Künye
İsim: Haiena Yasei
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Boy: 187 cm
Kilo: 80 kg
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Suiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Görünüm: Yaşıtlarına göre uzunca bir boya, ve boyuna oranlı bir kiloya sahiptir. İfadesiz yüzü, iki yandan, neredeyse omuzlarına ulaşacak kadar uzun olan düz, dağınık ve simsiyah saçları ile kapanır. Bal rengi-kahverengi arası tonlarda bir göz rengine sahiptir. Klasik Chuunin üniformasının üzerine uzun bir panço giyer. Yanından ayırmadığı "Özgür Ruh" isimli katanası sırtında durur. Sol kaşının biraz üstünde ince bir çizik şeklinde yarası vardır. Köyünden kaçmasına rağmen sonra Ishigakure'nin sembolünün üzerine düz bir çizgi çekmediği alın bandı bir gerdanlık misali boynuna takılıdır.
Özgeçmiş: Kurgusal serilerdeki gibi sıradan olmayan bir yaşamı olmamıştı Yasei'nin; zira Ishigakure'nin halk tabakasına mensup sıradan iki insanın çocuğuydu yalnızca. Hoş, "sıradan" kelimesi bu gibi durumlarda tartışmaya açık olmuştur hep... Sıradan yaşantılarda ailelerin çocuklarının üzerine düşmeleri gerekir, çocuğun kişilik gelişimi için gereklidir bu. Sevmek yetmez, belli etmek gerekir. Daha ergenlik yaşlarının başında olan Yasei'nin kişiliğinin, ya da "bozuk" olan kişiliğinin temelleri bu dönemlerde atılmaya başlamıştı. Çocuklarına karşı besledikleri sevgiyi davranışsal olarak yansıtmayan ailesine karşı Yasei, daima davranışlarıyla anne babasının ilgisini çekmeye çalışmış, ancak beklediği ilgiyi alamadığında temelleri atılan bu bozukluk daha da körüklenmişti. Nihayetinde ise her ne kadar dışarıya karşı manipülatif bir tutum kullanarak gizlemeye çalışsa da, içten içe onu gerçeklikten uzaklaştıran narsisistik kişilik örüntüleri geliştirmişti.
Günün birinde, köyüne sadık bir Chuunin olarak üstlendiği bir görevde, kaşına aldığı, yüzeysel olmasına rağmen travmatik bir özellik taşıyan yara ile bu bozukluk varoluşsal bir ideoloji haline bürünmüştü. Görevden dönünce ise, travmanın sebep olduğu düşünce yığını altında boğulmuş, odasından günlerce çıkmayarak kendi gerçeklik algısı ile derin bir savaş vermeye başlamıştı. Yaşadığı tüm anılar bir "flashback" şeklinde gözlerinin önüne gelmiş, zihinsel savaşında birbirine karşı duran safları belirlemişlerdi. En son yargıya ise küçük yaşından ötürü bilinç düzeyinde hatırlayamadığı, ancak hikayeleri anlatılırken pür dikkat dinlediği "Dördüncü Shinobi Savaşı" üzerinde düşünerek ulaşmıştı. Ona göre dünya o savaşın çıkmasına neden olan ve o savaşta yer alan kişilerin de dahil olduğu büyük günahlara sahip güruhlar ile çevrelenmişti ve arındırılması gerekiyordu. O gün karar vermişti sahip olduğu her şeyi ve herkesi geride bırakarak köyünü terk etmeye. Öyle ya da böyle, "baba" olarak hitap ettiği Tanrı'ya "layık" bir dünya oluşturma arzusuyla...
Kişilik: Sahip olduğu "Narsisistik Kişilik Bozukluğu" (bkz. "Bozukluk Örüntüsü") örüntüsünün belirtilerinden "BİR ÇOĞUNA" sahip ("ağır komplikasyon" olarak aşağıda belirtilecektir), kendini üstün gören, aşırı muhafazakar/dindar bir insandır. Bu büyüklenme ve "üstün amaç" doğrultusunda var olduğuna olan inancı yüzünden kendisini "Tanrı'nın Elçisi" olarak adlandırır. Tanrı yolunda her şeyin mübah olduğunu düşünür, ve bu doğrultuda savaşlarında kaba kuvvet ile yenemeyeceği düşmanlara karşı savaşçı olmak yerine fırsatçı olmayı tercih eder. Dost ya da düşman fark etmeksizin, karşısındaki kişiye dini/ilahi sorular yönlendirir ve sık sık Kutsal Kitap'tan alıntılar yapar. Muhafazakar yapısı dindar olmayan kişilerle dostluk kurmasını engellerken ya da en azından zor bir hale getirirken, düşmanlarına karşı daha da vahşi bir tutum sergilemesine neden olur; zira insanları çoğunlukla kendine ait değerlendirme kriterlerine göre "Layık" ya da Günahkar" olarak sınıflandırdığından, günahkarların bu günahlarından arınmaları gerektiğini düşünür; ki ona göre en kusursuz arınma ölümdür. Duygusuz ve soğuk yüz ifadesinden tahmin edilemeyeceği şekilde konuşmayı fazlaca sever; hatta bazen bu tür konuşmalar "vaaz" edasına bürünür. Bu huyunun karşıtı olan "dinleme" eylemini ise, özellikle "saçmalık" olarak gördüğü diyaloglar içerisinde hiç göstermez, bir başka deyişle adeta yok sayar, ya da karşısındaki kişiyi baskılı konuşarak susturmaya çalışır. Kendi ailesini bile "layık" görmeyen biri olarak, sosyal açıdan kabulleniciliği çok düşük düzeydedir; zira bir kişiyi "var saymak" için bazı durumları gözlemlemeye ihtiyaç duyar. Rastgele hareket etmez ve nedensiz olduğunu düşündüğü şeyleri yapmaktan kaçınır; her şeyin bir nedeni vardır çünkü ona göre. Kafasındaki planları, günün birinde layık olanlarla bir araya gelerek bir örgüt/tarikat kurmaya yönelik davranışsal boyutta dışa vurur.
