[Kasumikage Teki & Kumo Sakuma] Kılcal

Yağmur ülkesi ile Çimen ülkesi sınırında bulunan bayır.
User avatar
Kasumikage Teki
Kusagakure
Kusagakure
Posts:343
Joined:October 22nd, 2018, 2:54 am
Künye:
Re: [Kasumikage Teki & Kumo Sakuma] Kılcal

Post by Kasumikage Teki » January 16th, 2019, 2:04 am

Sümüklü çığırtkan ile yola düşmüşlerdi sonunda. Çok hızlı olmasalar da yavaş denmeyecek bir şekilde ilerliyorlardı. Teki veya Sakuma için hız sorun değildi ancak kaçak shinobi yaşadıklarının üstüne enerjisiz kalmış olacaktı ki grubun hızında düşüşe sebep olmuştu. Yerleşke bölgesini yavaş yavaş arkalarında bırakırlarken Teki, Ise denen kaçağın peşini bıraktığı yere gideceklerinden korkar olmuştu. Tekrardan aynı yolu koşuyor olması kötü hissetmesine sebebiyet vermekle beraber sinirini de bozmuştu...

"Sanırsam benim geri döndüğüm yere doğru ilerliyoruz. Gözlerimiz açık olsun. Halen bu herife güvenemiyorum."

Ne olur ne olmaz Sakuma'ya bu bilgiyi vermek istemişti Teki. Zira kendocu kaçağı takip etmeyi bıraktığı yere gitmeleri, onunla tekrar karşılaşma ihtimallerinin çok yüksek olduğu anlamına geliyordu. Sümüklü çığırtkan her ne kadar yardımcı olacağını söylese de, kanı bozuk kaçaklara istese bile güvenemiyordu Teki. Aptal amaçlar uğruna köye sırtını dönmüş bencil insanlardan nefret ediyordu. Babası geldi o anda aklına. Kendini bildiğinden beri saygı duyduğu babası Kasumikage Yamamoto da köyünden ayrılmıştı. Ancak kaçak değildi. Köyünü terk etmek zorunda kalmış olsa bile shinobi ilkelerinden şaşmamış ve Kusagakure'ye bağlı bir shinobi olmuştu. Bu kaçaklar ile kesinlikle aynı konumda değildi.

Normal tempoda bir süre daha koşmalarının ardından sahiden de Teki'nin şüpheleri doğru çıkmıştı. Kendocuyu takip etmeyi bıraktığı yere gelmişlerdi. Özellikle alanı aklına kazıdığı için hatırlamakta hiç zorlanmamıştı. "Diğerinin peşini tam olarak burada bıraktım." diyerek tekrardan bilgi vermek istemişti Sakuma'ya. Halen koruluktan geçmek istemiyordu Teki. Olası bir tuzağa karşılık vücudu istemsizce tepki gösteriyor ve engelliyordu hareketlerini. Ancak bu sefer yanında hem Sakuma vardı, hem de sümüklü çığırtkan. Kısacası rehineleri vardı ve bu sayede üstünlük sahibi olabilirlerdi. Hoş, bu kaçakların birbirleri ile olan ilişkilerinin ne kadar kırılgan ve gereksiz olduğunu da görmüşlerdi net bir şekilde. Yine de yanında Sakuma varken kendisine olan güveni artıyordu Teki'nin. Dostunun ona destek olacağını bildiği için daha da güçlü ve kendine güvenen bir insana dönüşüyordu.

Kaçağın verdiği garantiler ve dürüstlüğüne inanılmasını istemesi ile beraber koruluğun içine girmişlerdi. Sahiden de bir tuzak yoktu. Kendocunun peşini bıraktığı için pişman olmuştu Teki. Korkaklık etmişti. Görevi riske atmak istememesini anlayışla karşılıyordu ancak yine de fazla paranoyak davrandığını fark etti o anda. Elinde sıkıca tuttuğu Kitsune'ye baktı. Kasumikage klanının sözde lideri olarak böyle hatalar yapmayı kendisine yakıştıramamıştı. Bir yandan da kendi adına mutlu oldu. Halen gelişiyordu ve güçlenmeye devam ediyordu. Hatasından ders çıkaracak olgunluğa sahipti ve bu hatayı tamamen lehine çevirerek gelecekte gerçekleşmemesini sağlayacaktı. Ağaçların arasından ilerlerlerken suratına yerleşen gülümseme ile her zamanki haline dönüşmüştü Teki. Güce aç, gelişime açık ve başarıya muhtaç...

