[Chouwano Kagi] Ağlatırlar, güldürürler.

Diğer ninja köylerine sahip ülkeler.
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Chouwano Kagi] Ağlatırlar, güldürürler.

Post by GM - Naruto » September 3rd, 2021, 9:21 am

Sözlerini iki shinobi de dikkatli bir şekilde dinliyor. Her bir kelimene önem verdiklerini açıkça anlamış olman nedeniyle, sözlerini daha dikkatli ve özenli seçiyorsun. Aslında bu durum da shinobileri ikna etmen açısından sana yardımcı oluyor. Her ne kadar söylediklerinden herhangi bir yalan olmasa da shinobilerin görevleri gereği her şeyden şüphelendiklerini hissedebiliyorsun. Bu durum karşısında, pek yapacak bir şeyin olmadığını da bilerek, konuşarak ilerlemeye devam etmeyi umuyorsun.

Konuşmanın bitmesinin ardından her iki shinobi de dikkatlice bakışlarını üzerinde gezdiriyor. Gözleriyle sözlerini tarayan ve içini okumaya çalışır gibi duran shinobiler on saniyelik bir sessizliğe gömülüyor. Onların da konuşmayı uzatma niyetleri olmadığını sezebiliyorsun ancak bir yandan da senin geçmene izin vermek konusunda hala tereddütleri olduğunu da fark edebiliyorsun. Nitekim, bu sessizliği bozan erkek shinobi oluyor ve bakışlarını sana dikip yüzüne katı bir ifade vererek “Pekala, yoluna devam edebilirsin. İsmim Kagi demiştin, ancak soyadını söylemedin. Kayıtları geçmesi için onu da paylaştıktan sonra devam edebilirsin.” diyor. Senin doğruları söylemenin karşısında erkek shinobi sorumluluğu üstlenmişçesine geçmene izin verirken, kadın shinobi de gergin omuzlarını hafifçe salarak daha rahat bir pozisyona geçiyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: [Chouwano Kagi] Ağlatırlar, güldürürler.

Post by Chouwano Kagi » September 6th, 2021, 2:34 am

Uzunca bir sessizlik olmuştu. Kagi bir sağa, bir sola bakıyordu. Bu haliyle tepesinde bir baykuşun uçtuğunu bilen fakat nerede olduğunu bilmeyen bir kar tavşanı gibi hissetmişti kendisini. Her saniye onu daha da garip hissettiriyordu. Zira o, sessizliği daima kendi çabalarıyla ve yalnızca kendi başına tesis edebilmişti. Şimdi hiç tanımadığı ve belki de kendisini pek hoş görmeyen iki kişi ile uzunca bir sessizliğin içine dalmıştı.

Bu esirliğin daha fazla sürdürülemez olduğu aşikardı. Sessizliği erkek olan bozdu ve Kagi'yi geçmişiyle bir yüzleşmeye bıraktı. Kanıyla, nesebiyle yüz yüze geldiği bir hadise idi bu. Gençken de umursamazdı kanını, zira adı Uchiha, Uzumaki ya da Hozuki gibi ağırlığı olan ve taşımaktan gurur duyacağı bir ad değildi bu. Bazen kanını suçlar bazen de aslında kanı asil yapacak kişinin kendisi olduğu gerçeğini de kabul etmeden edemezdi. Hoş ve boş bir heves idi onunki; unutmuş, gitmişti. Fakat kimisi unutmuyor, hatta yüzüne çarpıyordu.

İnsanları yeniden tanıyordu. Beladan uzak durma isteği kendi isteği dışında oluşan bir istekti. Köpek görünce karşı kaldırıma geçme, tekin olmayan kimseleri görünce bir sokak öteden gitme isteği gibi bir histi bu. Yol biraz uzatılırdı lakin canın güvenliği sağlanırdı. Onu yapmaktan başka çaresi yoktu. Yalan söylemeyecekti elbette. Fakat doğruyu da söylemeyecekti.

"Ben bir keşişim." Sözünün ardından oldukça belirgin bir tebessüm yaptı. Muhataplarına bir şeyler ima ediyordu. Devam etti: "Ustama Chagama'yı verdiler. Haliyle ben de her zaman kendime Chawan no Kagi'yi yakıştırdım." Sözlerini bitirdikten sonra izin verirlerse yerleşimin olduğu yöne gidecek, vermezlerse kalmaya devam edecekti.
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Chouwano Kagi] Ağlatırlar, güldürürler.

Post by GM - Naruto » September 6th, 2021, 4:07 pm

İlk cümlen ve ardından yüzüne beliren tebessüm kendince bir ima içerse de karşındaki iki shinobinin bunu anladığını pek düşünmüyorsun. Şu an için bu durum herhangi bir değerlendirme yapacak kadar önemli olmadığı için konuşmanı sürdürüyor ve sorulan sorunun cevabını veriyorsun. Her ne kadar verdiğin cevap klasik bir soyisim barındırmaması nedeniyle karşındaki erkek shinobiyi pek mutlu etmemiş gibi görünse de, onun da bu soru cevap faslından sıkılmış olduğunu fark edebiliyorsun. Bu nedenle erkek shinobi başını birkaç kez belli belirsiz salladıktan sonra “Geç bakalım keşiş hanım.” diyor biraz bezgin bir tonla. Ardından önünden çekilip yola devam etmene olanak sağlıyor.

Güneş giderek sağ tarafındaki ufka yönelmeye başlamışken, ormanlık alanların içinde yaptığın yolculuk da devam ediyor. Sıklaşan ağaçlar sana yerde bulunan tek bir patikadan ilerleme imkanı sağlıyor. Her ne kadar bir shinobi olarak ağaç üstünde ilerlemek de senin için mümkün olsa da baştan beri bu yönde kullanmadığın tercihlerin nedeniyle, yoldan sakin bir yürüyüşle sürdürüyorsun ilerlemeni. Sık orman, Güneş’in etkilerini daha az hissetmene neden olurken, ağaç dalları arasında gördüğün ve gözlerinle takip edebildiğin bir dağ, sana kılavuz oluyor. Dağa doğru attığın her adımda Tanzaku’ya daha da yaklaştığını hissedebiliyorsun. En azından izcilik yetilerin, bu hususta kafanda soru işaretleri oluşturmanın önüne geçiyor.

