[Kata Haryuu & Itabe Hana] Müdafaa

Gizli Kütüphane'nin tozlu raflarındaki unutulmuş hikayeler.
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm
[Kata Haryuu & Itabe Hana] Müdafaa

Post by GM - Naruto » October 26th, 2018, 4:18 am

Sabahın erken saatlerinde, Chou binası önünde karşılaşıyorsunuz. Dün akşam saatlerinde ikiniz de Gyaku’nun ertesi gün sizi beklediğine dair mesajlar aldınız. Selamlaştıktan sonra fazla oyalanmadan binaya giriyor ve size bahsedilen brifing odasına ilerliyorsunuz. Kapıyı çalıp içeri davet edildikten sonra masasının başında belgelere gömülmüş bir şekilde oturan Gyaku karşılıyor sizi. Saçları hafifçe dağılmış, ayrıca hava aydınlık olmasına rağmen masasındaki lambanın hala yanıyor olmasından geceyi burada geçirdiğini tahmin edebiliyorsunuz. Ancak bunlar dışında yorgun olduğuna dair herhangi bir belirti yok ortada. Gyaku’nun oturduğu genişçe masanın bir köşesinde ise not defteri ve kalemi hazır bir şekilde bekleyen, nispeten daha uyanık genç kadını farkediyorsunuz.

“Hoşgeldiniz.” diyor Gyaku ciddi bir sesle, bu sırada yanındaki kadın çoktan yazmaya başlamış bile: “Sagi Riaru’yu ve sınır kasabalarımıza düzenlediği periyodik saldırıları bildiğinizi tahmin ediyorum.” Konu hakkında bilgi sahibisiniz, ve bu konu açıldığı için içinizde hafif bir heyecan oluşuyor: “Bu saldırılar bir süredir oldukça canımızı sıkmakta, ancak Riaru işinde oldukça iyi. Her zaman tahmin ettiğimizden farklı bir şekilde davranmayı becerebiliyor, daha doğrusu becerebiliyordu.” Yüzünde çok hafif bir sırıtma, kendinden memnun bir ifade beliriyor: “Dün gece aldığımız bir bilgiye göre, bugün sınır kasabalarımızdan birine bir saldırı düzenlenecek. Çok büyük boyutlu değil, ancak destek ekip göndermemeyi tolere edebileceğimiz kadar küçük de değil.” Hafifçe geriniyor, üzerindeki katılığı atmak istiyormuş gibi: “Görevinizin bir kısmı kasabaya gidip sözkonusu saldırıyı engellemek. Sivil ve maddi kayıp istemiyoruz. Ancak asıl önemli nokta şu; canlı bir esir getirmenizi istiyoruz. Bilgi almaya ihtiyacımız var.” Yanında oturan kadına başıyla hafifçe bir işaret yapıyor, kadın kalkıp az ilerideki raftan minik bir parşomen alıyor ve size verdikten hemen sonra yerine dönüyor. Kadının yerine oturup kalemi eline almasıyla birlikte Gyaku konuşmaya başlıyor yeniden: “Kasabaya nasıl gidebileceğiniz ve orada temasa geçmeniz gereken shinobi parşomende yazılı. Başarılar.” Talimatları ve parşomeni aldıktan sonra, brifing odasından çıkıyorsunuz.
Off Topic
Konunuzun GM'i şaşırtıcı ve hiç beklenmedik bir şekilde bendeniz Maxdown'dur. Ancak bu şok edici bilgiyi sindirdiğinizi varsayıyor; bir takım bilgilendirmeler yapmak istiyorum.

Kurgusal sebeplerden ötürü şuan için aktif operasyonları askıya almak durumundayız. Gelgelelim bir süredir bekletiyor olduğumuz aktif operasyon başvurularına karşılık kurgu üzerine direkt etkili olarak köy görevlerine atandığınız varsayılmaktadır. Süreci hızlandırmak için başvuru sürecini geçtik ve GM'ler arasında yaptığımız toplantıda verilen karar üzerine görevlerinizi tek tek değil, 2-1 şeklinde ayırarak açmayı gerekli ve doğru gördük. Bu kararın sebepleriyle role-play içinde karşılaşabilirsiniz, ancak karşılaşmayadabilirsiniz. Bu oyunun ilerleyişine göre belli olacak bir durum. Daha fazla uzatmadan pasifliğinizin "şuan" için 48 saat olduğunu bildirir, ilerleyen dönemlerde konunun akış hızına göre 24 saate çekilebileceğini belirtir, iyi oyunlar dilerim efenim.
Off Topic
Aşağıda listelenen konuları okumanız, göreviniz açısından faydalı olacaktır:

[Kitamura Susumu & Tsujihara Iori] Esir

Sagi Riaru
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Itabe Hana
Posts:10
Joined:September 19th, 2018, 12:18 am

Re: [Kata Haryuu & Itabe Hana] Müdafaa

Post by Itabe Hana » October 26th, 2018, 2:59 pm

Geceden aldığı haber, yatakta ekstra bir kaç uykusuz saat olarak geri dönmüştü ona. Görevin ne olacağını merak ediyordu şüphesiz, özel olarak köyün ileri gelenlerinden birisinin huzuruna çağırılmak falan. Sabah zorlanmadan uyandı, her sabahki rutinini biraz daha hızlı olacak şekilde tekrarladı, eller ve yüz yıkandı, diş fırçalandı saçlar toplandı az ama öz bir kahvaltı edildikten sonra Chou binasının önüne doğru yollandı. Evden aldığı bir elmayıda bu sırada kıtırdata kıtırdata yemekle meşguldü. Elmadan son ısırığı aldıktan sonra çöpünü sol tarafında kalan yarısı dolmuş çöp kovasına fırlattı. Elinin tersiyle ağız ve çevresindeki yapış yapış ıslaklığı sildikten sonra adımlarını biraz daha hızlandırdı. Binanın önüne ulaştığında onunla neredeyse aynı zamanda geldiğini tahmin ettiği çocuğa başıyla selam verdi ve kapı eşiğinde vakit kaybetmeden önce binaya daha sonra da brifing odasına doğru sessiz bir yolculuk yaşadı. Bu koridorlara ilk gelişi değildi ama yinede buraya ne zaman çağırılsa içi bir hop ediyordu kuşkusuz. Kapıyı açmadan önce sol kolunun pazı bölgesine bağladığı "alın" bandını düzeltti ve brifing odasına giriş yaptı muhtemel görev partneriyle birlikte. İçeri girdiğinde güneşin doğduğunu henüz fark etmemiş, görünüş olarak biraz yıpranmış olsada hala pili bitmemiş Gyaku'yu gördü. Başıyla hem ona hemde ona eşlik etmekte olan kadına selam verdikten sonra tüm dikkatiyle uzun bir gece geçirmiş olan Gyaku'yu dinlemeye başladı.