Yürüyüşlerinin sonucunda bir mağara girişi ile karşılaşmaları Teki'yi şaşırtmıştı. İki gerzek sahiden de güzel bir saklanma alanına sahiplerdi. Sümüklü çığırtkan onları buraya kadar getirmemiş olsaydı bu mağarayı bulabilirler miydi emin olamamıştı Teki. Kaçağın, onlara vereceğinin söylediği "şeyin" mağaranın içinde olduğunu belirtmesi ile beraber içeri girmeye karar vermişlerdi. Kolay bir karar olmamıştı bu. Teki halen adama %100 güvenemiyordu. Kendocunun da içeride olduğu neredeyse kesindi. Adam bu tarafa doğru kaçmıştı ve böylesi güzel saklanmış bir mağaradan başka bir yere gitmesi kesinlikle mantıklı değildi.

"Sen önden gideceksin sümüklü çığırtkan. Arkandan ben geleceğim. Sakuma sen de en arkada durup olası bir saldırıya karşı önlem almamıza yardımcı olabilirsin. En güvenlisi böyle olacak gibi duruyor. Şimdi düş bakalım önüme çığırtkan."

Mağaraya girmişler ve kısa bir koridor boyunca yürümüşlerdi. İçeriden gelen hafif turuncu ışık az çok kendini belli ediyordu. İçeride birileri vardı. Teki ışığı fark ettiği gibi kaçağı ensesinden yakalamış ve önünde yürütmeye başlamıştı. Boşta olan eli ile sıkıca Kitsune'yi tutuyor ve olası bir tuzağa karşı, kaçağa saplamak için hazırda bekliyordu. "Tek bir yanlış hareket sonun olur. Çok dikkatli ol."

Yürüyüşlerinin sonucunda hiç ama hiç beklemedikleri bir ortam ile karşılaşmışlardı Teki ve Sakuma. Ortam aşırı derecede dağınıktı. Şu ana kadar çaldıkları her şeyin çevreye saçılmış halde durduğunu fark etti Teki. Bunca şeyi neden çalmışlardı ki? O anda daha da dikkat kesilerek çevreye bakmaya başladığında dağınıklığın büyük kısmının kan ve irine bulanmış sargı bezlerinden oluştuğunu fark etmişti Teki. "Sakuma. İleride birisi var sanırım.". Hafif turuncu ışığın kaynağını bulmuşlardı. Yanmakta olan bir ateş vardı ve ateşin yanına serilmiş yer şiltesine benzer bir şeyin üzerinde yatmakta olan bir kız. Ancak normal bir kız değildi yatan kişi. Uzun zamandır bu derece kötü yaralanmış birisinin görmemişti Teki. Yatmakta olan kızın acı ile kasılmış suratına bakıyordu. Kızın omzundan göğüs bölgesine doğru yayılan berbat bir yarası vardı. Yardım uygulanmaya çalışılmış ancak bilgisizlikten kaynaklı olarak çok başarılı olunamamış gibi duruyordu. Medic işlerinden Teki de hiç anlamıyordu. Bu sebeple çok yargılayamamıştı durumun acemiliğini...

Daha dikkatli bakabilmek için kıza doğru biraz daha yaklaşmıştı. Halen kaçağı ensesinden tutuyordu ve eli ile adamın ensesini sıkarak onu unutmadığını ve halen yanlış bir hareketinde cezalandırılacağını hatırlatmaya çalışıyordu. Kızın yer yer sarı ve berbat görünen irinlerle dolu yarasından yere süzülen kan damlaları yerde bir birikinti yaratmayı başarmıştı. Kız hem yaralıydı, hem belli ki iltihap kapmıştı. Hem de kan kaybetmeye devam ediyordu. Kendocu ise kızın başında oturmuş ileri geri sallanarak şarkı ya da ninni benzeri bir şey mırıldanıyordu. En azından kendocuyu bulmuşlardı. Tuzak falan yok gibi duruyordu ortada. Teki işe yaramayacağından neredeyse emin olmasına rağmen yine de Kitsune'yi tuttuğu eli ile gerekli mühürü yaparak genjutsu bozmaya çalışacaktı. Artık resmen alışkanlık olmuştu bu durum kendisinde. Paranoyasının her meyvesi ona bu hareketi yaptırıyordu. "Kai?"

