[6. Gün - Gündüz Safhası] Terkedilmiş Kasaba

[GM - Naruto]

Teki & Ryoken & Ryu: Teki, kılıcını rakibinin bacağına bir kesi atmak için hazırlıyor. Amacı, rakibinin hareketini kısıtlayıcı bir hasar vermek. Ancak bunu nasıl yapacağı aklında canlanmıyor zira böyle bir eğitimi yok. Bir bacağa nasıl yara açılırsa hareketi bariz bir şekilde kısıtlanır sorusunun cevabını veremiyor. O bağlamda, kendince bolanın bağlı olmadığı ayağa bir hasar vermek adına kılıcını savuruyor varolan eğitiminden bağımsız bir şekilde.

Bu noktada, Ryoken aniden duruyor ve Teki'ye doğru dönmeye başlıyor. Bu esnada Teki de duruyor, Ryoken'e çok fazla yaklaştığı için geriye bir adım alıyor kılıcını bacağına savururken. Ryoken, bu savuruşu dönerken fark ediyor ve sol kolunu bola bağlı olmayan ayağına doğru eğiyor gelen kılıcı bloklamak adına, belini bükerek. Her ne kadar rakibinden çevik olsa da hem arkaya dönüyor oluşu, hem de hamlenin aşağı doğru oluşu tam olarak istediğini başaramamasına sebebiyet veriyor. Kılıç, hem Ryoken'in sol kolunun bilek ile dirsek arasını, hem de sol bacağını kesiyor. Bu kesi diğerlerine göre derin değil, daha "standart" bir yara. Yine de Ryoken'in bacağı acıyor ancak hareketi kısıtlanmıyor. Yanma hissinin olmaması sebebiyle Ryoken bir şeyler bulaşmadığının bilincinde. Diğer yaraları ise zonklamakta. Bu bağlamda, 1-2 damla ter atıyor anlık olarak Ryoken.

Kılıç yaraları açarken Teki bağırmış oluyor. Bu esnada, silahlarını elinden aniden bırakan maymun duvarda yer değiştiriyor ve Mizuame Nabara için el mühürlerini yapmaya başlıyor. Ancak Ryu çoktan Shibou no Jutsu'yu hazırlamış durumda. Maymun duvar değiştirirken tekniği ona ateşlemiş oluyor. Ardından Kizetsu no Jutsu'nun el mühürlerine başlıyor.

Teki kesiği attıktan sonra Ryoken'e tüm vucudu ile çarpıp onu geriye, şuruba düşürmek istiyor ancak ortada şurup yok. Maymunun Teki'nin bağırışının ardından yeni el mühürlerine başladığını fark ettiği için bu hamlesini geciktirmek zorunda olduğunu fark ediyor, o bağlamda anlık olarak duruyor elinde kılıcıyla. Ona doğru dönen Ryoken ise birden elini sol elini Teki'nin kılıcına atıyor ve onu Teki'nin sağına doğru çekiyor kendisi ile aynı hizaya getirmek için. Savaş sırasında bir düşmanın kılıcını tutmanın ne kadar riskli bir hamle olduğunu bilen Teki anlık olarak gafil avlanıyor ve bir adım kendi sağına sendeliyor, ancak kontrolü hâlâ kendisinde. Ryoken bu esnada cebinden bir kunai çıkartmış, onu ters tutmuş ve Teki'ye doğru saplamak adına harekete geçmiş oluyor sağ eliyle.

Bunlar olurken Ryoken'in hemen arkasında 1-2 metre çapında bir şurup birikintisi oluşuyor ancak tepeden akan şurup o anda kesiliyor. Teki, maymuna göz ucuyla baktığında kafasını tuttuğunu görüyor tekniğini iptal edip. Ryu ise el mühürlerini bitirmiş, ikiliye doğru koşturmakta. Şurubun etrafında dolaşacak gibi görünüyor, Teki'ye göre sağ taraftan yaklaşacak gibi. Göz göze geliyorlar, Teki Ryu'nun hedefinde olduğunu anlayabiliyor. Ryu'nun sağ elinde yüklü miktarda bir elektrik akımı seçebiliyor Teki.

Teki: Kılıcını iki elinle tutmaktasın, ancak Ryoken de kılıcının ortasından sargılı sol eli ile sıkıca kavramış durumda. Ayrıca boştaki sağ eliyle de elinde tersine tuttuğu kunaiyi göğsüne saplamak için harekete geçtiğini görüyorsun. Kunai yolu yarılamış durumda. Bu pozisyonda yapabileceğin bir kaç şey mevcut. Kılıcını ani bir hareketle kurtarabilirsin, ancak bu durumda rakibine kalıcı bir hasar vereceğinin bilincindesin. Hızlıca kılıcını geriye çektiğin anda Ryoken'in elini ayasından ikiye ayırmış olacaksın. Bunu yaparsan kunaiden kabaca kurtulabileceğini biliyorsun hızla kendini geriye çekerek. Kılıcın muhtemelen kaymak gibi elin içinden geçip gidecek. Bir diğer seçenek de kalıcı hasar vermemek adına kılıcını bırakmak ve kendini geriye çekmek. Bu durumda da kurtulabileceğini biliyorsun ancak kılıcını rakibine devretmiş olacaksın bir nevi. Başka bir opsiyon da belki rakibine planladığın gibi omuz atmak olabilir fakat kunai ile kafalama karşılaşma riskin var.

