[Taichi Dazai & Kotegawa Ooki] Geçidin Kaydı

Rüzgâr ve Kaya ülkeleri arasındaki doğal sınırı oluşturan geçit.
Post Reply
User avatar
Taichi Dazai
Posts:66
Joined:January 5th, 2019, 8:03 pm
Künye:
[Taichi Dazai & Kotegawa Ooki] Geçidin Kaydı

Post by Taichi Dazai » February 5th, 2019, 5:12 pm

Hedefler, hayaller, amaçlar. Saymakla bitmeyecek şeylerdi bunlar. Trilyonlarca eylemi, tek bir kelime kalıbına sığdırmak oldukça basitti. Ben de aynı şekilde yapıyordum. Eylemlerin hepsini, yapmak istediklerimin hepsini tek bir kelimeyle açıklıyordum. O üçünden biriyle.

Hayalim deyince aslında biraz uzağa gidiyordu insan. Hayal. Yani rüya. Kelimenin kökeni, gerçeklikten uzak olan bir şeyi tanımlamaya yarıyordu. Bu yüzden insanlar, yapmak istedikleri ama aynı zamanda kendileri için pek zor, imkânsıza yakın olan şeyleri tasvir etmekte kullanırlardı bu kelimeyi. Bu yüzden ben bu kelimeyi kullanmazdım. Benim için hayal denen bir şey yoktu. Var olan şey, gerçekleşmesi yüksek olan bir ihtimaller zinciriydi sadece.

Biraz kibirli konuşuyorum belki. Kendime güveniyordum. Ama güvenim, temelsiz bir yapı değildi. Güvenimin kaynağı, düşüncelerimdi. Sıkça düşünürdüm. Normal bir insanın yapacağından daha fazla. Bu cevaba bile düşünerek ulaştım. Gözlemlerim, hislerim ve duyularım; düşüncelerimin birer uzvuydu sadece. Bilinmesi gereken değişkenleri bulur ve zihnime sokarlardı. Zihnim de, bu değişkenleri işleyip düşüncelere dönüştürürdü. Ne kadar basit, öyle değil mi? Hiç kimsenin elinden alamayacağı bir yetenekti bu. Düşünmek, düşünebilmek. Değerini bilmiyorduk. Hep yanımızda var olan bir şeyin değerini zaten anlamamız epey güç olurdu.

İnsanlar doğası gereği bencil ve de açgözlüdür. Bir kolu kopmuş bir shinobinin varlığını ele alalım. Bu shinobinin hayatında en çok isteyeceği şey kolu olurdu. Kendine bahşedilmiş bir yapının eksiltilmiş parçası yani. Sıradan bir insan hayal edelim bu sefer. İsteyebileceği şeyler ne olabilirdi ki? Belki bir hiyerarşik düzen kurmuştur bu konuda. İlk önce zengin olmak ister. Bunu başardıktan sonra, istekleri dinmeyecektir. Bu sefer güzel kadınlar hayal edecektir. Onları da avucunun içine aldığında duracak mıdır? Hayır, çünkü açgözlülük sonsuzdur. Bu sefer güç isteyecektir ya da daha farklı bir şey. Piramit gibidir aslında, açgözlülük. En temel şeyi önce edinirsin. Kolu kopmuş Shinobi örneğine geri dönersek, kol burada en temel ihtiyaç olmaktadır. Kolsuz bir hayatın zorluğu; para, kadın ve güç gibi şeylerin yokluğundan daha fazladır. Görüldüğü gibi, insanlar oldukça basit canlılardır.

Kıssadan hisse, tatmin olabilmek ve barındırdığın özelliklerinin farkında olabilmek, bence en büyük lütuflardan birisiydi. Tabii ki her insan gibi ben de açgözlüydüm. Bazı hedeflerim, amaçlarım vardı. Bu amaçlar doğrultusunda, çalışmam elzemdi. Şimdi bir başka amaç peşinde Asakura geçidine varmıştım. Yazacağım kitap için iyi bir sahne şarttı. Bu sahnenin oluşması için de elimi taşın altına koymalıydım. Fakat yapmakta olacağım iş için kârsız bir vaziyette kalmak istememiştim. Düşüncelerim, bir fabrikanın seri imalatında ortaya çıkan ürünler gibi bir bir türemişti. Bu düşünceler, adeta bir yapbozun eşsiz parçaları gibi bir araya gelip, bir bütün halini almıştı.

Burada bulunan kaçağı avlamalıydım. Bunu kendi şanım için yapmalıydım. Bunu kitabıma yazacak değerli bir şey bulmak için yapmalıydım. Bir kaçağı avlayan, insanları zulümden kurtaran bir kahraman; işte o ben olmak istiyordum. Amma velakin, bunu yaparken kazançların olmadığı bir durumu da pek tabi istemiyordum. Kaçağı avlamanın ödülünü almak istiyordum. Hem bunu yaparken dış yardım da gerekiyordu. Düşüncelerimin oluşturduğu tablodan, birini seçtim. Kotegawa Ooki. Son zamanlarda adı çizilmiş, köy tarafından biraz dışlanmıştı. En son durumunun ne olduğunu bilmiyordum. Fakat, daha önce kaçak avlamaya teşebbüs ettiğini duymuştum. Duygularını ve isteklerini kullanırken, zayıf halinden yararlanmak tam istediğim gibi olurdu. Defterimin sayfalarını karıştırdım. Daha önce bir-iki kez bir arada bulunmuştuk. Adresini defterime not etmiştim. Bir mektup yazmaya başladım.
“Kotegawa. Ooki. Şimdilik ben kimim, düşünme. Sadece dediğimi yap. Şu an Asakura geçidindeyim. Beni acil olarak bul. Bundan üç gün sonra, Perşembe günü. Sol tarafta kalan konağın, 12. Masasında oturacağım. Akşam 18.00’da orada olmanı bekliyorum.“
İsimsiz bir şekilde yazıp yolladım. Geleceğinden emindim. Kesinlikle gelecekti. Kendimi insan sarrafı olarak değerlendirmesem de, Ooki’nin kişiliğini çözmek, 10 yaşındaki çocukların bile yapabileceği kadar kolay bir şeydi. Bu kadar uzun süre shinobi eğitimi almış ben ise, bundan emindim.
Künye
İsim: Taichi Dazai
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chunin
Ryo: 123.250 Ryo
Prestij: 13
Ün: -
Kullanılabilir GP: -
Motivasyon
En İyi Roman: Maceralarını içeren romanı yazmak için elbette bir sürü materyal gerecektir. Kitabı da, kendi maceralarına yaraşır bir şekilde, dünyanın en iyi romanı olmalıdır. Dünyanın en iyi romanına sahip olmak içinse, dünyanın en iyi yerlerine gitmeli ve hiç bilinmeyen, anlatılmamış mekanlarına gitmelidir. Bunu başarmak için elinden geleni yapmak bile, kendisini heyecanlandırmak için yeterlidir.
Komplikasyon
Değerli Defter: Maceralarını içeren sıklıkla not aldığı bu defter, onun için en değerli eşyalardan bir tanesidir. Yok olmasına dahi katlanabilir. Ama başkasının eline geçmesi, asla kabul edemeyeceği bir şeydir. Göğsünde bulunan iç cebine koyduğu bu defteri sıklıkla kontrol eder. Eğer ki bir gün defterini kaybederse, elinde bulunan her şeyi boş verip, defteri bulmak için gereken tüm fedakarlıkları gösterecektir. Maceralarını içeren bu defter, tıpkı bir yazarın yazdığı bir hikayenin, orta yerinde içindekilerinin çalınıp ortalığa yayılması gibi his yaşatacaktır kendisine.
Özellikler

