[2. Gün - Gündüz Safhası | Kasumikage Teki] Teçhizat Tentesi

[GM - Naruto]

Laflarına karşılık Kei bir elini çenesine götürüyor ve kaşıyor. Satori ise cevap vermiyor ancak duruşunun rahatladığını görebiliyorsun.

Kei, düşünceli bakışlarını sana odaklıyor tekrar ve elini çenesinden çekip beline koyuyor. "Güzel bir teklif Teki-san. Ancak kabul etmeden önce bir şey demem lazım." Boştaki elini Satori'ye doğru uzatıyor rahat bir hareketle ve işaret parmağı ile kızı gösteriyor. "Yalan söylersen Satori fark eder, haberin olsun." diyor, şakayla karışık. Ancak söylediğinin şaka mı, tehdit mi olduğunu tam olarak çözemiyorsun. Satori ise kafasını Kei'ye çeviriyor, ardından sana doğru odaklıyor. Bakışları boşluğa odaklanmış olsa da genel olarak baktığı yön senin tarafın.

Ardından Kei tekrar konuşuyor. "Ancak bu teklifini değerlendirebilmemiz için önce neler bildiğin hakkında fikrimizin olması gerekiyor. Kimler hakkında bilgi sahibisin? Bu bilgilerin neleri kapsıyor? Özetleyebilir misin ayrıntı vermeden? Anlaşmayı yapmadığımız için direkt olarak bildiklerini saymanı beklemiyorum, sadece özet olarak elinde ne gibi bilgiler olduğunu söylersen ona göre karar verebiliriz anlaşmadan önce." Ardından kısa bir nefes alıyor. "Değil mi, Satori-san?" diyor bakışlarını Satori'ye çevirip, onun da onayını almak için. Satori de, ona doğru çok az bir miktar kafasını çeviriyor ve kafasını sallıyor onaylar bir şekilde. İkisi de duruma mutabık.

[Kasumikage Teki]

Elindeki kozun işe yarayacağını fark etmesi ile içinde bir rahatlama oluşmuştu. Buradan eli boş dönmek istemiyordu ve bu sebeple de bilgilerini kendine saklamayacaktı.

"Kesinlikle yalan söylemeyeceğim Urata-san. Zaten Nakada-san'ın sensör yetenekleri beni ele verecektir. Eminim."

Sınavına çalıştığını belli etmek istemişti. Butsuo'dan, Nakada'nın sahip olabileceği sensör yetenekleri hakkında bilgi edinme şansı olmuştu. Urata'nın az önce verdiği bilgi sayesinde de durum kesinleşmişti. Böylece önceki gün Hiyaki'den sinyal gelmeden önce Nakada'nın durumu nasıl çabucak anlayabildiğini de çözebilmişti Teki.

"Sunagakure ikilisi ile dün karşılaştığını bildiğim için onları pas geçiyorum. Ancak eğer takımınızın üçüncü üyesi dün bu alana gelmedi ise, bu demektir ki Sunagakure'nin üçüncü üyesinin eşkalini biliyorum. Ishigakure katılımcılarının neredeyse hepsinin cephaneliğinde neler sakladığından haberdarım. Kiminin elementi, kiminin sahip olduğu özel güçler veya kullandıkları silahlar."

Yalan söylemediğinden emin bir şekilde gözlerini Nakada'ya dikmişti bir kaç saniye. Sonrasında Urata'ya kaydırmıştı bakışlarını tekrardan.

"Köydaşım olan shinobinin de güçlerini biliyorum tabii ki de." Parmakları ile sayı saymaya başlamıştı. "12... 13... 14... 14! Evet. Sizi ve kendi takımımı da dahil edecek olursam tam olarak 14 kişinin güçleri ve özellikleri hakkında farklı bilgilere sahibim. Sadece sizin yada Sunagakure'nin son üyesi gizliliğini koruyor."

Yine suratına kendinden emin gülüşünü yerleştirmişti. "Ayrıca dün bu alandan hangi takımların teçhizat almayı başardığını da biliyorum. Ne aldıkları hakkında bir fikrim yok ancak yine de değerli bilgi olduğundan eminiz bence. Eee ne dersiniz? Nakada-san? Urata-san?"

