Mavi

İki ülkenin sınırları ve kontrolü dışında kalan mekanlar.
User avatar
Kitamura Fuu
Kusagakure
Kusagakure
Posts:48
Joined:January 3rd, 2019, 5:36 pm
Künye:
Mavi

Post by Kitamura Fuu » January 4th, 2019, 5:04 pm

Küçük mavi bir parıltı ışıksız bir ortamdaki tek ışık kaynağıydı. Bu parıltı bir yusufçuk gibiydi. Karanlık, dalgasız, adeta ölü bir denizin üstünde dolaşıyor belli aralıklarla bu karanlık su birikintisine dokunuyor ve suyun üzerinde bir yerden başlayan ve zamanla daha da genişleyerek en sonunda yok olan halkaların oluşmasına sebep oluyordu. Bu halkaların her biri farklı farklı renklerde parlıyor ve bir süre sonra da yok oluyorlardı. Mavi parıltı en son dokunduğu yerde duraksadı, yeşil ve sarı ve turuncu ve kırmızı renkte olan halkanın içine atladı. Şimdi, tüm renkler parıltının etrafında dönüyordu. Sağında ve solunda az önceki renkler dans ediyor birbirlerinin içine giriyor yeni yeni renkler oluşturuyorlardı. Az önce geldiği karanlıktan çok farklıydı bu küçük dairelerin içi. Renklerin içinde bir şeyler görebiliyordu, küçük, uğur böceklerini andıran yaratıklar mavi parıltıya selam veriyordu. Mavi parıltı selam vermek istedi, fakat elleri yada kolları yoktu. Burnu yada ağzı yada gözleri. Gözleri olmadan nasıl görebiliyordu o zaman ? Olmayan gözlerini açmaya çalıştı, olmayan kirpiklerini hissetmeye, olmayan göz kapaklarını zorla kaldırmaya uğraştı. Parıltı bunu yapmakla uğraşırken etrafındaki dünyanın bozulduğunu göremedi. Tuhaftır ki az önce gözleri olmadığının farkında olmayan ufaklık, gözlerinin olmadığını öğrenince görememeye başlamıştı. Renkler birbirine karışmaya başladı, fakat önceki gibi ahenkli ve sanatsal bir şekilde değildi bu. Sanki eriyor gibiydiler, her rengin dokusu bozuluyor ve yavaş yavaş siyaha ve griye dönüşüyorlardı. Parıltıya el sallayan uğur böcekleri kaçışıyor bazıları bir şeyler söylüyordu. Ancak kulağı olmayan parıltı böceklerin ne dediklerini duyamıyor, gözleri olmadığından da etrafında eriyen birbirine giren renkleri göremiyordu. Gökyüzünden süzülmeye başladı pırıltı ve onunla birlikte düşen eskiden renkli olan ama şimdi sadece yanmış şekeri andıran gri parçalar. Olmayan göz kapakları açılıp, olmayan gözleri görmeye başladığında pırıltı olduğu yeri tanıdı, tekrar o karanlık yerdeydi ve suya doğru son hız düşüyordu. Yavaşlamaya çalıştı kanatlarını çırparak, ama kanatları yoktu. Bu sefer de olmayan kanatlarını çırpmak için didinmeye başladı. Pırıltı, gerçekten gözü doymuyordu bu ufaklığın. Yanı başında uçan uğur böceklerinden yardım istemeye çalıştı. Uğur böcekleri ise ona kulak asmıyordu. Bir vızıltı duyar gibi oldu, vızıltı yavaşça daha da yükseldi ve daha da anlaşılabilir oldu. Hatta bazı harfleri ayırt bile edebiliyordu. Biraz daha, sadece biraz daha duyarsa anlayacaktı böceklerin ne anlatmaya çalıştığını.

Ama duyamadan karanlığın içindeki soğuk suya düştü.

