[7. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo] Teçhizat Tentesi

[GM - Naruto]

Planladığın şekilde güneş doğmaya yakınken üssün Teçhizat Tentesi'ne tahmini olarak en yakın olan sınırı civarında oluyorsun. Birkaç basit açma germe ve ısınma hamlesi yaptıktan sonra, güneşin doğuşuyla birlikte koşun başlıyor. Teijo ve klon Teki'nin arkandan geleceğini biliyorsun, ancak onlara zamansal olarak bariz bir fark atacağının da bilincindesin.

Yolda, bacaklarına chakra vererek halihazırdaki performansını daha da iyi bir hale getiriyor ve tentelerin yerleştirilmiş olduğu koruluk ufukta görünene kadar hızını hiç azaltmıyorsun. Ağaçlar her bir an daha da yakın görünmeye başlarken, bu sana daha da şevk veriyor ve performansını sürdürmene yardımcı oluyor. Ne olup bittiğini anlamadan koruluktan içeri dalmış oluyorsun. Bu esnada ise, chakranın neredeyse yarısını harcamış olduğunun bilincindesin.

Ağaçların arasındaki yolculuğun da oldukça hızlı ilerliyor. Yeri geliyor ağaçların dalları üzerinden, yeri geliyor toprak zeminden sürdürüyorsun ilerleyişini. En nihayetinde, ilk gün Chisa tarafından bir kısmı aleve verilmiş olduğu için bir çemberden ziyade yumurtamsı şekle sahip ağaçsız alan beliriyor ileride. Hızını hiç azaltmadan son ağaçları da geçiyor ve açıklık alana varıyorsun. Güneşin tepeye ulaşmasına hala süre var. İzcilik becerin çok da iyi olmadığı için net bir tahmin yapamıyorsun, gelgelelim diğer günlere kıyasla oldukça erken ulaşmış olduğunun farkındasın hedefine. Teki ve Teijo'ya göre en az yarım saat-kırk dakika avantajın olduğunun bilincindesin.

Alanda farkettiğin ilk şey, artık orada bir tentenin olmayışı. Basit bir şekilde yerleştirilmiş dört direk ve üzerine gerilmiş büyükçe branda kaldırılmış. Eskiden tentenin tam ortasında kalan noktada ise garip bir düzenek kurulmuş durumda.

Zeminden birbirlerine doğru eğimli olarak yükselen 4 tane çubuk bulunmakta. Bu çubuklar yaklaşık 4-5 cm kalınlığında ve sağlam çelikten yapılma gibi görünmekteler. Yerden 3-4 metre kadar yüksekte, orta noktada birleşen bu çubuklar bakıldığı zaman basit bir piramidi andırıyorlar. Çubukların birleştiği üst orta noktadan ise yaklaşık 1 metre uzunluğunda kalın bir zincir sarkmakta. Kalın zincirin ucunda, piramidimsi yapının ortasında ise çapı yaklaşık 2-2.5 metre gibi görünen bir küre bulunuyor. Küre tamamen çelikten yapılmış ve içi görünmüyor. Üzerinde, elektronik bir sayaç mevcut kürenin. Bir yandan yapıya yaklaşırken bir yandan da sayacı inceliyorsun.

01:53:02, 01:53:01, 01:53:00, 01:52:59

Off Topic

Pasiflik süresi 24 saattir. 24 saat içerisinde yazmayan oyuncuların yerlerinde sabit kaldığı varsayılacaktır.

Rplerinizde karakterinizin genel düşünce akışı dışında çok ekstra bir tasvir beklentimiz bulunmamaktadır, ancak pasiflik sınırları içerisinde istediğiniz stilde yazmakta özgürsünüz.

[Oita Butsuo]

Butsuo gider brrrrr

pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata pata


Kendi adım sesimden kafam sikildi. Kafamı sikeyim. Koruluk karşıda, çakramın neredeyse yarısı bitti. Hadi bir çaba daha, bastır oğlum Butsuo!