Analitik kapasiten anlık olarak sadece bu üç hamleye başlayabilmene izin verecek kuvvette. Olası 4. bir opsiyonu kurgulamak istersen zihninin buna yetişemeyeceği için dezavantajda olacağını hissediyorsun. Yine de "yavaş" beyinli bir shinobi kesinlikle değilsin, yani 4. bir opsiyonu deneyebileceğinin farkındasın, sadece riskler olması gerektiğinden büyük olacaktır.

Off Topic

Bu tur sadece Teki yazacak. Hiyaki'nin ne yapacağı ile alakalı bir detay yazmaması gerekmektedir.

Konumlar kasti olarak verilmemiştir, zira Teki'nin konumları detaylıca inceleyecek fırsatı yok.

[Kasumikage Teki]

Rakibinin hamlesi karşısında anlık olarak şok yaşamıştı Teki. Yerinde kim olursa olsun onun da aynı şekilde şaşıracağından emindi. Daha az evvel Ryoken'in koluna Kitsune'yi sapladığında da bu his ile dolmuştu beyni. Rakibinin vücudundaki farklı noktalara kesiler attığında ona zarar verdiğini hissedebiliyordu ancak sol kolu bunlardan tamamen muaf gibi duruyordu. Hasar alıyor, kan döküyor ancak Ryoken'e bir acı hissettirmiyordu. Bu durum karşısında "Ölmüş bu adamın kolu." diye içinden söylenivermişti sadece.

Kitsune'yi bırakmak aklının ucundan bile geçmiyordu. Ayrıca bunca zamandır rakibine "öldürücü" bir hamle yapmamak için elinden geleni yapmıştı. Ryoken'in beline, bacağına ve omzuna aldığı kesi darbeleri tamamen Teki'nin vicdanının eseriydi. Arkasından koşmaya devam ederken rahatlıkla Ishigakure shinobisinin ensesine saldırabilir ve ona öldürücü yaralar verebilirdi. Fakat bir sınavda oldukları için bunu yapmamayı tercih etmişti. Sadece rütbe atlamak için gelecek vaat eden birinin hayatını almak aklının ucundan bile geçmezdi Teki'nin. Fakat rakibinin kunai ile hedef aldığı noktayı fark ettiği gibi toyluğu yüzüne vurulmuştu adeta. Zira Ryoken bir şekilde bu saldırısını isabet ettirirse Teki'nin hayatına mal olabileceğini biliyor olmalıydı.

Sınavın ilk gününden beri hissetmediği kadar fazla bir sinirle dolmuştu vücudu. Kaşları hiç olmadığı kadar çatılmış ve alnında keskin kırışıklıklar oluşturmuştu. Nakada ile dövüşünü hatırlamıştı. İkisi de birbirlerini öldürmeye çalışmadan, saygı çerçevesi içinde mücadelelerini tamamlamışlardı. Sunagakure'li sarışın elemanı canlandırmıştı kafasında. O da Teki'yi öldürme amacı gütmemişti saldırılarında. Sadece toprak bir kubbeye hapsetmiş ve kaçış planına devam etmişti. Kuklacı kız ve diğer eleman bile sis bombası atarak elde ettikleri avantajı Teki'ye ölümcül bir saldırı yapmak için kullanmamışlardı. Aksine risk almadan planlarına devam etmek için akıllıca oynayarak, Butsuo ve Teki'nin parşömenleri kapmalarını engellemişlerdi. Fakat Ryoken... O pis oynuyordu...

Hiyaki'nin durumundan habersizdi. Ryu'nun ise üstüne doğru geldiğinin bilicindeydi. içinde bulunduğu konum düşünülünce tüm bu negatif etmenleri göze alarak, bir de Kitsune'den vazgeçemezdi artık. Ek olarak Ryoken'in zombi koluna alacağı bir hasardan dolayı canının yanmayacağını da az çok tahmin edebiliyordu.

Kitsune'yi daha da sıkı tutmaya başlayarak kılıcını, Ryoken'in koluna en fazla hasar verebileceği şekilde çekecekti. Zombi eli ayasından ikiye ayıracak şekilde. Sonrasında da durmayacaktı. Kılıcını çektiği gibi hızlı bir şekilde kendi etrafında dönerek, kunai hamlesinden kaçmaya ve Ryoken'i, Ryu ile arasında bırakacak şekilde konumlanmaya çalışacaktı. Ayrıca kazandığı ivme ile Ryoken'in sol kolunu vücudundan ayırmak için aşağıdan yukarıya doğru bir kesme hamlesi yapacaktı.

