[Saiki Ryouta] Dünyaya Hakim Olmalıyım (Part 1)

Ülkenin en geniş vadisi.
User avatar
Saiki Ryouta
Posts:63
Joined:September 1st, 2018, 10:43 am
[Saiki Ryouta] Dünyaya Hakim Olmalıyım (Part 1)

Post by Saiki Ryouta » September 4th, 2018, 4:07 am

Güneş yüzünü ufaktan göstermiş, dünya çeşitli renkler ile parlamıştı. Hayat neydi? Hayat; renklerin cümbüşü, güneşin doğuşu ve suyun akışıydı. Her şeyiyle doğal ve güzeldi. Birkaç kelimeyle övmek gerekirse, takdir edilesi, hayran olunası, tapınası.

Ağacın tekinin gövdesine yaslanmış bir kişi beliriyordu, sonsuz gökyüzünün altında. Gölgenin serinliğinde, boylu boyunca uzanmış, uyuyordu. Aslında tam olarak uyuduğunu söyleyemezdik. Gözleri kapalı ama zihni açık bir şekilde dünyayı dinliyordu. Var olan güzelliği takdir etmekten ziyade, tetikte olmanın başka bir boyutuydu bu. Maalesef ki, kendine göre normal olan şu an ki durumu, eski kafalı Shinobi ahlakında yasaktı. Vücutlar engellenilse de, fikirler engellenilemezdi. Bunu takiben, Ryouta'nın hürriyet ve güç aşkıyla yanan fikirleri engellenememişti. İstek ve arzularını tatmin etmek için yollara düşüp, arayış içine girmişti.

Dirsekleri ile kendini toplayarak ağaca sırtını verdi. Kafasını kaldırıp, gözleriyle dalları kesti. Parlak ve kırmızı elmaları görünce, suratında ufak bir heyecan belirtisi oluşuverdi. Sabah kahvaltısı için ideal bir besin olacaktı bu elmalar. Ağacın gövdesine orta ayarda bir güçle dirsek vurup, olgunlaşmış olan elmalardan birini düşürüp, avcunun içine aldı. Gömleğine sürerek, üstündeki tozları sildi. Parmak uçlarına aldığı elmayı hafifçe ileri doğru sürerek, güneşe çıkardı. Parlayan görüntüsü gözlerine düştükten sonra büyük bir ısırık aldı. Bem beyaz olan dişleri ile yavaşça çiğnedi. Güzel, diye mırıldandı. Ardından birkaç ısırık daha alıp, elma çöpünü bir köşeye fırlattı.

Yavaşça ayağa kalktı. Üzerine bir göz gezdirip, üstünü başını çırptı. Böcekler bolca bulunuyordu buralarda. İçinde gezinen o küçük yaratıklardan pek haz etmezdi. Yavaşça kafasını sağa sola çevirip, etrafı gözlemledi. Görebildiği ya da hissedebildiği tek bir insan yoktu ortada. Duyulan ve hissedilen şeyler; böceklerin vızıltısı, kuşların cıvıltısı ve her santimetre karesini ferahlatan ılık rüzgardı sadece. Eline geçirdiği misina ile ağacın bir dalını aşağı doğru çekti. Tam 10 elma olana kadar topladı. Ardından misinası geri çekip, ağaca zarar vermeden ayrıldı.

Yavaş yavaş yürüyordu. Adımları, içinde bulunan kararlılığı gibi, güçlü ve sertti. Rüzgar, güneş ve börtü böceğin eşliğinde devam ediyordu. Çevresini dinliyordu, yine az önceki gibi. Takdir edercesine değil. Sanki karanlık ve dipsiz bir mağaranın içine girmiş, oradan her an en korkunç rüyalarında bile barınmayacak bir canavarın çıkmasını bekler gibi. Her an tetikte, her an hazırdı. Bu bir shinobi öğretisi mi, değil mi hatırlamıyor ve bilmiyordu. Sadece bilincinin temeline yazmış olduğu bir savunma mekanizması olduğunun farkındaydı. Bu zihniyetin içindeyken, bir yandan da katur kutur sesler eşliğinde elmalarını yiyordu. Elinde bulunan elmaların yarısını yiyince, sabah kahvaltısını bitirmiş oldu. Matarasından biraz su içti. Şişmiş olan karnına baktı. Sağ eliyle biraz ovuşturdu. Boğazına yapışan gaz birikintisine farkedince, hiç tutmadan salıverdi dışarı. Geğirmesinden sonra ufak bir rahatlama yaşadı. Şişen karnı, az da olsa kendine gelmişti.

Çantasına baktı. Ekipmanları haricinde, az önce aldığı ve henüz yemediği beş adet elmayı gördü. Bunlar sonrası içindi. Yiyecek ayrı bir giderdi. Şu sıralar pek parası olmadığı için doğayı kullanmak, oldukça pratik bir çözümdü. Çantasının içinde uzun zamandır kullanmadığı, alın bandı da duruyordu. Bu alın bandını her görüşünde derin duygular içerisine giriyordu. En çok hissetiği duygu, özlemdi. En çok özlemi de ailesine karşı hissediyordu. Ama yolları farklıydı ailesiyle. Bu yüzden ayrılıkları kaçınılmazdı. Bundan sonrası için her iki tarafın da yapabileceği tek şey; sadece iyi şanslar dilemek olacaktı.

Vücudu ilerlerken, bir yandan da düşünüyordu. Köyü terk edişini ve terk ettikten sonra ne kadar zaman geçtiğini falan. Gökyüzüne doğru kaldırdı kafasını, maviliğin arasında beliren beyaz bulutları gördü. Ulaşılamaz olduklarını düşündü. Herkesin üstünde, kudretli bir varoluş. Tıpkı kendisinin olmasını istediği gibi. Bu dünya büyüktü, Ryouta'nın hayal dahi edemeyeceği kadar. Güçlü insanlar ise sayılamayacak kadar çoktu. Herkes gibi, o da denizde bir balıktı sadece. Bu kadar ufak haliyle, kos kocaman olan denizi nasıl bilebilirdi ki? Ama buna bir cevabı vardı; daha güçlü olmak.

