[6. Gün - Gündüz Safhası | Kita Usagi] Teçhizat Tentesi

[GM - Naruto]

Bir yandan elindeki küple uğraşırken, bir yandan da ince ince seninle beraber bir diğer küpü çözmekte olan shinobiyi süzüyorsun olası bir duruş veya davranış değişikliği olursa gözünden kaçırmamak adına. Ancak bu tarzda herhangi bir tavır sezmiyorsun. Hatta aksine, shinobinin sana kıyasla oldukça rahat göründüğünü bile düşünüyorsun istemsizce. Ani bir saldırı yapman halinde sana cevap verip veremeyeceği konusunda kafanda soru işaretleri bırakabilecek bir durumda. Gevşek bir şekilde oturmuş, duruşu ve postürü rahat. Tetikteyse bile, hiç çaktırmıyor.

Kısa bir süre sonra, benzer zamanlarda küplerinizin son yüzlerini de tamamlıyorsunuz ve minik birer 'klik' sesi duyuluyor küplerden. Klik sesinden hemen sonra küpler birer sandık gibi otomatikman açılıyorlar ve içlerinde ufak birer metal parça görebiliyorsunuz. Dikkatli bir şekilde incelediğinizde, bu parçaların ikisinin de bir anahtarın çeyreği olduğunu görebiliyorsunuz. Halihazırda ikisi birleşebilecek bir formda değiller, ancak muhtemelen diğer iki küpü de çözmeniz halinde elinizde yerde durmakta olan sandığı açabilecek bir anahtar olacak.

Ryobe'nin yarı sevinçli, yarı hüzünlü olduğunu görebiliyorsun duruşundan. Elindeki işi bitirdiği için gayet tatmin olmuş gibi gözüküyor, ancak diğer küpe baştan başlayacak olmanın gerginliği yüzüne yansımış durumda. Oflayıp puflayarak vücudunu geriye doğru salıyor ve sırtüstü yatar konuma geliyor. Tepenizde tente olduğu için direkt olarak güneşi göremiyorsunuz. "Sandığı mı kırsak?" diye soruyor boş boş tepenizdeki tenteye bakarken. Hemen sonra ise yeniden konuşuyor: "Neyse boşver, başımıza bela almayalım durduk yere. Kırma ihtimalimizi düşünmüşlerdir herhalde."

Suta'nın muhtemelen ya gittiğini, ya da çok kısa bir süre sonra gitmiş olacağını biliyorsun.

[Okawa Ringo]

Usagi hala az önceki konuşmayı tekrarlıyordu beyninde. Bu çocuğun bu kadar şeyi bilmesine imkan vermiyordu. Ancak Ryobe, Teki ya da bir başkası da olabilirdi. Onu kandırıyor olma ihtimali de oldukça yüksekti. Bir diğer yandan, diğer takımla arasında kendisinin bilmediği bir bilgi alışverişi olduğuna kesin gözüyle bakıyordu. O nedenle kendisini Ryobe olarak tanıtan bu çocuğa fazla güvenmeyecekti.

Hepsini bir kenara bıraktığında, artık küplerin olayını da çözmüştü. Anahtar parçalarını birleştirdiklerinde sandığı açabileceklerdi. Ryobe'nin önerisi sonrasında biraz düşündü. Sandığı kesebilirdi. Lakin içerisindeki ekipmanın durumunu bilemezdi. Ryobe kendi kendini cevapladıktan sonra derin bir 'OF' çekti. Ardından elini diğer küpe götürdü. Şimdilik bu küpe başlamalı, sabrını sonuna kadar koruyarak çözmeye çalışmalıydı. Sınavın hemen her anında izlendiklerinin bilincindeydi. Yapması gerekeni yapmaya devam edecekti. Diğer küpü eline aldıktan sonra Ryobe'ye hitaben tekrar konuşacaktı.

"Sabrımızı sınıyorlar. Sınasınlar. Pes etmeye niyetim yok benim."

[GM - Naruto]

Senin ikinci küple uğraşmaya başladığını gören Ryobe yeniden derin bir of çekip vücudunu dikleştiriyor ve oturur pozisyona geçiyor. Yüzündeki ekşilikle açılmamış olan son küpe uzanıyor ve evirip çevirip bakmaya başlıyor. Birkaç saniye boyunca sevimsiz gözlerle küpe baktıktan sonra çaresizce çevirmeye başlıyor küpün yüzlerini. Herhangi bir şey söylemiyor bu esnada.