Akşam vakitlerine doğru, tek tük insanla karşılaşarak sürdürdüğün yolculuğun yürüdüğün patikanın bir nebze genişlemesi ve önündeki yolu daha net görebileceğin bir açıklığa kavuşmasıyla devam ediyor. Bu kez manzaran ağaçlardan ziyade yüksek surlar oluyor. Bu surlar Tanzaku’ya geldiğini sana ifade ederken, büyükçe bir giriş kapısı yönelmen gereken yeri de gösteriyor. Etrafındaki insan sayısı yoldakine nazaran nispeten artsa da, onlarla iletişime girmeni engelleyen tek nokta neredeyse tamamının zil zurna sarhoş olması oluyor. Bu nedenle kimseyle konuşamadan ve kimseye bir şey danışamadan, böylesine bir şeye ihtiyacın olmasa bile, dümdüz yürüyerek Tanzaku’nun giriş kapısına doğru ilerliyorsun.

Tanzaku’yu adeta bir çember gibi saran surun bu düzenin, bulunduğun açıdan bakarak kavrayabiliyorsun. Bununla birlikte dikkatini en çok çeken şey, surların içinde adeta bir mabet gibi yükselmiş bir kale görüyorsun. Surların genel görünümü pek yeni olmasa kalenin ihtişamlı görüntüsü epey yeni görünüyor. Ancak yine de bu kalenin şimdiki zamana özgü modern bir mimariyle inşa edilmemiş olduğunu, daha çok geçmişin izlerinden esinlenildiğini az çok anlayabiliyorsun. Giriş kapısının hemen önünde ise beklemekte olan 10 kişilik bir grup hemen gözüne ilişiyor. Gözlerin bu grubun ardındaki kişiyi arıyor ve kısa bir süre sonra yine bir Konoha shinobisinin giriş kapısında bulunduğunu görüyorsun.

Hafifçe iç çekerek kapıya doğru ilerlediğinde, önünde bulunan 10 kişil grubun bir turist kafilesi olduğunu anlayabiliyorsun. Konohalı erkek shinobi, seni sorguya çeken kişilerden farklı olarak oldukça güleryüzlü ve sempatik bir şekilde grubu içeri aldıktan sonra bakışları sana yöneliyor. Seni hızlıca baştan aşağıya süzdükten sonra “Tanzaku’ya hoşgeldiniz hanfendi.” diyor yarı flörtöz bir tavırla. Hemen ardından “Eğlencenin kalbinin attığı bu yerde, her şeyden fazla eğlenceyi bulabileceğinize emin olabilirsiniz. Ancak yine de, güvenliğiniz için birkaç hatırlatma yapmama izin verin.” diyor. Neredeyse ezbere dile getirilen bu sözlerin ardından shinobi “Herhangi bir hırsızlık veya gasp olayına mahal vermemek adına yüklü miktarlarda parayı yanınızda taşımayın. Suç oranı düşük olsa onca sarhoş insanı zapt etmek kolay olmuyor. Bunun yanında, bazen size sarkıntılık yapmak isteyenler çıkabilir. Bu durumda, derhal işletme sahibine durumu bildiriniz. En kısa sürede bir arkadaşımız olaya müdahale edecektir. Bununla birlikte, zor durumda kalmanız halinde de en yakın işletmeye sığınabilir ve işletme sahibine durumu izah edebilirsiniz. Gördüğünüz herhangi bir sıkıntılı durumu lütfen yetkililere bildirmekten çekinmeyin.” diyor. Hızlı hızlı ve neredeyse herkese aynı şeyleri söylediği belli olan erkek shinobi tüm sözlerinin ardından “İyi eğlenceler!” diyor şimdiden kendisi eğlenir gibi şen bir tavırla. Tüm bu sözleri ve tavırları ise shinobinin aslında girişi kontrol eden bir shinobiden ziyade Tanzaku'ya gelenlere danışmanlık yapmakta olan birisi olduğu izlenimi uyandırıyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: [Chouwano Kagi] Ağlatırlar, güldürürler.

Post by Chouwano Kagi » September 8th, 2021, 4:34 am

Shinobilerin yanından ayrıldı ve Tanzaku'ya doğru ilerlediğini umduğu patikadan ilerlemeye devam etti. Sık ve gür ağaçlar ışık yoluyla yönünü bulmasını engellese de heybetli bir dağ ile kendini pekala oryante ediyordu. Aklında herhangi bir konu veya düşünce yoktu. Zira yine yolda bir yerde sızıp kalmak istemiyordu. Çevresini fazla incelemiyor, oyalanmıyor ve yalnızca yürüyordu. Başı önde eğik bir biçimde yolu ve ayaklarını takip ediyor gibiydi. Başını, yalnızca dağı veya ışığı aradığı zaman kaldırıyordu.

Güneş artık ufuk perdesinin ardına gizlendiğinde Kagi, ''Tanzaku'' varsaydığı yere varmıştı. Uzun mu uzun duvar göğün kubbesini zorlarcasına arşa yükseliyordu. Düşüncesizlik halinden ister istemez azat olmak zorunda kaldı. Zira bu duvarların gayesini anlamamıştı. Surları hiç sevmediğine kanaat getirmişti fakat surları yapanlara da kızamazdı. Zira en nihayetinde ya kendilerini dışarıdan koruyorlardı ya da dışarıyı kendilerinden koruyorlardı. Düşman olduğu şey "korunma" hissiyatının gereksinimiydi.

Şaşkın ve meraklı gözlerle surların arasında koca bir gedik olarak duran aralığa doğru ilerlemeye başladı. Yanındaki insanlar sıklaşmıştı lakin az önceden daha konuşulabilir değillerdi. Patikadayken gördükleriyle ne konuşacağı vardı ne de konuşası keza pek de azlardı. Bilakis şimdi çoklardı hatta Kagi'nin de konuşası vardı fakat hepsi sarhoştu. Söylenen sözü anlamaz, attıkları adımı kendileri atmazlardı. Onlara üzülüp geçip gitmekten başka bir şey de yapmadı, yapamazdı.