Hiyaki'nin durumunu bilmemesi, Butsuo'nun baygın olması... Chisa her ne kadar oturmuş ve bir şey yapmıyor olsa da, dilemesi durumunda o çığlık jutsusunu tekrar kullanabilirdi. Yani durum basite indirgenir ise Teki, potansiyel olarak 3 kişiye karşı dövüşmek zorundaydı. Bu yüzden de kendisini geri tutmayı bırakması gerekiyordu.

Kitsune'yi Ryoken'in ölü kolundan çektiği gibi vücudundan zehrini de salgılayacaktı tekrar. Zırh haline getirmeye ihtiyacı yoktu. Gelecek bir saldırıyı görebilmesi durumunda Zırh Refleksi ile kendini koruyabileceğini düşünüyordu.

[GM - Naruto]

Teki: Aklına gelen üç opsiyondan ilkini seçerek hareketine başlıyorsun. Maksimum hasarı vermek adına kılıcını hareket ettirmek istesen de kafanda bir şey canlanmıyor bu durum hususunda zira bunu düşünüp tartacak vaktin yok. O bağlamda direkt tek bir hamlede kılıcını kendine doğru çekiyorsun ve Ryoken'in avucundan aşağı kayan metal, elini ikiye bölüyor.

Ryoken'in 4 parmağına sahip olan elinin üst kısmı yere düşüyor. Ryoken'in sadece baş parmağı ve elinin ayasının yarısı kalıyor. Ondan ötesi tek bir parça olarak kanlı sargılarla yerde durmakta. Yüksek miktarda kan boşalıyor açık yaradan, ancak Ryoken'in suratında herhangi bir acı emaresi yok.

Bu noktada aklında kurduğun plandan kopuyorsun. Normalde planın eli kestikten sonra geriye doğru hareket edip Ryoken ile olan mesafeni açmaktı. Fakat sen bu noktada etrafında dönüp kendini Ryu - Ryoken - Teki çizgisini oluşturmak için konumlandırmaya çalışıyorsun. Bunu yaparken de etrafında dönüşün bittiğinde Ryoken'in kolunu gövdesinden ayırmak adına kılıcını savurmak için hazırlanıyorsun.

Ancak bu hamleler silsilesi artık "4. plan" klasmanına giren bir nokta olduğu için, işler tam olarak istediğin gibi gitmiyor. Zira bu kadar kısa bir sürede zihnini toparlayıp hamleyi kafanda canlandırma şansına sahip değilsin. O bağlamda körlemesine hareket etmiş bulunuyorsun. Sen dönmeni tamamlayıp kılıcını aşağıdan yukarıya hareket ettirdiğin esnada Ryoken sana bir adım daha yaklaşmış oluyor. Dip dibe kalıyorsunuz. Bu noktada hayal ettiğin hamleyi yapabileceğin bir ortam oluşmuyor. Geriye adım alıp aranı açmaya da vaktin kalmamış oluyor.

Ryoken'in elinde ters tuttuğu kunai omzun ile gövden arasındaki bir noktaya derince saplanıyor. Vücudunu kaplayan sıvı refleksif olarak sertleşip bu saplama hamlesini yumuşatıyor. Kunainin yarısından bir tık azı dışarda kalmış durumda; eğer zırhın olmasaydı yüksek ihtimal tamamen gömüleceğini tahmin ediyorsun. Yüksek bir acı hasarı aldığın yerden tüm vücuduna yayılıyor.

---

Teki & Ryu & Ryoken: Ryoken'in kunaisi Teki'nin sol omzu ile gövdesi arasındaki bir noktaya saplanıyor. Ryoken, Teki'nin vücudunu kaplayan sıvının anlık olarak sertleştiğini ve saplama hamlesinin neredeyse yarısını hafiflettiğini fark ediyor. Bu esnada Ryu, Teki ve Ryoken'in bir kaç metre yakınına girmiş oluyor. Elektrikle kaplı elini Teki'ye doğru tutuyor ve avcunu kapatıyor, yumruk yapıyor. O esnada elini kaplayan tüm enerji birden tek bir yıldırıma dönüşüyor ve Ryu'nun elinden Teki'nin vücuduna doğru zıplıyor.

Elektrik akımı, Teki'nin kafasına isabet ediyor!

Ryoken, çarpılmamak için Teki'yi bırakıyor. Teki geriye doğru bir kaç adım atıyor istemsizce ve sendeliyor. Ağzı kapalı ve dişlerini çok sert bir şekilde sıkmakta. Dişlerini parçalayacak kadar bir kuvvet ile çenesini kapatıyor olabilir. Bu esnada, Hiyaki'nin sesi duyuluyor: "Teki!!" Ryu ve Ryoken eve doğru baktıklarında gördükleri tek şey üzerlerine doğru gelen, sudan oluşmuş bir Fuuma Shuriken oluyor. Mecburen geriye doğru bir adım alıyorlar, Fuuma Shuriken Teki ile aralarına konuyor. Bir an sonra, Shunshin kullanarak maymun Teki ile Ryu & Ryoken ikilisinin arasına giriyor. Fuuma Shuriken, sıvılaşıp yok oluyor. Maymunun elinde birer sudan oluşma kunai bulunmakta. Keskin gözlerle Ryu ve Ryoken'e bakmakta.

