[7. Gün - Gündüz Safhası | Oita Butsuo] Teçhizat Tentesi

[Oita Butsuo]

Ve biraz daha vakit geçti... Artık yavaştan sıkılmaya başladım. Zaten o kadar koşturduktan sonra istediğim sonucu da alamadım. Daha da kötüsü insanları beklerken ilk günden itibaren bunu yapabileceğimi fark etmem oldu. Ne güzel koşa koşa herkesten önce gelir, sandıkları kafa atarak ceviz gibi kırardım. Sonra da içinden çıkan hazineleri takımıma götürürdüm. Kimseyle de bir bok paylaşmak zorunda kalmazdık. ŞİMDİ ŞU HALİMİZE BAK! PİS KÖR DOLANDIRDI BİZİ!

Sıkıla sıkıla etrafa bakmaya devam ediyordum ki avım tuzağa doğru yaklaşmaya başladı. Ryu ve Ryoken. Ryu'nun bir sağlık sorunu yoktur büyük ihtimalle, ama Ryoken'in bir elindeki parmaklar yok artık. Ayrıca epey de bir doğramıştı Teki dün gördüğüm kadarıyla. Ryu'da da birkaç kesik vardı ama Ryoken'in durumu gibi ciddi bir şeye benzemiyordu. Peki ne yapacağım, direkt tepelerine mi çökmeliyim? Daha beni fark etmemişlerken ve ileride böyle bir şeyin gerçekleşme olasılığı varken hemen harekete geçmek mantıklı olabilir. Yine de Teki ve Teijo nerede daha bilmiyorum. Ayrıca alana başka birileri daha gelebilir. Neden onlar birbirini harcayana kadar saklanmayayım ki? Halihazırda ikisi de temkinli görünüyor ama saklanmaya devam etmenin elimdeki en iyi seçenek olduğunu düşünüyorum. Kendimi açık edip dövüşmeye başlarsam benim planladığım şeyi başkalarının gerçekleşmesi için uygun bir ortam hazırlamış olurum.

Saklanıp onları ve alanı izlemeye devam edeceğim. Ama artık nerede olduklarını net bir şekilde bildiğim için saklanma konumumu biraz değiştirebilirim belki. Bulunduğum yerde onlarla arama saklandığım ağacı alabileceğim bir pozisyon alabilir miyim diye sessizce etrafıma bakınacağım. Eğer bu yükseklikte ağacın arkasına gizlenebilirsem ben görmeleri oldukça zorlaşacaktır. Bense arada kafamı çıkararak etrafı izleyebilirim. Şu anlık yapabiliyorsam bunu yapacağım. Yapamıyorsam da sessizliğimi ve gizliliğimi korumaya devam ederek Ryu, Ryoken ve alan üçlüsünü izlemeye devam edeceğim. Umarım beni göremezler, gözlerine perde falan iner.

[GM - Naruto]

Ryu ve Ryoken ilerleyişlerini sürdürüyorlar. İkisiyle arana üzerinde bulunduğun ağacı alabilmek için çevrene bakınmaya başlıyorsun. Bunu sessiz ve dikkat çekmeden yapabilmek için bir yol olup olmadığına kafa yoruyorsun kısa bir süre. Ancak, bu konudaki eğitimin çok kısıtlı olduğu için herhangi bir fikir yürütemiyorsun. Denemeden emin olamayacağın bir konu bu. Ryu ve Ryoken, ilerleyişlerini alanın girişine yaklaşık 10 metre kala durduruyorlar ve alana göz atıyorlar. Ara ara çevrelerine de bakmaktalar. Eğer biri yukarı, senin olduğun yöne doğru bakarsa öyle ya da böyle bir şekilde görüneceğinin farkındasın. Onlara en yakın olabileceğin noktada beklemeyi tercih ettiğin için aranızdaki mesafe yine açılmış durumda. Şuan sol ön çaprazında, takribi 8-9 metre ilerindeler. Onların yeni konumu gereği aranıza giren birkaç ağaç ve ikilinin de gizli kalmaya çalışması sebebiyle kabaca ne yaptıklarını bilsen de açık ve net bir görüş açın yok. Ara ara görüşünden çıkıyorlar.