Bu sefer ses efekti yok. Çünkü yeri geldi daldan dala sıçradım yeri geldi yerleri tekmeledim hareket ederken. İlk güne göre epeyce erken geldim sanırım. Saatim falan da yok ama anlaşılıyor yani. Daha öğle bile olmadı. Geçen sefer güneş tam tepedeydi açıklığa vardığımda yanlış hatırlamıyorsam. Diğerlerinin bizimkilerle aynı zamanda geleceğini varsayarsak herhalde bir kırk dakikam falan vardır. Tahminin ama yani, pek de anlamam bu işlerden. Ne olursa olsun hızlı olacağım ben, isterse kimse gelmesin.

Ooooofffff! Bu ne ya! Sandık vardı ilk gün, yine sandığa falan koyarlar diyordum en kötü. Olsun olsun, moral bozmak yok. Çok zeki sayılmam ama bir şeyler yapabilirim yine de. Çadır gibi bir şey var. Dört direkli çadır ve ortada yıkım topu, yıkıcı top gibi bir şey var. Topun üstünde de sayaç var. Oha, iki saat mi var daha kürenin açılmasına? Ben çözeceğim bu işi, rahat.

Hiç hız kesmeden küreye doğru koşacağım. Hızlıca bir teftiş edeceğim bu yabancı mekanizmayı. Önce bir sağa sola bakacağım bu yapıyla alakalı bir şeyler, anahtar manahtar ne bileyim her şey olur, var mı diye. Sonra sayacı kontrol edeceğim. Sökülür mü falan diye. Sonra küreye kapı tıklatır gibi vurarak çeliğin kalınlığını tahmin etmeye çalışacağım. Santimin metrenin bir önemi yok benim için, herhangi bir şekilde kırabilir miyim o önemli. Sonra küreyi biraz sallayacağım içinde parşömen olduğundan emin olmak için, bakalım ne sesler gelecek içeriden. Bir de kucaklayıp kaldırmayı deneyeceğim küreyi, ağırlığı ne kadar acaba. Sonra da direkleri inceleyeceğim. Ne kadar toprağın derinine saplanmışlar diye. Bir de zincirin direklere bağlandığı yeri inceleyeceğim gerekirse ayaklarımda çakra toplayarak yapının tepesine çıkarak. Böyle bir mekanizmayı yekpare çelikten yapmış olamazlar. Eklem noktalarında bir şekilde parçaları birbirlerine kaynaştırmış olmaları gerek. Yani, demircilikten anlamam ama bu şey tek parçaysa sınavla alakası yoktur, heykel falandır. Çubuklar birbirine nasıl bağlanmış, zincir onlara nasıl bağlanmış hepsini çabucak yoklamak istiyorum. Son olarak da demir çubuklara bir göz atacağım yumruk veya kafa atarak kırabilir miyim diye. Vaktim var ama çabuk olmaya devam, sonuçta Ishigakure'nin uzun mesafede en hızlı Chuunin'i seçileceğiz, hakkını verelim.

[GM - Naruto]

Küreye ilerlemenle birlikte planladığın şekilde araştırmalarına başlıyorsun. Kürenin ve piramide benzer düzeneğin çevresini iyice tarıyorsun gözlerinle. Alakalı herhangi ek bir oluşum, cisim, anahtar vesaire görünmüyor ortalıkta. Zemin düz çimen ve toprak. Hatta yeni yeni farkettiğin üzere, Haru'nun ilk gün oluşturduğu sütunlar da ortada yok. Alan tamamen boşaltılmış. Devamında sayaca veriyorsun dikkatini. Küreyle yekpare gibi görünüyor, daha sonradan takılmış veya dışarı çıkıntılı olan bir parça değil gibi. Sökebileceğin bir şeye benzemiyor.

