[5. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo] Tepeler

[GM - Naruto]

Sabahın erken saatlerinde Teki ve Teijo, seni nöbet tutman için üste bırakıp yola çıkıyorlar. Sen ise onları uğurladıktan sonra planını gerçekleştirmek adına harekete geçiyorsun. Binanın ön kısmını oluşturan duvarda, kapının sol tarafında kalan duvarın orta kısımlarına yerleşerek Teki'nin önceden getirmiş olduğu örtüyü üzerine atıyor ve Kakuremino'yu aktifleştiriyorsun. Ardından, uzun bekleyişin başlıyor.

Gerek koyun sayarak, gerek shinobi kanunlarını tekrar ederek, gerek Ishichou'yla hayali konuşmalar yaparak geçirdiğin saatler ardı ardına sıralanıyor. Pek çok kez, 'bu saatten sonra bir şey olmaz herhalde' diye düşünüp bulunduğun konumu terketmeyi ve rahatına bakmayı düşünüyorsun ancak görev bilincin bunun önüne geçiyor ister istemez. Bu sebeple inatla ve yüksek bir gayretle bulunduğun konumu terketmiyorsun. Saatler, minik minik de olsa chakranı yemeyi sürdürüyor.

Her şey sessiz. O kadar sessiz ki, artık sıkılmaktan bile sıkılmaya başladığın bir noktaya geliyorsun. Birileri gelse de ermeydanında cenk etsek diye düşünüyorsun defalarca. Konumun ve stratejin gereği saatin kaç olduğuna dair hiç bir fikrin yok. Tam bu esnada, sağından, çift kanatlı kapıdan büyük bir gürültü sesi geliyor. Hiç beklemediğin bu ani gürültü irkilmene sebep oluyor. Az önce tamamen karanlık olan depo, kapılardan birinin içeri doğru yıkılmasıyla güneş ışığını içeri alıyor ve iç kısmı hafifçe aydınlanıyor. Bulunduğun yerle birlikte deponun büyük kısmı hala karanlık. Kimseyi görmüyorsun.

Off Topic

Pasiflik süresi 24 saattir.

Rplerinizde karakterinizin genel düşünce akışı dışında çok ekstra bir tasvir beklentimiz bulunmamakta. Tabii ki istediğiniz stilde yazabilirsiniz ancak olayların nispeten hızlı akışı için böyle bir kolaylık sağlıyoruz.

[Oita Butsuo]

Keşke şu örtüye sarınıp uyuyabilseydim. Baston yutmuş gibi dikiliyorum örtünün arkasında. Canım da sıkıldı! Kafamda üretebileceğim tüm fantezileri üretmekle kalmayıp bir de tükettim! Peki bu farkındalık bana ne getirdi biliyor musunuz? Hayatın anlamı hakkında düşünmeye başladım ve inanın bu içine düşebileceğiniz en kötü tavşan deliğidir. Düşünürsün düşünürsün de bir yere varamazsın, ağzının tadının kaçtığıyla kalırsın. Tüm hayat enerjini emip süpürürsün kendi kendine. Yıllardır zavallı yaratılışlarını teselli etmişlerdir keşişler, düşünürler falan. Hayatın anlamını bulmak için düşünürler de düşünürler. Hayatın tüm nimetlerinden ellerini çekip bir kenarda kendilerini ve diğer insanları yargılarlar. Şaşı bak şaşır! Hayatın anlamı yaşamaktır işte, kenarda oturup kukuman kuşu düşünmekle bulunacak bir şey değildir. AL İŞTE BULDUM BEN, DAHA NE UZATIYORSUNUZ Kİ KONUYU! BU KADAR BASİTTİ HER ŞEY TÜM HAYATINIZI BİR HİÇ UĞRUNA SİKİP ATTINIZ. KAHPENİN TOHUMLARI SANKİ ANLAMI BULUNCA NE OLACAK, YİNE GİDİP EVDE ÇEKİRDEK(AYÇİÇEĞİ) ÇİTLEYECEKSİNİZ. HARBİ KAFAYI YEMİŞ BUNLAR!

Sinirlendim BİRAZ. Ne kadar zaman geçti onu da bilmiyorum ki, tıkıldım kaldım burada. Bizimkiler gelse bile anlamam anasını satayım. Aslında beni kekliyorlarmış şu an, dışarıda kıs kıs gülüyorlarmış bana. Ağız burun dalarım ikisine de. Keşke gelseler...

