[Kotegawa Ooki & Kotegawa Chisa] Av

Rüzgâr ve Kaya ülkeleri arasındaki doğal sınırı oluşturan geçit.
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Kotegawa Ooki & Kotegawa Chisa] Av

Post by GM - Naruto » October 23rd, 2018, 11:16 pm

Ooki kışkırtıcı cümlelerine devam ediyor. Az önce saldırmaya yeltenen adam belindeki kılıcı çekerek size doğru ilerlemeye kalkarken diğeri daha sert itiyor onu. "Dur ulan dur ! Olay çıkarsa Horu-sama keser bi' tarafını, yürü !" Kılıcıyla beraber tıpış tıpış kampa doğru yürüyor adam, ilerlerken yere tükürmeyi de ihmal etmiyor.

Diğer adam Ooki'nin sorusunu eliyle geçiştiriyor. O kadar laftan sonra oturup cevap vermeye yeltenmiyor haliyle.

Kamp yapacak bir alan arıyorsunuz. Yolun diğer tarafında, kamp ile aynı hizada bir yer çarpıyor Ooki'nin gözüne. Büyük iki taş parçası. Bitişik, biraz çapraz şekilde konumlanmışlar. O kısmı hedefliyorsunuz.

Kayaların ön kısmında daha önce burada kamp yapan insanların kalıntıları var. Taşlarla çevrili, ateş yakılabilecek bir alan. Kayaların dip kısımlarında daha önce toplanan ama kullanılmayan tahta parçaları da var. Bunları kullanarak ufak bir ateş yakabiliyorsunuz. Kayalar, arka kısmınızı tamamen kapatıyor. Yaklaşık 4-5 metre yükseklikteler. Yan kısımlar ise çapraz duruşları itibariyle biraz perdelenmiş durumda. Ancak gündüz vaktinde sağlıklı bir gölge sağlayacak sizlere. Ooki'nin şeytanca planı için de uygun bir konumda.

Chisa ilk uyuyan oluyor. Ooki ateşin başında, saatler biraz ilerledikten sonra taş atmaya başlıyor. Taşların çoğu kısmı kampın yakınlarına düşüyor. Çadırdan çıkan insanları görüyor. Bir kişi çıkıyor, bakıp içeri giriyor. İkinci bir kişi, kampın güvenliğinden sorumlu kişilere gidiyor. Aralarında konuşup çadırlarına geri gidiyor. Üç, dört, beş. Uyutmamayı bir nevi başarıyor Ooki. Ancak adamlar ısrarla sakinliklerini koruyor. Doğu tarafında ilk ışıklar belirirken de hazırlıklara başlıyorlar zaten.

Esnemeye başlıyor Ooki. Eliyle zeminden destek alarak geriye doğru uzanıyor kamptaki insanları zevkle izlerken. Hala dinç. Chisa'yı uyandırıp nöbeti devretmeyi düşüneceği aralıklar. Görüş alanındaki kamp, beyaz noktalarla kaplanıyor. Tekrar esniyor. Beyaz noktalar artıyor, birer tüy haline geliyor. Beyazlıklar karaltıya dönüyor, Ooki göz kapaklarını tutamayacak hale geliyor. Bir eli Chisa'ya uzanırken, bilincinin son demleri de ondan akıp gidiyor.



Tak tak... Rutine bağlamış bu ses beyninize keskin bir ağrı iteliyor. Gözünüzü açıyorsunuz. Hava Ooki'nin hatırladığı son andan biraz daha aydınlık. Yerinde doğrulduğunzda görüş açınıza önce kamp alanı geliyor. Dümdüz toprak zemin. Kamptan eser yok. Belki geriye kalan birkaç çöp çarpıyor gözünüze.

Tak tak. Sese çeviriyorsunuz kafanızı ikiniz de. Sırtınızı verdiğiniz kayanın üzerinde oturmuş bir kadın. Siyah pantolon, siyah bot, üzerinde ise siyah bir ceket. Hafif dekolte vermiş, erkeksi yüz hatları da güzelliğine biraz hırçınlık katıyor. Elinde bir wakizashi var. Kabzasıyla arkasındaki kayaya vurarak sesi kasıtlı olarak çıkarıyor. Boynuna bakıyorsunuz. Ishigakure alınbandı.
Image
"Eğer burada İshigakure Shinobilerinin olduğunu sağda solda yayarsan bu yumruk senin suratınla birleşir." Kadının cümleleri sonrasında, Ooki'nin zihni Chisa'dan bir tık daha fazla çalışıyor. Handaki diyalogları hatırlıyor. Hancı. Kadın, silahıyla kayaya vurmayı kesiyor. "Sanırım bu sözler pembe cüceden çıkmadı." Donuk bakışları önce Chisa'nın üzerinde turluyor, ardından Ooki üzerinde kilitleniyor. "İsteyerek yahut zorla. Shinobi düsturunu kaybetmiş sizler için sanırım 'zorla' seçeneğini sunmak yerinde. Köye nakledileceksiniz. Kararınızı verin."

Silah sol elinde. Sol kolu ise dizine dayanmış durumda. Fazlasıyla rahat oturuyor kadın. Konumu, sol taraftaki, Ooki'nin önünde uyandığı kayaya biraz daha yakın. Sizlerin kayalara olan uzaklığınız ise 2-3 adım kadar.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts:164
Joined:August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Kotegawa Ooki & Kotegawa Chisa] Av

Post by Kotegawa Ooki » October 24th, 2018, 12:08 am

Karşımdaki koruma bozuntusuna verdiğim ayar sonrasında iyice bozulmuştu. Erkekliğine yediremediği için üzerime yürüyordu. Aklımdam ' ha şimdi sıçtım ağzına ' diye geçirip son bir kaç haftadır başımdan geçenlerin acısını nasıl ondan çıkaracağımı düşünüyordum. Onu döve döve adam edecektim çünkü sıkılmıştım. Koduğumun ülkesi dağ taştan ibaretti ve avda tam olarak istediğimiz gibi gelişmiyordu. Daha doğrusu istediğim gibi gelişmiyordu. Kardeşim zaten daha baştan su koy vermişti.

Ben aklımdan karşımdakini nasıl haşat edeceğimi planlarken onu kurtaran yine arkadaşı olmuştu. Daha önce duymadığım bir addan bahsedip eceline susamış korumayı sakinleştirmişti. Bu Horu bunların lideri falan gibi bir şeydi sanırım. Büyük ihtimalle sabah görürüz diye düşünüyordum. Horu denen adam veya kadın bunların lideri değilde patronu veya işvereni gibi bir şeyde olabilirdi. Takeru mesela eziğin önde gideniydi ama politik konumu sayesinde Jouninlere bile emir verebiliyordu. Shinobi Dünyasının çarpık düzeninin başka bir yansıması daha diye düşünmüştüm. Shinobiler gibi yüce varlıkların basit halk tarafından yönetilmesi beni yine tiksindirmişti. Gerçi bu adamlar çok büyük bir ihtimalle Shinobi değildi ama düşününce benzer durumda olabilirdik.