Bir an sonra, göz bebekleri ufalıyor. Ryu, maymunun bir Shibou sanrısı görmeye başladığını anlayabiliyor.

---

Chisa: Satori de oturduğu yerden sana elini sallıyor. Bakışları gök yüzündeki rastgele bir konuma doğru bakmakta. Onun dışında, herşey aynı.

Teki: Kunai yarasının üzerine aldığın bu elektrik saldırısı senin anlık olarak bilincini yitirmene sebebiyet veriyor, ancak formun yüksek seviyede olduğu için iradeni sabit tutmayı başarabiliyorsun. Yarım saniye sonra bilincin vücuduna geri dönüyor. Geriye doğru bir kaç adım sendelemiş durumdasın. Önünde Hiyaki var, sırtını sana dönmüş durumda. Seni korur bir pozisyonda. Bununla beraber kunai çok acıtıyor, fakat zırhının hasarın neredeyse yarısını emdiğini anlayabiliyorsun. Ciddi bir yere saplanmamış gibi görünüyor. Kafana isabet eden elektrik akımı ise ciddi bir şekilde senin canını yakmış durumda, gerçekten iyi hissetmiyorsun. Normal şartlar altında performans düşüşü yaşaman gerekirdi, fakat form çalışmaların bunu engellemiş oluyor. Şu anda üzerinde bir negatif etki hissetmiyorsun ancak nefeslerin hızlanıyor, ter atmaya başlıyorsun. Şu noktadan sonra alacağın orta karar veya daha büyük hasarlar senin için iyi olmayacak gibi. Küçük hasarlar için hâlâ biraz toleransının olduğunu düşünüyorsun.

Ryoken: Sol kolunun 4 parmağı ve elinin ayasının yarısı eksik. Eline baktığında feci kanadığını görebiliyorsun. Normal şartlarda chakrana erişimin olsa bu kanamayı durdurabileceğini biliyorsun ancak şu noktada öyle bir şansının olmadığının bilincindesin. Eğer bir ilk yardım müdahalesi yapmazsan kan kaybın bir noktadan sonra canını sıkmaya başlayacak. Şimdilik bir sıkıntı yok gibi bu hususta.

Bununla beraber parmaklarını kaybetmenin sana çok ciddi bir başka sıkıntısı mevcut: El mührü yapamayacağını öngörüyorsun. Ellerini birbirine çarpmak gibi şeylerde sıkıntı yok ancak parmak gerektiren herhangi bir mührü gerçekleştiremeyeceğinin farkındasın.

Bu hususlar dışında bir acı hissetmiyorsun.

Ryu: Kan ter içindesin. Çok derin bir şekilde nefes alıyorsun. Minimal oranda chakran kalmış durumda. Performansın düşmeye başlıyor, hamlelerinin başarı oranının azaldığını hissedebiliyorsun. İlla ki bir şeyler yapabilecek noktadasın ancak daha fazla teknik kullanırsan bilincin kaymaya başlayacak, bunun da farkındasın.

---

Teki, evden 4-5 metre kadar uzaklıkta. Hemen bir adım önünde Hiyaki var. Hiyaki'nin elinde birer kunai mevcut. Hiyaki'nin 2-3 metre kadar önünde Ryu ve Ryoken duruyor yan yana. İkisinin de hemen bir kaç adım arkasında Mizuame Nabara şurubu mevcut. Evin dış duvarı kuzey olarak kabul edilirse Teki kuzeybatıya doğru bakmakta. Hiyaki, Ryu ve Ryoken Teki'nin baktığı hizada bulunuyor.

Chisa'nın yeri değişmemiş durumda.

[Kotegawa Chisa]

Satori-san'ın selamıma karşılık vermesinden ötürü gayet mutluyum fakat yanıma gelseydi daha da mutlu olabilirdim. Dövüşten bihaber bir şekilde burada, hiçbir şey yapmadan oturmak gerçekten de canımı sıkıyor. Bu durum hakkında yapabilecek bir şeyimin olmadığını bilmek canımı daha da sıkıyor. Sadece izleme niyetiyle oraya gitsem bile Kasumikage-san ve Hiyaki-san benim düşman olduğum kanısına varabilir ve dikkatleri dağılabilir. Böyle olunca da dövüş normalde bitmemesi gereken bir şekilde biter ve suçlusu ben olurum. Çekeceğim vicdan azabından bahsetmiyorum bile. O yüzden en iyisi oturmak ve Butsuo-san'a bakmadan beklemek. Zaten yakın bir zamanda uyanacağını sanmıyorum.

Birkaç saniye böyle boş boş oturduktan sonra daha da sıkıldığımı fark ederek yapacak bir şeyler aramaya başladım. Çevreme biraz bakındım, yarısı kırılmış olan katanamı kınından birkaç kez yarıya kadar çıkartıp tekrardan içine yerleştirdim. Sonrasında ise aklıma dahiyane bir fikir geldi. Gözlerim parıldamaya başladı ve hızlıca elimi ekipman çantama götürdüm. Biraz karıştırdıktan sonra shurikenlerden birini çıkarttım. Orta kısmını iki parmağımın arasına yerleştirdikten sonra tırnağımın yardımıyla döndürmeye başladım. Yaptığım şey anlamsız olmasına rağmen garip bir şekilde içimdeki sıkkınlığı alıyordu, bende devam ettim.

