[Saiki Ryouta] Ateşe Uçan Güve

Diğer ninja köylerine sahip ülkeler.
User avatar
Saiki Ryouta
Posts:63
Joined:September 1st, 2018, 10:43 am
Re: [Saiki Ryouta] Ateşe Uçan Güve

Post by Saiki Ryouta » November 18th, 2018, 2:02 pm

Hayat dikenli bir yoldur.

Eğer ki yerinde sabit kalırsan, canını yakmaz. Zamanın geçişi ile birlikte, bir süre sonra yok olursun. Yapabileceklerin bellidir. Potansiyelin bellidir. Yol üzerinde mesafe kat etmeden, o yol üzerine nasıl iz bırakabilirdin ki? Dikenleri aşmadan, nasıl emek harcardın ki? Zor, çok zordu.

Diğer bir seçenek, hayata karşı yürümektir. İnsanların sadece binde biri, belki de milyonda biri bunu yapmayı tercih ediyordu. Hayata karşı yürümek, akışa karşı yürümek; kim buna cesaret edebilirdi ki? Kim dikenlerin canlı canlı vücutlarına batıp, derilerinin yüzülmesini izleyebilirdi ki? İşte milyon tane insandan biri burada devreye giriyordu. Nadirlerdi. Ama korkak değillerdi. Ryouta'nın izlediği yol da buydu.

Kimseden korkmuyordu. Dünyadan, hayattan ve dikenlerden. Hiçbirinden korkmuyordu. Göklere karşı yürüyordu. Doğal düzene aykırıydı. Düzenin değil, kaosun insanıydı. Belki insan bile değildi. Bir çeşit varlık, canlı. Akıllı ama ahlaki değerlere sahip olmayan, hedeflerinin peşinde koşan biri. Vazgeçmek kelimesini lügatında barındırmayan biri. Her şeye rağmen dik duracak biri. Tam olarak böyle biriydi.

Güneşin kavrukluğu, çölün gazabı. Hangisi önemliydi ki? Donmak mı? Yoksa yanmak mı? Ne farkederdi ki? Ayakları hâlâ sıkıca yere basarken. Kolları güç dolup taşarken, gözleri görürken, kulakları duyarken. Hiçbir şey. Yeter ki kendinde ilerleyecek gücü ve kudreti bulabilsin. Gerekirse kanının son damlasını yakar, hayatını bir kenara atardı. Ama ilerlemekten vazgeçmezdi. Yol uzundu. Yürünecek daha çok yer vardı. Dağlar aşılacak, denizler geçilecekti.

Kaderi kırıp atacaktı. Kaderini eğer, dünya belirliyorsa, dünyayı yakacaktı. Gökler belirliyorsa, gökleri yıkacaktı. Ve tüm her şeyi arkasına alıp kül ve kemiklerin arasından ilerlemeye devam edecekti. İlerlemezse kaybederdi. Kaybetmeyecekti. Zihni düşünmeye devam ettikçe. Çünkü böyle biriydi. Varlığı, sadece ve sadece kendinde anlam bulurdu. Başkasında değil.

Yavaşça doğruldu. Güneşi hissetti. Karşısındaki adamla göz teması kurdu. Gölgeleri izledi. Kendi gölgesini, shinobilerin gölgesini. Aklında net bir düşünce vardı. O da; ya yanarım, ya da yanarsınız, idi...

Karşısında bulunan shinobi henüz ters bir şey dememişti. Kendisi de cevaben, aynı üslûpla cevap vermeliydi. Bu dünyanın kuralı buydu. Bir aslan bile, yeri geldiğinde köşesine çekilirdi. Bu zayıflıktan değil, kurnazlığındandı. Ormanın kanunu böyleydi.

Kurumuş burnundan ciğerlerine hava çekerken, iyi inşa edilmiş vücudunu gösterdi. Kendisi Ukon'du. Konoha'dan gelmiş bir kervanın koruyucusu. Önemli bir kervandı bu. Siyasal ıvır zıvırlar dönüyordu bu işin içinde. Bir yanlışlık, her iki taraf içinde pahalıya mal olurdu. Giichi'nin de dediği gibi, iki ülke arasında savaş bile çıkabilirdi. Ryouta buna pek ihtimal vermese de, ülkeler ya da köyler arası iplerin gerginleşmesine neden olabilirdi.

Tüm bu yargılarını, uygun bir üslupla karşı tarafa aktarmalıydı şimdi. "Hmph!" Burnundan soludu yine. Konuşan adama baktıktan sonra, gözleri diğer shinobileri süzdü ağırca. Sanki gözlerine koymuyormuş gibi bir havası vardı suratında. Kibirliydi. Kemiklerinin en dibinden gelen bir kibirdi bu. Çünkü o Ateş ülkesinden, Konoha'dan gelen bir elçiydi. Ona zeval getiremezlerdi.

Üzerinde ateş ülkesi ya da Konoha'ya ait bir amblem veyahutta başka bir imge var mı diye düşündü. Eğer varsa ortaya çıkaracaktı, giysisinin ya da herhangi bir yerinde olan şeyi elleriyle tutup, kabartarak. Yoksa da aynı sakinliğini sürdürecekti. Aradan geçen birkaç saniyenin ardından konuşmaya girecekti.

"Benim adım Ukon! Konoha'dan gelen bir kervanın korumasıyım! Arabamız bir sıkıntıyla karşılaştı. Yardım edecek birilerini arıyordum, bu ıssız çölde. İşte karşıma da siz çıktınız!"

Bu konuşmayı yapıp, susacaktı. Karşıdan gelen cevabı sabırla beklemeye geçecekti.
Off Topic
Efendim, belki merak ediyorsunuzdur, nedir bu sürekli bahsettiğin yol denen şey? Bu tasvirlerin amacı nedir?

Çin'de var olan Taoizm akımına dönemin. Taoist ya da daoistler, Tao ya da Dao denilen şeyi arar. Birebir çevirisi olmasa da Tao ya da Dao denilen şey; yol demektir. Yolu aramak, yolu kavramak ve yolu aşmak. Yolun sonu, kemale ermektir. Bir nevi dünyevî şeylerin ötesine geçmektir.

