Künye
İsim: Amano Kagami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Boy: 178 cm
Kilo: 70 kg
Köy: Kaçak (Ishigakure kökenli)
Element: Raiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Görünüm:
Uroko - Nagi no Asukara
Kagami'nin dıştan en dikkat çeken özelliği beyaz teni ve uzun gümüş rengi saçlarıdır. Bu haliyle Ishigakureli birine benzemese de, bu konuda Ishigakureli olmayan annesinin genlerinin baskın geldiğini söylemek mümkündür. Düşünceli olduğu zaman matlaşan, heyecanlı anında ise parıl parıl parlayan açık mavi gözleri bulunmaktadır. Shinobiliğin getirisi olarak fit bir vücııdu olduğu söylenebilir.
Kıyafet olarak alt kısmında bol koyu mavi renkte bir pantolon giyen Kagami üst kısmında ise uzun, kolsun bir ceket/cüppe giymektedir. Bu cüppenin bacaklarına inen kısımları kullanıma bağlı deformeler içermektedir. Bel kısmına göz rengine yakın bir renkte sardığı kuşak ile kıyafetin önünü kapalı tutar. Ayaklarında, olası yaralanmaları engellemek amacıyla (RP içerisinde etkisi yoktur) bandaj sarılıdır ve ayakkabı olarak klasik shinobi ayakkabılarını tercih etmektedir. Kaçak döneminde bir yerliden aldığı kolyesiyle ve aynı dönemlerde sağ ve sol kollarının üst kısmı ile karın boşluğu kısmına yaptırdığı dövmeleri ile görünümünü tamamlayan Kagami, üzerine çizik atılmış alınbandını sağ kolunun üst kısmına takmaktadır.
Kişilik
Kagami genellikle dingin olarak nitelendirilebilecek biridir. Bu dinginliği çocukluğundaki ilgisizlikten doğmaya başlamış ve sonrasında hayata dair sorgulamaları ile artarak devam etmiştir. İnsan ilişkilerinde de bu yapısını koruyan Kagami, gereksiz muhabbetlere girmekten kaçınır, cıvık ve yavan sohbetler onun için çekilmezdir. Bu, Kagami'nin son derece ciddi, şakalaşmadan veya espriden hoşlanmadığı anlamına gelmemektedir, sadece her şeyin yeri ve zamanı geldiğinde yapılması gerektiği düşüncesindir.
Sorgulama Kagami'nin asla vazgeçemeyeceği bir özelliğidir. Her ne kadar shinobi olduğunda bu özelliği ortaya çıkmamış olsa da, babasından başlayarak hayata dair yönelttiği sorular, günümüzde insanın kendisini sorgulamasına kadar devam etmiştir. Bu sebeple de, kendiyle ilgili bile cevaplar arayan biri olarak, sorgulama yapmaktan asla çekinmez. Kendinden başlattığı soruları dünyaya yöneltmekten ayrıca zevk aldığı da söylenenbilir. Çünkü ancak bu şekilde bir “anlam” bulabilecek ve dayatmalardan uzak, inandığı değerlere sahip olabilecektir. Bu şekilde bulduğu cevaplardan ise dönmeyecek kadar da inançlı biri olduğunu söylemekte fayda vardır.
Sahip olduğu bu özellikleriyle Kagami kaçak hayatına başladığı andan itibaren tanıştığı insanları iyi veya kötü olarak yaftalamaktan uzak durmuş, onların hikayelerini ve düşüncelerini dinledikten sonra bir yargıya varma taraftarı olmuştur. İnsanları boş bir kağıt gibi görmesi sebebiyle de, çekinme duymadan insanlarla diyaloğa girmeyi öğrenmiş, ancak tehlike veya olumsuzluklar sezdiği anda kendisini geri çekmeyi de öğrenmiştir.
Genellikle tonlamalarına dikkat eden ve insanları rahatsız etmeyecek bir ses tonuyla konuşmayı tercih eden Kagami, yoğun düşünce dalgalarına maruz kaldığında, tınısız ve kısık bir ses ile konuşmaya başlar. Kendisini tanıyan insanlarda bu durum Kagami'nin ruh halini ele veriyor olsa da, bastıramadığı bu davranışından çok rahatsız olduğu da söylenemez.