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 3
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 2
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Favori Beceri][Kondisyon] Form: 3
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin no Jutsu - D-Rank[Geliştirme]
Ikazuchi no Kiba - C Rank
Raijin no Jutsu - B Rank
Raiton no Yoroi - A Rank
Taijutsu
Kendou - B Rank
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar:
Temel Shinobi Çantası
Orta Seviye Katana
5 Adet Patlayıcı Parşömen, 5 Adet Sentetik Kartona yapışık.
Koruyucu Şemsiye
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts:164
Joined:August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Taichi Dazai & Kotegawa Ooki] Geçidin Kaydı

Post by Kotegawa Ooki » February 5th, 2019, 6:40 pm

Takeru'yu kurtarmak üzere olan son görevinden sonra yaklaşık 2 hafta, kardeşimle yaşadığım biraz gerici konuşmadan ise 3 gün geçmişti. Kendi halimde sağda solda sürtüyordum. Yaralarımın iyileşmesini beklediğim için bu iki hafta + 3 günlük sürenin çoğunda göreve çıkmamıştım. Sadece kardeşimle konuştuğum günün ertesinde bir devriye görevine çıkmıştım ki onda da pek bir şey olmamıştı.

Haftalık görev çizelgeme baktığımda bu hafta içinde bana bir görev verilmediğini fark etmiştim ama az çok deneyimli bir Shinobi olarak bu çizelgenin pek bir şey ifade etmediğini biliyordum. Mesala Takeru'yu kurtardığım ve onun çok öncesinde onu eğitmek için gittiğim görevler çat kapı verilenlerdi. Yani şu an boş duruyor olsamda, bir Chuunin'in koşarak " İshi-cho binasına çağırıldınız. " demesi pek ala mümkündü. Genelde en ilginç görevler böyle çat kapı verilenlerdi.

2-3 saat dışarıda boş boş sürttükten sonra saat 15.00 gibi evime geri gelmiştim. Tedavi sürecinde olduğumdan itimi bir süreliğine bir arkadaşıma bırakmış ama onu temelliğimden hala almamıştım. Yorgunken birde onu sürekli dışarı çıkartmakla uğraşmak istemiyordum.

Evimin kapısına geldiğimde kapı tokmağının tokmak kısmı ile kapı arasına bir mektubun iliştirilmiş olduğunu fark etmiştim. Mektubu alıp açtığımda çok alakasız bir yazı görmüştüm.

Biri beni durup dururken Asakura Geçidine çağırıyordu. Çağırdığı tam nokta ise daha önce bulunduğum handı. Daha doğrusu ben mektupta yazanları o şekilde yorumlamıştım. Mektubu kim göndermiştir diye kafamı yokladığımda aklıma: Bunun bir eşek şakası olması ve Zanke veya o peşine düştüğümüz ama adını şimdi hatırlayamadığım karının yollamış olabileceğiydi. Gerçi o kadının bana niye mektup göndereceğinide tahmin edemiyordum. Belkide benim köyden dışlanmamı fırsat bilip beni kendine potansiyel müttefik olarak görmüştü. Bir ihtimal tehdit ettiğim hancıda bir şeyler peşinde olabilirdi.

Kesin olarak ne olduğunu bilmesemde içimde bu mektubun peşine düşme isteği doğmuştu. Eğer bunu yollayan kişi komik bir şaka yaptıysa veya dalga geçmek isteyen hancıysa onları tekme tokat dövecektim. Eğer adını unuttuğum karıysa yine tekme tokat dövecektim ama bu sefer köye getirmeyi unutmayacaktım. Son ihtimal olan Zanke ise neden çağırdığını öğrenecektim. Aslında köyü bilgilendirmek gibi şeyleri düşünsemde bunun basit bir şaka olması gibi bir durumda gülünç konusu olacağımdan bildirmemiştim.

Evde kısa bir hazırlık yapıp çantamı hazırlamıştım. Yanıma 3-4 günlük yemek, yağmurluk, uyku tulumu ve benzeri standart şeyleri almıştım. Kimliğimi ele verebilmesi yüzünden alın bandımı çantamda bir yerde saklarken Shinobi Çantamıda gözlerden uzak bir yerime takacaktım. Her şeyi hazırladıktan sonra mektubu evde bir yerlere saklamıştım.

Akşamı normal bir şekilde geçirip sabahın ilk ışıklarında yola çıkacaktım. Köyden çıkarken kapıdaki Shinobilere Asakura tarafından bana mektup geldiğini ve mektubun sahibi ile görüşmeye gittiğimi söyleyip yola koyulmuştum.

Yola çıkmadan hemen önce tıka basa bir şeyler yemeyi akıl ettiğimden hiç mola vermeden ve hızlı adımlarla ilerlemiştim. Yaz mevsimi geçtiğinden havada sıcak değildi. Bu yüzden ilerlemek ilk geldiğim kine kıyasla daha kolaydı. Tabi bu yolu üçüncü gidişim olmasınında bunda etkisi yok değildi.

Yolculuğum sırasında kimseye takılmamak için biraz olağan dışı ve ana hattın dışındaki yerleri seçtiğimden normalde göreceli olarak kısa sürmesi gereken yolculuğum beklediğimden biraz daha uzun sürmüştü ama buna karşın yolda kimseylede karşılaşmamıştım.

Yarım günden az bir süre sonunda akşam saatlerinde hana ulaşmıştım. Hanın yakınına geldiğimi hissettiğim sıralarda Henge no Jutsu ile tipimi önceden çok alakasız bir yerde gördüğüm iri yarı bir adamınkine benzetmiştim.

Handan içeri girdiğimde hiç kimseye dikkat etmeden çağırıldığım masaya bakmıştım kimle karşılaşacağımı görmek için. Masada uzun boylu sayılabilecek ince yapılı ve bir sebebten Emolar Cho'su Ryu'yu andıran biriydi. Gözüm bir yerden çıkarıyordu ama adını çıkaramıyordum. Yinede cebimdeki tüm parayı daha önce bir Shinobi olduğu üstüne basabilirdim. Büyük ihtimalle bir devriye görevinde veya akademide falan görmüştüm.

Bingo Kitabını düzenli olarak karıştıran biri olduğumdan karşımdaki kişinin bir kaçak olmadığına kanaat getirmiştim. Eğer bir kaçak olsaydı kitapta olurdu. Benle bir işi olduğu kesindi ama ne olduğunu bilmiyordum. Çok zeki olmadığımdan oturup tahminde edemezdim. Başka bir değişle gidip onla konuşmadan bir bok öğrenemezdim. Yinede bu davranışım biraz tuzağa atlamak gibi geliyordu.

Hızlı adımlarla adamın masasına oturup " Buyur birader beni çağırmışsın? " diyecektim sesimi sadece ikimizin duyabileceği kadar alçaltarak.


Dönüştüğüm Tip
Image
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Taichi Dazai
Posts:66
Joined:January 5th, 2019, 8:03 pm
Künye:

Re: [Taichi Dazai & Kotegawa Ooki] Geçidin Kaydı

Post by Taichi Dazai » February 5th, 2019, 11:13 pm

Her zamanki gibi defterime bir şeyler karaladım.