Olaylar yatışınca kamp yapmaya uygun bir yer bulmuştuk. Şansımıza bizden önce birileri bulduğumuz yerde kamp kurmuş ve bir kaç malzemeyide gerilerinde bırakmıştı. Bundan yararlanarak bir sorun yaşamadan konaklamıştık. Planladığım gibi ilk nöbeti ben almıştım. Kardeşim zayıf biri sayılmazdı ama bünyesi benim kadar güçlü değildi. Bu yüzden ilk nöbeti alıp ondan bir iki saat daha uzun tutarak onun işini kolaylaştırmak istiyordum. Kardeş işte atsan atamazsın, satsan satamazsın. Sen onun iyiliğini düşünüp kendi uykundan kes ama o gitsin elin adamlarının işlerini yapsın. Ablalık cidden zor işte. Hele birde Chisa gibi vefasız kardeşleriniz varken bu zorluk bir kat daha artıyordu.

Gece'nin ilerleyen saatlerinde planladığım gibi tacize başlamıştım. Bir iki bakınsalarda tepki vermemişlerdi. Ya benden yada bu Horu denen adam yada kadından tırsmışlardı ama ortada bir iddia olsa paramı kendi üstüme basardım. Tek bir darbede beyinlerini nasıl dağıtabileceğimi düşünüp tırmışlardır.

Bir süre sonra benimde uykum gelmeye başlamıştı. Gidip Chisayı uyandıracaktım. Yolun ilerisinde zaten ayrılacaktık. Bu yüzden benimde biraz dinlenmem gerekiyordu ama ne uyku bastırmıştı. Göz kapaklarımı açık tutmakta zorlanıyordum.

O kadar uykusuzdum ki halüsinasyonlar görmeye başlamıştım. Chisa'yı uyandırmam gerekiyordu yoksa onu kaldırmadan uyuya kalacaktım...
.
.
.
Uyandığımda başımda migrenimsi bir ağrı vardı. Zonklama mı desem yoksa tam kafamın içine doğru tak tak çivi çakılması mı desem bilemiyordum. Kendimi biraz toparladığımda saatin ilerlediğini gün ışığından anlamıştım. Kamp falanda yoktu. Tahminen bir iki saat uyuya kalmıştım.

Şansıma küsüp ayağa kalkmayı düşünürken kafamdaki tak takların kaynağı olan şeyi görmüştüm. Sesler taş gibi olmasada eli yüzü düzgün denebilecek bir tipte kadındı. Hatta erkeksi tarafı ona ayrı bir seksilik ve egzotiklik katıyordu.

Kadını incelediğim sırada benim piç-katana dediğim bir silah taşıdığını ve İshigakure Shinobisi olduğunu fark etmiştim.

Biz ona bakarken kadında benim handa söylediğim bir sözü tekrarlayıp bunu söyleyenin ben olduğumu ima etmişti. Sonraki cümleleri ise bizi köye geri götürmeye niyetlendiğini gösteriyordu.

O saniyede olup biteni anlamıştım. Bu kadın gece bana Gen atmıştı. Bir anda uykumun gelmesinin ve gördüğüm tüylerin falan sebebi olmalıydı. Genjutsudan hiç anlamadığım için hangi tekniği kullandığını bilmiyordum. Genjutsu ibne işiydi. Hileliydi. Kendinizi ona karşı savunamıyordunuz. Shinobilik içinde en sevmediğim konsepti.

Genjusuya duyduğum sinirden yere tüm gücümle bir tekme atıp biraz toz toprak kaldırdıktan sonra " Genjutsudan nefret ediyorum. " diyip sol yumruğumu elim beyazlayacak kadar sıkıp " Eğer elimde tüm genjutsuyu ve genjutsu kullanıcılarını yok edecek bir düğme olsaydı. Büyük ihtimalle o düğmeyi fazla basmaktan kırardım. " diye kendi kendime söylenmiştim. Bu iş bittikten sonra üstümü başımı sirkeleyip ekipmanlarımdan kayıp bir şey var mı diye bakınacaktım.

Sinirimi topraktan çıkardıktan sonra kadına dönüp " Lafı uzatmayacağım. Ben Hatsu Ayako'nun peşindeyim. Kardeşim ise..." diyip sağ elimin işaret parmağını arkaya doğrultup onu göstererek " geldiğin handaki bir tüccarın saldırıya uğrayan kervanını daha doğrusu kervandaki malları güvence altına almaya gidiyor. " diyecektim.

Kadının tepkisini bekledikten sonra " Ayako ile ilgili önemli bir ipucu yakaladığımı düşünüyorum. İstersen benle gel veya sadece beni rahat bırak. Her iki durumda da kadının kafa ödülü ve üstünden çıkanların 1/3'ünü sana veririz veya istersen daha fazlasını. Zaten parayı İshigakure'deki hastaneye Medic-Nin yetiştirmesi için bağışlayacaktık. " dedikten sonra bir saniyeliğine durup tekrar konuşmaya başlayacaktım. " Eğer teklifimi kabul etmeyeceksen ve iş zora gelecekse lütfen Genjutsu kullanma. Genjutsudan nefret ediyorum. Hile gibi bir şey. 1 vs 1'de adam gibi savunması bile yok. Çok çakrada yemiyor. diyecektim.

Kadına teklifimi sunmuştum. Kabul ederse ortak çalışabilirdik. Kardeşimin satışından sonra iyi olurdu. Zaten bu işi para için yapmıyordum. Kadın maddi kısmın tamamını bile isteseydi hayır demezdim. Benim için bu daha çok adımı temizlemek ve boş zamanımı değerlendirmek için yapılacak bir etkinlikten ibaretti. Son görevimizde yaşadıklarım bana önemli bir şeyi öğretmişti. Bu güne kadar her ne kadar bireysel olarak yaşayıp pek az insanı taksamda Daimyoların acımasız ve adil olmayan dünyasında köyümün desteği olmadan hayatta kalamazdım. Bu yüzden bu ava çıkmamın çok ama çok ufak bir sebebide bir şekilde köye yararlı olabilmekti.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kotegawa Ooki & Kotegawa Chisa] Av

Post by GM - Naruto » October 26th, 2018, 9:51 am

Off Topic
Chisa nirdesin. Verdim pasifliği.
Kadın, Ooki'nin garip hareketlerini izliyor bir süre. Bakışları, duruşu hiç değişmiyor. Hala aynı rahat havaya sahip. Ancak bu umursamamazlık olarak hayata geçmiyor. Ooki'nin söylediği her kelimeyi dinliyor tek tek.

"Sen. Salak mısın ?"