[Jin Ryoken]

Elimin tekrardan kopuşunu gördükten sonra, bu işe devam etmemeye karar verdim. Koşmak istesem koşamadım, kaçmak istesem kaçamadım. Bu işi daha fazla uzatmanın gereği yok. Bizim kaderimiz Chisa-chan'ın patlattığı parşömenden sonra bu sınavı parşömensiz bitirmekmiş. Ona kızmıyorum, yapacak bir şey yok. Şuanda yapmak istediğim tek şey elimi alıp buradan gitmek. Bu süreçte bu ölü kolun tekrar çıkıp çıkmayacağı, elimi geri monte edip edemeyeceğimiz hakkında hiçbir fikrim yok. Bu yüzden derin bir nefes alıp Ryu'ya sağ elimi kaldırdım. "Yeterli. Chisa-chan'ın yanına dön Ryu-san." dedikten sonra doğruldum. Maymun, Teki-san ile aramızda olduğu için ikisine doğru konuşmaya başladım.

"Elimin yerinde olmadığını görüyorsun. Güzel dövüştü, keyif aldım. Ancak artık bizim için gitme vakti. Kanamamı durdurmam gerek. Bu yüzden bolayı çıkaracağım. Herhangi bir şekilde kendimi savunmayacağım da, bana güvenmiyorsan anında öldürebilirsin. Zaten, yerdeki parmaklarımdan göreceğin üzere sana bir teknik uygulayamayacağımı biliyorsundur bolayı çıkardığımda."

Diyerek gülümsedim. Ardından cevap beklemeden ayağımdaki bolaya yöneldim. Bolayı çıkaracak ve elime çakra aktaracağım. Kanamayı durdurmam iyi olacak ancak kopuk kısmı ne yapacağımı bilmiyorum. Bu yüzden elime çakra verdikten sonra sağ elimle kopuk parmaklarımı alacağım. Parmaklarımı aldıktan sonra normal bir şekilde yürüyeceğim Chisa-chan'a doğru. Bana istediği gibi saldırabilir, bu yönden hiçbir sıkıntım yok. Parşömene bugünlük veda edeceğiz, belki son gecede bir şeyler deneyebiliriz. Diğer gün denemek riskli olacaktır, zira kendi üslerinde bekleyeceklerini düşünüyorum. Ancak Satori-san onlara gideceği için, bu durumdan faydalanarak bir şeyler deneme şansımız var. Hayat, ne olacağını göreceğiz.

Off Topic

Ryu, Ryoken'in cümlelerinden sonra hızlı bir şekilde Chisa'nın yanına ilerleyecek. Ryoken'i herhangi bir şekilde beklemeyecek.

[Kasumikage Teki]

Aldığı darbeler sebebiyle anlık olarak bilincini bile kaybetmişti. Ryoken'i durdurabileceğini düşünürken Ryu'dan bu şekilde ani bir saldırı yiyebileceğini asla düşünememişti Teki. Çenesi halen kasılmış haldeydi. Omzu ise, her ne kadar zırhı tarafından korunmuş olsa da, sağlam bir hasar almıştı.

Hiyaki'nin rakipleri ile arasına girmesi sayesinde nefes alabilecek aralığı bulabilmişti. Altın Maymun'un kendisini her zor durumdan kurtarıyor olmasından bir kez daha etkilenmişti Teki. Hisame kasabası açıklarında onunla tanıştığından beri ne kadar sağlam bir ortak kazanmış olduğunu tekrar tekrar kanıtlıyordu Hiyaki. Belki de o görevde Aoba-sensei'i biraz daha dikkatli dinlese ve emirlerine daha düzgün uysaydı bu dostluk hiçbir zaman oluşamayacaktı.

Ryoken'e fazlasıyla zarar verdiğini düşünüyordu ancak bu şekilde duramazdı artık. Turuncu Takım buradan güvenle ayrılırsa sınavın son gününde düşecekleri zor durumdan kurtulamayabilirdi Teki ve arkadaşları. Bu yüzden de kendisini zorlayarak savaşmaya devam etmeliydi. Omzundaki acıyı zihninden ertelemeye çalışarak hareket etmeliydi. Kunaiyi şimdilik vücudundan ayırmayacaktı, zira aktif kanamanın kendisine daha çok zarar vereceğini biliyordu. Urata ile yaptığı medic-nin muhabbetinde bu tarz bir bilgi öğrendiğini anımsıyordu az biraz.