Motivasyon: Tanrı'nın Elçisi => Yasei, dünyanın inanmayanlardan ve günahkarlardan arınması gerektiğini düşünür. Bu doğrultuda günah olduğunu düşündüğü bir düşünceyi öne süren/savunan, ya da aynı şekilde günah dolu olduğunu düşündüğü bir davranışı sergileyen kişilere karşı saldırgan, kendi değişiyle "yol gösterici" bir tutum sergiler. Savaşlarında kendi ilahi duygu, düşünce, amaç ve ideolojisine ters düşen her "günahkar" kişiyi yaşayan dünyada Tanrı'nın adıyla yargılamak için pusat savurur. "Arındırmak", Yasei'nin yegâne motivasyonudur.
Komplikasyon: Narsisistik Kişilik Bozukluğu (Ağır Komplikasyon) => Düşlemlerinde ve/veya davranışlarında yoğun bir büyüklenme, beğenilme gereksinimi ve eşduyum yapamama gibi özellikler bulunan Yasei'nin, ideolojisine ya da benlik duygusuna karşı oluşan yoğun ve ağır tehditlere karşı kontrolünü kaybetme riski bulunmaktadır. Bu ağır komplikasyon kontrolden çıkarsa Yasei'nin de düşüncelerinde ve davranışlarında kontrol kaybına neden olabilir.
Bozukluk Örüntüsü:
Profil
Güç: 3
Çeviklik: 3
Kondisyon: 5
Potansiyel: 10
Varlık: 4
Zeka: 5
İsim: Haiena Yasei
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Boy: 187 cm
Kilo: 80 kg
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Suiton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Portre
Özgeçmiş: Kurgusal serilerdeki gibi sıradan olmayan bir yaşamı olmamıştı Yasei'nin; zira Ishigakure'nin halk tabakasına mensup sıradan iki insanın çocuğuydu yalnızca. Hoş, "sıradan" kelimesi bu gibi durumlarda tartışmaya açık olmuştur hep... Sıradan yaşantılarda ailelerin çocuklarının üzerine düşmeleri gerekir, çocuğun kişilik gelişimi için gereklidir bu. Sevmek yetmez, belli etmek gerekir. Daha ergenlik yaşlarının başında olan Yasei'nin kişiliğinin, ya da "bozuk" olan kişiliğinin temelleri bu dönemlerde atılmaya başlamıştı. Çocuklarına karşı besledikleri sevgiyi davranışsal olarak yansıtmayan ailesine karşı Yasei, daima davranışlarıyla anne babasının ilgisini çekmeye çalışmış, ancak beklediği ilgiyi alamadığında temelleri atılan bu bozukluk daha da körüklenmişti. Nihayetinde ise her ne kadar dışarıya karşı manipülatif bir tutum kullanarak gizlemeye çalışsa da, içten içe onu gerçeklikten uzaklaştıran narsisistik kişilik örüntüleri geliştirmişti.
Günün birinde, köyüne sadık bir Chuunin olarak üstlendiği bir görevde, kaşına aldığı, yüzeysel olmasına rağmen travmatik bir özellik taşıyan yara ile bu bozukluk varoluşsal bir ideoloji haline bürünmüştü. Görevden dönünce ise, travmanın sebep olduğu düşünce yığını altında boğulmuş, odasından günlerce çıkmayarak kendi gerçeklik algısı ile derin bir savaş vermeye başlamıştı. Yaşadığı tüm anılar bir "flashback" şeklinde gözlerinin önüne gelmiş, zihinsel savaşında birbirine karşı duran safları belirlemişlerdi. En son yargıya ise küçük yaşından ötürü bilinç düzeyinde hatırlayamadığı, ancak hikayeleri anlatılırken pür dikkat dinlediği "Dördüncü Shinobi Savaşı" üzerinde düşünerek ulaşmıştı. Ona göre dünya o savaşın çıkmasına neden olan ve o savaşta yer alan kişilerin de dahil olduğu büyük günahlara sahip güruhlar ile çevrelenmişti ve arındırılması gerekiyordu. O gün karar vermişti sahip olduğu her şeyi ve herkesi geride bırakarak köyünü terk etmeye. Öyle ya da böyle, "baba" olarak hitap ettiği Tanrı'ya "layık" bir dünya oluşturma arzusuyla...
