[Jin Ryoken] Son veya Başlangıç (Part 3)

[GM - Naruto]

Yerinin fark edilmesine çok az bir süre kaldığını anlayarak kafanda kurduğu planı uygulamaya koyuyorsun. Elinde bulunan kafayı, bulunduğun konum itibariyle mümkün olduğunca sert ve hızlı bir şekilde erkek shinobiye fırlatıyorsun. Tam bu anda, katananla birlikte kendini de aşağıya bırakıyorsun! Ölü adamın kafası erkek shinobinin doğrudan kafasına isabet ediyor ve adam daha ne olduğunu anlayamadan kendini yerde buluyor. Birkaç metre yerde tedbir amaçlı yuvarlanan erkek shinobi, kadına shinobiye saldırabilmen için yeterli süreyi sana tanımış oluyor. İki elinle yere dik bir şekilde tuttuğun katananı kunoichinin sol omzuyla kafasının birleştiği noktaya soktuğunda, katananın kadının bağırsaklarına kadar parçaladığını anlayabiliyorsun. Kadının büyüyen ve yukarıya doğru kayan göz bebekleri, onun çoktan öldüğünü sana müjdelerken, katananı kadına sapladığın noktadan çıkarıyorsun.

Katananı çıkarmanın ardından, yüzüne gözüne sıçrayan kan görüş açını bulanıklaştırsa da, elinin tersiyle yüzündeki kanı sildiğinde, ölü kunoichide yere yığılıyor. Bakışların erkek shinobiye döndüğünde ise, adamın kafasındaki kanamayı görebiliyorsun. Alın kısmından süzülen kanlar burnundan aşağıya doğru damlarken, bu shinobi korkmuş bir şekilde, yerde geri geri sürünmeye başlıyor. Shinobi ölümden kaçar gibi sürünerek senden uzaklaşmaya çalışırken, sana herhangi bir mukavemette bulunacak gibi durmuyor.

[Jin Ryoken]

Planlar planlar. Bazı planlar işe yaramayabilir fakat benim planlarım işe yarar. Elimdeki kafayı çok hızlı ve güçlü bir şekilde adama fırlattıktan sonra hızlıca katanamla beraber atlamıştım aşağı. Ölü adamın kafası istediğim gibi erkek shinobiye isabet ediyordu ve adam bir anda yere yığılıyordu. Erkek olan bir kaç metre yerde yuvarlandığında kadına saldırabilecek vakti bulabilmiştim. İki elimle beraber katanamı dik bir şekilde tutarak sol omzuyla kafasının birleştiği yerden katanamı sokuyordum. Sonrasında dik bir şekilde inişimle beraber kadını bağırsaklarına kadar yarıyordum. Kadının büyüyen ve yukarı kayan göz bebeklerinden onun canını aldığımı anlıyor ve katanamı geri çekiyordum. Ah ne yazık değil mi?

Katanamı çıkarırken üzerime sıçrayan kanlar görüş açımı bulanıklaştırıyordu. Elimle yüzümü sildikten sonra diğer avıma doğru devam ettim. Adamın alın kısmından süzülen bir kanama vardı. Shinobi ölümden kaçar gibi korkak bir şekilde uzaklaşıyordu benden. Yerde sürüne sürüne. Bana bir şey yapabilecek gibi değildi. Hazır onu korkutmuşken ondan bilgi edinebilirdim belki de. Hatanamı hafifçe salladıktan sonra sol elimi yana açıp esnedim ve adamın gözlerinin içine bakarak konuşamya başladım.

"Ah, ne çabuk öldü değil mi? Hiç beklemiyordum. Bir bakmışım organları elimde kalmış."

Dedikten sonra adımlarımı hafif hızlandırıp adama doğru yürümeye başladım. Ondan bilgi edinmek istiyordum fakat bu hızlı bir şekilde olmalıydı. Sonra da onu öldürüp yoluma devam etmeliydim.

