlıyor çıkan sütunun verdiği güçle. Butsuo, parşomen bağlı kunaisini hazır ettiği gibi biraz ilerisindeki chakra hareketliliğini seziyor ve rakibinin kendisini geriye doğru fırlattığını tahmin edebiliyor. Bu sebeple, planını değiştirip kunaiyi direkt olarak karşısına, rakibinin hizasında fırlatıyor ve geriye doğru sıçrayarak sisin içinden çıkıyor.

Haru, fırlayışıyla beraber dengesini sağlayıp uçarken mızrağını yere paralel şekilde savuruyor tenteye doğru. Mızrağından bir chakra kütlesi fırlarken, üstün akrobasi yetenekleri sayesinde geriye doğru çevik bir takla atıp tentenin bir metre önüne bir dizi ve bir ayağının üzerine iniş yapıyor. Tam bu esnada, kafasının hemen üzerinden geçen patlayıcı parşomen yapıştırılmış bir kunai farkediyor. Kunai, Haru'yu geçtikten sonra direkt olarak tentenin içine ilerliyor.

Hem Haru'nun gönderdiği chakra dalgası, hem de patlamanın etkisi piramit şeklinde istiflenmiş kutuları adeta dağıtıyor. Açık ve kapalı kutular lambır lumbur dağılırken, neredeyse yarısı tentenin dışına doğru dağılıyor.

Patlamanın şiddetiyle sis de dağılırken, aranızda yaklaşık 5-6 metre olacak şekilde konumlanmış durumdasınız. Aranızda, yerden fırlayıp Haru'nun şuanki pozisyonuna doğru yerle 15 derecelik açı yapan işlemeli bir sütun mevcut. Göz gözesiniz.

---

Ryoken-Chisa: Üsten ayrılıp teçhizat tentesinin içinde olduğu ağaçlık alana ilerleyişiniz uzun sürüyor. Dikkatli, ancak kendinizi aşırı yormayacak bir şekilde ilerlediğiniz için pek bir sorun yaşamıyorsunuz. Ağaçlık alanı katederken dalların üzerinden ilerliyor ve tenteyi arıyorsunuz gözlerinizle. Arayışınız bir süre daha devam ediyor, tam bu esnada birkaç yüz metre ilerinizde ve sağınızdan büyük bir patlama sesi duyuyorsunuz. Hızınızı arttırarak sesin geldiği yöne doğru ilerliyorsunuz. Bir noktadan sonra, sık ağaçların oluşturduğu gölgeler azalmaya başlıyor ve açık bir alan karşılıyor sizi. Görüntü ise tuhaf sayılabilecek cinsten.

Açıklık alanın yarıçapı yaklaşık 15-20 metre. Merkezinde kenar uzunlukları 5'er metre olan bir tente bulunmakta. Tentenin altında ve çevresinde çok sayıda kutu dağılmış durumda. Kiminin kapağı açık, kimi kapalı, kimi hafif yanmış. Bununla beraber pek çok da taş var aynı bölgede.

Daha ilginci, tentenin size göre solundaki kısımda gördüğünüz iki kişi. Biri tentenin bir metre kadar önünde, yere çökmüş ve rakibini izleyen beyaz saçlı bir kız. Diğeri ise tanıdık bir yüz. Kızın 5-6 metre kadar uzağında ayakta durmakta olan, derisi siyaha dönüşmüş Butsuo. Aralarında garip ve güzel görünümlü, yerden çıkıp kunoichi'ye doğru yere 15 derecelik bir açı ile meyillenen bir sütun var. Alanın içinde başka bir noktada daha benzer bir sütun olduğunu görebiliyorsunuz. Siz bu manzaraya bakakalmışken, Butsuo aniden size dönüyor. Rakibinin baktığı yöne istemsizce dönüyor kunoichi de. Herkes birbiriyle göz göze geliyor.

Off Topic

Konudaki oyuncular:

- Kurosawa Haru
- Oita Butsuo
- Jin Ryoken
- Kotegawa Chisa

Dövüşe devam edip etmeyeceğinizi bilmediğimizden, arena modu şimdilik kapatılmıştır.