[GM - Naruto]

Sen sözlerini sarfetmeye başlarken, ikili rahat iletişim kurabilmeniz adına aranızdaki mesafeyi adımlamaya başlıyorlar. Yaklaşık 1-1.5 metre uzağına geldiklerinde ise duruyorlar. Postürleri rahat, saldırgan değiller ancak her ihtimale karşı mesafeyi korumak istediklerini farkedebiliyorsun.

Sunagakure ikilisinden bahsettiğinde hafifçe başını sallıyor Kei onaylarcasına. Dün Teçhizat Tentesi'ne gelen kişi hakkında ise yorum yapmıyorlar. Bu sebeple Butsuo'dan varlığını öğrendiğin sarışın shinobinin hangi takımda olduğu hakkında pek bir şey çıkaramıyorsun. Ishigakure'lilerden bahsetmeye başladığında daha bir kulak kabartıyor ikili. Gözlerini sırayla ikisine de dikiyorsun ancak herhangi bir tepki görmüyorsun. Sakince seni dinlemekteler.

Sırasıyla Ishigakure'lilerin sahip olduğu güçlerden ve tekniklerden, alandaki senin dışındaki tek Kusagakure'linin özelliklerini bildiğinden ve dün alınan ekipmanlardan bahsettiğinde Kei'nin hafifçe kaşları kalkıyor yukarı doğru. Yüzünde yarı şaşkın, yarı onaylar bir ifadeyle başını aşağı yukarı sallıyor bir kaç kez.

Kei giriyor söze ilk önce: "Bir gün için oldukça iyi bilgiler Teki-san. Takdir ettim. Anlaşmayı kabul ediyor muyuz Satori-san?" diyor yanındaki kunoichiye dönerek. Satori birkaç saniye duraksıyor cevap vermeden önce, ardından sakin bir sesle yanıtlıyor yüzünü Kei'ye çevirip hafifçe: "Birkaç şartla kabul. Önce bilgiler. Yalan söylemediğine emin olduktan sonra-" Yüzünü sana çeviriyor. "Teki-San'ın bahsettiği sandıklarla uğraşmaya başlarız." Kei de onaylarcasına başını sallıyor ancak Satori sözünü bitirmemiş gibi: "Son bir şey, ekipmanları gördükten sonra istediğimizi biz alırız. Diğeri senin Teki-san." Sesindeki ciddiyet, söylediği şeyi gerçekten kastettiğini hissetmene sebep oluyor.

[Kasumikage Teki]

Rakipleri tarafından övülmesi karşısında suratındaki gülümseme biraz daha artmıştı ister istemez. Yine de kolay bir şekilde anlaşma yapmayı becerememişti. Belki Urata tek başına olsa çoktan anlaşmışlardı fakat Nakada olayı yokuşa sürüp duruyordu.

"Önce bilgiler mi?" Sağ elini ileri götürerek işaret parmağını hayır dercesine sağa sola oynatmıştı. "Sizce bu mantıklı mı?" Elini geri çekip, beline dayamıştı. "Peki ben size nasıl güveneceğim? Şu anda bilgileri alıp beni buradan kovabilirsiniz. Bana vereceğiniz teçhizat benim güvencem ki Nakada-san'ın yalan söyleyip söylemediğimi anlıyor olması da sizin ayrıca garantiniz." Bakışlarını Nakada'ya çevirmişti. "Şu anda yalan söylemediğimi biliyor olman gerek Nakada-san. Techizatımı aldığım taktirde size bilgileri vereceğim."