Riaru ismini duyduktan sonra kalbinin atış hızının bir kaç ton daha hızlandığını hissetmesi çok uzun sürmemişti. Gyaku'nun belirttiği gibi adamın ismini duymuştu ve yaptıklarına çok hakim olmasada genel çerçevesiyle neler olduğunu biliyordu. Acaba gerçekten Ame-chou geri çekilme emri verdi mi? Koca bir köyü dize getirmiş bir adamla karşı karşıya geleceklerdi belkide. Garip bir hırs ve onun yanında fazladan desen niyetine biraz korku ve tedirginlik hissediyordu. Hana'nın bu hislerine karşı Gyaku'nun yüzünde adamın açığını yakaladığı için beliren bir sırıtma vardı. Uzun zamandır böyle bir şeyin olmasını beklediği resmen yüzüne yazılmıştı bu bir kaç mimikle. Nedense adamın yüzündeki bu ifade Hana'ya güven aşılamıştı ve adam gerinirken Hana'nın bir an önce yola çıkası gelmişti. Vatan millet köy duyguları tavan yapmış korunması gereken kasabayı korumak için ciddi bir istek sarmıştı kızı. Yol üzerinde göreceği doğal güzellikler, defterine çiziktirebileceği bir kaç şeyde bulabilirse değmeyin Hana'nın keyfine. İşin koruma kısmı basitti, ya kasabayı başarılı bir şekilde koruyacaklar yada bunu denerken canlarını vereceklerdi, siyah yada beyaz seçenekleri olan basit bir emirdi bu. Ancak canlı bir esir ele geçirmek işleri karmaşıklaştırıyordu. Birini öldürmek, birini hala canlıyken etkisiz hale getirmekten çok daha kolaydı sonuçta. Adı sanı bilinir bir ölüm makinesi değildi Hana elbette, hatta daha can bile almamıştı ve bunun böyle olmasından şikayetçi değildi. Ona uzatılan parşömeni aldıktan sonra Gyaku'ya teşekkür edip adama ve kadına tekrar selam verdikten sonra odadan çıktı. Onlara verilen parşömeni inceledikten sonra da vakit kaybetmeden yola çıkmayı umuyordu.
Künye
İsim: Itabe Hana
Yaş: 17
Cinsiyet: Dişi
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 50K
Prestij: -
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Kaşif
Hana'nın belkide en büyük hayali kimsenin görmediği, bilmediği yerleri keşfetmek kim bilir belki bir tepeye bir dağa kendi adını vermektir. Küçük çizim defterinde Kusagakurenin çeşitli yerleri, göreve gittiği farklı mekanlardaki ilginç yapıları yada doğal güzellikleri resmeder. Eğer gideceği bir yolun sonunda egzotik bir mekan varsa ve bundan haberdar ise küçük bir çocuk gibi heycanlanır.

Komplikasyon
-
Özellikler
-
Profil
Güç: 5
Çeviklik: 10
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 2
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon](F) Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin no Jutsu (D-Rank)
Raiton Dendou no Jutsu (D-Rank)
Raiton Kizetsu no Jutsu C-Rank)
Taijutsu
Ayatsu Stili B-Rank

Raiken
Genjutsu

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
User avatar
Kata Haryuu
Posts:14
Joined:October 14th, 2018, 12:16 pm

Re: [Kata Haryuu & Itabe Hana] Müdafaa

Post by Kata Haryuu » October 27th, 2018, 3:01 am

Kalktı. Olduğu yerden doğruldu ve gözlerini ovuşturduktan sonra biraz gerindi. Uyanmıştı ama enerjisini tam anlamıyla toparlayabilmesi gerekiyordu. Masasının üzerinde duran şişenin mavi kapağını çevirerek açtı ve camdan yapılmış bardağını suyla doldurduktan sonra pencereye dikti gözlerini. Güneş doğuyordu ve kendisine bir emir verilmişti. Emirler konusunda oldukça hassastı ve mükemmeli bulana kadar, emir verecek seviyeye ulaşana kadar çabalayacak ve aksayan yerleri tespit edip her şeyi sağlam bir iradeyle zirveye taşıyacaktı. Suyunu üç yudumda içtikten sonra şişesini iyice buruşturdu. İçindeki su bitmişti ve geri dönüşüme gideceklerin arasına ayırmıştı bu şişeyi de. Her şey, her malzeme özüne dönüp tekrar tekrar kullanılıyordu.

Kalktı ve yatağını oldukça nizami bir şekilde topladı. Her şey kendisine öğretilen şekilde olmuştu. Şekil disiplinine oldukça fazla önem veriyordu. Kendisine mesajla gelen emrin gereğini yerine getirebilmesi için enerjisinin yerinde olması gerekiyordu. Hızlıca kahvaltı hazırladı. Hızlı olsa bile baştan savma değildi. Çatalını sol, bıçağını sağ eline alıp bir beyefendi edasıyla yaptı kahvaltısını. Erken kalkmıştı ve bu yüzden vakti vardı. Zaten asla geç kalmazdı. Zamana riayet konusunda oldukça şey öğrenmişti ihtiyar dedesinden. Dedesi ailenin en büyüğüydü ve yapılan her şeyin sorumluluğunu üzerine almıştı.

Kahvaltısının ardından önceki geceden hazırladığı kıyafetlerini kontrol etmek için askıdan alıp göz gezdirmeye başlamıştı. Ütülerini dün gece yapmış ve her şeyin mükemmel olması için son kontrollerini yapıyordu. Biraz olsa bile tespit edeceği en ufak kırışıklık veya şekil bozukluğuna müdahale etmek için son derece hazırdı. Eline aldığı askı üzerinde bulunan kıyafetleri olmadı gerekenden daha uzun bir süre incelemişti. Ama herhangi bir aksaklık tespit edememiş ve kıyafetlerinin bozulmamasına özen göstererek giyinmişti.

Kendisine sorulabilecek soruları aklında tasarladıktan sonra yola çıkmıştı. İçinde verilecek göreve dair soru işaretleri oluşmaya başlamıştı elbette. Her görev bir
takım riskler içeriyordu ve bu da onlardan sadece birisiydi. Ama çok iyi bildiği bir şey varsa o da önceliğin verilen emrin yerine getirilmesi gerektiğiydi. Emir her şeyden üstündü ve yapılması gerekenleri ifade ediyordu. Doğruluğunu veya yanlışlığını sorgulamak elbette ki haddine değildi ancak fikirlerini ifade edebileceği sınırların nereler olduğunu çok iyi bir şekilde biliyordu.

