Page 1 of 2

[Takım Chisa] Arayış

Posted: January 30th, 2020, 12:20 am
by Kotegawa Chisa
Tsugi-chan ve Rei-kun'un tanıştığımız günden itibaren fazla gelişim gösteremediğini itiraf etmem gerekiyor. Bunun en büyük nedeninin ise benim bir eğitmen olarak yetersizliğim olduğunu düşünüyorum. Benim yerime daha deneyimli bir eğitmene sahip olsalardı şimdiden insanların gözlerini diktiği shinobiler haline gelebilirlerdi. İkisi de içlerinde harika birer potansiyel taşıyor olmasına rağmen henüz onu açığa çıkartabilmiş değilim, ki bu da benim eğitmen olarak yetersizliğimin kanıtı. Açıkçası Ishichou-sama'nın bu görevi bana vermesinin hala yanlış olduğunu düşünüyorum fakat bir yandan da ona minnettarım. Bunca zamandır hayallerini kurduğum işi yapıyor, gelecek nesilleri eğitiyorum. Ishichou-sama'da bana güveniyor gibi gözüktüğünden ötürü onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. İşte bu yüzden normalde olduğundan daha fazla çalışmalı ve çocukların ne kadar harika shinobiler olduğunu herkese göstermeliyim.

İkilinin hala shinobilik açısından yetersiz olduğu bir çok alan mevcut fakat bunların arasından en fazla göze batanı dövüş tecrübelerinin olmaması. Normalde iki adet göreve çıkmış geninler azda olsa bir dövüş tecrübesine sahip olur. Lakin ikili çıktığımız görevlerin hiçbirisinde kendine denk kişilerle savaşma şansına erişemedi. Hatta tek tecrübeleri Jotaro'yu korurken karşılaştığımız birkaç siville dövüşmek. Açıkçası akademiden mezun olduktan sonra böyle bir olay yaşamak bir çok insanın egosunun büyümesine neden olabilir. Sonuçta ilk defa gerçek bir düşmanla karşılaşıyorsunuz ve onun karşısında hiç zorlanmıyorsunuz. Yani şahsen o yaşta böyle bir şeyle karşılaşsaydım şu an olduğumdan çok daha farklı birisi olarak burada duruyor olabilirdim.

Neyse! İlk olarak yapmam gereken şey çocukların dövüş tecrübesi eksiğini kapatmak! Bunun için ne yapmam gerektiğini de gayet net bir şekilde biliyorum. Çocuklarla aynı seviyede olan başka bir takımla iş birliği yapmam gerekiyor! Elbette bunun için biraz araştırma yapmalıyım. O yüzden bugünkü hedefim Ishi-Chou Binası!

Evimden dışarıya çıkıp, Ishi-Chou Binası'na doğru yürümeye başladığım anda güneş bulutların ardından kendini göstermeye başladı. Dükkan sahipleri dükkanlarını çoktan açmış olmasına rağmen üzerinden fazla bir zaman geçmediği gayet net bir şekilde belli oluyordu. Suratımda kocaman gülümsemelerle bana selam verenlere aynı şekilde karşılık vererek Ishi-Chou Binası'na kadar yürümeye devam ettim.

Binadan içeriye girdikten sonra görevli shinobilerden birisine saygılı bir şekilde selamımı verdikten sonra sorumu sormayı planlıyorum. "Genin takımları hakkında bilgi alabileceğim bir yer var mı? Yani onlar hakkında dosyaları erişebilme gibi bir şansım var mı? Takımımla eş seviyelerde bir takım bulmayı planlıyorum da." Sorumu sorduktan sonra alacağım cevaba göre hareket edeceğim. Eğer beni bir yere götürmek isterse peşinden gideceğim. Yani öyle yapmayı planlıyorum.

Re: [Takım Chisa] Arayış

Posted: February 13th, 2020, 12:54 pm
by GM - Naruto
Sabahın ilk ışıklarıyla yeni yeni canlanmakta olan Ishigakure sokaklarına atıyorsun kendini. Hava son zamanların aksine o kadar da soğuk değil bugün. Güneş yükseldikçe biraz daha ısıtıyor seni, muhtemelen en tepeye ulaştığı vakit buralar bahardan avans almışçasına neşeli bir hal alacak. Halbuki baharın gelmesine daha çok var, yine de mevsime göre sıcak geçmekte olan bugünün pozitifliği sen dahil herkesin yüzüne yansımış durumda. Köyün savaş sonrası hallerini aklına getirdiğinde minnet duyuyorsun aslında bu duruma. Seni selamlayanlarda, ayaküstü lafa tutanlarda gördüğün gülümseme diğer günlerden bir tık daha fazla. Güzel bir gün olacak gibi duruyor. Anın keyfini çıkara çıkara ilerliyor, Ishi-chou binasına varıyorsun.

