Turuncu Takım - Gün Sonu

[Jirou Ryu]

Güzel bir yemek ve parşömenle birlikte dolu dolu geçen uyku saatlerimin ardından, bir başıma bir süre vakit geçirmiştim. Pek bir şey olmamıştı ve açıkçası canım pek sıkılmamıştı. Tüm vaktimi düşünerek ve uyuklayarak geçirmek bir dönemdir uzak kaldığım bir yaşam biçimi olduğundan belki de böyle olmuştu. Gene bu yüzden belki de zaman çabuk geçmişti. Zira sanki gözlerimi açıp kapattığım gibi, Ryoken ve Chisa geri dönmüştü.

Beraberlerinde getirdikleri parşömenden baskından başarılı bir şekilde döndüklerini görebiliyordum. Galiba, beraber geçirdikleri zaman yeteneklerini daha uyumlu kullanmaları için olumlu etkilemişti onları. Öte yandan Chisa'ya pek katılmıyordum. Elimizde iki tane parşömen varken, onu korumak ve agresif bir tutum sergilememiz gerektiğini düşünüyordum. Bu yüzden ikili konuşurken, onları dikkatlice dinlemiş ve konuşma sırası geldiğinde fikirlerimi belirtmek için bir adım öne çıkmıştım. "Ryoken-san'a katılıyorum. Gıda tentesine gitmek yerine bugün avlanalım ve üçümüz burada kalalım. Eğer giden gelen olursa hazırlı oluruz. Öte yandan üçüncü parşömen için aceleci davranmamız gerektiğini de düşünmüyorum." diyecektim ve tekrardan bir adım geri çekilecektim.

[Jirou Ryu]

Vize haftam, o yüzden siteyle pek ilgilenemiyorum. O yüzden yazamadım, telafi etmeye çalışacağım.

[Jin Ryoken]

Vay be. Ryu ilk kez tartışma çıkarmadan bir konuşma sonlandırdı. Üstüne üstlük bana katıldığını söyledi! Kişisel gelişimini yavaş dahi olsa tamamlıyor olmasına çok sevindim. Bu kadar sinir stres, nereye kadar devam edecekti ki zaten? Senin büyüdüğünü izlemek beni heyecanlandırıyor Ryu-san. Gerçekten koca bir adam oluyorsun, olgun bir bireye dönüşüyorsun!

"Benim bu gece dinlenmem gerek. Dün gece uyumadığım için, avlanma işinizi size bırakmak zorundayım. Yarın üste kalalım, sonraki gün Gıda Tentenesine gideriz. Aynı zamanda, üssümüzde bir kişinin daima durması gerekebilir. Sarı Takım buraya geldiğinde birinin durması iyi olur. Gerçi bir kişi o üçünü durduramaz heralde, neyse. İcabına bakarız."

Diyerek son konuşmamı yaptım. Diyecek daha bir şey yok sanırım, onlar avlanana kadar bende uyanmış olurum. Güzel bir dinlenme olacak, gerçi daha iyi bir dövüş olsaydı daha güzel dinlenebilirdim.

[Kotegawa Chisa]

Düşüncelerimin diğerleri tarafından onay görmemesinden pek hoşnut olmasam dahi onlara ayak uydurmaya karar verdim. Yani sonuçta burada üç kişilik bir takım olarak bulunuyoruz ve iki kişi aynı düşüncede, neden üçüncü kişi olarak onlara ayak bağı olmayı tercih edeyim ki? Planımdan yüzde yüz emin olsaydım kesinlikle ama kesinlikle sabaha kadar onların başının etini yer ve ikna etmeye çalışırdım fakat ortada öyle bir durum yok. Her ne kadar fazla tedbirli davrandığımızı düşünüyor olsam dahi onlara ayak uyduracağım.

"Tamam, o halde dediğiniz gibi yapalım. Ryu-san ve ben gece boyunca avlanarak yarın için yiyecek bir şeyler bulalım. Lakin yarın bize kimsenin uğrayacağını düşünmüyorum, uğrasalar dahi iki kişinin rahatlıkla başa çıkabileceğini düşünüyorum. En azından aramızdan bir kişi teçhizat tentesine gitmeli. İlk gün bulduğumuz gibi bir ekipman bulmayı başarabilirsek ilerleyen günlerde işimiz çok ama çok kolaylaşacaktır. Tabii giden kişinin kendisini zorlamasına kesinlikle lüzum yok, yaralanabileceğini düşünüyorsa kesinlikle riske girmeden geri dönmeli.