Bir sonraki hamlende ise elini kapı tıklatır gibi yumruk yapıyor ve orta parmak eklemlerinle kalın olduğunu tahmin edebiliyor olduğun çeliğe vuruyorsun birkaç kez. Oldukça küt bir ses işitiyorsun her darbende. Matematik ve fizik konusunda iddialı olduğun söylenemez, lakin kürenin çeliği oldukça kalın hissettiriyor. Pektabii, sağlamlığını tamamen test edebilmek adına sağlam bir darbe vurman gerektiği aşikar. Bu işlem bittikten sonra küreyi sallamak için harekete geçiyorsun. İlk olarak avuç içini kürenin yüzeyine koyup hafifçe itiyorsun. Kıpırdamıyor. İkinci elini de küreyle buluşturup derin bir nefes alarak yeniden ittiriyorsun. Biraz hareket ediyor ileri doğru, ardından eski konumuna dönerken küreye güç vererek aniden durduramayacağını hissediyorsun ve bu sebeple bir adım geri alıyorsun sana çarpmaması için. Küre birkaç saniye boyunca aynı doğrultuda sallandıktan sonra sabitleniyor ilk haline. Bu sallanış esnasında, içeride bir şey olup olmadığını dinlemek adına kulak veriyorsun. Gelgelelim herhangi bir ses işitmiyorsun. Farkındalık yetilerin keskin olmadığı için içeride bir şeyin var olup olmadığına emin değilsin.

Araştırmalarının yaklaşık yarısı tamamlanmış durumda. Bir sonraki adımda ise küreyi kaldırmak için hareketleniyorsun. Vücudunu eğerek birkaç adım ilerliyor, sırtına ve omuzlarına oturtuyorsun kürenin alt yüzeyini. İki kolunu yukarı doğru kaldırıp küreyi iki yandan kavramaya çalışıyorsun. Pozisyonundan emin olduktan sonra, bacaklarına güç vererek dikelmeye başlıyorsun. İlk birkaç saniye hiç bir şey olmuyor, eforunu sürdürüyorsun ve kollarınla bacaklarına chakra veriyorsun gürültülü bir şekilde nefes verirken. Ardından küre yukarı doğru harekete geçmeye başlıyor. Vücudun saniye saniye dikleşirken, kürenin ağırlığı vücuduna her an daha fazla basmaya başlıyor. En nihayetinde küreyi kaldırabilmiş oluyorsun, ancak bu şekilde bırak koşmayı yürüyebileceğine dair bile ciddi şüphelerin var.

Küreyi eski konumuna getirmek için yeniden eğiliyorsun bir yandan ani bir hareket yapıp ezilmemeye çalışırken. Güvenli bir şekilde küreyi bıraktıktan sonra bu kez piramidin kenarlarını oluşturan çubukları incelemeye başlıyorsun. Oldukça sağlam, 5-6 cm çapında çelikten yapılma olduklarını görüyorsun. Bir elinle çubuklardan birini tutup hafifçe dürtüyor ve sağa sola sallamaya başlıyorsun. Hareket etmiyor. Bu esnada çubuğun zemini delip geçen noktasına çeviriyorsun gözlerini. Benzer şekilde, hareket yok. Muhtemelen çubuk oldukça derine iniyor. Kırılıp kırılmayacağı konusunda ise emin olamıyorsun yalnızca bu tutuşla. Herhangi bir darbe vurmadan bunu teyit etmenin bir yolu yok gibi görünüyor.

Ayaklarına chakra topluyor ve piramidin üst uç noktasını rahatça inceleyebileceğin bir noktaya geliyorsun az önce elinle tuttuğun çubuğun üzerinden yukarı doğru yürüyerek. Çubukların ortada buluştuğu noktada bariz bir kaynak noktası göremiyorsun. Ninshuu bilgin olmadığı için bunun bir teknikle mi, yoksa zanaat olan demircilikle mi yapıldığı hakkında fikir yürütemiyorsun. Herhangi bir sonuç çıkaramıyorsun bu incelemenden. Aşağı doğru sallanan zincirin ilk halkası çubukların birleşme noktasına geçirilmiş durumda. Her bir halkası neredeyse avcunun boyutunda. Halkayı oluşturan çelik çubuklar kadar olmasa da, yine de oldukça kalın. Zincirin son halkası ise aşağıda kürenin üst noktasından çıkan yarım bir çembere geçirilmiş durumda.

