[6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba

[Kotegawa Chisa]

Sis dağılmadan hemen önce dövüşün kalanında takım arkadaşlarımla yardımcı olmam gerektiğini düşünüyordum fakat fikrimi değiştirdim. Kasumikage-san onurlu bir şekilde davranarak Butsuo-san ile aramda olan dövüşe karışmamayı tercih etti, benim aksini yapmam hoş olmaz. Ryu-san ile Kaoru-san arasındaki dövüşe dahi adil olmayacağını düşünerek karışmamıştım, böyle bir durumda nasıl karışayım? Elbette arkadaşlarımın çok kötü duruma gelmelerini de istemiyorum. O yüzden Kasumikage-san abartmadıkça karışmamayı düşünüyorum.

Gözyaşlarımı sildikten sonra bakışlarımı birkaç saniye etrafta dolaştırdım, sonrasında tekrardan Butsuo-san'a çevirdim. Onun hareketsiz halini görmemle birlikte gözlerim bir kez daha doldu fakat kendimi sıkarak bir şekilde yaşların akmasını engellemeyi başardım. Hala kendimi çok kötü hissetsem de birkaç saniye öncesine kıyasla bir tık daha iyiyim. En azından ağlamadan durabiliyorum.

Ağlamamak için kendimi sıktığımdan ötürü suratımda garip bir ifade vardı ama bu önemsediğim bir şey değil. Sadece oturacak ve mümkün olduğunca Butsuo-san'a bakmamaya çalışacağım. Zira ona baktığım anda ağlamaya başlayacağımı biliyorum.

[Kasumikage Teki]

Ryoken'e sonunda hasar verebilmiş olmasının etkisi ile moralinin biraz yerine geldiği söylenebilirdi. Hiyaki'nin başarısız olduğunu çevreye baktığı anda anlayabiliyordu. Tutturulamamış, hatta neredeyse püskürtülememiş bir Mizuame Nabara denemesi yapmıştı ortağı. Halen ortalarda olmadığı da düşünülünce çoktan genjutsu etkisi altına alınmış olduğunu düşünüyordu Altın Maymun'un.

Biraz daha zaman kazanabilir ise ortağına tekrar kavuşabileceğinden emindi. Tek bir genjutsu ile yenilmeyeceğini düşünüyordu ortağının. Kendisinin düşünmesi gereken ise nasıl zaman kazanacağıydı.

Bakışlarını Ryoken'den kaçırdığı için göz teması ile uygulanan genjutsulardan kaçabilirdi fakat rakibinin farklı türk teknikler biliyor olması ihtimalini de aklında tutması gerekiyordu. Teke tek durumda genjutsuya yakalanırsa yapabileceği pek bir şey kalmayacaktı Teki'nin. Her ne kadar son gün yapacakları savunmaya saklamayı istiyor olsa da, gizli silahını kullanma vakti gelmişti artık. Ryoken'in tüm can sıkıcı jutsularından tek hamle ile kurtulması gerekiyordu artık. Var gücü ile rakibine koşmaya başlarken hızla shinobi çantasına uzanarak bolasını çıkartacak ve var gücü ile Ryoken'e fırlatacaktı. Butsuo ve Teijo'ya haber vermeden bolayı kullandığı için kendisini biraz kötü hissediyordu ancak yapacak başka bir hamlesi kalmadığını düşünüyordu artık.

Bola'yı rakibine fırlatırken bir yandan da Hiyaki'yi aydınlatmak istiyordu. Ne durumda olduğunu bilmese de Altın Maymun'a seslenecekti zihnini odaklayabilmesi için. "HİYAKİ! GENJUTSU!!" diyerek ortağının içinde bulunduğu durumu anlamasını sağlamaya çalışacak ve maymunun çakra akışını düzeltmesi için gerekli önlemleri almasını sağlayacaktı. İşler yolunda giderse Hiyaki'nin zaman kaybetmeden yanına geleceğini biliyordu. Eğer bola Ryoken'i bağlamayı başarırsa...

Hamlesi karşısında kendisinin bir genjutsu etkisinde kalıp kalmayacağından da emin değildi. Bu sebeple Hiyaki yanına geldiğinde ortağından kendisine bir çakra dalgası yollamasını isteyecekti. Fazladan önlem almanın zararı olmayacağını düşünüyordu. Sonrasında da Ryoken ile ilgileneceklerdi...

Ryu karşısındaki Teki ise partnerini kaybettiği için farklı bir yol izlemeye karar vermişti. Mizurappa'dan istediği verimi alamadığı ve rakibi beklediğinden çok daha atik çıktığı için pek tercih etmeyeceği bir yola başvuracaktı. Sis dağıldığı için baygın Butsuo ve yerde oturmakta olan Chisa'yı görebiliyordu. Açık hedef haline gelmiş pembe kıza yönelme fikri de tam bu anda beynine işlemişti.

Sola doğru hızlıca takla atarak Ryu'dan gelmesi muhtemel bir saldırıdan kaçabileceğini düşünmüştü. Bunu yaparken de shinobi çantasına uzanarak bir sis bombası alacak ve patlatacaktı. Başarılı olup, ortamı tekrar sise buladığı gibi Shunshin kullanarak Chisa'nın bulunduğu konuma gitmeye çalışacak ve şayet bunu başarır ise, bir eli ile kunoichinin ağzını kapatarak elinden zehir salgılamaya başlayacaktı. Diğer eli ile de pembe hanımın bileklerini arkasında tutarak hamle yapmasını engellemeye çalışacaktı. Böyle bir hamle yaptığı için kendinden utanıyor olsa da, uzun vadeli düşünüp, yarın yaşamaları muhtemel sorunları biraz daha azaltabilmeyi umuyordu.