Derin bir nefes çekerek olduğu yerde hafifçe eğilecek ve bacak aparatından 2 shuriken çekecekti koşmaya başlarken, ilk adımını atıp, Hiyaki'nin yanına geçtiği gibi shurikenleri Ryu'ya doğru fırlatacak ve Ryoken'e doğru koşmaya başlacaktı. Aralarındaki mesafenin azlığı ve Ryoken'in çakrasızlığı sayesinde onu bir kez daha gafil avlayabileceğini düşünüyordu. Amacı Ryoken'in refleksif olarak bir adım geriye doğru hareket etmesini sağlamaktı. Bu sayede Mizuame Nabara'ya yapışmasını sağlayabilirdi. Hiyaki'nin ise kendisine destek vereceğini düşünüyordu. Halen ortağının bir genjutsu içinde olup, olmadığından emin değildi ancak fuuma shuriken fırlatarak yaptığı havalı giriş sonrası bu ihtimali silmişti kafasından. Durum o açıdan iyi gibi gözüküyordu Teki'nin zihninde.

Ryoken geriye doğru adımlarsa anında odağını tekrar Ryu'ya çevirerek karın hizasına yatay bir kesme hamlesi yapacaktı. Sonrasında da kazandığı ivme ile Kitsune'yi elinde çevirerek aşağıdan yukarıya, çapraz bir kesi hamlesi ile saldırısına devam edecekti.

İçinde bulunduğu durumdan pek hoşnut değildi ancak son gün hem Mor Takım hem de Turuncu Takım ile dövüşme ihtimalini olabildiğince ortadan kaldırması gerektiğini düşünüyordu. Jounin olması buna bağlıymış gibi dört elle sarılacaktı hamlesine.

[GM - Naruto]

Teki: Omzunda devamlılığını sürdüren keskin acı elektrik çarpmasının verdiği hafif bilinç bulanıklığını yarıp geçerken içinde bulunduğun duruma göz gezdiriyorsun zihnin yettiğince. Zaman nispeten yavaş akıyor gözlerinde. Rakiplerinle aranda Hiyaki var. Sabit bir şekilde yerinde durmakta. Sen derin bir nefes çekmeye başlarken, Ryoken'in takım arkadaşına doğru elini kaldırdığını ve konuşmaya başladığını duyuyorsun. Ciğerlerin havayla dolmayı sürdürürken vücudun hafifçe öne doğru eğilmeye başlıyor. Ryoken' ikinci kelimesini bitiriyor bu esnada. Ellerin shurikenlere temas ettiği anda Ryoken cümlesini yarılamış oluyor. Shurikenleri çekip ileri doğru bir adım atmak üzereyken ise cümlesini bitirip sana ve Hiyaki'ye bakışlarını çeviriyor.

Doğrulmaya yeni yeni başlamış gibi rakibin. Bakışlarını üzerinde hissediyorsun ileri doğru adımın hala havadayken. Az önce kılıcın tarafından biçilmiş olan, kan sızmakta olan elini görüyorsun aynı anda. Sana hitaben konuşmaya başlayacak gibi görünüyor. Yüzünde sakin bir ifade var ve saldırgan bir postürü yok. Benzer şekilde, az önce hitap ettiği Ryu'nun da geçen yarım saniyede rahat bir postüre geçtiğini farkediyorsun.

Önemli olan bir diğer husus, iki Ishigakure shinobisinin de senin agresif tutumunu milisaniyelik de olsa görmüş olmaları. Saldırı durumundasın. Hala havada süzülmekte olan ayağın yere değip adımını tamamladığın anda planladığın gibi shurikenleri fırlatabileceksin. Yine de ellerin halen harekete geçmiş değil. Agresif tutumunu sürdüreceksen karşındakilerin de shinobi olduğu gerçeği sebebiyle duruma adapte olup en kısa sürede sana karşılık verebileceklerini biliyorsun. Önce harekete geçtiğin için anlık da olsa bir avantajın olacak, ancak kimseyi gafil avlamış değilsin.

Ya kafanda kurduğun hamlene birebir uyarak devam edeceksin, ya da aniden durup Ryoken'in ne diyeceğini dinleyeceksin.

Off Topic

Bu tur sadece Teki yazacak. Hiyaki'nin ne yapacağı ile alakalı bir detay yazmaması gerekmektedir.

Teki halihazırda turunu belirlediği için şu anda yazacağı RP'de sadece duracak mı, yoksa devam mı edecek, bundan bahsetmesi gerekiyor. Turunu modifiye edemez. Bu stat veya becerilerle alakalı bir durum değil. Teki kendi RP'sinde Ryoken'in laflarını duyup duymadığını, dikkate alıp almadığını belirtmemiş. Bu hususta yönetici olarak bir kabul yapmak istemedik ve Teki'nin lafları duyduğunda verdiği tepkinin oyuncusu tarafından karar verilip yazılmasının önemli olduğuna kanaat getirdik. Buna izin verirken de turunu modifiye etmesi hususunda şans verirsek haksızlık olacağını düşündük. Özetle durum bundan ibarettir.

Bir kaç cümleden daha uzun bir RP beklememekteyiz, ancak Teki istediği uzunlukta bir RP yazmakta özgür.

[Kasumikage Teki]

Ryoken'in sözleri kulaklarına nüfuz ettiği gibi zihninde hayali bir terazi çalışmaya başlamıştı Teki'nin.