Suta'nın artık gittiğinden eminsin. Bir yarım saat kadar daha uğraşıyorsunuz herhangi bir şey demeden. Ryobe sessizliğini koruyor, ancak en azından az önceki memnuniyetsiz tavrı yerine odaklanmış gibi görünmekte. Bir şey söylemeyeceksen zaman akmayı sürdürecek.

Off Topic

24 saatlik pasiflik süresini bu turdan itibaren daha düzenli bir şekilde uygulayacağımızı belirtmek isteriz.

[Okawa Ringo]

Usagi de tıpkı Ryobe gibi kendi küpüne odaklandı ve şimdilik bir şey söylemeyi seçmedi. Tüm odağını ve dikkatini küpe verecek ve çevirmeye devam edecekti.

[GM - Naruto]

Zaman akmayı sürdürüyor. 2 saat kadar daha geçtikten sonra her ikiniz de elinizdeki küpleri çözmüş oluyorsunuz. Bir öncekilere benzer şekilde küpler 'klik' sesiyle otomatik olarak bir sandık misali açılıyorlar ve iki ufak metal parça daha elde etmiş oluyorsunuz. İkinizde de ikişer parça mevcut. Henüz birleştirip sözkonusu anahtarı elde etmiş değilsiniz.

Ryobe içindeki metal parçayı aldıktan sonra "Hmnakodmun." gibi bir şeyler mırıldanarak küpü geriye doğru omzunun üstünden fırlatıyor rastgele.

Ardından rahatlamış gibi derin bir nefes veriyor Ryobe ve yüzüne bir gülümseme yerleştiriyor: "İyi iş çıkardık Usagi-san." diyor devamında. "Ancak sanırım şimdi konuşmamız gerekiyor." Yüzündeki gevşek gülümseme yerini hafif bir ciddiyete bırakıyor. Yine de hala herhangi bir tehlike sezmiyorsun shinobiden. "Bildiğim kadarıyla -ki bildiğimin %99 doğru olduğuna eminim- teçhizat tentesinden her gün iki farklı ekipman çıkıyor. İlk günlerde bir özel ekipman, bir tuzak şeklinde ilerlediğini tahmin ediyoruz. Birkaç günü kaçırmış olsak da genel rutin bu yöndeydi. Ancak dün-" Bu noktada Ryobe'nin bir gün önce de burada olduğunu net bir şekilde belirtmekte beis görmediğini farkediyorsun. "-buradan iki özel ekipman çıkmaya başladı. Muhtemelen bugün de öyle olacaktır."

Sözlerini sindirmen için birkaç saniye bekliyor Ryobe, ardından konuşmasını sürdürüyor: "Dostça bir teklifim var. Sandığı açıp içinde neler olduğuna ikimiz de bakalım ve iki eşyanın da ne işe yaradığını öğrenelim. Ardından istediğimiz birer tanesini alıp kavga gürültü olmadan ayrılalım. Aynı şeyi isteyecek olursak ne yapacağımıza o zaman karar veririz." diye devam ediyor sözlerine. Ardından ekliyor: "Tercihen dostça." Elindeki iki metal parçayı yumruğunun içinde tutmakta Ryobe. Sana bakıyor bir cevap beklercesine.

[Kurosawa Haru]

"Açıkçası... Bunu duyduğuma rahatladım. Ben de benzer bir şey sunmayı düşünüyordum ama, ne söyleyeceğimi bilememiştim." dedikten sonra anahtar parçalarını alarak ortadaki sandığa doğru yürüdü. "Kabul."

Ryobe'nin takımının geçmiş günlerde yaptığı işleri bu kadar açık şekilde söylemesinin bir ikna yöntemi mi, yoksa içtenlikle kavgadan kaçınmasının bir sonucu mu olduğunu seçemiyordu. Usagi'nin yerinde başka birisi olsaydı böylesine pasifist yaklaşır mıydı? "Benden korkuyor mu acaba?" diye düşünmeden edemedi Usagi. Bu söylediğinin altında bir sebep yoktu elbette, Ryobe'nin onun yetenekleri hakkında fikir sahibi olmadığını düşünüyordu, ve kendi de bu Shinobi hakkında hiçbir fikir sahibi değildi, bir kavga halinde kimin kazanıp kimin kaybedeceği hususu oldukça bulanıktı.