[GM - Naruto]

Teki & Ryoken: Teki ileri atılırken boştaki eliyle çantasından birbirlerine bir zincir ile bağlanmış iki metal top çıkarıyor. Toplar ufak, bir yumruğun yarısı kadar. Zincir ise bir metre ya var ya yok. Topları birleştiren zincirin tam ortasından 2. bir zincir daha uzanıyor. Yani bu Y şeklinde bir silah, Y'nin üst iki ucunda toplar bulunmakta, alt ucu ise boş. Teki, bolayı ucunda top olmayan alt zincirden tutmakta ve elinde çeviriyor bir kaç tur, ardından aniden fırlatıyor Ryoken'e doğru.

Ryoken, geriye doğru sıçrarken chakrasına odaklanıyor ve onu yoğurmaya başlıyor. Ayakları yere değdiği anda üzerine fırlatılmış olan cismi farkediyor. Tekniğini hâlâ tamamlayamamış durumda, el mührünü yapıp tekniği ateşlemeden hemen önce tekrar geriye doğru sıçramaya çalışıyor bu cisimden kaçmak adına. Ancak Teki'nin ileri doğru halihazırda ivmesi ve aradaki mesafenin de epey kısa olması sebebiyle cisimden kurtulamıyor. Bola, Ryoken'in sağ ayağının bileğine dolanıyor sıkıca.

Bola dolandığı gibi topların üzerinde minik bir ışıkla birer Fuuinjutsu mührü beliriyor ve yarım saniye parlıyorlar, sönerken ise tamamen yok olup gidiyorlar.

Bu işlem göz açıp kapayıncaya kadar bitmiş oluyor. Ryoken postürünü tekrar topladığı anda, chakrasını kesinlikle hissedemediğini farkediyor! Bu his çok garip. Chakrası bitmiş gibi değil, sanki daha önce hiç olmamış gibi. Çıplak hissediyor resmen, akademideki ilk tenketsu açma antrenmanından beri yanında olan varlık artık yok. Ellerini önünde birleştirmiş olsa da, tekniğini haliyle aktif edemiyor. Hatta, teknik denen olgunun nasıl hissettirdiğini bile unutmuş gibi.

Ryoken'in anlık olarak gözleri büyüyor ve bu düştüğü boşluk sebebiyle kafası karışıyor. Fakat aşırı yüksek analitik kapasitesi sayesinde bu karışıklık hissiyatını kafasından çok net bir şekilde silip atıyor ve bu hisse anında uyum sağlıyor. Bu bağlamda, başkasını gafil avlayıp dezavantaja düşürecek olan bu durum onun sadece chakrasına erişimini kesmiş oluyor. Hamlesel veya zamansal olarak herhangi bir dezavantajı mevcut değil.

Teki bu sırada Hiyaki'ye hitaben bağırıyor, ardından Ryoken'e doğru olan ivmesini koruyarak hareket etmeyi sürdürüyor.

Ryu: Önündeki Teki yana doğru parende atarken sen çoktan elindeki tantouyu fırlatmış oluyorsun. Raiton no Yoroi'nin verdiği hızla elini terk eden tantouyu takiben harekete geçiyorsun. Tantou ıskalıyor, ancak rakibinin parendesi bittiği anda sen zaten onun dibine kabaca varmış oluyorsun. Rakibin elini bel çantasına götürüp bir şeyler almaya çalışırken ise elinle yaptığın kesme hamlesi ona isabet etmiş oluyor. Hem ondan daha çevik olman, hem de üzerinde Raiton no Yoroi'nin etkisi olması sebebiyle çantasından bir şeyler çıkarmasına fırsat vermeden onu patlatmış oluyorsun. Tahminin doğru çıkıyor, bu Teki de bir klondu.

Chisa: Oturduğun yerde Butsuo'dan gözünü kaçırmak adına sağına soluna bakıyorsun eve doğru bakmak yerine. Zira eve doğru bakarsan Butsuo görüş alanına gireceği için moralinin daha da bozulacağını tahmin ediyorsun. Ondan ziyade çevrene odaklanıyorsun. Ryu'nun önündeki Teki ile olan kısa münakaşasını izliyorsun. Onun dışında bir değişim yok etrafta.

---

Teki evin arka duvarından 5-6 metre kadar uzaklıkta. 2 metre önünde Ryoken mevcut. Ryoken eve doğru bakıyor, Teki ise evden uzağa doğru bakar konumda. Teki'de ileriye, yani Ryoken'e doğru bir ivme mevcut.

Ryu ve Chisa ise evin ön tarafındalar. Chisa evin ön kapısından 6-7 metre kadar uzakta. Ryu da onun sol arka çaprazında, Chisa'dan 3-4 metre kadar uzaklıkta.

Ryu: Formunun çok iyi olması sebebiyle eksilmiş chakran performansını hala etkilemiş değil ancak Raiton no Yoroi çok hızlı bir şekilde rezervlerini tüketiyor. Halihazırda düşük chakra kapasitesiyle bu dövüşe başladığın için olması gerektiğinden daha kısa dayanacaksın gibi görünüyor bu duruma. Birazdan performansın düşmeye başlayacak, hissediyorsun. Raiton no Yoroi'yi kapatırsan bu süre uzayacak, ancak bu yalnızca kaçınılmazı erteleyecek gibi görünüyor. Ensenden ve alnından terler akmakta.