[Kurosawa Haru]

İrkildi kar saçlı kız, nasıl da dövüşüyordu, nasıl da oynuyordu rakibiyle, kedinin fareyle oynadığı gibi? Bir dansçı edasıyla, ay ışığında parıldayan yakamozlar gibiydi, saçları savrulurken patlamanın etkisiyle, Ayıboğan çocukla olan savaşının bölündüğünün habercileri gelmişti. Alın bantları gözüküyordu, hepsinin Ishigakure'li olduğunu anlamak zor değildi, kaldı ki, onları da Chuunin sınavında gördüğünü hatırlıyordu. Daha çok sinirleri bozuldu. Kaşları çatıldı ay saçlı kızın. Hızla hem lokomotif çocuktan, hem de yeni gelen ekipten uzaklaşacak şekilde birkaç adım geri sıçradı. Gözlerinden saçtığı alev, saçlarını eritebilecek sıcaklıktaydı.

"Bu ne?" diye bağırdı tıslayarak, sinirini belli edebilmek için. Mızrağını havaya kaldırdı ve her ne kadar uzak bile olsalar tehditkar şekilde onlara doğru yöneltti. Kalkanını tutan elini ise bir askerin Rahat pozisyonunda durduğu gibi tutmaktaydı. Bir heykel gibi gözüküyordu. "Ishigakure'liler siz, beraber mi çalışıyorsunuz?" Sözündeki iğneleyicilik, kullandığı mızraklardan bile daha deliciydi. Bakışlarındaki deliciliği görseniz, belki de mızrağını tercih ederdiniz. "Üzgünüm, hepinizi geçirecek kadar parşömen yok. Beraber çalışsanız bile birbirinize düşmek durumunda kalacaksınız."

"Benden bu kadar."

Ne söyleyeceklerini dinlemeden hem çocuktan, hem de gruptan en uzak kalacağı şekilde ormana doğru geri geri adımlar attı. Hızlıca kaçıp, izini kaybettirecekti. Tek Ishigakure'liye karşı olan yarım kalmış zaferi, üçünün üzerine çullanmasıyla son bulabilirdi. Her ne kadar güçlerine güvense bile, kendinden daha çok güvendiği Ay yüzüne gülmediği sürece 3 kişiyle savaşmayı denemesinin bir anlamı yoktu. Ormana kadar gidecek, ardından ormana girip izini kaybettirecekti.

[Jin Ryoken]

Tenteneye doğru giden ağır ama temkinli adımlarımızı değiştiren şeydi o patlama sesi. Belki de, aslında bizi doğru yere götürende o sesti. Hızla adımlarımızın yönünü değiştirip koştuk. Ağaçlar bittikten sonra, açık alana ulaşmayı başardık sonunda. Burada gördüğüm manzara, başlarda sadece tenteneden ve kutulardan ibaretti. Bazıları yanmış, bazıları hafif açık, bazıları ise kapalı kutular. Ancak, gördüğüm asıl güzel manzara yere çökmüş bir kar tanesi ve siyah derili Butsuo oldu.

Bu güzel kar tanesine doğru meyillenen sütun gibi bir sürü sütun bulunuyordu alanda. Bu manzara ikilinin arasında bir dövüş gerçeklemiş olabileceğini düşündürtürken, bir yandan yorulmuş olabileceklerini aklıma getiriyordu. Yüzümdeki gülümseme artarken, kar tanesinin sesini duymuştum. Son cümlesini bitirmesine hiç ihtiyacım yoktu. Hatta dinlemeye bile lüzum yoktu. Beraber çalışıp çalışmadığımızı sorduğu anda, Tatsu mührünü yapıp Shibou no Jutsu ile onu etki altına alacaktım. Etki altına aldığım gibi, Jubaku Satsu için el mühürlerine başlayacaktım. Yakalayabilirsem, kar tanesini dikenli teller ile yakalayacak ve sıkıca saracaktım onu.