Sonsuz yaşam, sonsuz güçte aynı zamanda buna işaret etmektedir. Fakat şöyle de bir farklı yorum daha var. Bu da Budizme çıkıyor. Buda denilen şahsiyet, farklı bir şekilde kemale erip, reenkarnasyon döngüsünü aşmıştır. Yani sonsuz yaşama erişmiştir. Budizm öğretileri, buda olmayı öğretir. Buda olup, reenkarnasyon döngüsünü aşmak ve en sonunda sonsuz yaşama ermek. Başka bir amaçtır.

Ayrıca Bodhidharma denen başka bir şahsiyet, Hindistan'dan, Çin'e göç edip orada zen öğretilerini anlatmıştır. Ve bu şahsiyet demiştir ki; "Taoya ulaşmak, Buda olmak demektir." Yani ikiside aynı kapıya çıkmaktadır. Ryouta'da tamamen bu emellere sahiptir. Yolu anlamak ve sonsuz kudret sahibi olmak. Evreni ve dünyayı anlamak. Buda olmak ve sonsuz yaşama ulaşmak. Dünyevî olan her şeyin ötesine geçmek.
Image
Künye
İsim: Saiki Ryouta
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.80
Kilo: 70
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Fuuton, Katon
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 400
Prestij: -
Kullanılabilir GP: 1

Motivasyon:
Güç Arzusu: Her sabah kalktığında, aklından geçirdiği tek bir şey olurdu. Daha güçlü biri olmak. Bu yüzden her türlü zorluk ve acıya göğüs germeye kararlıdır. Önündeki yol ne kadar zor olsa da, o yol üzerinde yürümekten asla vazgeçmeyecektir.

Komplikasyon:
Açgözlülük: Kendini güçlendirmek konusunda oldukça saplantılıdır. Ne kadar tehlikeli olsa da, eğer kendini güçlendirecek bir şey varsa, o şeyi takip edecektir. Güçlü bir silah, iyi bir teknik ya da daha başka şeyler. Bu uğurda kendini tehlikeye atmaya ve insanları katletmeye hazırdır.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 4
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin - D Rank
Ayatsuito - D Rank
Ryuka no Jutsu - C Rank
Fuujin no Jutsu - B Rank
Suzaku no Jutsu - A Rank
Taijutsu
-
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar: Standart Ekipman Çantası
10 metre Sentetik Misina(Normal)
2×Kondisyon Hapı(Normal)
1×Kan Hapı(Normal)
1×Chakra Hapı(Normal)
1×İyileştirici Hapı(Normal)
1×Patlayıcı Parşömen(Kötü)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Saiki Ryouta] Ateşe Uçan Güve

Post by GM - Naruto » November 20th, 2018, 12:03 pm

Üzerinde Ateş Ülkesi’ne veya Konoha’ya özgü herhangi bir işaret yer alıp almadığı konusunda emin olmasan da, Ukon’un üzerinde böyle bir simge görmemiş ve tespit edememiş olman sebebiyle, kendi üstünde de bu yönde bir simge olmadığını fark edebiliyorsun. Aslında bu senin için sıkıntılı bir durum da yaratıyor, zira büründüğün görünümün ne kadar gerçek olduğundan şüphe duymaya başlamadan da bu küçük olaydan sonra peydah oluyor. Yine de duruşunu Ukon olarak koruyarak sana sorulan basit cümleye basit bir cevap veriyorsun. Ancak bu cevap, karşındaki Suna shinobileri için yeterli olmamış olacak ki, hepsi birden sana doğru hareketlenmeye başlıyor. Birkaç adımın ardından ise “Burası shinobilere özel bir alandır ve sivil halkın girmesi yasaklanmıştır! Sen nasıl oldu da buraya girdin?” diyor seninle konuşan shinobi. Suna shinobileri düz bir çizgi şeklinde yan yana durarak sana doğru gelmekteler ve aranızdaki mesafe 15 metreye kadar düşmüş durumda. Aradaki mesafe düşmeye başladıkça, shinobilerin sana sadece basit sorular sorup sonra da seni göndereceklerine olan inancın da azalmakta, hele ki bulunduğu yerin shinobilere tahsis edilmiş bir yer olduğu bilgisini almanın ardından, bu inanç neredeyse bir kırıntı haline de gelmekte.
Off Topic
Açıkçası karakterinin motivasyonu ve kişiliği ile bahsettiğin yol durumu benim düşünce dünyamda birbiriyle örtüşmüyor, ancak karakterini de sırf bu bağlamda şimdilik kısıtlama niyetinde değilim. GM’ler olarak durumunu bir konuşup değerlendirmemiz gerektiğini de düşünüyorum, bir gelişme olursa sana bilgi vereceğim.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Saiki Ryouta
Posts:63
Joined:September 1st, 2018, 10:43 am

Re: [Saiki Ryouta] Ateşe Uçan Güve

Post by Saiki Ryouta » November 22nd, 2018, 4:36 am

Bugün içinde yazacağım.
Image
Künye
İsim: Saiki Ryouta
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.80
Kilo: 70
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Fuuton, Katon
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 400
Prestij: -
Kullanılabilir GP: 1

Motivasyon:
Güç Arzusu: Her sabah kalktığında, aklından geçirdiği tek bir şey olurdu. Daha güçlü biri olmak. Bu yüzden her türlü zorluk ve acıya göğüs germeye kararlıdır. Önündeki yol ne kadar zor olsa da, o yol üzerinde yürümekten asla vazgeçmeyecektir.