Dudakları hafifçe kıvrılıyor, net bir iğrenme ifadesi. Kaşları ise hafifçe çatılırken gözler tamamen Ooki'ye kilitleniyor. "Yaptıklarının savunması Ayako mu ? Minami şehrinde köyümüzün saygın jounine laf getirttiniz. Köyden habersiz bir şekilde ayrılıp, Kum sınırlarına geldiniz. Saygın bir esnafı ölümüne tehdit edip, dostumuzun, müttefikimizin kervan kampında huzursuzluk yarattınız." Ayağa kalkıyor kadın. Tahmini 1.70 boylarında, fit bir vücuda sahip. Wakizashisini elinde ters bir şekilde tutuyor. "Şimdi ise ganimetin üçte birini önerip, kabul etmezsem olacak şeyler için şartları belirliyorsun." İşaret parmağı ile alınbandının üzerine veriyor birkaç kez. "Ben bir Ishigakure shinobisiyim."

"Asakura bölgesindesiniz, sizden sorumlu kişi olarak son kez soracağım, sizi zorla mı götüreceğim yoksa kendi isteğinizle mi geleceksiniz ?" Kadının sağ dizi hafifçe kırılmış, atlamaya hazır bekliyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kotegawa Chisa
Ishigakure
Ishigakure
Posts:427
Joined:August 31st, 2018, 1:59 am
Künye:

Re: [Kotegawa Ooki & Kotegawa Chisa] Av

Post by Kotegawa Chisa » October 26th, 2018, 3:51 pm

Onee-san'ın önerimi kabul etmesi açıkçası beni bayağı mutlu etmişti. Bana hala sinirli olduğunu biliyorum fakat sinirinin bir nebze de olsa azaldığını bilmek içimi rahatlattı. Eğer konaktan çıktığımızdaki siniri hala üzerinde olsaydı eminim kamp yapma fikrimi reddederdi. Geçen sefer Ryoma-san ile yaşanan olaydan sonra ne kadar inatçı olabileceğini daha iyi anladım.

Önerim üzerine Onee-san ile beraber kamp yapmak için bir yer aramaya başladık. Kısa bir arayışın ardından reddedildiğimiz kamp ile aynı hizada bir yer buldu Onee-san. Büyük iki taş parçası, çapraz bir şekilde duruyordu. Kayaları görür görmez aklıma, birilerinin burada daha önceden kamp yapmış olabileceği geldi. Zaten yakınına gittiğimizde burada daha önce kamp yapan insanların izlerine rastladık. Şanslıydık ki burada kalanlar bize bir iyilik yapıp odunları hazır bir şekilde kayaların dip kısımlarına bırakmıştı. Onee-san'ın uğraşları sonucunda yaktığımız ateşin yanına kıvrıldım. İlk nöbeti Onee-san tutmak istiyordu, benim de uykum olduğundan onu reddetmedim.

.
.
.


TAK TAK TAK TAK TAK! YETER BE! ŞURDA BİRKAÇ SAATLİĞİNE DİNLENMEYE ÇALIŞIYORUM AMA ONEE-SAN SES ÇIKARTMADAN DURAMIYOR! Madem beni rahatsız edeceksin bırak nöbeti ben tutayım.

Uykumun bozulmasının verdiği öfkeyle yattığım yerden doğruldum. Sesi Onee-san'ın çıkardığını düşünüyordum lakin büyük bir öfkeyle bakışlarımı ona çevirdiğimde onunda yeni uyandığını gördüm. Sesin kaynağını öğrenmem ise sadece birkaç saniyemi aldı. Ses, sırtımı verdiğim kayanın üzerinden geliyordu. Kafamı çevirdiğimde hiç ama hiç görmediğim bir kadınla karşılaştım. Neden bizi rahatsız ettiğine dair bir fikrim yoktu fakat öğrenmem fazla uzun sürmemişti. Kadının boynunda Ishigakure alınbandı vardı.

Henüz uyku sersemliğimi üzerimden atamadığım için kadının söylediklerine pek anlam veremedim. Yine de köyden ayrıldığımızdan beri shinobi olduğumuzu sakladığımıza adım gibi eminim. Tabii Onee-san bir şeyler yapmadıysa.

Kadın donuk bakışlarını önce bana, sonrasında Onee-san'a çevirdikten sonra konuşmaya başladı. Shinobi düsturunu kaybetmiş bizlerin köye geri nakledilmesi gerektiğini söyledi. O anda büyük bir şoka uğradım. Düzgün bir shinobi olmak için elimden geleni yaptığım halde neden böyle bir şey söylediğine anlam veremiyordum.

Gerçekten shinobiliğe yakışmayan bir harekette mi bulundum? Köyden izinsiz ayrılmak dışında, hayatım boyunca shinobiliğe uymayan bir harekette bulunmadım. Buna rağmen neden karşımdaki shinobi bana böyle asılsız bir ithamda bulunuyor? Köydeki herkesin de bizi böyle gördüğüne eminim. Bunların hepsi Daimyo'nun yardımcısı, Takeru ile yaşadığımız hadiseden dolayı kaynaklanıyor. Sadece buysa rahatladım!

Takeru ile yaşanan olayda kendimin haklı olduğuna inancım tam. Shinobiliği küçümseyen bir adamı eğitmemenin neresi yanlış? Tabii insanlara bunu anlatamıyorsunuz maalesef, anlatmayı ne kadar denesem de başarılı olamadım. Bu yüzden pes ettim, shinobiler içerisindeki saygımı kaybettiysem sadece geri kazanmam gerekiyor.

Yaşadığım iç çatışma bittiği sırada bakışlarımı Onee-san'a çevirdim. Oldukça sinirli gözüküyordu, karşımızdaki shinobiye neden buraya geldiğimizi açıklıyordu. Hala Ayako-san'ın peşinde olduğunu söylemesi açıkçası beni hayal kırıklığına uğrattı. Yolculuğumuzun devamında yollarımızın ayrılacağı belli sanırım.

Nedendir bilmem ama Onee-san birden kadına ahlaksız bir teklif yapmıştı. Ayako-san'dan kazanacağı ödülün 1/3'ünü kadına vermeyi teklif etti! Ne kadar ayıp Onee-san...

Onee-san, eğer kadın teklifini kabul etmezse geri dönmeyeceğini açıkça belirtmişti. Kendi köyümden bir shinobi ile savaşmak en son isteyeceğim şeylerden biridir belki de. İkimiz de aynı amaç uğruna ter döktüğümüz halde neden savaşmamız gerekiyor ki? Sadece Onee-san'ın biraz daha sakinleşip, insancıl bir şekilde konuşması gerekiyor.