"Seninle bir soru cevap oyunu oynayalım shinobi. Yanlış cevaplar verirsen, sonun arkadaki gibi olur anlaştık mı? Ben soracağım, sen cevaplayacaksın ve burdan çekip gideceksin. Senin kılına dokunmayacağım."

Diyordum. Tabi ki yalan söylüyorum. Onu öldüreceğim. Fakat bunu söylemek işe yarar diye düşünüyorum. Belki buradan kurtulup beni ihbar etmeyi falan düşünür ve böylelikle doğru cevaplar verir. Adamın tam yanına gelip katanamı vücudunda gezdirecek ve konuşmama soğuk bir ses tonuyla devam edecektim.

"Bir araştırma grubu. 4 kişiler. 2 chuunin 2 genin bulunuyor. Chuuninlerden biri 1.70 boylarında, kaslı ve kel. Kafasında Konoha'nın sembolü bulunuyor. Şimdi bana dedilerki bu elemanlar bu kamplardan birinde konaklayacak. Ama neredeler bilmiyorum. Şanslısın, bunu bana söyleyecek ve burdan zararsız bir şekilde çıkacak olan sensin."

Dedikten sonra katanamı vücudunda biraz daha bastırarak gezdiriyor ve taşaklarına geldiğimde duruyordum. Onu hayatı yerine taşaklarıyla tehdit etmek, başta verdiğim sözü tutabilecek gibi durmamı sağlayabilirdi. Taşaklarına katanamı hafifçe bastırdıktan sonra konuşmama devam ettim.

"Yalan sevmem. İki şansın var. Birincide yalan söylersen ve ikincide doğruyu söylersen, tek taşaklı olarak yaşarsın. İlkinde doğru söylersen hiçbir şey olmadan yürür gidersin. İkisinde de yalan söylersen, ah bilmiyorum.."

Dedikten sonra şeytani bir gülümsemeyi yapıştırdım dudaklarımın hatlarına. Gözleri kan hırsıyla dönmüş bir kurt gibi gülümsüyor ve bakıyordum. Bana verdiği bilgileri dikkatle dinleyecek ve sonrasında ne yapmam gerektiğine karar verecektim.

[GM - Naruto]

Ölen kunoichinin kanına bulanmış katananı savurmanın ardından, kadının kanları katanandan sıyrılıp yere doğru düşüyor. İlk cümlelerinle beraber shinobinin üstüne yürümeye başladığında, shinobi geri geri kaçmaya devam ediyor. Yerde sürünerek yaptığı ilerlemesi, az önce patlamanın yaşandığı alana gelince son bulan shinobi, yalvaran gözlerle sana bakmaya başlarken katananı shinobinin vücuduna temas ettirdiğinde, shinobinin ürktüğünü görüyorsun. Cümlelerini takiben katanan shinobinin testislerinin olduğu yere geldiğinde, shinobinin soğuk terler dökmeye başladığı fark ediyorsun. Alnından süzülen kanlara eşlik eden bu ter damlaları, shinobinin teslimiyetini sembolize ederken “Onlar… onlar…” diyerek kekelemeye başlıyor adam. Hemen ardından derin bir nefes alan adam “… gitti… Buradan gittiler. Dün… Konoha’ya dönüş yolundalar… Ama diğer kamp alanlarında duraksayacaklar… Rapor… rapor topluyorlar… O yüzden çok fazla ilerlemiş olamazlar… Gerçekten… yalan söylemiyorum… Başka… başka bir şey bilmiyorum… Sana yemin ederim… İnan bilmiyorum…” diyor. Bu andan sonra birden susan shinobi, utançla suratına bakarken, katananın bulunduğu noktada bir renk değişimi gözüne çarpıyor. Giderek ıslak bir görünüm ortaya çıkarken, shinobinin bıdırdanarak yeminler ettiğini duyuyorsun.