[Kotegawa Chisa]

Harika Mükemmel Sınavı Mahvetme Taktiği'nin ilk aşamasını başarıyla gerçekleştirmek için günün erken saatlerinde yola koyulduk. Arkadaşlarım, bu saçma görünen fakat aslında mükemmel olan planın asıl amacını anlayarak bana yardım etmeyi seçti. Bunun için gerçekten de mutluyum. Her ne kadar hala Ryoken-san'ın gerçek kişiliğini sakladığını düşünsem dahi ona güveniyorum, sonuçta üçümüz de aynı alınbandını takıyoruz.

Uzun sayılabilecek bir yolculuğun ardından çoğunluğun geleceğini düşündüğüm Teçhizat Tentesi'ne varmayı başardık. Biraz geç kaldık fakat patlamayı fark edebilecek kadar yakında olduğumuz için şanslıydık.

Alana vardığımızda Butsuo-san ve simaen tanıdığım bir Kusagakure shinobisinin dövüşmekte olduğunu gördük. Bizi gören Kusagakure shinobisinin suratı öfkeli bir ifade aldı. Sanırım üçümüzün birlik olup kendisine saldıracağını falan düşünüyor. Hehehehehe~~ Ne kadar da safça.

Kusagakure shinobisi konuşmaya başladıktan hemen sonra Ryoken-san'ın sinsi bir gülümsemeyle birlikte el mühürlerine başladığını gördüm. Beyaz saçlı hanımı pekte dinlemek istemiyormuş gibi gözüküyordu, açıkçası bende pek dinleme taraftarı değildim.

Ryoken-san'ın hemen ardından modumu aktifleştirerek Zukokku için el mühürlerine başladım. Alev kütlesinin ikisinin arasından geçerek bizi etkilemeyecek bir noktaya ulaşmasını sağlayacak ve patlatacağım. Bu saldırımdan sonra büyük ihtimalle Teçhizat Tentesi'nde bulunan tuzağı ve ekipmanı elde edemeyeceğiz fakat pekte önemli değil. Sonuçta asıl amacımız karşımıza çıkan herkesi mümkün olduğunca hızlı bir şekilde diskalifiye etmek.

[Oita Butsuo]

Chisa ve Ryoken mi... Karmaşık duygular içindeyim, düşüncelerimse daha karışık. Duygularım karışık çünkü tam dövüş kızışıyordu ve eğlenmeye başlamıştım. Çünkü yavaş yavaş dayak atabilecek pozisyona geliyordum. Şu an elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi oldum. Yine de sonuçta gelenler benim köylüm. Belki Haru beni öldürecekti, şimdi en azından kıçımı kollayacak birileri var. Ya da var mı? İkisi birlik olup bizi teker teker avlamayacakları ne malum? Ishigakure dediğin zaman kaba kuvvet girer işin içine, direkt yüzleşir vura vura iradeni kabul ettirirsin düşmanına. Ne kadar köylü olsak da düşmanız sonuçta sınavda. Hatta Haru'ya güvenmek için daha çok sebebim var, sonuçta benimle birlik olmazsa her türlü kaybedecek. Ben de has bir Ishigakureli olarak sevmiyorum böyle hesapları, ne güzel dövüşüyorduk Haru'yla. Kazanan çantayı alıp gidecekti, şimdi bir sürü plandı kandırmacaydı iş girdi. İşin içinde iş var!

Teker teker süzdüm ortamdakileri. Bu sırada Haru'nun sesi çınlamaya başladı kulaklarımda, sinirliydi. Sözlerini bitirmesini bekledim. Gitmeye kalkıştığında da "Hey, bekle. Göründüğü gibi değil!" dedim arkasından. Ama ne fayda, ben zamanımı konuşarak boşa harcarken Ryoken ve Chisa'nın harekete geçmeye başladığını hissettim. Beni hedef alacaklarını sanmıyorum. Karar zamanı geldi. Haru mu Ishigakureli yoldaşlar mı?

Sanırım Haru'nun kararını destekleyeceğim. Kaçacağım. İkisinin de tekniklerini bitirmesini bekleyeceğim. Beni hedef almaları ihtimaline karşı da dikkatli olacağım. Ardından da olabildiğince hızlı bir şekilde Haru'nun sırtındaki çantayı alıp kaçacağım. Yani kapkaççılık. Sıradaki hedefim gıda tentesi olacak. Bir tane de gıda çantası kapıp üssüme dönerim. Kim dost kim düşman belli değil, uğraşmaya gerek yok. Depar depar depar depar...