Ertesi gün ise dediğiniz gibi gıda tentesine gidebilir veya yarın gelişecek olaylardan sonra farklı bir yol izleyebiliriz."

Ryoken-san'ın beni onaylayacağını düşünüyorum fakat Ryu-san'dan pek emin değilim. Yine de fikirlerimde diretmeyeceğim, ne derlerse uymayı düşünüyorum. Sonuçta bir takım üyesi olarak yapmam gereken şey bu.

[Jin Ryoken]

Chisa-chan mantıklı konuşuyor aslında. Nedenini şöyle söyleyebilirim, eğer üçümüzde yarın burada kalacak olursak geri kalma ihtimalimiz artacak. Eğer dediği gibi birisi teçhizat tentenesine giderse, diğer gruplardan bir adım öne geçme şansımız olabilir. Ben dinleneceğim için, sabah oraya gitme şansım var. İki kişi burada beklediği takdirde, bir sorun yaşamadan dönebilirim sanırım. Ryu ve Chisa'nın birlikte kalması bir problem yaratmayacaksa, sorun olmayacaktır. Bence bir pürüz çıkmaz çünkü Ryu artık olgun bir insan! Evet Ryu büyüyor ve ben ona daha iyi büyümesi için yardım etmeliyim. Gıcık kaptığı Chisa ile birlikte bir gün geçirirlerse, olgunlaşmasına yardımcı olabilir. Ryu-san şuan bir filiz ve onun sulanması gerekiyor. Sulandıkça daha çok büyüyecek, bir gün benim gibi büyük bir ağaç olacak.

"O zaman ben yarın tek başıma teçhizat tentenesine gideyim. İki kişinin burada kalmasını istememdeki sebep, düşman edinmiş olmamız. Rena denilen kızın ifadelerine ve tavırlarına bakılırsa, intikam almak isteyecektir. Koshiro'dan emin değilim, diğer çocukta bir şeyler yapmak isteyecektir. Boş bir takım değiller, bu yüzden iki kişinin kalması en mantıklı fikir. İkinizin onlarla rahatça başa çıkabileceğini düşünüyorum."

Diyerek cümlelerimi sonlandırdım. Onaylanırsa, sabahına tek başıma gidebilirim. Büyük ihtimalle bir zarar almadan geri dönmüş olacağım.

[Kotegawa Chisa]

Ryoken-san oldukça önemli bir noktaya parmak bastı, sarı takım. Gerçekten de söylediği gibi sarı takım hiçte tekin olmayan bir üçlüye sahip, üçünün de aynı köyün shinobisi olması ise onları daha da tehlikeli bir hale getiriyor. Birbirlerinin yeteneklerini, kişiliklerini ve sınırlarını oldukça iyi biliyor gibi görünüyorlar. Her ne kadar Koshiro-san hakkında elle tutulur bir bilgimiz olmasa da diğer ikisinin oldukça güçlü olduğunu biliyorum. Öte yandan bizim takımımız, her ne kadar aynı köyden gelmiş üç shinobiden oluşuyor olsa da pekte iyi sayılamayacak bir takım. Bireysel olarak baktığımızda üçümüz de oldukça güçlü shinobiler olmamıza rağmen aramızdaki uyum yok denecek kadar az. Ryoken-san ile biraz anlaşabiliyorum fakat onunla da düşüncelerimiz tam olarak uyuşmuyor. Birkaç saat önce yaşadığımız rehin alma durumu buna çok güzel bir örnek.

Ryoken-san konuşmasını bitirdikten sonra birkaç saniye boyunca düşündüm. Açıkçası Ryu-san parşömenlerin güvenliğini sağlamak için mükemmel bir koz, dolayısıyla sürekli olarak parşömenleri koruması mantıklı olacaktır fakat yarın teçhizat tentesine onun gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Ona sahip olduğumuz sürece kimsenin bizden parşömenleri alamayacağına adımın Chisa olduğu kadar eminim. Yine de yarın onun gitmesi gerektiğini düşünüyorum.