Özgeçmiş
Kagami Ishigakure'nin sayılı zanaatkarlarından olan Amano Sanjuro'nun çocuklarından biri olarak dünyaya gelmiştir. Her ne kadar Ishigakure'de bir zanaatkarın ailesine mensup olmak son derece avantajlı bir durum ise de, söz konusu aile Amano Sanjuro'nunki olunca durum tam tersi bir hal almaktadır. Zira Amano Sanjuro yetenekli elleriyle bilindiği kadar, çapkınlığı ile de nam salmıştır. Aslında Sanjuro'nun durumunu çapkınlıktan ziyade, bir sapkınlık olarak nitelendirmek daha doğru olacaktır. Ishigakure'de konakladığı evinde 7 eşi de bu evde yaşamakta, bu eşlerinin dışında bu evin dışında yaşayan kadınlarla da ilişkileri olduğu bilinmektedir. İşte böylesine utanç verici bir adamın çocuğu olmak, daha küçük yaşlarda Kagami'nin hayatını etkilemeye başlamıştır.
Amano Sanjuro'nun 6. eşi olan Amano Yumisa'nın tek çocuğu olarak, Sanjuro'nun ise 9. çocuğu olarak dünyaya gelen Kagami, Sanjuro'nun evinin “Evde yaşamak için hak etmelisin” kuralı gereği küçük yaşlarından itibaren çalışmaya başlamıştır. Annesiyle beraber çeşitli süs eşyaları yapmaya başlayan Kagami, daha sonra bu eşyaları panayırlarda satmaya başlayarak hayatını kazanmaya uğraşmıştır. Babası olmasına rağmen Sanjuro ile neredeyse iki hafta bir görüşebilmekte, bu görüşmede de bir baba-oğul ilişkisinden ziyade bir patron ile çalışanı samimiyetinde konuşmalar geçmiştir. Kagami henüz daha küçük yaşlarında bir baba figürünün eksikliği ile Sanjuro'ya yanaşmaya çalışsa da, bu hiçbir zaman mümkün olamamıştır.
Kagami babasına ulaşabilmenin en kolay yolunun çok para kazanmak olduğunu anladığında, bunun annesiyle birlikte yaptığı süs eşyaları ile olamayacağını anlamıştır. Bu sebeple de kolay ve çok para kazanabileceği başka yollar aramaya başlamıştır. Elbette panayırların içinde büyüyen bir çocuk için bu yol hırsızlıktan başka bir şey olmamıştır. Yaptığı şeyin utanç verici bir şey olduğunu bilse de Sanjuro'nun övgüsüne mazhar olmak, bir evlat olarak sahiplenilmek için bunu göze alabileceği bir şey olarak değerlendiren Kagami, daha ilk gününde sağlam bir vurgun yaparak aslında bu işlerin o kadar da zor olmadığını görmüştür. Başta ufak ufak başlayan hırsızlık faaliyetleri giderek artmaya devam edince, olaya başka kişilerin müdahil olması kaçınılmaz olmuştu: Ishigakure shinobilerinin!
Verimli ve bol günah dolu geçen bir günün ardından, çaldığı paralar ile babasına bir adım daha yaklaştığını düşünerek eve giden Kagami'nin yolunu 3 Ishigakure shinobisi kesmişti. Kagami bunun kendisi için bir son demek olduğunu gayet iyi biliyordu. Suçunun cezası zindanda kalmak olsa da, bu en son düşündüğü şeydi, zira artık babasına bir daha hiçbir zaman yaklaşamayacağını biliyordu. Kaderindeki bu kötü yazgıya itiraz etmeden önündeki shinobilere çaldığı parayı uzatan Kagami, bir kısım paranın da evinde sakladığını hemencicik itiraf etmişti. Bu itirafı ise bir suçlunun pişmanlığını içermiyordu kesinlikle ve bu shinobiler tarafından da net bir şekilde görülebiliyordu. Belki de Kagami'nin bu tavrı, hayatının geri kalanını tamamen değiştirecekti. Çünkü karşısındaki shinobi grubunun lideri olan Jounin Himura Junichi, Kagami'yi adalete teslim etmek yerine Akademi'ye yönlendirmeyi uygun görmüştü!