Güçlü bir shinobi olmayan ben, sürekli tetikte olmak zorundaydım. Bu dünyada güç her şeydi. Daha doğrusu, bu dünya, güçlülerin dünyasıydı. Gücün varsa, en önden bileti kapardın. Yoksa bilinmezliğin en dipsiz dehlizlerine girerdin. Sapık bir shinobi, her an canını alabilirdi. Kanunlar, nizamlar vardı. Fakat bu kanunlar, karma karışık olan güç politikasından ötürü, çok da sağlam değildi.

Asakura da bulunan bu örgütü ele alalım. Sapına kadar suçlu insanlardı. Bir sürü kötü iş yapmışlardı. Her şeye rağmen yapmaya da devam ediyorlardı. Buradan kanunların ne kadar gevşek olduğunun çıkarımını çok kolayca yapabilirdik. Kendini savunmak için ancak ve de ancak kendini güçlendirmen gerekirdi. Başkalarına güvenmek, yapmaman gereken bir şeydi. Bu dünyada var olan kurallar böyleydi. Böyle de devam edecek gibi gözüküyordu. Adı tarihin altın sayfalarının en başına yazılmış Naruto bile bunu değiştirememişti.

Başka kim değiştirebilirdi ki? Geçmişte Naruto’dan güçlü insanlar olmuş olsa bile, düzen yine aynıydı. Çünkü bu insan doğasıyla alakalıydı. İnsanların yaratılışının bir parçasıydı. Tüm bunları bazen açgözlülük, bazen sapıklık, bazen de canilik adı altında bir araya getiriyoruz. Biliyorum, dünyayı iyi bir yere getirmek istiyorsak, insan önce kendinden başlamalıdır. Fakat bu dünyanın değişmeyeceğinin aşikar oluşu gibi, benim düşüncelerimin baki kalacağı da aşikardır. Kendimi biliyorum ve tanıyorum. İyi ya da kötü bir insan değilim. Sadece bir insanım. Diğer herkes gibi.

Dünyayı değiştirmek gibi bir amacım yok. İnsanları da aynı şekilde. Sadece kendi çapımda, amaçlarımı ve de hedeflerimi gerçek kılmanın yollarını arıyorum. Diğer kimseler çok da önemli değildi işin aslı. Hür irademi koruduktan sonra, adımlarım zaten bırakması gereken izi bırakacaktı. Sadece daha temkinli olmam gerekirdi. Bu dünyada ben, itiraf etmek gerekirse karıncalardan çok da farklı değildim. O yüzden, yiyebileceğimden daha büyük bir lokmayı ağzıma götürmemeliydim.

Masamda oturmuş, bekliyordum. Gelecek olan kişi tabii ki de Ooki idi. Gözlerim ara sıra saate bakarken, düşüncelerimin içinde kayboluyordum. Bitince yenilenen içeceğimden sürekli olarak birkaç yudum alıyordum. Tabii gözlerim, her zaman konağın içini kolaçan etmekteydi. En sonunda masama usulca biri yaklaşıp oturmuştu. Görünüşü oldukça büyüktü. Sanırım iki metre gibi bir boyu vardı. Böyle tipleri, burada görmek epey zordu. Masama da rastgele oturma ihtimali, bir hayli düşüktü. Ayrıca verdiği cevaptan da çok net anlaşılabilirdi kim olduğu. Tüm ihtimalleri düşünüp, yaptığım çıkarımdan sonra, bu kişinin Ooki olduğuna karar verdim.

Güldüm. Sakin ve zarif bir şekilde. Elimdeki içeceği yavaşça masaya bırakarak, kelimeleri ortaya yavaşça döktüm. “Söylentilerdeki gibisin, Ooki-san.” Bu cümleden sonra bir saniye bekledim. Beni tanımamış gibi geldi. Gerçekten söylendiği kadar vardı. Unutmuştu beni. Bu kişiye güvenebilir miydim, bilmiyordum. Ama risk almaya değerdi. Bir şey unutmuş gibi surat ifadesi takınarak; “Ben Taichi Dazai, eski meslektaşın.” Diyerek kendimi tanıtacaktım.

“Sana bir isim vereceğim. Hatsu. Ayako.” Gülümsemem devam ederken bu sözlerle konuşmamı noktalayacaktım.
Künye
İsim: Taichi Dazai
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chunin
Ryo: 123.250 Ryo
Prestij: 13
Ün: -
Kullanılabilir GP: -
Motivasyon
En İyi Roman: Maceralarını içeren romanı yazmak için elbette bir sürü materyal gerecektir. Kitabı da, kendi maceralarına yaraşır bir şekilde, dünyanın en iyi romanı olmalıdır. Dünyanın en iyi romanına sahip olmak içinse, dünyanın en iyi yerlerine gitmeli ve hiç bilinmeyen, anlatılmamış mekanlarına gitmelidir. Bunu başarmak için elinden geleni yapmak bile, kendisini heyecanlandırmak için yeterlidir.
Komplikasyon
Değerli Defter: Maceralarını içeren sıklıkla not aldığı bu defter, onun için en değerli eşyalardan bir tanesidir. Yok olmasına dahi katlanabilir. Ama başkasının eline geçmesi, asla kabul edemeyeceği bir şeydir. Göğsünde bulunan iç cebine koyduğu bu defteri sıklıkla kontrol eder. Eğer ki bir gün defterini kaybederse, elinde bulunan her şeyi boş verip, defteri bulmak için gereken tüm fedakarlıkları gösterecektir. Maceralarını içeren bu defter, tıpkı bir yazarın yazdığı bir hikayenin, orta yerinde içindekilerinin çalınıp ortalığa yayılması gibi his yaşatacaktır kendisine.
Özellikler

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 3
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 2
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Favori Beceri][Kondisyon] Form: 3
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin no Jutsu - D-Rank[Geliştirme]
Ikazuchi no Kiba - C Rank
Raijin no Jutsu - B Rank
Raiton no Yoroi - A Rank
Taijutsu
Kendou - B Rank
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar:
Temel Shinobi Çantası
Orta Seviye Katana
5 Adet Patlayıcı Parşömen, 5 Adet Sentetik Kartona yapışık.
Koruyucu Şemsiye
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts:164
Joined:August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Taichi Dazai & Kotegawa Ooki] Geçidin Kaydı

Post by Kotegawa Ooki » February 5th, 2019, 11:55 pm

Karşısına oturduğum adamı incelerken hala onu tanıyamamıştım. O ise beni tanıyor gibiydi. Elbette beni çağıran o olduğu için ve masasına oturup onla konuştuğumdan Ooki olduğumu anlayabiliyordu. Benim takıldığım nokta genel olarak beni nasıl tanıdığıydı. Köy içinde yada dışında çok bilinen biri değildim. Bu son olaylardan önce biraz kötü olarak ünüm vardı ama oda daha çok ismendi. Yani beni gören pek yoktu.

Adam konuşmaya başladığında eski meslektaşım olduğunu söylemişti. Önceden de tahmin ettiğim gibi İshi Shinobisiydi. Kaçak olduğunu düşünmüyordum çünkü önceden de söylediğim gibi kaçak olsa Bingo Kitabında olurdu. O yüzden içime bir miktar rahatlama gelmişti. Kaçak biriyle daha önce olay çıkarttığım bir mekanda konuşmak başımı çok ağrıtırdı.