"Yarın Ryu-san'ın teçhizat tentesine gitmesinin daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Ryoken-san büyük ihtimalle Ryu-san'ın gölgelere saklanma yeteneğini hesaba katarak böyle bir fikri ortaya sürdü. Haksız da sayılmaz, gerçekten de Ryu-san'a sahip olduğumuz sürece parşömenlerin güvenliğinden endişelenmemiz için bir sebep kalmıyor." Birkaç saniye boyunca duraksayarak konuşmama devam edip etmeme arasında gidip geldim. "Lakin Ryu-san'ın bu kadar pasif bir şekilde kalmasını istemiyorum. Bence onu ve yeteneğini mümkün olduğunca ofansif bir şekilde kullanmalıyız." Konuşmamı sonlandırdığım esnada bakışlarımı Ryu-san'a odaklayarak ondan bir cevap beklercesine beklemeye başladım.

[GM - Naruto]

2. GÜN

- Takım parşomeni, Ryu’nun sakladığı yerde durmaya devam ediyor.
- Ryu, gece çıktığı avda 2 birim gıda elde ediyor.
- Chisa, gece çıktığı avda 2 birim gıda elde ediyor.

Gün Sonu Raporu:

► Show Spoiler

Harcanan Ekipmanlar:

• Takım:

-

• Jin Ryoken:

-

• Kotegawa Chisa:

- 1 kunai

• Jirou Ryu:

-

Yaralanmalar:

• Jin Ryoken:

-

• Kotegawa Chisa:

-

• Jirou Ryu:

-

Elde Edilen Ganimetler:

• Sınav Parşomeni: Turuncu Takım, Sarı Takım'ın parşomenini ele geçiriyor.

• Gıda: 4 Birim

!	Message from: GM - Naruto
	Sarı Takım'ın üssünden elde ettiğiniz parşomeni nereye sakladığınız gece hamlenizde belirtilmemiş. Bir sonraki hamle turunda bunu belirtmezseniz parşomenin üste rastgele bir yerde gelişigüzel durmakta olduğu varsayılacaktır.

[GM - Naruto]

Akşam saatlerinde geçecek rpleriniz için 3 günlük süre bu mesaj itibariyle başlamıştır. Bu 3 günün sonunda gece hamlelerini yapmanız için ‘Hamleler’ başlığı mesajlaşmaya açılacaktır. Bununla birlikte, ‘Hamleler’ başlığında sonraki safhada yemek yiyip yemeyeceğinizi belirtmek zorundasınız. Gece safhası da tamamlandıktan sonra gün sonu raporunuz verilecek, gün sonu raporunun hemen ardından 2. Gün gündüz safhasının hamleleri için ‘Hamleler’ başlığı yeniden açılacaktır.

Sizlerden bu süreçte kişi başı 2 ila 5 rp beklemekteyiz. Bu rplerde gün içinde yaşadıklarınızı ve hislerinizi anlatabilir, sohbet edebilir, önünüzdeki gece safhası ve bir sonraki gündüz safhasında yapacağınız şeylerle alakalı taktik konuşmalarınızı yansıtabilirsiniz. En az birer rpnizi, taktiksel konuşmalara ayırmanızı rica ediyoruz.

Son olarak, gündüz safhası için üsten ayrıldıktan sonra gece safhasında üsse ‘dönmemiş’ bir pozisyondaysanız bulunduğunuz yere bağlı olarak kendi başınıza rp yapabilirsiniz.

[Jirou Ryu]

Görebildiğim tek şey, ıssızlığa doğru uzanan çorak coğrafyaya ev sahipliği yapan verimsiz topraklardı. Devriye maksadıyla yürüttüğüm bu eylem, bu ıssızlığın sonucu olarak kendimle yüzleştiğim bir dalgınlık haline evrilmişti. Sessizlik, geçmişin yansımalarını, adeta bu ölü topraklarda şuursuzca canlandırırken, bedenim ve ruhum teslimiyeti kabul etmiş pişman bir suçlu gibi tepkisiz bir şekilde yaklaşıyordu olaya.

