[Lejant] Jirou Ryu

Burada karakterinizin diğerleriyle olan bağlarını açıklayabilir ve sosyal çevrenizi oluşturabilirsiniz.
Post Reply
User avatar
Jirou Ryu
Ishigakure
Ishigakure
Posts:292
Joined:September 1st, 2018, 8:08 pm
Künye:
[Lejant] Jirou Ryu

Post by Jirou Ryu » September 2nd, 2018, 10:53 pm

Kan Bağı

Image
Jirou Yukana
Bazen, sokaklarda bana emredildiği için ya da sırf kendim istediğim için geziyorum. Bu zamanlarda sebep değişse bile, neden bu sokakları gezdiğim asla değişmiyor. İshigakure'yi, halkımı bu şekilde koruyacağımı düşünüyorum. Taşkınlık çıkaran bir kaç kişi, oldukça kolay bir hamle ile alt etmenin halkımı huzurlu ve güvende hissettireceğini düşünüyorum. Bazense, bir kaç hamleyle kolayca alt edebilecek kişiler olmadığında onları izliyorum. Özellikle çocukları, onların mutluluklarını, sevinçlerini ve çoğu yetişkin için aptalca sayılabilecek bir oyunun onları nasıl eğlendirdiğini izliyorum. Tıpkı o yetişkinlerin, büyüyüp sorumluluk sahibi olmadan önce, oynadıkları oyunların aynısı. Değişen tek şey yıllar ve yaşamlar, ama maksat aynı. Tarzları farklı olsa bile, insanlar küçükken sadece eğleniyor ve hava karardığında, birileri onlar için eğlenmenin bittiğini söylüyor. Bir kadın, bir çocuğun elinden tutuyor ve ne kadar ağlarsa, ne kadar gitmek istemezse istemesin onu dört duvar arasına götürüyor. Bunu, canından çok sevdiği yavrusunu korumak için yaptığını kadının gözlerinde görebiliyorum. Acaba, hatıralarımın bana ihanet ettiği ve hatırlamakta zorlandığım o yıllarda, bu çocuklar kadar mutlu muydum? Akşamları eve dönmemek için direten ve en sonunda annemin o tatlı gazabı ile karşı karşıya kalan bir çocuk muydum?

Bilmiyorum... Çünkü, insan beyninin sınırları, o kadar geriye ulaşmama izin vermiyor. Annemin, o kocaman gülümsemesini bile artık anımsamakta zorlanıyorum. Onun nasıl biri olduğunu bilmiyorum, neleri sevdiğini ve nelerden nefret ettiğini... Küçükken onun için yaramaz bir çocuk olup olmadığımı... Hiçbir şeyi bilmiyorum. Hatırlayabildiğim tek şey, aralıklı bir kapının ardından, onu babamla birlikte son kez görüyor oluşum. Babam dimdik bir şekilde yürüyor, arkasını bakmamakta ısrarcı, ama annem öyle değil. Bir gözü arkada, sanki ince bir iplikle bu eve bağlanmış gibi... O ipin son bulmasını ve daha fazla bu evden uzaklaşmak istemediğini zihnimde can bulan o hatıralardan fark edebiliyorum, ama ip bitmiyor ve o da geri dönmüyor. Savaşa gidiyor, düşman ülkesinin kapısına dayandığında, halkına ve oğluna zarar vermemesi için. En azından kendimi buna inandırıyorum, çünkü başka hiçbir sebep, bir annenin çocuğunu terk etmesi için makul gözükmüyor bana. Bazen ondan nefret etmeye çalışıyor kalbim, onun yokluğunu ve hâlâ yaşayıp yaşamadığının bilinmezliğinin getirdiği acıyı yok etmek için, ama bunun imkansız olduğunu içten içe biliyorum. Onu bu kadar az tanımama rağmen, onu ne kadar çok sevdiğimi biliyorum. Bu yüzden, ona kızan tüm taraflarım, eğer bir gün onu kanlı canlı karşımda görürsem, güneşin en sıcak haliyle karşılaşmış birer buz parçası gibi eriyip gideceklerdir. Ona kocaman sarılacağım ve çocuklar gibi defalarca kez öpeceğim.