[Oita Butsuo]

Sarı civcivler sizi, işte böyle yakalanırsınız. Chisa'nın bacağı el vermedi herhalde buraya gelmesine. Yine de üslerinde olduğundan da emin değilim. O kadar kafasına buyruk davranıyor ki herhangi bir yerde olabilir şu an. Burada olmadığı kesin, o bana yeter şimdilik. Ryu da gölgelerde falan değil, bu da iyi haber. Ryoken'in de tek eli gidik, biraz iyi çokça kötü haber.

Şimdi, istediğim gibi pozisyon alamadım ve eğer bu tarafa bakarlarsa beni göreceklerdir. Ama bunu yapacaklarını sanmıyorum açıkçası. Bunun ilk sebebi şu an benim önümdeler. Bir kere geçerken beni görmediler ve pusuya da düşmedilerse sık sık arkalarını kontrol edeceklerini sanmıyorum. Çünkü tehdit seviyesinin daha düşük olduğu bir yerdeler şu an, açıklığa daha yakınlar. Pusuya düşme ihtimalini çoktan atlattıklarını düşüneceklerini tahmin ediyorum. İkinci bir sebep de ortadaki düzenek fevkalade ilginç bir şey, dikkatlerini ona vereceklerdir. Ayrıca hala birilerinin kendini açığa çıkarması ihtimali de var, onu da gözleyeceklerdir. Bu sebeplerden ötürü beni görmeleri mümkün olsa da alınabilecek bir risk olduğunu düşünüyorum. Ha, eğer görecek olurlarsa da işaret parmağımı ağzımın içine sokup, ay, önüne getirip sessiz olun işareti yapacağım. Zaten yakalanmışız, en azından bir an afallarlarsa falan ağacın arkasına kaçabilirim belki, zamanı gelince bakarız ona. Görmezler ama yani bence...

Beklemeye ve izlemeye devam edeceğim. Sayacın ne gösterdiğini merak ediyorum. Ortalık karışmadan önceki son anlar olsa gerek. Umarım son ana kadar gizli kalırız da bitirici darbeyi vururuz. Ne kadar keyifli olsa da tekrardan dünkü gibi bir meydan muharebesine girmek istemiyorum. Parşömen istiyorum!

[GM - Naruto]

Ryoken ve Ryu'yu izlemeyi sürdürüyorsun. Görebildiğin kadarıyla aralarında bir şeyler konuşuyorlar ve ara ara çevrelerine bakınıyorlar. Ne konuştuklarını veya neye baktıklarını çözemiyorsun. Birkaç dakika ya geçti, ya geçmedi.

[Oita Butsuo]

Aslında belki daha fazla gizlenebilirim ama şansımın şu ana kadar yaver gitmiş olması bundan sonra da gideceği anlamına gelmiyor. Görüyorum ki sadece Ryoken ve Ryu buraya gelmiş. Teki, Teijo ve benim alt edemeyeceğim rakipler değiller. Peki alana diğer takımlar gelir ve dünün intikamını almak için onlarla birlik olmaya karar verirlerse. O zaman hapı yutabiliriz. Sonuçta Teki sadece bir klon, Ryoken elini kaybetmiş olsa bile hala bir şeyler yapabiliyor olsa gerek ki buraya gelmiş, Ryu ise bir canavar. Ormandaki görevde fiziksel ona göre bir tık üstün olduğumu düşünüyordum. Ama şu anki haliyle benden daha üstün bile olabilir. Ayrıca Mor Takım'ın Turuncuların bizim üssümüze gideceğini düşünerek buraya gelmeleri olası ve bu olay patlak verdikten sonra parşömenin yandığını anlatmam inandırıcı olmayacaktır. Biraz da dürüst olmak gerekirse dün bizimkileri kandırmam ve olaylar neticesinde Ryoken'in elini kaybetmesi konusunda sorumluluk da hissediyorum. Umarım köye döndüğümüzde ölü elini yenilememizin bir yolu olur da ona yardım edebilirim. Tekrar onları arkalarından bıçaklamak istemiyorum. Her ne kadar bundan biraz da şeytani bir haz alsam da.