İshigakure'den çok daha farklı bir ton ve hissiyatla gökyüzünde yerine kurulmuş olan güneş, şüphesiz ki görevini laiki ile yerine getirmesine rağmen, geçmişin parçalarıyla birlikte yükselen siyah bir aura tüm o aydınlığı yok ediyordu sanki. Her bir parça, farklı bir yüz ve vahşetle can buluyordu. Elimde son nefesini vermiş sayısız can şüphesiz her seferinde farklı bir öldürücü darbe tarafından öldürülüyordu, ama dikkatli gözlerim, her bir son nefesin aynı olduğunu görebiliyordu. Ölüm benzersiz gibi gözüken, ama herkese aynı olan bir olguydu.

Ölmemiş, ama çok fazla öldürmüş biri olarak, bunu biliyordum.

Derin bir nefes, peçemin kumaşından geçip, ciğerlerime doğru hızlıca dolarken, gözlerim saatlerdir baktığı noktadan uzaklaşmış, hafifçe etrafında bir tur atmıştı. Saatler üst üste devrilirken, beraberinde oluşan ağırlıkla beraber güneşin kendisini de alıp götürmüş gibi gözüküyordu.

Soluk ışığı ile gökyüzündeki yerini almış ay, sınavın yeni bir gecesinin geldiğini fısıldıyordu kulağıma. Geceler ise genel de, gündüzlerden çok daha sessizdi sınav için yaratılmış bu küçük dünyada. Adımlarım bir bir diğer ikisinin bulunduğu yere doğru ilerlerken, oldukça rahattım. Biliyordum ki, bir çok gözün dolaştığı bu küçük dünya da, geceleri özgür bir kuş gibi ilerleyebilecek tek kişi bendim bu sınavda. Yeteneğimin getirdiği bir ayrıcalıktı.

[Jin Ryoken]

Tahminlerim ani bir intikamın bize geleceği doğrultusundaydı. Hesaba katmadığım birkaç şey yaşanmış olmalı. Hatta bunlara Koshiro'nun kafasının özel bir yetenekle kesilmesi, diğer çocuğun boynunun kanlı olması gibi şeyler olmalı. Daha önce Chisa-chan'ın bunu birine kullandığını görmedim, kullandığı zaman neler olduğunu görmedim. Yani etkileri ne oluyor tam olarak bilmiyorum. Aslında bunu oldukça merak ettim ve bunu test etmek istiyorum. Chisa-chan'ın yeteneği Koshiro'yu ne kadar baygın duracak test edebilirdik. Bunun için insan bulamayacağım için, bir hayvan üzerinde test etmek daha iyi olacak. Eğer tavşan boyunun koparıldığı illüzyonuna karşı sabaha karşı ayılmaya başlarsa, Koshiro'nun daha erken kendine gelmesi gerekir diye düşünüyorum. Sonuçta bir hayvanla tecrübeli bir shinobiyi karşılaştırıyoruz değil mi? Medikal bilgilerim iyi olmasa dahi, tahminim bir shinobinin tavşandan daha rahat toparlanacağı yönünde.

Bunu test etmemin bir amacı da, bize ne zaman geleceklerini öngörmeye çalışmak. Böylelikle daha güvenli bir şekilde planlar kurabiliriz. Eğer iki kişi başka bir yere gitmeye kalkarsak ve bir kişi üste kalırsa, onların üçü iki parşömeni de alıp götürebilirler. Takımımda olan kimseyi güçsüz görmüyorum ancak onların üçüne karşı bir kişi, oldukça sıkıntılı olacaktır. Ryu-san'da Chisa-chan'da oldukça güçlüler, hatta üçe bir dönebilecek bir savaşta en azından bir kişiyi rahatlıkla etkisiz hale getirebileceklerini düşünüyorum. Ancak işimi garantiye almak istiyorum her şekilde. Bu yüzden Chisa-chan'ın yanına ilerledim.

"Chisa-chan, bir deney yapmak istiyorum. Sen Koshiro'ya saldırdığında onun boğazını kesmiş gibi illüzyon yaşatmıştın. Bir tavşan yakalayacağım, ona da aynısını yapmanı istiyorum. Koshiro'nun ne zamana toparlanacağını, toparlandığında herhangi bir yan etki yaşayıp yaşamayacağını görmek istiyorum."

Dedim. Umarım teklifimi geri çevirmez, hem Chisa-chan'ın yaşattığı etkileri çok merak ediyorum hem de neler yaşanabileceğini daha tahmin edilir bir hale getirmek istiyorum.