Ryoken: Chakranı kesinlikle hissedemiyorsun. Chakraya bağlı herhangi bir hamle yapamayacağının bilincindesin. Bunun sebebinin bola olduğunun da bilincindesin. Ayak bileğini sıkıca sarmış durumda, ancak yüksek analitik becerin sayesinde bu sıkışın doğa üstü olmadığını anlayabiliyorsun. Yani eğer uğraşırsan çıkarabilirsin gibi görünüyor bolayı. Ancak önünde rakibin varken bunu yapmak ne kadar mümkün olur, bilemiyorsun.

Teki: Rakibine doğru ivmen mevcut. Bolanın çalıştığından eminsin. Rakibinin bu yeni duruma direkt olarak uyum sağlayabilmiş olduğunu da farkedebiliyorsun. Bolayı fırlatmanı takiben bir saniyeden fazlası geçmediği için ortalıkta Hiyaki'yi görememen sana normal geliyor. Ancak sırtın eve dönük olduğundan Hiyaki'nin konumuyla alakalı bir fikir sahibi de değilsin.

Chisa: Serin bir rüzgâr esiyor. Ryu'nun derin bir nefes çektiğini fark ediyorsun. Ayağın sızlamaya başlıyor ve çok ısındığını fark ediyorsun. Hafif bir morartı da seçebiliyorsun yumruğun isabet ettiği yerde, uyluk bölgende. Kendindesin, ellerinin titremesi geçmiş durumda. Ayağını hâlâ kullanamayacağına da eminsin.

[Kotegawa Chisa]

Ryu-san ile Kasumikage-san arasındaki dövüşü izlerken biraz gerildim. Arkadaşımın wakizashisini biraz tehlikeli bir şekilde savurduğunu fark ettim. Sanki karşısındaki rakibini ağır bir şekilde yaralamak istiyormuşçasına hareket ediyordu. Bir anlığına da olsa ona müdahale etmeyi düşündüm fakat sonrasında ona güvenmem gerektiğini hatırladım. Tanıdığım Ryu-san kesinlikle böyle bir sınav için birilerine ağır hasar vermeyecektir diye düşündüm. Ne yazık ki bu düşüncemde pek haklı değildim. Ryu-san, Kasumikage-san'ın göğsüne derin bir kesik attı. Anlık olarak sinirlenmiş olmama rağmen sonrasında gelen 'puf' sesi ve ortaya çıkan ince sis derin bir nefes alarak sakinleşmemi sağladı. Ryu-san'ın kestiği Kasumikage-san'ın klonlarından birisiymiş sadece.

Ryu-san'ın dövüşü bittikten sonra sol elimi gözümün hemen altına, yer kısmını göremeyeceğim şekilde perde yaparak bakışlarımı birkaç saniye önce Hiyaki-san'ın olduğu noktaya çevirdim. Hemen ardından da "Sanırım Ryoken-san, Kasumikage-san ile dövüşüyor." dedim kendi kendime. Arkadaşımın ne durumda olduğunu bilmiyordum fakat pekte endişelenmiyorum. Onun ne kadar zeki birisi olduğunu gayet iyi bir şekilde biliyorum.

Asıl merak ettiğim şey Ryu-san'ın dövüşe devam edip etmeyeceği. Ryoken-san'a yardım etmeye karar verirse Kasumikage-san'ın bir şansı olacağını sanmıyorum. Her ne kadar araları pek iyi olmasa da beraber savaştıkları takdirde önlerinde kimsenin durabileceğini sanmıyorum.

Şimdilik oturmaya devam edecek ve siper ettiği elimle çevreme bakınacağım. Her ne kadar dövüşmeye niyetim olmasa da üstüme gelebilecek tehditlere karşı hazırlıklı olmalıyım. Esir alınmam gibi bir durumda takım arkadaşlarıma ayak bağı olmaktan başka bir işe yaramam. Bu yüzden kesinlikle ama kesinlikle esir düşmemeliyim. Hareket etmesem de oturduğum yerden yapabileceğim birkaç şey var. En azından birkaç saniyeliğine dayanabilirim gibi hissediyorum.

[Kasumikage Teki]

Bolayı Ryoken'e bağlamayı başardığı gibi büyük bir rahatlama kaplamıştı içini. Oyuncağını boşa harcama ihtimalinden dolayı oluşmuş korkuyu bu sayede hızlıca atlatmış ve dövüşlerinin bir sonraki aşamasına hızlıca adım atmaya hazırlamıştı kendini. Ryu'nun iki klonu da yenmiş olduğu zihninde beliren anılar ile kesinleşmişti. Chisa ve Butsuo'nun da dövüş dışı kaldığını biliyordu artık. Böylece iki takımın da ayakta kalan üye sayısı eşitlenmişti. Ryoken ve Ryu'ya karşı Hiyaki ile kendisi kapışacaktı artık.

Hiç zaman kaybetmeden Ryoken'e doğru atılacak ve saldırıya başlayacaktı. İlk adımı ile elinde salgıladığı zehri Kitsune'nin demirine sürmeyi de unutmayacaktı. Birilerini zehirleme vakti gelmişti artık. Çakrasını hiç kullanamayacak olan rakibinin tek çaresinin shinobi çantasındaki aletler olduğunu biliyordu. Kunai ve shuriken gibi keskin şeyleri dert etmesine gerek yoktu. Fakat patlayıcı parşömen gibi tehlikeli silahlar işini zora sokabilirdi. Bu yüzden Kitsune ile saldırmaya hazırlanırken Ryoken'in kollarını hedef alacaktı. Shinobi çantasına uzanmasını engellemek istiyordu rakibinin.

