[5. Gün - Gündüz Safhası | Kita Usagi - Kurosawa Haru - Okawa Ringo] Orman

[GM - Naruto]

Ringo Ağaç Ev'de yer alan parşomeni de Kuytu Mağara'ya yerleştiriyor. Devamında kendisini bekleyen Usagi ve Haru'ya katılarak Ağaç Ev'e çıkıyor ve nöbet tutmaya başlıyorsunuz. Saatler geçiyor, ormanın olağan sesleri dışında dikkatinizi çeken bir şey olmuyor bu süreçte. Kendi aranızda sohbet ederek ancak temkini elden bırakmayarak bekleyişinizi sürdürüyorsunuz.

Üçünüz de farklı yönlere bakmaktasınız. Ağaç ev, üzerine kurulmuş olduğu ağacın uzunluğunun yaklaşık yarısında konumlandığı için bulunduğunuz konumdan yukarı doğru yükselen 17-18 metrelik ağaçlar size hoş bir manzara oluşturuyor.

Her şey oldukça sakin ilerlerken, birden devasa bir gümbürtü kopuyor Ringo'nun baktığı yönde. Aniden üçünüzün dikkati de aynı noktaya odaklanıyor vücutlarınız adrenalin salgılamaya başlarken. İlk gürültünün ardından ses gittikçe artmaya başlıyor. Aynı anda hem belli aralıklarla ritmik bir şekilde seyreden, üzerinde bulunduğunuz ağaç evi zangır zangır titreten gümbürtüler duyuyor; hem de ağaçların adeta acı çektiğini bağıran korkunç çatırtı sesleri işitiyorsunuz.

Ringo, tam emin olamamakla birlikte gürültünün geldiği yönde oldukça uzakta bir ağacın resmen yana doğru yıkıldığını görür gibi oluyor. İçinde bulunduğunuz anlık şok ve ağaçların oluşturduğu nispeten karanlık ortam yüzünden bunu tek farkedebilen kendisi oluyor.

Ağaç ev, yerden 7-8 metre yüksekliğe konumlanmış olduğu için haliyle sizin de yerden yüksekliğiniz bu kadar. Ağaçların ise ortalama uzunluğu 19-20 metreye kadar ulaşabiliyor. Ağaç ev, alttaki kamp kısmını gözetlemeye çok uygun olsa da ormanın sık yapısı sebebiyle kamptan çok uzağı görmeniz pek mümkün olmuyor. Şuanda yalnızca gürültüyü seçebiliyorsunuz.

Off Topic

Pasiflik süresi 24 saattir.

Rplerinizde karakterinizin genel düşünce akışı dışında çok ekstra bir tasvir beklentimiz bulunmamakta. Tabii ki istediğiniz stilde yazabilirsiniz ancak olayların nispeten hızlı akışı için böyle bir kolaylık sağlıyoruz.

[Okawa Ringo]

"Suta'dan güzel olmasın, benim sokakta da bir kedi var. Bayağı tatlı." Usagi-san'a kaçamak bir bakış attıktan sonra çevresine dalgın, umursamaz ancak içten içe dikkatli gözlerle bakınmaya devam etti. Hava durumu, ağaçların konumları, üzerlerindeki baskı.. Hepsini özümsedi bir kaç gün içinde. Artık daha rahattı. Gereksiz yere bir şeylere sinirlenmiyor, üzerinde baskı ve heyecan hissetmiyordu. Gelişiminin farkına bu denli varabilmek doğrudan keyfine de yansımıştı. Kendini ağaçların onlar için oluşturduğu zarafetle bezenmiş bu tabloya bakmaktan alıkoyamıyordu. Hoş, yapması gereken de tam olarak buydu.

"Haru-chan.. Sence de bu giyim tarzın..." lafının devamını getiremeden vücudunun zangır zangır titrediğine şahit oldu. Ringo için adrenalin, bir kartalın avına süzülürken çıkardığı kanat sesiydi. Bir çırpınış, bir hücumdu. Kaskatı kesilen vücudundaki tüm eklemlerin seslerini ayrı ayrı hissetti. Bulundukları tahta zeminle birlikte titremeye devam ederken gözlerinin fal taşı gibi açıldığını hissetti. Baktığı yönde ise bu ritmik aralıklarla gelen sesin kaynağını -bir anlık dahi olsa- görebilmişti. En azından bir ipucu oluştu zihninin aydınlıktan uzak bir köşesinde. Ağaçların çığlıkları, nefesiyle ahenk içinde kulaklarına ulaşırken arkadaşlarına dönerek kısa bir özet geçme ihtiyacında buldu kendini.