[Jin Ryoken]

İçimden bağırmak geliyor. "Ah korkak herif midemi bulandırıyorsun!" diye bağırmak istiyorum. Onun üstüne yürüdükçe kaçması, korkaklığını gözler önüne sermesi iğrendiriyordu beni. Zorla mı shinobi oldun? Önünde bir dostunu kestim ve hiçbir şey yapmadan, korkak bir velet gibi yerde yattın ha? Eminim ki kellesini alacağım geninler bile senden cesaretlidir. Önümdeki shinobi patlayan elemanın olduğu yere kadar ilerledi. Köpek yavrusu gibi baktığında, midemi daha çok bulanıdırıyordu. Gözlerinde gördüğüm o yalvarışları umursamadan katanamın soğuk çeliğini gezdirmeye başladım vücudunda. Cümlelerimi kuruyor ve katanamı onun taşaklarına getirerek sorularımın cevabını bekliyordum.

Kekeleye kekeleye cümlelerini kurmaya çalışıyordu. Dün buradan gitmiş olan hedeflerim, ilerideki kamplarda duracaktı. Yalan söylemediğine beni ikna etmeye çalışan bu elemana inanıyordum. Böyle bir durumda böyle korkak bir köpek yavrusunun, aç kurta karşı yalan söylemeyeceğini biliyordum. Söyleyemeyeceğini. Cümleleri bittikten sonra shinobi aniden susuyor ve utançla suratıma bakıyordu. Katanamın olduğu yerde bir ıslaklık oluşuyordu. Öyle ki korkudan işemesi ile birlikte son dualarını etmeye başladığı belliydi. Hafifçe gülümsedikten sonra katanamı oradan çekip, pantolonuna silecek ve konuşacaktım aynı zamanda.

"Şşş, sakin ol evlat. Sakin ol..."

Sesimdeki soğuklukla beraber katanamı sildikten sonra cümlelerime devam ettim.

"Burada kaç kamp var? Tahminen onlar şuan hangi kamptalar? Bana bunların da cevaplarını ver."

Dedikten sonra cevap bekleyecektim. Bu cevaplardan sonra bu elemanla bir işim kalmıyordu artık. Cevaplarımı aldıktan sonra katanamı boğazına dayayacak ve hızlı bir kesikle bitirecektim işini. Sonrasında ise üstünü aramak istiyordum. İşime yarayacak bir ekipman olup olmadığını görmek zorundaydım. Sonrasında Konoha alınbandını alacak ve takacaktım. Bundan böyle yoluma Konoha alınbandıyla devam etmeyi düşünüyordum. Alınbandımı boğazıma taktıktan sonra cesetleri yok etme işlemine geçmek zorundaydım. Cesetleri patlayan adamın olduğu yere çektikten sonra sol koluma çakra vererek o sıvıyı çıkartmayı deneyecek ve onları eritmeyi deneyecektim. İşe yarasa da, yaramasa da yoluma devam edecektim sonrasında. Adamdan aldığım bilgiler ışığında, yoluma devam etmek istiyorum.

[GM - Naruto]

Her ne kadar adama sakinleşmesini söylesen de, altına işeyen ve derin derin nefes alıp veren shinobinin bunu becerebildiğini söylemek güç. Yine de sorduğun soru üzerine birkaç kekelemenin ardından “Konoha'ya kadar 10-15 tane kamp alanı vardır. Şimdi onlar üçüncü veya dördüncü alanda olmalılar. Ayrıca, önden geninleri yollayıp raporları toplatıyor olabilirler. Bunlar gerçek, seni gördüğümü de söylemem kimseye, yalvarırım bağışla!” diyor. Ancak sen aldığı bu bilgilerin ardından katananı adamın boğazına dayıyor ve hızlı bir hareketle adamın boğazını kesiyorsun! Adamın boğazından sıçrayan kanlar bir kez daha üstünü başını batırmana neden olurken, shinobinin üzerindeki ekipman çantasını alıyorsun. İçinde 2 kunai, 3 shuriken ve 1 patlayıcı parşömen olan çantanın içindekileri alıp çantayı bırakıyorsun.