Meydanın hemen karşısında dev bir silüetle yükselen binanın ana kapısından giriyorsun. Gördüğün manzara çok ilgi çekici değil. Oradan oraya hızlı adımlarla boyundan büyük evrak yığınları taşıyan tipler, görevden döndükleri her hallerinden belli olan yorgun argın iki eleman, merdivenden hararetlice bir şeyler tartışarak inen, ismen tanıdığın iki jounin. Klasik bir sahne, yine de giriş kat eskisine nazaran hala biraz tenha. Etrafa göz gezdirmeyi bırakıp sağındaki danışma masasına ilerliyorsun.

Girişte olmasından mütevellit diğer katlardakilerden daha büyük olan bu masada iki adet chuunin bulunmakta. İkisine de selam vermeyi deniyorsun ancak biri bir başka shinobi ile aceleyle evrak işi halletmeye çalıştığı için pek oralı olmuyor. Boştaki kadın da suratına bakmadan kafasını sallayıp önündeki dosyalarda bir şey aramaya devam ediyor, "Naber Chisa?" diyor sadece. Pek yakından tanıdığın söylenemese de, daha önce bir iki kelime illa ettiğin bu chuuninin senden 5-6 yaş kadar büyük, Toya isminde biri olduğunu hatırlıyorsun. Koyu kızıl renkte, kulak hizasında yuvarlak şekilde kesilmiş saçları mevcut. Boyu hemen hemen seninki ile aynı, ayrıca oldukça ince bir sesi var. Anlattıklarını dinlerken kafasını sallamaya devam ediyor hala dosyalarla uğraşırken. Lafını bitirdiğinde ise bir iki saniye cevap vermiyor. Sonra aniden "Ha?!" diye kafasını kaldırıp sana kocaman gözlerle bakıyor.

"Takımım mı? Senin takımın mı var?!" diye soruyor sana oldukça şaşkın bir sesle. Kaşları çatılıyor, seni şöyle bir süzüyor anlığına baştan aşağı çenesini geriye çekerek. Bir cevap vermek yerine soru sormaya devam ediyor kadın sana "Ne zamandan beri?" diye. Sesinde hala şaşkınlık mevcut, ancak arkasına gizlenmiş kuşkuyu da hafiften bir sezmiyor değilsin.

Off Topic
Bendeniz Cynic. Pasiflik sınırı 48 saattir.

Re: [Takım Chisa] Arayış

Posted: February 13th, 2020, 4:06 pm
by Kotegawa Chisa
Tüm ihtişamıyla birlikte gökyüzünü kaplayan güneş sonunda bulutların arasından sıyrılmayı başardı. Güneşin kendisini göstermesiyle birlikte doğal olarak havalar da ısınmaya başladı. Elbette hala yeterince sıcak değil fakat en azından üşümüyorum. Umarım bir süre daha hava böyle devam eder çünkü artık kıştan sıkılmaya başladım. Her tarafın bembeyaz olması, soğuk hava falan güzel ama çok uzun sürünce sıkıcı oluyor. Yine de yazdan daha iyi! Eğer sonsuza kadar kış veya sonsuza kadar yaz mevsiminde yaşamak zorunda olsaydım kesinlikle kışı seçerdim. Bunun en büyük sebebi soğuktan korunabiliyor ama sıcaktan korunamıyor oluşumuz olurdu. Bir de terlemekten nefret etmem. Terleyince hem iğrenç kokuyor, hem de yapış yapış oluyoruz. Ben de her kız gibi yapış yapış şeyleri sevmem. Aslında kimse yapış yapış şeyleri sevmez.

Suratımda kocaman gülümsememle birlikte binaya doğru ilerleyişime devam ederken daha önceden tanıdığım birkaç kişiyle muhabbet ettim. Ortada acele etmemi gerektiren bir durum olmamasından ötürü oldukça rahat bir şekilde gitmeye karar verdim. Yolda karşılaştığım insanlarda dikkatimi çeken şey normalden daha da fazla gülümsüyor olmalarıydı. Havanın ısınmasıyla birlikte insanların içine de mutluluk gelmiş olsa gerek.