Neden kendisine verilmiş bu fırsatı kullanmamalıydı ki? Ufak bir balık diye, tüm denizi görmek istemek yanlış mıydı? Hayallerin ötesine ulaşmayı düşlemek, kötü bir şey miydi? Bu dünyanın içinde doğmuştu ve bu dünyanın yaşıyordu. Dünyasını tanımak ve ismini tanımaya çalıştığı bu yere kazımak, bunlar asıl olarak istediği şeylerdi. Eğer bunları yapmaya çalışmazsa, kendine verilmiş bu yegane fırsata büyük ihanet etmiş olurdu. Ryouta'nın düşünce şekli böyleydi. Verilen bir şans ve bu verilen şansı değerlendirmek; bu dünyaya geliş amacı farklı bir şey olamazdı.

Yansıması suyun üzerine vuruyordu. Normal şartlar altında da dağınık olan saçları, iyice dağılmış, yer yer havaya kalkmış, yer yer de kendi ekseni etrafında bir daire çizmişti. Suratı canlılıktan uzaktı. Daha doğrusu, eskisi kadar parlak değildi. En son banyo edeli bir haftaya yakın bir zaman olmuştu sanırım. Gözleri sakin, her zamanki gibiydi. Ama uykusuzluğun getirdiği bir sönüklük de yok değildi. Gözlerinden birer damla yaş çıkarken esnedi. Yavaşça çömelip, ellerini ırmağın suyuna daldırdı. Yansımasını bozarken aldığı suyu, yavaşça suratına çarptı. Yüzünü ovuşturdu, saçlarına çeki düzen verdi. Gözlerine giren suyun verdiği acıyla karışık hazzın tadını yaşadı. Daha sonra matarasını açarak, ırmağın suyuyla doldurdu.

Yarın, tam olarak ikinci ayım olacak, dedi, bir yandan yürürken. Köyden ayrılışına atıfta bulunuyordu. Bu iki aylık periyotta, hiçbir şey yapamamış ve elde edememişti. Kaçma sebebiyle çelişen hareketlere düşmüş, bir çıkmazın içine girmişti. Dünyaya hakim olmalıyım, dedi. Yumruklarını sıktı. Güç, istediği ve aradığı şey buydu. Nereye gitmeliydi? Bunun için neler yapmalıydı? Hâlâ bilmiyordu. Bir arayış içerisindeydi. Düğümü bulmak, daha sonra o düğümü çözmekti asıl mesele. Zor ve çetrefilli bir yoldu bu, fakat yürünmesi gerekiyordu. Yerin üstünde ben, göğün altında yine ben, dedi. Bir gün olacak ki, beni tutamayacaksınız, diye geçirdi içinden.

Yolculuğunun sonunda, rüzgarın esintisininden çıkan hafif sese ve böceklerin vızıltısına başka bir ses daha eşlik eder olmuştu artık. Kendini bir yerleşke içinde buluvermişti. Pek tabii, amacı zaten buraya gelmekti. Gerçi, neden buraya gelmek istediğini de bilmiyordu. Ya da ne yapması gerektiğini. Kendi kendine, niçin buradayım, diye sormuyor da değildi. Fakat bir yerden başlamak gerekiyordu. Burasının da, kendi efsanesinin başlayacağı ilk durağı olduğunu varsayıyordu. Gözleri dükkanların üstündeki tabelaları kesiyor, insan kalabalığını gözlemliyordu. Sesleri dinliyor, kafasında planlar oluşturuyordu. Şimdilik amacı, tabelaları gözlemlemek, dikkate değer bir şeyler aramaktı. Belki biraz para kazanacağı bir iş bulmak veya bir harita satın almak; belki bir sürpriz bulabilirdi. Belki de Kaya ülkesini terk etmeden önce son yeriydi burası. Hiçbir şey bilmiyor ve hiçbir şeyde emin değildi. Bu da onun arayışının bir parçasıydı.
Image
Künye
İsim: Saiki Ryouta
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.80
Kilo: 70
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Fuuton, Katon
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 400
Prestij: -
Kullanılabilir GP: 1

Motivasyon:
Güç Arzusu: Her sabah kalktığında, aklından geçirdiği tek bir şey olurdu. Daha güçlü biri olmak. Bu yüzden her türlü zorluk ve acıya göğüs germeye kararlıdır. Önündeki yol ne kadar zor olsa da, o yol üzerinde yürümekten asla vazgeçmeyecektir.

Komplikasyon:
Açgözlülük: Kendini güçlendirmek konusunda oldukça saplantılıdır. Ne kadar tehlikeli olsa da, eğer kendini güçlendirecek bir şey varsa, o şeyi takip edecektir. Güçlü bir silah, iyi bir teknik ya da daha başka şeyler. Bu uğurda kendini tehlikeye atmaya ve insanları katletmeye hazırdır.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 4
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin - D Rank
Ayatsuito - D Rank
Ryuka no Jutsu - C Rank
Fuujin no Jutsu - B Rank
Suzaku no Jutsu - A Rank
Taijutsu
-
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar: Standart Ekipman Çantası
10 metre Sentetik Misina(Normal)
2×Kondisyon Hapı(Normal)
1×Kan Hapı(Normal)
1×Chakra Hapı(Normal)
1×İyileştirici Hapı(Normal)
1×Patlayıcı Parşömen(Kötü)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Saiki Ryouta] Dünyaya Hakim Olmalıyım

Post by GM - Naruto » September 4th, 2018, 7:27 am

Off Topic
Efenim, konunuzun GM'si bendeniz Fortius'tur. Konuyla ve görevle ilgili sorularınızı site üzerinden mesaj yoluyla bana yollamanızı, başka herhangi bir yönetici arkadaşı rahatsız etmemenizi rica ediyorum. Sonra kulaktan kulağa oynar gibi oluyoruz, hoş olmuyor. Gizliliğinize zeval gelmesin!