"Ağaç devrildi. Bildiğin devrildi. Bir dikkat dağıtmaca olabilir, olmayabilir de. Öğrenelim bakalım." Bu bir taarruz olmalıydı. Eğer değilse, bu gürültünün tek amacı bir dikkat dağıtmacaydı. Bunu öğrenmeliydi. Ağacın baktığı yöne doğru bakıyordu. Parmağını ısırdı ve yere vurdu. Gin, geldiği sırada. Çevresine hızlı bir kaç bakış daha atacak ve seslerin geldiği yönleri beyninde işaretleyecekti. Ardından dostuna direktifini verecekti.

"Gin, birileri gürültü çıkarıyor. Şurada da bir ağaç devrildi. " Bu esnada ağacın devrildiği yönü eliyle göstererek devam ettirecekti konuşmasını. "Yüksel. Biraz dolaş. Bize ne gördüğünü söyle."

Ardından rahatını ve istifini hiç bozmadan, içindeki tüm kararlılığı yansıtacak bir tonda iki kıza çevirecekti yüzünü. Kimin, daha doğrusu kimlerin geldiğini anlayana kadar bir plan yapma taraftarı değildi. Fakat kendini gününde hissediyordu. Gece yaşadığı aksiyonun ve burukluğun hıncını çıkaramamıştı belki de. Şimdi takımına destek olup, bu problemi çözme zamanıydı.

[Kurosawa Haru]

"O ses!" diye viyakladı bir anda Haru. Güzel bir günü, patlamalarla bölenlerin bulunduğu bir dünyada yaşadığını unutmuştu. Direkt zihninde yankılandı geçmişin sesi. Patlama sesini hatırladı hemen. Dayak yediği gün! Bu sesi daha önce duymuştu. Tam benzetememiş olsa da, kaynağını tam olarak bildiğine inanıyordu. "Satori'ler geldi." Çok açıklama yapmadan konuşmaya başladı tekrardan. Emir verici veya sıkıştırıcı tonda konuşuyor olması umurunda değildi. Muhtemelen, karşılaşabilecekleri en güçlü ekip, sonunda onlara da gelmişti.

"Mavi saçlı'nın elindeki silahtan bahsetmiş miydim? Silaha odaklanın. Usagi, Suta'yı çağır. Bağıra çağıra gelmelerinin bir anlamı yok. Başka bir şey düşünüyorlar."

Usagi, Haru'yu başıyla onayladı ve baş parmağını ısırıp ellerini yere koydu. Kanı yere sürüp Suta'yı çağırmak için bir Kuchiyose uygulayacaktı. "O patlayıcı zımbırtısı olan elemana çok yaklaşmayın. Onları ayırmak en mantıklısı. Mavi saçlıyı ben alacağım. Kör kız sizde, Usagi, Suta."

Usagi göreve hazırdı. Uzun zamandır ciddi bir dövüşün içinde bulunmamış olması onu zihnen ve bedenen hazır hissettiriyor olmalıydı. Tekrar kafasıyla onayladı. "Ringo. Boşa çıktığın ilk an, gelip yer çekiminle bana yardım etmeni istiyorum. Benim için tek bir boşluk yaratman, bugünü zararsız geçirmemiz için yeterli olacak. İyi değiller. Güçlü değiller. Bu sefer o kıza kimin daha iyi olduğunu göstereceğiz."

"Bize gelmelerini beklemeyeceğiz. Gin döndükten sonra harekete geçiyoruz."

[GM - Naruto]

Ringo ve Usagi, yaklaşık olarak aynı anda parmaklarını ısırıyorlar ve ellerini ağaç evin ahşap zeminine doğru basıyorlar. Birden, iki farklı ses bulutu ve 'pof' sesi eşliğinde iki hayvan beliriyor ağaç evin üzerinde. Ahşap zemin ani ağırlık artışıyla hafifçe gıcırdıyor ancak oldukça sağlam olmasından mütevellit herhangi bir tehlike arzetmediğine eminsiniz.

Ringo Gin'e dönüp cümlelerini kurmak üzereyken, ritmik gümbürtü iyice yaklaşıyor. Ringo ağzını yeni açmış ve komutlarını vermeye hazırlanırken bu kez çok daha yakınınızda korkunç birkaç çatırtı daha duyuyorsunuz. Bu kez devrilen ağaçları, her biriniz görebiliyorsunuz. Dahası, devrilen ağaçların arkasından size doğru yaklaşmakta olan devasa bir silüeti de farkediyorsunuz.