Karşısındaki ikiliye biraz daha güven aşılaması gerektiğini hissediyordu. "Ön ödeme olarak bir kişi hakkında konuşmaya başlayayım en azından. Bu bana daha çok güvenmenizi de sağlar. Turuncu Takım'dan Ishigakure shinobisi Jirou Ryu. Sarışın ve peçeli bir erkek. Elementi Raiton." Elini çenesine götürüp biraz daha zihnini kurcalamıştı. Butsuo'nun verdiği bilgileri tartıyordu. "Dövüşürken wakizashi kullanıyor. Canlıların veya cansız nesnelerin gölgesine girebiliyor hatta yakındaki gölgelere sıçrayabiliyor. Bu kısım biraz dikkat etmeniz gereken nokta. Zira dün bu alana bir takım arkadaşının gölgesinde gelmiş. Ani tuzaklar ve yemleme taktikleri için kullanışlı bir yeteneğe sahip." Ön ödeme olarak yeteri kadar bilgi verdiğini düşünüyordu. Devamı artık rakiplerinin mantığına kalmıştı biraz.

"Ekipmanlardan istediğinizi alabilirsiniz. Ben kalanı kabul ederim. Fakat aldığınız şeyi de görmek isterim. Şu anda tamamen karşılıklı güven doğrultusunda anlaşma yapıyoruz diye düşünüyorum Nakada-san, Urata-san."

[GM - Naruto]

Onlara nasıl güveneceğini retorik bir soru olarak karşı tarafa ilettiğinde Satori'nin kaşlarının anlık çatıldığını görebiliyorsun. Kei ise renk vermiyor. Yalan söylemek ile alakalı laflarını iletince, Satori "O iş öyle olmuyor Teki-san." diyor, ardından ellerini önünde kavuşturuyor. Çok hafif rahatsız olmuş gibi. Görmeyen bakışlarını rastgele bir yöne, Kei ve senden Öteye çeviriyor. Boşluğa odaklanmış durumda, her zamanki gibi.

Kei, sen Ryu'nun adını andığında "Bir saniye, bir saniye." diyip seni durduruyor. Sözlerinin geri kalanını söyleyemiyorsun. İşi oldu bittiye getireceğinden çekindiğini düşünüyor gibi. "Tam bir anlaşmaya varmadan bilgi alış verişi olmasını istemiyorum açıkçası Teki-san." Ardından bir nefes alıyor ve söze devam ediyor. "Burada bir arabulucumuz olmadığından karşılıklı güvenden öteye bir aracımız yok bu takası gerçekleştirebilmek için. Ancak, gel gelelim ki, birbirimize güvenmemiz için bir sebebimiz de yok." Hafifçe işin tezatlığına gülümsüyor. "Fakat çoğunluk bizde. Bize bilgileri şimdi vereceksin, ardından ekipmanları bulup, paylaşacağız. Ekipmanı önce biz seçeceğiz. Şartlar bunlar."

Ardından, sağ elini yumruk yapıp önüne getiriyor ve işaret ile orta parmağını dışarı açıyor. "Shinobi sözü." diyor. Bu hareketi akademi yıllarından hatırlıyorsun; bir karşılaşmaya başlamadan önce yapılan bu hareket iki kişi arasındaki saygıyı temsil ediyor. Herhangi bir chakra akışı sezmiyorsun, Kei'nin bir teknik uygulamadığından eminsin.

[Kasumikage Teki]

Urata'nın sözünü kesip, konuşmasını dinledikten sonra sadece derin bir iç çekebilmişti sadece. "Ahh Urata-san. Neyse o halde dediğiniz gibi olsun." Sağ elini önüne getirip, işaret ve orta parmağını öne çıkarmıştı kendisi de "Bu durumda benim de size güvenmekten başka çarem kalmıyor. Ancak tek ve son bir isteğim var. Bana vereceğiniz ekipmanı kabul ediyorum ancak sizin aldığınızı da görmek isterim."

Urata Kei gibi bir kişinin, en azından gördüğü şu kısa süre zarfı boyunca pek yalan söyleyecek ve ucuz yöntemlere başvuracak birisi olmadığını düşünmüştü. Bu yüzden de çok istememek de olsa onlara güvenecekti. Üssüne eli boş dönmek istermiyordu. Sınavın devamı için buradan alacağı ekipmana ihtiyacı vardı.