Iya Kasabaları olarak adlandırılan bölgenin içerisinde karşına çıkan ilk yerleşim alanında bulunuyorsun. Burası Ishigakure ile kıyaslanamayacak ve maksimum 100 haneyi kapsayacak büyüklükte bir yerleşke. Gözlerin her ne kadar tabela arasa da, bu bölgedeki herhangi bir yapının üzerinden bir tabela görmen mümkün olmuyor. Dolayısıyla bu küçük yerleşke içerisinde ilerlemeye başlıyorsun. Irmaktan uzaklaşmadan, sağlı sollu gibi görünen, ancak oldukça çarpık bir yapılaşma içerisinde olan bu yerleşke son derece sessiz duruyor. Bunun en büyük sebebi ise Güneş'in henüz daha yeni yeni doğuyor olması. Yerleşkede hayata henüz daha tam anlamıyla başlamamışken, sen tüm yerleşkeyi çoktan gezip bitiriyorsun.

İnsanların hayatlarına başlaması için beklemeye koyulduğunda ise, bu yerleşkede birbirinden çok da farkı olmayan 4 adet marangozhane, 2 adet küçük market-manav karışımı dükkan, 1 adet son derece küçük bir han, 1 adet berber, 1 adet fırın ve son olarak 1 adet daha çok yaşlılara hitap eden kıraathane tadında bir mekan tespit ediyorsun. Yerleşkede sokağı ilk şenlendiren çocuklar olurken, kısa bir süre sonra büyükler de sahnedeki yerlerini alıyorlar. Tespit ettiğin mekanlar faaliyetlerine başlarken, evlerden de temizlik sesleri ve yemek kokuları yükselmeye başlıyor.
Off Topic
Pasiflik süresi 24 saattir.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Saiki Ryouta
Posts:63
Joined:September 1st, 2018, 10:43 am

Re: [Saiki Ryouta] Dünyaya Hakim Olmalıyım

Post by Saiki Ryouta » September 5th, 2018, 5:15 am

Gözlerinin gördüğü şeyler, hiç de tatmin etmemişti kendisini. Ufak, çok ufak bir yerdi burası. Özellikle buraya neden böyle bir yerleşke kurulmuştu, diye düşündü. Nehrin yanı, ağaçlar da bol; yaşam için ideal bir yer. Fakat özellikle niye burasıydı ki? Aynı şartları sağlayan başka birçok yerin varlığı aşikardı. Bu kadar izbe bir yer. Ne bulabilecekti ki?

Gözlerini gökyüzüne doğru çevirdi. Elleri cebinde, boş boş baktı bir süre. Adım atarken oluşan sarsıntılarla, kafası bir ileri bir geri gider olmuştu. Ciğerlerine derin bir nefes çekti. Aynı şekilde burnundan verdi. Kederli bir şekilde iç çekip, hayal kırıklığıyla başını sağa sola salladı. Şimdiki adımım ne olmalı, dedi. Derin düşünceleri ve içindeki buruklukla fısıldayarak. Gözleri tekrar önüne düştü. Derin düşüncelerin şu an için bir faydası olmadığına karar verdi. Böylesi bir bilinmemezliğin içinden çıkamıyorsam, nasıl olur da dünyadaki en güçlü kişi olabilirim, diye geçirdi içinden. Ardından zihnini toparladı.

İnsanlar varsa, bilgi de vardır. Bilgi de, bir şeylerin anahtarıdır. O zaman burada yapması gereken ilk şey, bilgi toplamak olacaktı. Ne hakkında olduğu önemli değildi bilginin. Şu an her türlü bilgi ilgisini çekecekti. Beyninde filtreleme yapıp, kendine yarayacak olan şeyi alacaktı. Gerisini çöpe yollayacaktı. Bu bilgileri toplamak için de bir yol izlemeliydi. Aklında birkaç fikir oluşturmuştu. İşe yarayıp yaramayacağı hakkında emin değildi. Ama denemekten bir zarar gelmeyeceği konusunda, kafasında kesin bir yargı oluşmuştu.

Çocuklardan ve evlerden gelen temizlik seslerini dinledi. Ellerini cebinden çıkararak, gitmesi gereken yere doğru yürümeye başladı. Hedefi, yaşlıların yer aldığı kıraathane olacaktı. Ah, şu yaşlı insanlar, her zaman en çok şeyi bilenler onlar olurdu. Zamanın akışıyla birçok şey görür ve yaşarlardı. Her geçen saniye onların üzerine biriken tecrübe olurdu. Ne kadar, bu cahil kasaba halkını küçümsese de içinden, elinin mahkum olmasından kaynaklanan bir durum içerisine girmişti. Dünyayı kendi kasabalarından ibaret bilen bu insanlar için diyecek pek bir şeyi yoktu.

Kıraathaneye varınca içeri girecek, tek bir söz söylemeden bir sandalye çekip, oturacaktı. Varsa insanları gözlemleyecek, yoksa da kıraathane sahibini izleyecekti. Bir süre boş boş oturup, karşıdan bir hamle bekleyecekti. Eğer kimse kendisini önemsememişse, gözüne kestirdiği yaşlı bir adamın yanına usulca yaklaşacaktı. İçlerinden en bilgili ve en çok konuşanı seçmeye çalışacaktı. Ağzı boş durmayan insanlar, haddinden fazla konuşurdu. Genellikle de böyle yaşlı adamlar, hayatlarının son demlerini yaşarken, en çok konuşmaktan zevk alırdı.

Seçtiği adamı karşısına alınca, birkaç söz söyleyecekti. "Merhaba.", diye girecekti konuşmasına. Klasik bir giriş şekliydi ama kural kitabına göre her zaman işe yarardı. Bir kez soluk alıp, tekrardan devam edecekti. "Adım Nozaki, soyadım Kusuo. Gezginin tekiyimdir. Yolum buraya düştü. Burası hakkında birkaç bilgi alabilir miyim? Çünkü, nerede olduğum konusunda pek emin değilim. Haritamı kaybedince, ırmağı bulup takip ettim. Yolum buraya düştü."

Konuşmasını yaparken, yaşlı insanları küçümseme işaretleri göstermemek için azami gayreti gösterecekti. Sanki, cidden kaybolmuş ve per perişan haldeymiş gibi bir hava vermeye çalışacaktı. Bu kadar konuştuktan sonra, düzgün bir cevap almayı bekliyor olacaktı. Normal de bu kadar çok konuşmak ve böylesi uzun cümleler kurmak, pek de onun tarzı değildi.
Image
Künye
İsim: Saiki Ryouta
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.80
Kilo: 70
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Fuuton, Katon
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 400
Prestij: -
Kullanılabilir GP: 1

Motivasyon:
Güç Arzusu: Her sabah kalktığında, aklından geçirdiği tek bir şey olurdu. Daha güçlü biri olmak. Bu yüzden her türlü zorluk ve acıya göğüs germeye kararlıdır. Önündeki yol ne kadar zor olsa da, o yol üzerinde yürümekten asla vazgeçmeyecektir.