Adının Taichi Dazai olduğunu öğrendiğim şahıs ağzındaki baklayı ve buraya çağırılma sebebi sonunda çıkarmıştı. Bu sırada burada peşine düştüğüm karının adınıda onun sayesinde hatırlamıştım. Ayako'ydu. Bu çocukta Ayako'nun peşine düşmüştü.

Kafamı hafifçe masanın bir sağına bir soluna çevirip adamı her taraftan iyice süzmüştüm. Belinde benimki gibi bir katana taşıyordu ama oda benim gibi biraz süs olsun diye mi taşıyordu yoksa gerçekten kullanmasını biliyor muydu emin değildim. Yapısı ve duruşu itibariyle zayıf birine benzemiyordu ama insanların gücünü tartma konusunda çok iyi değildim. Yinede meslektaş olduğumuz konusunda yalan söylemediğini genel olarak anlayabiliyordum.

Teklifini tam açmasada verdiği isim ve bu ismi verdiği kişi ,ki o ben oluyorum, yüzünden tahmin etmek güç değildi. O karıyı avlamak için benden yardım istiyordu. Büyük ihtimalle parasını kendisi alamayacağı için beni kullanmak istiyordu.

" Eski meslektaş dedin. Shinobiliği bıraktın mı? Atıldın mı? Yoksa kaçtın mı? " diyecektim.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Taichi Dazai
Posts:66
Joined:January 5th, 2019, 8:03 pm
Künye:

Re: [Taichi Dazai & Kotegawa Ooki] Geçidin Kaydı

Post by Taichi Dazai » February 6th, 2019, 1:13 am

Rüzgar nereye isterse, oraya eser.

Düşününce aslında kulağa oldukça hoş geliyor. Rüzgarı kim engellemeye cesaret edebilirdi ki? Ya da kim engelleyebilirdi? Dünyanın içinde var olan döngüde var olmuştu. Dünya kadar eskiydi. Dünya kadar da sonsuzdu. Düşündükçe rüzgar olmak istedim. Özgür ve kaygısız.

Dünyayı dolaşmak, her karış yerini görmek istedim. Güzel şeyler görmek istedim. İstemeye de devam edecektim. Doğumdan ölüme, her şey bir döngü içerisindeydi. Herkes o döngünün bir kenarından tutmuştu. Ama döngüye iz bırakabilmek, herkesin yapamadığı bir şeydi. Ben bu döngüye iz bırakmak istedim. Herkesin yapamadığı, pek azının yapabildiği bu isteği başarmak istedim. Zor bir istekti ama başarmak benim ellerimdeydi. Eğer elimden geleni yaparsam, bunu başarabileceğimden emindim.

Çok okudum, bir sürü şey. Her türden kitaplar okudum. İlginç bulduğum ne varsa okudum ve zihnime yazdım. Biliyordum, bilgi güçtü. Fiziksel olarak güçlü olamasam da, avuç içlerimin dağları yıkamasa da, zihnimle farklı şeyler başarabilirdim. Bir kitap çıkarmak istedim. İz bırakacak bir kitap. Başyapıt olmasını planladığım bir kitap. Şimdi bile o kitap için emek sarf ediyordum. Düzgün materyaller bulup, kitabıma yaraşır şeyler yapmak istiyordum. Burada bulunan kaçak, kitabım için iyi bir malzeme olacaktı. Onu, eğer başarabilirsem yıkıma uğratacaktım. Fakat bir şans daha kazanacaktı. Kitabımın içinde yaşama şansı. İlerisi için düşününce, bu onun için büyük bir lütuf olacaktı.

Sakinliğimin uç noktalarındaydım. Karşımda bulunan insana sözlerimi aktarmalıydım. Bunu iyi ve anlamlı bir şekilde yapmalıydım. Buraya kadar gelip, beni bulmuştu. Kafasının içinde bazı fikirlerin yeşermesi, gayet doğaldı. Ona durumu temiz bir şekilde izah etmeliydim. Bunu öyle bir yapmalıydım ki, ikna olmalı ve bana katılmalıydı. Dıştan salak birine benzese de içten içe, zihninde fikirler olduğunun farkındaydım. O da bir insandı. Ve buralara kadar gelmişti. Shinobi olmak, akademiden mezun olmak ve kagelerden onay almak açıkçası bir çocuk oyunu değildi. Karşımdaki bir çocuk değildi. Bunun bilincinde olmak zorundaydım.

Derdimi anlatmak için kelimelerin gücüne başvurmalıydım. Diksiyonumdan emindim ama insanlarla olan ilişkiler konusunda biraz sıkıntılıydım. Daha doğrusu, Ooki gibi biriyle nasıl tam olarak iletişim kurabilirdim, bilmiyordum. Düşündüm. Bu durumu düşündüm. Nasıl olurdu? Kelimelerimi dikkatlice seçmeli, sorusuna düzgün bir cevap vermeliydim. Tabii ki, başından geçen her şeyi ve verdiğim kararların bütününü ona açıklamayacaktım. Sadece bir kısmı. Ama doğru olan bir kısmı. Yalan söylemek istemiyordum. Sonuçta burada kurmaya çalıştığımız şey bir ortaklıktı. Ve ortaklığı düzgün ve güvenilir bir şekilde sürdürmek elzemdi.

İç çektim. Serçe parmağımı masaya dokundurduktan sonra, sırasıyla diğer parmaklarımı masaya yavaşça vurdum. Ortaya çıkan düzenli tıkırtıyı dinledim bir süre. Diğer elimle kafamı kaşırken, tekrar gülümsedim. Yine bu gülümseme nazik ve de zarifti. Görgü kurallarına uyan cinsten yani. “Burada kurmaya çalıştığımız şey sonuçta bir ortaklık. Sana yalan söylemeyeceğim. Dosdoğru olmak, umarım ikimizin de yapacağı şey olur.” Gülümsememi sürdürecektim.

“Aslında, shinobiliği bıraktığımı söyleyebiliriz. Bana uygun değildi. Aynı yerde sabit kalmak hoşuma gitmiyor, macera arıyor fani bedenim. Bundan dolayı beni maceraperest olarak adlandırabilirsin.” Cümlemi burada noktalayacaktım. Daha sonra birkaç saniye daha bekleyecektim. Ana konuya girmek istiyordum. Önce sağa sola bakacak, kimsenin bizi dinlemediğine kanaat getirecektim. Tetikte olmak şarttı. Yerin kulağı var, boşuna dememişlerdi. Burada bile kaçak kızın adamları olabilirdi. İnsanların nasıl bir birey olduğunu suratlarına bakarak anlayamazdık sonuçta.