Suyun içinde savruluyor ve savrulurken kendi etrafında döndüğünü hissedebiliyordu. Kuşkusuz mide bulandırıcı bir tecrübeydi bu. Bir şeyler yediğini yada yemediğini doğru düzgün hatırlamıyordu ama midesi bulanıyorduysa mutlaka bir şeyler yemişti. Yavaşça göz kapakları kalktı, kirpikleri de o göz kapaklarının üstündeydi. Suyun kokusunu alabiliyordu, evet burnu suyun kokusunu alabiliyordu. Kokusuz bir kokuydu bu belli belirsiz. Suyun içinde garip bir şey vardı daha önce görmediği beş tane farklı uzunluklarda çubuğumsu şeyler kareye benzeyen bir şeye tutturulmuştu. Fakat sonradan yapıştırma gibi durmuyordu, sanki tüm o uzun şeyler ve kare bir bütündü. Parıltı eğilip bükülebiliyor mu diye düşündü, büküldüler. O çubuğumsu şeylerin boğumları vardı ve her biri ayrı ayrı hareket edebiliyordu. Arkasına bakmak istediğinde, o garip şey bir anda arkasını döndü ve göremediği kısımları görebildi parıltı. Başka şeyler yapmasını istediğinde, başka şeylerde yaptı bu garip şey. Yukarı kaldırdı aşağı indirdi, garip garip şekillere soktu. O zaman anladı, bu garip yapı aslında onundu. Bedenine, aynı maddeden yapılmış uzun ve ortasından bükülebilen bir şeyle bağlıydı ve bedeninin sağında da aynısından vardı. Lakin parıltının bir bedeni yoktu ki. Heyecan içinde aşağı indirdi bakışlarını, neler göreceğini bilmiyor oluşu farklı bir enerjiydi. Gözlerine takılan ilk şey, iki tane, topu andıran yine aynı maddeden oluşmuş şeylerdi. Bu topumsu şeylerin ortasında yine top gibi fakat daha koyu bir renkte olan topçuklar vardı. Onlara dokundu, o garip çubuksu şeylerle. Yumuşaktılar. Dokunmak hoş hissettirmişti. Aşağı indirdi bakışlarını, düz, pürüzsüz bir şekilde aşağıya doğru iniyordu bedeni ve bakışları. Bu düz pürüzsüz yerin tam ortasında bir delik vardı. Deliğin bitti yerin biraz aşağısından, tıpkı vücudunun sağında ve solunda olduğu gibi buradan da iki tane birbirinden ayrı ama tıpkısının aynısı şeyler vardı uzunlamasına. Bu yapılarda ortalarından bükülebiliyordu dikey giden bu pürüzsüz sütunu andıran şeylerin bitiminde yatay biçimde duran başka şeyler vardı ve onlarında ucunda çubuğumsu şeyler vardı, sadece daha küçüktüler ama daha kemiksiydiler. İstediği gibi hareket ettirebiliyordu onlarıda. Bakışlarını tekrar yukarı kaldırdığında siyah bir kelebek karşıladı onu. Kelebeğin kanatlarının ucu mor renkteydi ve uçlarında yeşil yeşil işlemeler vardı. İşlemeler sanki dökülüyormuş gibi duruyordu. Küçük böcek, parıltının tam karşısındaki bir kadının yanına yaklaştı. Kadın tıpkı parıltı gibi hareket ediyordu, sanki onun bir yansımasıydı. Kelebeğin her kanat çarpışında bir şeyler duyuyordu. Önce rüzgarı duydu, sonra taşların üstüne düşen yağmurun damlalarını. Bu yağmur damlalarının küçük su birikintileri oluşturduğunu duyabiliyordu. Sonra ayak sesleri. Islak zeminde yankılanıyordu. Bazıları su birikintilerine giriyor ve onları etrafa saçıyordu. Bir başka kanat çırpışında burun deliklerinden içeri farklı farklı kokular doldu. Sigara dumanı, bir yerlerde yanan bir ateş ve yağmurun çekilmesinden sonra ortaya çıkan toprak kokusu. Kelebeğin kanadı tekrar başka bir tecrübe getirdi, ağzının içinde garip bir tat vardı. Demirli, kandı bu. Kendi kanı. Kelebeğe baktığında kadını gördü, az önceki gibi çıplak değildi kadın ve vücudu da pürüzsüz değildi. Kadının gözlerinin altı morarmıştı, ayrıca omuzlarında da küçük küçük morluklar vardı. Karnının sol tarafında uzun ama derin olmayan bir kesikte vardı. Bacaklarının üst kısımlarında söndürülmüş sigara izmaritlerini de gördü. Az önce çok saf duran elleri pisti ve simsiyah soyulmuş ojelerle doluydu. Giydiği kıyafetler eski püsküydü ve bir çok yerinde yırtıklar vardı. Kelebek fısıldadı kadının kulağına, kadının kapalı göz kapakları belli belirsiz hareket etti. Aynı şeyleri sanki ona fısıldanıyormuş gibi pırılıtıda duydu, ve onunda göz kapakları yavaşça oynadı. Sahi ne zaman kapanmıştı gözleri ? Ve neden bu kadar ağırdı gözlerini örten perdeler ? Ayrıca üşüyordu ve ıslak hissediyordu sanki yağmurlu bir gecede bir sokak kedisi gibi tünemişti korunmasız bir yere.

Gözlerini açtığında meşalelerin ve kiremitlerin hepsi bulanık bir görüntü oluşturarak karşıladı onu. Bulanık görüntü daha da bulamaç hale geldi ve midesindeki bulantı daha da şiddetlendi. Bir anlığına kusacakmış gibi oldu, elini ağzına götürdü hemen. Tabi başta ağzını bulmakta zorlandı, gözlerinden başlayarak burnunu ve en sonunda ağzını kapattı. Belki kusmadı ama ağzında birikmiş kanı temizlemek için vücudu kontrolü ele aldı ve öksürttü kızı bir kaç kez. Ağzından çıkan kanın bir kısmı ellerine bir kısmı da yırtık pırtık çoraplı bacaklarının üstüne geldi. Soğuk havada bacaklarına temas eden kan içini kıpraştırdı. Gözleri tekrar kapanmadan önce tanıdık bir yüz gördü. Gördüğü yüz, kalbinin küt küt atmasına içinin korkuyla dolmasına neden oldu. Gözlerini kapattı ve kendini gelecek olan şeye hazırladı.
Image
İsim: Kitamura Fuu
Yaş: 17
Cinsiyet: Dişi
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 0
Prestij:
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon

Herkes için adalet, eşitlik, özgürlük!