Tüm bunların ardından, kunoichinin cesedini de shinobinin cesedinin yanına getiriyorsun. Sol elini erkek shinobinin üzerine koyup bu eline çakranın yönlendirdiğinde, siyah sıvının temas ettiğin noktadan itibaren yayılmaya başladığını görüyorsun. Ancak bu yayılma bir hayli yavaş oluyor ve sen çakra vermeye devam ettikçe yayılma devam ediyor. Önce avucunun içi kadar olan çürütme işlemi, sonrasında avucunun etrafına yayılmaya başlıyor. Bu halde tüm adamı çürütmenin saatlerini alacağını anlıyorsun. Elini adamın üzerinden çektiğinde ise, dokunduğun bölgenin erimediğini, sadece çürümüş bir hale dönüştüğünü görüyorsun. Yani bu haliyle adaman eriyip yok olma gibi bir olasılığının bulunmadığını da bu şekilde anlamış oluyorsun. Sol elinle adamın çürüyen kısmını kavradığında ise, bu kısmı basitçe koparabildiğini fark ediyorsun. Ancak bu noktada dikkatini çeken şey, kopardığın kemikli ete rağmen, ölen adamın bu bölgesinde herhangi bir kanamanın olmaması oluyor. Siyah sıvı halen daha orada varlığını korumaya devam ederken, birkaç dakika sonra, bu sıvının buharalaşarak yok olduğunu görüyorsun. Sonrasında ise etten kanın sızdığını ve diğer yaşanması gerekenlerin yaşandığını görüyorsun.

Bu noktadan sonra iki cesedi de yok etmenin zaman bakımından mümkün olmadığını anlayarak onları orada öylece bırakıp yoluna devam ediyorsun. Gennosuke'nin verdiği bilgileri öldürdüğün shinobinin bilgileriyle harmanlayarak ilerleyişini sürdürüyorsun.

Bir sonraki kamp alanına vardığında, burada kimsenin olmadığını fark ederek yoluna devam ediyorsun. Sonraki kamp alanına geldiğinde ise, buranın bir hayli açık bir alanda olduğunu ve alanın içinde birkaç kişi olduğunu görebiliyorsun. Kamp alanı, önceki gördüklerine benzer şekilde olsa da, tek ve en büyük farkı tamamen açık bir alanda olması. Dolayısıyla bu kamp alanının pek güvenlikli olduğu söylenemez. Şu an ağaçların ardında oduğun için buradaki kişiler henüz seni fark etmemiş durumdalar. Kamp alanında bulunan üç kişiye baktığında ise, aradığın kişilerin onlar olmadığını ve bir hayli rahat tavırlar sergilediklerini görüyorsun. Ayrıca kamp alanının yapısı itibariyle, onların burada konaklayan kişiler olmadığını da anlayabiliyorsun. Öldürdüğün son shinobinin söylediğine göre ise, aradığın kişiler bundan sonraki kamp alanında veya ondan sonraki kamp alanında bulunuyorlar

Off Topic

İmzanda bulunan "Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar" bölümüne ölen shinobiden aldığın 2 kunai, 3 shuriken ve 1 patlayıcı parşömen ile Gennosuke'nin sana verdiği kunai ve parşömenlerden geriye kalan 2 kunai ve 1 patlayıcı parşömeni eklemelisin. Bu eklemeyi yapmaman halinde söz konusu ekipmanları kullanamayacaksın.

[GM - Naruto]

Off Topic

İlk pasiflik uyarını veriyorum, güle güle kullan.