Surların içinde kabuk içinde inci misali bir de büyük kale bulunuyordu. Kagi "Yoksa yanlışlıkla Daimyo'nun sarayına mı geldim?" diye düşünmeden edemedi. Surların, kalenin farklı bir şeyi temsil ettiğinden emindi. Farklı bir fikriyat, farklı bir hissiyat ve dönemin izlerini taşıdığını pekala anlayabiliyor ve farkları kolaylıkla seçebiliyordu. Yalnızca bu farkların ne anlama geldiğini anlamıyordu.

Sur önünde bulunan turist kafilesi addettiği insanların yanına sokuldu. Biraz kendisini yabani hissetmişti zira buranın ne olduğu hakkında bir fikri yoktu ve ne yapması gerektiğini de bilmiyordu. Yaşadığı iki kontrol tecrübesinden sonra yine birisinin tepesine çökeceğini ve "NİYE?!" "NEDEN?!" gibi cevabı basit fakat ilam etmesi zor soruları soracağı korkusu minik kalbinin bir noktasında çoktan yer etmişti.

Shinobilerden birisi onu bakışlarıyla yakalamış ve Kagi de ışık gören tavşan gibi ona bakakalmıştı. Korktuğu gibi bir görüntü hasıl olmamıştı. Konuşması sıradan bir insan diyaloğundan ziyade metelik atınca şarkı çalmaya başlayan bir oyuncak gibi olsa da sevecen ve neşeli bir shinobi ile karşılaşmıştı. "Bir saat boyunca her gelene aynı yeri anlatacak olsaydım herhalde delirirdim." diye düşündü Kagi. Konoha shinobilerinin varlığını da irdelemeden edemedi. Üzerine bir süre daha düşünecek ve belki de yeni çağda shinobilerin varlığı adına pek tutarlı saptamalar yapacaktı fakat en nihayetinde bir şey değiştiremeyeceğini ve kendisini shinobi olarak addetmediği için bu konuda söz hakkının olmadığına kâni oldu. Boş verdi ve içeriye doğru ilerledi. "En azından Tanzaku'daymışım"

Kagi içeri girdi; sağa baktı, sola baktı. Şehrin içine dağılan yollar gözünde dibi görünmez kuyu gibi göründü. Sanki hangisini seçerse seçsin bir karanlığa düşüp kaybolacakmış gibi hissetti. Çevresinde dolanan insanların nereye gittiklerini anlamaya çalışsa da sanki her şey her yere dağılıyor gibiydi. Arkasını dönüp kendisiyle konuşan shinobiye "Kaplıca arıyorum." diye sormak istediyse de onun halen daha gelene gidene bir şeyler anlattığını görünce yüküne yük olmak istemedi.

Yol ağzından çekilip nispeten boş bir yere geçti ve içeriyi gözlemeye başladı. Kim nereye gidiyor, kimin ağzından ne kelimeler söz oluyor; biraz olsun öğrenmek istiyordu.
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Chouwano Kagi] Ağlatırlar, güldürürler.

Post by GM - Naruto » September 8th, 2021, 9:55 am

Tanzaku’ya girişini yapmanla birlikte, burada yaşayanların şen halin gözlerinin önüne seriliyor. Havanın kararmaya başlaması Tanzaku’yu ışıl ışıl bir hale büründürüyor ve insanlar da bu ışıltının içerisinde kendilerini kaybetmeye başlıyorlar. Hemen önünden ilerleyen genişçe yolun, Tanzaku’nun merkezine doğru ilerlediğini rahatlıkla anlayabiliyorsun. Gözlerinle yolu takip ettiğinde, bu yolun kaleye kadar devam edebileceği hissiyatı içine doluyor. Bunun yanında, ana yoldan birçok tali yol sağa ve sola dönüyor. Bu yolların ise çeşitli yerleşim noktalarına ulaştığını az çok kestirebiliyorsun. Her ne kadar Tanzaku’nun girişinden -duruma göre çıkışında- bulunuyor olsan da insan kalabalığının buralardan başlıyor olması bir nebze garibine gidiyor. Ancak genel olarak neredeyse herkes Tanzaku’nun merkezine doğru ilerlemeye başlamış gibi duruyor.

Bulunduğun noktadan ayrılıp daha kuytu bir yere çekildiğinde, bulunduğun bölgede pek de dükkanvari bir yer olmadığını görebiliyorsun. Gündelik ihtiyaçlar karşılamaya yönelik malzeme satan -market, manav, küçük çaplı restoran gibi- birkaç dükkan dışında işletme niteliği taşıyan bir yer pek yok gibi. Daha çok yaşam alanı olarak kullanılan evlerin ise klasik mimarinin izlerini taşımaları ve yüksek katlı olmamaları ilk dikkatini çeken husus oluyor. Tüm bunların yanında, gözlerin merkeze doğru ilerleyen kişiler arasında dolanan birkaç shinobiyi de hemen kestirebiliyor. Genel olarak sıkıntılı bir halleri bulunmasa da her birinin temkinli davranışları gözüne ilişiyor.

İnsanların nereye doğru yöneldiklerini az çok anlamış olsan da sözlerine verdiğin dikkat seni bir sonuca ulaştırabilir gibi görünmüyor. İnsanların evlerinden çıkıp merkeze doğru yaptıkları ilerleyiş, giderek kalabalık bir grubun göçünü anımsatıyor. Bu haliyle de birbirlerine giren sesler ve konuşmalardan dolayı pek bir şey anlayabildiğin söylenemez. Yine de anlayabildiğin kadarıyla, insanların bir şeyler yiyip içmek ve kumar oynamak amacıyla merkeze doğru ilerlediklerine dair birkaç söz kulağına ilişiyor. Bunun dışındakiler, gündelik ve önemsiz konuşmalardan ibaret oluyor.