Babası Kasumikage Yamamoto'dan öğrendiği gibi dövüşecekti. Kuş gibi kanatlarını çırparak. Ryoken'e yeteri kadar yaklaştığı gibi sağ koluna doğru bir sokma hamlesi yapacaktı. Ryoken, kolunu geri çekerek saldırıdan kurtulursa eğer, katanasının keskin kısmını rakibinin vücuduna doğru döndürerek, beline bir kesik atmayı deneyecekti. Sonrasında da kazandığı momentum ile hızlıca katanasını geri çekerek bir sokma hamlesi daha yapıp, rakibinin üstüne adımlanarak ve aşağıdan yukarıya doğru çaprazlama bir kesme hamlesi daha yapacaktı. Hedefini tamamen Ryoken'in harekete geçen kolları belirleyecekti. Hangi eli ile çantasına ulaşmaya çalışırsa ona odaklayacaktı saldırılarını. Saldırıları ile rakibinin vereceği her savunma açığında ise vücuduna bir kesik daha atmayı deneyecekti. Hiyaki'nin de genjutsudan kurtulduğundan emindi kendi kafasında. Bu yüzden ortağının az sonra evin duvarından zıplayıp, yanlarına gelerek dövüşü izlemeye başlayacağını ve Ryoken'in kaçış noktalarını sıvı silahlar fırlatarak kapacağını düşünüyordu.

Rakibi köşeye sıkışmıştı ve artık tek yapmaları gereken yeteri kadar yara açarak, onu pes etmeye zorlamaktı. Parşömeni almayı başarıp başaramayacaklarından emin değildi ancak Turuncu Takım'ın bugün üslerine 3 kişi dönememelerini sağlamak için elinden geleni yapacaktı Teki. Kimi koruyacağı ise Ryu'ya kalacaktı eğer planları yolunda giderse...

[Jin Ryoken]

Bugün oldukça şanssız bir gün benim için. Şimdi ise şansım çok daha kötüye gidiyor. Teki-san'ın üzerime attığı zincirli toplar her şeyi çok kötü bir yola sürükledi. Tekniğimi ateşleyemeden önce ayağıma bir anda bağlanan bu şey beni bir anda yok etmiş gibi hissettim. Öyle ki, çakram neredeyse hiç olmamış gibi bir his. İğrendim. Böyle bir hissi yaşadığım için iğrendim anlık olarak. Tekniğimi bile aktif edememişken, bu durum bir hayli kötü oldu. Şuanda yapabileceğim pek bir şey yok gibi hissediyorum. Ayağımı sıkıca saran bu şeyden kurtulmam gerektiğinin farkındayım, ancak iki metre önümde bana doğru koşan biri varken bu imkansız.

Bu attığı şey ayağımı sıkıca sarmış olsa dahi, hareketime engel olmayacak gibi gözüküyor. Henüz dezavantajlı bir durumda değilim, tek ayağım dolandığı için çok azcık şanslı olabilirim. Ağır bir şey değil gibi, yani kesinlikle hareket edebilirim. Üzerime koştuğuna göre, bana saldıracak olmalı. Nereme saldıracak bilmiyorum, umarım bir anda bacaklarıma saldırmayı düşünmez. Bu yüzden onun ivmelenmesinden yararlanmalıyım. Tüm irademi toparladım, ne yapacağımdan eminim. Ryu-san'a seslendiğim zaman bana gelememişti, o zaman ben ona giderim. Şuanda ona veya Chisa-chan'a ihtiyacım var. Ayağımdaki şeyi çıkarmadan pek bir şey yapamam.

Hızlı bir şekilde sağıma doğru döndüm. Zaten sağ taraftan gelmiştim, Ryu-san'da oralarda bir yerlerde olmalı. Sol kolumu hızlı bir kılıç darbesine karşılık olması için defansa koyduktan sonra depar atmaya başlayacağım. Öyle bir depar ki, beni şuanda kimse durduramaz. Göğsüme veya kafama doğru gelebilecek ani bir darbeyi sol kolumla savuşturabilirim, ancak buna gerek kalmaması en iyisi. Hazır ivmelenmişken, bir anda dönememe şansı var. Bu yüzden, bütün irademi koşmaya vereceğim. Odaklanacağım tek şey atacağım depar olmalı. Sağdan hafif bir bombe çizerek sola doğru koşturmalı ve evin önlerine doğru çıkmalıyım. Ryu-san'ı görene kadar koşturmam gerek, hayatımın en hızlı koşusunu yapmam gerek.

Off Topic

Ryu, terden tantosunu hızla kapıp etrafına bakıyor. Ryoken'i evin ön taraflarında veya etrafında görememesi sebebiyle, hızlı bir şekilde evin arkasına doğru yöneliyor bakmak için. Daha öncesinde Ryoken ona seslendiğinde, sesi sisin içerisinden gelmiş gibi duyduğundan evin içinde olmayacağını düşünüyor. Bu süreçte, Raion no Yoroi'yi kapatarak hızlı bir şekilde koşturmaya başlıyor. Amacı, hızlı bir şekilde kendisinden önceden yardım isteyen Ryoken'i bulmak. Wakizashi'si hala elinde duruyor.

[GM - Naruto]

Off Topic

Konudaki pasiflik süresini 48 saate çekmiş, pasiflik yaptırımlarını kaldırmış, bunun karşılığında da bildirilmiş pasiflik konseptini askıya almıştık. Bu bağlamda lütfen konuya ne zaman yazacağızına dair mesajlar atmayınız, zira biz bu mesajları dikkate almıyoruz. GM turu sizin bu mesajlarınız olsa da olmasa da 48. saatin sonunda girilmiş olacaktır.