AHA! BİR SES DUYDUM! Yandan geldi. Ananı avradını, kapı açıldı lan! Hangi ayı ki bu kadar gürültülü şekilde kapıyı açtı. Pek de zarif biri olmasa gerek. Bizimkiler değildir herhalde. Kim acaba bu... Yeşil Takım'dan birileri olabilir mi? Geçen sefer kapıda bir şeyler denediğimiz için böyle bir şey deniyorlardır belki. Ama onlar niye gelsin ki, zaten parşömenimizi aldıklarını düşünüyorlar. Ryu geçmiş olsun ziyaretine mi geldi acaba... Chisa'yla beraber gelmişlerdir hatta belki! Bunlar güzel düşünceler ama iyimserlikle hareket etmeyeceğim tabi. Yeni bir ses veya çakra hareketi gelene kadar beklemeye devam edeceğim. Sonuçta binanın içinde tuzak da var. Gereksiz yere kendimi açık etmeme gerek yok. O kadar bekledik, biraz daha bekleriz.

[GM - Naruto]

Patlama yaşanıyor, herhangi bir hareket görmek veya sezinlemek adına bekliyorsun. Gelgelelim, hiç bir şey olmuyor. Kapının içeri düşmesinin ardından oluşan hafif toz bulutu dağılıyor. Zaman akmaya devam ediyor.

[Oita Butsuo]

Can sıkıntısından kurtulup tekrar şöyle bir durumu gözden geçirince kapıda yaşanan şeyin bir patlama olduğunu anladım. Vay amına koyim dedim içimden. Dışarıdan birileri kendi aralarında kavga ediyor da yanlışlıkla mı kapıyı patlattılar diyeceğim ama hala hiçbir ses yok. Bile isteye kapıyı patlattı veya patlattılar belli ki. Yeşil Takım mı acaba, geçen sefer kapının arkasına saklanarak küçük bir şaka yapmıştık, onlar da şakamıza misliyle karşılık vermişti. Tamam da kapının suçu ne kardeşim?

Banane ya, milyon tane fikir üretilir düşünmeye devam ettikçe. Bekleyip görmek en iyisi olacaktır. Ryu gölgelerden çıkıp boğazıma bıçak dayamasın da gerisi halledilir. O da öyle bir şey yapacak olsa kapıyı patlatmaz gizlice sızardı herhalde içeri. Ne bileyim kapının sağından solundan bir yerinden güneş ışığı falan geçiyordur sonuçta, şu ana kadar buna dikkat etmemiş olsam bile tahminim bu yönde. Amaan! Yine aynı hataya düşüyorum. Tüm duyularım açık bir şekilde beklemeye devam edeceğim. Ziyaretçi kimse içeri gelmekte serbest. Bu kadar saat kumaşın arkasında bekledikten sonra tam bir boka yarayacakken kumaşı bir kenara atacak değilim.

[GM - Naruto]

Patlamanın ardından Kakuremino kullanarak kamufle olmuş olduğun örtüyü çok hafif kaydırarak, başını kapı tarafına çeviriyor ve tek gözünü dışarıyı görebilecek hale getirdikten sonra beklemeye başlıyorsun. Üzerine örtmüş olduğun örtüden dolayı dışarı görebilmenin tek yolu bu zira. Ancak Binanın içi son derece karanlık olduğu için çok dikkatli bir göz olmadıkça farkedilmeyeceğine eminsin. Bir süre beklemene rağmen herhangi biri içeri girmiyor. Ancak birkaç saniye sonra, içeri hızla biri dalıyor. Sarışın ve yüzünün yarısını kapatan siyah bir maskesi mevcut. Köydaşın Jirou Ryu. Kapıdan girdikten sonra binanın tam ortasına ulaşıyor ve duruyor. Eli silahını çekmeye hazır bir şekilde beklerken, temkinli bir şekilde içeri göz gezdirmekte. Çok parlak bir beyin değilsin, ama aydınlık bir yerden karanlık bir yere gelince gözlerin karanlığa alışması için belli bir süre geçmesi gerektiğini bilmek için dahi olmak gerekmiyor.