Son olarak, merkeze ilerleyen kişilerin genellikle orta yaş ve üstü erkekler oluşu dikkatini çeken bir diğer husus oluyor. Her ne kadar gençler ve kadınlar da bir araya gelip bu göçe dahil olsalar da, sayıları dikkat çekecek kadar az oluyor. Bunun yanında yerleşkelerde halen ışıkların yanık olması, ev ahalisinin tamamen kendini sokaklara atmadığını da sana anlatıyor. Tüm bu çıkarım ve gözlemlerine rağmen, kaplıcalara dair herhangi bir bilgi kulağına gelmiyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: [Chouwano Kagi] Ağlatırlar, güldürürler.

Post by Chouwano Kagi » September 9th, 2021, 6:14 am

Güneşin yokluğunu fırsat bilen lambalar gecenin karanlığını üstüne kaftan yapıp giymişti. Her biri ayrı renklerde kendini gösteriyor ve insanları, belli ki aceleye zorluyorlardı. Kagi olduğu yerden ifadesiz bir surat ile hepsini izlemeye çalıştı fakat o kadar çoklardı ki her birinin detayına dikkat etmek pek de zor idi. İnsanların hepsinde bir neşe hali hakimdi. Adımlarında dahi bir melodik ritmin olduğunu söylemek yanlış olmazdı. Fakat Kagi onları böylesine mutlu eden kutlu şeyin ne olduğunu kavrayamıyor haliyle kendisi bu mutluluk kervanına katılamıyordu.

Çekildiği köşeden insanlardan ziyade çevreyi gözetledi. Binalar ne Kusa'dakilere ne de Konoha'dakilere benziyordu, ilk izleniminde düşündüğü gibi kendine has bir mimariye sahipti. Hiçbir şey kolay olmuyordu elbette, şehrin girişinde herhangi bir kaplıca tabelası göze çarpmıyordu. Bunun yanında sokaklar hıncahınç doluydu fakat yerel halkın belirli bir kısmı bu neşe kervanına henüz veya hiç katılmayacak gibiydi.

İnsanların sözlerinden bir şey çıkartmak da pek mümkün görünmüyordu zira her birinin sözü ötekine karışıyor aynı kelam aynı kelama denk düşerse de anladığı şey; yemek, içmek ve kumar oynamak ile alakalı oluyordu. Bir süre daha kulak kabartıp ilgi çeken bir şey duymak ve görmek istediyse de istediğini alamadı. Bu bilinmez yoz kentte burnunun gösterdiği ayaklarının götürdüğü yere başı buyruk gidip oyalanmak istemediğine kanaat getirdi.

Etrafa bakarken gözüne çarpan shinobiler arasından birini -mümkünse kadın- durduracak ve "Burada bir kaplıca ya da çamaşırhane var mı?" diye soracaktı. Eğer ikisi de varsa öncelikle kaplıcaya gidecekti.
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Chouwano Kagi] Ağlatırlar, güldürürler.

Post by GM - Naruto » September 9th, 2021, 3:48 pm

Gözlerin sivillerden ayrılıp sana yardımcı olacak bir kadın shinobi aradığında, kısa sürede hedefini gözüne kestiriyorsun. Senden en fazla birkaç yaş büyük olsa da vücudunun gelişkinliği bir hayli ileride olan, dalgalı, sarı uzun saçları beline kadar inmiş olan, teninin beyazlığı geceyi aydınlatan bir kadın shinobi hemen dikkatini çekiyor. Ne var ki bu ilgi çekme hususu sadece sana has olmuyor ve kadının etrafında kim varsa, hepsinin de ona hayranlıkla bakmakta olduğunu görebiliyorsun. Klasik shinobi kıyafetlerinin içinde bile oldukça çekici görünen kadın shinobi ise bu ilgiden oldukça memnun görünüyor. Ellerini arkadan birleştirmiş bir şekilde, belinde sallanmakta olan Konoha alınbandını savura savura adımlar atan kadın shinobi Tanzaku’nun merkezine doğru ilerliyor gibi görünüyor.

Hedefindeki kadın shinobiyi birkaç saniye izlemenin ardından onun yanına doğru adımlıyorsun. Etrafında artan insan popülasyonuna aldırmaksızın adımlarını kadın shinobinin yanına getirdiğinde, senden 10 cm kadar kısa olan kadın hafifçe bakışlarını kaldırarak, ancak yüzündeki tebessümü silmeden sana bakıyor. Kadın shinobiye doğruca sorunu sormanın ardından kadın shinobi seni hafifçe süzdükten sonra “Tabi, olmaz mı…” diyor sempatik bir tonda. Adımlamayı bu sırada kesen kadın shinobi eliyle merkeze doğru giden yolu işaret ederken “Düz ilerliyorsun, ardından karşına sola doğru devam eden diğerlerine nazaran daha geniş bir yol olacak. Bu yola giriyorsun ve yaklaşık on dakika daha ilerliyorsun. Evleri ardından bıraktığında karşına kaplıca çıkacaktır.” diyor. Bu cümlelerinden sonra bakışlarını gözlerinde sabit tutan kadın shinobi “Merkezde ise birkaç tane çamaşırhane bulabilirsin. Düz ilerlemen yeterli.” diyor.

Kadın shinobinin verdiği tarif üzerine adımlarını ilk olarak kaplıcaya doğru yönlendiriyorsun. Güzergahın üzerinde merkez da bulunduğu için bir yandan da etrafını gözlemiyorsun. Tanzaku'nun merkezine vardıkça artan işletmeler ve işletmelerdeki şen hava oldukça dikkatini çekiyor. Eğlence anlamında, bunun hakkını sonuna kadar verdikleri belli olan insanların yavaş yavaş kafaları da çekmeye başladığını görebiliyorsun. Tüm bunların yanında, arada sırada bazı yerlerden gelen bağırtı sesleri ve kaybetmenin verdiği öfke patlamalarına da denk geliyorsun. Bu haliyle, kimisi kazancıyla şen olan, kimisi kaybıyla mahvolan ve kimisi de alkolle güzelleşen insanlar silsilesinin arasından sıyrılıp geçiyorsun. Elbette geçtiğin yerleri kafana not etmeyi ve ihtiyaç halinde buralara uğrayabileceğini düşünmeyi de ihmal etmiyorsun. Bu sebeple, tüm işlerin bittiğinde yemek yiyecek aklı başında mekanlar, kalacak hanlar ve eğlenceye yönelik işletmeleri az çok tespit etmiş oluyorsun. Bunun yanında kadın shinobinin bahsettiği çamaşırhanelerden ikisinin yerini de zihnine kazıyarak ilerleyişini sürdürüyorsun.