Chisa: Sol elini burnunun üzerine yere paralel olacak şekilde yerleştirip ters bir şapka misali tutuyorsun. Bu, önünde iki seksen uzanmakta olan baygın köydaşın Butsuo'nun görüntüsünü siliyor görüş açından. Bununla birlikte çevreni izlemeye devam ediyorsun gelebilecek olası bir saldırı tehdidi açısından. Satori'yi ilk gördüğünüz yere, iki katlı eve çeviriyorsun bakışlarını öncelikle. Alınbandı gözlerini kapatan kunoichi hala aynı yerde durmakta. Çatının üzerinde bağdaş kurmuş, gövdesinin üst kısmını hafifçe geriye doğru eğimlendirmiş ve her iki kolunu da hafifçe arkasına uzatarak çatıdan destek alıyor durumda. Kafası hafifçe yukarı bakıyor, herhangi bir hedefi yok gibi. Ancak her bir hareketinizi izlediğine dair bir hisse kapılıyorsun istemsizce. Devamında gözlerin Teki'leri ilk bulduğunuz eve dönüyor Hiyaki'yi arayıştayken. Sis artık iyiden iyiye dağılmış olduğu için altın renkli maymunun evin içinde harekete geçtiğini görüyorsun. Bir an sonra altın maymun bacaklarından güç alarak çatısı olmayan binanın arka duvarının üzerine doğru sıçrıyor.

Ryoken & Teki Teki'nin Ryoken'e hedeflenmiş olan koşusu yalnızca bir saniye sonra tamamlanmış oluyor. Bu esnada Teki el çevresinde zırh olarak sertleştirmiş olduğu zehrini yeniden sıvılaştırarak katanasının yüzeyine sürüyor hızlı bir şekilde. Ryoken, Teki'nin saldırısına 'henüz' karşılık veremeyeceğini düşünmüş olsa gerek, kaçmak için harekete geçmeye başlıyor. Sağına doğru dönüp ilk adımını atacakken, Teki Ryoken'in bu hareketiyle ilk hedefi olan sağ kolu uzaklaştığı için hedef değiştirip sol koluna saldırmak üzere harekete geçiyor.

Ryoken de tam bu esnada sol kolunu gelebilecek saldırılara karşı vücudunu korumak adına kaldırıyor ve metal ile buluşuyor et. Teki'nin amacı stilinin getirdiği alışkanlıkla basit bir saplama hamlesi olsa da, Ryoken'in de kolunu bir kalkan misali kullanması üzerine katana Ryoken'in sargılarla kaplı kolunu delip geçiyor. Hem dışarı, hem de katananın zehirle kaplanmış yüzeyine doğru hafifçe kan sıçrarken Ryoken'in hareketine herhangi bir şey hissetmemiş gibi devam etmesi dikkatini çekiyor Teki'nin. Oldukça dayanıklı shinobilerin bile kollarının bir katana tarafından delinip geçilmesi halinde yüzlerinin hafifçe kırışması gerektiğini düşünüyor Teki. Gelgelelim, Ryoken'in yüzünde bir mimik bile oynamıyor.

Teki, saldırısına devam etmek üzere katanasını saplanmış olduğu koldan geri çekiyor hızla ve ileri doğru bir adım daha alıyor Ryoken artık tamamen arkasını dönmek üzereyken. Katana, etten sıyrılıp çıkarken biraz daha kan saçılıyor çevreye. Teki, katanayı tamamen geri çekmeden ikinci bir hamle için harekete geçiyor. Katana Ryoken'in sol kolundan daha birkaç santim uzaklaşmışken bu kez hafifçe vücuduna doğru bir savuruş yapıyor Teki, rakibinin belini hedefleyerek. Katana artık koşmaya başlamış olan Ryoken'in belinin sol arka kısmına jilet gibi bir kesi açıyor. Ryoken, kolunun aksine bu kez yaranın acısını hissediyor. Yine de odağını tamamen koşmaya ve kaçmaya verdiği için bu hareket onun temposunu durdurmaya yetmiyor.

Ryoken, ikinci adımını atmaya hazırlanırken aniden sol ön çaprazından, havadan hafif bir elektrik kıvılcımı sesi duyuyor. Bir an sonra havadan koşuyoluna doğru, yarım metre kadar önünde shuriken görünümlü ve elektrik mavisiyle parlayan ancak su gibi akışkan görünen iki cisim saplanıyor. Yere temas ettikleri anda ise minik patlamalar yaratıyorlar bu iki shuriken görünümlü cisim. Ryoken, yarım metre önünde patlayan shurikenlere karşı refleksif olarak yarım saniye kadar yavaşlıyor. Teki, ikinci saldırısını yapmış oluyor bu esnada. Ryoken'in belinin sol arka kısmını, vücudunun orta kısmına doğru bir kesiyle yardıktan sonra kılıcı Ryoken'in belinin bu kez sağına doğru getiriyor ve sol yukarı, Ryoken'in sol omzuna doğru bir kesi atıyor.

