Karşındaki korucuya sakin gözlerinle baktığında, adamın gözlerindeki bıkkınlık ve seni görmüş olmanın getirdiği heyecan gibi iki farklı uç noktadaki duygularla karşılaşıyorsun. Özellikle, ağzını açıp kendini adama karşı takdim ettiğinde heyecan belirtileri çok daha belirgin olsa bile, bıkkınlık tam olarak yok olmuyor.
Ortamdaki ses gürültüsü inanılmaz bir şekilde artarken her saniye, beyninin zonkladığını adeta kalp atışını hisseder gibi hissediyorsun. Hayatında bu tarz gürültülerin içinde bir ya da iki kez olduğundan eminsin, ama özellikle en can sıkıcı olanı seçmek istesen şu an tam olarak içinde bulunduğunu gözü kapalı seçecek kadar rahatsız olmuş durumdasın aynı zamanda. Derin bir nefes alıp, shinobi öğretilerinin sana sağladığı disiplinden yararlanarak, dikkatini toplayıp, korucuya durumu izah ediyorsun. Hafifçe başını öne doğru sallayıp, seni onayladıktan sonra az önceki görevine dönüp, insanlara bağırmaya ve onları sakinleştirmeye çalışmayı deniyor. Sen de adımlarını kavgaya doğru yönlendiriyorsun.
Kavganın olduğu alana iyice yaklaştığında, simalar daha da net oluyor senin için. Tüccar olan oldukça pahalı ipekler giymiş, otuzlu yaşlarında kirli sakallı, beyaz tenli ve uzun saçlı dikkat çekici bir tipken, korucu oldukça sıradan ama fit gözüken vücut yapısı ile dikkatini çekiyor.
Hızlıca olaya müdahale etmek için itiş kakışmaların arasına dalıp bağırarak konuşmaya başlıyorsun. Başta kimse seni takmıyor. Hatta bir ara tüccar 'kapat çeneni der' gibi sana bakıp, tekrardan küfürler savurmak üzere korucuya dönüyor, ama shinobi olduğunu belirttiğin anda iti kakış duruyor. Tüccar bir sana bir de korucuya baktıktan sonra derin bir iç çekiyor ve üstünü silkeliyor. "Bir saatir yanlış adamı mı hırpalıyorum yani?" diyerek söze giriyor kızgın bir şekilde. Hemen ardından ise gözlerini senin gözüne dikerek: "Tüm bu aptallıktan sorumlu kişi sen misin yani? Bir de sorun ne mi diye mi soruyorsun? TÜCCARIM BEN TÜCCAR MAL TAŞIYORUM VE TAŞIDIĞIM MALLARIN BİR ÖMRÜ VAR! KAÇ KÖY GEZERİM BÖYLE DÜZENSİNLİK VE AHVALLIK İLK DEFA GÖRÜYORUM. ZAMANIM DEĞERLİ BENİM, SORUN BU!" Her bir kelimesi hiddetli ve oldukça şiddetli olan bu adamın oldukça öfkeli olduğunu iliklerine kadar hissediyorsun. Hatta bu sadece bu adam için geçerli değil, bağırışını duymuş tüccarların katılırcasına bağırmalarından herkesin şikayetçi olduğundan eminsin.
Göz ucuyla korucuya baktığında kafasını sağa sola sallamakla yetiniyor sadece. Bu adama laf anlatmaktan bıkmış gibi gözüken hali ile ipleri tamamen sana bırakmış durumda.
Ortamdaki ses gürültüsü inanılmaz bir şekilde artarken her saniye, beyninin zonkladığını adeta kalp atışını hisseder gibi hissediyorsun. Hayatında bu tarz gürültülerin içinde bir ya da iki kez olduğundan eminsin, ama özellikle en can sıkıcı olanı seçmek istesen şu an tam olarak içinde bulunduğunu gözü kapalı seçecek kadar rahatsız olmuş durumdasın aynı zamanda. Derin bir nefes alıp, shinobi öğretilerinin sana sağladığı disiplinden yararlanarak, dikkatini toplayıp, korucuya durumu izah ediyorsun. Hafifçe başını öne doğru sallayıp, seni onayladıktan sonra az önceki görevine dönüp, insanlara bağırmaya ve onları sakinleştirmeye çalışmayı deniyor. Sen de adımlarını kavgaya doğru yönlendiriyorsun.
Kavganın olduğu alana iyice yaklaştığında, simalar daha da net oluyor senin için. Tüccar olan oldukça pahalı ipekler giymiş, otuzlu yaşlarında kirli sakallı, beyaz tenli ve uzun saçlı dikkat çekici bir tipken, korucu oldukça sıradan ama fit gözüken vücut yapısı ile dikkatini çekiyor.
Hızlıca olaya müdahale etmek için itiş kakışmaların arasına dalıp bağırarak konuşmaya başlıyorsun. Başta kimse seni takmıyor. Hatta bir ara tüccar 'kapat çeneni der' gibi sana bakıp, tekrardan küfürler savurmak üzere korucuya dönüyor, ama shinobi olduğunu belirttiğin anda iti kakış duruyor. Tüccar bir sana bir de korucuya baktıktan sonra derin bir iç çekiyor ve üstünü silkeliyor. "Bir saatir yanlış adamı mı hırpalıyorum yani?" diyerek söze giriyor kızgın bir şekilde. Hemen ardından ise gözlerini senin gözüne dikerek: "Tüm bu aptallıktan sorumlu kişi sen misin yani? Bir de sorun ne mi diye mi soruyorsun? TÜCCARIM BEN TÜCCAR MAL TAŞIYORUM VE TAŞIDIĞIM MALLARIN BİR ÖMRÜ VAR! KAÇ KÖY GEZERİM BÖYLE DÜZENSİNLİK VE AHVALLIK İLK DEFA GÖRÜYORUM. ZAMANIM DEĞERLİ BENİM, SORUN BU!" Her bir kelimesi hiddetli ve oldukça şiddetli olan bu adamın oldukça öfkeli olduğunu iliklerine kadar hissediyorsun. Hatta bu sadece bu adam için geçerli değil, bağırışını duymuş tüccarların katılırcasına bağırmalarından herkesin şikayetçi olduğundan eminsin.
Göz ucuyla korucuya baktığında kafasını sağa sola sallamakla yetiniyor sadece. Bu adama laf anlatmaktan bıkmış gibi gözüken hali ile ipleri tamamen sana bırakmış durumda.