Sana bahsedilen güzergahtan ilerleyip sol tarafa doğru devam eden yola giriyor, işletmeleri ardında bırakıp evlerin bulunduğu noktaya varıyorsun. Tanzaku'ya girdiğinde gördüklerine benzer manzaranın eşliğinde yaptığın yürüyüşün sonunda, kaplıcanın bulunduğu yere geliyorsun. Etrafında kendisinden başka hiçbir yapının bulunmadığı kaplıca, geniş bir alana inşa edilmiş gibi duruyor. Geleneksel tarzda tasarlanmış mimarisiyle, çoğu kişi için yabancılık hissi yaratmayacak kaplıcaya giriş kısmı, birkaç basamaklı merdivenin hemen bitişinde duruyor. Giriş kapısının açık olması nedeniyle içerisini rahatça görebiliyorsun ve merdivenleri çıkıp içeriye göz attığında, uzunca bir koridorun hemen sağında duran bir masa, masada oturan bir kişi ve hemen karşısında da kaplıca için havlu, terlik, sabun gibi gerekli malzemelerin bulunduğu büyükçe bir dolap olduğunu görüyorsun. Adamın hemen arkasında da emanete verilen eşyaların dikkatli bir şekilde ayrı bölümlere konularak muhafaza edildiğini görebiliyorsun. Orta yaşlı adam pek keyifli durmasa da içeriden gelen hoş sesler ve kokular, kaplıcanın cezbedici havasını oluşturmaya yetiyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: [Chouwano Kagi] Ağlatırlar, güldürürler.

Post by Chouwano Kagi » September 10th, 2021, 5:01 am

Kagi kalabalık arasından fark edilmemesi mümkün olmayan bir kadını gözünü kestirmişti. Kalabalıkta gözden kaçırmamak için gözünü ondan hiç ayırmadı ve yaklaştıkça kızın güzelliğini fark etti. O, shinobi kızın yanına ulaşmak için tabiri caizse kalabalık arasından kulaç atarken ona ulaşmak ve yanına sokulmak isteyen tek kişinin kendi olmadığını fark etti. Sanki kız dünyaydı da çevresinde kendisine pervane olan bir değil onlarca ay var gibiydi. Hafif de olsa utandı ve seçiminde bir suçluluk aramaya başladı.

Kızın yanına gelince bir şey sorup sormamak arasında kaldı. Kızın yanından çekilip başka birine sormak isteyecekti ki kızın kendisine baktığını fark etti. Kagi hafif donuk durdu sonra da başını hafifçe sallayarak "Şey.." diye başladı ve sorusunu sordu. Seçiminin rastgeleliğini sorguladığı anlarda bu kadar insan kendilerine bakarken böyle bir soru sormak da onu biraz daha garip hissettirdi.

Genç kız soruda pek hicap görmemiş olacaktı ki tepki dahi vermemiş, hal ve tavırlarında bir farklılık hissettirmemişti. Kız ona gideceği yeri tarif ederken bir eliyle beraber onun elini taklit etmeye başlamış ve anlattığına göre de eliyle yön hareketlerini yapmıştı. Kız sözünü bitirdikten sonra da "Teşekkür ederim." diyerek konuşmasını sonlandırdı. Genç kız ve peşindekiler merkeze doğru önden gitmeye başlarken arkalarından bir süre baktı. Seçiminin rastgele olduğuna ve seçici davranmadığına emin oldu. Yine de kızın olayını tam anlamış değildi. Konoha'nın shinobileri çok tutarsız ve garip kimselerdi doğrusu.

Merkeze doğru ilerlerken -halen daha bu neşenin kaynağını tam olarak anlayamasa da- herkesin mutlu ve neşeli olduğunu görmüştü. Alkolün etkisiyle ışıklar daha parlak, şakalar daha komik ve insanlar daha güzel oluyordu belki de. Kagi var olduğu haliyle vardı, zamanında yeterince gülmüş, yeterince ağlamıştı. Artık bir şeylerin daha gülünç veya daha üzünç olması için bir çabası yoktu. Şimdi bu insanlara baktığında geçmişinin silik izlerini taşıyan ve aslında daha mutlu olmak için kendi umutlarını, neşe ve sevinçlerini hoyratça harcayan ve en nihayetinde birbirininkini oburca yutma güdüsüne kapılan kimselerden başka bir şey görmemişti. Yürüdü ve gitti.

Dem geçti, yol bitti. En nihayetinde Kagi gündüz varmak için çıktığı yere de geldi. Kapısının önünde şöylece bi girişe baktı. Genişçe yayılan bu yerden sıcak suyun yükselen buharı beraberinde güzel kokuları ta buraya kadar taşıyordu. Bu noktada bazı unutulan kavramları hatırlamak zorundaydı Kagi. Zira o, Nehir Ülkesi'nin kaynayan o tertemiz sularına, Yağmur Ülkesi'nin yağmurlarını toplamak için kimseye para vermemişti. Aslında son bir yıldır yediği hiçbir şeye para vermemişti, üstündeki elbisesini bile kendi dikmişti. Chagama öğretmişti nasıl dikiş yapıldığını ona. Kumaşını da "Ayaksız" ile "Kafalı" adlı sırasıyla tembel ve çabuk sinirlenen koyunların yünü ve keten ile elleriyle dokumuşlardı. O zamanların geçtiği ve bunu bizzat kendisinin seçtiği gerçeği bir tokattı, yüzüne çarptı.