"Şimdi nereden başlasam?... Turuncu Takım'dan başlıyorum. Üyelerin üçü de Ishigakure'den. Birisi Jirou Ryu, sarışın ve siyah giyinen peçeli bir erkek. Raiton elementine sahip ve wakizashi kullanıyor. İlginç kısım canlıların veya cansız nesnelerin gölgesine girebiliyor hatta yakındaki gölgelere sıçrayabiliyor. Bu kısım biraz dikkat etmeniz gereken nokta. Zira dün bu alana bir takım arkadaşının gölgesinde gelmiş. Ani tuzaklar ve yemleme taktikleri için kullanışlı bir yeteneğe sahip."

Durmuş ve zihninin kapılarını zorlamaya başlamıştı. Butsuo ve Teijo'dan aldığı bilgileri tek tek aklına getiriyor ve konuşmaya devam ediyordu.

"İkinci kişi Kotegawa Chisa. Ten rengi pembe olan birisi olduğu için başkası ile karıştırmanız imkansız. Katon elementi ve kılıç kullanıyor. Stili hakkında detaylı bilgiye sahip değilim. Bu kişinin ilginç kısmı ise saldırılarının fiziksel değil zihinsel bir acı vermesi. Yani sizi kesiyor ancak yara almıyorsunuz. Anladığım kadarı ile sadece zihnen o acıyı hissediyorsunuz."

Bu bilgileri sesli bir şekilde dile getiriyor olması kendisi için de iyi bir durumdu aslında. Bu sayede küçük bir tekrar da yapmış oluyordu.

"Son üyeleri Jin Ryoken. Ryu gibi sarışın birisi ancak peçeli değil. Aralarındaki bildiğim fark bu. Katanası var fakat kullandığına şahit olmadık. Asıl yetenek setinin genjutsu üstüne olduğuna dair bulgularımız oldu."

Nefret ediyordu genjutsudan. Turuncu takım içerisinde karşılaşmak istediği son kişi Ryoken denen elemandı Teki'nin.

"Bu arada Turuncu Takım dün tam kadro buraya gelmiş. Ekipmanlardan birisini onların aldığından emin olabilirsiniz. Yeşil Takım'a geçiyorum. İlk bahsedeceğim kişi köydaşım Kurosawa Haru. Albino bir kadın. Beyaz saçları, beyaz teni ve kızıl gözleri kim olduğunu anlamanızı sağlayacaktır. Kalkan ve mızrak kullanıyor. Dün buraya gelip, ekipmanlardan birisini almayı başaran kişi. Doton kullanıcısı ve görüşmeyeli kendine havalı bir güç katmış. Yoktan 10 metrelik bir çakra mızrağı yarattığını duydum. Bu gücünün temelini bilmiyorum."

Haru'nun da durmadan kendini güçlendiriyor olması keyif veriyordu Teki'ye. Onun da bir Kusagakure'li olarak buradan Jounin olmuş bir şekilde ayrılacağını umuyordu.

"İki takım arkadaşı ise hakkında daha az bilgi sahibi olduğum kişiler. Birisi Kita Usagi. Mavi gözlü, beyaz saçlı bir kadın. Taijutsu kullanıcısı ve pek Ninjutsu bilgisi yokmuş. Ayrıca önceden ağır bir yaralanma yaşamış fakat şu anki kondisyonuna nasıl bir etkisi olduğunu bilmiyorum."

Biraz nefeslenmiş ve zaman kaybetmemek için konuşmaya devam etmişti.

"Okawa Ringo hakkında ise tek bildiğim şey Karasu Bunshin kullanıyor olması. Karga görmeniz durumunda çevrede onun olduğunu düşünebilirsiniz. Ek güçleri varsa bile bilgim yok."

Durmuş ve unuttuğu bir şey olup olmadığını sorgulamıştı. "Sanırım tüm bilgileri size verdim. Ek olarak bahsetmeyi unuttuğum bir şey var mı sahiden emin değilim ancak soru sorabilirsiniz. Elimden geldiğince cevaplamaya çalışırım." İki elini önünde birleştirerek yüzüne bir gülüş yerleştirmişti tekrardan.