Aşağı inip onlarla konuşacağım. İşaret parmağımı dudaklarımın önüne getirerek sessiz olmalarını işaret ettikten sonra sadece onların duyabileceği bir ses tonuyla pışt pışt yapacağım onlara. Eğer beni gördükten sonra agresif bir hareket yapmazlarsa da olabildiğince gizliliğimi koruyarak yanlarına ineceğim ve onların yanında saklanacağım. Bir de sayaca göz atacağım kalan süreyi görebiliyor muyum diye.

Tabii yanlarına gidip sessizce de durmayacağım, bıçağı takarlar vallahi. Yanlarına gitmeden yine sadece onların duyabileceği bir ses tonuyla "Dün sizi kandırdığımı biliyorum, ama bana güveniyorsanız size bir teklifim olacak." diyeceğim. Umarım saldırmazlar da konuşma fırsatımız olur. Neler olacağını daha bilmediğim için kafamda pek net bir plan da yok ama en azından bir şeyler deneyebiliriz. Dün yaşananlarla güvenlerini kırmamışımdır umarım. Sonuçta ağaçta saklanmayıp yanlarına gelen benim, birkaç söz söylemeyi hak ettiğime inanmak istiyorum. Eğer kabul ederlerse teklif ve bilgi aktarma seansı başlar. Sayacın durumunu bilmediğim için de olabildiğince çabuk olacağım. Umarım hala yeterli zamanım vardır.

[GM - Naruto]

Yere inip ikiliye seslenmenle birlikte, odaklarının aniden sana yöneldiğini farkediyorsun. Ancak, hemen saldırıya geçmiyorlar. Söylediğin cümleyi dinledikten sonra Ryoken cevap veriyor sana: "Dinliyorum Butsuo-san. Umarım bu sefer bana kafa atmaya çalışmazsın." Hem Ryu'nun, hem de Ryoken'in gözleri senin üzerinde. Neredeyse fısıldayarak konuşmaktasınız. Çevrenizde dikkatini çeken herhangi yeni bir şey yok.

Off Topic

Ortak bir konu açılmamış olsa da karşınıza çıkan kişinin bir oyuncu olduğunu belirtmek isteriz. Siz ve diğer oyuncudan bağımsız çeşitli sebeplerden ötürü şimdilik konuları birleştirmemeyi tercih ediyoruz. Bir süre daha buradan devam.

[Oita Butsuo]

Çok mutlu oldum. Beni hala seviyorlardır belki de. Umarım hepimiz için verimli bir gün geçiririz de sevgiler pekişir. Yine de gaza gelip gereğinden fazlasını anlatmayacağım, en azından şimdilik. Eğer teklifimi kabul ederlerse o kısma da geçeceğim tabii ki.

Ryoken'in dediklerinden sonra gülümsedim. Gerçekten de epey bir zamandır Ryoken'e kafa atmaya çalışıyorum. Ama üzülerek söylemeliyim ki bu Ryoken'e özel bir durum değil. Herkese kafa atmaya çalıştım, nasip kaya ejderhayaymış. Yine de Ryoken'le de özel anlar yaşamak isterim. Ama bunun illa ki ona kafa atmamla alakalı olmasına gerek yok.