Kadın hemen konuşmaya girdi, gözlerinden Onee-san'dan iğrendiği belli oluyordu. Söylediğine göre biz Minami Şehrinde saygın bir Jounin'e laf getirtmiş, saygın bir esnafı ölümüne tehdit etmiş ve müttefikimizin kervan kampına huzursuzluk yaratmışız. Ağzım açık bir şekilde kadının söylediklerini dinliyordum. Böyle şeyleri kimin uydurduğunu merak ediyorum açıkçası!

Kadın ayağa kalktı, Wakizashisini kavradıktan sonra köye geri dönme teklifini yineledi. Olayların nasıl bu hale geldiğine dair hiçbir fikrim yoktu ama bir şeyler yapmam gerektiğini biliyordum. Açıkçası oldukça paniklemiştim. "S-s-s-shinobi-san! Söylediklerinizin doğruluğuna emin misiniz? Köyden habersiz bir şekilde ayrıldığımız ve Onee-san'ın Juuzo-san hakkında bir şeyler söylediği doğru fakat biz kimseye rahatsızlık yaratmadık, saygın bir esnafı ölümle tehditte etmedik! Size bu yalanları kimin söylediğine dair hiçbir fikrim yok ama lütfen sakinleşin. Ortada bir yanlış anlaşılma olduğu açık, sakin bir şekilde konuşursak eminim birbirimizi daha iyi anlayabiliriz."

Kadını sakinleştirdikten sonra konuşmama devam ettim. "Shinobi-san, bizi neden geri götürmek zorunda olduğunuzu öğrenebilir miyiz acaba? Açıkçası şuan geri dönmem mümkün değil, konakta karşılaştığım zavallı, yaşlı bir tüccara söz verdim. Birkaç gün önce kervanına haydutlar saldırmış, korumalarından birisine ise..." hafifçe yutkundum, bu kısmı açıklamak istemiyordum açıkçası. "...tecavüz edilmiş ve öldürülmüş." Aklıma geldikçe üzülmeden edemiyorum. Evine ekmek götürmeye çalışan genç bir adamı vahşice katlettiler. Belki de evinde çocukları bekliyordu, belki de hamile karısı.

Kısa bir duraklamanın ardından dogeza pozisyonuna çökerek devam ettim. "Shinobi-san, bana sadece birkaç günlüğüne izin vermeniz için size yalvarıyorum. Karşımdaki yaşlı, çökmüş adamı gördüğümde içim sızladı. Hikayesini duyduğumda da aynı şeyleri hissettim. Bu yüzden size yalvarıyorum efendim, lütfen birkaç günlüğüne bana izin verin. Bir shinobi olarak gözlerimin önünde yardıma muhtaç birisi varken onu terk edemem." Gözlerim kapalı bir şekilde yere kapanmışken Shinobi-san'ın isteğimi kabul etmesi için tanrıya dua ediyordum.
Off Topic
Bilgisayarım bozulmuştu, okuldan dolayı onla ilgilenemiyordum.
Image
Künye
İsim: Kotegawa Chisa
Yaş: 16
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 140.000
Prestij: 0
Kullanılabilir GP: 0
Ün: 40

Motivasyon
Korumak!
Chisa hangi durumda olursa olsun zayıflara yardım eder. İlk başlarda insanlar tarafından kabul görmek için yapmasına rağmen zamanla düşünceleri değişmiş ve onları gerçekten isteyerek korumaya başlamıştır.


Komplikasyon
Kardeş - Kotegawa Ooki
Kardeşi onun hayatındaki en önemli şeydir. Onun gözünde kardeşi ulaşılamaz bir noktada bulunan kişidir. Yine de zarar görmesinden aşırı derecede korktuğundan dolayı var gücüyle ona destek çıkmak istemektedir. Bunu o kadar kafaya takmıştır ki bazen basit şeylerde bile onun yerine yapmak istemektedir.



Özellikler
Momoiro no Chibi - Kısaca Momo -
Chisa, Asakura'da tüccara karşılık beklemeden gerçekleştirdiği yardımlar sonucunda, Asakura çevresinde bu ünvanla bilinmektedir. Özellikle kervanlar ve tüccarlar tarafından fazlasıyla tanınan Chisa, mağdur durumdaki bir tüccarın sorunlarının halledilmesine ön ayak olduğu için fazlasıyla seviliyor.


Profil
Güç: 5
Çeviklik: 9
Kondisyon: 4
Potansiyel: 3
Varlık: 8
Zeka: 5

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 4
[Varlık] Sosyalleşme: 4 - Favori
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
D - Rank: Shunshin
B - Rank: Zukokku

Taijutsu
A - Rank: Iaido | Stil
B - Rank: Iaigiri
D-Rank: Hızlı Adımlar


Genjutsu
D-Rank: Görünmez Kılıç
D - Rank: Rakumei no Jutsu
C - Rank: Kanryousou
B - Rank: Mugen Onsa
A - Rank: Kokuangyou no Jutsu


Sensör
C - Rank: Meishou-dou

Modlar
Barış

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Katanacığım(Normal Seviye)
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts:164
Joined:August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Kotegawa Ooki & Kotegawa Chisa] Av

Post by Kotegawa Ooki » October 26th, 2018, 8:14 pm

İşler hiçte istediğim gibi gitmiyordu. Biraz adımı temizlemek, birazda yapacak başka bir şeyim olmadığı için çıktığım bu macera istemediğim bir yöne doğru gidiyordu. Daha doğrusu daha başlamadan bitiyordu. Ayako'yu yakalayarak Minami şehrinde başımıza açılan sorunu çözebileceğimi düşünüyordum. En kötü işler yatışana kadar sıkılmadan yapacağım bir şeyler olur diye planlamıştım ama şimdi onuda yapamayacak durumda olduğum gibi büyük ihtimalle daha büyük ceza ve sıkıntılarla yüzleşecektim.

Karşımdaki kadından bir ton azar yemiş ve geçmişte yaptıklarım hatırlatılmıştı. Söylediği bazı şeyler hakkında itirazlarım vardı ve bunları dile getirecektim ama anlattıklarında da bir haklılık payı vardı. Aşırı agresif bir insandım. Biraz kendimi kontrol etmem gerekiyordu. Yoksa başıma bunun gibi nice belalar açılacaktı. En azından istediğimi istediğim gibi herhangi bir yaptırımla karşılaşmadan yapabileceğim bir konuma gelene kadar dişimi sıkmam gerekiyordu.

Kadınla bu işleri çabucak halletmem gerekiyordu çünkü avına atlamak üzere olan bir kaplan gibi bize kitlenmişti. Onu dövüp dövemeyeceğim yada bu durumda -meyeceğimiz muamma olduğu kadar zaten adımı temizlemek için çıktığım yolda İshigakure Shinobisi dövüp kaçak olacak değildim. Eğer söyleyeceklerimi dinlemezse dediğini yapacak ve usulce onu izleyecektim.