Komplikasyon:
Açgözlülük: Kendini güçlendirmek konusunda oldukça saplantılıdır. Ne kadar tehlikeli olsa da, eğer kendini güçlendirecek bir şey varsa, o şeyi takip edecektir. Güçlü bir silah, iyi bir teknik ya da daha başka şeyler. Bu uğurda kendini tehlikeye atmaya ve insanları katletmeye hazırdır.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 4
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin - D Rank
Ayatsuito - D Rank
Ryuka no Jutsu - C Rank
Fuujin no Jutsu - B Rank
Suzaku no Jutsu - A Rank
Taijutsu
-
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar: Standart Ekipman Çantası
10 metre Sentetik Misina(Normal)
2×Kondisyon Hapı(Normal)
1×Kan Hapı(Normal)
1×Chakra Hapı(Normal)
1×İyileştirici Hapı(Normal)
1×Patlayıcı Parşömen(Kötü)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Saiki Ryouta] Dünyaya Hakim Olmalıyım

Post by GM - Naruto » September 5th, 2018, 12:13 pm

Kıraathaneden içeriye girdiğin vakit, seni ilk karşılayan şey ağır toz kokusu oluyor. Zemindeki tozlardan ayak izler oluşmaya başlamışken, bu yerin en son ne zaman temizlendiği anlayabilmek dahi senin için imkansız görünüyor. İçeride, kapının tam karşına gelecek şekilde mekanın iç hacmine göre büyük sayılabilecek bir masa bulunuyor. Mekan sahibine ait olduğunu anladığın bu masanın arkasında, mekan kadar tozlu bir ihtiyar görüyorsun. Üzerindeki kıyafetlerden, bu kişin mekanın sahibi olduğunu anlayabiliyorsun. Çayı henüz yeni hazırlamış olan mekan sahibi servis için hazırlıklarını yaparken, sen de mekanın dizaynına göz gezdiriyorsun.

Mekanın içinde toplamda yedi adet kare şeklinde masa ve bu masaların her bir kenarında da bir sandalye bulunuyor. Bunun dışında mekanın sağ ve sol duvarlarında birer cam bulunuyor, fakat bu camlardaki kire bakılırsa, şimdiye kadar hiç açılmadıklarını söylemek mümkün. İçerideki üç masada, üçerli olmak üzere toplamda birbirinden ihtiyar dokuz kişi görüyorsun. Kendi aralarında yaşlılık ve yaşlılığın zorluklarından bahsederlerken, aslında hiçbirinin bir diğerini dinlemediğini fark ediyorsun. Dolayısıyla doğru zamanın çayların servis edildiği an olarak görüyorsun. Mekanın en konuşabilen ihtiyarına çayı konduğu anda hızlıca bir sandalye çekip masayı dörtlüyor ve akabinde cümlelerini kurmaya başlıyorsun.

Senin dinleyen ihtiyarın eli titreyerek seninkinin üstüne gelirken “Ne gaybolması evladım, buradasın ya... Bizim gasaba bura… Otururuz, yeriz, içeriz… Ne iyiyiz ne kötüyüz… Bir garip halde gidiyoruz… Ölcez zaten, az galdı. Bi’gaç gün sonra görürsün öldüğümüzü.” diyor. Bu cümlelerin ardında ise daha genç duran ama ihtiyarlığın kitabını yazmış bir diğer adam “Ne ölmesi, sen hepimizi gömcen! Geçen bizim doktorun babasına da ölcem dedin, adam tık diye gitti.” diyor ve hemen sonrasında sana dönerek “Hiçbir şeyi de yoktu adamın. Öylece öldü!” diyor. Oturduğun masadaki ölüm muhabbetlerinin kesilmeyeceği böylece belli oluyor. Mekan sahibi sana da bir çay bırakırken, daha şimdiden içinin çürümeye başladığını fark ediyorsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Saiki Ryouta
Posts:63
Joined:September 1st, 2018, 10:43 am

Re: [Saiki Ryouta] Dünyaya Hakim Olmalıyım

Post by Saiki Ryouta » September 5th, 2018, 7:21 pm

Yaşlı insanların konuşmalarını dinlerken, bir an kendinden geçmişti. Dişlerinden sesler geliyordu. Alt ve üst dişlerini sinirden şiddetli bir şekilde birbirine geçirmiş, sıkıyordu. Nefesini burnundan alıp veriyordu. İstemsiz bir şekilde sağ elini yavaşça suratına çarpmış, sinirden gözlerini bir sağa bir sola döndürüyordu. Hissetiklerini kelimelere dökemeyecek kadar garip bir durumdaydı. Böyle bir ortamın varlığının, başka bir yerde olmaması gerektiğini düşündü. Belki sadece antika mağazaları, diye düşündü. Böylesi yaşlı ve terkedilmiş şeyler, ancak oralarda bulunurdu. Antik bir kalıntı gibi olan kıraathanenin havasını düşündükçe, içinden içinden eridiğini ve kavrulduğunu hissetti. Sanki birkaç yaş, yaşlanmış gibiydi. Gözlerinin kan dönmek üzere olduğunu söylesek, abartıyor olmazdık. Biraz daha dayan, dedi kendi kendine.

Düşlerinin içine daldı, pislikten geçilmeyen bu ortamda. Gözleri kirli ve tozlu olan camın önünde durdu. Zihni kaos içindeydi. Kafasında şiddetli bir fırtına vardı. Fırtınanın tam ortasında duruyordu. Ellerini saçlarına götürüp, saçlarını kafa derisinden sökesi geldi. Yumruklarını sağa sola sallayıp, bir şeyler kırarken, kendi ellerine de zarar vermek istedi. Fakat bu durum, onun yaptığı eylemler sonucu ortaya çıkmıştı. Kısacası kendi edip, kendisi bulmuştu. Bu yüzden, artık bu karamsar moddan çıkmalıydı. Önce nefesini rayına oturttu. Bir anda tüm vızıltılar diniverdi. Sadece kendi nefes alışını ve verişini duyuyordu. Elini suratından çekip, yaşlı insanlara gözlerini dikti. Buruş buruş suratlarını, köylü ağızlarını küçümsedi. Bir avuç hödük, diye geçirdi içinden.