Komplikasyon:
Açgözlülük: Kendini güçlendirmek konusunda oldukça saplantılıdır. Ne kadar tehlikeli olsa da, eğer kendini güçlendirecek bir şey varsa, o şeyi takip edecektir. Güçlü bir silah, iyi bir teknik ya da daha başka şeyler. Bu uğurda kendini tehlikeye atmaya ve insanları katletmeye hazırdır.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 4
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin - D Rank
Ayatsuito - D Rank
Ryuka no Jutsu - C Rank
Fuujin no Jutsu - B Rank
Suzaku no Jutsu - A Rank
Taijutsu
-
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar: Standart Ekipman Çantası
10 metre Sentetik Misina(Normal)
2×Kondisyon Hapı(Normal)
1×Kan Hapı(Normal)
1×Chakra Hapı(Normal)
1×İyileştirici Hapı(Normal)
1×Patlayıcı Parşömen(Kötü)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Saiki Ryouta] Ateşe Uçan Güve

Post by GM - Naruto » November 27th, 2018, 10:16 am

Off Topic
Konu pasife alınmıştır. Konunun tekrar ilerlemesi için tekrar GM başvurusunda bulunman gerekiyor. Ayrıca konu içerisinde yapılan pasiflikler konunun devam etmesi halinde geçeli sayılacaktır.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Saiki Ryouta] Ateşe Uçan Güve

Post by GM - Naruto » November 30th, 2018, 8:40 am

Off Topic
Konu tekrar açılmıştır. Pasiflikler ve pasiflik süresi geçerliliğini korumaktadır.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Saiki Ryouta
Posts:63
Joined:September 1st, 2018, 10:43 am

Re: [Saiki Ryouta] Ateşe Uçan Güve

Post by Saiki Ryouta » November 30th, 2018, 2:23 pm

Karşısında bulunan shinobilere, sakin bir şekilde baktı. Gözlerinde korku yoktu.

Zihni de kendisi gibi olabildiğince sakindi. Binbir tane düşünce vardı ama uygulayacağı sadece bir tane. Korkmuyordu ve bunu onlara göstermeliydi.

Gözlerinin içine bakarken birkaç adım ileri gitti. 'Benim kışkırtmayın! Beni kışkırtırsanız, karşılığında siz daha kötü bir duruma düşersiniz!' Burada söylemeye çalıştığı şey tam olarak buydu. Kelimelerle değil ama hareketleriyle. Bir avuç hödük, onu korkutabilir miydi?

Güldü. Ama bu gülüşün ardında yatan gerçeklik, dostane bir yaklaşım değildi. Kibir dolu bir gülümsemeydi bu. Kendine güvenen, korkusuz ve dik bir gülümsemeydi. Vücudunu gerdi. Kollarını kasarak, kaslarını gösterdi. Damarları belli olan kollarında, başka bir meydan okuma vardı. Eğer bana saldıracak olursanız ben de boş durmayacağım demek oluyordu bu.

Shinobi olmasam bile, sizden korkmuyorum. İstediğiniz şekilde beni kıskaç altına alabilirsiniz. Ama ben geri çekilmeyeceğim. Çünkü ben, Konoha'nın bir elçisiyim. Sizler bana hiçbir şey yapamazsınız. Duruşu ve düşünceleri, aklından geçen şeyler bunlardı. Hâl ve hareketleriyle, mimik ve surat ifadeleri ile bu düşünce zincirini karşısında bulunan insanlara anlatmak istedi.

Tabii ki, bunun yetersiz olduğunu biliyordu. Bu insanlar birer shinobiydi. Sıradan bir insandan nasıl korkabilirlerdi ki? Sıradan bir insandan dolayı nasıl geri adım atabilirlerdi ki? Bunu yapmazlardı. Çünkü bir shinobinin kibri, normal bir insandan kat kat fazlaydı. Sıradan bir insan onların gözünden karıncadan başka bir şey değildi. Ryouta bunu nereden biliyordu peki? Kendisi de bir shinobiydi. Ve tüm bu düşünce zincirlerini en iyi kendisi biliyordu. Her shinobinin içinde, bundan biraz var olduğunu biliyordu.

Tüm bunları düşünmesine rağmen, peki neden Ryouta, bu şekilde davranmaya devam ediyordu? Herkesin aklında bir soru işareti oluşturuyordu? Aslında yapmış olduğu plan tek aşamadan ibaret değildi. İki aşamalı bir plandı bu. İlk önceliği elbette, karşısında bulunan bu insanlara, sıradan bir insan olduğunu anlatmaktı. Konoha'dan geldiği için kibirli olduğunu düşündürmekti. Kafasında kurguladığı bir şeydi, ama hemen hemen gerçeklik payının yüksek olduğuna inanıyordu. Suna'da bulunan insanların, aşağılık psikolojisine sahip olduğu inancıydı bu. Diğer köylere değil ama Konoha'ya karşı. Bundan mütevellit, Ryouta da bunu kullanmaya çalıştı. Çünkü aynı şekilde, Konoha'lıların; içlerinde, en derinlerde bir yerde, oldukça kibirli olduklarından emindi. Bu kibri kullanarak, kimliğini tescillemeye çalıştı.

Tüm bunların söylenimi, kulağa oldukça uzun şeyler gelse de, aslında pratiği oldukça basitti. Birkaç kelime ve birkaç surat ifadesinden ibaretti sadece. Bunu özellikle belirtmeden, direkt bilinç altına işlemekti. Tam olarak kendisi de bunun farkında değildi belki. O da bilinçaltında bulunan yorumunu uyguluyordu, bilinçsizce. Olabilir miydi? Pekala olabilirdi. Fakat önemsiz bir ayrıntıydı bu da. Önemli olan onu karşı tarafa aktarabilmesiydi. Ve bunda da başarılı olmuştu. Bunu nitelemek için de birkaç söz eklemeden geçmeyecekti tabii ki de.

"Buranın sağında ya da solunda, yasaktır yazan bir tabela görmedim! Ayrıca nasıl geldiğimi söyleyeyim! Bunları görüyor musunuz?" Sağ el işaret parmağıyla, ayaklarını gösterecekti. "İşte bunlarla geldim! Ben yardım istiyorum, siz neler diyorsunuz? Mallarımız, Konoha'dan gelen bakliyatlardır. Eğer bunları zamanında teslim edemezsek, yanarım! Ama bize bile bile yardımcı olmadığınızı söylersem, o zaman sizde yanarsınız! Giichi-san bir keresinde, daha kaybolmuş, tıpkı şimdiki gibi. O zaman elde kalmasın diye, malları başka birine satmış. Satmış ama, bu olaydan sonra köye dönünce, çok büyük bir halt yediğinin farkına sonra varmış. Yediği halt yüzünden, sizin ve bizim köyümüz arasında neredeyse bir savaş çıkacakmış."