Brifing salonuna gireceği sırada kapının çerçevesinin tam altında durmuş ve içerdeki kişiye doğru saygıyla bakarak kollarının vücuduna yapıştırmıştı. Tüm parmakları bacaklarının üzerinde ve hepsi birbirine yapışıktı. Ayak topukları bitişik parmak uçları arasında yaklaşık bir ayak boyu kadar boşluk olacak şekilde açıktı. Ayakları “V” şeklini almıştı. Kafasını boynuna doğru yukarıdan aşağıya doğru savurmuştu. Çenesi göğsüne doğru yönelmişti ama bu hareket oldukça hızlı ve keskin olmuştu. Zaten hareketlerindeki keskinlik gözle görüşebiliyorsunuz. Başla selamlamasını yaptıktan sonra yüksek sayılabilecek bir ses tonuyla ”Chuunin Kata.”demişti. Ardından kendisi için ayrılan yere geçmiş ve söylenenleri dikkatlice dinlemeye başlamıştı. Görevin detaylarını hafızasına kazırken uzatılan parşömene doğru yönelmiş ve ayağa kalkıp sol eline aldığı parşömeni vücuduna yaklaştırarak az önceki pozisyona geçerek tekrar kafa selamı vermiş ve sağ eli parmaklar vücuda yapışık ayak “V” şeklinde gür bir ses tonuyla ”Emredersiniz.”demiş ve odadan ayrılan görev arkadaşının peşine takılmıştı. Kapıya geldiğinde yüzünü içeride bulunan rütbeliye dönerek selamlamasını yapmış ve ardından odadan ayrılmıştı.

Ağır adımlarla ekip arkadaşının arkasından yürürken açtığı parşömene göz gezdirmeye başlamıştı. Yazılanları okuyacak ve göreve özel bu emri güvenli olacak bir şekilde ceplerinden birisine koyduktan sonra olay mahalline doğru ilerlemeye başlayacaktı. Ayrıca güvene aldığı bu evrağı daha sonra imha etmeyi ihmal etmeyecekti. Hatta görev başlamadan bulduğu ilk fırsatta imha edip bilgi güvenliğini sağlamak istiyordu.

Aklına takılan tek nokta ise şu an için emir-komuta zincirinin başında kendisi mi vardı yoksa arkasında yürüdüğü kişi mi? Görev açık ve net bir biçimde anlaşılmış olsa da icra edilirken bazı direktiflere ihtiyaç duyulabilirdi.

Aklımdakilere cevap olabilecek nitelikte herhangi bir soru sormamıştı. Buluşacakları kişinin kendilerinden kıdemli olmasını umut ediyordu. Elindeki tek şey başarma azmi ve göreve olan inancıydı.

Her şeyin acele etmeden olması gerektiğini düşünüyor ve önemli olanın görevin gerekliliklerinin ve emirlerin yerine getirilmesi olduğuydu. İşte tam bu anda ağzından şu kelimeler dökülmüştü ”Başarılar.”
İsim : Kata Haryuu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 50.000
Prestij: 0
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 1
Motivasyon:
Kendince mükemmel olmayan shinobi sistemini mutlak bir emir-komuta zinciri olacak şekilde dizayn etmek ve bu mükemmelliyeti sağlamak amacıyla sistemin içinde yoğrularak eksikleri tespit ederek en tepeye ulaşmak. Tepeye ulaştığında ise edindiği bilgi, birikim ve tecrübeler ışığında mükemmel olan shinobi sistemini yaratmak.

Profil
Güç:7
Çeviklik:6
Kondisyon:5
Potansiyel:4
Varlık:4
Zeka:4
Beceri Listesi
Akrobasi(Favori) x2
Taijutsu
Shinshouki/ A-Rank
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kata Haryuu & Itabe Hana] Müdafaa

Post by GM - Naruto » October 27th, 2018, 4:34 am

Brifing odasından çıkıp, size verilen parşomeni incelemeye başlıyorsunuz:

‘Çimen Ülkesi’nin Yağmur Ülkesi sınırına oldukça yakın bir yerleşime sahip olan Doushi Kasabası, iklim açısından Yağmur Ülkesi’ne oldukça benzer özellikler taşımaktadır. Yılın büyük bir kısmını yağışlı geçiren, verimli toprak açısından da oldukça zengin olan kasabanın en büyük gelir kaynağı tarımdır. Çimen Ülkesi’nin en büyük tarım merkezi olan kasabanın, kaçak Sagi Riaru’nun şahsi ordusuna yeterli gıda kaynağı elde etmek için yağmalanmasının planlandığı bilgisine sahibiz. Kasaba yerleşimi tarım alanlarının genişliğinden dolayı oldukça büyük, bu sebeple saldırıya oldukça açık durumda.’

Kasaba hakkında aldığınız basit bilgiler, Riaru’nun neden buraya saldırmak isteyebileceğini size gösterir nitelikte. Devamındaysa yol tarifi bulunuyor:

‘Kusagakure üzerinden Doushi Kasabası’na gitmek için köyden çıktıktan sonra Güney-Güneydoğu yönünü takip etmeniz gerekmektedir. Sagano Bambu Ormanı’nı batınızda bırakarak ilerlemeniz yön tayini açısından oldukça yararlıdır. Kantou Bayırı’na ulaştığınızda kasaba ve verimli tarım alanları görülebilir hale gelmektedir.’

Ardından, parşomenin üzerine yapılan çizimi görüyorsunuz. Uzunluğunun genişliğine oranı 3’e 1 olan mavi tonlarında bir dikdörtgen çizilmiş. Dikdörtgenin içine yanyana iki siyah daire, ve yanlarında bir yarım daire çizimi yapılmış. Altında, çizimin ne anlam ifade ettiğine dair bir açıklama mevcut:

‘Yakın bir zamanda Yağmur Ülkesi’ne gerçekleştirilen sınırötesi bir operasyonda chuunin Kitamura Susumu ve chuunin Tsujihara Iori tarafından kanıt niteliğinde köye getirilen kumaş parçalarının temsili çizimi. Örgüt üyelerinin her birinin bu kumaş parçalarına sahip olduğu düşünülüyor. Şüpheli bir durumda karar vermenizi kolaylaştırmak adına bu kumaş parçasını hatırlayabilirsiniz.’

Son olarak, iletişime geçmeniz gereken shinobi hakkında birkaç cümle bilgi verilmiş:

‘Tokubetsu Jounin Kyoko Saihara, bir süredir sınır kasabalarına düzenlenen saldırıların ardından yaralıların tedavisi ve bakımı için görevlendirilen alanında usta bir medic-nin. Geleceğiniz bilgisi kendisine verildi, ve kasabaya ulaştığınızda sizi karşılayacak. Görevi yalnızca sivillerin zarar görmesini engellemek, geri kalan konularda vereceğiniz kararlara karışma yetkisi yok. Kendisini sol yanağındaki yara izinden tanıyabilirsiniz.’

