Rakiplerine saplanan kazıklar birer toz bulutuna dönüşürken ikinci dalgayı oluşturuyorsun. İlk kazık, en yakınındaki peçeliye iniyor. Henüz ilk acının sersemliğini atamamışken aynı yerden, aynı darbeyi alıyor adam. Acı bir çığlıkla iyice zemine yapışırken bilincini kaybetmemek için didindiğini farkedebiliyorsun. Adımlıyor, yavaş yavaş ilerlemeye çalışan adama yönlendiriyorsun kazıklar. Sırtına inen iki kazıkla birlikte silahından aldığı güç onu ayakta tutmaya yetmiyor, zemine bırakıyor kendini. Son ikisi ise toprak ellerle yakaladıklarına. İlki adamın omzuna, diğeri ise açıkta duran göğsüne saplanıyor. Adam acıyla gerinmek istese de onu sarmalayan toprak kollar buna izin vermiyor.
Çantandan kunaini çıkararak dövüşü sonlandırmak için hareketleniyorsun. Ensesine darbe yemiş eleman hafifçe doğrulmak isterken yine aynı yere gömüyorsun darbeni. Ensesine sokup çıkardığın kunai ile peçeliyi son nefeslerini vermek üzere yalnız bırakıyorsun. Sonraki hedefin toprak ellerle sarmalanan oluyor. O kısma senden önce bunshinin ulaşırken, toprak uzuvlardan birinin üzerine çıkarak peçelinin boynunu sertçe çeviriyor. Çıkan tok sesler irkilmene neden oluyor. Düşmanın da olsa, çekilen acıya empati duyabiliyorsun.
Son peçeli ise, tüm bunlar olurken genjutsunun etkilerinden sıyrılıyor. Kazıklar tekrar toz bulutuna dönüşürken, acısını unutup ayaklanmaya çalışıyor. Suratındaki delice öfke vücuduna güç katıyor, yere düşen silahını alarak peltek 2-3 adım atıyor sana doğru. Aradaki mesafe fazlasıyla uzun. Birebir dövüşte rahatlıkla harcayabileceğini düşünüyorsun, zira hareketlerinde hiçbir düzen yok.
Ancak son av sana bahşedilmemiş. Metal kabloların sesini tekrar işitiyorsun. Sol omzunun hemen üstünden geçip gidiyor bir tanesi. Çizdiği kavis, onu karşındaki peçeli ile buluşturuyor. Diğer bir kablo ise sağ taraftan hızlanıyor, az önce toprak ellerle zemine kitlediğin peçeliye. Ölmüş olmasına rağmen neden ? Saliseler sonra cevabını alıyorsun, metal kablo önce klonunu ardından adamı deşerek ilerliyor, hızla geri çekiliyor.
Klonunun yok olmasının anlamını biliyorsun, gözlerin önündeki peçeliye dönüyor. Sırtından yiyeceğin bir darbeye de hazırsın az çok. Kablonun ucundaki kesit peçeliyi deşip geçtiği anda, aşırı hızlı bir şekilde geri dönüş yaparak adamı da beraberinde sürüklüyor. Çarpmaktan kurtulmak için yana doğru yarım atsan da nafile, omuzlarınız çarpışıyor, çarpışmanın etkisiyle çevrende tur atmaya başlıyorsun.
Bu turu ise bir el yarıda kesiyor. Önce boğazına yapışıyor hınçla. Görüşünü düzeltiyor, karşındaki Çiy üyesine kilitleniyorsun. Sana wakizashisini fırlatan. Önceki sakin aurasından hiçbir eser yok. Maskenin ardında kalan gri gözleri net bir şekilde seçebiliyorsun ve bu bakışlar kanını donduruyor.
Boğazını sıkan el nefesini keserken ağzını açıyor, nefes almak için bir boşluk yaratmak istiyorsun. Ağzın açıldığı anda, Çiy üyesi tek eliyle şimdiye dek gördüğün en hızlı mühür serisini hayata geçiriyor. Bir göz kırpmalık mesafede biten mühürler sonrasında tüm hikayenin başına dönüyorsun adeta. Çaresizsin. Mühürleri tamamlayan el dilini kavrarken yapabildiğin tek şey cılız yumruklarla karşılık vermeye çalışmak oluyor.