Gin'in gidip ortamı kolaçan etmesine pek ihtiyacınız kalmadığını farkediyorsunuz o an. Çünkü görmeniz gereken şey, tam karşınızda durmakta.

Yaklaşık 20 metre uzunluğunda, humanoid formda devasa bir heykel hızlı adımlarla üssünüze doğru yaklaşmakta. Gövdesinde yer yer granit formunda çizgiler mevcut. Bu görünüm, size karşınızdaki şeyin topraktan ziyade direkt olarak kayadan oluşturulduğu izlenimini veriyor. Kabaca işlenmiş bir insana benziyor. Çok ayrıntılı değil, ancak vücudunun çeşitli yerlerinde zırh benzeri işlemeler seçebiliyorsunuz. Bu zırh parçaları direkt olarak heykelin kendi katı formuna ait gibi görünmekteler. Ekstra bir işlevlerinin olduğunu düşünmüyorsunuz. Yüz kısmında boynuzlu ve ürkütücü görünen bir 'oni' maskesi işlenmiş. Sağ elinde katanaya benzer formlanmış bir silah, sol elinde ise çapı neredeyse 8-9 metrelik bir kalkan taşıdığını görüyorsunuz. Attığı her birkaç adımla birlikte, elindeki katanayı savurarak önündeki birkaç ağacı biçiyor ve kendine yol açıyor.

Heykelin kafasının ve her iki omzunun üzerinde birer silüet farkediyorsunuz. Kafasında durmakta olan, iki kolunu birden havaya kaldırmış ve çılgınca kahkaha atmakla meşgul. Her iki omza konumlanmış silüetlere kıyasla daha ince yapılı ve feminen görünüyor. Sırtında büyükçe bir kutu taşıdığını seçebiliyorsunuz. Sağ omuzdaki bir dizinin üzerine çökmüş ve sol elini heykelin boyun kısmına yerleştirmiş. Sol omuzdaki ise elinde zincir benzeri bir silah sallamakta. Size doğru haykırdığını işitiyorsunuz: "MERHABA! PARŞOMENLERİNİZİ ALMAYA GELDİK! VERMEZSENİZ ÜSSÜNÜZÜ YIKMAYI PLANLIYORUZ! BİLGİNİZ OLSUN!" Ciğerleri patlarcasına bağırdığına emin oluyorsunuz, ancak devasa heykelin çıkardığı gürültü öylesine fazla ki sivrisinek vızıltısı gibi duyduğunuz sesin ne dediğini zar zor seçebiliyorsunuz.

Heykel üssünüze anbean yaklaşmakta. Ve bir şey yapmazsanız, kısa bir süre sonra kampınızın içine girecek gibi görünüyor.

---

Shinobilerin birebir görünümleri:

Heykelin Sağ Omzu:

Heykelin Sol Omzu:

Heykelin Kafasının Üstü:

Off Topic

Usagi'yi rpsel olarak oynatma biçiminizde herhangi bir problem yok, ancak bu turdan itibaren yazmış olduklarınıza ek olarak ikinizden biri Usagi'nin o turda yapmış olduğu şeyleri 'quote' eklentisiyle yeni bir mesajda birkaç cümleyle mekanik olarak açıklarsanız memnun oluruz. Bu hem yanlış anlaşılmaları azaltmak, hem de her iki tarafın da işini kolaylaştırmak için bir yaklaşım olacak.

Herhangi biriniz bu mesajı atabilirsiniz, sıkıntı yok.

[Okawa Ringo]

Su götürmez bir gerçeğin kıyısında dikiliyordu genç shinobi. Sabrının, niyetinin ve azminin sınandığı bu sınav; korkusuz bildiği benliğini de sınamaya başlıyordu. Karşısında, canlı bir iblis dikiliyordu. Bir şeytan; dibi görünmeyen kuyulardan, karanlığın mahzenlerinden fırlamış bir canavardı bu. İlk adımı geriye atar gibi oldu. Titreyen zeminin tüm vibrasyonu vücudunda dalgalanırken, adımını zor bir hamleyle aldı tekrar ileriye. Yutkundu. Yetmedi, tekrardan yutkundu kuru kuru. Alnından terlerin akmasına, tüylerinin dikilmesine fırsat vermeden bakındı çevresine. Minik boyu, metanet dolu suratıyla yanında duruyordu Usagi, beraberinde panteri ile. Hayatını borçlu olduğu dostu ise hemen dibindeydi. Tanıdığı tüm erkekleri tek hamlesiyle devirebilecek olan Kusa'lı müttefiği ise ona güç verenler arasında yerini almıştı. Korkmayacaktı. Korkmayı yasakladı kendine.