Verilen bilgileri aklınıza kazıdıktan sonra parşomeni uygun bir şekilde imha ediyor ve Kusagakure köy sınırlarından çıkıyorsunuz.
Off Topic
Bir tur yol macerası alalım sizden.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Itabe Hana
Posts:10
Joined:September 19th, 2018, 12:18 am

Re: [Kata Haryuu & Itabe Hana] Müdafaa

Post by Itabe Hana » October 28th, 2018, 12:18 pm

Brifing odasından çıkıp onlara verilen dökümanlarıda inceledikten sonra daha iyi anlamıştı neden azılı bir suçlunun böyle bir yeri gözüne kestirmiş olabileceğini. Sonuçta kaçakta olsa shinobide olsa Riaru ve onun müritleri insandı ve insanların yemek yemeye ihtiyacı vardı. Doushi kasabasıda Kusagakure ve Amegakure bölgelerinde cirit atan bir topluluk için altın gibi bir yemek toplama alanıydı. Üstüne üstlük büyük tarlalar ve daha bunun gibi bir çok tarım arazilerinin fazlalığı ve büyüklüğü nedeniyle saldırması ve ele geçirmesi gayet kolay bir yer gibi gözüküyordu. Girdikleri bir tarlanın içinde uzun otların arasına bir aslan misali yatmış pusuda bekliyor bile olabilirdi bu adamlar. Geç kalınmaması gerekti, hızlı müdahale elzemdi. Gyaku ne istediğini kesin bir şekilde belli etmişti, adam zaiyat istemiyordu. Daha da önemlisi canlı bir esir. Konuşturabilecekleri bilgi alabilecekleri canlı bir esir.

Kitamura Susumu... bu isim bir yerden tanıdık geliyordu. Sanki yakın bir zamanda aynı soyadlı biriyle ilgili bir şeyler duymuştu, birileri köyden mi kaçmış ne. Çok takılmadan parşömenin üzerindeki çizimi incelemeye başladı. Bu gerçekten önemli bir kazanımdı. Tıpkı parşömende yazdığı gibi şüpheli bir durumda onlara yol gösterebilirdi bu mavili siyahlı geometrik desenlerle bezeli çizim.

Yol tarifini okurken içi kıpır kıpır oluyordu. Güzel güzel yerlerden geçeceklerdi Kantou bayırı falan. Fırsat olursa o bayırın üstünden kasabanın kabataslak bir çiziminide yapabilirdi belki. Her ne kadar bunun olasılığının düşük olduğunu sezse de. Okunacak her şeyi okuduktan sonra parşömeni imha etme işini tamamen partnerine bırakmıştı. Nedense çocuğun buna dünden gönüllü olduğunu düşünüyordu. Belki öyleydi belki değildi. Ama az önce brifing odasındaki hareketlerine mütakiben çocuğun tam bir görev adamı tam bir asker olduğunu düşünmeye başlamıştı. Eh zaten bir shinobide öyle olmalı değil miydi ? Tam Hana'nın zıttı bir kişilik. Parşömen yok olduktan sonra aralarındaki sessizliği bozmadan köy sınırlarından çıktı. Yol boyunca sessizliği bozanın Hana olacağını düşünmüyordu. Börtü böceği keser, ağaçlara falan bakardı muhtemelen. Tabi çocuk bir şey sorarsa elbet cevap verirdi. Öküz değildi sonuçta. Kantou bayırına geldiklerinde soluklanırken ufak bir şeyler çiziktirebilmeyi umuyordu.
Künye
İsim: Itabe Hana
Yaş: 17
Cinsiyet: Dişi
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 50K
Prestij: -
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Kaşif
Hana'nın belkide en büyük hayali kimsenin görmediği, bilmediği yerleri keşfetmek kim bilir belki bir tepeye bir dağa kendi adını vermektir. Küçük çizim defterinde Kusagakurenin çeşitli yerleri, göreve gittiği farklı mekanlardaki ilginç yapıları yada doğal güzellikleri resmeder. Eğer gideceği bir yolun sonunda egzotik bir mekan varsa ve bundan haberdar ise küçük bir çocuk gibi heycanlanır.

Komplikasyon
-
Özellikler
-
Profil
Güç: 5
Çeviklik: 10
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 2
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon](F) Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin no Jutsu (D-Rank)
Raiton Dendou no Jutsu (D-Rank)
Raiton Kizetsu no Jutsu C-Rank)
Taijutsu
Ayatsu Stili B-Rank

Raiken
Genjutsu

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
User avatar
Kata Haryuu
Posts:14
Joined:October 14th, 2018, 12:16 pm

Re: [Kata Haryuu & Itabe Hana] Müdafaa

Post by Kata Haryuu » October 28th, 2018, 5:31 pm

İlerlemeye başlamışlardı... Görevin kendisine yüklediği sorumluluğu omuzlarında hissetmeye başlamıştı yavaş yavaş. Her zaman bir şeyler hissederdi. Çünkü başarılı olmayı istiyordu ve bu başarı verilen emrin yerine getirilmesini ifade ediyordu Kata için. Kata görev bilinci oldukça yüksek bir insandı ve bunu yaşantısı, kültürü sayesinde edinmişti. Bir yandan ilerlerken bir yandan da elindeki kağıdı açıp içerisindeki bilgileri süzmeye başlamıştı. Bilginin güç olduğunu biliyordu ve bilginin sağlanması için farklı yollar kullanılabileceğinin farkındaydı. Bilgi güvenliği işte bu yüzden önemliydi. Güzergahları, kullanacakları ekipmanlar, yaşları, becerileri ve hayatta edindikleri tecrübe bunların hepsi görevin gidişatını değiştirebilirdi. Aslında basit şeyler olarak görünseler de bunlar hayat kurtarabilirdi.

Bir kaçağın ve ekibinin hikayesini içeriyordu bu kağıt. Onun yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli olan ihtiyaçlarını karşılayabilmesi adına bir takım yağma ve saldırı faaliyetlerini organize ettiğinden ve bu organizasyonun sonucunda zarar gören insanların var oluşundan haberdar olmuştu Kata yazılanlar sayesinde. Yağmalanan yerlerin özellikleri ve neden o yörenin seçildiği. Geniş toprakların korunması için her zaman daha fazla personel ve daha fazla enerji tabi bunun sonucunda daha fazla ekipman gerekliydi. Haliyle her zaman sorun çıkma ihtimali.

Stratejik olarak iyi seçilmiş bir bölgeydi. Riaru isimli suçlu strateji konusunda başarılı birisi olabilirdi ve bazı tuzaklara maruz kalabilirlerdi. Köyden gelebilecek bir desteği engellemek için güzergahları belirleyip önlemler almış olabilirlerdi. Sonuç olarak çeşitli alternatifler üreterek belirledikleri güzergahları tutturma ihtimali olabilirdi. Tuzaklar için herhangi bir insan gücü devamlılığına ihtiyaç duyacaklarını düşünmüyordu Kata. Yani tuzağın hazırlanma süreci belirli bir insan gücü daha sonrasında ise belirli aralıklarla kontrol edilmeyi gerektiriyordu. Bu da Riaru' nun insan gücü konusunda kaybını en aza indirecek ve sonucunda bu gücü istediği yöne kaydırabilmesini ve yeni stratejiler üretebilmesine olanak verecekti. Bu yüzden temkinli ilerlemeleri gerekiyordu. Herhangi bir yara veya herhangi bir ölüm karşı taraf için avantaj sağlayacaktı ve avantajın büyüğü veya küçüğü olmayacaktı. Çünkü avantaj demek her zaman pozitifi ifade ediyordu.