Kendisine servis edilen çayı eline alıp, bir yudum içti. Uzun zamandır çay içmemişti. Açıkçası biraz nostaljik hissetiriyordu. Yalnızlığın tadını aldı çaydan. Geçmişe döndü bir an. Evinde oturup, çay içtiğini hayal etti. Serin bir rüzgar dalgası gibi geçti, gitti bu hisler. Aynı zamanda zihni de tam olarak kaostan kurtuldu. İçindeki fırtına dinmişti. Tekrardan hayallere daldı. Yüksek bir dağın zirvesinde, yalnız başına duruyordu. Omuzları geniş ve sırtı dimdikti. Tüm medeniyeti kibirli gözleriyle izliyordu. Herkes ayaklarının altındaydı. Bu dünyada artık onu sınırlandırabilecek hiçbir güç, gözünden de kaçabilecek hiçbir sır yoktu. Varoluşun zirvesiydi, ellerini bir kez sallaması tsunamiler, nefesini bir kez vermesi fırtınalar oluşturuyordu. Suratına bir gülümseme kondurdu.

İlk konuştuğu ve üstüne doğru gelen yaşlı adama, yüzüne kondurduğu gülümseme ile yanaşacaktı. Çok az güç uygulayarak, kollarından birini tutacaktı. "Sen ne diyorsun ağabey, ölmek falan?" diye girecekti. Ağabey demesinde ki amacıysa; adama kendini genç hissettirmek olacaktı. Konuşmasının devamında da aynı tarzda devam edecekti. Sonuçta insanlar, kibirli ve bencil yaratıklardı. Ryouta, düşünce sisteminde böyle görüyordu insanları. Biraz iltifat ve güzel sözlerle, insanlar kolaylıkla mayışırdı.

Ardından tuttuğu eliyle yaşlı adamın kol kaslarına masaj yapacak, aynı zamanda konuşmasına devam edecekti. "Kollarının içindeki güç ve canlılıktan bahsedersek, 20'li yaşlarında gibisin ağabey. Baksana şu pazulara! Düşman başına vallahi. Gözlerinde parlayan renkler, cildinin ışıltısı; 50 yıl diyemesem de en az 40 yıl daha yaşarsın sen. Çok yer gezdim, çok insan tanıdım. Böylesi bir insanı, ömrüm billah görmedim vallahi." Bunları demeye çalışırken, aynı zamanda iğrençlikten kusmamaya çalışacaktı. İçinden gelen ölümün çürük kokusunu hissedince bile, kendini tutmaya çalışacaktı.

Adamın iyice mayışıp, havaya girdiğini keşfettiği anda; "Bu köydeki en bilgili adamla tanışmak isterim, babayiğit. Sanırım o kişi kasaba şefiniz olur, nerede bulabilirim onu?", diye biterecekti konuşmasını. Gözleri, yaşlı adamın gözlerinin içine bakacak, ondan gelen cevap için sabırsızlıkla yanıp, tutuşacaktı.
Image
Künye
İsim: Saiki Ryouta
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.80
Kilo: 70
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Fuuton, Katon
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 400
Prestij: -
Kullanılabilir GP: 1

Motivasyon:
Güç Arzusu: Her sabah kalktığında, aklından geçirdiği tek bir şey olurdu. Daha güçlü biri olmak. Bu yüzden her türlü zorluk ve acıya göğüs germeye kararlıdır. Önündeki yol ne kadar zor olsa da, o yol üzerinde yürümekten asla vazgeçmeyecektir.

Komplikasyon:
Açgözlülük: Kendini güçlendirmek konusunda oldukça saplantılıdır. Ne kadar tehlikeli olsa da, eğer kendini güçlendirecek bir şey varsa, o şeyi takip edecektir. Güçlü bir silah, iyi bir teknik ya da daha başka şeyler. Bu uğurda kendini tehlikeye atmaya ve insanları katletmeye hazırdır.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 4
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin - D Rank
Ayatsuito - D Rank
Ryuka no Jutsu - C Rank
Fuujin no Jutsu - B Rank
Suzaku no Jutsu - A Rank
Taijutsu
-
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar: Standart Ekipman Çantası
10 metre Sentetik Misina(Normal)
2×Kondisyon Hapı(Normal)
1×Kan Hapı(Normal)
1×Chakra Hapı(Normal)
1×İyileştirici Hapı(Normal)
1×Patlayıcı Parşömen(Kötü)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Saiki Ryouta] Dünyaya Hakim Olmalıyım

Post by GM - Naruto » September 6th, 2018, 2:20 pm

Yaşlı ihtiyara yaptığın masaj iyi gelmiş olacak ki, ihtiyar adam birden gevşeyerek kollarını sarkıtıyor iki yana. Hafif iniltiler ile birlikte sanki yılların üst üste biriktirdiği kulunçları gidiyor ihtiyarın. Eline gelen minik bir et kültesi ve koca bir deri tabakası, sanki elinden hiç çıkmayacakmış gibi bir his yaratıyor sende. Ama bazen hedeflere ulaşmak uğruna insan en iğrenç şeyi bile göze alıyor. Senin göze aldığın şey ise, ihtiyara yaptığın masaj oluyor. Cümlelerin sonlandığında, ihtiyarı tamamen gevşemiş buluyorsun. Tek noktaya uyguladığın masaj sanki adamın tüm vücuduna iyi gelmiş gibi duruyor. Hatta fazla iyi… Çok iyi… Nefes almıyor… Ölü...