Kagami Akademi'ye başladığında artık Sanjuro'nun çocuğu olarak görmüyordu kendisini. Zira onun için uğraştığı yolun sonu kötü bitmişti, ancak kader Himura Junichi'yi göndermişti. Yeteneklerini insanlara yararlı işlerde kullanma noktasında devreye giren Junichi, neredeyse her gün Kagami ile ilgilenmeye başlamıştı. Böylece Kagami için Sanjuro'nun ortaya koyduğu silik baba figürü zihninde yok olurken, yerine Junichi'nin yarattığı bir mentor devreye girmişti. Bu, kesinlikle Kagami için Junichi'nin bir rol model olduğu anlamını taşımıyordu. Çünkü Kagami Junichi kadar günahsız olmadığını, daha bu yaşında biliyordu. Öte yandan birbirleri ile çakışan düşüncelere sahip oldukları anlarda bile, birbirlerine diretme yapmaktan kaçınıyorlardı. Bu ilişkileri ise kısa sürede aralarındaki bağın daha da güçlenmesini sağlamıştır. Kagami için Junichi güvenilir bir dost, sırdaş ve en önemlisi bir aileydi.
Kagami'nin Chuunin olması ve akabinde Chuunin Sınavı'nda yer alması Junichi için şaşılacak bir durum değildi. Ne de olsa kendisi Kagami'nin potansiyelini daha küçük yaşlardan görmüştü. Fakat Junichi'nin en büyük korkusu, Kagami'nin başarıları neticesinde doğru yolu unutup kendini beğenmiş ve umursamaz biri olması durumuydu. Bu sebeple de, Kagami'nin hayatını değiştirecek bir diğer konuşma da, Kagami'nin köye geri dönüşünden birkaç gün sonra gerçekleşmişti.
Ishigakure'nin sessiz bir sokağında oturan Kagami ve Junichi, bu konuşmanın her zamanki fikir tartışması tadında geçmeyeceğini hissediyordu. Nitekim Kagami Chuunin Sınavı'ndan döndükten sonra, daha bir başka olmaya başlamıştı. Kendinin bile açıklamakta zorlandığı duygu ve düşünceleri ne şekilde dile getirmesi gerektiğini bilmiyordu. Beş Kage ile tanışmış, onlarla tokalamış olmak nedense Kagami için rahatsız edici bir durumdu. Kesinlikle “Madem barış zamanındayız, neden hala shinobiler yetişiyor” gibi sığ bir düşünce içerisinde değildi, fakat bir şeylerin yanlış olduğunun da farkındaydı. Zaten bu sebeple de Chuunin Sınavı dönüşü, doğrudan Junichi'nin yanına gitmemiş, birkaç gün belki de düşünceleri bir cümleye kavuşur umuduyla beklemişti. Ne var ki Junichi bekleme konusunda Kagami kadar sabırlı değildi ve bu görüşme gergin bir şekilde başlamıştı.