Uzun bir yürüyüşün ardından Ishi-chou binasına girdim ve son zamanlarda sıklıkla uğradığım danışma masasına doğru hareketlendim. Masada oturan iki kişiye selamımı verdim fakat aralarından birisi meşgul olduğu için cevap verme tenezzülünde bile bulunmadı. Yine de pek umrumda olmadı çünkü dediğim gibi kendisi meşguldü... Bana cevap veren kişi Toya-san oldu. İlk olarak kafasını sallayarak selamımı aldıktan sonra önündeki dosyaları kurcalarken nasıl olduğumu sordu. Ama söyledikleri bir sorudan ziyade selamlama gibiydi o yüzden konuşmamı yapmaya karar verdim.

Konuşmamı bitirdikten sonra Toya-san oldukça şaşkın bir şekilde bakışlarını bana çevirdi ve konuşmaya başladı. Benim takımım olduğunu duyduğunda neden bu kadar şaşırdığını anlayamadım. Tamam dört dörtlük bir shinobi değilim, öğretmen olmaya da uygun değilim ama... Ama... Harbiden bana neden takım verdiler ki? Hayır, hayır, bunun hakkında düşünmemeliyim. Önceden bunun hakkında bayağı bir düşünmüş ve herhangi bir cevap bulamamıştım. O yüzden bir daha bu konuyu kurcalamamaya karar vermiştim, kararıma sadık kalacağım.

Elimi çeneme koyup biraz düşündükten sonra konuşmaya başladım. "Hmm... Sanırım çocuklarla birlikte senle hiç karşılaşmadık Toya-san. Yani bilmemen normal, galiba..." Suratıma tekrardan gülümsememi yerleştirdikten sonra devam ettim. "Savaştan önce beni bir takıma eğitmen olarak atadılar. Bende öğrendiğimde senin kadar şaşırmıştım." Konuşmamı bitirdikten sonra hafif bir kahkaha atarak beklemeye başladım. Açıkçası onun nasıl bir tepki ve cevap vereceğini aşırı derecede merak ediyorum.

Re: [Takım Chisa] Arayış

Posted: February 16th, 2020, 10:35 pm
by GM - Naruto
Sesli bir "Oha." koyuyor Toya seni dinledikten sonra. Sesine öyle bir hakim olamıyor ki, merdivenden inmeyi bitirip arkanızdan geçen jouninlerin banko tarafına şöyle bir dönüp baktığını görebiliyorsun. Bir iki saniye hor gören bakışlar atıp geri aralarındaki muhabbete dönüyor, sonra da binadan çıkıp gidiyorlar. Toya pek umursamıyor bu durumu, bir eli belinde senle muhabbete devam ediyor.

"Eee, çok sıkıntı çıkarıyorlar mı bari?" diyor hafifçe öne, sana doğru eğilerek. "Ben de belki eğitimciliğe adarım kendimi diye düşünüyorum zaman zaman, ama çocuklarla uğraşırken çıldırır mıyım emin olamıyorum, heh!" Sesini biraz alçaltıyor bu sırada, ardından geri düzeliyor. Kendi kendine kıkırdayıp, eğreti bir şekilde önündeki dosyalarla uğraşmaya devam ediyor. Muhabbeti de yarıda bırakmıyor ama. Eli hala dosyalarda gezerken, bir yandan da "Gerçi bana illa çocuk olmasına gerek yok, koca koca adamlar bile deli ediyor beni." diye konuşmaya devam ediyor seninle.

Toya'nın sohbet faslından çıkmaya niyeti var mı, emin değilsin. Bıraksan muhtemelen muhabbet uzayıp gider, bilmediğin deryalarda sonlanır gibi duruyor. Büyük ihtimalle ilk sorduğun soruyu da çoktan unuttu laf arasında.