Image
Jirou Den
Derler ki, kalbinde bir kadına karşı sevgi olan her erkek, bir baba adayıdır. İnsanlar, hayvanlar gibi doğal bir içgüdü sahibi olmazlar bu konu hakkında. Tanrı vergisi bir babalık dürtüleri yoktur. Onlara verilen iki seçenek vardır. Tıpkı anne rahminden yeni doğmuş çocukları gibi, görerek ve günler geçirerek gelişirler. Bir baba olmanın kavramını, kendi deneyimleri ve gördükleri üzerine kurar. Bazıları çocukluğunda, kendi babasından edindiği deneyimlerini çocuklarına aktarır. Kendi babasının bir gölgesi olur ve belki de tıpkı kendisinin tıpkısı bir çocuk yetiştirir farkında olmadan. Kimisi bunla gurur duyar kimisi ise bir canavar yaratmanın getirdiği utançla kalan ömrünü geçirir. Benim babam hangisiydi? Benimle beraber geçirdiği o kısacık süreçte, nasıl bir babaydı? Kendi babasının bir taklidi miydi? Onun yetiştirildiği gibi, beni mi yetiştirecekti? Ya da her şeyi benimle birlikte öğrenip, sıfırdan yeni bir baba mı olacaktı? Bunu açıkçası bilmiyorum ve eğer bir yerlerde hâlâ yaşıyorsa onunda bilmediğine eminim.

Bazen onun o kapıdan giderken ki halini anımsıyorum. Dik bir yürüyüş, kendinden emin adımlar ve geride bıraktıklarını önemsemiyormuş gibi gözüken bir adamın sırtı. Acaba beni seviyor muydu? Onun için eve geldiğinde, ona huzur veren bir çocuk muydum? Eğer, bu sorulara kendimce, o adamın sırtına bakarak cevaplarsam cevaplarım kesinlikle olumsuz olurdu, ama sırtı dönük bir adamı, nasıl yargılayabilirdim ki? Sırtının bana anlattıkları, yüzünde de can buluyor muydu o an? Hiç göremedim. Bir kere bile, arkasına dönüp bakmadı. Hep ilerledi ve gözlerim onları göremeyecek kadar aciz kılındığında, rüzgarın havada uçurduğu toz bulutları gibi yok olup gittiler.

Eğer bir gün onu kanlı canlı görürsem, ona sarılmadan ya da öpmeden önce, yüzüne bakmak istiyorum. Sırtı dönük o adamın, yüzünde neyi gizlediğini görmek istiyorum.

Image
Jirou Hideyuki
İnsalar kimisine göre bir kader için doğar ve o kader için ölür. Kimisinin kaderi şan, şöhret ve güçle doludur... Tüm bunlarla birlikte ölür ve kemikleri binlerce yıl sonra toz halinde rüzgarda uçuşup toprağa karışsa bile isimleri dünyaya çivi çakmış bir şekilde, sonsuzluğa kadar yankılanır. Kimisinin daha basit bir kaderi olur, isimleri bir kaç aile boyu tarafından hatırlanır, ama en sonunda yok olunup gider, tıpkı bedenleri gibi. Bu, kutsal ve ulaşılamaz bir güç tarafından, insanlar için belirlediği şey olarak düşünülür. İnsanlar hep oluşturulan çizgiyi takip eder ve o yolda sapaklar olmaz. Dedeme baktığımda, ben buna inanmaya başladım. İnsanların bir kaderi olduğunu ama bunun tamamıyla kendi elleriyle oluşturduğunu gördüm. O yolda sapaklar olduğunu ve bir şey için doğmana rağmen, o şey olarak ölmeyeceğini. Dedem şüphesiz shinobi olmak için doğmuş, güçlü bir ruhtu. Yıllarını bu köy için adamış, onlarca savaş görmüş ve onlarca savaştan bileğinin hakkı ile savaşarak çıkmış güçlü bir adam olarak nam salmış bir shinobi.

Herkes gibi, kendisinin de o zamanlarda onurlu bir shinobi olarak ölüp, ismini İshigakure tarihine kazıyacak yaman bir genç olarak gördüğünü biliyorum. Onu bu kadar tanıyacak kadar onla yaşadım... Ama, onun kaderi böyle gerçekleşmedi. O bir kadını sevdi ve o kadınla bir hayat kurdu. Artık savaşlara gözünü karartarak giden yaman bir genç değildi. Arkasında kalbinin bir parçasını bırakıyordu. Savaşta, birilerini biçip geçerken, aklı bir sonraki düşmanı nasıl keseceği ile dolu olmuyordu sadece, bir parçası, üstüne akın akın gelen düşmanlarla çarpışırken, hâlâ evinde bir başına bıraktığı kadınında oluyordu. Bir çok kez daha göreve gitti, bir çok kez daha elini kana buladı. Bir tane erkek çocuğu oldu. Sorumlulukları arttı ama o köyü için savaşmaya devam etti. Onu güçlü kılan tek şeyden destek aldı. Hangi göreve çıkarsa çıksın, eğer bir gün onun canını alacak kadar kudretli bir savaşçı ile yüzleşmezse, eve döndüğünde onu bekleyen bir ailesi olacaktı. O, bundan güç alarak köyüne karşı sorumluluğunu sürdürdü. Hep tehlikede kendini gördü, asla geride bıraktıklarının bir tehlike karşısında kalacağını düşünmedi. Nasıl düşünebilirdi ki? Kim, İshigakure sınırları içerisinde onun adını taşıyan bu eve el kaldırmaya çalışabilirdi?