“Ana konuya gelmek istiyorum. Hatsu Ayako adlı kişiyi, ikimizin bir takım olarak çağrıldığı bir grupla avlamak istiyorum. Umarım sen de benimle bir takım oluşturma düşüncesi içerisindesindir. Birbirimize samimi olalım. Şartlar olarak, her şey yarı yarıya. Seni çağıran ve senden yararlanacak olan kişi benim. Bunu kabul ediyorum. Bu yüzden karşılık olarak, olası bir olumsuz durumda geri çekilme önceliği sende olacak. O an gelirse, düşmanları engelleyecek ve sana bir yol açacağım.” Diyerek noktalayacaktım konuşmamı. Sona doğru, gülümsemem kaybolacak ve ciddi bir ifade takınacaktım. Ama samimiyetimin orada olacağından emin olacaktım.
Künye
İsim: Taichi Dazai
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chunin
Ryo: 123.250 Ryo
Prestij: 13
Ün: -
Kullanılabilir GP: -
Motivasyon
En İyi Roman: Maceralarını içeren romanı yazmak için elbette bir sürü materyal gerecektir. Kitabı da, kendi maceralarına yaraşır bir şekilde, dünyanın en iyi romanı olmalıdır. Dünyanın en iyi romanına sahip olmak içinse, dünyanın en iyi yerlerine gitmeli ve hiç bilinmeyen, anlatılmamış mekanlarına gitmelidir. Bunu başarmak için elinden geleni yapmak bile, kendisini heyecanlandırmak için yeterlidir.
Komplikasyon
Değerli Defter: Maceralarını içeren sıklıkla not aldığı bu defter, onun için en değerli eşyalardan bir tanesidir. Yok olmasına dahi katlanabilir. Ama başkasının eline geçmesi, asla kabul edemeyeceği bir şeydir. Göğsünde bulunan iç cebine koyduğu bu defteri sıklıkla kontrol eder. Eğer ki bir gün defterini kaybederse, elinde bulunan her şeyi boş verip, defteri bulmak için gereken tüm fedakarlıkları gösterecektir. Maceralarını içeren bu defter, tıpkı bir yazarın yazdığı bir hikayenin, orta yerinde içindekilerinin çalınıp ortalığa yayılması gibi his yaşatacaktır kendisine.
Özellikler

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 3
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 2
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Favori Beceri][Kondisyon] Form: 3
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin no Jutsu - D-Rank[Geliştirme]
Ikazuchi no Kiba - C Rank
Raijin no Jutsu - B Rank
Raiton no Yoroi - A Rank
Taijutsu
Kendou - B Rank
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar:
Temel Shinobi Çantası
Orta Seviye Katana
5 Adet Patlayıcı Parşömen, 5 Adet Sentetik Kartona yapışık.
Koruyucu Şemsiye
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts:164
Joined:August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Taichi Dazai & Kotegawa Ooki] Geçidin Kaydı

Post by Kotegawa Ooki » February 6th, 2019, 3:19 pm

Taichi konuşurken onu dikkatle dinliyordum. Köyden ayrıldığını duyunca istemsizce ondan soğumuştum. Planının geri kalanını daha duymamış olsamda köyden ayrılmış biriyle çalışmak başıma iş açabilirdi. Adımı daha yeni temizlemişken isteyeceğim son şey başıma yine bir iş açılmasıydı. Yinede durumu dikkatlice değerlendirince adamın bir kaçak olmadığı belliydi. Kaçaklar doğal olarak Bingo Kitabında olurdu. Eğer bu adam Bingo Kitabında değilse ona bir suçlu gibi davranmak hoş olmazdı. Zaten o yada bu sebebten köyden resmi yada gayrı resmi olarak ayrılan çok sayıda kişi vardı. Çat kapı çıkanlar genelde aranırdı. Taichi aranmadığına göre resmi yollardan istifa etmiş olmalıydı. Bir ihtimal atılmışta olabilirdi.

Karşımdaki şahıs kafasındakileri ve kabaca ayrılma sebebini anlattıktan sonra Av konusuna gelmişti. Önceden de tahmin ettiğim gibi Ayako'yu avlamak istiyordu. Beni istemesinin iki sebebi vardı. İlki yanında birinin daha olması işleri kolaylaştırıyordu. İkincisi ve daha önemlisi ise sistemin içindeki biri olmadan kadının kafasındaki ödülü alamazdı.

Amacı hakkında yalan söylüyor gibi görünmüyordu. Bu yüzden ona güvenebiliyordum. Bu güven bireysel bir sebebten gelmiyordu. Parayı alabilmesi için bana ihtiyacı vardı. Bu konuda ipler tamamen benim elimdeydi. Eğer kadının ödülünü kendime saklamak istesem ,ki teklifini kabul edersem ve başarılı olursak yapacağım bir şey değildi, dımdızlak ortada kalırdı.

Konuşmasının devamında beni rahatlatan şeyler söylesede kaçak bir şekilde eski bir Shinobiyle ava çıktığım gerçeği değişmiyordu. Riske girmek istemesemde Ayako konusu hala göğsümde bir ağrı oluşturan bir yarım kalmış meseleydi. Bir şekilde onu çözmek istiyordum. Bu adamın beni buraya kadar getirmesi ve teklifi cezbediyordu ama diğer taraftan yine kaçak iş yapıyordum.

Elimdeki jutsulardan birini kullanarak adamı ihbar etmek aklıma geldiysede bunu yapmam iki yönden bana yönelik hoş olmayan sonuçlar çıkarırdı. İlk olarak böyle bir şeyi yapmamla birlikte birilerinin buraya gelmesi tahminen bir gün sürerdi. Onu bu süre içinde nasıl oyalayacağımı bilmiyordum. Burada onla çatışsam ne olacağınıda kestiremiyordum. Yakın mesafedeydik ve çevikliğime güveniyordum. O kılıcına davranmadan onu kül edebilirdim ama çok büyük ihtimalle hayır %101 bir ihtimal ile handaki hemen herkes ölürdü. Onu kandırıp dışarı çekmek falanda benim becerilerimin üstündeydi. Zaten adamın suçlu olup olmadığı bile kesin değildi ki bu kadar rahat hareket ettiğine göre kafasında bir ödül olmadığını varsaymak en doğrusuydu.

Taichi'nin teklifini kabul edersem şartlar gereği ipler bende olacaktı ve bu sayede yapacaklarımızı kontrol edebilirdim ama diğer yandan köy'ün bilgisi ve onayı dışında iş yapıyordum. İçimde bir taraf bu fırsatı değerlendirip Ayako'yu haklamak istiyordu. Diğer taraf ise riske girip zor kurtardığım adımı lekelememek. Hangisini seçeceğim konusunda kararsızdım.

İşin daha olumlu taraflarına baktığımda bu adamı daha sonrası için bir bağlantı olarakta kullanabilirdim. Eğer düzgün bir insanda ve görevini gerçekten söylediği gibi suç içermeyen sebeblerden bırakmışsa onun ileride elde edeceği bağlantılar, tanıyacağı insanlar ve benzeri şeyleri kendi ve köyün lehine kullanabilirdim. Bu kaçak av meselesinde bile başarısız olsa bile onu kullanarak kaçakçılar, yağmacılar ve eşkiyalar gibi Asakura Geçidini mesken edinmiş kanunsuzları tespit edebilme şansım vardı. Bu düşüncem biraz kendimi kandırıp yine kendimi ikna etmek gibi geliyordu. Bunun sebebi ucundan da olsa bu kaçak av işini yapmak istemem ve vicdanımı bir şekilde rahatlatmaya çalışmamdı.

Kararsızlığım beni köşeye sıkıştırdığında her zaman yaptığım şeyi yapıp işi tanrıların eline bıracaktım. Cebimden çıkardığım bir parayı havaya atıp yazı gelirse adamın teklifini kabul edecek, tura gelirse etmeyecektim.