[Jin Ryoken]

Lafımı dinlemeyenleri sevmiyorum. Sana sakin ol diyorsam, sakin ol. En azından sakin bir şekilde ölebilirdin. Ama, ölmeden önceki tercihleri sorgulayan birisi değilim. O bu şekilde ölmek istedi, bende onu bu şekilde öldürüyorum. Bir bebek gibi altına işemeye devam ederken sorduğum soruların cevabını vermeye başladı bana. 10-15 tane kamp alanının olduğunu ve onların şuan ya üçüncü ya da dördüncüde olduğunu söylüyordu. Geninlerin önden, chuuninlerin ise onların arkasından geliyor olması da muhtemelmiş. Aslında böyle olursa gayet iyi olur. Chuuninleri öldürdükten sonra geninleri hızlı bir şekilde öldürebilirim. Yoksa hepsini birden öldürmek biraz daha zamanımı alacak. Bilgileri aldıktan sonra, adamın kurtuluşunu sağlıyordum boğazına dayadığım katanam ile. Boğazından sıçrayan kanlar üstüm tekrar batırıyordu. Aslında her şey ileriki planıma uygun gidiyor. Üstümün kanla batması bile benim için güzel bir planın parçası. Gerçekçi bir planın küçük gibi gözüken ama büyük bir parçası.

Shinobinin ekipman çantasından çıkan eşyaları aldıktan sonra kadının cesedini de bunun yanına getiriyordum. Amacım başta kolumun gücüyle, daha doğrusu jölesi ile onları eritmekti. Sol elimi erkek olanın üzerine koyuyor ve çakramı yönlendirmeye başlıyordum. Kolumun gücü hatırladığım ve bildiğim kadarıyla böyle işliyordu. Öncelik olarak çakrayı yönlendirmeli ve sıvıyı açığa çıkartmalıydım. İstediğim ve bildiğim gibi sıvı yayılmaya başlıyordu ancak bir hayli yavaş yayılıyordu. Önce avucumun içi kadar bir yayılma, sonrasında daha geniş alanlara yayılma oluyordu. Bu duruma devam edersem saatlerim gideceğinden, bırakmak zorunda kalıyordum. Sonuçta zaman benim için en önemli şeylerden biri. Elimi çektikten sonra dokunduğum böyle erimemiş, çürümüş bir hal almıştı. Bunu gördükten sonra adamı eritmeminde mümkün olmadığını anlıyordum.

Sol elimle adamın çürüyen kısmını kavradığımda çürüyen kısım basit bir şekilde kopuyordu. Bunu zaten biliyordum. Önceki suikastimde Kyuwa'nın kolunu bir anda bu şekilde koparmıştım. Ancak, Kyuwa'da olduğu gibi bu adamında kopan kısmında bir kanama olmuyordu. Siyah sıvı orada durmaya devam ederken hiçbir şey olmuyor ve sonrasında sıvı buharlaştığında etten kan sızıyor ve normal kolu kopmuş birinin başına gelmesi gereken şeyler geliyordu. Kısacası siyah sıvı adamın üzerinde durduğu sürece çürümüş et parçası olarak bir kanama veya başka bir şey olmayacaktı lakin buharlaştığı zaman her şey eski haline dönecekti. Bu kol hakkında daha fazla gizem keşfetmek beni heyecanlandırıyordu. Denemem gereken bir olayda koluma kan sürmek olmalıydı. En son yaşadığım hissiyatı tekrardan test etmem gerekiyordu. Önemli bir şey olma ihtimali yüksekti fakat yoluma devam etmek zorundayım. Bu yüzden bunu o chuunin ve geninlerin kanıyla deneyeceğim.