Heykel yaklaştıkça her şey daha net gözüktü gözüne. İstila, gizliden yahut göstererek gerçekleşmiyordu. Fakat hazırlıksızlığın bedeline katlanmayacaktı. Vakit kaybetmeden Gin'e çevirdi suratını. Fısıldadı. "Bu kadar gürültü çıkardıklarına göre, gizleyecek bir şeyleri olabilir. Üssü dolaş Gin. Mağara ve çevresini dolaş özellikle." dedi. Çok bilindik bir stratejiye kurban giderek iki parşömen kaptırma riskini almak istemiyordu. Onların da kontratları, başka teknikleri olabilirdi. İşini şansa bırakmak istemedi. Göz kırptı. "Her şey yolunda görünüyorsa, bana geri dön."

Böyle durumlarda Haru sessiz kalırdı. İyi hareket kabiliyetine ve sürpriz saldırı şansına sahipti. Ringo ve Usagi bu durumda ona destek olacaktı. Usagi ile göz kontağı kurduktan sonra biraz çene çalmaya başladı. "ÜSSÜMÜZE HOŞGELDİNİZ!" Ziyadesiyle kalın bir sese sahipti, ciğerlerine havayı gömdü ve bir kez daha bağırdı.
"AYICIĞA BAYILDIM! BİR TUR BİNEBİLİR MİYİM? " Yüzünün rengi değişecekti, dişlerini göstermekten çekinmeyecekti. Sessizce, onları karşılamak için yanıp tutuşan ikiliye basitçe göz kırptı. Başlıyordu. Chakrasına odaklandı ve fısıldadı. "Juryokugan!"

Sağ eliyle cübbesinden üç adet shuriken kavradı. Ardından shurikenlerden ilkini dengeli bir hız ile sarışın elemana yollayacaktı. Hiç beklemeden bir sonraki shurikeni çok daha yüksek bir hız ile diğerinin peşinden aynı doğrultuda atacaktı. Önceki shurikenin varış noktasına ulaşmasına ramak kalan ona çarpıp yüksek bir hızla onu ileri ittirmesini sağlayacaktı. Diğer shurikeni ise sağdan sola falso alacak şekilde atmaya çalışacaktı. Böyle atışlarda iyiydi, rakibinin onun sıradan olmadığını anlamasını istiyordu. En büyük hedefi ise Haru'nun saldırısı için bir girizgah hazırlamak olacaktı.

Usagi elini ekipman çantasına atıp 3 adet shuriken kavradıktan sonra, Sutashika'ya "Koru beni." komutunu verecek ve tetikte kalmasını sağlayacak. Ardından Ringo ile birlikte kombine olarak, elindeki shurikenleri elinde zincir sallayan elemana yollayacak.

[Kurosawa Haru]

"Kör kızlar değil bunlar!" dedi saçma sapan bir cümle olduğunu fark etmeden. Damarlarındaki kan giderek hızlanıp, adrenalin vücudunun her noktasına dolmaya başlarken, heykelin üzerindeki kız da bağırıp çağırmaya başlamıştı. Kızı ve üzerine bindiği oyuncağı gördüğü anda Haru, ellerini birbirine sürtmeye başladı. Bir anda çehresi tamamen değişmişti Haru'nun. Boynunu kütlettikten hemen sonra sesli bir şekilde el çırptı, tek bir kez. "Başlıyoruz." Sesindeki sinsi gülümsemeyi hissetmek içten bile değildi. Kaşları çatıldı, ama yüzündeki gülümseme iki yanağını yarıp kulaklarına ulaşacak şekilde konuşlanmıştı.

El çırpışının ağaç evdeki yankılanışı daha son bulmadan kendini dışarı attı Haru, yere indi. Hiç beklemeden heykele doğru koşmaya başlayacaktı. Görülmemesi, planın uygulanması için elzemdi. Yukarıdan bakan birinin onu görememesi için ağaçların gölgesinden ilerleyecekti. Heykelle aralarındaki mesafeyi yaklaşık 30 metreye kadar azalttıktan sonra, Moguragakure no Jutsu tekniğini uygulayıp toprağın altına girecekti. Gideceği yol, Heykelin tam arkasıydı. Oraya kimsenin bakmadığına emindi. Toprağın altındayken Heykelin yere basışını duyabileceğini düşünüyordu.