Ryu: Öncelikle yerdeki tantounu alıyor, devamında az önce yardım etmen için seslenmiş olan Ryoken'i bulmak adına evin arkasına doğru ilerlemeye koyuluyorsun. Bu esnada, Raiton no Yoroi'yi kapatıp elektrik zırhını oluşturan chakranın havaya karışmasını izliyorsun. Oldukça hızlı olmana rağmen az önceki hızına kıyasla yavaş hissediyorsun kendini istemsizce. Bu, Raiton no Yoroi'yi kapattığın zamanlarda yaşadığın, alışkın olduğun bir his. Evin arka duvarının sınırına ulaşmak üzereyken, evin arka duvarına 4-5 metre uzaklıktaki ikiliyi görüyorsun. Ryoken, sola ve sana doğru hafif bir yay çizerek koşmakta. Tam o esnada Ryoken'in önünde iki minik patlama gerçekleşiyor. Bu patlamanın kaynağını tespit etmek Ryu için zor olmuyor, hafifçe kafasını kaldırdığında, evin arka duvarının üzerine konumlanmış olan altın renkli maymunu seçebiliyor. Yeni bir saldırı yapmak üzere, ellerini bir şeyler fırlatmak için hazırlamış durumda. Bu sırada Ryoken'in arkasındaki Teki'nin kılıcını savurduğunu görüyorsun, tam karşıdan sana doğru koşmakta olan Ryoken'in yüzü acıdan hafifçe buruşuyor. Ancak koşusuna devam etmeye kararlı gibi.

---

Teki ve Ryoken, evin arka duvar sınırına 4-5 metre uzaklıktalar. Ryu, evin arka duvarının sınırına 1-2 metre uzaklıkta. İkiliye uzaklığı 5-6 metre kadar. Eve karşıdan bakıldığında, üçü de sol tarafta kalmaktalar. Eve karşıdan kapıya bakıldığında sol duvarı, Ryu'nun sağında kalmakta. Ryu'nun duvar ile arasında 1 metre ya var ya yok.

Ryoken, Ryu'ya yüzü dönük bir şekilde koşmakta. Hemen arkasında Teki var ve kılıcını yeniden savurmaya hazır görünüyor. Aralarında 1 metreden kısa bir mesafe var.

Hiyaki, çatısız evin arka duvarının tepesinde durmakta. Yeni bir saldırı yapmaya hazır görünüyor.

Chisa'nın konumu hala aynı. Sol elini 1 metre kadar önünde baygın bir şekilde yatmakta olan Butsuo'yu görmemek için siper konumuna getirmiş durumda. Chisa, Butsuo'ya aktif olarak bakmamak için çaba gösterdiği için nasıl bir durumda olduğunu bilmiyor.

---

Ryoken: Koşuna devam etmektesin ancak Teki'nin nefesini ensende hissedebiliyorsun adeta. Olağan şartlarda en ciddi yarayı almış olan sol kolunda hiç bir acı emaresi yok. Ancak beline ve sırtına aldığın iki dar, ancak derin kesi olağandan çok daha fazla acı veriyor sana. Daha önce shinobilik hayatında ister istemez birden fazla kesi aldığın için nasıl hissettirdiğini biliyorsun lakin bu onlardan daha farklı. Her iki yaranın da şiddetli bir şekilde yandığını hissediyorsun. Yüksek analitik kapasitenle durumu gözden geçirip analiz ediyorsun içinde bulunduğun duruma rağmen. Teki'nin sana saldırmadan hemen önce kılıcına bir şey sürdüğünü görmüş durumdasın. Bu acı yanma hissinin katananın yüzeyine sürülen sıvıdan kaynaklandığını anlayabiliyorsun. Muhtemelen bir zehir ve açık yaralarına dolmuş durumda. Şu an için yalnızca yakıyor gibi görünüyor, ancak daha fazla yara alman veya zehirle daha fazla temas etmen halinde neler olabileceğini şimdilik öngöremiyorsun. Sürülen zehrin miktarını göz önüne aldığında, Teki'nin kılıcında daha fazla zehir kalmamış olduğunu tahmin ediyorsun. Muhtemelen yeni bir zehir saldırısı için kılıcını yeniden zehre bulamak zorunda.

Teki: Ryoken'in hemen arkasındasın ve arka arkaya saldırılarına devam etmektesin. Hiyaki'nin Ryoken'in koşuyoluna doğru fırlattığı su silahlarının sana oldukça yardımı dokunduğunun farkındasın. Ryoken'in sırtının sağ aşağısından sol yukarısına doğru açtığın dar ancak derin kesinin ardından kılıcındaki zehrin tükendiğini biliyorsun. Uzun sayılabilecek bir süredir vücut zırhını aktif tuttuğun ve halihazırda iki Kage Bunshin oluşturmuş olduğun için chakran nispeten azalmış durumda. Bu şu evrede seni rahatsız edebilecek düzeyde değil, ancak bir süre sonra istemsizce bunun etkilerini görmeye başlayacağının farkındasın. Ancak formun üst düzey sayılabileceği için bunun yakın zamanda olmayacağını biliyorsun. Yüklü miktarda ekstra zehir salgılamadığın için henüz dehidre olmuş değilsin. Tüm vücudun zırhla kaplı olduğu için reflekslerinin ve esnekliğinin de olağan sınırlarının bir miktar altında olduğunu biliyorsun. Halihazırdaki hareketlerinden daha kompleks denemeler yapman halinde zırhının seni kısıtlayacağının bilincindesin.

Ryu: Raiton no Yoroi'yi kapatıp nefeslendikten sonra kendini biraz toplamış durumdasın. Açlığın getirmiş olduğu performans düşüklüğünü hala hissedebiliyorsun. Yine de formun iyiden iyiye azalmış olan chakrana rağmen performansının daha fazla düşmesini şimdilik engelliyor. Her şeye rağmen istediğin gibi hareket edebilecek ve hamle alabilecek durumdasın.

