[7. Gün - Gündüz Safhası | Sekino Teijo - Kasumikage Teki (Klon)] Teçhizat Tentesi

[Kasumikage Teki]

Filin hareketlerini biraz anlayabilmiş olsa da, alanla arasına mesafe koyduğundan dolayı ne takım arkadaşlarının ne de diğer kişilerin neler yapıyor olduğunu anlayamaz olmuştu. Bir yandan kararından dolayı kendini suçlu hissetmekten korkuyordu, öbür yandan ise Butsuo ve Teijo'ya daha iyi destek olabilmeyi istiyordu. En azından Teijo'ya verdiği talimatlar doğrultusunda eğer Teki'ye ihtiyaç olur ise takım arkadaşının sesinin kendisine ulaşabileceğini düşünüyordu. Belki de net bir hata yapıyordu fakat çalılarda bekleye bekleye daha da vakit kaybetmeyi göze almayacaktı.

Başladığı gizemli yolculuğuna aynı şekilde devam edecekti Teki. Pür dikkat çevresini izleyerek ve alan çevresinde dolaşacaktı. Bir şekilde saklanmakta olan başka birilerini bulabileceğini biliyordu. En iyi ihtimalle karşısına Chisa çıkacak ve ikili bir şekilde yollarına devam edeceklerdi. En kötü ihtimalle ise Yeşil Takım'ın kalan son üyesi ile karşılaşacak ve bir klon olarak ömrü düşündüğü ve planladığından çok daha kısa sürecekti.

Çalılar, ağaç dalları... Bir shinobinin konumlanıp, savaşı izleyebileceği her noktayı gözlemleyecekti. Eğer onlar da acil bir durumda savaşa dahil olmalı planlıyorlarsa alana çok uzak bir konumda olmamalılardı. Bu yüzden de yolculuğuna geniş açı ile devam ederken, çoğunlukla savaş alanının olduğu yöne doğru keskinleşecekti bakışları.

[GM - Naruto]

Ağaçların arasındaki ilerleyişini sürdürüyorsun. Alanın içinde olup bitenler hakkında minimal de olsa bir fikrin var ancak ayrıntılara hakim değilsin. Net olarak bildiğin tek şey filin korkunç bir şekilde kükrediği ve devamında gelen büyük çatırtı sesleri. Fil devasa olduğu için alanın sınırından çıkıp ağaçların arasına daldığını görebiliyorsun olduğu yerden bile bir anlığına duraksayıp.

Olabildiğince temkinli davranarak yürüyüşünü devam ettiriyorsun. Haru'nun çıktığını hatırladığın noktaya iyiden iyiye yanaşmış durumdasın alanın çevresinde çizdiğin yayla. Bir adım daha atıyorsun, ancak tam o anda shinobi reflekslerin devreye giriyor ve hızla durup olduğun yere çöküyorsun. 20-25 metre ötende çalıların arasına doğaya ait olmayan bir şey görür gibi olmuş durumdasın. Bunu görüşünden ziyade fena olmayan farkındalığına borçlusun. Yine de emin olamıyorsun ne gördüğüne. Oradaki her neyse, iyi gizlenmiş durumda.

[Kasumikage Teki]

Sonunda... Arayışlarının bir noktada karşılığını alacağını biliyordu Teki. Sabırla attığı adımların sonunda bir şey yakalamayı başarmıştı. Tam emin değildi henüz. Ancak yine de boş boş durmuyor olduğunun bilincindeydi artık.

Yaklaşık 20-25 metre ötede, ortamın geneline kıyasla dikkat çekici bir şeye takılmıştı gözleri. Kesinlikle emin değildi ne olduğundan. Belki Chisa, belki Ringo, belki de Usagi... Tam anlayamıyordu. Tek emin olduğu şey, gördüğü ne ise, onun iyi gizlenmiş olduğuydu.

Teijo ve Butsuo'yu yalnız bıraktığı için kendini kötü hissetmesi de tam o anda sonlanmıştı. Artık buna takılmaması gerektiğinden emindi. Hoş... Az önce Ryobe'nin filinin kükreyişi sonrasında devasa hayvanın ağaçların arasına girdiğini de görme şansı olmuştu. Bir şekilde bu gelişmeye Butsuo'nun sebep olduğunu düşünmeden edememişti. Geçen bunca günden sonra takım arkadaşının ne derece hayvanlaşabiliyor olduğunu biraz biliyordu artık.

"Şov yapmadan duramıyorsun Oita-san."

Hedefine yaklaşması gerekiyordu fakat bunu nasıl yapacağından tam emin değildi. Sadece 1 şeyi görebiliyordu. Eğer bu gördüğü şey, Yeşil Takım üyelerinden birisi ise bir diğerinin de çevrede olma ihtimali çok yüksekti. Bu yüzden de temkinli davranması gerekiyordu.

"Eyvahlar olsun..."

Ringo'nun kuşunun savaş alanına girdiğini görmüştü ancak Usagi'nin kedisini görememişti Teki. Düşüncesizce hareket etmemesi gerektiği bir kez daha suratına bir yumruk gibi çarpmıştı. Çünkü şu anda çalıların arasından üstüne bir panterin de atlayabileceğinin farkına varmıştı.