Re: [Takım Chisa] Arayış

Posted: February 21st, 2020, 10:56 pm
by Kotegawa Chisa
Birkaç saniye önce bu konu hakkında düşünmemeye karar verdiğimi söylemiştim fakat bu kararımı iptal ediyorum! Birer insan olarak düşünmeli ve başımıza gelen olayların altında yatan sebepleri öğrenmemiz gerekiyor. Düşünmeyi kestiğimiz anda bizi diğer canlılardan ayıran yegane özelliğimizi kaybetmiş oluruz... Bu konu hakkında geçmişte birçok defa düşündüm ve doğru dürüst bir cevap bulamadım. Yani benim gibi güçsüz bir Chunin'e neden bir takım emanet ederler ki? Elbette artık eskisi kadar güçsüz değilim, şimdilerde kendime biraz daha güveniyorum ama bana takım verildiğinde Ishigakure'de bulunan en güçsüz chuninlerden biriydim. Ishichou-sama'nın bana ve benim jenerasyonumdaki shinobilere nedensiz bir şekilde fazlasıyla güvendiğini biliyorum ama sadece bu açıklamak için yeterli olmaz! Sonuçta akranlarım arasında bu görevi üstlenen tek kişi benim. En azından bildiğim kadarıyla olay böyle. Peki neden ben? İyi kalpli bir insan olduğum için mi? Hiç sanmıyorum çünkü benden daha iyi kalpli insanlar da var. Büyümem ve kendimi geliştirmem için olabilir mi? Hayır, öyle olduğunu da sanmıyorum. Böyle basit bir şey için iki shinobinin geleceğiyle oynamak gibi bir kötülüğü Ishigakure asla yapmaz. O halde neden? O zamana kadar herhangi bir başarım bulunmuyordu, hatta ablasını tutuklayan ve Kaya Ülkesi ile ülkeyi krize sürükleyen kişi olarak biliniyordum... Hmm... Garip... Yani şahsen ben Ishichou olsaydım kendime takım vermek gibi bir aptallık yapmazdım. Yani sonuca baktığımızda hiçte kötü gitmiyorum fakat bana takım emanet etmek çok riskli bir hamleydi. O zamanlar mental açıdan da pek güçlü birisi olmadığım için yaptığım en ufak bir hata çocukların ölümüyle dahi sonuçlanabilirdi. Peki neden Ishigakure böyle bir karar aldı? Neden? Neden? Aaaah~~ Bu konu hakkında düşünmeye devam ettiğim sürece eninde sonunda kafayı yiyeceğim. Bu düşüncelerimi kağıda geçirmem gerekiyor, kağıda geçirdiğim takdirde cevabı daha kolay bulabileceğimi hissediyorum. O yüzden şimdilik bir kenara bırakmalı ve eve gittiğimde günlüğüme bu düşüncelerimi geçirmem gerekiyor. Evet, evet öyle yapalım!

Toya-san'ın sesli bir şekilde verdiği tepkiyi duyan Jouninler bize pekte hoş olmayan bakışlarını yönelttiler. Azarlanacağımı hissettiğim için buna kendimi hazırlamaya başladım fakat ikili birkaç saniyenin ardından tekrardan eski hallerine dönerek binadan ayrıldılar. Eeh~~ azarlanmayla ilgili pek sıkıntım yok fakat böyle saçma bir sebepten azarlanacak olsaydım canım sıkılırdı. Sanırım hiçbir şey söylemeden gittikleri için mutlu olduğumu söyleyebilirim.

Jouninlerin binadan çıkmasından kısa bir süre sonra Toya-san çocukların bana sıkıntı çıkarıp çıkarmadığını sordu. Bu soruyu duyduğum anda suratımda hafif bir tebessüm belirdi. Gözlerimin önüne Rei-kun'un beni defalarca kez yanlış isimlerle çağırması ve Tsugi ile yaşadığımız ufak tartışma geldi. Birkaç saniye boyunca anılara daldıktan sonra bunların aslında birer sıkıntı olmadığını fark ettim. Zaten hiçbir zaman sıkıntı olduklarını düşünmüyordum ama birden aklıma bunların gelmesi garibime gitti. Belki de herhangi bir sıkıntımız olmadığından ötürü aklıma gelen ilk şey bu ufak, önemsiz olaylar olmuştur.