Ben tam konuşmaya hazırlanırken kardeşim lafa girmiş ve bir şeyler anlatmıştı. Beni savunmuş olsada yapmadığımı iddia ettiği bazı şeyleri yapmıştım. Oradan biraz çakmıştık. Bunun dışında avı tamamen unutup yine şu tüccara takmıştı. Belki aynı konu üstünden bende bastırsam bir yerlere ulaşabilirdim ama tüccar mevzusu hiç ilgimi çekmiyordu. Gerçi şimdi düşününce bu kervana yapılan saldırının ardına bizim peşine düştüğümüz kadın olabilirdi ama emin olabileceğim bir şey olmadığı için ben kendi ipucumun üstüne gidecektim.

Kardeşim konuşmasını bitirince lafa ben girecektim. Derin bir nefes aldıtkan sonra " Senle çatışmak istemiyorum ama en azından söyleyeceklerimi dinle. Juzo hakkında bir şeyler dediğim doğrudur ama bunlar kesinlikle o çocukça triplere giren adamın raporladığı şeyler değil. " diyecektim sinirle. Adamın ne raporladığını kelimesi kelimesin bilmiyordum ama benim ona söylediğim şeyler ' Sizin Shinobiliği beceremeyeceğinizi düşünüyor. ' şeklindeydi. Böyle bir şey yüzünde Daimyo'nun kalkıp, belkide köyde İshicho ve eski İshicho'dan sonra en yetkili Shinobi'yi görevden alacağını düşünmüyordum. Eğer tamda böyle bir durum varsa ben o Daimyo'nunda asistanı olan Takeru bozuntusunun da suratına sıçayım.

" Olayı uzatmadan anlatmam gerekirse bizi göreve hazırlıklı yollamadığını söyledim ki durum düşünülünce onunda bir suçu olmadığı ortada. Sana verilen bir eğitim görevi süresi habersiz bir şekilde 7-15 günden 3 güne düşürülese ve karşındaki adam senden onu sıfırdan baya baya sıfır sivilden 3 gün içinde beni Daicho seviyesine getir ve yatkın olmadığım bir elementi öğret deseydi ne yapardın? Peki sen ona bunun imkansız olduğunu söylediğinde... " diyip bunu diyen kardeşime dönüp bakıp ondanda doğrulama aldıktan sonra " görevi iptal edip seni ve köyü tehdit edip İshigakure'yi tekrardan gözden geçireceğini söyleseydi ne yapardın? " diye devam edecektim.

Bir saniye duraksadıktan sonra " Benim burada tek suçum ağzımı tutamayıp bu adamın çocukça tavırlarına ve provakasyonlarına kanıp karşılık vermemdi. " diyecektim.

Sonrasında yüzümü tahmini olarak hanın olduğunu düşündüğüm yöne çevirip " Hancıyı öldürmekle tehdit etmedim ve bu yönde bir niyetimde yoktu. Eğer hikayenin tamamını dinlediysen görev için yemek istediğimi öğrenmiş olmalısın. Etrafta Ayako ile ilgili sorular sorduğumdan ve hancıya da alınbandımı gösterdiğimde boş boş etrafta bunu yaymaması için yerine getirmeyeceğim bir tehdit savurdum. Eğer ona zarar vermek gibi niyetim olsaydı, yemek istemek yerine ya çalar yada zorla alırdım. " dedikten sonra biraz duraksayıp ne diyeceğine bakacaktım.

Sonrasında kampın olduğu yere bakıp " Ben bir şey yapmadım. En azından durup dururken. Beni tehdit edip işleri karıştıran onlardı. Daha spesifik olarak içlerinden biriydi. Ben sadece ona benzer bir şekilde karşılık verdim. Bazen fazla fevri davranıp sonunda pişman olacağım şeyler yaptığım doğrudur ama bu güne kadar durup dururken kimseye ne kötü bir söz söyledim nede kötü bir şey yaptım. " diyecektim.

Sonrasında yine biraz durup " Şu anda Ayako'yu yakalama ihtimalimiz bir hayli yüksek. Bu göreve çıkma sebebimde Minami şehrinde olan olaylardan sonra adımızı temizlemek... " dedikten sonra kardeşime dönüp doğrulamak için bakacak ve " Handa Zanke diye bir adamla tanıştım ve iş aldım. Kardeşimin... " diyip tekrar ona bakış atıp kadına dönerek " bahsettiği kervanın korumasıyla ilgili işler çeviriyor ama tam detaylarını söylemedi. O kervana yapılan saldırının içinde de o kadın olabileceği gibi Zanke de bu işin içinde olabilir. Bize bir kaç gün daha izin verirsen Ayako'yu yakalayıp kervanın başına gelenleri aydınlatabiliriz. Eğer bize güvenmiyorsan... " diyip sırasıyla çantamı, cebimdeki patlayıcı parşömen sarılı kunaiyi ve diğer cebimdeki shurikeni onun önüne tehditkar olmayacak bir şekilde yavaşça atıp " Tüm ekipmanlarım ve eşyalarım burada sadece asgari bir kaç şeyi almama izin verip kaçmayacağımdan emin olabilirsin. İstersen benim yada kardeşimin yanında da gelebilirsin ama her şeye rağmen kabul etmeyeceksen adımı temizlemek için çıktığım bir yolda kalkıp bir İshigakure Shinobisi ile kazanıp kazanmayacağım belli olmayan bir savaşa girmeyeceğim. " diyerek olası bir kabul etmeme durumunda zor çıkarmadan takip edeceğimi belli edecektim.

Kadını dövebileceğimden %100 emin olsam belki zoru seçebilirdim ama fevri kararlar sonucunda başı çok yanan biriydim. İşin aslı tüm bu olanların ana sebebide bu yapımdı. O yüzden yine fevri davranıp bu kadınla kapışmak istemiyordum. Böyle bir durumda dünyadaki tüm kaçakları yakalamanın bile adımı temizlemeye yeteceğini düşünmüyordum.


Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kotegawa Ooki & Kotegawa Chisa] Av

Post by GM - Naruto » October 29th, 2018, 2:19 pm

Önce Chisa'nın konuşmalarını dinliyor kadın. Chisa'ya attığı bakışlar, Ooki'ye olanlardan daha farklı. En azından net bir iğrenme ifadesi yok. Ancak Chisa konuştukça, gözlerindeki yumuşamayı farkedebiliyorsunuz. Ardından Ooki giriyor söze, aynı iğrenti tekrar yerleşiyor suratına.

Ooki'nin kendini savunması bittiğinde saldırı pozisyonunu biraz bozuyor kadın. "Hancıyı 'tehdit' ettin. Ölümle. Amaçların seni ilgilendirir Kotegawa Ooki. Ancak bu amaçlar, ne gibi perdelerle örtüldüğünden bağımsız olarak halkımızı tehdit etmene sebep olamaz. Ülkesine bağlı, bizler ile uyum içinde çalışan birini, reddetsende, aynen dediğim gibi, ölümle tehdit ettin. Minami şehrinde yediğin haltlar ise beni ilgilendirmiyor. Bu Kurumi-sama'nın kararı." Ishichou'nun ismi geçtiğinde duruşunu daha da dikleştiriyor. "Bana kalsa shinobi düsturundan tamamen kopmuş senin gibiler hemen burada, şu anda toprağa gömülmeli."