Başına gelen talihsiz olaydan sonra, kendi bile farkına varmadan etrafındaki adaletsizliklere eşitsizliklere kayıtsız kalamaz hale gelmiş bunu fark ettikten sonra da nerede bir problem gördüyse nerede birilerinin hakkının yendiğini düşünse orada olmuştur. Yaşadığı şeyleri kimsenin yaşamasını istememekte, bunun engellemek için elinden geleni yapmaktadır. Belki ütopik bir rüya ama, adaletsizliğin, eşitsizliğin olmadığı bir dünya bir köy yaratana kadar da durmayacaktır.

Özellikler
-

Güç:7
Çeviklik:9
Kondisyon:5
Potansiyel:2
Varlık:3
Zeka:4

Beceriler

[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 3
(F)[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu

Fuuton Tobikoshu no Jutsu
Kullanıcı Tori mührünü yapar ve ayaklarına odaklanır. Havayı ayaklarının altında sıkıştırır ve ani bir şekilde aşağıya verir. Bu, kullanıcının aşırı yüksek mesafeleri zıplayabilmesine olanak sağlar, ayrıca eğer kullanıcı düşerken bu tekniği uygularsa düşme hızını yavaşlatır ve nispeten daha rahat bir iniş sağlar. Teknik sadece 1 defa kullanılabilir, ardından mührü tekrar uygulamak gerekir.

Shunshin
Kullanıcı bir elinin işaret ve orta parmağını dışarı açar ve vücudundaki chakraya odaklanır. Ardından, kullanıcı aşırı hızla hareket etme kabiliyetini kazanır. Genelde kullanıcıya bakan kişiler onun birden yokolduğunu görür, ancak teknik sadece aşırı hızdan oluşmaktadır. Kullanıcı çevresel etmenleri kullanarak hareketini gizler ve birden yerinde varolduğu izlenimini verir. Kullanıcı teknik ile chakrası yettiği sürece istediği mesafeyi katetebilir, ancak teknik süresince başka teknikleri kullanamaz ve saldırı yapamaz, bütün odağı tekniği açık tutmak üzerine olmalıdır. Teknik havada hareket etmek için kullanılamaz. Teknik kullanılarak rakibe hızlıca yaklaşılabilir ve uzaklaşılabilir, ancak avantajlı bir pozisyona geçmek aşırı derecede zordur, zira bir çok kişi Shunshin ile yapılan hareketi görebilir ve farkedebilir.

Yami no Me
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından karanlıkta görebilme yetisini kazanır. Kullanıcı bu teknik ile önündeki 50 metreye kadar zifiri karanlıkta görebilir, ancak renkleri ayırt edemez. Teknik kullanıcı istediği sürece açık kalır ve hafif bir chakra yer.

Taijutsu

Yumi-dou Stili B-Rank
Kullanıcının yayı efektif bir şekilde, yani güç kaybı olmadan, germesi için gereken süre aşırı derecede kısalır. Her bir ok atışı arasındaki süre de buna bağlı olarak azalır. Ayrıca kullanıcı, görüş mesafesini kısıtlayan hava durumlarında da odaklanarak bu durumları yoksayabilir. Ne var ki bu eğitimin sonuçları, durumdan duruma farklılık gösterecektir.

Kaguya
Kullanıcı, yayı tuttuğu eliyle, yayı bırakmadan 3 ayrı tek el mührü uygular. Ardından elini boş olan yayda, hayali bir oku geriyormuş gibi çeker. Bu sırada, saf chakradan oluşmuş bir ok kullanıcının elinde oluşmaya başlar. Bu ok şekilsizdir ve mavi bir ışık hüzmesinden ibarettir. Okun oluşturulması 2-3 saniye kadar sürer, ardından anında atılabilir, zira oluşturulması tamamlandığında yay zaten gerili bir durumdadır. Ok herhangi bir şey ile temas edene kadar formunu bozmaz ve normal bir oktan daha yüksek hasar potansiyeline sahiptir. Hedefine çarptığı anda, hasar verdikten sonra mavi bir ışık huzmesi ile yokolur. Delici hasar verir. Ardı ardına kullanılmak üzere tasarlanmış bir tekniktir, lâkin chakra rezervlerini çabuk yorar.

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar

Yumi Yayı (Normal Kalite)
20 Adet Ok (Normal Kalite)
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
2 Sis bombası (Normal Kalite)

"Birro gates takmış çipi, yeni villain."
Post Reply

Return to “Sınırdışı Bölgeler”