Gennosuke'nin verdiği bilgilere öldürdüğüm shinobinin verdiği bilgileri ekleyerek yoluma devam ediyorum. Bir sonraki kamp alanına geldiğim zaman orada kimsenin olmadığını görerek diğer kamp alanına geçişimi yapıyordum. Diğer kamp alanı öncekilere çok benziyordu fakat burası tamamen açık bir alandaydı. Pek güvenli olmayan bu kamp alanında üç kişiyi gözüme kestiriyordum. Ağaçların arkasında olduğum için beni fark etmemişlerdi. Onlara daha dikkatli baktığımda çok rahat tavırlar sergilediklerini görüyor ve onların benim aradığım kişiler olmadığını anlıyordum. Kamp yapısı ile beraber, onların burada konaklayan kişiler olmadıkları belli idi. Öldürdüğüm son shinobinin söylemlerine göre, saldırmam gereken kişiler ya sonraki kampta ya da ondan sonraki kampta olmalıydılar. Buradakiler önceki gelenler gibi devriye ekibi olmalıydılar. Onlara bulaşmak istemiyordum, bu sefer direk öbür kampa gitmeyi planlıyordum. Artık hedeflerimi öldürmeliydim. Kendim için en güvenli yolu seçmek zorundaydım. Diğer kamp için ağaçların ardında gitmeye devam etmek benim için en iyisi olacaktı. Bir an önce diğer kampa gitmeliyim.

[GM - Naruto]

Bulunduğun bölgedeki kamp alanındakilere bulaşmayıp yoluna devam etme kararı veriyorsun. Ağaçların arasından, temkinli bir şekilde ve mümkün olduğunca herhangi bir ses çıkartmadan ilerlemeni yapıyorsunuz. Ne var ki, bu anda istemesen de etrafa yayılan hışırtıların kamp alanındaki bir shinobinin dikkatini çektiğini fark ediyorsun! Bulunduğun konuma bakışlarını yönlendiren shinobi, eliyle diğerlerine de o yöne bakmaları için işaret yapıyor. Şansına koca gövdeli bir ağacın arkasına saklanarak shinobilerin bulundukları yerdeki görüş açılarından çıkıyorsun. Ancak hepsinin de gözleriyle bulunduğun yeri taradıklarına eminsin. Kafandan çeşitli kaçış ve saldırı planları geçerken, shinobilerin hareketlendiklerine dair duyabileceğin en ufak bir ses için de kulağını kabartıyorsun. Ne var ki, shinobilerden birinin “Hoi acemi! Bir tavşanın ayak sesleriyle bu kadar ciddi tavır takınırsan, çok uzun yaşayamazsın. Biraz rahat ol.” diyor. Bir diğer shinobinin hafif bir kahkaha ile bu sözlere karşılık vermesinin ardından ise, seni fark eden shinobinin güveninin kırılacağını ve artık bulunduğun noktaya bakmayacağını anlayabiliyorsun. Kafanı hafifçe ağacın arkasından uzattığında ise, bu durumun gerçek olduğunu anlıyor ve yoluna daha temkinli ancak rahat bir şekilde devam ediyorsun.

Gennosuke tarafından kafana sokulan güzergahta ilerlemeye devam ederek, bir sonraki kamp alanına varmayı planlıyorsun. Bu noktaya kadar işler planladığın gibi gidiyor ve sonunda bir sonraki kamp alanına varıyorsun. Ancak bu varış, senin açından bir problem de çıkarmıyor değil. Zira vardığın kamp alanı, içinde yapı barındıran bir kamp alanı oluyor. Etraftaki yüksek ağaçlar dikkate alındığında, doğal bir koruma alanı içerisinde bulunan bir buçuk katlı gibi görünen, betonarme ve dikdörtgen şeklindeki, tavanı düz olan bu yapının küçük pencereleri, buraya bir kule havası da veriyor. Önünde bulunduğu konuma göre büyük sayılabilecek açık bir alanı bulunan ve yan tarafı bol yeşilli bu alanda, ilk anda dışarıdaki 5 kişi gözüne çarpıyor. Hepsinde de Konoha alınbandı mevcut durumda ve kendince bir şeylerle meşguller. Şimdilik bu kişiler seni fark etmiş değiller, ancak görebildiğin kadarıyla bu kişiler senin hedefinde olan kişiler de değiller. Öte yandan, yapı içerisinden gelen sesler, yapı içerisinde de birilerinin olduğunu sana anlatan cinsten. Dolayısıyla öldürdüğün shinobinin verdiği bilgiye göre, aradığın kişilerin burada olması muhtemel ve hatta şu anda yapı içerisinde bile olabilirler.