"Şimdi şu lanet kutuları açalım mı?"

[GM - Naruto]

Kei, anlaşmayı kabul etmenle birlikte kulaklarını kabartarak seni dinlemeye hazırlanıyor. Satori ise sen daha başlamayadan Kei'ye dönerek: "Sen Teki-san'a göz kulak olursun, ikimizin de ayakta dikilmesinin faydası yok, dikkatimi çeken bir şeyler var. Sen daha sonra bana anlatırsın." Diyerek sizden uzaklaşıyor.

Uzun uzun, her şeyi anlatıyorsun. Kei seni dinlerken yavaş yavaş başını sallıyor aşağı yukarı. Satori'nin ise bu esnada çevrenizde dolaştığını ve ara ara yere eğildiğini farkediyorsun. Dinleme mesafesinden hiç çıkmadığına ve kulağının sürekli sizde olduğuna emin oluyorsun.

Konuşmanı bitiriyorsun ve soru sorabileceklerini belirtiyorsun ikiliye. Kei seni dinlerken olduğu gibi, başını sallamaya devam ediyor bir 5-10 saniye kadar daha. Bilgileri kafasında işliyor gibi gözükmekte: "Kendi adıma sorum yok Teki-san, bilgiler için teşekkür ederim. Satori'nin de sorusu olduğunu sanmıyor- Hah,geliyor zaten." Satori elini önünde açmış bir şekilde size doğru yaklaşıyor. Eline dikkat ettiğinde, birkaç anahtar görüyorsun avcunun içinde: "Yedi tane anahtar buldum çevrede, başka olmadığına eminim. Dediğin gibi Teki-san, lanet kutuları açmaya başlayabilirsiniz." Anahtarları Kei'ye uzattıktan sonra arkasını dönüp uzaklaşmaya başlıyor: "Ben devriye atacağım. Misafir gelmesi olasılığına karşılık."

Kei'yle birlikte, sandıkları açmaya koyuluyorsunuz.

[Kasumikage Teki]

Nakada'nın 7 tane daha anahtar bulması ile içi bir nebze daha rahatlamıştı. Karşı takım ile yaptığı ortaklık meyvesini verecek gibi duruyordu Teki için. İçi rahattı. Diğer rakiplerinin bilgilerini paylaşmış olmasının kendi takımı için bir zarar olacağını pek ummuyordu.

"Nakada-san'ın çevrede koruma yapıyor olması içimi rahatlatmıyor değil. Dün çok fena kapıştık kendisi ile. Baya güçlü birisi."

Urata ile biraz daha muhabbet edebilmeyi umuyordu sandıkları açmaya çalışırlarken. Medikal bir ninja olmasına rağmen cephaneliğindeki tek silahın bu olmadığından emindi.

"Eee Urata-san. Medikal bir ninja olmak isteyenlere ne tavsiye verebilirsin? Bir noktada ben de kendimi bu yönde geliştirmek istiyorum sanırım. Fakat henüz karar verebilmiş değilim."

Arada istemsizce çevreyi de kontrol etmek için bakışlarını uzaklara çeviriyordu. Halen başka takımların buraya gelme olasılığı bulunuyordu sonuçta. Eğer dün gerçekleşen savaş gibi bir durumun içinde kalırsa anlaşmasının boşa gidecebileceği ihtimali geriyordu Teki'yi. Bunun gerçekleşmemesi için elinden geleni yapacaktı.

[GM - Naruto]

"Biz de yeni tanıştık sayılır, sağlam kız gerçekten." diyor Kei hafifçe gözlerini devriye atmakta olan Nakada'ya çevirerek. Ardından aniden yüzünü eski pozisyona getiriyor yakalanmaktan korkan yaramaz bir çocuk gibi.

Devamında, medikal ninjalık hakkındaki sorunu yöneltiyorsun Kei'ye. Kafasını aniden çeviriyor. Gözlerinin parladığını görebiliyorsun.