Araştırmaların sonlandığında sayaç 01:41:45'i gösteriyor.

[GM - Naruto]

!	Message from: GM - Naruto
	Oita Butsuo, pasiflik sınırını aştığı için olduğu yerde sabit kaldığı varsayılmıştır.

Kafanda şu ana kadar yaptığın deneylerin sonuçlarını tartmayı sürdürüyorsun. Gözlerin hala garip ucube görünümlü düzenekte. Etraf sessiz, ancak sürenin akmaya devam ettiğini biliyorsun.

Sayaç 01:29:32'yi gösteriyor.

[Oita Butsuo]

Evet, plan patladı. Küre bu kadar ağırken zinciri veya direkleri kırsam bile sırtlanıp götüremem. Mecbur sayacı bekleyeceğiz. İçinde parşömen var mı yok mu onu da anlayamadım ki. Doğru yere mi geldim acaba... Doğrudur ya, parşömen harici bir şey için bu kadar düzenek kurmazlardı herhalde.

Şöyle biraz durup düşündüm ne yapsam diye. Biraz da vakit öyle geçti. Tekrar baktım sayaca, 01:29:32. Epey de vakit geçirdim. Çakram da gitti boşuna. Yapacak bir şey yok, denedik en azından. Tutsaydı da herkese enayi çekmiş olacaktık.

Pusuya yatmak en mantıklısı sanırım şu an. Tahminimce Turuncu Takım alana gelecektir. Dün aldıkları yaralardan sonra direkt bir takımın üssüne gitme riskini almamaları en mantıklı seçenek gibi duruyor. Başkaları da gelebilir ama yapacak bir şey yok, elimdeki verilere göre Turuncuların gelme ihtimali en yüksek. Teijo ve Teki de ortadaki düzeneği uzaktan görünce alana girmeden beklerler herhalde. Açılmış falan olsa benim parşömeni aldığımı anlamış olurlardı.

Hızlıca Turuncu Takım'ın üssünün ne tarafta kaldığını kestirmeye çalışacağım. Bu konuda pek iyi olmasam da shinobiliğin getirdiği belli bir yer yön duygusuna da sahibim. Bir fikir edindikten sonra da koruluğa gidip yollarına pusu kuracağım. Yer seçerken dikkat edeceğim üç şey olacak. Öncelikle görünmeyecek şekilde gizlenebileceğim bir yer olması tabii ki en önemli şey. Yoksa bomboş bir pusu olur, hatta ben pusuya düşerim. Ardından hem koruluğu hem de ortadaki açıklığı görebileceğim bir yer seçmeye çalışacağım. Tabii ki tüm koruluğu göremeyeceğim ama en azından belirli bir kısmını görsem güzel olur. Ayrıca kulaklarım da eğer gelirlerse onları fark etmemde bana yardımcı olacaktır. Son olarak da eğer bulabilirsem yüksekte, ağaçların tepesinde bir yer olması işime gelir. Böylece hem tepelerine atlama ihtimalim olur hem de ortadaki alanı daha rahat görebilecek bir yer bulabilirim herhalde. Kimse gelmeden hızlıca bir pusu kurabilirsem en azından harcadığım onca çakranın o kadar da boşa gitmediğini hissedeceğim. İyi denemeydi ya, pişman değilim. Sadece tutmadı, ben de elimdekilerle bir şey çıkarmaya çalışıyorum.

[GM - Naruto]

Kabaca turuncu takımın üssünün nerede kaldığını tayin etmeye çalışıyor, alanın o noktasına doğru ilerliyorsun. Çok da ağaçların arasına girmeden, hemen geleni görebileceğin, hem de düzeneği kesebileceğin bir ağaç kestiriyorsun gözüne. Tepesine sıçrıyorsun tek hamlede ve kendini gizlemek için elinden geleni yapıyorsun.