Heykelin basacağı toprağın tam altından geçmek riskli gözüküyordu, yirmi metrelik taştan bir devin bastığı toprağın ne kadar ezileceğini tahmin edecek durumda değildi Haru, o yüzden etrafından dolaşıp arkasına geçmek istiyordu Heykelin. Heykeli beş altı metre kadar geçtikten sonra topraktan çıkacaktı.

Onu kimsenin görmeyeceğini hayal ediyordu. Sonuçta, kim hedeften gözlerini ayırıp heykelin ayaklarına bakardı ki? Haru da bundan yararlanacaktı. Çıktığı noktadan heykelin kafasındaki kızı göremezdi, biraz olsun irtifaya ihtiyacı olacaktı. Gerçekliğin Kumaşını hazırlayıp, hızlı bir Doryuu Shiki sütunu kullanarak, kendini yaklaşık altı yedi metrelik bir irtifaya çıkarabilirdi. Çalışmaları sonucunda normal bir Doryuu Shiki'nin ittirici gücünden çok daha yüksek bir güce ulaşabildiğini biliyordu. Bu onun avantajı olacaktı. Ayaklarının tam altından çıkacak bir sütun, kendisini, yerle yaklaşık 80 derecelik bir açı yapacak şekilde, heykele neredeyse paralel şekilde yukarı fırlatacaktı. Yedi metrenin kızı görebileceği bir mesafe olabileceğini düşünüyordu. İlerleyişi sürerken boş elini bir mızrağı ileri savuruyormuş gibi hareket ettirip, Gerçekliğin Kumaşı'nı kızın tam sırtına gelecek uzunlukta bir mızrağa dönüştürecek ve kızı direkt arkadan şişleyecekti. Hem havadaki momentumu, hem hayali mızrağı ittiriyor oluşu momentumuna eklenecek ve bir anda vukuu bulan mızrak, kıza kaçacak bir delik bırakmayacak şekilde ona doğru birkaç santim ilerleyecekti sadece. Bunu başarabileceğine inanıyordu.

Üslerine zarar gelmesi, yaşanabilecek en çirkin olaylardan biriydi, buna engel olmak zorundalardı. Bunu aklına koyan ise muhtemelen çirkin bir sonla evine geri dönmek zorunda kalacaktı.

[GM - Naruto]

Ringo, cevabını bağırarak ilettikten sonra aynı adam yine bağırarak cevap veriyor. Böylesi ciddi bir durumda olmanıza rağmen, adeta bir komedi filmi tandansı oluşuyor aranızda: "HOŞBULDUĞĞĞK!" Ardından boğazı yorulmuş olsa gerek, boğulurcasına öksürüyor birkaç saniye kadar. Bu, Ringo'ya gözünü aktif etmesi için zaman kazandırıyor. Shinobi dersini almış olacak ki, ağzını yeniden açmıyor.

Haru, ağaç evden aşağı atlıyor ve ağaçların altından ilerlemeye özen göstererek kendilerine doğru yaklaşan heykelle arasını kapatmaya başlıyor. Bu esnada, heykelin attığı adımlarla dört bir yana savrulan dal parçaları ve kıymıklardan birkaç çevik hamleyle kurtulmayı başarıyor.

Usagi ve Ringo, aynı anda shurikenlerine uzanıyorlar ve elinde zincir olan shinobiye doğru fırlatıyorlar. Ringo, shurikenlerini stiline bağlı olarak istediği şekilde fırlatmayı başarıyor.

Aradaki mesafe hala bir hayli fazla olduğu için, elinde zincir olan shinobi shurikenlere karşı harekete geçebiliyor. Usagi'nin ilk fırlattığı shuriken, Ringo'nun kasti olarak yavaş fırlattığı ilk shurikenine kıyasla daha erken ulaşıyor shinobiye. Elindeki zinciri savurarak kolay bir şekilde savuşturuyor shinobi ilk shurikeni. Tam bu anda Ringo'nun ikinci shurikeni ilkine çarpıyor ve tüm momentumunu ona aktararak müthiş bir hızla shinobiye ilerlemesine sebep oluyor. Ringo'nun shurikeninin, shinobinin yanağını hızla kesip geçtiğini görebiliyorsunuz. Şaşırır gibi vücut postürünü hafifçe değiştiriyor shinobi, bu esnada Usagi'den gelen ikinci ve üçüncü shurikeni de savuşturuyor elindeki zincirle. Ringo'nun kavisli giden üçüncü shurikeni tam bu esnada shinobinin sol omzuna saplanıyor.

Haru, yeterli mesafeye geldiğini düşündüğünde tekniğini uygulayarak toprağın altına giriyor ve ilerlemeye başlıyor.