Konuşmanın devamı, sana adeta bir akademi dersini hatırlatıyor. Dakikalar dakikaları kovalıyor. Yanyana olacak şekilde 45'er anahtar alıp yan yana olan iki sandığı deniyor, daha sonra tüm anahtarları değişip hepsini denedikten sonra sonraki iki sandığa geçiyorsunuz. Yarım saat medic-nin'liğin nasıl olması gerektiği, temelleri ve teoriği hakkında bilgi veriyor sana Kei. Tam bu esnada, bir sandık açılıyor ve içinden bir heybe çıkıyor. Açmaya hareketlenir gibi oluyorsunuz ikiniz de, ancak Kei: "Yok, duralım. En son hepsine beraber bakarız." diyip sandığı biraz ileri alıyor diğerlerinden ayrı durması için.

Aynı işlemleri tekrar tekrar yapıyor, tekrar tekrar başarısız oluyorsunuz. Bu esnada bir kırk beş dakika daha geçiyor. Kei ise asla susmayacak gibi görünüyor.

En sonunda ikinci sandık da açılıyor. Benzer şekilde bir heybe çıkıyor ondan da. Kei, hala devriye atmakta olan Satori'ye sesleniyor ve Satori'nin de gelişiyle iki heybeyi birden alıp orta alanda buluşuyorsunuz. İlk heybeden, basit bir kağıt parçası ve bir parşomen rulosu çıkıyor. Kağıt parçası tamamen boş ve 20x10 cm boyutlarında. Ne olduğuna dair bir fikriniz yok. Yanındaki parşomeni açıyorsunuz bir şey anlayabileceğinizi düşünerek. Kei, Satori'nin de konuyu kavraması adına parşomende yazanları sesli bir şekilde okumaya başlıyor: "Bu kağıdın üzerinde, chakra verilip aktif edildiği takdirde günün tarihini belirten bir yazı belirir. O gün, bu parşomene sahip kişi yanına bir kişi daha alarak gece serbestçe hareket edebilir. Gece devriyesindeki nöbetçi jouninlere bu kağıt gösterildiği takdirde görevliler o iki kişiye karışmayacaklardır."

Kei, kaşlarını hafifçe kaldırıyor ve Satori'ye bakıyor. Satori düşünceli görünmekte. İkinci heybeyi açıyorsunuz. Her biri diğer ikisine misinayla bağlı toplamda 4 minik kutu çıkıyor ikinci heybenin içinden. Kutuların bir yüzünde üçer minik delik, deliklerin olduğu yüzün zıttında kalan tarafta ise bir yerlere takmak için kullanabileceğini düşündüğünüz askı gibi bir aparat bulunmakta. Kutuları bağlayan misinaların yaklaşık 5 metre olduğunu tahmin edebiliyorsunuz. Bir parşomen de çıkıyor bu heybeden. Artık parşomenin görevini bildiğiniz için Kei beklemeden açıp yeniden sesli okumaya başlıyor: "Bu tuzaklar, misinaları gerildiği takdirde aktif hale gelirler. Tuzak aktif edildiğinde kutuların baktığı alana deliklerden misinalar fırlar. Bu misinalar tuzağın odak noktasında bulunan kişinin uzuvlarını yakalar, ardından birbirlerine dolanırlar. Tuzağa yakalanan kişinin hareketi yüksek oranda engellenir. Tuzağın tam etkili bir şekilde kullanılabilmesi için bu kutuların çok sağlam bir şekilde bir yere sabitlenmeleri ve hepsinin de aynı odak noktasına bakması gereklidir. Kutular tuzak olarak kullanılmayıp parçalandığı takdirde 28 adet 5 metrelik misina elde edilir, ancak tuzak kullanılamaz hale gelir."