Ardından daha önce edinilmiş tecrübelerin sonucunda elde edilmiş bilgi sayesinde adamları tespit konusunda güzel bir bilgi edinmişti. Bir sembol, amblem. Tanınmak ve şöhret her zaman istediği şeyler arasında olmuştur. Bir gruba ait olmak ise sosyal bir varlık olan insanın vazgeçilmez bir tercihidir. Ve en önemlisi güç! Bu güce ait olduğunu bilmek ve şöhret için insanlara duyurmak! Bunun için en güzel şey elbette bir amblem, bir üniforma olacaktır. İşte bu grup bunun için kendinlerine bir amblem belirlemiş ve sonuç olarak bu gücü oluşturarak ardından onun arkasında daha rahat hareket edebilmek adına kullanmak. Oldukça sıradan ve tam basit insan mantığına uygun bir davranıştı.

En son dikkatini çeken şey ise kendilerine mihmandarlık edecek kişinin bilgileriydi. Yüzündeki yara, ismi ve sahip olduğu yetenekler. İşte bunlar emniyet demekti. Bu sayede mihmandarlarını bulacak ve kandırılma ihtimalleri oldukça az olacaktı. Tabi çeşitli jutsu ve teknikler kullanılarak kişinin kontrolü ele geçirilmediği sürece! Bu çeşit güçlerin olduğunu biliyordu ve bu yüzden temkinli olması gerekiyordu.

Başarı için emniyet şarttı! Görevi oluşturan temel unsur insandı ve görevi başarabilecek yegane güç yine insanın kendisiydi. Bu yüzden insanın emniyetini sağlaması temel şarttı. Hafifçe yol arkadaşına bakıp duyulabilecek bir ses tonuyla ''Azami dikkat. Yüksek başarı.Ben Kata Haryuu. Emirleri yerine getirelim!''diyerek etrafı süzmeye devam etmişti. İlerleyişi boyunca zaten dikkatli hareket edecekti.
İsim : Kata Haryuu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 50.000
Prestij: 0
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 1
Motivasyon:
Kendince mükemmel olmayan shinobi sistemini mutlak bir emir-komuta zinciri olacak şekilde dizayn etmek ve bu mükemmelliyeti sağlamak amacıyla sistemin içinde yoğrularak eksikleri tespit ederek en tepeye ulaşmak. Tepeye ulaştığında ise edindiği bilgi, birikim ve tecrübeler ışığında mükemmel olan shinobi sistemini yaratmak.

Profil
Güç:7
Çeviklik:6
Kondisyon:5
Potansiyel:4
Varlık:4
Zeka:4
Beceri Listesi
Akrobasi(Favori) x2
Taijutsu
Shinshouki/ A-Rank
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kata Haryuu & Itabe Hana] Müdafaa

Post by GM - Naruto » October 29th, 2018, 5:19 am

Kata’nın selamı dışında ikinizin de garip sessizliği içinde başlayan yolculuğunuz, aynı şekilde devam ediyor bir süre. Kusagakure sınırlarından çıkıyor, solunuzdan hafif hafif yükselen güneşle beraber bolca yol katediyorsunuz. Çimen Ülkesi’nin sıcak, ancak rüzgarlarla ferahlayan havası oldukça rahat bir yolculuk imkanı tanıyor size. Baktığınız her yerde, gözalabildiğince yeşillik devam ediyor. Kantou bayırına girip yolu neredeyse yarıladıktan sonra, mideleriniz hafif hafif guruldamaya başladığı için bulabildiğiniz tek tük ağaçlardan birinin altına çöküp gölgede biraz dinleniyor ve bir şeyler atıştırıyorsunuz. Bu sırada Hana, bir şeyler çiziktirme fırsatı bile buluyor. Görev bilinci sebebiyle mola esnasında bile pek rahat duramayan Kata’nın da etkisiyle, verdiğiniz “oldukça kısa” aranın ardından yolunuza devam ediyorsunuz. Uzaklarda, size bahsedilen parşomende adı geçen kasaba görünür hale geliyor yavaş yavaş saat kuşluk vaktine yaklaşırken. Gökyüzü hala parlak mavi, ancak Yağmur ülkesi sınırına yaklaştığınız için kasabanın üstünde ve ilerisinde bulut kümeleri görmeye başlıyorsunuz. İlerledikçe, yoğunluğu ve koyuluğu artıyor gibi görünüyor.

Kasabayı gördükten sonra, yolun geri kalanı daha kısa sürmüş gibi geliyor size. Diz boyunuzu aşan çimler arasında ilerliyor, nefis çimen kokusunu alıyorsunuz bol bol. Nihayetinde tarlalar başlamaya başlıyor. Pek çok farklı sebze ve meyve görebiliyorsunuz geniş topraklara yayılmış şekilde. Tarlalarda çalışan pek çok işçi mevcut. Rahat kıyafetler giyinmiş, kafalarını güneşten korumak için geniş birer şapka takmış hepsi. Herkes işiyle meşgul görünüyor, bu sebeple herhangi bir bakışa maruz kalmadan rahatça ilerliyorsunuz kasaba merkezine doğru.

İlerleyişiniz esnasında, çeşitli ıvır zıvırlarla doldurulmuş gibi görünen bir sürü kutu yüklenmiş olan; sizden en az dört-beş yaş daha küçük bir kızı farkediyorsunuz. Açık kahverengi saçlı, narin bir yapısı var. Tamamen beyaz giyimli, ve kısa kollu üniformasının kol yeninde sizde de olan Kusagakure sembolüne sahip bir plaka işlenmiş. Bir yerlere bir şeyler yetiştirmek için telaşlı telaşlı yürürken, sizi farkediyor ve heyecanlanarak elindeki kutulardan birkaçını yere düşürüyor. Siz utançtan kıpkırmızı olduğunu farkederken; hızlıca yere düşürdüğü kutuları toplayıp geldiği yönün tam aksine doğru koşmaya başlıyor kız, bir yandan cırlak bir sesle bağırdığını duyabiliyorsunuz: “Saihara-senseeeeeee!” Saihara ismi size tanıdık gelse de, hala yaşadığınız garip olayın komik şaşkınlığı içinde olduğunuzdan başta pek bir şey yapamıyorsunuz. Ancak bir olay üzerine bir dakika bile geçmeden; bu kez siyah giyimli bir adam beliriyor. Kızın kollarındaki kutuların tamamını yüklenmiş, yüzünde hafif bir sırıtmayla yanında yürüyen kızı teselli ediyor gibi bir havası var. Kız ise hala kıpkırmızı, ve sizi görmesine rağmen görmemiş gibi davranarak kafasını ters yöne çeviriyor ve az önce gitmekte olduğu yere doğru yollanıyor hızlıca. Siyah giyimli adam ise yüzündeki aynı gülümsemeyle size doğru yaklaşıyor. Kıyafetleri gibi saçları ve gözleri de siyah renkte. Bunun, size tarif edilen tokubetsu jounin olduğunu anlamanız uzun sürmüyor. Yanınıza geldikten sonra kollarındaki kutulara rağmen nazik bir şekilde öne doğru hafifçe eğiliyor ve “Hoşgeldiniz.” diyor sizlere saygıyla. Bu saygının yalnızca sizin özelinizde değil, adamın yapısından kaynaklı olarak herkese sunduğu bir şey olduğunu farkediyorsunuz: "Ben Kyoko Saihara, şuan buradan sorumlu medic-nin'im. Siz de Kusagakure'den gelecek shinobiler olmalısınız."
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kata Haryuu
Posts:14
Joined:October 14th, 2018, 12:16 pm