Yolculuğunun ilk defa başladığını hissetti Kagi. Birisinin nefreti, öfkesi veya sevgisi hepsi gelir geçer ve akıbet; sönüp giderlerdi. Fakat insanın yaşama arzusu daim idi. Kendisi yaşamazsa ardında bıraktıkları her zaman yaşamaya devam edecekti. İnsanlar kendi özleriyle var değillerdi çünkü. Var oldukları mekan ve zaman ile varlardı. Kagi bir yıl boyunca onlardan uzakta ve tamamen onlardan bağımsız bir hayat yaşasa da işte yeniden onlarla beraberdi. Para harcaması gereken, eğlenmesi gereken ve hayatta kalmaya çalışması gereken birisiydi. O kendini zaman ve mekandan soyutlasa da, zaman ve mekan onu soyutlamıyordu. O ölüp de böceğe yem toprağa gübre olsa bile soyutlamazdı da zaten. Hoş, bütün mesele de buydu.

Yalnızca maddî değeri ile var olan hiçbir şeyden endişelenmeyen Kagi, işte kapıdan içeri giriyordu. "Param yeter mi?" korkusu kalbini ufak da olsa hızlı hızlı çarptırmaya başlamıştı bile. "İşiniz rast gitsin." diye söze girdi ve başını eğerek selam verdi. "Fiyatlarınız nelerdir acaba? Havuza ihtiyacım yok; iki kova sıcak su ile bir sabun verseniz de bana kâfi." diye sordu.
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Chouwano Kagi] Ağlatırlar, güldürürler.

Post by GM - Naruto » September 10th, 2021, 12:05 pm

Kaplıcanın girişinde belirip içeriye adımlamaya başladığında, içeriden duran adam da seni fark ediyor ve o keyifsiz görüntüsünden bir nebze uzaklaşmak için silkeleniyor. Omuzlarını dikleştirip oturduğun yerde kalçalarını hafifçe oynatarak düzgün bir postür edinerek seni karşılıyor. Yüzünde belirgin bir gülümseme olmasa da bir müşteriyi kaçıracak memnuniyetsizlik de görünmüyor. İşinin gereği edindiği profesyonelliği kullanmaya çalışıyor gibi sadece. İyi temenni içeren cümlene başını sallayarak cevap veren adam sözlerinin ardından kafasını hafifçe sallamaya devam ediyor. Gözleriyle eşyaların bulunduğu karşısındaki dolabı işaret ederek “İhtiyacın olan şeyler burada. Ne lazım gelirse al.” diyor tınısız bir şekilde. Hemen ardından da “Kadınlar bölümüne koridorun sol tarafından geçiliyor. Kıyafetlerini çıkarabileceği bir yer de var.” diyor. Bu esnada eliyle masanın altından bir anahtar çıkaran adam bu anahtarı sana teslim etmek için uzatıyor ve o esnada “Eşyalarını koyduğun dolap için anahtar. Eşyalarını koyduktan sonra oradaki personele anahtarı verebilirsin.” diyor. Anahtara baktığında, üzerinde belirgin bir ibare bulunmayan, üzerinde “7” sayısının bulunması dışında sıradan bir anahtar görüyorsun sadece. Bu işleri yaptıktan sonra adam “Çıkarken üç-beş bir şey atarsın, artık gönlünden ne koparsa.” diyor.

Anahtarı alıp adamın tarif ettiği şekilde koridorda ilerleyip sola doğru yöneliyorsun. Burada kulağına şen kahkaha sesleri de gelmeye başlıyor. Erkek bölümünden gelen sesler daha baskın olsa da, kadınların da kahkahalarını duyabiliyorsun. Birkaç metrelik koridorda adımlamanın ardından ise karşına gelen sürgülü kapıyı çekiyorsun ve hafif bir buhar seni karşılıyor. Kapıyı ardından kapatıp içeri girdiğinde, odanın sol tarafından başka bir odaya açıldığını, düz ilerlediğin takdirde de sıcak suya ulaşabileceğini anlayabiliyorsun. Hemen karşında duran bir kadın ise başıyla seni selamlıyor ve sana kıyafetlerini çıkarabileceğin yeri söylüyor. Kapıdaki adamın bahsettiği personel olduğunu anladığın kadın seni anahtarı teslim almak için bekliyor gibi duruyor.
Off Topic
Eğer özellikle yapacağın bir şey yoksa, kaplıcadan çıkana kadar yaşadıklarının RP’sini yazabilirsin. İçeride birkaç kadının bulunduğu, genellikle kendi aralarında konuştukları gibi detaylar da ekleyebilirsin. Kurgusal bir durum söz konusu olursa müdahale etme hakkımız bulunuyor olsa da, kaplıcadan ayrılışına kadar, konunun uzamaması amacıyla, dilediğini yazabilmen mümkün.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: [Chouwano Kagi] Ağlatırlar, güldürürler.

Post by Chouwano Kagi » September 13th, 2021, 7:43 am

Kagi'nin içeri girmesi ile beraber meslek etiğinin getirdiği kurallar gereğince adam, az önceki o huysuz ve bıkkın görüntüsünden bir nebze de olsa kurtulmuş ve müşterisini karşılamıştı. Onun için büyük önem arz eden soruyu es geçerek söze girmişti yaşlı adam. Direkt usulü anlatmış ve yapması gerekenleri söylemişti. Bu durum onu biraz daha tedirgin etmişti, her şey robot kusursuzluğunda gibi hissetti. Bu şaşalı, alımlı şehre parasının yetmeyeceğine ve kapıdan çıkıp nehir aramaya başlayacağına kendini hazırlamıştı bile.

Adamın son cümlesinden sonra Kagi'nin yüzünde çok belirgin bir şaşkınlık vardı "gönlümden ne koparsa..?" diye tekrar etti. Evvela bir rahatlık sonra da şapşal bir gülümseme ile baş selamını verdi ve dolaptan ihtiyacı olan sabun, havlu ve terliğini alarak bahsedilen yöne doğru ilerledi. İçinde farklı bir mutluluk vardı. Sanki kendinden başka dünyaya değer vermeyen kimseler bulmuş gibi hissetmişti.Belki de yaptığım girizgah dolayısıyla acıyarak bu teklifi sunmuştur diye düşündü. Öyle ya da böyle, nasıl olursa olsun bu alım ve şaşanın içinde "gönlünden ne koparsa" diyebilmenin zenginliklerin en büyüğüne delalet ettiğini inanmıştı bile.