Kei yeniden Satori'ye dönüyor. Sessizlik var ortamda. Bir 10-15 saniye boyunca kimse bir şey demiyor. Ardından Satori: "Ekipmanı almalıyız." diyor sakin bir sesle. Kei'nin başıyla onayladığını görebiliyorsun. Yarım saniye sonra, Satori'nin görmediğini hatırlamış gibi "Hı hı." diyor yüzü hafifçe kızararak. Kağıdı ve parşomen rulosunu heybenin içine koyarak eline alıyor Kei: "O zaman biz ufaktan kaçalım Teki-san." Hafifçe sırıtıyor ve çömeldiği pozisyondan ayağa kalkıyor: "Kimse de gelmedi zaten, anlaşma anlaşmadır. Tuzak sizin. Umarım yakalanmayız. Sıkıntılı bir şey gibi görünüyor." Ardından arkasını dönüp ilerlemeye başlıyor alanın sınırındaki ağaçlıklara doğru. Satori de ilerlemeye başlamadan önce: "Görüşürüz Teki-san. Ardından dönüp Kei'nin peşine takılıyor o da.

Off Topic

Son bir rp alıyoruz, sonunda üsse döndüğünü belirtebilirsin. Ardından konuyu kapatıyoruz. Geçmiş olsun.

[Kasumikage Teki]

Urata'dan medikal ninja olmak hakkında bir ders almaya devam ederken neredeyse tüm kutuları açmayı bitirmişlerdi. kampa başka kimse gelmemişti bu süre zarfında. Bir süre sonra çevresini kontrol etmeyi bile bırakmıştı Teki. Olası tehlike için tamamen Nakada'ya güvenmeye başlamıştı. Urata ve Nakada'yı rakip yerine takım arkadaşı gibi görmüştü o sırada.

Dolu olan iki kutuyu bulma işlemleri bittiğinde artık ne kadar zaman geçtiğini unutmuştu bile Teki. Butsuo'nun anlattıklarından çok daha farklı gelişmişti teçhizat kampındaki macerası. Sadece 3 kişinin buraya gelmiş olmasından dolayı mutluydu. Olası bir çatışmada hiçbir takımın eli dolu dönemeyeceğini düşünüyordu bu sikko anahtar mevzusu yüzünden.

İlk kutudan çıkan eşya çok kullanışlı olsa bile Teki'nin hiç işine yaramayacak bir özelliğe sahipti. Geceleri dışarı çıkılmasını sağlayan bir kayıt parçası. Sadece düşünmek ile tüylerini ürpertmişti Teki'nin. Umarım alacakları eşya bu olur diye iç geçiriyordu istemsizce.

Diğer kutudan ise daha basit bir tuzak çıkmıştı. "İşte istediğim şey!" Ellerindeki parşömenleri korumalarını sağlayabilecek bir eşyaya asla hayır diyemezdi. Elinden gelse bu eşyayı bana verin ve diğerini siz alın diyecekti ancak anlaşma yapmışlardı. Bu yüzden de fikrini belirtmeyecekti.

Nakada ve Urata da bir şekilde Teki ile benzer düşünmüşlerdi. Yani aynı eşyaları istemiyorlar ancak tam Teki'nin kafasında canlandırdığı gibi hareket ediyorlardı. Gece dışarı çıkmalarını sağlayan kağıtları yanlarına alarak uzağı Teki'ye vermişlerdi. Bir gülümseme oluşmuştu Teki'nin yüzünde.

"Görüşürüz Nakada-san, Urata-san! Gece misafirimiz olmazsınız umarım. Bence Yeşil Takım daha iyi bir seçenek olacaktır."

Hızlıca sandıktan çıkan tuzak mekanizmasını yüklenecekti ki bir şey fark etmişti. hemen Kitsune'yi kınından çıkararak teçhizat kampının tentesinden geniş bir kumaş parçası kesecekti. İllaki kullanabilecekleri bir durum oluşabilirdi. En basitinden Kakuremino için kullanabileceklerini düşünüyordu.

Kestiği kumaş ve almayı başardığı tuzak mekanizması ile hızlıca üsse geri dönecekti. İkinci gün ve ikinci zafer. Şu ana kadar yapmak isteyip de başaramadığı bir şey olmamıştı Teki'nin. Kendine güveni artıyor ve Jounin olmaya adım adım yaklaştığını düşünüyordu.