Re: [Kata Haryuu & Itabe Hana] Müdafaa

Post by Kata Haryuu » November 1st, 2018, 9:15 pm

İlerleyişleri devam ediyordu. Herhangi bir aksiyon yoktu ama kimse de sessizliği bozmak adına bir şey yapmıyordu. Kata ufak bir selamlama yapmış ve selamlamasına birkaç uyarı eklemişti sadece. Zaten konuşarak dikkatlerini dağıtmaları çok mantıklı olmazdı Kata için. Ama görev arkadaşının bir kadın oluşu onu şaşırtmamış değildi. Elbette kadınlara saygısı vardı ve sert kurallara bağlı bir topluluğun parçasıydı. Ancak yadsınamayacak bir gerçek ise Kata' nın da bir erkek olduğuydu ve yaşı itibariyle bazı şeylere merakı artmıştı. Tabi kadın ve erkek diye bir ayrım yapmak doğru olmazdı elbette. Bu yaş dönemi için ilgi karşı cinse kaymıştı ve onlarla artık cinsel yönden bir birliktelik kurma arzusu oluşabiliyordu bazı durumlarda.

Hava koşullarının uygun oluşu ve karşılarına bir engelin çıkmamış olması rahat bir yolculuk geçirmelerini sağlıyordu elbette. Ancak ne kadar rahat yolculuk yapıyor olsalar bile bir enerji sarf ediyor ve bunun sonucunda fizyolojik gerekliliklerden birisi olan karın doyurma gereksinimini hissedebiliyorlardı. Kısa bir mola yeterli olacaktı. Hızlıca karınlarını doyurmaları yeterliydi görevin ifa edilebilmesi için. Yemek yerken dinlenmiş olacaklar ve karın tokluğunun verdiği huzur ile yollarına devam edeceklerdi. Ana gereksinimi her canlı için fizyolojik ihtiyaçlar oluşturuyordu. Bunların başında tabi ki karın doyurma gereksinimi geliyordu. Açlık en ahlaklı olan insana bile yanlış davranışlar yaptırabilirdi. Aslında muazzam bir güç olduğu ispatlanmış bir gerçekti. Kata okuduğu kitaplardan şu ibareyi anımsamıştı o an ''45 günlük bir serüvendi adeta. Pikniğe gelmiş gibi sarmışlardı demir surların etrafını. Demir surlar içeridekilere güven veriyor savunma yapma gereksinimi bile duymuyorlardı. Ama bilmedikleri şey lojistik sağlanan tüm geçitlerin kuşatma birliklerinin dahi komutanı Zang-Zung tarafından tespit edilip kontrol altına alındığıydı. Halk içerde acıkmaya başladıkça dışarıdan ateş dumanları yükseliyor ve etrafa yoğun bir yiyecek kokusu yayılıyordu. 45 günün sonunda hayatta kalabilenler kapılardan dışarıya akın etmeye başlamıştı. Enerjileri tükenmiş teslim olmak istiyorlardı. Zang-Zung demir surları kalleşlik, korkaklık olarak tanımladığından korkak olanların ölmesi gerektiği emrini vermişti. Şehirden geriye kalan tek şeyin demir parçaları manidardı elbette.''. Yemeğini yerken elindekine bakmış ve yüce tanrıya şükretmişti Kata ve gülümsemişti hafifçe. Karnı doyduğu için mutlu olmuştu.

Küçük kızı görmüştü. Utanmasını gerektirecek bir şey olmasa da yaptığı şeyden rahatsız olmuştu. Yüzü kızarmış ve bu şekilde utangaçlığını bu şekilde dışa vurmuştu. Her duygunun bir dışa vurumu vardı ve bu herkes için farklılık gösterebiliyordu. Küçük kız Kusagakure' den olduğuna dair bir sembol taşıyordu üzerinde. Utanması ve taşıdığı kutulardan ziyade dikkatini öncelikle bu çekmişti. Ardından yaptığı işi merak etmişti. Sorgulamış ve düşünmüştü. Ama bir sonuç elde edememişti. Sonuç elde edecek kadar vakti olmamıştı çünkü. Bağırma sesiyle irkilmiş ve sesin yöneldiği kişiye bakarak onu hemen tanımıştı. Kendisinden kıdemli ve rütbece yüksek birisi karşıdan geliyordu.

Hemen esas duruşa geçmişti. Ayak topukları birleşik ayak uçları araya bir ayak girecek şekilde açılmıştı. ''V'' şeklini alan ayaklarının yanı sıra kolları vücuda yapışmış, el avuç içleri bacaklarla bir bütün ve tüm parmaklar bitişik bir şekilde konumlanmıştı. Hemen daha öncesinde brifing odasına girerken verdiği şekilde keskin bir biçimde baş selamı vererek. ''Chuunin Kata Haryuu. Arz ederim.''demişti. Ardından duruşunu bozmadan ve başı haricinde hiçbir uzvu kıpırdamadan tüm saygısı ve gözlerine yansıyan saygıyla''Bizler Kusagakure' den emir üzerine geldik. Görevin gidişatı için elimizden geleni yapmaya hazırız. Vereceğiniz bilgiler tensiplerinize maruzdur. Arz ederim.''diyerek karşısındaki insanı doğru tüm dikkatiyle bakmaya başlamıştı. Karşıdan bir bilgi, bir tepki beklediği aşikardı.

OUT: Önceki mesajın üzerine yazmak istemedim. Silinirse mutlu olurum. İyi günler.
İsim : Kata Haryuu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 50.000
Prestij: 0
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 1
Motivasyon:
Kendince mükemmel olmayan shinobi sistemini mutlak bir emir-komuta zinciri olacak şekilde dizayn etmek ve bu mükemmelliyeti sağlamak amacıyla sistemin içinde yoğrularak eksikleri tespit ederek en tepeye ulaşmak. Tepeye ulaştığında ise edindiği bilgi, birikim ve tecrübeler ışığında mükemmel olan shinobi sistemini yaratmak.