Kagami düşünceli zamanlarında büründüğü dingin ve tınısız ses tonuyla Dördüncü Shinobi Savaşı sonrasında yaratıldığı iddia edilen barış ortamının aslında bir gerçeklik içermediğini düşünüyordu. Konohagakure'yi görmüştü, oradaki yapılaşmayı, oranın halkını, büyük köylerden gelen insanları, bu köylerin Chuunin adaylarını, Beş Kage'yi... Bunları gördüğü için mutlu olamadığını anlatıyordu, bu gördüklerinin bir yanılsama olduğunu... Her birinin saygıdeğer insanlar olduğunda tereddüdü olmasa da Beş Kage'nin aslında olması gerektiği gibi olmadığını... Günah denizinde yol aldığını hissediyordu Kagami. Junichi'nin karşısında bu sefer daha büyük günahlarla durduğunu biliyordu. Belki de bu sefer Junichi'nin kendisini affetmeyeceğini, sapkın düşünceleri sebebiyle shinobiliğini elinden alıp onun zindana atacağını... Ancak hırsızlık yaptıktan sonra yakalandığı gün olduğu gibi, pişmanlık göstermiyordu Kagami. Yaşadıkları sistemin doğru olmadığını biliyor, bunu görüyordu. Bu yüzden de karışıktı her şey... Junichi bu noktada girmişti işte devreye. Kagami'ye gezmesini, dünyayı görmesini söylemişti. Ancak bunu Ishigakureli Kagami olarak yapamayacağını, köyüyle olan bağını kesmesi gerektiğini anlatmıştı. Her türlü dayatma düşünceden arınmış, çıplak bir şekilde görmeliydi dünyayı... Amano Sanjuro'nun oğlu olmadan, annesi Yumisa'yı düşünmeden, Junichi'nin sohbetinden mahrum ve her şeyden önemlisi doğruluğu konusunda tereddütleri olan köyünden ayrı... Kagami köyden giderse Ishigakure ile çarpışacağını biliyordu, çünkü bir doğru yakaladığı zaman, bunun Ishigakure ve hatta diğer köyler ile zıt anlamlara sahip olacağını anlamaması için beynini kullanmaması gerekiyordu. Aslınad Junichi onu yine koruyordu... Ishigakure'de kalması halinde, düşünceleri sebebiyle yok olacağı bariz ortadaydı. Bu yüzden Junichi ona dünyayı teklif etmişti. Bu yüzden de Kagami sıfırdan başlayacaktı... Kimsesiz, sahipsiz, efendisiz ve kölesiz... Doğru ve yanlış kafasında delicesine cenk ederken, kendisi gibi bir yerlerden başlaması gerektiğini biliyordu. Sessiz başladığı bu yolculuğun ilk durağının, kendisi gibi darmadağın bir yer olması gerekiyordu...
Motivasyon
Kagami idealleri peşinde olan birisidir. Bu yüzden de köyden kaçmasına sebep olan soruların cevabını bulmayı amaçlamaktadır. Bu sorular kendinden başlayıp dünyaya yayılmaktadır. "Neden" ve "nasıl" şeklindeki bol soruları, bulduğu cevapların peşinden gitmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla Kagami ideallerini realiteye dökmeyi istemektedir.
Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 9
Varlık: 3
Zeka: 5
İsim: Amano Kagami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Boy: 178 cm
Kilo: 70 kg
Köy: Kaçak (Ishigakure kökenli)
Element: Raiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Görünüm:
Uroko - Nagi no Asukara
Kıyafet olarak alt kısmında bol koyu mavi renkte bir pantolon giyen Kagami üst kısmında ise uzun, kolsun bir ceket/cüppe giymektedir. Bu cüppenin bacaklarına inen kısımları kullanıma bağlı deformeler içermektedir. Bel kısmına göz rengine yakın bir renkte sardığı kuşak ile kıyafetin önünü kapalı tutar. Ayaklarında, olası yaralanmaları engellemek amacıyla (RP içerisinde etkisi yoktur) bandaj sarılıdır ve ayakkabı olarak klasik shinobi ayakkabılarını tercih etmektedir. Kaçak döneminde bir yerliden aldığı kolyesiyle ve aynı dönemlerde sağ ve sol kollarının üst kısmı ile karın boşluğu kısmına yaptırdığı dövmeleri ile görünümünü tamamlayan Kagami, üzerine çizik atılmış alınbandını sağ kolunun üst kısmına takmaktadır.
Kişilik
Kagami genellikle dingin olarak nitelendirilebilecek biridir. Bu dinginliği çocukluğundaki ilgisizlikten doğmaya başlamış ve sonrasında hayata dair sorgulamaları ile artarak devam etmiştir. İnsan ilişkilerinde de bu yapısını koruyan Kagami, gereksiz muhabbetlere girmekten kaçınır, cıvık ve yavan sohbetler onun için çekilmezdir. Bu, Kagami'nin son derece ciddi, şakalaşmadan veya espriden hoşlanmadığı anlamına gelmemektedir, sadece her şeyin yeri ve zamanı geldiğinde yapılması gerektiği düşüncesindir.