Parayı havaya atıp yarım saniye kadar bekledikten sonra masanın azıcık üstünde sağ elimle yakalayıp üstüne bakmadan ters çevirip sol elimin üstüne koymuş ve sağ elimi kaldırıp sonuca bakmıştım. Sonuç yazıydı. Yani teklifi kabul edecektim.

Derin bir nefes aldıktan sonra adama doğru eğilip sadece ikimizin duyabileceği bir tonda " Çok sesli konuşuyorsun, neyse. Teklifini kabul ediyorum ama şartlarımı söyliyeyim. Kanunsuz bir harekette bulunmayacağız! Ülke dışına çıkma konusunda ben kararsızım. O yüzden böyle bir durumla karşılaşırsak ve ben çıkmak istemezsem gocunmak yok. Çıkmayı kabul etsemde ülke dışında yapabileceklerim burada yapabileceklerimin çok altında olacak. Sana patronluk taslayacak yada fikirlerine saygısızlık edecek değilim ama shinobi itibarım çerçevesinde bazı fikir ve önerilerini doğrudan reddedebilirim. " dedikten sonra biraz durup ne söyleyeceğini dinleyecektim.

O sözlerini bitirdikten sonra yine sessiz bir şekilde " Paylaşma konusuna gelince. Kesin rakamı bilmesemde örneklerden yola çıkarsa peşine düşeceğimiz şahsın kafasında 1-2 milyon civarı bir ödül olması lazım. Yani bu kişi başı 500.000 - 1.000.000 yapıyor. Ortalama bir değer alırsak 750.000 ryo. Bunun dışında onun ve/veya yancılarının üstünden çeşitli şeyler çıkabilir. Ben istemediğim sürece bu şeyler sana kalacak ve normalde onlar üstünden almam gereken payı kafa ödülünde senin alacağın paydan düşeceğiz. Böylelikle her şey bittiğinde sana parayı teslim etmem kolaylaşır. Eğer eşyalardan bir yada bir kaçını kendime almak istersem paylaşmayı işin sonunda ortak bir karar sonucu vereceğiz. Parayı teslim kısmıda biraz zorlu ve uzun bir süreç içerebilir. Parayı aldıktan sonra hemen sana götürmem dikkat çeker. O yüzden sonradan kararlaştıracağımız bir süre sonrasında parayı sana vereceğim. Kabul mü? " diyecektim.

Bu konuşma bittikten sonra " Son olarak, köyden nasıl ayrıldın? Çat kapı çıktın mı? Yoksa resmi bir şekilde istifa mı ettin? " diye soracaktım.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Taichi Dazai
Posts:66
Joined:January 5th, 2019, 8:03 pm
Künye:

Re: [Taichi Dazai & Kotegawa Ooki] Geçidin Kaydı

Post by Taichi Dazai » February 6th, 2019, 5:15 pm

Bu dünyada baki kalacak bir şey var mı, diye düşündüm. Sanırım yoktu. Dünyanın kendisi bile bir gün yok olacaktı belki.

Ölümlü uğraşlarım zaman nehrinde sadece ufak bir toz tanesiydi. Belki de tozdan bile ufaktı. Şu anki karıncavari benliğimin çırpınışları, düşününce biraz anlamsızdı. Fakat asıl zevk verici nokta, buydu. Ufak ve güçsüz ben, anlamsızlığın içinden sıyrılıp kanatlarını açıp, gökleri delen bir ejder olmak istiyordum. Nehrin akşına karşı ters yüzen sazanlar vardı, bilirsiniz. Ne kadar zor olsa da, gelecekleri için çırpınırlardı. Çırpınmaktan vazgeçmezlerdi. Ben neden çırpınmazdım ki? Bu soruyu defalarca kez kendime sordum. Yapardım! Ben de çırpınırdım! Bu da o çırpınışlarımdan biriydi işte.

Aklımda trilyonlarca şey vardı. Hepsini bir kenara salladım. Odaklandım olaya. Burada yapmakta olduğumuz şeyin ciddiyetinin farkında olmak gerekiyordu. Su yürür, zaman akardı. Kimse bu denklemi durduramazdı. Akan gerçekliğin içinden kendime ufak bir pay çıkarmak ve çıkardığım bu paylar ile yavaşça kendimi bilemek, olması gereken buydu. Şu an bir karınca olsam da, yaptıklarımın çoğu anlamsız ve zamanın kendisi içinde ufak bir toz parçası olsa da, yavaşça bu toz parçalarını biriktirip, olmak istediğim kişi olmak benim ellerimdeydi. Sadece çaba sergilemem gerekirdi. Çaba, çok fazla çaba.

Yalnızlık hakkında düşündüm biraz. Sonuçta ben yalnız bir insandım. Bir başıma; kendisi için yaşayan, bir gezgin olduğum söylenebilirdi. Her gezginin bir amacı vardır ama her gezgin yalnız değildir. Fakat ben yalnızdım. Sanırım bu yalnızlık, çok uzun zaman boyunca devam edecekti. Aslında bu durumdan şikayetçi olduğum da söylenemezdi. Yalnız başıma daha zevkli ve dolu bir hayat yaşıyordum. Hem düşüncelerim, yalnızken daha da verimli oluyordu. Daha fazla düşünebiliyordum. Sessizliğin hüküm sürdüğü bir hayata sahip oluyordum. Yalnızlık, benim nazarımda çekilebilir olan bir şeydi. Sevilebilir bir şeydi.

Ooki’nin gözlerinin içine doğru baktım. Gülümsedim ufaktan. Sorularına yanıt vermek zorundaydım. Şüpheleri olduğunu görüyordum. Sonuçta ben, shinobiliği bırakmış bir insandım. Bir köy shinobisinin, benim gibi kaçak olarak adlandırılan biriyle ilişkisi olması, kolay bir şey değildi. Hatta adı çıkmış olan Ooki içinse, çok daha zor bir durumda. Anlayış göstermeden edemedim. Ama sonuçta ben yanlış bir şey yapmamıştım. Bu yüzden gönül rahatlığıyla, ona durumu izah edebileceğimden emindim. Tabii araya tatlı ve beyaz yalanlar sıkıştırarak. Hem olayın iç yüzünü göstermek istemiyordum, hem de kendimden soğumasını ve tekliften kaçmasını istemiyordum.

Gülümsemem devam ederken, konuşmaya başladım. “Haklısın…” dedim, kısık sesle. Biraz daha kısık sesle konuşmam gerekirdi. Tabii o ses tonumla bile bizi kimsenin duymadığından emindim. Daha sonra, parmaklarım masada tıngırdarken, düşüncelere daldım. Ooki’nin şartlarını değerlendirdim. Şimdilik evet diyerek geçiştirecektim. “Sunduğun şartlara tamamım. Başka bir sıkıntı yoksa, burada anlaşmış olalım.” Bu şartlarını kabul ettiğimin bir beyanıydı. Sonuçta her şey yarı yarıyaydı. Benim açımdan sıkıntı yoktu.