[Jin Ryoken]

Bulaşmamayı tercih etmek en mantıklı yoldu. Geldiğimde yeterince insanı öldürdüm, hala bunun riskini taşıyorken birde bunlara dadanamazdım. Risklerin artması demek, geri dönmek zorunda kalmak değil benim için. Buradaki herhangi bir riskin kesin olarak doğuracağı sonuç, ölüm. Bu yüzden temkinli, sessiz adımlarla devam ettim yoluma. Lakin, ben ses çıkartmak istemiyorsamda çıkan hışırtılar bana engel oldu. Shinobilerin dikkatini çektiğimi anlamıştım, buraya doğru baktığında bir el hareketiyle diğerlerinin de buraya bakmalarını sağlamıştı. O an, gözüme kestirdiğim koca bir ağacın arkasına geçerek onların görüş açısından çıkmayı başarmıştım. Buraya odaklandıklarını ve burayı taradıklarını biliyordum, bu yüzden kafamda kaçış ve saldırı planları kurmaya başlamıştım bile.

Onlara odaklanmış bir durumda iken, aralarından birisi bana "acemi" diye bağırdı ve ardından dalga geçtiği bir cümle kurdu. Diğer shinobi ise bu cümlelere kahkaha ile eşlik ettiğinde rahatlamıştım. Birilerini öldürmeme gerek kalmayacaktı. O shinobinin bir daha buraya bakmayacağını biliyordum, genede durumu teyit etmek adına kafamı çıkartıp kontrol ediyordum. Durumun ciddiyetini anladığımda ise artık gitme vakti geldiğini anlıyordum.

Gennosuke'nin söylediği güzergahtan devam ederek diğer kamp alanına varıyordum. Bu noktaya kadar işlediğim planladığım gibi gidiyordu ve sonrasında diğer kamp alanına geçiş yapıyordum. Artık aradığım kişiler burada olmalıydı. Ancak, burası benim için bir problem oluşturuyordu. Buradaki kamp alanının içinde bir yapı bulunuyordu. Etraftaki ağaçları da göze alınca doğal bir koruma alanında gibi gözüken, 1.5 katlı betonarme ve dikdörtgen şeklindeki tavanı düz bir yapı idi. Bu yapıya ait olan küçük pencereler tam bir kule havası yaşatıyordu. Büyük sayılabilecek bir açık alana sahip olan bu yapının bol yeşilli yan tarafında 5 kişi bulunuyordu. Hepsinde Konoha alınbandı bulunuyordu ve bir şeylerle meşgul gibilerdi. Bu kişiler beni fark etmiş değildi fakat bunlar benim aradığım kişilerde değildi. Yapı içerisinden gelen sesler ise yapının içerisinde birileri olduğunu anlatıyordu. Buna göre, aradığım kişiler bu yapının içinde olabilirlerdi.

Peki ben ne yapmayı planlıyordum? 5 kişiye rağmen içeri mi girmeliyim? Ya da direk dalmalı mıyım? Hayır hayır. Ben önden gideceğim. Evet, onlar ne yapıyorlarsa yapsınlar, ben bu planın önünde olacağım. Onlar ise arkamdan gelecek ve ben kazanacağım. Ağaçların üstünde, kendimi belli etmeden diğer kamp alanına geçecek ve ağaçlara pusacağım. Onları orada bekleyecek ve öldüreceğim. Orada pustuğum vakitte ise, 2 adet patlayıcı parşomenimi 2 kunaime saracağım. Hem, öldürdüğüm adam belki geninler önden gitmiştir demişti değil mi? Onları orada bulursam direk öldürme şansımda olur...