Durumu kendince analiz etmeye çalışınca en kötü ihtimalden başlaması gerektiğini biliyordu. Bu durumda da Ryoken ve Ryu ile dövüşmeyi bırakacak. Muhtemelen parşömeni alamayacak ve diğer gün Turuncu Takım'dan saldırıya uğrama ihtimalleri çok fazla derecede artacaktı. Ryoken'in kopmuş eline rağmen halen acı hissetmiyor oluşu, sınavın son gününde de aktif bir şekilde savaşa devam edebileceğini belirtiyordu Teki'nin gözünde.

Öte yandan savaşı bırakmalarının ardından Nakada'nın tekrar kişiliğini konuşturarak parşömeni Teki'ye vermesi ihtimali de vardı. Fakat bu durum ilk ihtimalden bile kötüydü aslında. Zira, sınavın son gününde hem Mor hem de Turuncu Takım tarafından saldırıya uğrayabilirlerdi. Bizzat Ryobe'nin almasına izin verdiği teçhizatın varlığı ile zaten savunma yapmaları zor hale gelecekken bir de gölgelere karışabilen Ryu ve genjutsu kullanan Chisa ile Ryoken'i dikkate alınca, son gün savunma yapmaları neredeyse imkansız hale gelecekti.

Buradan parşömensiz dönmek istemiyordu. Fakat bunu yaparken potansiyel rakiplerini de azaltmak istiyordu Teki. Butsuo'nun baygın, Teijo'nun ise yanlarında olmamasından dolayı takımının son güne daha rahat bir giriş yapması için üstlenilecek tüm yük Teki'nin sırtındaydı. Jounin olmak istiyordu. Butsuo ve Teijo'nun da jounin olmasını istiyordu. Zaten bu saatten sonra 3 parşömeni elde etmek imkansız hale gelmişken, en azından, parşömeni ele geçirip, güvenle koruyabilmek istiyordu. Bu sebeple durmamalıydı, artık duramazdı.

Daha az önce kalbine kunai saplamaya çalışan Ryoken'in samimiyetsiz bulduğu cümlesini duyması hiçbir şey değiştirmemişti. 3 saniye önce hayatını kaybetmiş olabilirdi. Şimdi de potansiyel katiline acımayacak ve isteğini kabul etmeyecekti. Önce kendi gururu, sonrasında da takımı için dövüşmeye devam edecekti.

[GM - Naruto]

Teki & Ryu & Ryoken: Ryoken, Ryu'ya laflarını ilettikten sonra Teki'ye dönüyor ve konuşmaya başlıyor. Ağzından ilk kelimeler dökülürken Teki shurikenleri çekmiş ve fırlatmaya hazırlanır konumda oluyor. Teki bir sonraki adımını alıp maymunun Ryoken'lere göre sağ tarafına geçtiğinde, shurikenleri fırlatıyor Ryu'ya doğru. O anda, Ryu ve Ryoken de Teki'nin bilinçli bir şekilde durmamaya karar verdiğini anlayabiliyorlar.

Teki'nin attığı shurikenlerden biri Ryu'nun sağ omzuna saplanıyor, diğeri ise sol omzu ve dirseği arasını iç taraftan kesip geçiyor. Bu esnada Ryoken'e yöneliyor Teki, Ryoken ise geriye adım alıp kendine genişçe bir alan açmak yerine Teki'ye göre sol tarafa adımlıyor birikintiye basmamak adına. Teki, bunun karşısında Ryoken'in az çok "şurubun" ne işe yaradığını anladığını, anlayamamışsa bile hayra alamet olmadığını kavradığını farkediyor. Ryoken'e doğru ikinci adımını alıyor Teki, Ryoken geriye adım almadığı için planının geri kalanına devam etmiyor.

Chisa: Elindeki shurikeni garip bir şekilde döndürmeye çalışıyorsun, ancak silahın doğal yapısı gereği ortasındaki delik bu hareketi düzgün bir şekilde yapmana engel oluyor. Deliği iki parmağının arasında bırakırsan, denge merkezi iki farklı noktanın arasında kalacağı için tırnağınla itmene rağmen dönmüyor. Bir parmağına geçirmeye çalışırsan da yerçekiminin etkisiyle aşağı, parmağının eline yakın kısımlarına düşerek hareketini durduracağını biliyorsun. Bunu becerememiş olmak, sıkkın olan canını daha da sıkıyor. Shurikeni ekipman çantana geri tıkıştırıyorsun. Aynı yerde oturmaktasın hala.

---

Ryoken: Rakibinin dövüşün başından beri çeşitli şekillerde kullanmaya çalıştığı bu tekniğin hayrına olmasının imkansız olacağını bilecek kadar zeki bir shinobi olduğundan geriye değil, Teki'den uzağa, kendi sağına doğru bir adım almış durumdasın. Elin kanamaya devam ediyor. Hâlâ bir sıkıntı yok, ancak iyiden iyiye kan kaybetmiş durumda olduğunu da biliyorsun. Chakrana erişimin hâlâ mevcut değil.