Chisa'ya çeviriyor bakışlarını. Kadındaki yumuşaklığı fırsat bilerek yerinde doğruluyor Chisa. "Sen ise Kotegawa Chisa.. Belki de bir shinobi olmanın en büyük gerekliliklerinden birine sahip değilsin. Takip edeceğin kişi, uğrunda herşeyini vereceğin idealler böyle şeyler olmamalı. Ancak bu saflığını yenebilirsin." Wakizashi'yi tutan elinin bir parmağı Ooki'ye yöneliyor bu cümle esnasında. "Yardım etme isteğine saygı duyuyor, gösterdiğin davranışlardan ötürü söndüremeyeceğim bir inanç da besliyorum." Belinden bir kelepçe çıkararak Chisa'nın önüne atıyor. "Kotegawa Ooki'yi saydığım eylemlerinden ötürü tutuklamanı istiyorum. Ardından benimle birlikte yerleşkeye geleceksiniz. Ooki'nin yaptıklarına dair bir rapor hazırlayacak ve köye nakil işlemlerine başlatacağım. Sen ise, tüccara yardım etme isteğini resmiyete dökecek, benim gözetimimde yapacağını kabul edecek bir rapor ile buraya geri dönebilirsin."

Kadın wakizashisini elinde bir tur çevirdikten sonra sırtındaki kınına geri sokuyor. Fakat hala tetikte olduğunu sezebiliyorsunuz. "Bu sadece sana sunulan bir opsiyon Kotegawa Chisa. İstersen Ooki ile köye dönebilir yahut burada arayışına devam edebilirsin. Ancak onu tutuklayan sen olacaksın. Aksi halde göreceğin muamele, Ooki'den farksız olmayacak."
Off Topic
Chisa tutuklama işlemini gerçekleştirecekse, kadının ona sunduğu seçeneklerden seçtiği tercihi net olarak belirtmek zorunda. Ek olarak Ooki'yi tutuklamayı seçmesi durumunda, Halkın Öfkesi özelliğini kaldırabilir.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts:164
Joined:August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Kotegawa Ooki & Kotegawa Chisa] Av

Post by Kotegawa Ooki » October 29th, 2018, 10:11 pm

Kadınla konuşmaya başladığımda benden cidden hiç hoşlanmadığını fark etmiştim. Kardeşime karşı sergilediği tutumla bana karşı sergilediği tutum bir birine taban tabana zıttı. Kardeşim bana kıyasla daha sosyal ve daha iyi laf yapan biri olmasına rağmen ikimize karşı sergilenen tavırda bu denli bir fark olması beni şaşırtmıştı. Tabi işin içinde farklı mevzularda vardı. Mesela benim hancı ile aramda geçenler filan. Oda tavrını etkiliyordur ama sonuçta küfür etmiyoruz.

Konuşmamı sonlandırdığımda kadın saldırmaktan vazgeçmişti. En azından eskisi kadar gergin durmuyordu. Zaten teslim olmam için fırsat tanımıştı ki bende kabul etmezse olacağımı belirtmiştim. Bu yüzden bir olay çıkması imkansız gibiydi.

Kadına derdimi anlatsamda o kabul etmemişti. Yani beni köye götürmekte kararlıydı. Bu konuda yapabileceğim bir şey yoktu. Üzülmüştüm çünkü buraya kadar boşu boşuna geldiğim gibi başımdaki bela bir kat daha artmıştı. Aynı şekilde kardeşimde benim gibi zora girecekti. Aslında bu kısmen kendi suçuydu. Avın ortasında ben tüccarın mallarını koruyacağım diye tutturmasa bunlar olmazdı. Düşüncelerim arasında kardeşime ters bir bakış attıktan sonra kadını dinlemeye devam etmiştim. Bana laf sokmaya çalıştığı kısımda ona sert bir bakış atmayı unutmayacaktım.

Sonuç benim için beklediğim gibi olsada kardeşim için hala bir umut vardı ama içimde bir korku vardı çünkü kadın kardeşime beni tutuklamasını istemişti. Bu bir nevi test gibi bir şeydi. Tutuklanmaktan korkmasamda kardeşimin onun emrini zoraki olarak bile olsa yapması aramızdaki ilişkiyi geri dönülemeyecek şekilde değiştirirdi. Kardeşime güvenim tam olsada böyle bir olayın %0.0000001 ihtimalle bile gerçekleşebilecek olması beni fark edilebilir bir biçimde dehşete düşürmüştü.

Bir kaç saniye yutkunup olduğum yerde soğuk terler dökerken yapmam gerekeni anlamıştım. Eğer kardeşim beni tutuklamaz ise ikimizinde başı yanacaktı ve ben buna izin veremezdim. Ayıca kardeşimi böyle bir ikilemde bırakmak istemediğim gibi bu ikilemin sonucunda kendisini kurtarmak için beni satmasınıda göze alamazdım.

Vücudumu dikleştirdikten sonra yavaş ve emin adımlarla ikilinin iyice yanına gidip iki elimi avuç içleri yukarı bakacak şekilde Chisa'ya doğru tutup iki kolumu bileklerden bir birine yapıştırarak " Chisa aptallık etme. En azından birimiz bu kargaşadan zararsız çıkar. Kadının..." diyip kadına bir baktıktan sonra tekrar kardeşime dönüp " dediğini yap. " diyecektim.

Onlar beni tutuklamakla meşgul iken geçide bakıp " Naori Rampasında önemli bir şey var mı? Daha spesifik olmak gerekirse han ve burası arasında bir barınak, kısa yol yada benzeri bir şey var mı? Birde Zanke diye kızıl gözlü beyaz/gri saçlı uzun boylu bir adam biliyor musun? " diye kadına soracaktım. Zanke hakkında bazı şüphelerim vardı. Kardeşim tüccarın mallarıyla uğraşacaksa onla karşılaşma ihtimali bir hayli yüksekti. Böyle bir durumda bilgisiz gitmesini istemiyordum.