Olabildiğince yavaş bir şekilde shinobi çantasına uzanarak, az önce Teijo'dan aldığı patlayıcı parşömeni çıkaracaktı. Bir klon olduğu için canının değeri yoktu Teki'nin. Bu yüzden de gidecekse bile bir patlama ile gidecekti. Olası bir tuzağa düşme durumunda parşömeni kullanarak rakibini de yanında götürebilirdi.

Bir elinde Kitsune, diğer elinde patlayıcı parşömen ile adımlamaya başlayacaktı hedefine doğru. Sakin, acele etmeden ve Otonaku Ashi sayesinde sessiz sessiz... Bodozlama üstüne yürümeyecekti tabii ki. Savaş alanı ile arasına alacaktı önce hedefini. Tekrar hilal şeklinde yürüyecekti yani. Bu sırada da gözünü üstünden ayırmayacaktı o gördüğü şeyin. bir hareket, küçük bir eylem görmesi yeterliydi karşısındakinin bir insan olduğunu anlamak için.

[GM - Naruto]

Eline patlayıcı parşomenini alarak az önce görür gibi olduğun figüre doğru yarım çember çizerek yaklaşmaya başlıyorsun. Yavaş hareket ediyorsun, Otonaku Ashi aktif durumda. İlerleyişin esnasında herhangi yeni bir hareketlilik olmuyor. Öyle ki, az önce seçer gibi olduğun figürü nerede görmüş olduğuna bile tam manasıyla emin olamıyorsun. Ağaçlar, çalılar ve yapraklarla dolu dallar görüş açında. Figürü görmüş olduğunu tahmin ettiğin bölgeyi açık alanla arana alıyorsun. Alanın sınırına mesafen takribi 30 metre kadar. Ağaçlar arasından alanı az buçuk seçebiliyorsun lakin ayrıntılara hakim değilsin. Odağın alanda olmadığı için ne olup bittiğine dair pek de bir fikrin yok. Görüş açında herhangi bir hareketlilik bulunmamakta. Az önce görür gibi olduğun figürün senin şuanki konumunla açık alan arasında olduğunu biliyorsun, ancak net bir tahmin yapabilmen mümkün olmuyor yeni bir şey görmediğin için.

[Kasumikage Teki]

Doğru bir şekilde konumlandığından neredeyse emindi Teki. Kendine güveni %100 olmasa da, az önce görebilmeyi başardığı şeyin şu anda savaşın sürdüğü ile alan ile arasında olduğunu düşünüyordu. En azından bunca zamandır adımlarını bu konumlanmayı hazırlamak için atmıştı. Halen çevresinden, kendisine doğru bir saldırı gelmediği için de henüz kendini düşmana belli etmediğini düşünüyordu. Belki de o gördüğü figür nir shinobi bile değildi. Şu anda da boş alan içerisinde kendi başına tribe giriyordu sadece. İhtimallerin farkında olsa da işini şansa bırakmayacaktı bu sefer. Bu yüzden de kendine güvenmeye devam edecek ve alan ile arasına aldığı şeye doğru ilerlemeye başlayacaktı.

Otonaku Ashi sayesinde ses çıkarmadan yürüyebileceğini biliyordu. Silahını... Hatta silahlarını da çoktan kuşanmış olduğu için bir çekincesi bulunmuyordu. Yavaş yavaş alana doğru ilerleyecekti. Çevresine pür dikkat ederek. Gerekirse adımları arasına boşluklar koyacak ve çevreyi gözlemlemeye devam edecekti. Fakat durmayacaktı. O şeyi tekrar görene kadar inceleyecekti çevreyi. Bir noktada onun da hareket edeceğini düşünüyordu... Eğer gerçekten bir insan ise. Bir noktada, küçük bir korku, küçük bir heyecan ile hareket edecekti hedefi. Bu da Teki için beklediği son kanıt olacaktı. Hedefinin yerini tam kestirebildiği gibi ikinci aşamaya geçecekti gizli görevi.

[GM - Naruto]

Bulunduğun konumdan alana doğru ilerlemeye başlıyorsun. Otonaku Ashi hala çalışmakta. Her bir adımında pürdikkat çevreni gözlemliyorsun az önce görür gibi olduğun şeyin yeniden dikkatini çekmesi adına.

Birkaç adım daha alıyorsun, ve göz ucunla görür gibi oluyorsun az önce farketmiş olduğun şeyi. Kafanı seri bir şekilde sola doğru çeviriyorsun ve 3 metre kadar ilerinde, çalıların arasında adeta kaybolmuş olan silüeti farkediyorsun. Yere çökmüş ve adeta kaya gibi sabit ve sessiz beklemekte. Mavi saçlı shinobiyi görev aldığın chuunin sınavından hatırladığına eminsin, Ishigakure'den olduğunu biliyorsun. Sen onu farkettiğin anda, o da seni farketmiş oluyor ve gözleriniz kesişiyor.

Buradan devam : viewtopic.php?f=110&t=762&p=9099#p9099