Adı büyüktü... Ama, gecenin karanlığında, gözünü bir ev kestirmiş bir hırsızın, o an fark edebileceği kadar büyük değildi. İsmi, gecenin karanlığında, diğer evlerden pekte farkı olmayan bir evde ışıl ışıl parıldamıyordu. Hırsız o gece evi soymuştu ve bunu yaparken onu fark eden kadını öldürmüştü.

Jirou Hideyuki, bir görevi daha bitirip evine geldiğinde bu haberi almıştı. Karısının cenazesinin çoktan kaldırıldığını ve içinde bulunduğu görevin kritik olmasından ötürü ona haberi ulaştırmadıkları söylenmişti. Karısının cenazesini bile kaçıran adam, ilk defa o gün eline bulanmış yüzlerce insanın kanını hissetmişti. O gün, shinobiliği büyük bir nefretle bırakmış ve ona öğretilen tüm öğretileri aklından silmişti.

İsmi, daha o ölmeden önce unutulup gitmişti. Sadece tozlu zihinlerin raflarında tozlu bir kitaptı. Kendi oğlunu ve babam savaşta yitip gittikten sonra beni asla bir shinobi olarak görmek istemedi. Babam onun ilk hezimetiydi, ama bu onu ayakta tutabilmişti ama benim ona vurduğum darbe onu yıkmıştı. O günden sonra benle asla görüşmedi ve onunla görüşmek istediğim her anlarda beni büyük bir şiddetle uzaklaştırdı. O öğretilerini unutmuş olsa bile, bedeni ve refleksleri hâlâ o öğretilere sadık olduğundan, onun güvenliğini asla gizlice sağlayamadım. Hep beni fark etti ve onu uzaktan bile sevmeme izin vermedi. Ama asla pes etmedim, onu sevmekten, hayatta olan ve kendisi onu görmeme izin vermese bile canlı kanlı olduğunu bildiğim tek aile ferdimi sevmekten asla vazgeçmedim.
Last edited by Jirou Ryu on September 8th, 2020, 9:09 pm, edited 2 times in total.
Image
I'm Kita Usagi's bitch.
Künye
İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 235.000 Ryo
Prestij: 2 PP
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0 GP
Motivasyon
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.


Özellikler
Yeni Avcılar Karakter Bingo Kitabı’nda bulunan bir kaçağı başarılı bir şekilde avlamış olduğu için shinobiler içerisinde daha tanınır hale gelmiştir. Bu tanınmanın getirisi olarak da, diğer shinobilerle girdikleri etkileşimlerde, daha saygı duyulur ve sözleri daha dinlenir olmaktadır. Karakterin durum içerisinde mantıklı hareketleri –mevcut stat ve becerileri de dikkate alınarak- diğer shinobiler tarafından fazla sorgulanmaz.

Bu özellik GP veya PP harcayarak geliştirilemez. Tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.

Üç Kişinin Sırrı Ishichou ile karakter arasında geçen konuşmalar sırasında karaktere verilen gizli görev nedeniyle, Ishichou’nun karaktere duyduğu güven artmıştır. Bu sayede karakter Ishichou’ya daha ulaşabilir olduğu gibi, karakterin bilgi erişimi, görüş alışverişi veya benzeri konularda Ishichou tarafından daha iyi bir yönlendirilmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, Ishichou’nun artan güveni karakterler üzerinde başarı konusunda daha büyük baskı oluşturmaktadır. Karakter hatalı karar almaktan ve hatalı adımlar atmaktan çekinmektedir. Bu nedenle karakter, doğrudan bir aksiyon alırken daha öncekilere nazaran daha düşünceli bir şekilde hareket etmektedir.

Bu özellik karakterin diğer shinobi ve kişilerle etkileşimine herhangi bir etkide bulunmaz. Bununla birlikte tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.