Açma işlemini yapması için anahtar parçalarını Ryobe'ye verecekti. Bu konuda kendisinden daha yetkin olduğunun farkındaydı. Anahtar parçalarını alıp kaçması da ihtimaller dahilindeydi elbette, bu yüzden dikkatli olacaktı ama, içinden bir ses nedense ona güvenebileceğini söylüyordu. İçindeki sese bile güvenmeden, tetikte ama saldırgan bir tavır sergilememeye özen göstererek sandığın açılmasını bekleyecekti. "Sen hallet, madem her gün buradaydın." dedi, gülümseyerek.

[GM - Naruto]

Ryobe'ye anahtar parçalarını verdikten sonra onun anahtarı parçaları birleştirerek oluşturmasını izliyorsun. Basitçe her parçayı sırasıyla arka arkaya dizdikten sonra sıradan, metal bir anahtar elde etmiş oluyorsunuz. Ryobe sandığa yaklaşıyor ve anahtarı kullanarak kilidini açıyor.

Kısa bir "klik" sesini işittikten sonra kilidin açıldığından emin oluyorsunuz. Ryobe sandığın kapağını geriye doğru kaldırarak açıyor ve içindekileri daha rahat görebilmeniz için olsa gerek, öne doğru deviriyor. Tentenin altına iki tane heybe yığılıyor. Heybeler oldukça ufak, sıradan bir keseden bir tık daha büyükler.

Birisini sen, diğerini Ryobe açıyor ve tentenin altına döküyorsunuz içindekileri. Ryobe'nin heybesinden kırmızı bir elma düşüyor. Ancak bu elma, dikey ve kısa sarı çizgilerle kaplı. Sıradan bir elma olmadığı belli. Elmanın sapına eski, pejmürde görünümlü ufak bir sargı bezi bağlı. Üzerinde "無" kanjisi mevcut.

Senin heybenden ise 5 santimetreye 5 santimetre boyutunda bir cam parçası düşüyor. Bu cam parçasının tam ortasında "A" sembolü bulunmakta. Bu sembol dışında cam parçası saydam. Kenarları tutulurken eli kesmemesi için körleştirilmiş. Sembol siyah bir mürekkeple aktarılmış cama.

Bununla beraber her iki heybeden de birer not çıkıyor. Kendi önündeki nota göz gezdiriyorsun hızlıca.

Off Topic

Bu cam parçasına chakra aktardığınızda sembol parlamaya, ışık yaymaya başlar. Bu ışığı derisine tutup sembolün ona geçmesine izin veren kişi kısa süreliğine A'nın kudretine ulaşır. Sembol kullanıcının derisine aniden bir dövme gibi işlenir. Kullanıcının refleksleri, hızı, kas gücü, chakra rezervleri, kondisyonu ve farkındalığı sınırsıza yakın bir potansiyele ulaşır. Acı hissetmez. Kullanıcı bu etki aktifken hasar alabilir ancak vücut bütünlüğü bozulamaz. Bu etki bir dakika sürer ve tek kullanımlıktır. Süre bitince kullanıcı eski haline döner, dövme vücuttan silinir. Yan etkisi yoktur.

Ardından Ryobe'nin önündeki notu okuyorsun. Bu sırada da o da sendekine bakıyor.

Off Topic

Bu meyveyi sapı hariç tamamen yiyen kişi Mu'nun kudretine ulaşır. Meyve yendikten sonra kişiyi kusturur, ancak kişi kusarken kendisinin meyveyi yediği halinin klonunu ağzından çıkarır. Bu klon kullanıcının her şeyiyle, tamamen ve kusursuz bir replikasıdır. Ömrü bir safhanın üçte ikisi kadardır. Kullanıcının birebir kopyası olan bu replika hiç bir şekilde gerçeğinden ayırt edilemez, o kişinin bildiği tüm teknikleri uygulayabilir, bunlara Kekkei Genkai'ler de dahildir. Kullanıcının üzerindeki efsunlu eşyalar da onunla beraber kopyalanır. Kopya eğer bayılırsa veya ölürse çamura dönüşüp yok olur. Gerçek ile kopya arasında bir mental bağ bulunmaz.