Bundan sonra ise yere attığım eşyalara bakıp " Eşyaları bana yükleyebilirsiniz. Kaçacağım yok nasıl olsa. Birde eğer mümkün ise muştalarım dışındaki eşyalarım kardeşimde durursa iyi olur. " diyecektim. Aslında eşyalarım arasında öyle önemli bir şey yoktu ama kunai falan vardı. Eğer bu kadın eşyaları kardeşimin almasına izin verirse kunaileri falan ona bırakabilirdim. Böylelikle daha hazırlıklı ve güvende olurdu.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Kotegawa Chisa
Ishigakure
Ishigakure
Posts:427
Joined:August 31st, 2018, 1:59 am
Künye:

Re: [Kotegawa Ooki & Kotegawa Chisa] Av

Post by Kotegawa Chisa » October 30th, 2018, 1:50 am

Dizlerimin üzerine çökmüş, yeri izlerken kadın konuşmaya başladı. Benim haberim olmayan, Onee-san'ın konakta yaptığı bir olayı anlatmaya başladı. Onun gibi harika bir shinobinin böyle bir şey yaptığına gerçekten inanmak istemiyorum. Minami'de yaşadığımız olaylar, köyde yaşadığımız dışlanma, burada yaptığımız kavga Onee-san'ı beklediğimden daha çok etkilemiş gibi duruyor. Ne kadar başına buyruk birisi olsa da asla bir vatandaşımızı ölümle tehdit edecek kadar ileriye gideceğini düşünmezdim. Onun bu hale düşmesinin tek sebebi de benim gibi duruyor. Eğer Minami'de ağırbaşlı bir şekilde davranmayı başarabilseydim Onee-san bu hallere asla düşmezdi.

Kadın Onee-san gibi shinobilerin toprağa gömülmeleri gerektiğini söylediğinde şaşkınlıktan olduğum yerde kaldım. Ayağa kalkıp karşımdaki kadına, Onee-san'ın aslında ne kadar iyi bir shinobi olduğunu anlatmak istiyordum. Bu güne kadar yaptığı harika işleri saatlerce anlatmak istiyordum. Lakin o kadar şaşırmıştım ki ağzımı açacak bir fırsat bulamamıştım.

Şaşkınlıktan ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yokken kadın nazik bir ses tonuyla konuşmaya başladı. Oturduğum yerde hafifçe doğruldum, benim hakkımda düşüncelerini söylüyordu. Benden yaşça büyük, rütbece üstümde olan bu kadının söylediklerinden bir ders çıkarabileceğimi biliyordum lakin olayın şokunu hala üzerimden atamadığımdan dolayı sessizce onu dinlemekle yetiniyordum. Benim shinobi olarak başarısız biri olduğumu söyledi. Ona göre içimdeki bu büyük koruma isteği sadece bir saflıktan ibaretti. Belki haklıdır fakat ben içimdeki bu istekten bir kere bile şüphe etmedim. Yıllardır içimde bulunan bu kuvvetli hissim benim asla vazgeçemeyeceğim iki şeyden birisi. Diğeri ise tabii ki Onee-san...

Kadın usulca konuşmasına devam etti. Konuşmasının başında benim 'yardım etme' isteğime saygı duyduğunu söyledi, işlerin iyiye gitmeye başladığını düşündüm. Lakin hemen ardından Wakizashi'sini tuttuğu elinin parmaklarından birisiyle Onee-san'ı gösterdi ve önüme bir kelepçe fırlattı. Kadının aklındaki düşünceleri az çok kestirebiliyordum, bana asla yapmayacağım bir şeyi yaptırmaya çalışıyordu. Konuşmasının devamında ise aklımdaki düşünceleri onaylarcasına isteğini açıkladı. Onee-san'ı tutuklamamı istiyordu.

Kadının teklifi üzerine bir kez daha şok içerisinde kalmıştım. Yine de bu sefer konuşmam gerektiğini biliyordum, kadına yapmayacağımı söylemem gerekiyordu. Onee-san'ın bu yükün aklında tek başına girmesine asla ama asla izin veremezdim. Cezası neyse onunla beraber çekmeye hazırım. Konuşmam gerekiyor, hemde bir an önce...

Tam ağzımı açtığım sırada Onee-san yanıma doğru yürümeye başladı. İlk olarak kadına saldıracağını düşündüm lakin yanıma kadar yürüdükten sonra bileklerini birleştirerek bana doğru uzattı. Her ne kadar bir gün önce benden nefret etse de, aynı gerçek bir ablanın yapacağı gibi küçük kardeşini korumaya çalışıyordu. Onee-san'ı böyle gördükten sonra göz yaşlarıma hakim olamadım. Akıyor, akıyor, akıyor...

"A-ama Onee-san..." ağzımdan sadece bu kelimeler çıkabildi. Kendi ablamı tutuklayamayacak kadar zayıf bir yüreğim vardı. Onun beni korumak istediğini biliyordum fakat aynı şeyleri bende onun için hissediyordum. Belki de onunla beraber köye geri dönersem üzerindeki suçun yükü ikimize paylaştırılabilirdi. Onunla beraber olursak eminim her sorunun üzerinden gelebiliriz. Ama bu yaptığım Onee-san'ın isteklerine karşı gelmek olmaz mı? Onun beni ne kadar korumak istediğini rahatlıkla anlayabiliyorum çünkü benim içimde de ona karşı aynı hisler bulunuyor.

Gerçekten her şey böyle mi sonlanmak zorunda? Ezelden beri iyi bir konuşmacıydım, eminim karşımdaki shinobiyi de ikna edebilirim. Hayır, imkansız... Ne kadar düşünürsem düşüneyim Onee-san'ı kurtarabileceğim bir yol bulamıyorum. Karşımdaki kadını ikna etmemin hiçbir yolu yok. Peki onunla beraber gitmeli miyim? Gerçekten kendi ablama kelepçe takabilir miyim? Eğer Onee-san'ı yakalarsam yaşlı adama yardım edebilirim. Bunu gerçekten yapmak istiyorum fakat değer mi? Onee-san ile gidersem onun üzerinde bulunan suçun yükü azalabilir. Bilmiyorum... Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.

Onee-san elini önüne uzatmış bir şekilde gözlerimin içine baktı. Kadının dediğini yapmamı, bu sayede ikimizden birinin bu kargaşadan zararsız çıkacağını söyledi. Kararsızdım, gözlerimden akan yaşlar durmak bilmiyordu. Çabucak bir seçim yapmam gerektiğini de biliyordum fakat kalbim buna hazır değildi. Keşke zaman dursa, dedim içimden. Yavaşça yere eğildim, kelepçeyi elime aldım. Gözlerimden akan yaşlar kelepçenin üzerine dökülüyordu. Bir kez daha Onee-san'ın gözlerinin içerisine baktım. Ne kadar kararlı olduğunu o anda anladım. Küçük kardeşini korumak istiyordu, bende onun bu isteğine saygı göstermeliydim. Onee-san hızlıca düşünüp en mantıklı kararı vermişti. Gerçekten bu işin içerisinden birimize hiçbir şey olmadan kurtulabilirdik. Bunun bende pekala farkındaydım. Yine de kalbim bana bunu yapmamamı söylüyordu. Arada kalmıştım. Kalbimi mi dinlemeliydim, mantığımı mı?