Toya-san konuşmasının devamında kendisinin de eğitimciliğe atılmak istediğini fakat çocuklara katlanıp katlanamayacağından emin olmadığını söyledi. Bu sözleri duyduğum anda aynı onun gibi hafifçe kıkırdadım. "Açıkçası bu konuda danışılacak doğru kişi miyim bilmiyorum. Tsugi-chan ve Rei-kun oldukça iyi insanlar olduğundan ötürü herhangi bir sıkıntı yaşamadık. İkisi de shinobiliğin getirdiği ciddiyetin farkında ve işimizin nasıl bir şey olduğunu biliyorlar. Tanıştığımızda birkaç yıllık genin gibilerdi, o yüzden pek sıkıntı yaşamadık." Kısa bir süre bekledikten sonra suratıma hafif bir sitemkar ifade yerleştirdim ve devam ettim. "Yine de gereğinden fazla olgun olmaları beni biraz endişelendiriyor. Yani akademiden yeni çıkmış iki çocuğun bu kadar olgun olması doğru mu emin olamıyorum. Gerçi pek şikayetçi değilim bu konu hakkında." Her zamanki gülümsememin suratımda oluşmaya başladığını hissetmemle beraber konuşmaya devam ettim. "İkisi de gerçekten harika çocuklar, onlara yakışır bir eğitmen olmak için elimden gelen her şeyi yapmam gerekiyor. Zaten bugün o yüzden buraya geldim. Diğer genin takımlarını inceleyebileceğim dosyalar falan varsa onlara bakmayı ve ikisine uygun birer rakip bulmayı amaçlıyorum. Çıktığımız görevlerde kendi seviyelerinde rakiplerle karşılaşamadılar maalesef, o yüzden biraz tecrübe eksikleri var gibi görünüyor. Elbette birbirleriyle sürekli olarak antrenman yapıyorlar fakat farklı rakiplerle dövüşmek onlar için iyi olacaktır."

Re: [Takım Chisa] Arayış

Posted: February 22nd, 2020, 6:51 pm
by GM - Naruto
Seni dinledikçe Toya'nın suratında "Vay be." dercesine bir ifade gelişmeye başlıyor. Konuşman bittiğinde de bu ifade çat diye bariz bir şaşkınlığa evriliyor. Toya buraya geliş sebebini sanki ilk defa duymuş gibi. Kaşlarını şaşkınlıkla havaya kaldırıyor, kafasını biraz geriye çekiyor. Sağına soluna şöyle bir bakarak "Yaniii..." diye mırıldanarak düşünmeye başlıyor. Parmaklarını masada tıngırdatmaya başladığını görebiliyorsun.

Birkaç saniye düşündükten sonra tekrar öne, sana doğru eğiliyor Toya. Biraz üzgün bir sesle "Chisa ya..." diye başlıyor konuşmasına. "Arşivden geninlere ait dosyaları bulabilirsin ama seni oraya kafama göre yollayamam biliyorsun. Yollasam bile kapısındaki görevli geçerli bir sebebin olmadan almaz ki seni." Sana pek yardımcı olamayacağı için gerçekten üzülmüşe benzeyen Toya hüzünlü bir şekilde kafasını sağa eğiyor. "Hem, çocukları diğer çocuklarla dövüştürmek istemene değinmiyorum bile. Böyle bir şeyi izinsiz yapman hoş karşılanmayabilir." Kafasını aşağı yukarı sallayarak kendi kendine dediği şeyleri onaylıyor kız.

"Bak geçen gün köy kapısındaki nöbetçi chuuninlerden biri eski sevg...." diye lafa başladığı sırada danışmadaki diğer görevli kız "Toya." diye lafını keserek kıza dik dik bakmaya başlıyor. Soğuk bakışlarını göz kırpmadan birkaç saniye sürdürdükten sonra da "İş yap artık, iş." diye kızı azarlayıp önüne dönüyor, söylene söylene bir başka shinobi ile uğraşmaya başlıyor. Toya pek umursamış gibi görünmese de, başladığı lafı bitirmiyor. Gözlerini devirip omuz silktikten sonra ne yapman gerektiği hakkında seninle konuşmaya devam ediyor. "Bence git bir Jounin ile konuş takımları araştırmaya başlamadan önce. Sana akıl veren biri illa çıkacaktır. Hem arşiv için izin de alırsan kimse burada bu dosyaları neden karıştırdın demez." diyor ve bir zımba çıkarıp deminden beri zar zor toparladığı kağıtları zımbalamaya başlıyor. Daha fazla soracağın soru, edeceğin laf yoksa işine daha da odaklanacak gibi.