Pek de tenha olmadığı daha koridorlara ulaşan seslerden belli olan hamam kapısını sürüyerek açtı. Yüzüne çarpan buharları eliyle savuşturdu ve çalışan olduğunu varsaydığı kadınla göz göze geldi. Eğilerek selam verdi ve üzerini çıkarmaya giderken niye buraya geldiğini hatırladı. Bir eliyle alnına vurdu. "Ah.." dedi; kadına doğru bakarak devam etti: "Benim elbisem de kirli, onu burada yıkayabilir miyim? Ya da çamaşır hizmetiniz de var mı veya.." Dedikleri şeyler için utandı. Birine parayla hizmete almayı hiçbir zaman kanıksayamayacaktı. "Elbise satılıyor mu?" Son cümlesinde sesi gittikçe büzüştü ve kısıklaştı. Elbisenin satılmayacağını biliyordu fakat belki kadın "Ben alırım." der diye umut etti. Kadın hangisini kabul ederse etsin ekstradan 10.000 ryo'ya kadar da para vermeye hazırdı. Kabul etmezse elbiselerini dolaba kapatıp yıkandıktan sonra bir çözüm bulacaktı.

Anahtarı teslim ettikten sonra sıcak su havuzunun olduğu odaya girdi. Buhar oldukça yoğundu öyle ki havalandırma olmasa birkaç dakika içinde göz gözü görmeyecek bir sisin varlığından söz etmek mümkün olabilirdi. İçeride dört ayrı kadın daha vardı ve üçü havuzun içindeyken dördüncüsü ise muslukların yanında yıkanmaktaydı. Pek gürültücü değillerdi fakat havuzdaki üçlünün duraksamayan bir sohbetleri var gibiydi. Erkekler hamamından yükselen şen şakrak kahkahalar kadınların sesini bastırıyor da olabilirdi fakat Kagi üzerinde pek düşünecek değildi. Hemen yıkanıp gitmek istiyordu. "İyi akşamlar herkese." diyerek bir baş selamı verdi ve çeşmelere doğru yöneldi.

Yedi tane çeşmenin olduğu oturaklardan diğer kadın, girişten dördüncü olana oturmuştu. Kagi de onun alanını çok fazla işgal etmemek için hemen girişteki oturağı gözüne kestirdi. Havlularını musluğun üstüne koydu ve çeşmenin yanındaki kovalardan birini alarak doldurmaya başladı. Akan sudan avuçlayarak su alarak yüzünü ve üstünü ıslatmaya başladı. Kovaya dolan az bir suyu başına boca ettikten sonra yeniden dolmaya koydu ve kendini sabunlamaya başladı.

Kagi kendini temizlerken yanındaki kadın "Uzun bir gece olacak, keşke hep burada kalabilseydim." diye söylendi. Kagi pek üzerine alınmadı, kendisiyle konuşulduğunu da fark etmemişti zaten. Havuzda konuşan kadınların sohbetinden bir kelam olarak addetti. "Sen nerede çalışıyorsun?" diye devam etti kadın. Kagi göz ucuyla sese doğru baktı ve kadının da kendine baktığını görünce panikledi. Köpüklediği başından ellerini çekti. "Ben? B-ben çalışmıyorum?"

"Oh, demek sen de--" iki eliyle tırnak işareti yaptı "hanımlardansın. 'O' da öbür tarafta mı. Fazla cimriymiş doğrusu."

Kagi anlamlandırmaya çalışan bir ifade ile bir kadına bir de sağına soluna baktı. Öbür tarafın neresi olduğunu anlamadı. "Kim?" Kadının mora çalan bir siyah tonda saçları vardı, boyu da kilosu da kendisininkine yakındı fakat kendisinden biraz daha büyük olduğunu söylemek mümkündü. Kadının yüzündeki ciddi ifade de Kagi'nin bönlük dolu bakışlarıyla beraber yok oldu. "Boş ver gitsin." dedi ve toparlanıp havuza doğru ilerledi. Suratındaki bön ifade halen daha dururken yeniden başını köpüklemeye başlarken kadının arkasından göz ucuyla baktı. "Bu Ateş ülkelileri ne kadar da garip insanlar." diye düşünüp kendisini yıkamaya devam etti.

Kovada kalan son suları da kafasına boca ettikten sonra havlusunu alıp kurulana kurulana kapıya doğru ilerliyordu ki arkasından çatlak ve tiz bir ses yükseldi. "Bütün yolu tependen aşağıya su dökmek için mi geldin bacaksız." Kagi arkasına dönüp baktı. Havuzdaki kadınlardan birisiydi, oldukça yaşlıydı. Saçları kır ve gözleri neredeyse görülmüyor gibiydi. Yüzünde ise anaç bir gülümseme vardı. Kagi önce ona sonra da diğer kadınlara baktı, az önce kendisiyle konuşan kadın da direkt olarak onun gözlerine bakıyordu. "Aslında evet." diye yanıtladı Kagi. Yaşlı kadın ufacık işaret parmağını sağa sola sallayarak "Öyleyse kaplıcalara münhasır şeyleri kaçırıyorsun." Kagi şaşkınca baktı. "Nasıl yani?" dedi. "İlk olarak güzelliğin için konuşalım, sıcak kaplıca suyu cildi gençleştirir. Bana bak." Kadın az da olsa zorlanarak ayaklandı, boyu oldukça kısaydı. Ayaktaki halinde su belini geçiyordu. Bu haliyle, aslında az öncekinden pek de farklı bir şey görmüyordu Kagi. Kadının gerçekten kaç yaşında olduğunu bilmiyordu tabii ki ama gayet yaşlı durduğu konusunda hemfikirdi. "Doğrudur." dedi Kagi. Yaşlı kadın eliyle "iki" yaptı. "İkinci olarak bizim gibi hamam kartlarının öğüdünü vereceği birileri olmalı." Bu sırada çeşme önünde tanıdığı diğer kadın "Kendi adına konuş baa-chan." diye araya girdi. Hafifçe gülerek devam eden kadın "üç" yaptı ve bir elini ağzına siper ederek "Bunların muhabbeti de biraz sıktı da..." diye bitirdi. Kagi pek tepki vermedi kadının arkadaşa ihtiyacı olduğuna inandığı için "Tamam, geleyim." diye yanıtladı ve havlusunu koyup havuza ilerledi.