Durumun ciddiyetini ve ehimmiyetini, bu cümlelerle açıklamaya çalışacaktı. Kelimeleri sıralarken, ciddi gözükmeye çalışacaktı. Ukon'u tam olarak yaşayamasa da, kendi Ukon'unu yaratacaktı. Sanki gerçekten bunları Ukon gibi duymuş ve yorumlamışçasına anlatımını yapacaktı. Giichi gibi birinin varlığı hala devam ediyormuş ve sanki şuracıkta bekliyormuşçasına dile getirecekti. Daha doğrusu yapmaya çalışacaktı. Ne kadarını yapmayı başarırdı bilmiyordu. Ardından da şöyle devam edecekti. "Şimdi, benimle en azından biriniz gelip, bizi Suna'ya kadar götürecek mi, götürmeyecek mi? Belki normal bir insanım ama bu iş için iyi bir kredi alacağınıza eminim diyebilirim. Burada söz konusu olan nakliye işlemi, sandığınızdan daha önemli çünkü!" Bu diyecekleri ile konuşmasını sonlandıracaktı. Beklemeye koyulacaktı.

Öteki taraftan, hala tetikte olmaya devam edecekti. İki aşamalı bir plan demiştik, burada söz konusu olan şey için. Buraya kadar olan her şey, sadece ilk adımın bir parçasıydı. İlk adımda, olası üç senaryo vardı. Dediklerini doğru sayıp, kendisine yardım etmeleri. Bu ilk ve en kolay senaryoydu. Diğeri; dediklerini doğru kabul edip, yine de müdahale edip, kendisini alıkoymaları ve sorguya çekmeleri. Bu ikinci senaryoydu. Ve kendi güvenliğini sağlama almasa da, olası bir müdahale de bunu fırsat bilip, saldırma şansı olabilecekti. Ki, bu çok mühimdi. Dikkatsiz düşmanlarını öldürmek, bilinçli düşmanlarını öldürmekten kat kat kolaydı. Üçüncü ve son senaryo ise, söylediklerine inanmayıp, doğrudan saldırmalarıydı, ki bu en kötü senaryo olurdu. Karşısında bulunan insanların ne kadar güçlü olduğunu bilmiyordu, fakat hepsini aynı anda savuşturmak ve ortamı canlı bir şekilde terk edebilmek, şu anlık oldukça güç gözüküyordu.

İki ve üçüncü senaryoya karşılık olarak, özellikle tetikte olacaktı. Olası bir durumda, hemen Shunshin kullanıp geri çekilecekti. Ve soluk dahi almadan, Suzaku no Jutsu mühürlerini uygulamaya koyacaktı. O zaman ateşe uçan bir güve değil, ateşi uçuran bir güve olacaktı.
Image
Künye
İsim: Saiki Ryouta
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.80
Kilo: 70
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Fuuton, Katon
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 400
Prestij: -
Kullanılabilir GP: 1

Motivasyon:
Güç Arzusu: Her sabah kalktığında, aklından geçirdiği tek bir şey olurdu. Daha güçlü biri olmak. Bu yüzden her türlü zorluk ve acıya göğüs germeye kararlıdır. Önündeki yol ne kadar zor olsa da, o yol üzerinde yürümekten asla vazgeçmeyecektir.

Komplikasyon:
Açgözlülük: Kendini güçlendirmek konusunda oldukça saplantılıdır. Ne kadar tehlikeli olsa da, eğer kendini güçlendirecek bir şey varsa, o şeyi takip edecektir. Güçlü bir silah, iyi bir teknik ya da daha başka şeyler. Bu uğurda kendini tehlikeye atmaya ve insanları katletmeye hazırdır.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 4
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin - D Rank
Ayatsuito - D Rank
Ryuka no Jutsu - C Rank
Fuujin no Jutsu - B Rank
Suzaku no Jutsu - A Rank
Taijutsu
-
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar: Standart Ekipman Çantası
10 metre Sentetik Misina(Normal)
2×Kondisyon Hapı(Normal)
1×Kan Hapı(Normal)
1×Chakra Hapı(Normal)
1×İyileştirici Hapı(Normal)
1×Patlayıcı Parşömen(Kötü)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Saiki Ryouta] Ateşe Uçan Güve

Post by GM - Naruto » December 5th, 2018, 9:02 am

Karşından gelmekte olan Suna shinobilerine karşı cümlelerinin, aranızdaki mesafe 10 metreye kadar indiğinde sonlanıyor. Aynı esnada Suna shinobileri de ilerlemelerini kesiyor ve aradaki mesafeyi korumaya çalışacakları belli oluyor. Tıpkı senin gibi, hepsi de tetikte duruyor olası bir saldırıya karşı. Söylediklerine inandıkları veya inanmadıkları yönünde bir yüz ifadeleri bulunmuyorsa da, üzerindeki kuşkuların yok olduğunu söylemek şu an için çok mümkün görünmüyor. Dolayısıyla ortamda ufak bir gerginliğin yarattığı hafif bir sıcaklık hissediliyor.

Konuşmanın üzerinden geçen birkaç saniyenin ardından, seninle iletişime geçen shinobi bir kez daha ağzını açıyor ve ilk olarak “Bak dostum, buraya nasıl girdin, ne şekilde geldin bilmiyorum. Ama söylediğim gibi, burası shinobilere özel bir alan.” diyor. Ardından bakışları bir anda keskinleşen shinobi “Etrafta bir tabela, çit veya barikat gibi bir şey olmasa da bunu Suna’ya gelen her tüccar bilir, özellikle de Konoha’dan gelenler!” diyor. Suna shinobisinin bu cümlesiyle üzerindeki kuşku bulutlarının fazlasıyla arttığını hissedebiliyorsun. Shinobiler her ne kadar hareketsiz durmaya devam etse de, artık daha düşmancıl bir tavır içerisine girdiklerini de anlayabiliyorsun. Fakat yine de henüz bir saldırı amacı taşımayan shinobiler, konuşmanın bir neticeye varmasını amaçlıyor gibi görünüyorlar. Seninle konuşan shinobi de bu amacı gerçekleştirmek uğruna “Şimdi bize gerçekte kim olduğunu ve burada ne aradığın söyle, aksi takdirde bunları söyletmek için çok güzel ve acılı yöntemlerimiz var. Bunları tatmak istediğine emin misin?” diye soruyor. Bu son cümleler, Suna shinobilerini daha da saldırgan bir havaya sokuyor. Hepsinin vücutlarındaki gerilmeyi, kaslarının çekilmesini ve olası saldırı hamleleri planladıklarını shinobi hislerin sana fısıldamaya başlıyor.
Off Topic
Evet, konuya yazmayı unutmuşum. Ama konu sen ölmeden sonlanırsa, bu unutkanlığın mükafatını alacaksın kaçak dostum!
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Saiki Ryouta
Posts:63
Joined:September 1st, 2018, 10:43 am

Re: [Saiki Ryouta] Ateşe Uçan Güve

Post by Saiki Ryouta » December 6th, 2018, 9:33 pm

Yoruldu. Konuşmaktan yoruldu. Bu kadar efor sarfetmekten yoruldu.