Re: [Takım Chisa] Arayış

Posted: February 24th, 2020, 10:28 pm
by Kotegawa Chisa
Ishigakure'de bulunan her shinobinin, hatta belki de sivillerin, bilgilerinin bir yerde tutulduğunu biliyordum. Şahsen daha önce orada bulunmamış olsam dahi içeride neler olduğunu falan az çok biliyorum. O yüzden girmemin mümkün olmadığını öğrendiğimde pekte hayal kırıklığı yaşamadım. Zaten buraya gelirken giremeyeceğimi de hesaba katarak bir yedek plan hazırlamıştım. Her ne kadar bu planı uygulamak istemesem de başka çarem yok gibi gözüküyor. Toya-san'ın sözlerinden ve surat ifadesinden anladığım bu en azından... Neyse! Moral bozmaya gerek yok, Z Planı'na geçiyoruz!

Z Planı, A Planı'nın başarısız olduğu durumda kullanmak için hazırladığım mükemmel bir plan. Öncelikle akademinin antrenman sahasına gitmeli ve hocalarıyla eğitim yapan geninleri inceleyeceğim. Tsugi-chan ve Rei-kun'a denk olduğunu düşündüğüm birilerini bulmayı başarırsam hocalarıyla konuşarak ortak bir eğitim yapmak istediğimi söyleyeceğim. Sonrasında ise aklımdaki eğitim yolunu açıklayacağım. Bu plan ilkine kıyasla daha basit fakat daha fazla uğraşmam gerekiyor. Çocukların geliştiğini görmek için biraz fazla uğraşmak canımı sıkmaz fakat daha kolay bir yol varken neden zoru tercih edeyim ki?

Tam Z Planı'nı yürürlüğüne sokacağım anda beynimde şimşeklerin çaktığını hissettim. Birkaç hafta önce aklımda olan dahiyane fikir bir anda beynime hücum etmeye başladı. Saniyelerin geçmesiyle birlikte suratımdaki gülümseme birkaç kat daha fazla büyüdü. Dudaklarımın, yanaklarımdan taşmak üzere olduğunu hissettiğim anda ise Toya-san'a döndüm.

"Toya-san!" dedim heyecanlı bir şekilde. Hemen ardından ise "Juzo-san ile görüşmem mümkün mü? Yani kendisi şu an müsait mi? Aslında Juzo-san olmasa da olur, büyük izinler alabileceğim biriyle görüşsem yeter." dedim heyecanımı kaybetmeden.

Toya-san'dan gelecek cevabı beklerken heyecandan yerimde duramadığımı fark ettim. Bunu fark etmemle birlikte kendimi sakinleştirmek için derin bir nefes aldım. Bu sayede daha rahat düşünme fırsatı da elde ettim.

Birkaç hafta öncesinde bir "Genin Turnuvası" düzenlemek aklıma gelmişti. Bu turnuva fikri korumakla görevli olduğum Chuunin Sınavı'ndan itibaren aklımda dolaşıyordu. O turnuvanın çocuklara kattıklarını gördükten sonra bizim neden bu tarz bir etkinlik yapmadığımızı anlayamadım. Yani elbette bizim onlar gibi büyük ölçekli bir turnuva düzenlemeye gücümüz yetmez fakat kendi çapımızda bir şeyler yapabiliriz. Tabii bunun Chuunin olmakla falan alakası olmayacak, sıradan bir turnuva olacak fakat çocuklara çok şey katacağına adım gibi eminim.

Turnuva fikri iyi hoş ama sıkıntı izin almakta. Köydeki yetkililer buna pek sıcak bakmayacaktır fakat onları ikna etmek için elimden gelen her şeyi yapmam gerekiyor. Belki o zaman bunun ne kadar faydalı bir şey olabileceğinin farkına varabilirler.

Re: [Takım Chisa] Arayış

Posted: March 3rd, 2020, 11:11 am
by GM - Naruto
Bir süre ne yapacağını düşünmen nedeniyle seninle işi kalmadığını düşünen Toya, en gerçek anlamıyla işine yoğunlaşıyor bu sefer. Sen kafandan planlarını, neler yapacağını geçirip en sonunda karar verdiğinde ise heveslice kadına tekrar sesleniyorsun. Ani bağırışın Toya'nın birkaç santimetre kadar sıçramasına sebep oluyor. Yetmiyor, şokun hala etkisinde olan kadına kalan sorularını da ateşliyorsun. Neyse ki Toya'daki bu afallama durumu çok da uzun sürmüyor. Bir iki saniye yetiyor olayı sindirmesine, ardından düşünme moduna geçiyor. Kendi kendine mırıldanarak geçirdiği bu düşünme sekansı da bittiğinde ise sana şu an binada Himeko adında bir jouninin olduğunu, genin takımıyla beraber çıktığı bir görevden köye yeni döndüklerini ve şu an Ishi-chou odasında rapor vermekte olduğunu söylüyor.