Dilin yanıyor. Yanma hissi dilinden aşağıya, yemek ve soluk borundan içeri süzülüyor. Miden kavruluyor, iç organların acıyla kendini parçalıyor. Birkaç saniye boyunca sıkıca tutuyor dilini, ardından hem dilini hem de seni fırlatıyor geriye olağanca gücüyle. Yerde sekiyor, kolların karın bölgeni sıkıca kavrarken yerinde kıvranıyorsun. Acı sanki hiç geçmeyecekmiş gibi, yayıldıkça yayılıyor.
"Gyaku ölmeni istemişti. En azından seninle işi bittiğinde, sonun bu olacaktı.." Elini sarmış siyah eldivenleri gevşetiyor, birkaç adım atarak zemine saplı wakizashisini çıkarıyor yerinden.
"Çiy ise farklı düşünüyor. Şimdiye dek seni çevreleyen kaderin bir şans olduğunu biliyor." Acı içindeki kıvranmaların azalırken acının da hafiflediğini hissediyorsun. Lakin normal bir dürtü değil bu. Acı silinmek yerine, sanki tek bir noktada toplanıp oraya gömülüyor. Tam göğsünde oluşan bu noktanın yerini biliyorsun, sadece hissetmiyorsun.
"Hikayeni dinleme fırsatını yakaladık." Zemine inen iki maskeli daha görüyorsun. Seni görmezden gelerek yerdeki cesetleri kaldırmaya başlıyorlar. Sen ise, seninle konuşan adamın sesindeki yumuşamayla rahatlıyorsun. Az önce acıyla zeminden kopardığın ıslak toprak parmaklarının arasından kayıp gidiyor rahatlamanla. Çiy üyesi, yattığın yerin birkaç adım ötesine wakizashisini tekrar batırıyor ve önüne çöküyor. Yerden avuç büyüklüğünde bir taş parçası alırken, bileğinden akan siyah dalgaların bu taşı sardığını, taşın üzerinde okuyamadığın şekillere, yazılara dönüştüğünü görüyorsun.
"Üç saniye." diyor maskeli dikkatini çekmek istercesine, ardından taşı yavaşça havaya fırlatıyor. Gözlerin taşı takip ederken içinden saymaya başlıyorsun. Bir... İki... Üç... Taşın havada süzülüşü sonlanırken önce birkaç çatlak oluşuyor, ardından yanmaya, erimeye başlıyor ! Parçalanan taş yoğun, sıvımsı bir yapıda zemine dökülürken tekrar maskenin ardında gördüğün gri gözlere kilitleniyorsun.
"Senin için bu süre 1 sene, Fukase Naegi."
Adam yerinden doğrulurken içinden tekrar başlıyorsun saniyeleri saymaya. Çok açık konuşmuyor fakat saatli bir bombaya dönüştüğünü anlamak için çok zeki olmaya da gerek yok.
"Muteki Toami. Beynini yıkayan, seni Riaru'nun kuklası haline çeviren kişi. Hikayenin, senin tarafından bilinmeyen noktası." Kafanı çevirdiğinde, çevredeki tüm cesetlerin yok olduğunu görüyorsun. Diğer maskelilerden yahut beyaz saçlıdan bir iz yok.
"Tekrar Riaru'nun kuklası olabilirsin. Yağmur'un altını üstüne getirebilirsin. Farketmez." Sola doğru birkaç adım atıyor maskeli. Wakizashisi ile en yakınındaki ağaca derin bir çizik atıyor.
"Muteki Toami kim Naegi ? Neden Riaru için çalışıyor ? Nerede ? Bir sene boyunca kim olduğunu bulmak yerine, her saniyeni cevaplara aramakla geçir." Geriye doğru birkaç adım atıyor maskeli.
"Bir sene sonra bu noktada olacağız, bilgiye karşılık hayatın. Öncesinde bizi ziyaret etmek istersen-" Ağaç üzerine açtığı çiziği işaret ediyor.
"Yeni bir çizik eklemen yeterli." Elini hafifçe kaldırıyor. Seni selamlamak için mi yapıyor, yoksa bir işaret mi emin değilsin. Gözünü kırpıyor ve adamın kayboluşuna şahitlik ediyorsun.
Off Topic
Ekstra bir eylemin yoksa, son bir rp yazarak konunu sonlandırabilirsin.
Off Topic
Düzeltme : Konunun yaz döneminde geçtiği unutulmuş, erken ölüme gidiyordun. Güncel dönemimiz kış, geçmişe dair bir rp yazmayacaksan kış döneminden başlayacaksın. Gerekli bilgiye
'bu' mesajdan ulaşabilirsin. Altı ay, bir sene olarak değiştirildi.