Profil
Güç: 10
Çeviklik: 11
Kondisyon: 6
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 10
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
*[Kondisyon] Form: 10
*[Potansiyel] Ninshuu: 5
[Varlık] Aldatma: 1
*[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin, D-rank
Otonaku Ashi Jutsu, D-rank
Girigiri, D-Rank
Kizetsu no Jutsu, C-Rank
Choune no Jutsu, C-rank
Jintei, C-Rank
Raiton no Yoroi, A-rank
Raiyata, A-rank


Taijutsu
Musatsu Stili, B-Rank

Genjutsu
Kokuangyou no Jutsu, A-rank
Shibou no Jutsu, B-rank

Özel mod
Kage no Senshi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Kaderin cilvesi sonucu elde edilen Wakizashi (Sırtında bulundurur)
-Özel Üretim Tantou (Belinde, ulaşımı oldukça kolay bir yerde bulundurur)
-Ryu'nun ekstra shinobi ekipmanlarını koymak için kullandığı özel üretim ekipman çantası (Sağ bacağında ulaşımı kolay bir yerde asılıdır.)
User avatar
Jirou Ryu
Ishigakure
Ishigakure
Posts:292
Joined:September 1st, 2018, 8:08 pm
Künye:

Re: [Lejant] Jirou Ryu

Post by Jirou Ryu » September 3rd, 2018, 2:46 pm

Takım 2

Image
Hirako Shigaraki
Yaşadığı dünyayı, her çocuğun mutlu olduğu bir dünya olarak tanımlarsa biri ya büyük bir aptal ya da gerçekleri kabul etmeyen bir körden ibarettir. Ben, bir insanın çocukken fikir sahibi olduğuna inanırım. Gördükleri, duydukları ve yaşadıkları, onun gelecekte kim olacağına karar verir. Bu, bir katanın dövülme aşamasındaki hali gibidir. Demirci, ne istediğine bağlı olarak ona şekil verir ve çekicini o güçle, belli bir tekrarla vurur. Eğer çok vurursa istediğinden daha farklı bir kılıç edeceğini bilir ve vurduğu çekicin şiddeti haddinden fazlayla, katana var olmadan kırılıp yok olur. Hirako-sensei'nin nasıl bir çocukluğu olduğunu bilmiyordum. O, hakkında bir şeyleri başka insanları anlatmayı seven biri değildi. Kocaman cüsseli bir sırrın et ve kemikle buluşmuş hali gibiydi. İshigakure'nin en çetin kışları kadar soğuk ve en dik yamaçları kadar keskin ve ölümcüldü. Güce inanırdı ve gücün her şeye çözüm olduğunu dillendirirdi.

Sıkça bir ütopyadan bahsederdi. Onu, gözlerinde ilk defa bir duygu silsilesi görürdüm. Tamamen karanlıktan oluşan ve her şeyi yutup yok etmek isteyen cinsten bir duyguydu bu. İsim veremeyeceğim kadar çelimsizdi, ama oradaydı ve tehlikeliydi. Ve bu şey, sadece İshigakure'nin Kusakagure ve Amekagure'yi toprakları içine alıp, tek büyük bir güç olmasını arzuladığını söylediğinde ortaya çıkardı. Onu asla sevmedim, ama hep saygı duydum. Bunu hak edebilecek biriydi. Netti ve güçlüydü. Her şeyi, kesin bir hamle ile yapardı ve o keskinliğin bir diğer yanı asla olmazdı. Çünkü o seçeneği ne bize ne de talihsiz düşmanlarına bırakırdı. Başarı kabul edebileceği tek seçenekti.

Başarısızlık? Bizim takımız, onun önderliğinde hiç bunu tatmamıştı. Ve bu bana kendimi bir Tanrı gibi hissettirmişti; fakat yıllar sonra anladım ki, böyle hissetmek kendi tercihim değildi, o bana kendimi böyle hissettirmişti.

Image
Jin Asano
Jin, benim için bir anlama sahip biri olmadı hiç. Onca göreve çıktık onunla ve zaman zaman sırt sırta bile dövüştük. Bazen birer kardeş gibi uyum içerisinde dövüştük, ama ikimiz de bunu hayatta kalmak ve görevimiz olduğu için yaptık. Bir bağlantı kurmadık birbirimiz ile. Derin anlamlar yüklemedik ilişkimize. Bir takım olduk ve verilen görevleri tek tek yerine getirdik. Birbirimize saygı duyduk, zaman zaman fikirlerimiz birbirleri ile çatıştılar, ama asla içinde nefretin bile olmadığı bir duyguyu birbirimize karşı hissetmedik.