[GM - Naruto]

Bulunduğun alandaki kamp alanını pas geçerek, bir diğerine gitmek için hareketleniyorsun. Başından beri gecenin içinde yaptığın işlere o kadar dalmış bir haldeyken, Güneş’in doğuşuna şahitlik etmek sana yeni bir hayata başlamışsın hissi yaratıyor. Üstüne sıçrayan ve kurumuş kan lekeleri Güneş’in ilk ışıklarıyla daha belirgin bir hale gelirken, içerisinde yapı barındıran kamp alanından, diğerlerin göre daha uzak olan kamp alanına varıyorsun. Bu alan, öncekilere nazaran daha kurak bir özellik gösteriyor. Etrafındaki ağaçların seyrekliği, zeminin kuruluğu gibi etkenler, buranın aslında bir kamp alanında ziyade bir duraklama yeri olduğunu sana gösteriyor. Yine de birkaç büyük gövdeli ağacın dalında pusabilecek alan bulabiliyor ve vardığın bu kamp alanını incelemeye başlıyorsun.

Kamp alanında ilk dikkatini çeken üç Konoha shinobisinin var olduğu oluyor. Diğerine göre uzun boylu olan shinobi ile biri kızıl saçlı, diğeri ise siyah saçlara sahip 1.50 boylarında iki Konoha shinobisini görmen, dikkatini birkaç kat arttırmana neden oluyor. Uzun boylu shinobi, Gennosuke’nin sana tasvir ettiği fiziksel özellikleri üzerinde barındırmasa da, diğer iki shinobinin belirtilen fiziksel özellikleri taşıması üzerine iki adet patlayıcı parşömeni iki kunaine sarıyorsun. Üç kişi aralarında bir süre konuşsa da, aradaki mesafeye rağmen söylenenleri duyamıyorsun. Ancak kısa bir süre sonra, uzun boylu shinobi senin geldiğin yola doğru hızla harekete geçerken, diğer iki shinobiden siyah saçlı olan yere oturuyor. Kızıl saçlı ve şişman bir kız olan shinobi ise, üzerindeki kıyafetten çıkardığı bir paketi açıyor ve içinden çıkardığı şeyleri yemeye başlıyor. Bu sırada yerde oturan shinobiye de bir şeyler anlatmaya başlayan kızıl saçlı shinobinin anlattıkları, siyah saçlı shinobinin pek ilgisi çekmiyor gibi görünüyor. Onların kendi aralarındaki bu sohbeti ise, senin hem onları hem de ortamı incelemen için yeterli zamanı sana sağlıyor.

Erkek Shinobinin Görünümü

Kız Shinobinin Görünümü

Bulunduğun yer, iki shinobiden 50 metre kadar uzakta. Alan ise dairesel bir şekilde ve 30 metre yarıçaplı bir alan. Bu alanın dışında ise senin dalında durduğun ağaç gibi birkaç tane büyük, diğerleri ise boy olarak sıradan ağaçlardan bile küçük birçok ağaç bulunmakta. Zemin kuru topraktan oluşuyor ve ağaçların alana müdahalesi pek fazla değil. Ayrıca zeminde büyük sayılabilecek taş ve kayalar da bulunmuyor. Yani, dümdüz bir alan olduğunu söylemek pek de yanlış olmaz. İki shinobiden erkek olanın yüzü hemen hemen sana dönük bir şekilde, kızın ise yüzü daha çok yerde oturan shinobiye dönük. Uzun boylu shinobi ise artık etrafta görünmüyor ve ortamda bir hayvana dair bile bir iz bulunmuyor. Diğer bir deyişle, üçünüzün yalnız olduğuna hemen hemen eminsin.