[GM - Naruto]

Haru bir kaç adım geriye zıplayarak eski konumundan 2 - 2.5 metre geriye gidiyor. Tentenin sınırına ulaşıyor. Ryoken ve Chisa ile Haru arasında 20 küsür metre bulunuyor. Bu anda, Haru "çalışıyorsunuz" ile biten cümlesinin sonuna geldiği anda Ryoken tek el mührünü yapıp tekniğini aktifleştiriyor. Haru'yu tekniğin etkisi altına alıyor. Haru, aniden arkasında beliren bir Ryoken'in sırtından ona bir katana soktuğuna dair şok edici bir imge ile karşılaşıyor.

Bu sırada, Ryoken Jubaku Satsu'nun el mühürlerine başlıyor. Chisa bunu görünce modunu aktif etmek için odaklanıyor. Haru'nun imgesi o anda bitiyor, geriye doğru bir kaç adım daha atıyor korkuyla. Tente ile arasına 2 metre daha koyuyor. Totalde Chisa & Ryoken ikilisi ile arasındaki mesafe 22 küsur metreye çıkıyor.

Ryoken el mühürlerini bitirdiğinde Chisa modunu aktifleştirmiş oluyor, ardından Zukokku için el mühürlerine girişiyor. O esnada Haru, Ryoken'in oluşturduğu dikenli teller tarafından sarılıyor.

Butsuo tüm bunlar olurken kaslarını hareket için hazırlıyor. Ona doğru bir saldırı gelmediği için Haru'nun üzerine atlamak istiyor ancak Chisa'nın el mühürlerini görünce bundan vaz geçiyor. Planladığı gibi karşı tarafın hamlelerinin sonlanmasını beklemeye koyuluyor.

Haru'nun hareketsiz kalmasını fırsat bilen Chisa, Zukokku'yu ikilinin arasından geçecek ve alanın kendilerine uzak sınırında patlayacak şekilde fırlatıyor. Amacı, kendilerine zarar vermeden patlamanın hem Butsuo hem de Haru'yu içine almasını sağlamak. Ancak bu alan içerisinde tahmin ettiği gibi tente de bulunuyor.

Zukokku Chisa'dan çıkıp fırladığı anda Butsuo da işlerin iyiye gitmediğini fark ediyor ve harekete geçiyor. İlk başta nereye gideceğini anlık olarak şaşırsa da bir patlama geleceğini Zukokku yanından geçerken sensör yetenekleriyle fark edebiliyor. Bu yüzden Haru'dan zıt yöne, kaçabileceği en rahat yön olan Ryoken ve Chisa ikilisine doğru koşuyor.

Haru ise Jubaku Satsu yüzünden yerine mıhlanmış durumda. Bu esnada ikinci imgesi oluşuyor ilkine benzer şekilde. Bu sefer Ryoken önden boğazını kesiyor.

Patlama ani bir şekilde gerçekleşiyor ve alanın yarısı koca bir alev kütlesinin içerisinde kalıyor. Tentenin tamamı alev alıyor ve taşlarla tahta kutular etrafa saçılıyor. Bir çoğu alev alıp yanmaya başlıyor. Civar ağaçlar da aynı şekilde, parçalanıp yanmaya başlıyorlar. Bölgede, Ryoken ve Chisa'nın karşı tarafındaki alan sınırını merkez olarak belirlemiş 30 metre çapında bir boşluk oluşuyor. Bu boşluğun içerisi yanmış ağaçlar ve tenteden geriye kalanlarla dolu.

Haru, patlamanın içerisinde kalıyor. Kanını kaynatacak cinsten bir sıcaklık ile karşılaşıyor. Bu acı çok yüksek ancak beklediği gibi fiziksel olmuyor. Kendisi yanmıyor, giysileri biraz hırpalansa da vücut bütünlüğü bozulmuyor. Tüm acıyı beyninde hissediyor. Her uzvuna yayılan acı aşırı yüksek.