Sadece bazı zamanlar basit düşüncelerinin ardında yatan sinsilik zaman zaman beni ürpertirdi. Bir sır gibi saklardı bu tarafını ve bazen gözü benim onu izlediğini fark edemeyecek karardığında o sinsilik gözlerinden fışkırır ve tüm vücudunu ele geçirirdi kısa süreliğine. Bir aptal gibi davranan; ama takımdaki herkesten çok daha akıllı olan bu herif kör olmadığı halde kör gibi takılan biriydi. Bir keresinde sırf bir şeyi merak ettiği için bana tüm ciddiyeti ile saldırmıştı. İyi bir Kenjutsu kullanıcısı olan Jin, sırtıma asılı olan Wakizashi'yi görünce, "Benim katanam mı keskin yoksa senin Wakizashin mi? Hadi bunu öğrenelim!" diyerek üzerime atlamıştı. Darbelerini durdurmak, bir filin ilerleyişini fiziksel bir güçle durdurmaya çalışmak kadar zordu benim için. Kılıç kullanımında saf bir dahi olduğunu kabul etmem gerek; ama aynı takımda bulunduğumuz süre zarfında bir kez bile ninjutsu kullandığına şahit olmadım. Belki gerçekten de saf bir taijutsu kullanıcısıydı ya da kozlarını saklamayı seviyordu. Onu hiç çözemedim ve o sinsi tarafının altında ne yattığını göremedim, dürüst olmak gerekirse zaman geçtikçe buna pekte vakit ayırmadım.

Image
Benjiro Kane
Kane, Jin'in aksine benim için bir anlama sahipti o zamanlar. Onu severdim... Kılıçlar çarpışmadığı, jutsular konuşmaya başlamadığı zamanlar kendi halinde, gülünç bir çocuktu. Yaşadığı tüm acıları hasır altı etmiş ve buna rağmen gülebilme becerisini kaybetmemiş, özendiğim ve kıskandığım çocuktu. Nitekim bu hislerimi hiç ona açık açık belli etmemiştim. O zamanlar, şu an olduğumdan bile daha kötüydüm insanlarla iletişim konusunda. Bunu bir zaaf olarak görmüş ve birini kendime yakın hissetmenin büyük bir günah olduğunu kabullendirmiştim o zamanlarda kendime. Bunun bana en büyük zararlarından biri, Kane gibi iyi bir dostu elimden kaçırmak oldu. Bazı zamanlarda onunla iyi bir iletişim kurduğumu ve takım dağıldıktan sonra dostluğumuzu koruduğumuz bir ilişkimiz olduğunu hayal ediyorum... Belki böyle bir şey, beni bugün daha insancıl ve düzgün bir biri yapardı, ama olmadı. Bir hayal olarak kaldı.

Kane, benim gözümde bir kayıptı. Köy için ve belki de shinobi dünyası için, çünkü o gördüğüm en yetenekli ninjutsu kullanıcısı olabilirdi. Katon'u sadece bir kere kullanmıştı, ama öyle bir kullanmıştı ki, sensei'nin bize yardım etmemekte ısrarcı olduğu o görevde ölümün kıyısından tek bir hamlede kurtarmıştı bizi. Ve o gün, kendimden nefret ettiğim ilk gün olmasa bile, unutmadığım günlerden biriydi. İyi hisler beslediğim bir insanı, sırf beni kurtarmak zorunda olduğu için zor durumda bırakmıştım. Onu, bu hayatta en korktuğu ve nefret ettiği şeyin kendisi olmasını sağlamıştım. Evet, Kane ateşten korkuyordu. Küçükken yanan bir evin tam ortasında kalmış, hayatı son anda kurtulmuştu. Geriye deforme olmuş bir cilt ve korku kalmıştı. Eğer, tüm bunlar yaşanmasaydı, Kane'nin nasıl bir shinobi olabileceğini hep hayal ettim ama ufkum hiç o kadar geniş olmadı. Ona dair tüm umutlarım, bir gün başka bir element öğrendiğinde, onu Katon kadar iyi kullanması oldu. Eğer, öyle bir şey olursa, İshigakure bir cevher kazanacaktı çünkü.
Image
I'm Kita Usagi's bitch.
Künye
İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 235.000 Ryo
Prestij: 2 PP
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0 GP
Motivasyon
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.


Özellikler
Yeni Avcılar Karakter Bingo Kitabı’nda bulunan bir kaçağı başarılı bir şekilde avlamış olduğu için shinobiler içerisinde daha tanınır hale gelmiştir. Bu tanınmanın getirisi olarak da, diğer shinobilerle girdikleri etkileşimlerde, daha saygı duyulur ve sözleri daha dinlenir olmaktadır. Karakterin durum içerisinde mantıklı hareketleri –mevcut stat ve becerileri de dikkate alınarak- diğer shinobiler tarafından fazla sorgulanmaz.

Bu özellik GP veya PP harcayarak geliştirilemez. Tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.