"Ben de birilerine kafa atmam için bana yardımcı olmanızı isteyecektim sizden aslında. Ama önce sayacı görebiliyorsanız bana ne kadar kaldığını söylerseniz sevinirim." diyeceğim sürdürdüğüm gülümsememi son anlarda daha ciddi bir ifadeye teslim ederek. Yani yine ivedi bir şekilde konuşacağım. Aynı şekilde sözlerime de devam edeceğim. Bu alana gelebilecek diğer takımlara karşı beraber çalışalım, daha sonra parşömene ne yapacağımıza karar veririz. Gerekirse diğerlerini aradan çıkardıktan sonra kendi aramızda dövüşürüz. Dediğim gibi bana güvenmeyebilirsiniz ama elimden geldiğince adil ve herkesin karlı çıkabileceği bir şeyler yapmak için elimden geleni yapacağım. Eğer kabul ederseniz daha fazla şey de anlatacağım. Belki inanmayacaksınız ama dün Mor Takım'dan aldığımız parşömen önceki günlerde bu alandan alınmış nadide bir ekipmanmış. Şu an külleri bile üssümüzde değil." Umarım teklifimi kabul ederler. Tabi biz konuşurken arada alana ve ortadaki mekanizmaya da bakacağım. Biz konuşurken parşömen fırtlamasın ortadan. O zaman tam kafayı yerim.

[GM - Naruto]

Laflarına karşılık Ryoken gülümsüyor, ardından etrafına bakınıyor. Özellikle gözeneğe doğru bakışlarını kaydırıyor. Ardından sana dönüyor. Ryu ise bu süreçte seni izlemekte. Ardından Ryoken konuşuyor;

"Göremiyorum. Eğer sıkıntılı bir durumdaysan önden ben çıkayım. Tek başıma görünmem daha iyi olur. Üzerime biri gelecekse sizler için fırsat yaratmış olurum. Ayrıca çözülmesi gereken bir düzenek varsa, buna yatkın olabileceğimi düşünüyorum. Birde, bu sayaç ne için?"

Ryoken'in lafını bitirmesinin ardından Ryu lafa giriyor ve "Etrafa biraz daha güvenli bir şekilde bakınacağım." diyor. Eğer bir şey yapmayacaksan gölgelere girecek gibi görünüyor. Çevreye baktığında epey bir gölgelik alanda olduğunuzu fark ediyorsun. Odaklanmaya başlamış durumda Ryu, chakra hareketini hissedebiliyorsun.

[Oita Butsuo]

Net bir cevap alamadım ama muhabbetin devam ettiği yön beni teklifimi kabul ettiklerine inandırdı. Yine de kanalı kontrol etmek lazım. "Beraber çalışacağız yani, doğru anladım değil mi?" Ryu gitmeden önce bu soruma bir cevap almak istiyorum, çünkü eğer gerçekten kabul ettilerse onlara daha farklı bilgiler de vereceğim.

Tahmin ettiğim gibi olumlu bir cevap gelirse konuşmama devam edeceğim Ryu ortamdan ayrılmadan. Yeni müttefiklerime durumla ilgili gerekli bilgileri aktarmazsam olmaz. "Buraya epey erken geldim, ortadaki düzeneği inceleme fırsatım oldu. Sallanan küre kalın bir metalden yapılmış, üstünde de bir sayaç var. Parşömen içinde diye tahmin ediyorum. Salladım falan ama seslerden bir şey anlayamadım. Bulmacalık bir durum olduğunu sanmıyorum, saklanmaya devam edelim derim." diye önce ortadaki düzenekle alakalı bilgileri aktaracağım. Ardından da kendi takımımla alakalı durumu açıklamam lazım tabii. "Teki ve Teijo ağaçlığın bizim üs tarafındaki kısmında olsalar gerek. Onlardan daha erken geldiğim için ben de tam bilmiyorum. Epey kalabalığız bugün burada." Bunu zaten söyleyecektim ama Ryu ortalığı araştırmadan söylemem kritik bir şey. Sonuçta birbirimize güvenmemiz lazım. Tabii o zaman teklifi sunarken söyleseydin denebilir ama kesinlikle kabul edeceklerini bilmediğim bir teklif içinde avantajımı çöpe atamazdım. Şimdilik daha fazla diyeceğim bir şey yok sanırım. Bu sözlerimden sonra Ryu istediği gibi gidip etrafı araştırabilir.