Profil
Güç:7
Çeviklik:6
Kondisyon:5
Potansiyel:4
Varlık:4
Zeka:4
Beceri Listesi
Akrobasi(Favori) x2
Taijutsu
Shinshouki/ A-Rank
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kata Haryuu & Itabe Hana] Müdafaa

Post by GM - Naruto » November 3rd, 2018, 1:19 am

Off Topic
Itabe Hana 1. pasiflik uyarısını almıştır.
Saihara, Haryuu’nun kendisini selamlama şekline bakarak hafifçe gülümsüyor. Sıcak, aşağılayıcılıktan olabildiğine uzak bir gülümseme bu. Hana ise tüm bu süreç boyunca tepkisiz kalıyor. Selamlaşma faslı bittikten sonra -elleri dolu olduğu için- başıyla ileriyi doğru gösteriyor ve sizi onunla birlikte yürümeye davet ediyor. Davetine uyarak yürümeye başlıyorsunuz geniş sayılabilecek sokakta. Bu sırada yeniden söze giriyor Saihara: “Az önceki kız, asistanım Mizuki. Aslında oldukça tatlı ve becerikli bir kızdır ama sosyal olarak biraz zayıf.” Hafifçe gözlerini deviriyor ve utangaç bir şekilde gülümsüyor yeniden. “Güncel durum raporunu vereyim; kasaba merkezindeki küçük şifahaneye ek olarak yanındaki iki binayı da sağlık hizmetleri için kullanıma açtık. Şuan ilgilendiğim 14 yaralı var. Genelde hafif yaralanmalar, ancak birinin durumu ağır.” Yüzü düşüyor biraz, ve sizi gördüğü andan itibaren gülümseyen adamın ciddileştiğini farkediyorsunuz. “Sınır kasabalarındaki tedavi koordinasyonu işleri bana verildi, size bahsedilmiştir. Toplamda büyüklü küçüklü 5 kasabayla ilgileniyorum. Sırayla kasabaları gezerek işlerin yolunda gitmesini sağlıyorum kısacası.” Bu sırada önü açık, tezgah gibi bir dükkanın önüne geliyorsunuz. Saihara bir anlığına sizden uzaklaşıp dükkana doğru ilerliyor ve elindeki kutuları dükkan sahibine veriyor. Yanınıza dönerken devam ediyor sözlerine: “Diğer 4 kasabada başka asistanlarım var. Sizin rütbenizdeler, kendi başlarına hastalarla ilgilenebilecek düzeye geldiler. Mizuki en yeni asistanım, genin rütbesinde. Onu yanımdan ayıramıyorum pek. Öğrenmesi gereken çok şey var.” Yürüyüşünüz sürüyor, köy meydanı gibi bir alana geliyorsunuz. Farkettiğiniz şey ise, insanların oldukça normal görünüyor olduğu. Tabii, hafif bir gerginlik mevcut ortamda ancak düzeyi beklediğinizin oldukça altında.

Gözleminizi farketmiş olacak ki, lafa yeniden giriyor Saihara: “Aa, evet. Söylemeyi unuttum. Kasaba halkına olası bir saldırı beklediğimizden bahsetmedik.” Bir elini başının arkasına götürüyor ve utangaç bir şekilde gülümsüyor bu kez: “Ancak dediğim gibi, bu gibi konularda hiç yetkim yok, yetki almayı da pek sevmiyorum zaten. Dövüşten de pek anlamam. Ama işinize yarayacaksa kasabada devriye gezen, benim aksime geçici olarak değil normalde de burada yaşayan dört shinobi mevcut. Daha çok polis gibi çalışıyorlar anlayacağınız. Onlara sizin emirlerinize uyma talimatı geldi.” Alanın tam merkezinde duruyorsunuz hep beraber, burası kasabanın ve çevresindeki tüm alanların tam orta noktası olmalı: “Benim verebileceğim bilgiler genel olarak bu kadar, yetki tamamen sizde. Zayıf noktalar, savunma planları, olası saldırı noktaları, dört shinobinin koordinasyonu, kasaba halkına durumun iletilip iletilmeyeceği..” Önünüzde vedalaşır gibi hafifçe eğildikten sonra arkasını dönüyor ve yürümeye başlıyor. Ardından bir şey hatırlamış gibi kafasını çeviriyor: “Merak etmeyin, çok büyük çaplı bir şey beklemiyoruz.”
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kata Haryuu
Posts:14
Joined:October 14th, 2018, 12:16 pm

Re: [Kata Haryuu & Itabe Hana] Müdafaa

Post by Kata Haryuu » November 5th, 2018, 11:06 am

İşaret edilen yönde yürümeye başlamışlardı. Bu yürüme içinde merak, heyecan, tedirginlik ve bilinmezlik içeriyordu. Her bilinmeyende olduğu gibi Kata yaşayacakları üzerine çok kısa bir süre düşünmüştü. Anlık bir şeydi bu. Bir şimşeğin çakması gibiydi. Dikkatini yanındaki kişiye vermezse ona saygısızlık etmiş olacaktı. Bunun olabildiğince farkındaydı ve bu yüzden kendisini hemen toparlamış ve yürürken hafifçe dinleyeceği kişiye doğru dönmüştü. Elindekileri almak, ona yardım etmek istiyordu ama hiç sırası olmadığını düşündü. Bu yüzden kendisinden beklenmedik bir girişimde bulunmuştu. Üstünün sözünü keserek ellerini uzatmış ve ''Sensei taşımama müsaade ederseniz bu çömezinizi mutlu edersiniz.''Konuşmasını yoğun bir saygı ve içtenlikle harmanlamıştı elbette. Kelimeler tane tane ve olduğunca yumuşak dökülmüştü ağzından. Kata üstlerine karşı her zaman saygılıydı ve verilen emirlere çoğu zaman anlam yüklemekle uğraşmaz arkasında mantıklı sebepler gizlendiğini bilerek itaat ederdi. Dışarıdan bakıldığında itaatkar birisi, düşünceden ve karar almadan yoksun gibi görünse bile inisiyatif sahibi olduğunu onu tanıyan herkes fark edebilirdi. Bir adım gibi kısa bir mesafe koymuştu medic ustası ninja ile arasına. Çünkü astlar, üstlerinin her zaman arkasından yürümek zorundaydı. Bu kimin önde olduğunun, kimin tecrübeleri ve bilgisiyle yoğrulmuş zamanın içinden çıkıp geldiğinin bir nişanesiydi Kata için. Kendisi bunu yapıyor ve her zaman da bunu bekliyordu. Disiplin başarının anahtarıydı ve bu disiplin başlığının altına binlerce ünite konu yerleştirilebilirdi. Tüm dikkatiyle dinlemeye başlamıştı.

Öncelikle küçük kızdan bahsetmişti. Ancak bu Kata için kulak arkası edilebilecek bir bilgi niteliğindeydi. Çünkü onun kim olduğunun göreviyle bir alakası yoktu. Belki ileride karşılaşacaklardı ve Kata bu bilgileri hatırlayarak güzel kararlara imza atabilecekti. Ama şimdi bunlar sadece kulak arkasına sotelenmiş, bozulmaması için karanlık bir mahzene hapsedilmiş gıda maddeleri niteliğindeydi. Yıllanacak ve değeri her zamanın akışında elmas niteliği kazanacaktı. Kulak arkası etmek Kata için bunu ifade ediyordu. Zaten yüce dedesinden her bilginin kendi içinde mükemmel bir mertebede olduğunu öğrenmiş ve bu gerçeği idrak etmişti. Bir tedavi merkezi ve yetersiz gelmesinden dolayı ek binalar. Peki binaların içi ne durumdaydı? Yeterli malzeme var mı? Herkes için bir yatak temin edilmiş durumda mı? En önemlisi de gıda desteği ne durumda? Kata dinledikçe kendisine sorduğu sorulara engel olamıyordu.