Üç Kişinin Sırrı Ishichou ile karakter arasında geçen konuşmalar sırasında karaktere verilen gizli görev nedeniyle, Ishichou’nun karaktere duyduğu güven artmıştır. Bu sayede karakter Ishichou’ya daha ulaşabilir olduğu gibi, karakterin bilgi erişimi, görüş alışverişi veya benzeri konularda Ishichou tarafından daha iyi bir yönlendirilmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, Ishichou’nun artan güveni karakterler üzerinde başarı konusunda daha büyük baskı oluşturmaktadır. Karakter hatalı karar almaktan ve hatalı adımlar atmaktan çekinmektedir. Bu nedenle karakter, doğrudan bir aksiyon alırken daha öncekilere nazaran daha düşünceli bir şekilde hareket etmektedir.

Bu özellik karakterin diğer shinobi ve kişilerle etkileşimine herhangi bir etkide bulunmaz. Bununla birlikte tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.



Profil
Güç: 10
Çeviklik: 11
Kondisyon: 6
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 10
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
*[Kondisyon] Form: 10
*[Potansiyel] Ninshuu: 5
[Varlık] Aldatma: 1
*[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin, D-rank
Otonaku Ashi Jutsu, D-rank
Girigiri, D-Rank
Kizetsu no Jutsu, C-Rank
Choune no Jutsu, C-rank
Jintei, C-Rank
Raiton no Yoroi, A-rank
Raiyata, A-rank


Taijutsu
Musatsu Stili, B-Rank

Genjutsu
Kokuangyou no Jutsu, A-rank
Shibou no Jutsu, B-rank

Özel mod
Kage no Senshi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Kaderin cilvesi sonucu elde edilen Wakizashi (Sırtında bulundurur)
-Özel Üretim Tantou (Belinde, ulaşımı oldukça kolay bir yerde bulundurur)
-Ryu'nun ekstra shinobi ekipmanlarını koymak için kullandığı özel üretim ekipman çantası (Sağ bacağında ulaşımı kolay bir yerde asılıdır.)
User avatar
Jirou Ryu
Ishigakure
Ishigakure
Posts:292
Joined:September 1st, 2018, 8:08 pm
Künye:

Re: [Lejant] Jirou Ryu

Post by Jirou Ryu » September 8th, 2020, 11:55 pm

Shinobi Bağları - 1

Image
Shinkai Kurumi
Derler ki, bir insan başka bir insana kızıyorsa ve bunu sık sık yapıyorsa aslında onu seviyordur ve onun iyiliğini istiyordur. Bu sözün gerçekliğini ya da sahtekarlığını tadacak kadar beni seven biri olmamıştı bu dünyada. Ailem gitmiş, hayatta olduğunu bildiğim ve ulaşabileceğim tek aile ferdim tercihlerim yüzünden benden uzaklaşmıştı. Çocukluğumdan, büyüdüğüm ve eli kılıç tutan bir adama evrildiğim bu andan itibaren bu böyle olmuştu. Kurduğum ilişkiler, kendi üzerimden değil, tamamen İshigakure ve onun iyiliği üzerinden kurulan ilişkilerdi. Görevle başlıyor ve görevle son buluyordu.

Bu döngü, ilk defa Ryoken adında bir shinobi'yi suçlarının bedeli için sakat olmaya ittiğimde bozulmuştu. Verdiğim kararın sonucu olarak İshichou-sama bana kızmıştı. Hayal kırıklığını dile getirmişti. O zamanlar bunu fark edememiştim ve bunun bir fırsat olduğunu görememiştim, ama Tanrı bu kadınla kuracağım ilişki konusunda ısrarcı olmalıydı ki, bana bir kaç hata daha yaptırmıştı. Her seferinde bana şiddetli bir şekilde kızmıştı. Ama benden hiç vazgeçmemişti. Hep beni yanlıştan alıp, doğruya sert ama güçlü bir hamle ile itmişti. Bu, bunun kıymetini bilemeyecek kadar kör olan benim için bir zamanlar öfke sebebiydi. Bu kadına karşı öfke duyduğum günler, haftalar ve hatta aylar olmuştu. Ondan bir lider olduğu için değil, ondan bana kızan bir insan olduğu için nefret etmiştim. Ya da nefret ettiğimi sanmıştım, çünkü esasında sadece kızgındım. Bilmediğim bir duygunun, bana yaşattığı bu yabancılık hissinden ötürü.

Bu ilkti.

Onunla olan ilişkim, zamanın kendisi tarafından ağır ama güçlü bir şekilde örülmüştü. Ona kızgın olduğum dönemlerde bile bir lider olarak ona duyduğum saygı ve güven hiç azalmamıştı, ama zamanla kızgınlığım geçmiş ve onu sadece bir lider olarak değil, insan olarak da sevmeye başlamıştım. Ona değer verdiğimi hissetmiştim. Onun için savaşabilirdim, emrettiği için değil, istediğim için.