Bir yanı, artık bu meselenin bir an önce son bulmasını istiyordu. Olumlu ya da olumsuz; ister inansınlar, ister inanmasınlar. Bıkmıştı. Yılmıştı. İnsanlara laf anlatmak, en sevmediği şeyler arasında başı çekerdi. Burada ki kalın kafalı Suna shinobilere laf anlatmaya çalışmaksa, artık bunun doruk noktasıydı. Yeter, diye bağırası geldi. El mühürlerini yapıp, kızarmış tavuğa çevirmek istedi, önünde bulunan dingilleri. Fakat, mücadele etti kendiyle. Sabretti, sabretmeye devam etti.

Gözlerini bir anlığına bile ayırmamıştı bu shinobilerden. En başta zaten korkmuyordu. Rolünü oynamaya çalıştığı karakter için konuşmak gerekirse, yine bu insanlardan korkmaması gerekiyordu. Şu an burada dövüşmek? Tercihi değildi. Cevabı basitti; yaşamak istiyordu. Yolun sonuna ulaşmak için yaşaması da gerekiyordu. Eğer ki yolun sonuna, ölü bir şekilde bile ulaşabileceğini biliyorsa, o zaman ölmeyi de umursamazdı.

Şimdi... Önündeki problemi çözmeliydi. İnanmıyorlar gibiydi. Fakat, henüz bir hamle de yapmamışlardı. Buradan bir anlam çıkarmak gerekirse, henüz yargılarını kesinleştirmemişlerdi. Şüpheleri vardı ama bu şüpheleri, doğrulayacak yeteri kadar verileri yoktu. Bu durumu fırsat bilmek zorundaydı. En ufak bir ümit kırıntısı varsa, onu harlayıp, güçlü bir ateşe çevirmeliydi. Mümkünse buradan bir kişiyle ayrılıp, o kişiyi alıkoymalıydı. Onlar, Ryouta hakkında planlar yaparken, Ryouta'da kendi planlarıyla meşguldü. Bu bir nevi zekaların savaşıydı.

Ryouta için gökyüzü oldukça net ve açıktı. Düşünceleri ve planları belliydi. Önündeki insanları tanımıyordu ama ne olduklarını biliyordu. Peki bu Sunalı shinobiler? Onlar, kendisi hakkında ne biliyorlardı ki? 10 dakika önce ortaya çıkmış bir kişiydi. Birkaç cümle sarfetmişti sadece. Bunun dışında, hemen hemen hiçbir şey bilmiyorlardı. Bu durum bir yandan iyiyken, bir yandan da kötüydü. Ryouta'nın gerçek amacından bir haber olsalar bile, hala şüphe duyuyorlardı. Bu normaldi, çünkü 10 dakikalık bir süre zarfında ortaya çıkmış bir kişiydi. Hangi salak bu kadar kısa sürede birine güvenirdi ki? Özellikle Sunagakure köyünün tüm uğraş ve emeklerini döktükleri bu shinobiler?

Fakat, ne kadar eğitimli olsalar bile, ne kadar zeki olsalar bile, her insan hata yapardı. Çünkü bu insanlığın doğasında var olan bir şeydi. Hatalar yapar, bu hataları öğrendikçe, üstüne değer katardı. Zamanla bu birikmiş değerler bütününe, tecrübe denirdi. Genellikle daha yaşlı insanların herhangi bir yerin yönetimde olmasının ana nedeni de buydu. Çünkü onlar yaşlıydı, onların oldukça fazla tecrübesi vardı. Bir nevi yaşlı tilkiler denen gruptan insanlardı. Hatalardan ders çıkarmış, gördüklerinden oldukça fazla şey öğrenmişlerdi. Fakat, her şey bir yana, bu insanlar da hata yapardı. Hata yapmayan tek bir varlık yoktu. Çünkü bu dünyanın işleyişi böyleydi.

Herkes hata yaptığına ya da yapabildiğine göre, Ryouta'nın bu insanları bir hataya süreklemesi gerekiyordu. Bunu da elbette, kendi tecrübelerinden yararlanarak gerçekleştirecekti. Başarılı olur muydu, bilmiyordu. Ama başarılı olmak istiyordu. Bunu bilmesi de yetiyordu. Bir şeyi istiyorsa, o şeye; tüm emek ve çabalarını dökerdi. İradesini sonuna kadar zorlar, aklını yettikçe kullanır ve vücudunu yıpratana kadar devam ederdi. Vazgeçmek yok. Vazgeçmek yok! Her konuda kendine dediği bir şeydi. Vazgeçmek yok. Eğer bir yol açıldıysa, o yolu sonuna kadar yürümek zorundasındır. Düşünme şekli bu şekildeydi.

Her şey hazırdı. Plana başlama sırası da gelip, çatmıştı.

Karşısında bulunan shinobinin sözü bittiği zaman, kafasını yana çevirip, kendi kendi fısıldadı. "Giichi ibnesi... Konohadan geldiğimiz için kimsenin bize bir şey yapamayacağını söylemişti. Tıçç..." Bunu oldukça sessiz bir şekilde söyledi. Normal şartlar altında, 10 metre ötede bulunan bir kişinin bunu duymaması gerekirdi. Fakat, önünde bulunan insanlar bir Shinobiydi. Büyük ihtimalle bunu duyacaklardı. Kendi kendine serzeniş ettiğini düşüneceklerdi. Ama bu serzeniş, durumun çıkmazında yaşadığı umutsuzluğu yansıtacaktı. Kendisine yapılan haksız muamele için kırgınlığını içerecekti. Sadece onlara değil, Giichi'ye de. Çünkü buraya kendisini, o yollamıştı. Şerefsiz, karaktersiz Giichi!