Ben de Ryoken'in yanına gidip onunla muhabbet edeceğim mekanizmayı izlerken. "Yaralarınız daha iyidir umarım. Eee, şey... köye döndüğümüzde elinle alakalı yapabileceğim, yardımcı olabileceğim bir şey olursa mutlaka haberim olsun." Bu konuyu tekrar hatırlatmak istemiyorum aslında ama hiç konuşmadan geçmek de olmaz. Tabii, artık ortak olduğumuza göre tek elle Ryoken'in neler yapabileceğini de bilmek işime gelir. "Tek elinle yapabildiğin teknikler var mı? Beraber dövüşeceksek biraz bilgi alışverişi iyi olabilir. Beni az çok tahmin ediyorsundur zaten, Juudaichi stilinde kendimi geliştirdim. Bunun haricinde Doton elementine sahibim ama pek bir teknik bilmem. Ryu bahsetmiştir herhalde, bir de sensör ninjayım, 10 metre mesafede insanların taijutsu hamlelerini, yapacakları jutsuları falan önceden sezebiliyorum." Bu söylediklerim konusunda karışık duygulara sahibim. Gerçekten güvenini kazanmak için söylüyorum bunları. Kendim hakkında hiçbir şey söylemeden onun kendi hakkında bana bir şeyler anlatmasını bekleyemem. Ama bir yandan da şu an müttefik olsak da parşömeni güvene aldıktan sonra düşman da olabiliriz ve bunları söyleyerek onu küçümsüyorum gibi bir izlenim edinebilir.

Umarım ki samimiyetime inanır. Ardışık günlerde önce Chisa'yla beraber kaya ejderlere karşı savaştık, sonra Ryu ile bizim üste savaştım, dün zaten hepten birbirimize girdik ki ilk günü saymıyorum bile. Zaten aynı köyden olduğumuz ve Ryu olduğu için Turuncu Takım'a karşı bir sempatim vardı ama bu kadar mücadele ettikten sonra gerçekten aramızda bir bağ oluştuğunu hissediyorum. Güzel bir final yapabiliriz umarım. Şu an tek hayalim bu.

[GM - Naruto]

Ryoken, kontrol amaçlı sorduğun soruya yanıt vermekte gecikmiyor. "Birlikte çalışacağız. Madem bir takımız ve etrafı kontrol edebilecek gücümüz var, bunu neden kullanmayalım? Üstelik gölgelerin içinde. Bunu yanlış anladıysan diye açıkladım. Eğer bir sorun yoksa Butsuo-san, çıkacağım ve düzeneği çözmeye çalışacağım. Tamam mısın? Ryu-san, birini görürsen Butsuo-san'ın yanına git. Gerekirse onun gölgesine girmen üçümüzü mükemmel bir savaş takımı yapacaktır. Ancak dediğim gibi, gerekirse."

Ryoken sözlerini sürdürürken daha önceden farketmediğin bir şey çekiyor dikkatini. Köydaşın olan iki shinobiyi önce uzaktan ve yarım görüş açısıyla izlediğin; ardından da aranızda çalılar, dallar, yapraklar gibi pek çok engelleyici faktör olduğundan dolayı bunu farkedememiş olmalısın. Ryoken'in sol kolunun sargısız olduğunu görüyorsun. Çirkin, buruşmuş, mat siyah ve biraz ürkütücü bir görünüme sahip bu kol. Ancak daha da önemlisi ve seni asıl şaşırtan şey Ryoken'in elinin ve parmaklarının sapasağlam oluşu.

Hala ilk cümlenden sonraki laflarını sarfetmiş değilsin. İstiyorsan konuşmanı aynı şekilde devam ettirmeyi seçebilir, veya farklı bir şeyler diyebilirsin.

Ryu Ryoken'in söylediklerini onayladıktan sonra sizden birkaç adım uzaklaşıyor ve çevrenizde bolca bulunan geniş gölgelerden birinin içerisinde kayboluyor.