Out: Süre sınırı eğer kopya üssü terk ederse gittiği yerde vakit geçirmesine olanak sağlar ancak geri dönmesine yetmez. Yani dönüş yolunun ortasında yok olacaktır.

Her ikiniz de iki parşömeni okuduktan sonra göz göze geliyorsunuz.

[Kurosawa Haru]

Ekipmanların gücü karşısında şaşkınlığa uğradı Usagi, her ne kadar bunu gizlemek için elinden geleni yapsa da. Kaç gündür burada değiliz, kaç güçlü ekipman kaçırdık gibi sorular zihnini paramparça ediyordu an be an. Bu ekipmanlar korkunç güçlüydü, bir savaşın kaderini bir anda değiştirebilecek kadar, en güçsüzü tepeye yerleştirebilecek kadar güçlülerdi. Ne yapacağı konusunda hiçbir fikri yoktu. Bir plan mı geliştirmeliydi, yoksa akışa bırakıp kendini, nasıl konuşulduysa öyle devam mı etmeliydi?

Gözlerinin içine bakıyordu Ryobe'nin. Bir tepki vermemişti, tepkiyi Usagi'ye bırakmış olmalıydı. Usagi'nin şu andan itibaren ağzından çıkacak her söz, oynatacağı her kas, günün gidişatını belirleyebilirdi. Elindeki saatli bombayı bir şekilde karşıya aktarmak zorundaydı. "Ben Cam Kristal'i seçiyorum." diye fısıldadı, elindeki kağıdı yavaşça Ryobe'ye doğru sallarken.

Günün kırılma anının şu an olduğuna emindi. Rakibinden herhangi bir beklenmedik hareket görürse karşılık vermeye tamamen hazırdı. Bu hareketler saldırmaya veya kaçmaya yönelik olabilirdi. İkisi için de kafasındaki çarkları döndürüyordu Usagi, refleksif olarak en hazır olabileceği şekilde karşıdan gelecek sözlü veya bedensel yanıtı bekleyecekti.

[GM - Naruto]

Ryobe ile bakışmaya devam ediyorsunuz sen lafını söyledikten sonra. Ryobe'nin suratı ciddi, sen onu nasıl inceliyorsan o da seni incelemekte. Onun da herhangi bir tehdite karşı direkt olarak harekete geçeceğinden eminsin. Nefes alış verişleriniz duyulmayacak seviyeye iniyor.

Bakışmalarınız net bir on saniye sürüyor. Onuncu saniyenin ardından göz kontağını ilk bozan Ryobe oluyor. Anlık olarak meyveye bakıyor, sonrasında tekrar sana çeviriyor bakışlarını. "Peki." diyor sakin ancak ciddi bir tonda. Onun da sana güvenmediği her halinden belli. Elindeki kağıdı ona sallamana bir karşılık vermiyor.

Elini meyveye doğru götürüyor ve onu kavrıyor. Eğer bir şey yapmayacaksan onu aldıktan sonra ayağa kalkacak gibi görünmekte. Bu süreç boyunca bakışlarını senden ayırmıyor.

[Kurosawa Haru]

Usagi, o elmayı alırken kendisi de Cam'ı almak için eğildi. Adrenalinin damarlarından geçtiğini, zihninin patlarcasına hızlı çalıştığını hissedebiliyordu. Onun elmayı almasının, "aynı anda alalım" tarzı bir işaret olduğunu varsayarak Ryobe'ye bakarak camı almaya yönelecekti. Gelebilecek her türlü hareketi hesaplıyordu kafasında. Tekme, yumruk, teknikler... Yakın konumda karşısındaki cılız çocuğun ondan iyi olduğunu düşünmüyordu. Yine de temkinliydi.

Eğer camı alabilirse hızla bir iki metre geri çekilecekti. Aradaki gerilimin sona ermesi için atılacak ilk adımın bu olduğuna inanıyordu.