Fakat bu planını kurarken bir kaç açığı düşünme fırsatın oluyor ağacın üstünde dinlenirken.

Öncelikle izcilik konusunda iyi değilsin. Bu yönün kabaca turuncu takımın üssüne doğru olduğunundan yüzde yüz eminsin ancak bu alana gelmenin birden fazla yolu var. Mesela, takımdan biri işemek için şöyle bir sol yapsa mola verip, sonra oradan dümdüz alana gelse buradan geçmeyebilir. Pektabii olası en iyi saklanma lokasyonu illa mevcut ancak senin izcilik yeteneklerin bu lokasyondan yüzde yüz emin olmanı sağlamıyor. Yine de seçtiğin yer iyi bir başlangıç, sence.

İkinci husus ise gizlenme. Gizlenme ile alakalı akademi bilgin var sadece, bu da basit, temel şeylerle alakalı. Alana yaklaşırken burada birileriyle karşılaşacaklarından az çok emin bir kaç kişi aktif bir şekilde gözleriyle etrafı kollayarak gelirlerse bu saklanma çaban bu yetenek seviyenle ne kadar seni kurtaracak, hiç bir fikrin yok.

Üçüncü husus ise farkındalığın. Her ne kadar az önce yan ağaçtan uçan bir kuşun hangi yöne doğru uçtuğunu algılayabilecek kadar basit bir farkındalığa sahip olsan da belirli bir mesafenin uzağından sana gelecek birisini ne kadar fark edeceksin, muamma. Özellikle onlar da gizlenerek gelmeye çalışırlarsa mesela, senin bu temel farkındalığın ile onları fark etmen çok güç.

Planında başka sıkıntılar da olabilir belki ama beynin ancak bu kadarını işleyip sana aktarıyor.

Açıklığın dış sınırına olan uzaklığın bir 10 metre kadar falan. Düzeneğe olan uzaklığında 25-30 metre küsur. Yüksekçe bir ağacın tepesinde, olabildiğince dalların arasında kendini gizlemeye çalışmış durumdasın. Turuncu takımın üssü istikametinde bakıyorsun, epeyce bir alan görebiliyor gibisin. Kabaca bir 10 dakika falan geçmiş olmalı, lâkin sayacı buradan göremiyorsun teyit etmek için.

[Oita Butsuo]

İstediğim gibi bir yer bulmam çok da zor olmadı. Ama oraya çıkınca gerçekten istediğim yer bu mu diye düşünmeye başladım. Yani evet, benim beklediğim her şeyi karşılıyor bu ağaç tepesi. Doğrusunu söylemek gerekirse yetersiz kalan benim. Gizlenme konusunda daha önce ekstra bir çalışma yapmışlığım yok, yer yön konusunda da keza öyle, e öyle gözleri kulakları keskin biri de sayılmam. Yine de şu an yapabileceğim tek şey bu. Ayrıca benim bu konularda özel bir eğitimimin olmadığı gibi diğerlerinin de olmayabilir. Ya da belki bir anlık dikkatsizliklerine gelir.

Bunları düşünürken yan dal tarafından bir kuş uçtu. Biraz bu kuşu inceledim, ne kuşudur, nereden geldi nereye gidiyor falan diye. Ardından da ne kadar vakit geçtiğini düşünerek ortadaki mekanizmaya baktım. Tabii ki okuyamadım sayacı, ama tahminen bir on dakika geçmiştir herhalde. Şimdilik uçan kuş haricinde bir hareketlilik yok. Acaba ben mi korkutup kaçırdım kuşu? Bu şekilde fark edilmem de olası. Daha dikkatli olmalıyım. Tekrardan bakacağım şu uçan kuşa nedir, ne değildir diye. Çevreme de şöyle tekrardan bir bakınacağım başka kuş var mı, yine kuş kaçırıp yerimi belli eder miyim diye. Ardından da daha da dikkatli olarak hem Turuncu Takım'ın gelebileceği yönü hem de açıklığı ve mekanizmayı izleyeceğim elimden geldiğince gizlenerek.