Bu hislerimi, kendimde fark ettiğimde, bunun tek taraflı olduğunu düşünmüştüm. Ama onunla olan son görüşmemizde, söylediği sözler ve Butsuo ile birlikte üzerimize verdiği yük, bunun karşılıklı olarak birbirine değer veren iki insanın ilişkisi olduğunu fısıldamıştı.

O, her bir shinobisine değer veren, özel bir lider ve bir gün o koltuktan indirilse bile ve bunu yapan ben ile Butsuo olsak bile, bunun unutulmayacağına adım gibi emindim.

Çünkü ben unutmayacaktım.

Ve unutulmaması için uğraşacaktım.

Image
Ogawa Kaoru
Onunla karşılaştığım ilk gün, keder benimleydi. Ellerimde ölmüş bir çocuğun sorumlusu ile öylece aramda dikiliyordu. Eğer yanımdaki Ryoken kadar temkinsiz ve körelmiş olsaydım, mevcut ruh halimle gözümü karartarak ona o an saldırırdım. Ama duygularım beni ele geçirmek için bir isyan başlatmış olmasına rağmen, o gün bu isyanın bir darbeye dönüşmesine izin vermemiştim ve o gün bu herifi ilk defa orada öldürmek istemiştim. Daha sonra, bir çok kez gördüğümde hissedeceğim gibi. Onu düşman olarak gördüğüm ya da nefret ettiğim için öldürmek istemiyordum. En azından ilk başlarda bunlar sığındığım bahaneler olsa da, sonrasında onu öldürmek istememin tek sebebin onu tehlikeli gördüğümden ötürü olduğunu anlayacaktım. O, bir aslandı. Tehlikeliydi. Diz çöktürülmesi mümkün değil, doğası değiştirilemez bir yırtıcıydı ve en kudretlisi olmasa bile, onların arasında ismi olanlardandı. Evet, o bir tehditti, ama hâlâ onu neye karşı bir tehdit olarak gördüğümü bilmiyordum, emin olamıyordum. Kendime karşı mı? Yoksa köyüme karşı bir tehdit miydi bilmiyordum. Bazen bildiğimi sandığım anlarda, bu ikisi arasında bir tercih yapıyordum ama bu herifle bir sonraki karşılaşmamda, bir kez daha emin olamıyordum.

O, benim kaderimde olacaktı. Hiç ummadığım anlarda karşıma çıkacaktı. Onu bir tarafım bu anlarda öldürmek isteyecek, bir tarafım onu anlamak ve aynı taraflarda olduğumuz anlarda ise bana ait olmadığına inanmak istediğim başka bir tarafım ona sırtını dayarken güvensizlik duymayacaktı. O, kendini bana karşı kabul ettirmiş, saygı duyacağım bir düşmandı. En saygı duyduğum insanı, kendisine sempati duymaktan korkutan bir adamdı. Tıpkı beni korkuttuğu gibi... Ama ben o adam değildim. Bir gün, Kaoru doğruları ve yanlışları ile beni fikirlerine inandırsa bile kolum onu kesecekti. Çünkü arzu ettiğimiz dünyaların benzer yanları olsa bile birbirinden çok uzak yanları da vardı. İshichou'yu ve köyümü ondan koruyacaktım. Ve ona hak ettiği saygın savaşı, bir gün güç benimle olduğunda ona verecektim.

İnanıyordum ki, onunla benim aramda olacak büyük bir savaş olacaktı. Ve o gün, diğer tüm savaştığımız anlara kıyasla, ikimizden biri ölecekti.

Image
Oita Butsuo
İshichou-sama, Kaoru ve Butsuo... Kaderim bu insanların çevresinde şekilleniyordu. Kaoru ve İshichou ne kadar büyük paya sahipse, Butsuo'da sonradan dahil olmasına rağmen o kadar büyük bir para sahipti benim gözümde. Kader, bir şekilde dördümüzü bir araya getirmişti ve ince bir iple bağlı olmasına rağmen, birbirimize bağlıydık. Böyle hissediyordum ve bu ipler arasında en güçlü olanı, geçirdiğimiz o kısacık sürelere rağmen Butsuo'ydu. Shun bu zamana kadar, benimle dost olabilmeye en yakın kişi olmuştu; ama asla gerçek bir dost olamamıştık, fakat Butsuo gerçek bir dosttu benim için. Onun içinde bulunduğu göreve sonradan dahil olduğumda, onun benim hayatımda yer edinecek bir insan olduğunu bilemezdim. Hatta onu ilk gördüğümde, ihtimal bile vermemiştim; ama içten içe hissediyordum. O, benim dostum olacaktı. Beraber ilk savaştığımız andan, son ana kadar birbirimiz daha önce çok iyi tanıyor olmasak bile tek bir bakışla birbirimizi yönlendirebiliyorduk ve hayatlarımız bu kadar ucuzlaşmış olmasına rağmen, tereddüt edilmeden birbirlerine emanet edilebiliyordu. Bu yüzden belki de, Sozen'i avlama fikri aklıma ilk konduğunda, yanımda götürmek istediğim kişi Butsuo olmuştu. Çoktan onu bir dost olarak gören bilinçaltım, beni bu kararı almaya itmişti.