Sorgulama Kagami'nin asla vazgeçemeyeceği bir özelliğidir. Her ne kadar shinobi olduğunda bu özelliği ortaya çıkmamış olsa da, babasından başlayarak hayata dair yönelttiği sorular, günümüzde insanın kendisini sorgulamasına kadar devam etmiştir. Bu sebeple de, kendiyle ilgili bile cevaplar arayan biri olarak, sorgulama yapmaktan asla çekinmez. Kendinden başlattığı soruları dünyaya yöneltmekten ayrıca zevk aldığı da söylenenbilir. Çünkü ancak bu şekilde bir “anlam” bulabilecek ve dayatmalardan uzak, inandığı değerlere sahip olabilecektir. Bu şekilde bulduğu cevaplardan ise dönmeyecek kadar da inançlı biri olduğunu söylemekte fayda vardır.
Sahip olduğu bu özellikleriyle Kagami kaçak hayatına başladığı andan itibaren tanıştığı insanları iyi veya kötü olarak yaftalamaktan uzak durmuş, onların hikayelerini ve düşüncelerini dinledikten sonra bir yargıya varma taraftarı olmuştur. İnsanları boş bir kağıt gibi görmesi sebebiyle de, çekinme duymadan insanlarla diyaloğa girmeyi öğrenmiş, ancak tehlike veya olumsuzluklar sezdiği anda kendisini geri çekmeyi de öğrenmiştir.
Genellikle tonlamalarına dikkat eden ve insanları rahatsız etmeyecek bir ses tonuyla konuşmayı tercih eden Kagami, yoğun düşünce dalgalarına maruz kaldığında, tınısız ve kısık bir ses ile konuşmaya başlar. Kendisini tanıyan insanlarda bu durum Kagami'nin ruh halini ele veriyor olsa da, bastıramadığı bu davranışından çok rahatsız olduğu da söylenemez.
Özgeçmiş
Kagami Ishigakure'nin sayılı zanaatkarlarından olan Amano Sanjuro'nun çocuklarından biri olarak dünyaya gelmiştir. Her ne kadar Ishigakure'de bir zanaatkarın ailesine mensup olmak son derece avantajlı bir durum ise de, söz konusu aile Amano Sanjuro'nunki olunca durum tam tersi bir hal almaktadır. Zira Amano Sanjuro yetenekli elleriyle bilindiği kadar, çapkınlığı ile de nam salmıştır. Aslında Sanjuro'nun durumunu çapkınlıktan ziyade, bir sapkınlık olarak nitelendirmek daha doğru olacaktır. Ishigakure'de konakladığı evinde 7 eşi de bu evde yaşamakta, bu eşlerinin dışında bu evin dışında yaşayan kadınlarla da ilişkileri olduğu bilinmektedir. İşte böylesine utanç verici bir adamın çocuğu olmak, daha küçük yaşlarda Kagami'nin hayatını etkilemeye başlamıştır.
Amano Sanjuro'nun 6. eşi olan Amano Yumisa'nın tek çocuğu olarak, Sanjuro'nun ise 9. çocuğu olarak dünyaya gelen Kagami, Sanjuro'nun evinin “Evde yaşamak için hak etmelisin” kuralı gereği küçük yaşlarından itibaren çalışmaya başlamıştır. Annesiyle beraber çeşitli süs eşyaları yapmaya başlayan Kagami, daha sonra bu eşyaları panayırlarda satmaya başlayarak hayatını kazanmaya uğraşmıştır. Babası olmasına rağmen Sanjuro ile neredeyse iki hafta bir görüşebilmekte, bu görüşmede de bir baba-oğul ilişkisinden ziyade bir patron ile çalışanı samimiyetinde konuşmalar geçmiştir. Kagami henüz daha küçük yaşlarında bir baba figürünün eksikliği ile Sanjuro'ya yanaşmaya çalışsa da, bu hiçbir zaman mümkün olamamıştır.