Kişilik: Sahip olduğu "Narsisistik Kişilik Bozukluğu" (bkz. "Bozukluk Örüntüsü") örüntüsünün belirtilerinden "BİR ÇOĞUNA" sahip ("ağır komplikasyon" olarak aşağıda belirtilecektir), kendini üstün gören, aşırı muhafazakar/dindar bir insandır. Bu büyüklenme ve "üstün amaç" doğrultusunda var olduğuna olan inancı yüzünden kendisini "Tanrı'nın Elçisi" olarak adlandırır. Tanrı yolunda her şeyin mübah olduğunu düşünür, ve bu doğrultuda savaşlarında kaba kuvvet ile yenemeyeceği düşmanlara karşı savaşçı olmak yerine fırsatçı olmayı tercih eder. Dost ya da düşman fark etmeksizin, karşısındaki kişiye dini/ilahi sorular yönlendirir ve sık sık Kutsal Kitap'tan alıntılar yapar. Muhafazakar yapısı dindar olmayan kişilerle dostluk kurmasını engellerken ya da en azından zor bir hale getirirken, düşmanlarına karşı daha da vahşi bir tutum sergilemesine neden olur; zira insanları çoğunlukla kendine ait değerlendirme kriterlerine göre "Layık" ya da Günahkar" olarak sınıflandırdığından, günahkarların bu günahlarından arınmaları gerektiğini düşünür; ki ona göre en kusursuz arınma ölümdür. Duygusuz ve soğuk yüz ifadesinden tahmin edilemeyeceği şekilde konuşmayı fazlaca sever; hatta bazen bu tür konuşmalar "vaaz" edasına bürünür. Bu huyunun karşıtı olan "dinleme" eylemini ise, özellikle "saçmalık" olarak gördüğü diyaloglar içerisinde hiç göstermez, bir başka deyişle adeta yok sayar, ya da karşısındaki kişiyi baskılı konuşarak susturmaya çalışır. Kendi ailesini bile "layık" görmeyen biri olarak, sosyal açıdan kabulleniciliği çok düşük düzeydedir; zira bir kişiyi "var saymak" için bazı durumları gözlemlemeye ihtiyaç duyar. Rastgele hareket etmez ve nedensiz olduğunu düşündüğü şeyleri yapmaktan kaçınır; her şeyin bir nedeni vardır çünkü ona göre. Kafasındaki planları, günün birinde layık olanlarla bir araya gelerek bir örgüt/tarikat kurmaya yönelik davranışsal boyutta dışa vurur.
Motivasyon: Tanrı'nın Elçisi => Yasei, dünyanın inanmayanlardan ve günahkarlardan arınması gerektiğini düşünür. Bu doğrultuda günah olduğunu düşündüğü bir düşünceyi öne süren/savunan, ya da aynı şekilde günah dolu olduğunu düşündüğü bir davranışı sergileyen kişilere karşı saldırgan, kendi değişiyle "yol gösterici" bir tutum sergiler. Savaşlarında kendi ilahi duygu, düşünce, amaç ve ideolojisine ters düşen her "günahkar" kişiyi yaşayan dünyada Tanrı'nın adıyla yargılamak için pusat savurur. "Arındırmak", Yasei'nin yegâne motivasyonudur.
Komplikasyon: Narsisistik Kişilik Bozukluğu (Ağır Komplikasyon) => Düşlemlerinde ve/veya davranışlarında yoğun bir büyüklenme, beğenilme gereksinimi ve eşduyum yapamama gibi özellikler bulunan Yasei'nin, ideolojisine ya da benlik duygusuna karşı oluşan yoğun ve ağır tehditlere karşı kontrolünü kaybetme riski bulunmaktadır. Bu ağır komplikasyon kontrolden çıkarsa Yasei'nin de düşüncelerinde ve davranışlarında kontrol kaybına neden olabilir.
Bozukluk Örüntüsü:
- Büyüklenme, ✔
- Sınırsız başarı, güç, zekâ, güzellik ya da yüce bir sevgi düşlemleriyle uğraşma,
- "Özel" ve eşi, benzeri bulunmaz biri olduğuna ve ancak özel ya da üstün diğer kişilerce (ya da kurumlarca) anlaşılabileceğine ve ancak onlarla ilişki kurması gerektiğine inanma, ✔
- Çok beğenilme isteği,
- Hak ettiği duygusu içinde olma, ✔
- Kendi çıkarı için başkalarını kullanma (kendi amaçlarına ulaşmak için başkalarından yararlanma), ✔
- Eşduyum yapamama: Başkalarının duygularını ve gereksinimlerini anlamak istememe, ✔
- Sıklıkla başkalarını kıskanma ya da başkalarının kendisini kıskandığına inanma,
- Başkalarına saygısız davranma, kendini beğenmiş davranışlar ya da tutumlar sergileme. ✔
Profil
Güç: 3
Çeviklik: 3
Kondisyon: 5
Potansiyel: 10
Varlık: 4
Zeka: 5