Kafasını çevirip, gözlerini tekrar onlara diktiğinde, Giichi'ye olan kızgınlığı ve duruma olan mağrurluğu gitmişti. Şimdi sert bir surat ifadesine sahipti. Vücudunu doğrulttu, geniş omuzlarını ortaya çıkardı. "Size son kez söylüyorum! Benim adım Ukon! Konoha'dan geldim buraya! Sizin yanınıza nasıl ulaştığıma gelirsek, Asakura geçidinin ardından, Sunaya girerken, Giichi oradaki shinobilerin yanına gitti. Kısa süre sonra döndü. Gidelim, dedi. Çok kolay bir şekilde geçtik. Daha sonra ben atı alıp sürmeye başladım. O bana komut verdikçe, ilerlemeye devam ettik. En sonunda, en başta dediğim gibi araç bir sıkıntıyla karşılaştı. Sıkıntıya gelirsek, sağ tekerimiz kırıldı. Tamir de edemedik. Giichi yardım aramam için beni gönderdi. Ben de birkaç tahta parçası buldum. Ama insan eliyle yapılmış bir şeydi. O tahtaları bulduğum yönü takip edince buraya geldim. Hikaye bu kadar!"

Sözlerini noktaladıktan sonra derince içine bir nefes çekecekti. Her halinden bu kadar kelime ve konuşmayı yapmasından oldukça mutsuz görünecekti. Çünkü bir koruma olarak girmişti bu işe. Ve şimdi? Bir diplomat gibi dil döküyordu. Bu durumdan oldukça mutsuzdu. Tüm bu olaylar bir yana, konuşmak yormuştu. Ama durmadı. Ağzını bir kez daha aralamıştı. Yumruklarını yavaş yavaş suratının önünde birleştirip, boksör gibi pozisyon alırken. "Güzel ve acılı yöntemlerinizden korkmuyorum! Bunları görüyor musunuz?" Gözleri yumruklarını gösterirken; "Bunlar çok adam yıktı! Bugün kavga edeceksek, siz pişman olacaksınız! Hem de çok pişman! Konoha bunun peşini bırakmayacak!"

Şu an Ukon muydu, yoksa Ryouta mı? Bunu kendisi de bilmiyordu. Fakat tüm bu yalanları sıkıp, palavraları söylerken, gardını indirmemişti. Tetikte kalmaya devam etti. Elleri suratının önünde birleşmiş gözükse de, ağzı konuşuyor olsa da, zihni onlara odaklanmış gibi gözükse de, aslında tam olarak öyle değildi. Çakrasını henüz ortaya çıkarmamıştı fakat çıkarmaya hazırdı. Her an Shunshin yapabilecek konumdaydı. Ayrıca Ayatsuito jutsusunu da uygulamaya koyabilecek durumdaydı. Daha önceden misinalarına sardığı patlayıcı parşömenler hazır durumdaydı. Olası bir durumda, bunları kullanmaktan çekinmeyecekti. Tabii ki önceliği hala, barışçıl çözümdü.
Image
Künye
İsim: Saiki Ryouta
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.80
Kilo: 70
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Fuuton, Katon
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 400
Prestij: -
Kullanılabilir GP: 1

Motivasyon:
Güç Arzusu: Her sabah kalktığında, aklından geçirdiği tek bir şey olurdu. Daha güçlü biri olmak. Bu yüzden her türlü zorluk ve acıya göğüs germeye kararlıdır. Önündeki yol ne kadar zor olsa da, o yol üzerinde yürümekten asla vazgeçmeyecektir.

Komplikasyon:
Açgözlülük: Kendini güçlendirmek konusunda oldukça saplantılıdır. Ne kadar tehlikeli olsa da, eğer kendini güçlendirecek bir şey varsa, o şeyi takip edecektir. Güçlü bir silah, iyi bir teknik ya da daha başka şeyler. Bu uğurda kendini tehlikeye atmaya ve insanları katletmeye hazırdır.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 4
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin - D Rank
Ayatsuito - D Rank
Ryuka no Jutsu - C Rank
Fuujin no Jutsu - B Rank
Suzaku no Jutsu - A Rank
Taijutsu
-
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar: Standart Ekipman Çantası
10 metre Sentetik Misina(Normal)
2×Kondisyon Hapı(Normal)
1×Kan Hapı(Normal)
1×Chakra Hapı(Normal)
1×İyileştirici Hapı(Normal)
1×Patlayıcı Parşömen(Kötü)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Saiki Ryouta] Ateşe Uçan Güve

Post by GM - Naruto » December 11th, 2018, 2:28 pm

Fısıltı şeklinde söylediğin ilk cümleler, kendi kulaklarına anca erişirken, kafanı çevirdiğinde karşıda duran shinobilerin bu sözleri duymuş olduğunu, onların yüz ifadesinden anlayabiliyorsun. Ancak bu cümleleri fazla önemsediklerini söylemek de çok hayalci bir tavır olarak beliriyor. Cümlelerin devam ederken, tahta parçalarıyla ilgili fasla geldiğinde, adamların yüz ifadesinde hafif bir değişim olduğunu görebiliyorsun. Ancak bu ifade değişimi bir korku veya tedirginlik değil, daha çok pişmanlık tadında oluyor. Yumruklarını havaya kaldırdığın esnada ise, karşındaki shinobilerin vücutlarını bir nebze daha gerdiğini fark ediyorsun.