Elinde zincir olan shinobi, sol omzuna saplı shurikeni hızla çekip çıkarıyor ve kendini heykelin tepesinden ileri ve aşağı doğru fırlatıyor. Bu esnada, önüne yani size doğru birkaç kunai ve shuriken fırlattığını görebiliyorsunuz. Gelgelelim bunlar belli bir hedefe ilerlemekten ziyade rastgele serpiştirilmiş gibi hissediyorsunuz. Çok hızlı veya keskin ilerlemiyorlar. Hatta, hafif yukarı kavisli fırlatıldıkları için normalden yavaş bile sayılırlar. Bu hareketi neden yapmış olabileceğini çözemiyorsunuz.

Hemen ardından shinobinin elinde tuttuğu zincir, size doğal gelmeyen bir şekilde havada hareket edip heykelle aranızdaki bir ağaç dalına doğru fırlayıp birkaç tur sarıyor bir anda. Shinobi, zincirde sallanarak üzerinde bulunduğunuz ağaç eve doğru kavisli bir şekilde ilerlemeye başlıyor. Sağdan sola doğru hafif bir yarım çember çizmekte. Kısa bir süre sonra ağaç eve ulaşacağını öngörebiliyorsunuz. Bu esnada, Ringo sağ omuzda duran sarışın shinobinin el mühürlerine başladığını görüyor. Kafanın tepesinde durmakta olan kız ise kahkaha atmayı bırakmış durumda, önündeki manzarayı izliyor.

Off Topic

Kurosawa Haru'nun yaptığı hamle uzunluğu sebebiyle bir sonraki turda tamamlanmış sayılacaktır. Kendisinin bu tur rp yazmasına gerek yoktur.

[Okawa Ringo]

Başarıya ulaşmışlığın rahatsız ettiği vakitlerdi. Haru'nun hamlesine başlayışı, shurikenlerin hedefine hasarı verişi ve devamında gelişenler şu an için onları avantajlı hissettiriyordu. Lakin Ringo'nun cesur ve pervasızlıktan kaçınmayacak beyni şu an için farklı çalışıyordu. Kendi kendini düşünmeye, aslında hızlı ve atik düşünmeye zorluyordu. Bu noktada rakiplerinin yapacaklarını kestiremiyordu. Ancak zincirli silah taşıyan garip çocuğun biraz şaşırdığını hissetmişti. Onun da kendine ait numaraları olmalıydı. Hepsinin vardı. Kendisini en iyi olarak göremezdi. Tabiatına ters olsa dahi, onlara saygı göstererek dövüşecekti. Güçlü olanı yendiğinde, yaşayacağı gurur daha da büyük olacaktı.

Zincirli çocuğun garip bir şekilde, alay dahi edebileceği bir şekilde fırlattığı akademi sübyanı seviyesindeki shurikenlere anlam verememişti başta. Fakat çocuğun olayını çözebilirdi. Zinciri ya çok ustaca kullanıyordu, ya da o silahta özel bir şeyler olmalıydı. Zincir hiç de normal olmayan bir şekilde hareket ederek bir ağaç dalına sarılmıştı. Ardından eleman da ağaç eve doğru bırakmıştı kendini. Eleman süzülürken bir yandan sarışın çocuğun da el mühürlerine başladığını farketmişti. Diğerlerinin bunu görüp görmediğinden emin değildi. Haru ise şu an ya çocuğu, ya da aksiyonu sadece izlemekle yetinen kızı hedef alacaktı. Ringo'nun burada her iki tehtidi de gözden kaçırmaması elzemdi. Buna uygun bir plan yapacaktı. Zincirli eleman o shurikenleri neden fırlattı ? Diğer elemanın başladığı mühürlerin bununla bir alakası var mı ? O zincirin özelliği ne ? Kafasını meşgul eden bir çok soru vardı. Böylesine bulanık bir durumda riski sonuna kadar almamak gerekiyordu.