Butsuo ise alandan çıkmadan son anda alevlerin arasında kalıyor. Aynı acıyı o da hissediyor. Fiziksel bir hasar almamış olsa da muazzam bir acı tüm vücudunu kaplıyor. Koşar pozisyonda olduğundan alevleri hemen terk edebiliyor ve Haru gibi alevleri sonuna kadar hissetmemiş oluyor.

Butsuo ile Ryoken & Chisa ikilisi arasında 5 metre var. Butsuo kafasını çevirip Haru'ya bakıyor. 15 metre kadar uzağında, bir dizi ile yere çökmüş durumda. Ellerinde silahları mevcut. Çok yüksek acı içerisinde gibi görünüyor. Ona doğru hareketlenmek istiyor fakat Chisa ve Ryoken'in tehditkâr duruşları ve az önce onu öldürmeye çalışmış olmaları onlara sırtını dönmesini engelliyor. Bu yüzden Haru'dan çantayı çalma planını askıya alıyor.

Haru, üzerindeki iki Genjutsu tekniğinin de kırıldığını hissediyor. Aldığı yüksek muazzam zihinsel acı diğer iki tekniğin de dağılmasına sebebiyet veriyor. Form ve kondisyonu aşırı iyi olmasa da ona bu acıya dayanma kuvveti verebilecek yeterlilikte. Bir dizi yerde olacak şekilde çökmüş durumda ancak harekete hazır. Baş ağrısından muzdarip olmaya başlıyor. Biraz daha hasar alırsa performansının net bir şekilde düşüşe geçeceğinin bilincinde.

Chisa, Zukokku'nun içerisinde kalan Haru ve Butsuo'nun fiziksel yaralarını engellemek için ciddi miktarda chakra harcıyor. Zukokku'nun tek bir yara oluşturmayıp, kurbanlarının neredeyse tüm vücudunu yakması ve bu olayın 2 kişi üzerinde gerçekleşmesi göz önüne alınınca neredeyse Zukokku ile benzer bir chakrayı da modu götürmüş oluyor. Aniden bu kadar chakra kullanması alnında boncuk boncuk ter damlalarının oluşmasına sebebiyet veriyor. Derin bir nefes veriyor. Performansında bir düşüş yok, savaşacak chakrası da hala bulunuyor.

Off Topic

Siz dövüşmeye devam ediyorsunuz gibi algıladık. Arena modu aktif edilmiştir.

[Kurosawa Haru]

Şerefsizler tarafından hiç beklemediği bir anda saldırıya uğramıştı. Bu adamlar konuşmuyor, sadece saldırıyordu. Onlara saldırmanın ne demek olduğunu gösterebilirdi, ancak Butsuo'nun hala diğerleriyle anlaşma içinde olduğunu düşünüyordu. Şimdilik kaçmak zorundaydı, 3 kişiye karşı aynı anda savaşmak mantıksızdı. Yere sertçe basıp Doryuu Shiki tekniğini kullanacak ve kendisini 30 derece açıyla en yakın yanmamış orman kısmına doğru fırlatacaktı. Fiziksel bir hasar almamış olması, kaçarken akrobatik yeteneklerini de kullanabilmesi için ona bir yol oluşturacaktı.

Önemli olan tek şey buradan kurtulmasıydı, bu yüzden mümkün olduğunca en hızlı şekilde çıkaracaktı sütunu yerinden. Hızla kaç, yapabileceği başka bir şey yoktu, üzerine oynayan bu kadar çok insan varken. Kaçabilir de orman kısmına ulaşabilirse, izini kaybettirecek şekilde ağaçları kullanarak buradan uzaklaşacaktı.

[Oita Butsuo]

Ohoo, ortalık karıştı. Savaşmaktan başka çare yok. Hadi bakalım.

Hızla elimi çantama götürüp ışık bombasını atacağım Chisa ve Ryoken'e doğru. Bombadan etkilenmemek için gözlerimi kapamayı unutmayacağım. Ardından da Ryoken'e uçan bir Headbutt atmak için hareketleneceğim. Chisa çok daha iletişim kurulabilir biri gibi duruyor. Ryoken'i aradan çıkarmak işime gelir.