Burnumu çektim. "Özür dilerim Onee-san. Özür dilerim Onee-san... " Onee-san'ın bileklerine kelepçeyi takarken ağzımdan çıkan sözcükler sadece bunlardı.

Neden? Neden bu kadar kötü bir kardeş olmak zorundayım? Neden bu kadar güçsüz olmak zorundayım? Biraz daha güçlü olsaydım onu koruyabileceğimi biliyorum. Peki neden değilim? Bu güne kadar tonlarca boş zamanım oldu. O boş zamanlarda ya kendime kıyafetler aldım, ya da arkadaşlarımla zaman öldürdüm. Günlerimi böyle geçirdiğim için gerçekten pişmanım, antrenman yapmaya devam etmeliydim. Onlarca saat, gün, hafta, ay, yıl... Eğer onları boşa harcamasaydım şuan ablamı koruyacak kadar güçlü bir shinobi olabilirdim. Ben, aptalım...

Onee-san'ın bileklerine kelepçeleri geçirdikten sonra ağzımı açmadım. Onee-san oldukça sakin bir şekilde kadınla konuşmaya devam ediyordu. Ben ise çökmüş durumdaydım, tek yapabildiğim akan burnumu çekip gözyaşlarımı silmekti. Malum kazanın yaşandığı, kendimi eve kapadığım dönemde bile bu kadar şiddetli ağlamamıştım.

Ağzımı hiçbir şekilde açmadan kadının istekleri doğrultusunda hareket etmeye başladım. Hedefimiz Asakura geçidinde bulunan shinobi yerleşkesiydi. Yaşayan bir kukla gibiydim, aklımda farklı düşünceler olmasına rağmen kadının söylediklerini net bir şekilde uygulayabiliyordum. Duygusal olarak çökmüştüm, gözlerimde yaşlar ise durmak bilmiyordu.
Image
Künye
İsim: Kotegawa Chisa
Yaş: 16
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 140.000
Prestij: 0
Kullanılabilir GP: 0
Ün: 40

Motivasyon
Korumak!
Chisa hangi durumda olursa olsun zayıflara yardım eder. İlk başlarda insanlar tarafından kabul görmek için yapmasına rağmen zamanla düşünceleri değişmiş ve onları gerçekten isteyerek korumaya başlamıştır.


Komplikasyon
Kardeş - Kotegawa Ooki
Kardeşi onun hayatındaki en önemli şeydir. Onun gözünde kardeşi ulaşılamaz bir noktada bulunan kişidir. Yine de zarar görmesinden aşırı derecede korktuğundan dolayı var gücüyle ona destek çıkmak istemektedir. Bunu o kadar kafaya takmıştır ki bazen basit şeylerde bile onun yerine yapmak istemektedir.



Özellikler
Momoiro no Chibi - Kısaca Momo -
Chisa, Asakura'da tüccara karşılık beklemeden gerçekleştirdiği yardımlar sonucunda, Asakura çevresinde bu ünvanla bilinmektedir. Özellikle kervanlar ve tüccarlar tarafından fazlasıyla tanınan Chisa, mağdur durumdaki bir tüccarın sorunlarının halledilmesine ön ayak olduğu için fazlasıyla seviliyor.


Profil
Güç: 5
Çeviklik: 9
Kondisyon: 4
Potansiyel: 3
Varlık: 8
Zeka: 5

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 4
[Varlık] Sosyalleşme: 4 - Favori
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
D - Rank: Shunshin
B - Rank: Zukokku

Taijutsu
A - Rank: Iaido | Stil
B - Rank: Iaigiri
D-Rank: Hızlı Adımlar


Genjutsu
D-Rank: Görünmez Kılıç
D - Rank: Rakumei no Jutsu
C - Rank: Kanryousou
B - Rank: Mugen Onsa
A - Rank: Kokuangyou no Jutsu


Sensör
C - Rank: Meishou-dou

Modlar
Barış

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Katanacığım(Normal Seviye)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kotegawa Ooki & Kotegawa Chisa] Av

Post by GM - Naruto » November 4th, 2018, 11:58 am

Kelepçeler takıldıktan sonra kadın yanınıza inerek, buraya gelmiş olduğunuz yolu işaret ediyor. Siz önden, o arkadan ilerlemeye başlıyorsunuz. Yol boyunca birçok insanla karşılaşıyorsunuz. İlgiyi de fazla fazla üzerinize çekiyorsunuz. Ooki'nin kelepçeleri. Ancak kimse birşey demiyor. Arkanızdaki kadını selamlayıp yola devam ediyorsunuz. Buraya gelmeden önce uğradığınız ufak yerleşim yeri. Siz geçerken, hancı kapının önünde oluyor. Ooki'ye attığı sırıtmayı yakalıyorsunuz bu anda. Belki cevap verme isteği doğuyor içinizde. Kadın Ooki'yi hafifçe ittirerek devam etmesini söylüyor.

Yerleşkede bir gece kalıyorsunuz. Ooki, pencereleri parmaklıklı, kapısı kitli bir yerde tutuluyor. Chisa için ise misafir odalarından biri hazırlanıyor. Ertesi günün sabahında, Ooki yanında iki Ishi shinobisi ile yola çıkıyor.

Chisa ise kadınla kısa bir görüşme gerçekleştiriyor. Bu konuşma esnasında, kadının isminin Haruba olduğunu ve Asakura'daki shinobi yerleşkesi sorumlusu olduğunu öğreniyor. Haruba, Chisa'nın yardım etmek istediği tüccar konusunda sorumluluğu devralıyor. Tüccara her türlü yardımın yapılacağını belirttikten sonra, Chisa'ya önemli bir görev için köye çağrıldığını söylüyor.

Detaylar:
  • Görev Sonu:
    • 0 GP
    • 0 Ryo
    • 0 PP
  • Penaltı (Yerel Halk Tehditi / Müttefik Şikayetleri - Kotegawa Ooki) :
    • -10 Ün
    • -1 PP
  • Bonus (Ünvan - Kotegawa Chisa) :
    • 1 PP
Kotegawa Ooki- Sonuç:
  • Net:
    • -10 Ün
Kotegawa Chisa - Sonuç:
  • Net:
    • 1 PP
Kotegawa Chisa aşağıdaki ünvanı kazanmıştır.
Off Topic
Momoiro no Chibi - Kısaca Momo -
Chisa, Asakura'da tüccara karşılık beklemeden gerçekleştirdiği yardımlar sonucunda, Asakura çevresinde bu ünvanla bilinmektedir. Özellikle kervanlar ve tüccarlar tarafından fazlasıyla tanınan Chisa, mağdur durumdaki bir tüccarın sorunlarının halledilmesine ön ayak olduğu için fazlasıyla seviliyor.
Off Topic
Konu sonlanmıştır. Ooki'i için yakın zamanda yeni konu açılacak.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Asakura Geçidi”