Ringo, cübbesinden parmaklarının arasına 3 shuriken daha aldı. Shurikenleri karşısında mühür yapmaya henüz yeni başlayan sarışın çocuğa yolladı aniden. Hızlı ve net atışlardı. Rakibin ellerini ve gövdesini hedef almıştı. Yapacağı teknik her neyse, onu yapmasına engel olmak ya da geciktirmek istiyordu. Ardından ağaç eve doğru sallanmakta olan elemana odaklandı. Hebi mührünü yaptı. Sağ gözünü hiddetle açmak üzere kapattı. Zincirli eleman, kısa bir süre sonra Ringo'nun irade alanına girecekti. Bu olduğu zaman ise, Ringo tekniğini hazırlamış olacaktı. Bu sırada ise Usagi ve Suta'nın hazırlandığını gördü. O an gerçekten iyi koordine olabileceklerine kanaat getirdi. Elemanın kendini nasıl savunacağını da merak ediyordu bir yandan. Ona uygulanacak çekim kuvvetinin merkezini kendi bedenine eşleyecekti. Kendisine doğru kontrolsüzce çekilmesini bekliyordu elemanın. Ani ve güçlü bir etkiydi bu. Daha önce antremanlar haricinde denememişti. Ama onun dengesini şaşırtacak, saldırıya açık hale gelmesine sebebiyet verecek bir teknikti. Sonuçlarını görmek için can atıyordu. Yeteneğini hayata geçirdikten sonra ise saldırıya geçmeye hazır biçimde bir kunai çekecekti. Odaklandı, bekledi. Gözünü açacaktı bir hışımla.

"Zettaishi!"

Usagi partnerine bir direktif daha verdi. "Zincirini kullanırsa, onu yakala ve bırakma." Bu esnada ise Bousen mühürlerini yapmaya koyuldu. Çocuğun konumunu titizlikle takip edecekti. Mühürleri tamamlandıktan Ringo'nun tekniğinin etkisine kapılmasını beklediği elemanın üzerine tazyikli suyu püskürtecekti. En rahat nişan alabileceği kısım olan karın bölgesine nişan alacaktı.

[GM - Naruto]

Ringo, cübbesinden üç shuriken çıkardığı gibi hala üzerinize yürümekte olan ve kampla arasındaki mesafeyi iyiden iyiye azalan heykelin sağ omzundaki sarışın shinobiye doğru fırlatıyor. Mesafe hala yeterince yakın olmadığı için, sarışın shinobinin shurikenleri farkettiğini görebiliyorsunuz. Aniden el mührü yapmayı bırakıyor ve sola doğru sıçrayarak bir eliyle heykelin maskesinin ağzından tutarak shurikenlerden kaçmayı başarıyor. Bir an sonra, halihazırdaki ivmesiyle diğer omza geçiyor shinobi. Tekniğini uygulatmamayı başarıyorsun.

Haru, topraktaki yolculuğunu tamamladıktan sonra devasa heykelin arkasında dışarı çıkmayı başarıyor. Ancak heykelin hareket halinde olmasından mütevellit, planladığı şekilde 6-7 metre gerisinden ziyade yaklaşık 10 metre kadar gerisinde beliriyor heykelin. Bu, planını uygulaması için bir engel değil tabii ki.

Usagi, Suta'ya komutunu veriyor ve el mühürlerine başlıyor.

Ringo, tekniğini uygulamaya başlamadan önce bir hedefi seçebilmek ve işaretleyebilmek adına sözkonusu hedefin alanın içinde olması gerektiğini hatırlıyor. Juryokugan, sadece etki alanının içindeki hedeflere etki ediyor zira. Bu sebeple, shinobi yeterince yaklaşana kadar beklemek durumunda olduğunu farkediyor.

Bu esnada, zincirle sallanmakta olan shinobinin önünde parlak birkaç metal parçası seçiyorsunuz. Ringo, bunun shinobinin az önce gelişigüzel havaya fırlatmış olduğu ekipmanlar olduğunu seçebiliyor. Tam o anda kafasına dank ediyor, ekipmanlar öyle bir açıyla fırlatılmış ki, hızla zincirle sallanmakta olan shinobinin bir süre sonra olacağı yerde konumlanacak şekilde ayarlanmış durumdalar. Shinobinin bir eliyle hala zinciri tutarak vücudunu büktüğünü ve havada birkaç tekme ve yumruk attığını görüyorsunuz. Aniden, shinobinin vücudunun ön kısmından metal sesleri gelmeye başlıyor. Shinobinin topuklaryla ve boştaki elinin kenarıyla shuriken ve kunailere vurduğu darbeler sonucunda ekipmanlar birbirlerine çarpıyor ve direkt olarak bir yağmur misali ağaç eve doğru yağmaya başlıyorlar.

İki kunai ve iki shuriken Usagi'ye, iki kunai ve iki shuriken Ringo'ya doğru ilerlemeye başlarken shinobinin elinde tuttuğu zincirin aniden gevşediğini ve beklediğinizin aksine üzerinize doğru değil, aşağı doğru ilerlemeye başladığını görüyorsunuz. Bir an sonra, görüş açınızdan çıkıyor. Üzerinize gelen ekipmanlar size ulaşmak üzere.