Chisa: Bir süredir devam eden acıya nispeten alışmış durumdasın. Darbeyi almış olan bacağındaki morluk hafif hafif artıyor geçen saniyelerle birlikte. Bununla birlikte darbeyi aldığın noktada şişlik ve dolgunluk hissetmeye başlıyorsun. Ayağa kalkmayı ve tek ayağın üzerinde sekerek ilerlemeyi deneyebileceğini hissediyorsun. Lakin ayağa kalkmak için kılıcını veya benzer bir cismi baston olarak kullanma ihtiyacı duyacağına aşağı yukarı eminsin. Yine de ayağa kalktıktan sonra buna ihtiyacın olmayacak gibi.

[Kasumikage Teki]

Bolanın kendisine kazandırdığı tüm avantaj ile rakibine saldırmaya başlamıştı Teki. Fakat ilk yarayı açmayı başardığı koluna karşı Ryoken'in hiç tepki vermemesi karşısında afallamıştı biraz. Anlayamamıştı rakibinin tepkisizliğini. Bir an genjutsuda olup olmadığını sorgulamıştı ancak bu ihtimali gerçekçi bulmadığı için saldırısına devam etmişti Ryoken'in garip koluna takılmamaya çalışarak. Hızlı katana darbeleri ile rakibinin vücuduna zehirli kesiklerini atmaya başlamıştı usulca. Ryoken ise "kaçmayı" tamamen kafa koymuştu. Her adımı ile Teki'nin elinden kurtulmaya çalışıyordu ancak Altın Maymun'u hesaba katmamıştı. Aniden evin duvarında beliren ortağının fırlattığı sıvı silahları Ryoken'in hızını biraz kesmeyi başardığı gibi bir kaç darbe daha indirmişti kaçmaya çalışan rakibine Teki. Planı gayet düzgün ilerliyordu. Ryoken'in vücuduna açılan yaraların Kasumikage zehri sayesinde daha da çok acıyacağından emindi. Hoş, Kitsune'ye sürdüğü tüm zehri saldırılarında harcamıştı. Katanasını tekrar zehire bulaması gerekecekti ancak bunu yapmayı planlamıyordu. Zaman kaybetmeden saldırılarına devam etmeliydi zira, klonlarından gelen bilgilerden dolayı biliyordu ki, Ryu halen yenilmemişti ve bu dövüşe burnunu sokacaktı.

Halen kuşanmış olduğu zehir zırhından da artık kurtulması gerekiyordu. Aktif durumdaki zırha artık ihtiyacı kalmamıştı ve hızının düşmesini istemiyordu. Bu sebeple refleksel olarak vücudundaki zehre çakra aktarmayı kesecek ve onları eski sıvı formlarına döndürecekti. Bu sayede daha rahat hareket edebilecek ve olası saldırılara karşı Zırh Refleksi'ne güvenmeyi tercih edecekti.

Şimdi yapması gereken şey, Ryoken ve Ryu'nun buluşmasını engellemekti. Bu yüzden de çakra kullanamayan rakibinin hareket kabiliyetini iyice kısıtlaması gerekiyordu. Kitsune'yi hızlı ve yatay bir şekilde Ryoken'in bola bağlanmamış olan bacağına savuracaktı. Hareket kabiliyetini azaltmak istiyordu rakibinin. Çünkü Ryoken'in sanki hayatın buna bağlıymış gibi koşuyor olmasından sıkılmıştı.

Kılıcını savururken sanki bir teknik adı söylüyormuş gibi "ŞURUP!" diye bağıracaktı. Hiyaki'nin konum avantajını kullanarak, evin duvarından destek alıp, yan duvara zıplayacağını ve oradan da Ryoken'in koşu yoluna Mizuame Nabara kullanacağını biliyordu bu komut sonrasında. Eğer Teki bu süre zarfında Ryoken'in bacağına planladığı kesiği atabilir ise hızlıca çakrasını ayaklarına odaklayarak, rakibinin üstüne fırlayarak, Ryoken'in sırtına tüm vücudu ile darbe indirip onu şuruba düşürmeyi planlıyordu. Hem bu sayede tekrar sıvı hale getirdiği zehrinin de Ryoken'in yaralarına nüfuz edebileceğini biliyordu. Çakrasını da kullanamadığı için Mizuame Nabara'dan kurtulma gibi bir ihtimali olmadığını düşünüyordu rakibinin.

Hiyaki ise jutsusunu yaptıktan sonra Ryu'nun geldiği tarafa doğru sıçrayıp, Ryoken ile Ryu'nun arasında konumlanacaktı. Elinde sıvı silahlarını oluşturarak...

Teki ise bir ayağı ile yere düşürdüğü Ryoken'in sırtına basarak onu iyice şuruba batıracak ve katanasını Ryu'ya doğrultarak sakin bir şekilde "Dur artık Ryu-san." diyecekti. Planının yolunda gitmesini çok istiyordu çünkü başarılı olması durumunda çok havalı gözükecekti.