Herhangi bir saldırıya karşın kendi pozisyonunu aldığın sırada ise, seninle konuşan shinobi bir adım öne çıkıyor ve “O tahta parçaları…” diyor sesi kısılırken. Sanki gizli bir bilgi verecek gibi bir tavra bürünen shinobi “Bak dostum, bizler kukla ustalarıyız. Daha doğrusu Suna’da üretilen kuklaları denemelere alan shinobi timi üyeleriyiz. O gördüğün tahtalar da bizim kuklalarımıza ait parçalardı. Aslında onları orada bırakmamamız gerekiyordu, ama gece karanlığında uğraşmak istememiştik. Madem sen de onları gördün, bu durumu bir sır olarak saklaman gerekiyor.” diyor. Sözleri hem samimi hem de tehditkar bir havada kulağına çarparken karşındaki shinobilerden biri “Ben parçaları toplamaya gidiyorum.” diyor sakin bir şekilde. Gruptaki diğer shinobiler kafalarıyla belli belirsiz bir onaylama hareketi yaptıktan sonra, bu shinobi aranızdan ayrılmak için hareketlenirken, seninle konuşan shinobi “Sen de bizimle karargahımıza gel. İşimiz bittiğinde beraber Suna’ya döneriz. Sen de bir daha kaybolup yolunu şaşırmazsın.” diyor. Ancak shinobilerin temkinli davranışlarının son bulduğunu söylemek henüz mümkün değil. Duruma bakılacak olursa da, seni önlerine alıp, kendileri de senin arkandan gitmek isteyecek gibi duruyorlar.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Saiki Ryouta
Posts:63
Joined:September 1st, 2018, 10:43 am

Re: [Saiki Ryouta] Ateşe Uçan Güve

Post by Saiki Ryouta » December 14th, 2018, 6:31 am

Bu durum böylelikle çözülmüş müydü? Cevap tabii ki, bir hayırdı.

Şartlar henüz istediği şekle ulaşmamış, gelmemişti. Ama eylemleri kısmen de olsa, başarılı olmuştu. Şimdi bu eylemlerin devamını getirip, durumu istediği şartlara uygun hale getirmesi gerekiyordu. Bunu yapabilmek için de elbette yine kelimelerin gücüne ihtiyacı vardı.

Kelimeler... Bazen bıçaktan bile keskin olurdu. Bazen de tilkiler kadar sinsi ve kurnaz. Burada Ryouta'nın alacağı yol elbette, tilki olmaktı. Sinsi ve kurnaz sözlerini fısıldamalıydı, karşısında bulunan insanların kulaklarına. Onları istediği şekle sokması gerekiyordu. Tıpkı kili yoğuran çömlekçi misali.

Sözler söylenip, ortalık durulduktan sonra o da sakinleşmişti. Yumrukları aşağı doğru süzülmüş, yerini sessizliğe ve sukunüte bırakmıştı. Kafasında soru işareti yok değildi. Hem Ryouta'nın, hem de Ukon'un. Sözler durulsa da, jest ve mimikleri bu şaşkınlığı ortaya çıkarmıştı. Az önce kanlı bıçaklıydık? Nasıl oluyor da şimdi böyle olduk? Düşünceleri tam olarak böyleydi.

Asıl kilit noktalara değinen sözler, önemsiz kalmıştı. Fakat birkaç tahta parçası için... Açıkçası bu noktada kelimeler kifayetsiz kalıyordu. Fakat, çok da umursamadı bu durumu. Zafere giden yolda, hangi yolu aldığın çok da önemli değildi aslında. Önemli olan, zaferi elde etmekti sadece. Çünkü kazanan her zaman kraldı, kaybeden ise sadece bir köpek. Hem de ölü bir köpek. Ryouta da bugünün kazanan tarafta olmak istiyordu.

Bedeninde herhangi bir aktivite olmasa da, gülüyordu. Kendi iç dünyasındaydı yine. Sırıtan, sinir bozucu suratı, beyaz dişleri ile loş ışığın altında parlıyordu. Şeytani bir sırıtıştı bu. Sinsi, yılan gibiydi. Belki de bir tıslamaya bile benzetilebilirdi. Temelinde yatan mantıksa, tahmin edilebilirdi. Kukla ustaları... Bu kulağa biraz korkunç gelebilirdi. Fakat işin gerçek boyutu farklıydı. Gerçekten büyük usta olmadığı sürece, kukla ustaları zayıftı. Çünkü temelde dayanakları sadece kuklalardı. Kendilerine ait olan gerçek bir güç değildi. Tıpkı bir kılıç gibiydi. Dış bir güç.

Parmak basılması gereken bir başka yer de, direkt olarak kukla kullanıcıları olmamaları. Deneme timi olmaları, ki bu onları daha da zayıf yapardı. Bu da Ryouta'nın işine gelirdi. Tüm bu bilgiler, shinobilerin gerçekleri adlı bir kitapta yazmıyordu. Fakat kendisi bu yorumları yapıyordu. Bilgisi de belki yüzeyseldi. Belki hiçbir şey bile bilmiyordu. Sadece bildiğini sanıyordu. Ama ne fark eder ki? Kendine güveni tamdı. Bu işi başarabileceğinden emindi.

Derin bir nefes aldı. Rahatlama beliriverdi suratında. Bir güvenin kaderi, ateşe uçmaktır. O ateşte yanmaktır. Ryouta da bir güveydi. Yanmalıydı. Ama aynı zaman yakmalıydı da. Kaderin melun zincirlerini kırıp, arşa çıkmalıydı. Küllerinden yeniden doğup, bir güvenin, bir ankaya dönüşünü tüm dünyaya izlettirmeliydi. Ya da tüm evrene. Hırsı, en güçlü olduğu konuydu. Doymak bilmez bir açgözlülükten ziyade, aşırı bir hırstı bu. Dünyanın en güçlü insanı unvanını istemedi sadece. Evrenin en güçlü varlığı olmak. İstediği şey buydu. Tüm sınırları kırıp, her şeye karşı bağımsızlık kazanmak. Uzayı, zamanı, kaderi, evreni ve var olan her şeyin sınırlarını aşmak. Tam olarak istediği buydu.

Ukon'un suretinde dünyanın ta kendisine baktı. Yere ve göğe, karşısındaki shinobilere; iç dünyasında gözleri alev aldı. Hırstan alev aldı. Yumruklarını sıktı yine, iç dünyasında kendi suretinde. Ellerini çok sert sıkmasından dolayı, gelen çatırdılar kulağına ulaşmıştı. İç dünyası bir ilüzyon olsa da, duyguları gerçekti. Dolayısıyla hırsın dışa vurumu da gerçekti. Fethetmek! Her şeyi fethetmek! Önündeki shinobilerden başlayacaktı işe. İlk bu yeri, ardından Suna'yı fethedecekti! Onun yolunun daha başındaydı. Çok az ilerlemişti. Önünü bile göremiyordu henüz. Fakat yolunun bir gün yıldızlara kadar uzanacağının da farkındaydı. Kesinlikle uzayacaktı. Uzamıyorsa, kendi bir yol yaratacaktı. Yol üzerinde engellerle karşılaşırsa, o engelleri yok edecekti! Kimse onun yoluna çıkamazdı! Çıkanlar, yok olmaya mahkumdu! Hırslı ama acımasız bir kalp, her şeyi yapmayı göze alan bir zihin.