Haru, Doryuu Shiki tekniğini oluşturduğu gibi kendini planladığı şekilde havaya doğru fırlatıyor. Yaklaşık 8-9 metrelik bir irtifaya kolaylıkla ulaşabiliyor. Bulunduğu konum, yaklaşık olarak beline gelmekte heykelin. Tam bu esnada, Gerçekliğin Kumaşı'nı aktif hale getiriyor. Elinde aniden bir mızrak belirip heykelin kafasında konumlanmış olan kızın sırtına kadar uzuyor. Bir an sonra, Haru elindeki mızrağı tüm gücüyle ileri doğru itiyor. Bir ahşap çatırtısı duyuluyor ortamda. Haru, kızın sırtında taşıdığı devasa kutuya saplıyor mızrağını. Kız, aniden kafasını geriye doğru çeviriyor. Yaralanmış gibi değil, ancak yüzündeki nefreti seçebiliyor Haru bir saliseliğine de olsa. Bir an sonra, tamamen arkasını dönecek gibi görünüyor kız. Mızrak hala sırtındaki büyükçe kutuya saplıyken kızın vücudunu döndürmesi halinde savrulabileceğini düşünüyor Haru. Karar vermek durumunda.

[Okawa Ringo]

Çocuğu hafife almıştı. Gözünün gücünü test etmeye o kadar meraklıydı ki, hamlesinin basit bir aldatmaca olduğunu gözden kaçırdı. Kaybettiği bir şey yoktu. Belki biraz zaman. En azından sarışın çocuk el mühürlerini bırakmıştı ve konumunu değiştirmişti. Ancak takıldığı başka bir nokta vardı. "Oha, bu çocuk bayağı iyi!" diye geçirdi içinden. Zincirli çocuk bir harika! Klas bir hareket bekliyordu Ringo. Fakat bunun görsel bir şölene dönüştüğüne tanıklık etmek çok başkaydı. Shinobiliğin temellerine eğilen ve gelenekselliği seven bir yapısı vardı. Bu nedenle ekipmanları kullanmayı bu kadar seviyordu. Karşısındaki çocuk da oldukça usta olmalıydı. Güzel bir hareket gördükten sonra her ne kadar rakibi de olsa heyecanlanıveriyordu. Fakat, çözmesi gereken bir sorun vardı. Çocuğun havada tokatladığı tüm ekipmanlar ağaç eve doğru ilerliyor. Bu noktada hızlı ve etkili bir çözüm ile kendisini ve arkadaşını emniyete alması gerekiyordu.

İki elini hızlıca önünde birleştirdikten sonra ağaç eve doğru ilerleyen ekipmanları püskürtmek için en uygun ve hızlı uygulayabileceği tekniği hayata geçirecekti. "Fuuton: Furyuu!" Bedeninden ani bir şekilde ilerleyecek hava dalgasının, ekipmanları durduracağını düşünüyordu. Usagi ile yakın olmaları sebebiyle hava dalgası bir ihtimal, ona doğru ilerleyen shurikenleri de durdurabilirdi, belki de yavaşlatabilirdi. Yine de takım arkadaşının kendisini emniyete alabileceğini biliyordu.

Bu hengame içerisinde Haru'nun kimi hedef aldığını görememişti. Sarışın çocuk az önce heykelin diğer omzuna geçmişti, kız ise hala yerindeydi. İkisini de hedef alacağını öngörse dahi, kıza saldırması daha bir olasıydı. Rakipleri aralarında paylaşmaları gerekiyordu. Zincirli çocuk ile uğraşmaya devam edebilirdi. Onunla kozlarını paylaşmaya devam edecekti. Üzerine gelen ekipmanlardan kurtulduğu vakit, çocuğun peşinden gitmek için bir plan yapacaktı. Bunun için az önce görüş açısından çıkan herifi tekrar görüş açısına almak için hareketlenecek ve ne yapacağını iyice inceleyecekti.

Usagi, çocuğun görüş alanından çıkması nedeniyle halihazırda yaptığı el mühürlerinden vazgeçip tekniğini aktifleştirmeyecek. Usagi üzerine doğru gelen ekipmanlardan kaçınmak için hızlıca bir Kawarimi uygulayacak. Ağaç evin çevresinde çok fazla ağaç ve dal olduğunu bildiği için rastgele bir tanesiyle yer değiştirecek. Bir sonraki hamlesini ise bulunacağı noktaya göre planlayacak.