[GM - Naruto]

Kurulmuş olduğun ağacın üzerinde bekleyişini sürdürüyorsun. Etrafta senin varlığından kaçıp yerini belli edecek bir kuş olup olmadığını görmek adına çeşitli şekillere giriyorsun. Yer yer ağaç dallarını dürtüyor, yer yer üzerinde bulunduğun ağacın gövdesine 'şap' 'şap' vuruyorsun bir şeyler varsa bir an önce gitmeleri için. Ancak çevrede başka kuş yok gibi görünüyor. Bu oyalanmaların ve doğanın bir parçası haline gelme uğraşın yaklaşık yarım saat sürüyor. Güneş iyiden iyiye tepeye yaklaşmış durumda. Muhtemelen birazdan bu alana gelmesi muhtemel diğer kişilerin ulaşmaya başlayacağını tahmin edebiliyorsun. Takribi bir 10-15 dakikan ya var ya yok.

[Oita Butsuo]

Kuşları da uçurduğuma göre artık yapacak bir şey kalmadı. Biraz malca bir hareketti, sonuçta birileri geldiyse beni fark edebilirdi. Yine de hala zamanım olduğunu düşünerek yaptık bir şeyler. Patlamayız umarım. Off, hava da ne kadar ısındı ya. Şu sınav bitsin de Kusagakure'nin serin sularında çimeyim biraz. Epey kalabalık gelmiştik Ishigakure'den. Bir hamam yapsak zehirler, bereketini kaçırırız biz buraların. Kese şenliği.

Alnımdaki teri elimin tersiyle silip elimi de üstüme sildim. Şimdi gider elimdeki ter pusu kurduğum birilerinin başına damlar beni fark ederler falan. Ya da tam gözüne damlayıp onları yaşayan bir şeytana falan da çevirebilir. Butsuo vücut sıvısı bu, boru değil.

Şöyle kafamı kaldırıp güneşe baktım zamanı tahmin etmek adına. Tepeye gelmek üzere. İlk günde yaşadıklarımdan yola çıkarsam kim gelecekse gelmesine az bir süre kalmış olsa gerek. Teki ve Teijo da burada olacaktır. Umarım direkt alana dalmazlar. Şöyle bir uzaktan bakarlarsa dalmayacaklarına eminim. Keşke sayacı görebilsem, acaba ne kadar var kürenin açılmasına.

Şimdilik kürenin olduğu alanı ve Turuncu Takım'ın yolunu gözleyeceğim elimden geldiğince gizlenmeye devam ederek. Bakalım neler olacak, şu anlık reaktif devam edeceğim. Off, sanki yine büyük kavga dövüşler olacak, aslında çok seviyorum ama bir haftadır biraz yorulmadım desem yalan olur. Ama daha güçlü olmak istiyorsam tam da ittirmem gereken an şu an. Ha gayret Butsuocan.

[GM - Naruto]

Ara ara küreyi barındıran garip düzeneğin yerleştirildiği alanı, ara ara Turuncu Takım üyelerinin gelebileceğini düşündüğün yolu gözlemliyorsun ağacın tepesinden.

Ağaca çıktığından beri ne kadar zaman geçtiğini kestiremiyorsun. Ancak bir noktada, beklediğin şey gerçekleşiyor. 20-25 metre kadar uzağında, alana doğru temkinli bir şekilde yürüyen iki shinobi seçiyorsun. Her ikisinin de saçı sarı, yüzleri ise tanıdık. Köydaşların Ryoken ve Ryu. Rotalarından, sana en yakın oldukları anda bile 6-7 metre uzağında kalacaklarını tahmin edebiliyorsun. Hızlı ilerlemiyorlar, direkt alana girecek gibi görünmüyorlar. Seni farketmediler, henüz.