Sozen ile olan görevde yaşadıklarımız, bizi daha yakın yapmıştı. İyileşme sürecinde sık sık buluşmuş ve Butsuo'dan dostluğun ne demek olduğunu öğrenmiştim. Dostluk, sıcak bir histi. Komik olmasa bile sırf o gülüyor diye içten bir şekilde gülebilmekti. Sonsuz güvendi. Bunları öğrenmiştim ben, hiç öğrenmemeyi umarken, hiç öğretemeyeceğini umduğum bir adamdan. Butsuo, dost kelimesini yakıştırabildiğim ilk kişiydi ve belki de bundan sonra edinebileceğim tüm dostlukları edinebilmem için o kapıyı açan kişiydi. Bu yüzden o eğer Sozen ile olan görevde bana karşı bir can borcu olduğunu düşünüyorsa, ben öyle düşünmüyordum. O, bana bu dostluğu vererek borcunu çoktan ödemişti benim gözümde.
Image
I'm Kita Usagi's bitch.
Künye
İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 235.000 Ryo
Prestij: 2 PP
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0 GP
Motivasyon
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.


Özellikler
Yeni Avcılar Karakter Bingo Kitabı’nda bulunan bir kaçağı başarılı bir şekilde avlamış olduğu için shinobiler içerisinde daha tanınır hale gelmiştir. Bu tanınmanın getirisi olarak da, diğer shinobilerle girdikleri etkileşimlerde, daha saygı duyulur ve sözleri daha dinlenir olmaktadır. Karakterin durum içerisinde mantıklı hareketleri –mevcut stat ve becerileri de dikkate alınarak- diğer shinobiler tarafından fazla sorgulanmaz.

Bu özellik GP veya PP harcayarak geliştirilemez. Tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.

Üç Kişinin Sırrı Ishichou ile karakter arasında geçen konuşmalar sırasında karaktere verilen gizli görev nedeniyle, Ishichou’nun karaktere duyduğu güven artmıştır. Bu sayede karakter Ishichou’ya daha ulaşabilir olduğu gibi, karakterin bilgi erişimi, görüş alışverişi veya benzeri konularda Ishichou tarafından daha iyi bir yönlendirilmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, Ishichou’nun artan güveni karakterler üzerinde başarı konusunda daha büyük baskı oluşturmaktadır. Karakter hatalı karar almaktan ve hatalı adımlar atmaktan çekinmektedir. Bu nedenle karakter, doğrudan bir aksiyon alırken daha öncekilere nazaran daha düşünceli bir şekilde hareket etmektedir.

Bu özellik karakterin diğer shinobi ve kişilerle etkileşimine herhangi bir etkide bulunmaz. Bununla birlikte tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.



Profil
Güç: 10
Çeviklik: 11
Kondisyon: 6
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 10
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
*[Kondisyon] Form: 10
*[Potansiyel] Ninshuu: 5
[Varlık] Aldatma: 1
*[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin, D-rank
Otonaku Ashi Jutsu, D-rank
Girigiri, D-Rank
Kizetsu no Jutsu, C-Rank
Choune no Jutsu, C-rank
Jintei, C-Rank
Raiton no Yoroi, A-rank
Raiyata, A-rank


Taijutsu
Musatsu Stili, B-Rank

Genjutsu
Kokuangyou no Jutsu, A-rank
Shibou no Jutsu, B-rank

Özel mod
Kage no Senshi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Kaderin cilvesi sonucu elde edilen Wakizashi (Sırtında bulundurur)
-Özel Üretim Tantou (Belinde, ulaşımı oldukça kolay bir yerde bulundurur)
-Ryu'nun ekstra shinobi ekipmanlarını koymak için kullandığı özel üretim ekipman çantası (Sağ bacağında ulaşımı kolay bir yerde asılıdır.)
Post Reply

Return to “Lejant Deposu”