Kagami babasına ulaşabilmenin en kolay yolunun çok para kazanmak olduğunu anladığında, bunun annesiyle birlikte yaptığı süs eşyaları ile olamayacağını anlamıştır. Bu sebeple de kolay ve çok para kazanabileceği başka yollar aramaya başlamıştır. Elbette panayırların içinde büyüyen bir çocuk için bu yol hırsızlıktan başka bir şey olmamıştır. Yaptığı şeyin utanç verici bir şey olduğunu bilse de Sanjuro'nun övgüsüne mazhar olmak, bir evlat olarak sahiplenilmek için bunu göze alabileceği bir şey olarak değerlendiren Kagami, daha ilk gününde sağlam bir vurgun yaparak aslında bu işlerin o kadar da zor olmadığını görmüştür. Başta ufak ufak başlayan hırsızlık faaliyetleri giderek artmaya devam edince, olaya başka kişilerin müdahil olması kaçınılmaz olmuştu: Ishigakure shinobilerinin!
Verimli ve bol günah dolu geçen bir günün ardından, çaldığı paralar ile babasına bir adım daha yaklaştığını düşünerek eve giden Kagami'nin yolunu 3 Ishigakure shinobisi kesmişti. Kagami bunun kendisi için bir son demek olduğunu gayet iyi biliyordu. Suçunun cezası zindanda kalmak olsa da, bu en son düşündüğü şeydi, zira artık babasına bir daha hiçbir zaman yaklaşamayacağını biliyordu. Kaderindeki bu kötü yazgıya itiraz etmeden önündeki shinobilere çaldığı parayı uzatan Kagami, bir kısım paranın da evinde sakladığını hemencicik itiraf etmişti. Bu itirafı ise bir suçlunun pişmanlığını içermiyordu kesinlikle ve bu shinobiler tarafından da net bir şekilde görülebiliyordu. Belki de Kagami'nin bu tavrı, hayatının geri kalanını tamamen değiştirecekti. Çünkü karşısındaki shinobi grubunun lideri olan Jounin Himura Junichi, Kagami'yi adalete teslim etmek yerine Akademi'ye yönlendirmeyi uygun görmüştü!
Kagami Akademi'ye başladığında artık Sanjuro'nun çocuğu olarak görmüyordu kendisini. Zira onun için uğraştığı yolun sonu kötü bitmişti, ancak kader Himura Junichi'yi göndermişti. Yeteneklerini insanlara yararlı işlerde kullanma noktasında devreye giren Junichi, neredeyse her gün Kagami ile ilgilenmeye başlamıştı. Böylece Kagami için Sanjuro'nun ortaya koyduğu silik baba figürü zihninde yok olurken, yerine Junichi'nin yarattığı bir mentor devreye girmişti. Bu, kesinlikle Kagami için Junichi'nin bir rol model olduğu anlamını taşımıyordu. Çünkü Kagami Junichi kadar günahsız olmadığını, daha bu yaşında biliyordu. Öte yandan birbirleri ile çakışan düşüncelere sahip oldukları anlarda bile, birbirlerine diretme yapmaktan kaçınıyorlardı. Bu ilişkileri ise kısa sürede aralarındaki bağın daha da güçlenmesini sağlamıştır. Kagami için Junichi güvenilir bir dost, sırdaş ve en önemlisi bir aileydi.
Kagami'nin Chuunin olması ve akabinde Chuunin Sınavı'nda yer alması Junichi için şaşılacak bir durum değildi. Ne de olsa kendisi Kagami'nin potansiyelini daha küçük yaşlardan görmüştü. Fakat Junichi'nin en büyük korkusu, Kagami'nin başarıları neticesinde doğru yolu unutup kendini beğenmiş ve umursamaz biri olması durumuydu. Bu sebeple de, Kagami'nin hayatını değiştirecek bir diğer konuşma da, Kagami'nin köye geri dönüşünden birkaç gün sonra gerçekleşmişti.