İhtiyarı sessizliği henüz diğer ihtiyarlar tarafından dikkat çekmezken, adamın nefes alıp almadığını gözlerinle bir kez daha kontrol ediyorsun. Ancak sonuç tamamen hüsran oluyor. Yaşlı adam nefes almadığı gibi, sen bıraktığın anda masaya yığılacak gibi duruyor! Diğer ihtiyarların ne dediği belli olmayan hımbıl cümleleri, şükür temennileri gibi yersiz ifadeleri başlarken, mekanın sahibi olan ihtiyarın masaya geldiğini ve ilk önce çayına sonra sana baktığını fark ediyorsun. İçinden dokunarak öldürdüğün ihtiyarın etsiz derisi varken, mekan sahibi ihtiyar “Çayı beğendin anlaşılan! Çok iyi.” diyor ve hemen ardından avuç içi sana dönük olacak şekilde sağ elini uzatıp “500 Ryo.” diyor. Diğer ihtiyarlar ise hımbıl cümlelerine devam ediyor ve şimdilik sizden kopuk duruyorlar.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Saiki Ryouta
Posts:63
Joined:September 1st, 2018, 10:43 am

Re: [Saiki Ryouta] Dünyaya Hakim Olmalıyım

Post by Saiki Ryouta » September 6th, 2018, 6:04 pm

Bam! Bam! Bam!

Duyduğu tek şey kalp atışlarıydı. Kendini korkunç bir durum içinde bulmuş, hiçliğin ortasında umutsuz bir şekilde kala kalmıştı. Beynine sıçrayan kan, tüm vücudunu alevler içinde bırakmıştı. Kaynayan bir sıcak su gibi, üzerinden çıkan buharları hissediyordu. Ne yapacağım, diye düşündü. Ne yapmalıyım? Bu, içinden geçen ikinci şey oldu. Sorular, kendine karşı tek yöneltebildiği şey bunlardı. Büyük bir çıkmazın içinde, cevaplardan tamamen uzak kalmıştı. Sanki şu an kalbi, her an yerinden çıkacakmış gibi hissediyordu. Acı içinde bağırmak istedi. Ne yazık ki, dili tutulmuştu.

Çabucak etrafına göz gezdirdi. Kimsenin fark etmediğini görünce biraz da olsa rahatladı. Beklenen son illa ki gelecekti. İnsan psikolojisi işte, herhangi bir konuda zaman kazanınca zihinsel olarak bir gevşeme yaşarlardı. Fakat bu olayların patlamayacağı anlamına gelmezdi. Düşündü içinden. Kafasında çarklar döndü. Silindirin içerisinde bulunan pistonlar gibi, bir bir belirdi fikirler aklında. Bulduğu tek cevap ise; çıkışın olmadığıydı.

Düşüncesi esnasında gelip, bir çay için 500 Ryo isteyen kıraathanenin sahibini de duyunca, kollarını koparırcasına ağır olan yüküne, başka bir yük daha eklenmişti. Normal şartlar altında, umuraamayacağı bir şey, şu an bir yüktü onun için. Bir çay için 500 Ryo mu? Bir bardak çay sadece. Dandik ve ufak... Nasıl cevap vermesi gerektiğini düşünemedi. "Soygun! Evet, bu bir soygun!" diye bağırdı içinden. Bu yaşlı, pis kokan bunaktan nefret etti. Klasik, yabancı olan insanları soyan, götverenlerden biriydi bu da.

İşin aslı, Ryouta daha önce insanlar öldürmüştü. Olası bir dövüş durumunda da, karşı tarafın canını almaya yönelik hamleler yapardı. Ama şu anki durumu tamamen farklıydı. İlk olarak; kendisi şu an bir kaçaktı. Olabildiğince hareketlerine dikkat etmeli ve gözlerden uzak olmalıydı. İkinci olarak; elinin altında ölen bu insan, her ne kadar hayatı beş para etmez olsa da, masum biriydi. Ki, daha önce hayatında hiç masum birini öldürmemişti. Üçüncü ve son olarak; yaşlı ve savunmasız biriydi elinin altında ölen kişi. Daha doğru düzgün konuşmayı bilmeyen, muhtemelen IQ'su 70 - 80 arası olan, düşünmeyi dahi beceremeyen biriydi.

Nasıl? Nasıl olur da böylesine saçma bir duruma düşmüştü? Şu zamana kadar, hayatı boyunca gördüğü rüyaları düşündü. Teker teker baktı ve değerlendirdi. Ve fark etti ki, rüyalarında bile şu an olduğu kadar garip bir duruma düşmemişti! Buraya nasıl geldim? Niçin geldim? Nasıl böyle oldu? Kafasında bu ve buna benzer bir sürü soru ve düşünce geçiyordu.

Dişlerini sıktı. Derin bir nefes aldı, ardından aynı şekilde verdi. Büyüyen göz bebekleri, yavaş yavaş normal boyutuna küçüldü. Sonrasında sinir ve stres dolu bakışları, yerini sukünete bıraktı. Ter içinde kalmış vücuduna baktı. Kıraathanenin sahibine döndü gözleri. Az önceki havasından uzak bir şekilde, sakindi sadece. İçinden bir karara varmıştı. Yalanlara gerek yok, demişti. Zaten yalan söylemekte de pek iyi değildi. Genellikle batırıyordu. O yüzden şu an doğru söyleyip, lafı geveleyip uzatmayacaktı.

Elinin altında duran yaşlı adamın üst vücudunu, yavaşça masanın üzerine doğru yatıracaktı. Başını masanın üzerine koyunca, sağ eliyle gözlerini kapatacak ardından yavaşça ayağa kalkacaktı. Doğruyu söyleyecek olmasına söyleyecekti. Buna rağmen, hâlâ biraz sempati toplaması gerekiyordu. Herkes bu adamın, onun yüzünden değil, eceliyle ölmüş olduğunu anlamalıydı. Kötü adam profili çizmeye gerek yoktu.

Kısık bir sesle, sanki az önce kaybettiği kişi, onun dünyadaki en değer verdiği kişiymiş gibi, üzgün bir şekilde konuşacaktı. Ama aynı zamanda net bir şekilde duyulacağından emin olacaktı. Bu yaşlı adamların kulaklarının pek iyi işittiği de söylenemezdi. "Yaşlı adam... O... Öldü... Herkesin başı sağ olsun!" Konuşmasını bitirince masanın önünden çekilip, insanların tepkilerini bekleyecekti. Bu şekilde, hem çay parası mevzusunu unutturabileceğini düşünüyor olacaktı.
Image
Image
Yazarken ölür bu, demiştim içimden... :( Öldü valla.
Image
Künye
İsim: Saiki Ryouta
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.80
Kilo: 70
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Fuuton, Katon
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 400
Prestij: -
Kullanılabilir GP: 1

Motivasyon:
Güç Arzusu: Her sabah kalktığında, aklından geçirdiği tek bir şey olurdu. Daha güçlü biri olmak. Bu yüzden her türlü zorluk ve acıya göğüs germeye kararlıdır. Önündeki yol ne kadar zor olsa da, o yol üzerinde yürümekten asla vazgeçmeyecektir.