Diğer sorusu için de bir cevap vermeliydim. Tatlı beyaz yalan burada devreye giriyordu. “İstifa ettiğimi söyleyebiliriz. Kendi isteğimle ayrıldım. Ama orası hala benim köyüm.”
Künye
İsim: Taichi Dazai
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chunin
Ryo: 123.250 Ryo
Prestij: 13
Ün: -
Kullanılabilir GP: -
Motivasyon
En İyi Roman: Maceralarını içeren romanı yazmak için elbette bir sürü materyal gerecektir. Kitabı da, kendi maceralarına yaraşır bir şekilde, dünyanın en iyi romanı olmalıdır. Dünyanın en iyi romanına sahip olmak içinse, dünyanın en iyi yerlerine gitmeli ve hiç bilinmeyen, anlatılmamış mekanlarına gitmelidir. Bunu başarmak için elinden geleni yapmak bile, kendisini heyecanlandırmak için yeterlidir.
Komplikasyon
Değerli Defter: Maceralarını içeren sıklıkla not aldığı bu defter, onun için en değerli eşyalardan bir tanesidir. Yok olmasına dahi katlanabilir. Ama başkasının eline geçmesi, asla kabul edemeyeceği bir şeydir. Göğsünde bulunan iç cebine koyduğu bu defteri sıklıkla kontrol eder. Eğer ki bir gün defterini kaybederse, elinde bulunan her şeyi boş verip, defteri bulmak için gereken tüm fedakarlıkları gösterecektir. Maceralarını içeren bu defter, tıpkı bir yazarın yazdığı bir hikayenin, orta yerinde içindekilerinin çalınıp ortalığa yayılması gibi his yaşatacaktır kendisine.
Özellikler

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 3
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 2
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Favori Beceri][Kondisyon] Form: 3
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin no Jutsu - D-Rank[Geliştirme]
Ikazuchi no Kiba - C Rank
Raijin no Jutsu - B Rank
Raiton no Yoroi - A Rank
Taijutsu
Kendou - B Rank
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar:
Temel Shinobi Çantası
Orta Seviye Katana
5 Adet Patlayıcı Parşömen, 5 Adet Sentetik Kartona yapışık.
Koruyucu Şemsiye
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts:164
Joined:August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Taichi Dazai & Kotegawa Ooki] Geçidin Kaydı

Post by Kotegawa Ooki » February 6th, 2019, 7:26 pm

Sunduğum teklif herhangi bir itirazla karşılaşmadan kabul edilmişti. Başımla olup biteni onayladıktan sonra anlatacağı diğer şeyleri dinlemeye odaklanmıştım. Yinede beynimin bir ucunda teklifimin kabul edilmesini tartıyordum. Reddedilecek bir yanı yoktu çünkü tamamen bir eşitlik söz konusuydu. Tek sıkıntılı kısım paranın ona direk verilemeyecek olmasıydı. Bunun için biraz beklemesi gerekiyordu ama o konuda da benim elimden bir şey gelmeyeceği için bu, av işini sonuçlandırmamız için kabul etmesi gereken bir şeydi.

Ona sorduğum son soruya istifa ettiğini söylemişti. Elimde kesin bir belge yoktu. İşin aslı adamı tanımıyordum bile. Hafiften bir gözüm ısırıyordu ve eskiden Shinobi olduğunu biliyordum ama o bana söyleyene kadar ne ismini nede köyden ayrıldığını biliyordum. Ayrılmasaydı, belki onu daha iyi tanıyor olabilirdim. Burada ne kadar bir süredir ayrı kaldığıda önemliydi ama bu tarz sorularla uğraşmak istemiyordum çünkü yalan söylemek istese söylerdi. Herhangi bir kişinin söylediği bir yalanı, çok bariz olmadıkça pek anlayabilecek beceride değildim.

İç geçirdikten sonra " Teklifini kabul ediyorum ama dediğim gibi herhangi bir kanunsuzluk yapmayacağız ve işler kontrolümüzden çıkmaya başlarsada şansımızı zorlamamalıyız. Senin aksine ben hala köyde kalıyor ve orada çalışıyorum. " diyip son bir uyarımıda yaptıktan sonra buraya kadar söyleyeceği bir şey varsa onu dinleyecek yoksa devam edecektim.

Yine her zamanki gibi sesimi oldukça alçak tutup " Eğer onun peşine düşeceksen Zanke diye bir adamı bulmalısın. Uzun boylu beyaz-gümişi saç rengine sahip bir adam. Buralarda kervan koruyuculuğu konusunda aracı gibi bir şey. Beni tanıyor. O yüzden ben oraya senle gelemem. Ondan iş ara ve o iş sırasında bilgi toplamaya çalış. Şansımız yaver giderse sana bir koruma görevi sırasında saldırır peşine düştüğümüz kadın. En kötü benim ilk seferde yapmaya çalışıpta beceremediğim gibi bilgi toplarsın. " dedikten sonra onu dinleyecek ve tekrar devam edecektim.

" Bende buralarda takılıp bilgi toplamaya çalışacağım. Duruma göre Asakura Çevresinde ve az ilerisinde hareket edebilirim ama elinde sonunda yine buraya dönmüş olurum. Yani beni buralarda bulabilirisin. Eğer bulamazsan hana benim adıma mesaj bırakırsın ama gerçek adımı kullanma. Adımı Sumomomo Kawaki olarak söyleyebilirsin. " dedikten sonra tekrar cevabını bekleyecektim.

Her şeyi konuştuktan sonra son olarak " Ayrıca bir birimizi nasıl tanıdığımızda önemli. Senin için sorun yoksa ben seni önceden iş yaptığım bir koruma olarak tanıtacağım? Tabi soran olursa. Eğer bilgilendirme bir işe yaramazsa Asakuradan Sunaya geçmeye çalışırız. O sırada bize saldırırsa saldırır. Saldırmazsa artık elimizden bir şey geleceğini sanmıyorum. Sonuçta dağ taş onu aramamızın imkanı yok. " diyecektim.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
User avatar
Taichi Dazai
Posts:66
Joined:January 5th, 2019, 8:03 pm
Künye:

Re: [Taichi Dazai & Kotegawa Ooki] Geçidin Kaydı

Post by Taichi Dazai » February 6th, 2019, 8:27 pm

Ooki’nin kullandığı kelimelere işittikçe, biraz kararımdan dolayı kendimi övmeden edemedim. Bu işe bir kere teşebbüste bulunmuştu. Haliyle tecrübesi vardı. Bu işleri bir nebze de olsun hızlandıracaktı. Söylediklerine uymaksa, yapmaktan çekinmeyeceğim bir şeydi.

Ortaklığın, ikimizin arasında bulunan güven ilişkisiyle temellendireceğini biliyordum. Bu yüzden kelimelerimi yine, aynı şekilde doğru seçmeye özen gösterecektim. Kafamı sallayarak söylediklerine onay verdikten sonra, “Pekala, anlaştık o zaman.” Diyecek ve sözlerimi noktalayacaktım.

Ardından saate bakım. Geç olmuştu. Bu işe anca yarın başlayabilirdik. Şimdilik temiz bir gece uykusu çekip, zihinlerimizi ve vücutlarımızı zinde tutmak birinci öncelikti. Yarın yapmaya başlayacağımız şey, büyük dikkat isteyen bir şeydi. Bu yüzden dikkati elden bırakmayarak, işe koyulmamız şarttı. “Öyleyse, Kawaki-san görüşmek üzere.” Bu kelimeler ile yavaşça masadan kalkacaktım. Bilerek takma adıyla seslenmiştim. Bu iş bitene kadar Ooki, artık Kawaki idi.