Ishigakure'nin sessiz bir sokağında oturan Kagami ve Junichi, bu konuşmanın her zamanki fikir tartışması tadında geçmeyeceğini hissediyordu. Nitekim Kagami Chuunin Sınavı'ndan döndükten sonra, daha bir başka olmaya başlamıştı. Kendinin bile açıklamakta zorlandığı duygu ve düşünceleri ne şekilde dile getirmesi gerektiğini bilmiyordu. Beş Kage ile tanışmış, onlarla tokalamış olmak nedense Kagami için rahatsız edici bir durumdu. Kesinlikle “Madem barış zamanındayız, neden hala shinobiler yetişiyor” gibi sığ bir düşünce içerisinde değildi, fakat bir şeylerin yanlış olduğunun da farkındaydı. Zaten bu sebeple de Chuunin Sınavı dönüşü, doğrudan Junichi'nin yanına gitmemiş, birkaç gün belki de düşünceleri bir cümleye kavuşur umuduyla beklemişti. Ne var ki Junichi bekleme konusunda Kagami kadar sabırlı değildi ve bu görüşme gergin bir şekilde başlamıştı.
Kagami düşünceli zamanlarında büründüğü dingin ve tınısız ses tonuyla Dördüncü Shinobi Savaşı sonrasında yaratıldığı iddia edilen barış ortamının aslında bir gerçeklik içermediğini düşünüyordu. Konohagakure'yi görmüştü, oradaki yapılaşmayı, oranın halkını, büyük köylerden gelen insanları, bu köylerin Chuunin adaylarını, Beş Kage'yi... Bunları gördüğü için mutlu olamadığını anlatıyordu, bu gördüklerinin bir yanılsama olduğunu... Her birinin saygıdeğer insanlar olduğunda tereddüdü olmasa da Beş Kage'nin aslında olması gerektiği gibi olmadığını... Günah denizinde yol aldığını hissediyordu Kagami. Junichi'nin karşısında bu sefer daha büyük günahlarla durduğunu biliyordu. Belki de bu sefer Junichi'nin kendisini affetmeyeceğini, sapkın düşünceleri sebebiyle shinobiliğini elinden alıp onun zindana atacağını... Ancak hırsızlık yaptıktan sonra yakalandığı gün olduğu gibi, pişmanlık göstermiyordu Kagami. Yaşadıkları sistemin doğru olmadığını biliyor, bunu görüyordu. Bu yüzden de karışıktı her şey... Junichi bu noktada girmişti işte devreye. Kagami'ye gezmesini, dünyayı görmesini söylemişti. Ancak bunu Ishigakureli Kagami olarak yapamayacağını, köyüyle olan bağını kesmesi gerektiğini anlatmıştı. Her türlü dayatma düşünceden arınmış, çıplak bir şekilde görmeliydi dünyayı... Amano Sanjuro'nun oğlu olmadan, annesi Yumisa'yı düşünmeden, Junichi'nin sohbetinden mahrum ve her şeyden önemlisi doğruluğu konusunda tereddütleri olan köyünden ayrı... Kagami köyden giderse Ishigakure ile çarpışacağını biliyordu, çünkü bir doğru yakaladığı zaman, bunun Ishigakure ve hatta diğer köyler ile zıt anlamlara sahip olacağını anlamaması için beynini kullanmaması gerekiyordu. Aslınad Junichi onu yine koruyordu... Ishigakure'de kalması halinde, düşünceleri sebebiyle yok olacağı bariz ortadaydı. Bu yüzden Junichi ona dünyayı teklif etmişti. Bu yüzden de Kagami sıfırdan başlayacaktı... Kimsesiz, sahipsiz, efendisiz ve kölesiz... Doğru ve yanlış kafasında delicesine cenk ederken, kendisi gibi bir yerlerden başlaması gerektiğini biliyordu. Sessiz başladığı bu yolculuğun ilk durağının, kendisi gibi darmadağın bir yer olması gerekiyordu...
Motivasyon
Kagami idealleri peşinde olan birisidir. Bu yüzden de köyden kaçmasına sebep olan soruların cevabını bulmayı amaçlamaktadır. Bu sorular kendinden başlayıp dünyaya yayılmaktadır. "Neden" ve "nasıl" şeklindeki bol soruları, bulduğu cevapların peşinden gitmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla Kagami ideallerini realiteye dökmeyi istemektedir.
Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 9
Varlık: 3
Zeka: 5