Gözleri sakinleşmiş vaziyetteyken, güldü. Bu sefer Ukon olarak yaptı bunu. Karşısında bulunan shinobilere karşı. Ama biraz mahçup bir gülümsemeydi bu. Ardından konuşmaya girdi. "Bir keresinde Hokage-sama'nın konuşmasına katılma şerefinde bulunmuştum. Tüm Konoha'ya sesleniyordu o zaman. Tabii büyük Hokage Uzumaki Naruto-sama'nın konuşmasına nail olabilmek çok büyük bir şeydi. Ben de heyecanla gittim." Tüm bunları söyledikten sonra tükürüğünü yuttu. "O konuşmayı birkaç sözle noktaladı ki, kendime yemin ettim. Bunu asla unutmayacağıma! Orada şöyle demişti; 'Bir iyilik, bir insanın zihnini değiştirir. Bir insan, dünyanın kaderini değiştirir. Unutmayın; yaptığınız her iyilik, dünyanın çevresinde dönüp dolaşıp yine sizi bulacaktır.' Bunu duyunca, dünya görüşüm gerçekçi olmak gerekirse epeyce değişti."

Derin bir soluk aldı. "Siz şimdi bana yardımcı olmayı kabul ettiniz. Bir iyilik yaptınız. Eminim ki Naruto-sama'nın da dediği gibi bu iyilik, size geri dönecektir. Her şey bir yana, tavrınız ve ilginiz için çok müteşekkirim. Fakat, bir konu var ki, size anlatmam gereken. Çok utanıyorum. Sizin tahtaları Giichi alıp arabaya götürdü. Tekeri tamir etmeye çalışacaktık onlarla. Tabii bu, birini bulamazsak yapmaya çalışacağımız şeydi. Ki, ne ben, ne de Giichi bu işlerden çok anlarız. Yani büyük ihtimalle o tahtalar güvende. Fakat bıraktığınız yerde değil. Birlikte gidersek, sizi arabaya kadar götürürüz. Hem aracı da Giichi ile birlikte alıp, birlikte büyük Sunagakure'ye geçeriz oradan. Ha, ne dersiniz?" Bunları söyledikten sonra, elini başının arkasına götürüp, utangaç ve suç işlemişçesine yine gülecekti. Bir halt yemiş, verilen bir şeyi eline yüzüne bulaştırmış görünümüydü bu. Ardından az önceki gibi yine fısıldayacaktı. Kendisinin bile zor duyacağı şekilde. "Giichi... Sana o tahtaları almayalım demiştim, adi herif!" diyecekti. Aynı şekilde bu sözleri de işitmesini bekliyordu shinobilerin.

Tabii tüm bu eylemlerin hepsi, ayrılmaya gidiyorum diyen shinobinin hemen ardından olacaktı. Ki, o shinobi ayrılmadan olaya bir çözüm bulabilmeliydi. İşlerin daha da sarpa sarmasını istemedi. Tabii, şunu da en son eklemeyi unutmayacaktı. "Sırrınız için konuşmam gerekirse, bunu yaşlı ve yatalak olan babama bile anlatmayacağıma yemin edebilirim! Giichi bile bilmeyecek!" Sonlandıracaktı var olan ve olmuş her şeyi. Uzun bir konuşma yapmıştı. Sırf, dikkatlerini farklı yere çekmek ve ana konuyu daha kolay bir şekilde yutturabilmek için. Gardlarını indirmeye çalışacaktı bu konuşmalarla. Artık 10 dakika önceki adam değildi. 15 dakika önceki adamdı. Konuşa konuşa, herkes bir diğerinin kişiliğini yavaş yavaş anlıyordu. Anlamaya da devam ediyordu. Bu uzun sohbetler sonucu da, buradaki shinobiler, bir nebze de olsa artık Ukon mu, Ryouta mı olduğu bilinmez kişiye güven duymaya başlayacaktı. En azından öyle umuyordu. Ayrıca, bu konunun da bir an önce çözüme kavuşmasını istiyordu. Sabırsız değildi, fakat vakit nakittir düşüncesine sahipti. Oldukça fazla da yalan söylemişti. Her ayrı bir konuşmada farklı bir yalan vardı. Hatta Naruto adına bile yalanlar uydurmuştu. Artık bu işe bir son verme vakti geldi de, geçiyordu.
Image
Künye
İsim: Saiki Ryouta
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.80
Kilo: 70
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Fuuton, Katon
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 400
Prestij: -
Kullanılabilir GP: 1

Motivasyon:
Güç Arzusu: Her sabah kalktığında, aklından geçirdiği tek bir şey olurdu. Daha güçlü biri olmak. Bu yüzden her türlü zorluk ve acıya göğüs germeye kararlıdır. Önündeki yol ne kadar zor olsa da, o yol üzerinde yürümekten asla vazgeçmeyecektir.

Komplikasyon:
Açgözlülük: Kendini güçlendirmek konusunda oldukça saplantılıdır. Ne kadar tehlikeli olsa da, eğer kendini güçlendirecek bir şey varsa, o şeyi takip edecektir. Güçlü bir silah, iyi bir teknik ya da daha başka şeyler. Bu uğurda kendini tehlikeye atmaya ve insanları katletmeye hazırdır.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 4
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin - D Rank
Ayatsuito - D Rank
Ryuka no Jutsu - C Rank
Fuujin no Jutsu - B Rank
Suzaku no Jutsu - A Rank
Taijutsu
-
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar: Standart Ekipman Çantası
10 metre Sentetik Misina(Normal)
2×Kondisyon Hapı(Normal)
1×Kan Hapı(Normal)
1×Chakra Hapı(Normal)
1×İyileştirici Hapı(Normal)
1×Patlayıcı Parşömen(Kötü)
Locked

Return to “Diğer Ülkeler”