Toya'dan gerekli bilgileri aldığında daha fazla yapacağın bir şey kalmadığı için ayrılıyorsun danışma kısmından. Merdivenlere yönelip en üst kata kadar çıkmaya başlıyorsun. Çıkarken zihninin boş durmasına pek izin vermiyorsun bu sırada. Köyün Himeko adındaki shinobilerini taradığın ufak çaplı bir analiz işlemi başlıyor kafanda. Birkaç eleme, bir iki de ihtimal vermeme sonrası kafandaki adaylar epey azalıyor ve Jounin Himeko imajına en uyanını hayal meyal hatırlamaya başlıyorsun. Suratında yara izi olduğuna, saçlarının da sarı olduğuna az çok eminsin. Doğal sarı mıydı çıkaramasan da güzel, üçgen bir suratı olduğunu da hatırlıyorsun bu hanımefendinin. Kafandaki detayları kadının görüntüsünden ziyade yeteneklerine yönelttiğinde ise Himeko'nun üç temel shinobi sanatında da yetenekli olduğunu ve şu an yönettiği takımın da ilk takımı olmadığını az çok anımsar gibi oluyorsun. Kadına dair düşüncelerin, sen dört katı da çıkmayı bitirip Ishi-chou odasının bulunduğu kata geldiğinde sonlanıyor.

Ishi-chou odasının önünde bekleyen, üstü başı sersefil olmuş üç çocuğu görmenle Himeko'yu kaçırmadığına dair bir his oluşuyor içinde. Zaten kapının açık olduğunu ve kapı eşiğinde bekleyen arkası dönük, sarı saçlı figürü görmenle bu his daha da güçleniyor. Ayrıca kadının görüntüsüne dair anımsadığın detaylar da kendi kendine doğrulanmış oluyor. Senin odaya yanaşmanla çocuklar şöyle bir kafalarını kaldırıp bakıyorlar sana, fakat bir tanesi dışında çok ilgilenen olmuyor seninle. İçlerinden kız olanın senin özellikle kıyafetlerine tartar gözlerle baktığını hissedebiliyorsun. Çok sürmeden o da diğer arkadaşları gibi kafasını geri çevirip onlarla olan muhabbetine geri dönüyor. Üstündeki çamurun ve pisliğin daha da eğreti durmasına sebep olan bir zarafeti mevcut bu kızın.

Himeko seni farketmiş, farketmişse de umursamış değil. Hala eşikte durmakta ve masasında oturan Ishi-chou'ya laf yetiştirmekte.

Re: [Takım Chisa] Arayış

Posted: March 6th, 2020, 4:41 pm
by Kotegawa Chisa
'Genin Turnuvası' adını verdiğim etkinliğin şimdilik gerçekleşmesinin mümkün olmadığını anlamam pek uzun sürmedi. Eskiden yaptığım bir planın aniden aklıma gelmesiyle birlikte aşırı derecede heyecanlanmıştım fakat sakinleşmeyi başardıktan sonra doğru dürüst bir şekilde düşünmeye başladım. Sakin bir kafayla düşündükten sonra ise Ishigakure gibi geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olan bir köyün, içinde bulunduğumuz zorlu toparlanma süreci içerisinde bu planımı uygulamaya koymayacağının farkına vardım. Elbette bu şansımı denemeyeceğim anlamına gelmiyor. Sadece işimin ne kadar zor olduğunun ve daha fazla çabalamam gerektiğinin farkına vardım.

Toya-san'ın söylediklerinden sonra Ishichou-sama'nın odasına doğru hareket etmeye başladım. Onun söylediklerine göre şu an Ishichou-sama'nın odasında son derece yetenekli bir shinobi ve takım eğitmeni olan Himeko-san bulunuyor. Nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu bilmiyorum ama onunla konuşmam gerektiğini hissediyorum. Sanki sadece onunla konuşarak bile kendimi birkaç adım ileriye götürebilirmişim gibime geliyor.