Ryu: Shurikenler aşırı ciddi hasarlar vermese de minimal oranda bir yük bindirmiş oluyorlar sana. Yine de hareket edemeyecek halde değilsin. Performansın düşmüş olsa da odağın açık. Vücudunda kalan chakra kırıntıları hareket edebilmene sebebiyet veriyor. Formunun da üst düzey olması bu hususta sana yardımcı oluyor.

Teki: Hiyaki'den yaptığın hamleyi tamamlar bir hareket gelmiyor. Göz ucuyla yerinde sabit kaldığını görebiliyorsun kafasını tutarak. Gözleri kapalı, ancak onları aralamaya başlıyor ve elini kafasından çekiyor. İki elinde de birer silah mevcut. Hareket etmeye başlayacak gibi. Bununla beraber yorulmaya başladığını az çok hissedebiliyorsun. Yine de hasar almadığı için savaşmaya devam edebileceğinden gayet eminsin. Sadece, epeydir çağırılmış durumda olduğunun ve bir süredir de aktif çarpışmada olduğunun izlerini görebiliyorsun. Tabii, hasar alırsa bu durum nasıl devam eder pek kestiremiyorsun. Bununla beraber Hiyaki Ryu'dan gözlerini kaçırmakta.

---

Ryu ve Ryoken hala yanyana durmaktalar, ancak Ryoken'in yana doğru çekilmesiyle birlikte aralarındaki mesafe biraz artmış ve 1-1.5 metreye çıkmış durumda. Hemen önlerinde, yaklaşık 1.5 - 2 metre uzaklıklarında ve ikisine de eşit mesafede Teki bulunmakta. Teki Ryoken'e bir tık daha takın. Kılıcı elinde ve saldırmaya hazır bir halde. Hiyaki, tek eliyle kafasını tutmakta ve Teki'nin bir metre kadar arkasında. Eve göre konumunuz pek değişmemiş halde.

[Kasumikage Teki]

Shurikenlerini Ryu'ya isabet ettirmeyi başarmıştı ancak Ryoken'in Mizuame Nabara'ya yakalanmasını sağlayamamıştı. Bir kaç kez aynı şeyi deneyip, başarısız olmasından sonra artık Ryoken'in bu tuzağa düşmeyeceğini daha erken anlaması gerekirdi belki de.

Hiyaki'den herhangi bir destek görmemesinden kaynaklı olarak ortağına hızlıca bir bakış atma gereği duymuştu. Bu sayede de Altın Maymun'un bir tür genjutsu içerisinde olduğundan emin olmuştu. Ryoken'in bunu başarabilecek çakraya erişimi olmadığı için jutsunun Ryu tarafından yapıldığını anlayabilmişti az çok. Zihnindeki tek genjutsu ise Ryu'nun durmadan kendisini öldürdüğünü gördüğü o enteresan jutsuydu. Yüksek ihtimalle Hiyaki de aynı tekniğe yakalanmıştı. Aralıklı olarak hamleler yapıp, sonrasında olduğu yerde kalması da mantık çerçevesine yerleşmişti böylece.

Konumu sayesinde iki rakibinden istediğine saldırma üstünlüğüne sahipti Teki. Ryoken'e saldırması durumunda onu kolayca yenebileceğinin farkındaydı ancak Ryu'dan gelebilecek bir teknik daha Teki'ye isabet ederse, aniden dövüş dışı kalabilirdi. bu sebeple bakışlarını Ryu'ya döndürürken Kitsune'yi kavrayan elleri sıkılaşmış, ona doğru ilk adımını atarken de ağzından sözleri dökülmeye başlamıştı.

"Çakranı düzenle Hiyaki! Ryoken sende!"

Hiyaki'nin kendisinden gelen sözleri duyması durumunda, el mührünü hazırlayıp kutsal Kai hamlesini yapacağını biliyordu Teki. Sonrasında da tek yapması gereken Ryoken'i yakalamak ve dövmeye başlamak olacaktı. Ortağının yorgun olduğunun Teki de farkındaydı ancak elinin büyük kısmını kaybetmiş ve çakrasını kullanamayan birine karşı zorlanacağını düşünmüyordu. Bu sebeple Ryoken'le ilgilenmeyi bir süre erteleyecekti.

İlk adımı ile Ryu'ya yaklaştığı gibi karın bölgesine soldan sağa, yatay bir kesme hamlesi yapacaktı. Ryu'nun yakın dövüşteki yeteneklerine biraz şahit olmayı başarmıştı klonları sayesinde. Bu sebeple yatay hamleden de kaçabileceğini düşünüyordu ancak Shigure stilinin en sevdiği nokta burada devreye girecekti. Ryu kaçma hamlesi yapıp, konumunu değiştirdiği gibi Teki bir kez daha rakibine yaklaşarak bu sefer seri saplama hareketleri ile rakibini yormaya ve ona küçük hasarlar vermeye devam edecekti. Ryu'nun da yorgun olduğunu düşünüyordu. Shigure'nin seri ve kısa saldırıları ile onu iyice köşeye sıkıştırıp, dövüş dışı bırakabileceğine inanıyordu.