Komplikasyon:
Açgözlülük: Kendini güçlendirmek konusunda oldukça saplantılıdır. Ne kadar tehlikeli olsa da, eğer kendini güçlendirecek bir şey varsa, o şeyi takip edecektir. Güçlü bir silah, iyi bir teknik ya da daha başka şeyler. Bu uğurda kendini tehlikeye atmaya ve insanları katletmeye hazırdır.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 4
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin - D Rank
Ayatsuito - D Rank
Ryuka no Jutsu - C Rank
Fuujin no Jutsu - B Rank
Suzaku no Jutsu - A Rank
Taijutsu
-
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar: Standart Ekipman Çantası
10 metre Sentetik Misina(Normal)
2×Kondisyon Hapı(Normal)
1×Kan Hapı(Normal)
1×Chakra Hapı(Normal)
1×İyileştirici Hapı(Normal)
1×Patlayıcı Parşömen(Kötü)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Saiki Ryouta] Dünyaya Hakim Olmalıyım

Post by GM - Naruto » September 7th, 2018, 10:09 am

Off Topic
Geçmişinde birini öldürdüğüne dair hiçbir ibare bulunmuyor, herhangi bir RP’nde de bu duruma değinmemişsin. O yüzden daha önce insanlar öldürdüğüne dair yazdıkların geçersiz sayılacaktır.
Mekan sahibi ihtiyar tüm sabrıyla havada tuttuğu eline koyacağın parayı beklerken, sen de içine düştüğünde absürt duruma karşı yapabileceklerini değerlendiriyorsun. En sonundan ölmüş ihtiyar masaya yaslayıp kafasını da masanın üstüne yavaşça bırakıyorsun. İhtiyarın gözlerini kapattığı anda, artık masadaki tüm ihtiyarların da sana baktığını görüyorsun.

Ayağa kalkıp konuşmanı yaptığın sırada, ihtiyarlar daha ne olup bittiğini yeni fark ediyor. Ancak yaşlarıyla beraber duyguları da alınmış olan bu ihtiyarlardan az önce konuşanı “Valla ölmüş.” diyor ihtiyara bakarak. Bir diğer ihtiyar ise “Zamansız gitti, daha yaşardı.” diyor ve hemen ardından tüm ihtiyarlara haber salmak istercesine “Kondo da gitti, sıra kimde?” diyor. İhtiyarın bu anonsu ile tüm ihtiyarlar masanın başında toplanırken, minik uğultular halinde bıdırdanmalar başlıyor yine. Her bir ihtiyar birbirlerini dinlemeksizin yaptığı konuşmayı mekan sahibi ihtiyar kesiyor ve seni işaret ederek “Bu kardeşin bana 500 Ryo borcu var. Bu borcu ödemek için dükkanı temizleyecek ve Kondo’yu gömecekmiş, sıkıntı yapmayın!” diyor. İhtiyarın bu cümlesinden sonra ise, bıdırdanmalar minimuma inerken ihtiyarların “Aferin, borcuna sadık adammış.” ve “Kondo’yu gömecek olması iyi oldu, biz beceremezdik.” gibisinden cümleler duyuyorsun. Mekan sahibi ihtiyar ise “Ben paspasla su getireyim sana.” diyerek yanından ayrılıyor, fakat diğer ihtiyarlar hala masanın etrafında durmaya ve bıdırdanmaya devam ediyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Saiki Ryouta
Posts:63
Joined:September 1st, 2018, 10:43 am

Re: [Saiki Ryouta] Dünyaya Hakim Olmalıyım

Post by Saiki Ryouta » September 8th, 2018, 5:22 am

"Ne... Neydi şimdi bu?" Kendi kendine mırıldandı.

Gözlerinin gördüğüne inanamadı. Kulaklarının duyduğuna inanmak istemedi. Şimdi, önünde olan her şey bir hayal olmalıydı, dimi? Kendi kendine böyle düşündü. İçinde az önce fırtınalar koparmış, sinir krizleri geçirmişti. Büyük bir stres, büyük bir yük... Yaşadığı şeyler için kelimeler kifayetsiz kalmıştı. Kendisinin, bu tarz insanları her zaman küçümsemeyip, hor gördüğünü düşünürdü. Ta ki şu zamana kadar. Biri ölmüştü, her ne kadar osuruk gibi kokan, yaşlı bir adam olsa da, hâlâ bir bireydi. Ölümü bu şekilde karşılamak... Hiç ama hiç doğal görmemişti bunu.

Onlar umursamıyorsa, ben hiç umursamam, diye geçirdi içinden. Bir an önce bulunduğu garip ortamdan uzaklaşıp, adam akıllı şeyler yapmak istedi. Çay borcunu da, adamın ölümüyle rafa kaldırmışlardır diye düşündü. Ama gerçek ne yazık ki düşündüğü gibi değildi. Kokuşmuş yaşlı herif, bir dolu iş kitlemişti kendisine. Birde kalabalığın onayını alması vardı. Umutsuzca iç çekti. Böylesi salak bir durumdan nasıl çıkacağını bulamadı.

Tek istediği biraz huzurdu. Ağlayacak konuma gelmişti resmen. Hayallerini düşündü; her zaman yıkım getiren devasa güçlere sahip oluyordu. Bu güçlerle dünyayı fethediyordu. Her şeyin ve herkesin üstünde, uzaktan insanları izliyordu. Onu gören; korku, kıskançlık ve saygı hissediyordu. Şimdiyse... Tiyatro oyunu olarak oynatılsa başından geçenler, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük kurgusal hikayesi olacak olaylar silsilesi içinde bulmuştu kendisini. Var olması imkansız durumların içindeydi. Ağlanacak haline, gülemiyordu. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu.