[Oita Butsuo]

Vay Amegakurenin tohumu Ryu vay... Ulan ben de diyorum ki belki Ryu bana geçmiş olsun ziyaretine gelmiştir. Ayı da dedim kapıyı patlattığı için, o ayrı. Beni ziyarete gelmiş olsaydı kapıyı patlatmazdı. Demek ki bir işler peşinde. Chisa ne kadar belki gitmeyiz dese de Sunalılardaki iki parşömeni riske atmazlar diyordum. Chisa güçlü ama kılıcı kırıldığı için gücünden bir şeyler kaybetti denebilir. Ryoken biraz kara kutu ama genjutsu destek olarak ne kadar güçlü olsa da direkt savaşlarda biraz güçsüz kalabiliyor. Yani Sunalıların iki parşömeni birden fazla kişiyle savunacaklarını varsaymak aptallık olmayacaktır ve böyle bir durumda genjutsu etkisini biraz kaybediyor. Belki de bizim Sunalılara gideceğimizi düşünüp buraya kalabalık gelmişlerdir. Ama durum gerçekten buysa kapıyı patlatırlar mıydı? Bu kapı patlatma meselesine takıldım ben biraz sanırım. Tam Ishigakure usulü ama yine de abartı sanki biraz. Sozen görevinde Ryu'nun yanında bir sürü patlayıcı parşömen vardı, kullanmaktan çekinmiyor herhalde.

Çok parlak bir zeka olmasam da çabucak birkaç ihtimali gözden geçirmeliyim. Eğer burada Ryu'dan başka birisi varsa tuzağın aktive edilmesi durumu hariç kazanma ihtimalim düşük. Eğer burada birden fazla insan yoksa birileri illa ki Sunalılara gitmiştir ve bizimkiler de bizim gideceğimizi düşünüp buraya bir operasyon yapalım demişlerdir. Ryu'nun gözleri birkaç saniye daha karanlığa alışmayacaktır. Daha sonrasında E-Rank bir jutsunun onu kandırabilme ihtimali konusunda şüphelerim var. Ondan önce saldırıya geçip ondan biraz bilgi almayı deneyebilirim. Elde tutmaya çalışmak için de en kaygan adam var karşımda alanda. Gölgeme kaçıverir kafamı çevirdiğim anda. Ne yapalım, biz de kafamızı çevirmeyeceğiz.

Kafamda işe yarayabilecek bir plan var. Ryu'nun körlüğünü biraz daha uzatmak istiyorum. Kendimi zorlayabilirim ama kaburgalarımın eninde sonunda beni zorlayacağını biliyorum. Şanslıyım ki her darbem bomba gibi, tek bir sağlam darbede bu dövüşü kazanabilirim. Bu sağlam darbe Oukashou ile desteklenmiş bir yumruk olacak. Dün kayadan bir ejdere kafa attığımı biliyorum, bu yüzden kafamdaki yarığın normalde bu kadar büyük olmayacağını zannediyorum. Yine de dün Domu ile korunuyordum, bugün öyle bir durumda değilim. Her ne kadar şu ana kadar sınavda çok defa deneyip başarısız olduğum Headbutt'ı Ryu'ya tutturma fikri beni çok keyiflendirse de yarınları da düşünüp bunu yapmayacağım. Köyde bunun geyiğini yapardım sürekli... Neyse! Dövüşe odaklanma zamanı şu an. Ryu'yu kendinden geçirmek için Oukashou da yeterli olacaktır.

Yapacağım şey şu, tek elimle hızlıca ışık bombalarımdan birini Ryu'nun önünde bir yere atacağım. Ne kadar yakın o kadar iyi ama hız keskinlikten daha önemli şu anda. Tek elimle çantama uzanacağım için kumaşın kayacağını biliyorum ve Ryu'nun beni fark edebilme ihtimali olduğunu bildiğim için hızlı olmaya öncelik vereceğim. Çok kısaca hızımı kaybetmeyeceğimden emin olacağım. Bombayı attıktan gözümü kapayıp kumaşı elime ayağıma dolaşmaması için bir kenara atacak, sonra da Ryu'ya doğru bir adım atacağım. İkinci adımımda ise Doryuu Shiki kullanarak tüm gücümle Ryu'ya uçacağım. Havadayken de suratına bir Oukashou patlatmak niyetindeyim.

Bence iyi bir plan. Işık bombası Ryu'yu sersemletmekle kalmayacak, aynı zamanda girebileceği gölgeleri de yok edecek ve Kawarimi yapabileceği objeleri görememesini sağlayacak. Shunshin atıp kaçmayı deneyebilir ama sürpriz faktörünün bu ihtimali elemesini umut etmekten başka çarem yok. Yine de her hareketine karşı duyularımı açık tutmaya alışkınım zaten artık. Sanmıyorum ki Ryu benim bildiğini bilmediğim bir klon tekniği biliyor olsun. Düşündüklerim konusunda ne kadar haklıyım deneyip göreceğiz. Önce bir Ryu'nun tepesine bineyim de.

Parlak olmasam da fena da değilim sanki...

[GM - Naruto]

Buradan devam viewtopic.php?f=116&t=732