Bir ayağını sokunca hissettiği inanılmaz sıcaklık nedeniyle hızlıca geri çekti. Odadaki herkes kahkahaya tutulmuştu. "Hepsini bir anda kızım, hepsini bir anda." Bir diğer yaşlı kadın "Koşup zıplasana. Senin gibi çıtı pıtıyken ben hep öyle yapardım." diye çok masumca bir ifade ile istekte bulununca hafifçe sırıtıp başını salladı. Havuz başından bir iki adım geri çekilip görece hızla zıplayıp havuzun ortasına düştü. Herkes şen şakrak eğlenirken onun gülmesini engelleyen inanılmaz derecede bi sıcaklık vardı. Birkaç saniye bu acı hali ile öylece ortada durdu, alışınca da bir köşeye geçti.

Kadınlar kendi aralarında gülüşürken yaşlı kadın "Senin adın ne bakayım?" diye sordu. Kagi halen daha acının getirdiği bir yüz ifadesiyle "Kagi, memnun oldum." diyip başını öne eğdi. "Ben de Aimi. Birazdan sana farklı adlar kullanırsam sakın şaşırma." Yeniden gülüşmeler başladı, Kagi hafif bir sırıtma ile eşlik etmekten başka bir şey yapamadı. Gülüşmelere katılmadığını fark edince yaşlı kadın birazcık daha ısrarcı bir tavra büründü. Neşeli bir tonda "Hadi ama ya hu; niye bu kadar suskunsun. Neysin ne yaparsın anlat biraz." Diğer yaşlı kadın araya girdi: "Konuşsan iyi olur canım yoksa bu yelloz yine bir hikaye anlatmaya başlarsa bayılıp kalaca'm." Herkes yeniden gülmeye başlarken Kagi, kendini yabancı hissetmeye başlamıştı.

"Ben bir gezginim, gayem tüm dünyayı gezip bazı sorularıma yanıt bulmaktır. Bu beldede bulunma nedenim de Konoha yolu üzerindeki bir kaplıca aramamdandır. Suskunum zira insanlar genelde benim konuşmamdan pek hoşlanmaz. O yüzden sanıyorum ki susmak zorundayım." Yaşlı kadın yüzünde bir gülümseme ile iki eliyle beraber dur işareti yaptı. "Canım, buradaki yaşlı moruk görevini biz üstleniyoruz. Haiku ve Tanka ile konuşmayı benim nenem bile yapmıyordu. Seni kim yetiştirdi keşişler mi? Onlar bile böyle konuşmuyordur gerçi." Bu sırada Kagi onların biraz da olsa sarhoş olduklarını fark etmişti. Sake'nin kokusu sonunda yoğun buharın içinden sızabilmişti. "Eskiden keşiş olan birisi aslında." Kadın ayıplar tonda bi ifade ile baktı. İki elini sağa sola açtı. "Hay Kami'nin belası pipisizler. Başımıza bela oldular ya hu." Diğer yaşlı kadın araya girdi: "Aslında var biliyo'n mu." Herkes dönüp ona baktı ve 1-2 saniyelik bir sessizlik oldu. Kadın ağzını fermuarlama jesti yapıp aradan çekildi. "Canım benim, sen çok güzelsin ve daha çok gençsin. Bak... Senin yaşına dönebilmek için neleri feda edebileceğimi tahmin dahi edemezsin." Sesinde hafif bir burukluk vardı bunu kırmak için yanındaki arkadaşını gösterip gülerek "Bunu bile ederim ya hu." diye de bitirdi. Diğer kadın da iki avcunu göğe kaldırıp "Zaten çok yaşlıydım, feda olsun canikoma." diyerek omuz silkti.


Kadın yeniden ciddi bir ifadeye büründü: "Demek istediğim şu ki: Hayatın ne kadar kısa olduğu hakkında hiçbir fikrin yok." Elini "üç" yaptı. "Bütün sahip olduğun şey işte bu kadar." Sırayla parmaklarını indirmeye başladı. "Dün bitti, bugün bitiyor. Ve senin sahip olduğun tek şey yarın. Onu da aptalların mahvetmesine izin verme." Kagi gülümseyerek başını öne doğru eğdi. "Hakkınız var."

Kagi konuşsa neler konuşurdu fakat günün sonunda ne değiştirebilirdi. 60'ını geçmiş iki kadına aslında dünyanın önemsiz olduğunu nasıl anlatabilirdi, onlar ise bazı şeyleri idealleştirmiş genç birine nasıl söz geçirebilirdi. Hajime-san haklı mıydı acep? Sözlerin yetmediğini çakra mı anlatırdı gerçekten. Bilmiyordu. Dövüşseydi öğrenirdi. Dövüşmedi, öğrenemedi.

Genç kız onlara hak vermiş gibi davranacak ve onların verdikleri öğütle hayat değiştirebildiklerine inandıracaktı. Elinden gelen sadece buydu. Onların söyledikleri şarkılarla şarkı söyleyecek, salatalık dilimlerini gözlerine koyup birbirlerine masajlar yapacaklar ve hatta sake bile içeceklerdi. Bir hûlya idi hayat; görürsün, unutursun.

Kaplıcada geçirdiği 2-3 saat sonrası Kagi kurulanıp havlusunu üzerine bağlayacak "Her şey için teşekkürler" diyerek havuz odasından çıkarak görevli kadını arayacaktı.
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
Locked

Return to “Diğer Ülkeler”