Sağa sola göz attıktan sonra, “Yarın sabah 08.00’da, aynı yerde.” Kısık bir sesle bunu iletecektim. Daha sonra kafamı sallayıp, bir gülümsemeyle bulunduğum yeri terk-i diyar eyleyecektim. Bugünlük bu kadar sohbet yetmişti. İşin genel hatlarına karar verip, olayı nasıl ileri götüreceğimize karar vermiştik. Bunun üstüne artık daha fazla kelime sarf ederek, olayı bulandırmanın hiç de alemi yoktu. Artık geriye kalan tek şey, fitilin ateşlenmesiydi sonuçta.

Zihnimin içinde bulunan bin bir tane düşünce ile daha önceden aldığım odama çıktım. Kalacak yer olarak bu konağı seçmiştim. Bu yüzden de buluşma yeri olarak seçmiştim. Ayrıca burası muhtemelen kaçağın bulunduğu konuma oldukça yakın bir yerdi. Kapıyı yavaşça araladıktan sonra içeri girdim. Işığı açtıktan sonra odayı kısa bir süre süzdüm. Ne olur, ne olmaz diye. Tetikte olmak, en basit durumda bile şarttı. Hayat sonuçta belirsizlikler üzerine kuruluydu. Ben de bu belirsizliklerden payımı almak istemiyordum açıkçası. Her zaman dikkatli ve temkinli olmakta yarar vardı. Savunmasız tek bir an bile, olası olumsuz sonuçlar doğururdu.

Masama vuran ışığı gördükten sonra, bir gülümsemeyle göğsümün iç cebinde olan defterimi çıkardım. Kurulduğum masada, bugün olanları yavaşça kayıt altına aldım. Çok detaya girmedim. Ama neler yaşadığımın genel bir özetini çıkardım. İşim bittikten sonra, kalemi kapatıp, defterimi yine aynı şekilde giydiğimin giysinin iç cebine koydum. Elimle yokladıktan sonra, orada oluşunun verdiği huzur ile biraz ferahladım. Biraz daha düşüncelerimle yalnız kaldıktan sonra yatağıma girdim. Yarını düşündüm aslında. Heyecanlı değilim desem yalan olurdu. Sonuçta böyle bir işe ilk defa teşebbüste bulunuyordum. Heyecanlı olmam gayet de doğaldı.

Işığında sönmesiyle, yavaşça gözlerimi kapadım. Buna rağmen kulaklarım hala aktifti. Dışarıdan esen rüzgarın sesini, gayet net bir şekilde duymaktaydım çünkü. Oldukça hareketli bir gün dedim, kendi kendime. Bu işi bir süredir planlamaktaydım. Ve sonunda başlangıç çizgisine ulaşabilmiştim. Sadece başlangıç çizgisi olsa da, hiç yoktan iyiydi. Tabii ki, bu işin en kolay kısmıydı. Sonrası çok daha zor olacaktı. Ama bu zorluklara göğüs germeye hazır ve de nazırdım. Pişmanlığım yoktu.

Künye
İsim: Taichi Dazai
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chunin
Ryo: 123.250 Ryo
Prestij: 13
Ün: -
Kullanılabilir GP: -
Motivasyon
En İyi Roman: Maceralarını içeren romanı yazmak için elbette bir sürü materyal gerecektir. Kitabı da, kendi maceralarına yaraşır bir şekilde, dünyanın en iyi romanı olmalıdır. Dünyanın en iyi romanına sahip olmak içinse, dünyanın en iyi yerlerine gitmeli ve hiç bilinmeyen, anlatılmamış mekanlarına gitmelidir. Bunu başarmak için elinden geleni yapmak bile, kendisini heyecanlandırmak için yeterlidir.
Komplikasyon
Değerli Defter: Maceralarını içeren sıklıkla not aldığı bu defter, onun için en değerli eşyalardan bir tanesidir. Yok olmasına dahi katlanabilir. Ama başkasının eline geçmesi, asla kabul edemeyeceği bir şeydir. Göğsünde bulunan iç cebine koyduğu bu defteri sıklıkla kontrol eder. Eğer ki bir gün defterini kaybederse, elinde bulunan her şeyi boş verip, defteri bulmak için gereken tüm fedakarlıkları gösterecektir. Maceralarını içeren bu defter, tıpkı bir yazarın yazdığı bir hikayenin, orta yerinde içindekilerinin çalınıp ortalığa yayılması gibi his yaşatacaktır kendisine.
Özellikler

Profil
Güç: 9
Çeviklik: 9
Kondisyon: 8
Potansiyel: 8
Varlık: 3
Zeka: 3
Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 2
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Favori Beceri][Kondisyon] Form: 3
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1

Ninjutsu
Shunshin no Jutsu - D-Rank[Geliştirme]
Ikazuchi no Kiba - C Rank
Raijin no Jutsu - B Rank
Raiton no Yoroi - A Rank
Taijutsu
Kendou - B Rank
Genjutsu
-
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar:
Temel Shinobi Çantası
Orta Seviye Katana
5 Adet Patlayıcı Parşömen, 5 Adet Sentetik Kartona yapışık.
Koruyucu Şemsiye
User avatar
Kotegawa Ooki
Posts:164
Joined:August 31st, 2018, 10:46 pm

Re: [Taichi Dazai & Kotegawa Ooki] Geçidin Kaydı

Post by Kotegawa Ooki » February 6th, 2019, 9:07 pm

Taichi ile anlaştıktan sonra o masadan kalkmıştı. Söylediğine göre saat 08.00'de buluşacaktık. Şu an 18 gibi olduğundan daha 12 saat vardı. 8 saat uyku bana yeterde artardı. Yani aşağı yukarı bir 4 saatim vardı. Yapacak pek bir şeyde yoktu. İçip yemeği deneyebilirdim ama abartırsam yarınki performansımı etkilerdi. O yüzden en iyisi odama çekilmek olurdu.

Hancının yada görevliği olduğunu düşündüğüm birinin yanına gidip " Bana bir tane oda. Kaç gün kalacağım belirsiz. Mümkünse penceresiz ve gürültüden uzak bir yerde olsun. " dedikten sonra eğer ücret peşin ise bir gecelik ücret + uygun bir bahşiş, peşin değil ise sadece uygun olduğunu düşündüğüm bir miktarı ilgili kişiye bahşiş amacıyla verecektim.

Parayı verdikten sonra " Asakura Geçidinden son zamanlarda ne haberler var? Geçmek güvenli mi? " dedikten sonra cevabını alıp " Şu az önce çıkan adam. Uzun boylu ve siyah saçlı. Hani belinde katana taşıyan. Onun hakkında ne biliyorsun? " diyip cevabını bekleyecektim.

Bir sorun çıkmazsa masalardan birine geçip bir kaç saat insanları dinleyecektim. Belki işimizle ilgili önemli bir şeyler duyardım. Müdahil olmamı gerektiren bir şey çıkmazsa saat 23.00 gibi odama çekilecek ve kapımı sürgüleyip varsa arkasınada sandalye falan koyacak ve uyuyacaktım. Doğal olarak uyumadan önce Henge no Jutsu'yu iptal edecektim.
Image
Künye
► Show Spoiler
Motivasyon/Komplikasyon/Özellik
► Show Spoiler
Profil
► Show Spoiler
Beceri
► Show Spoiler
Ninjutsu
► Show Spoiler
Taijutsu
► Show Spoiler
Genjutsu
► Show Spoiler
Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar Standart
► Show Spoiler
Post Reply

Return to “Asakura Geçidi”