Ama hâlâ sakinliğini korumayı sürdürebilmişti. Zihni berrak su gibiydi bu sefer. Yaşlı adamın ölümünü de unutmuştu. Sinirlenmemişti. Henüz o eşiği aşmamaştı. Yumruklarını sıktı. Daha güçlü olmalıyım, dedi. Şu anki zayıf halinden nefret etti. Zayıflık kabul edemediği bir şeydi. Güç yoluna baş koymuş bir insan olarak, nasıl olurdu da böylesi acınası duruma düşerdi? Bu soruları kendine sorup durdu.

Kafasında planı oturtmuştu. Hâlâ bu kasabadan umudunu kesmemişti. Bir şeyler kazanabilir, elde edebilirdi. İşine yarar ne varsa artık. Bu yüzden planlı ve programlı hareket etmeliydi. Planın birinci aşaması olarak, kesinlikle bir çay karşılığı kendisine yöneltilen işleri yapmamak vardı. Bir şekilde sıyrılmalıydı. Daha sonrasında, diğer insanların nefretini kazanmamalıydı. Kasabanın sahibi, kasabalılardı sonuçta. Ayaklarının teki değil, boğazına kadar çukura batmış, bu yaşlı insanlarda dahildi.

Peki ne yapmalıydı? Yaşlı adam gitmiş, temizlik ile alakalı şeyler hakkında konuşmuştu. Bu osuruk kokan işe yaramaz yaşlılar da, bu işi takdir edercesine bir şeyler söylemişti. Şimdi... Ne yapmalı? Düşüncelerini tarttı. Soluğunu ayarladı. En doğal ve sakin haline büründü. Titreyen eller, terleyen vücut, büyüyen göz bebekleri yoktu. Nehrin akışı gibi, vücudu tamamen berrak bir şekikde duruyordu. Üstünde bulunan mal varlığını düşündü. 400 Ryo, birkaç hap, biraz ninja aletleri ve birde ağaçtan topladığı beş tane elma vardı. Elma! Aradığı cevap buydu...

Yapacağı ilk şey: yaşlı adamın gelmesini beklemek olacaktı. Yaşlı adam gelince, birkaç saniye sonra konuşmaya başlayacaktı. Özgüven dolu ve kendinden emin bir şekilde yapacaktı bunu. Bir sıkıntısının olmadığını göstererek, daha dominant bir havayla gerçekleştirecekti bunu. "Pardon, ama gözden kaçırdığınız önemli bir nokta var. Ben hiçbir zaman paramın olmadığından bahsetmedim ki. Hatta, bu arada canım felaket bir şekilde elma çekti. Elma almak istiyorum ama fiyatını öğrenmem lazım önce." Bu sözleri sarfederken, yaşlı adamın tuzağına düşeceğine inanıyordu. Tam bir paragöz olan bu yavşak, aldığı ters cevaptan sonra, elma fırsatını da değerlendirip, ona bir kazık sokma peşinde olacaktı. Bundan emindi!

Alacağı cevaptan sonra da, konuşmasını şöyle tamamlayacaktı. "Diğer konular içinse... Bunu oturup tartışabiliriz." Burada alacağı cevap çok önemli olacaktı. Elmanın tanesine 20 ryo fiyat çekerse bu yaşlı adam, kıl payı kurtarırdı. Ama 20 ryo, muhafazakâr bir tahmindi. Bu yaşlı bok böceğinden, daha uçuk bir teklif bekleyecekti. Açgözlü, yabancı soyan, götverenin tekiydi sonuçta.
Image
Künye
İsim: Saiki Ryouta
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.80
Kilo: 70
Köy: Kaçak (Ishigakure)
Element: Fuuton, Katon
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 400
Prestij: -
Kullanılabilir GP: 1

Motivasyon:
Güç Arzusu: Her sabah kalktığında, aklından geçirdiği tek bir şey olurdu. Daha güçlü biri olmak. Bu yüzden her türlü zorluk ve acıya göğüs germeye kararlıdır. Önündeki yol ne kadar zor olsa da, o yol üzerinde yürümekten asla vazgeçmeyecektir.

Komplikasyon:
Açgözlülük: Kendini güçlendirmek konusunda oldukça saplantılıdır. Ne kadar tehlikeli olsa da, eğer kendini güçlendirecek bir şey varsa, o şeyi takip edecektir. Güçlü bir silah, iyi bir teknik ya da daha başka şeyler. Bu uğurda kendini tehlikeye atmaya ve insanları katletmeye hazırdır.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 4
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin - D Rank
Ayatsuito - D Rank
Ryuka no Jutsu - C Rank
Fuujin no Jutsu - B Rank
Suzaku no Jutsu - A Rank
Taijutsu
-
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar: Standart Ekipman Çantası
10 metre Sentetik Misina(Normal)
2×Kondisyon Hapı(Normal)
1×Kan Hapı(Normal)
1×Chakra Hapı(Normal)
1×İyileştirici Hapı(Normal)
1×Patlayıcı Parşömen(Kötü)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Saiki Ryouta] Dünyaya Hakim Olmalıyım

Post by GM - Naruto » September 8th, 2018, 7:58 pm

Mekan sahibi ihtiyar, tekerlekli bir kovanın içine doldurduğu su ve elinde paspası ile yanına geliyor. İhtiyar tam bunları sana bırakacakken, sen konuşmaya başlıyorsun. İhtiyar seni dikkatle dinledikten sonra “Elma bulamazsın buralarda, çay istersen veririm ama.” diyerek planlarını alt üst ediyor. Ancak ihtiyar cümlesinin hemen ardından “Para istediğim zaman vermedim ve anlaşmamız temizlik ve Kondo'yu gömme işine döndü. Ama illa para vereceksen de, çay 500 Ryo, gömme işi de 2000 Ryo... Yani bana toplam borcun 2500 Ryo.” diyor. Hemen ardından da avuç için sana bakacak şekilde sağ elini sana uzatıyor. Bu arada diğer ihtiyarlar ise, hemen yanınızdaki masada, az önce ölen adamın yanında, oturmak için sandalye çekmeye başlıyorlar.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Iya Vadisi”