Ishichou-sama'nın odasının bulunduğu kata çıktığımda kapının önünde üç adet çocukla karşılaştım. Üstü başı perişan olmuş bu çocukların oldukça zorlu bir görevden geldiğini anlayabiliyordum. Ama böyle zorlu bir göreve çıktıkları için kendilerini şanslı saymalılar. Bu sayede tecrübelerini arttırıyor ve iyi birer shinobi olma yolunda yavaş ama emin adımlarla ilerliyorlar.

Biraz daha ileriye gittiğimde odanın içerisindeki Himeko-san'ı görmeyi başardım. Sarı saçları, suratındaki yarası, üçgen suratıyla Jounin Himeko-san tam karşımda duruyordu. Ishichou-sama ile konuşmaya devam ettiğinden ötürü olduğum yerde onun çıkmasını beklemeye başladım.

Himeko-san, Ishichou-sama'nın odasından çıktıktan birkaç saniye sonra yanına giderek onunla konuşmaya başlayacağım. "Himeko-san, ben Kotegawa Chisa. Sizin gibi bir takım eğitmeniyim. Eğer müsaitseniz konuşabilir miyiz? Görevden yeni döndüğünüz için yorgunsunuzdur fakat fazla zamanınızı almayacağım. Sadece bir şeyler sormak istiyorum." Konuşmamı yaparken saygılı olmaya önem gösterdim fakat gülümsememe engel olamadım. Sesim de biraz heyecanlı çıkıyordu gerçi ama önemli değil!

Re: [Takım Chisa] Arayış

Posted: March 12th, 2020, 6:36 pm
by GM - Naruto
Himeko'nun işini bitirmesini beklerken kapı önünde dikilmeye devam ediyorsun. İstemeden kulak misafiri oluyorsun konuşmaya, fakat ilgini çekecek bir şeyler duyduğun söylenemez. Daha çok havadan sudan bir muhabbet dönüyor Ishi-chou ile arasında. Görev hakkında rapor vermeyi bırakmış da çıkmadan bir de muhabbet edesi gelmiş gibi. Çok uzun sürmüyor bu muhabbet. Sen daha sıkılmaya fırsat bulamadan "İyi günler." diyerek Ishi-chou odasından tamamen çıkıyor Himeko ve kapıyı kapatıyor. Ardından, seni fark ediyor.

Kadının karşında durmasıyla emsalini daha net inceleme fırsatı elde ediyorsun sen de. Suratında dikkatini çeken ilk şey yara izleri oluyor. Merdivenleri çıkarken yaralı bir suratı olduğunu hatırlamış olsan da kanlı canlı görmek yine de şaşırtıyor seni. Gelişigüzel, aniden oluşturulmuş bir yaradan ziyade özenle ve yavaşça çizilmiş bir desen gibi sol gözünün üzerinden geçiyor bu izler. Bir tanesi alnının ortasına kadar uzanıyor. Dikkatin yaralardan mor gözlerine ve çatık çehresine yöneldiğinde, güzel olmasa ürkütücü olabilecek bir tipi olduğunu fark ediyorsun kadının. Giyimi daha geleneksel bir havada, fakat yine de hareket etmesini engellemeyecek tipten kıyafetler geçirmiş üzerine. Ayrıca bu kıyafetler öğrencilerini aratmayacak şekilde sersefil olmuş durumda. Üzerindeki tüm pasağa rağmen saçlarının oldukça düzgün toplandığını gördüğünde kısa bir süre önce saçlarını düzeltmeye vakit harcadığını sezebiliyorsun. Perçemlerinin bir kısmı bir tarafı yamulmuş uzun bir toka ile tutturulmuş durumda.

Image
Himeko

Kafasını hafifçe sallayarak konuşman için işaret veriyor sana kadın. Fakat sen daha ilk cümleni bitiremeden "Seni tanıyorum." diye lafını kesiyor sabırsızca. Bir şeyler sormak istediğinle alakalı kibar açıklamalarını da aynı sabırsızlıkla dinliyor. Yorgun olduğu için mi yoksa kişiliğiden mi bur sabırsızlık geliyor emin olamıyorsun. "Sor o zaman Chisa, hadi." yapıyor sadece. Ardından boynunu ovalamaya başlıyor huflayarak. Sağ köprücük kemiği ile boynu arasında kalan büyük bir morluk dikkatini çekiyor bu sırada. Oldukça yeni görünüyor, muhtemelen de acıtıyor.