Koordinasyon. İletişim, bilgi aktarımı, anlık durum paylaşımı... Zihinsel olarak oldukça yorucu ve ortak nokta bulma konusunda yaşanılan onca sorun. Herkesin derdini dinlemek ve onları memnun edecek kararlar verirken başarının gelmesini sağlamak. Oldukça zor bir süreçti ve zihinsel olarak insanı yıpratmasının yanı sıra omuzlara binen yükün getirdiği psikolojik baskı neticesinde ortaya çıkan fiziksel yorgunluk ve bunalmışlık hali. Ne olacaktı? Bu adam özveri ile çalışıyor ve elinden gelebildiğince her şeyini ortaya koyuyordu. Üstüne üstlük gelecek nesillere bilgi aktarmak için öğrenci yetiştirmekle uğraşıyordu. Kata içinde oluşan güven duygusuna engel olamamıştı. Adeta ''Bugün bize ölüm yok!''der gibiydi içinden bir ses. Görev sorumluluğu yüksek ve başarılı bir doktor onlar için harika bir avantaj sağlayacaktı.

Önceki saldırıların verdiği huzursuzluk kasaba meydanın esen bir rüzgar gibi Kata' nın yüzüne çarpsa da bunun fırtınaya dönüşmemesi karşısında şaşırmıştı. Bu şaşkınlığına cevap niteliğinde bir açıklama gelmişti yüce doktordan. Halkın hiçbir şeyden haberi yoktu. Hazırlıksız yakalanmak çok mantıklı değildi! Belki de saldırının tamamen bertaraf edileceğini bu yüzden böyle bir şeye gerek olmadığını düşünüyorlardı.

Emirlerine verilmiş dört shinobi. Kata emir verme ve alma konusunda tecrübeli olsa da hepsi simülasyon diyebileceğimi şeylerdi. Şimdi ortada ciddi bir durum vardı ve hemen harekete geçmesi gerekiyordu. Diğer dört şahıs bölgeye daha hakimdi ve hazırlık düzeyleri konusunda bilgi edinmesi gerekiyordu. Halkın durumdan haberdar edilmesinin uygun olacağını değerlendiriyordu. Çünkü yüceler yücesi bir lider ve başarılı bir komutanın bahsettiği gibi ''Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Satıh ise bütün vatandır.''

Kendisini selamlayan doktora ilk karşılaştıklarındakinin aynısı ve samimiyeti daha yüksek bir şekilde selam vermiş ve partnerine dönerek ''Hızlıca koordine olmalıyız. Köyün yapısı, fiziksel özellikleri, halkın psikolojik durumu gibi birçok stratejik bilgiyi öğrenmemiz gerekiyor. Her zaman büyüğe hazırlanmak en iyisidir. Küçük beklemek ona göre tedbir almamak zafiyetin bir göstergesidir.''cevabı beklemeden hemen o dört shinobiden birisini bulup ekiple köyün en merkezi noktasında her yere rahatça ulaşabilecekleri bir pozisyonda toplantı tertip edilmesini emredecekti. Köyün en merkezi noktasını seçmesi ise saldırının ne zaman yapılacağını bilmiyor oluşundan kaynaklıydı elbette. Beklenmedik bir müdahale gerekebilirdi ve bunu en hızlı şekilde gerçekleştirmeleri gerekecekti.

Ekibi topladıktan sonra ''Chuunin Kata Haryuu. Emir-komuta zincirinin tepesinde bugün biz varız ve hemen konuya girmek istiyorum. Bir saldırı yapılacak sizler bunu biliyorsunuz. Toplam altı kişiyiz. Hızlıca bilgileri almak istiyorum. Daha önceki saldırıların niteliği, saldırılara dair önemli olabileceğini düşündüğünüz noktalar, halkın psikolojik durumu, olaylara bakış açıları,köyün stratejik konumu -güçlü noktları,saldırıya açık yerleri-, sizlerin hazır bulunuşluk durumu...?bir nefeste konuşmuştu. Ekibinin durumu da önemliydi. Aç ayının oynamayacak olduğu bir gerçekti. Bıkmış, bezmiş kişilerle çalışmayı hiç sevmezdi.

''Bizlere verilmiş bir görev ve emirler var. Büyük veya küçük bir olay. Önemi yok. Her zaman ciddiyet ve görev bilinci. Gevşememiz demek bazı şeylerin yok olması telafisi olmayan hataların ortaya çıkması demektir. Bugün burada bir ekibiz ve birlikte hareket ettiğimiz sürece başarılı olacağımıza inanıyorum. Birbirimizi tanımıyoruz ama güvenmek zorundayız. Bizler şu dakikadan sonra kader birliği yapmış ve belki de birbirimizin yüzüne bakan son kişiler olacağız. Hemen hızlı birşekilde tecrübelerinizden yararlanmak istiyorum. Ayrıca savunma yapılacaksa bunun topyekün yapılması gerektiğine, herkesin buna katılması gerektiğine inanıyorum. Bu köyü geçici savunmalarla değil halkın kendisini savunabileceğine inandırarak koruyabiliriz. Yoksa biz buradan çekildiğimizde tekrar bir saldırı olduğunda köyü savunacak kimse olmayabilir. Ama halk vatanını savunmak zorunda ve bizim asıl görevimizde işte tam olarak bu. Gerekirse ölerek burada yaşayan insanlara bu bilinci kazandırmak. Hepinizin emeğine şimdiden teşekkür ediyorum.''konuşma boyunca dik bir duruş sergilemişti. Kendisinden emin bakışları hafif çatılmış kaşları ve tok sesiyle desteklemişti bu duruşu. Vurgular, tonlamalar ve karşıdaki herkese değer verdiğini hissettirmeye çalışmıştı. Moral ve motivasyonun önemine inanıyor ve tepedeki adamların bu konuda iyi birer destekleyici olmasını gerektiğini biliyordu.
İsim : Kata Haryuu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 50.000
Prestij: 0
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 1
Motivasyon:
Kendince mükemmel olmayan shinobi sistemini mutlak bir emir-komuta zinciri olacak şekilde dizayn etmek ve bu mükemmelliyeti sağlamak amacıyla sistemin içinde yoğrularak eksikleri tespit ederek en tepeye ulaşmak. Tepeye ulaştığında ise edindiği bilgi, birikim ve tecrübeler ışığında mükemmel olan shinobi sistemini yaratmak.

Profil
Güç:7
Çeviklik:6
Kondisyon:5
Potansiyel:4
Varlık:4
Zeka:4
Beceri Listesi
Akrobasi(Favori) x2
Taijutsu
Shinshouki/ A-Rank
Locked

Return to “Role Play Arşivleri”