[Kotegawa Chisa]

Hayatım boyunca iki kelam etmediğim maymunun nasıl hareket edeceğini bilmediğimden ötürü bakışlarımı ona doğru çevirmeye karar verdim. Lakin ortada büyük bir sıkıntı vardı, Butsuo-san. Hala ona baktığımda ağlayacakmış gibi hissettiğimden ötürü ona bakmamam gerekiyordu. Bende üstün zekamı çalıştırdım ve elimi burnumun hemen üzerinde yerleştirerek çevreme bakınmaya başladım. İlk gördüğüm şey Satori-san'ın hala aynı yerde oturuyor olduğuydu. Gözleri görmüyor olmasına rağmen bizi hissedebildiğinin farkındaydım. Nasıl bir teknik kullandığını bilmiyorum, zira bildiğim sensör yeteneklerinin hiçbiri dövüş esnasında akıcı bir şekilde kullanılabilecek şeyler değil. Elbette birden fazla sensör yeteneği de kullanıyor olabilir. Uzun mesafeler için Kouken-dou kullanıyor olabilir fakat bu yeteneği kullanırken sabit kalınması gerekiyor diye biliyorum, o yüzden pekte o değil gibi. Yakın mesafede Meishou-dou kullandığına neredeyse eminim. Ryu-san'ın Raiton no Yoroi'si açıkken onu savuşturabilmesinin başka bir açıklaması olamaz.

Bakışlarımı bir süre Satori-san'ın üzerinde tuttuktan sonra gözlerimi asıl tehlikeye, yani tanımadığım maymuna doğru çevirmeye başladım. Birkaç saniye öncesine kadar Ryoken-san'ın tekniğiyle boğuşan maymun bir anda binanın duvarının üzerine doğru sıçradı. Şimdilik bana bir sıkıntı oluşturamayacağının farkında olduğumdan ötürü pek bir şey yapma gereği duymadım.

Bu sırada Ryu-san hızlı bir şekilde yanımdan geçip gitti. Tahminimce benim dövüşemeyecek durumda olduğunu fark ederek Ryoken-san'a yardımcı olmak için harekete geçti. Ryoken-san belki yakın dövüşte Kasumikage-san ve Hiyaki-san'a karşı sıkıntı yaşayacaktır fakat Ryu-san'ın da onlara katılmasıyla birlikte pek bir sıkıntı yaşayacaklarını sanmıyorum.

Bakışlarımı onlardan çektikten sonra sıkıldığımı fark ettim. Hareket edebilecek dereceye gelmiş bacağım şişmeye devam ediyordu fakat acıya birazcık alışmış gibiyim. Seke seke ilerleyebilecek kadar iyi hissediyorum kendimi fakat onların dövüşüne bulaşmak gibi bir düşüncem olmadığından ötürü beklemekten başka bir şey yapmayacağım.

Beklemeye karar vermemin hemen birkaç salise ardından bakışlarımı Satori-san'a yönelttim ve boşta olan elimi havaya kaldırarak ona doğru salladım. Belki yanıma gelir de iki laflarız, zira bunların dövüşünün yakın bir zamanda biteceği yok.

[Jin Ryoken]

Bu iş iyice ciddileşmeye başlıyor. Arkamdan koşturan kişinin beni öldürmeye mi çalıştığını yoksa hareket edemeyecek durumda mı bırakmaya çalıştığını bilmiyorum. Ancak sırtıma öyle kesikler atıyor ki, sanki daha önce böyle bir acı yaşamamıştım. Bu kesiklerin niyeti beni ciddi bir şekilde anlık olarak düşünmeye itiyor ancak odaklanamıyorum. Zira, silahına koyduğu zehir canımı çok yakıyor. Kaçamıyorum, bir yandan ne yapmam gerektiğine dair bir fikrim yok. Ryu-san'ı görebiliyorum, belki bana yardım edebilir ancak Chisa-chan ortalıkta yok gibi. Onun ne durumda olduğuna dair de bir fikrim yok, belki Butsuo-san ile hala dövüşüyor. Ancak son çığlığından sonra bir daha ondan bir ses gelmedi, bu yüzden tahmin etmek kolay değil. Durum kötüye gidiyor. Son bir şeyler denenebilir ancak olmazsa, Ryu-san ve Chisa-chan'ın buradan gitmesini sağlayacağım. Arkamdaki adamın bana ne yapacağı önemli değil, ancak onlara ne yapacağı önemli gibi duruyor. Benimle uğraşırken buradan gidebilirler. Bunu niye düşündüğümü bilmiyorum, ancak arkadaşlık böyle bir şey olabilir değil mi? Bilmiyorum.

Bu adamdan kaçmanın mantığı yok. Ryu-san'a sakince gülümsedikten sonra hızla kendimi durduracak ve önümü döneceğim. Sol elimi, kılıcı sallayacağı yöne doğru atacağım. Kılıcını sıkıca tutmak istiyorum. Nasıl olsa, acı hissim yok. Kılıcı sapladığında bunu gördüm. Kılıcı sıkıca tuttuktan sonra, tuttuğum kılıçtan biraz güç alarak Teki-san'ı önüme alacağım yönümü değiştirerek. Bu maymun tekrardan bana aynı saldırıyı yapmak isterse, önünde arkadaşını görmeli. Ardından kunai çıkartacak ve hızlı bir şekilde göğsüne saplamayı deneyeceğim. Bu hamle işe yaramazsa muhtemelen Ryu-san'ı göndermem gerekecek. Öldürecekse bu bir sorun değil ancak takım arkadaşlarımın aynı şeyi yaşaması büyük bir sorun.

Off Topic

Ryu, teknik hazırladığını gördüğü maymuna hızlı bir şekilde Shibou no Jutsu atacak. Tekniği ateşledikten sonra hızlıca Kizetsu no Jutsu için mühür yapacak. Çakrasının az kalması sebebiyle, elinde geriye kalan tüm çakrasını biriktirip jutsuyu Teki'nin kafasına doğru kullanacak. Tekniği kullanmayı başarırsa, hızlıca Teki'nin üzerine doğru koşturmaya başlayacak.