Durumun gerçekliği ve ciddiyetinden emin olduğu gibi sümüklü çığırtkanın ensesini bırakmış, Kitsune'yi tekrar adama doğrultarak konuşmaya başlamıştı;

"Bu kız kim? Durumu hemen hızlıca bize açıklıyorsun." Bir yandan kendocuya da dikkat etmeye çalışıyordu. Çığırtkan iş birliği içinde olabilirdi ancak aynı şey kendocu için geçerli değildi. "Hey Ise! Kızdan uzaklaş ve ellerini görebileceğim bir yükseklikte tut. Sakuma! Kızın durumunu kontrol edebilir misin?" sözleri bittiğinde tekrardan çığırtkana odaklanmıştı Teki. "Bize vereceğini söylediğin şey neydi? Hızlıca cevap bekliyorum senden."
Image
ImageImageImage ImageImageImageImageImageImage


Künye
İsim: Kasumikage Teki
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Suiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 30.000
Prestij: 2
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Bilinmek ve Saygı duyulmak; Teki her zaman saygı duyulan bir insan olmaktan keyif almıştır. Her zaman daha güçlü olmak, tebrik edilmek ister. Bu yüzden de shinobiliğe çok önem verir. Her zaman kendisinin seviye olarak üstünde birileri olacağının bilincindedir ve bu duygu onun çalışmalarına daha fazla enerji harcamasına sebep olur.

Komplikasyon
Karanlık; Karakter Kusagakure ile Riaru arasında geçen savaşta yoğun zihinsel saldırılara maruz kalmıştır. Saldırılar sebebiyle, karakter karanlık ortamlarda sanrılar görmektedir.
Karakter yoğun çabalar sonucunda sanrıları bir nebze de olsa def edebilmeyi başarmıştır. Karakter eğer bir kaç metre önünü görebileceği bir ışık kaynağına sahipse sandırlara negatif bir etki altında kalmadan karşı koyabilir. Bu mesafenin altında, karanlık karaktere ne kadar yakınsa sanrıların şiddeti o kadar artar. Eğer karakter zifiri karanlıktaysa sanrılar standart kuvvetlerine ulaşır.
Sanrılar karaktere olmayan silüetler ve sesler şeklinde gelir. Bu sanrılar karakterin stres seviyesini hızla arttırır, rasyonel düşünmesini engelleyebilir. En ağır şeklinde karakterin bir ışık kaynağı bulana kadar kaçmasına sebebiyet verebilir.

Özellikler

Profil
Güç: 5
Çeviklik: 6
Kondisyon: 6
Potansiyel: 6
Varlık: 6
Zeka: 5

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 3
[Çeviklik] Akrobasi: 3
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 3
[Kondisyon] Form: 8 (2. Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 7 (1. Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 2
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 1


Kekkei Genkai
Dokuton; Kyousui No Yoroi
Atlama;Zırh Rekleksi

Ninjutsu
Suiton; Suiwa
Suiton; Mizurappa
Suiton; Bousen No Jutsu
Ninpou; Kage Bunshin no Jutsu
Ninpou; Shunshin
Ninpou; Otonaku Ashi no Jutsu
Ninpou; Kuchiyose no Jutsu; Hiyaki


Taijutsu
Shigure Stili (A-Rank)
Shigure Kenjutsu; Hadan
Shigure Kenjutsu; Hade
Suiseiki Stili (C-Rank)
Suiseiki: Kaidan


Genjutsu

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Katana; Kitsune (İyi Kalite) (Aile Yadigarı)
Kar Küresi (Görev Hatırası)
Özel Üretim Siyah Termal Tulum
Özel Üretim Matara
Özel Üretim Bacak Aparatı (x2)
Özel Üretim Koruyucu Gözlük
Minik El Feneri
Zippo Çakmak
2 Kan Hapı (Normal)
1 Çakra Hapı (Normal)
2 Kondisyon Hapı (İyi)
2 İyileştirici Hap (Normal)
1 Yemek Hapı (Normal)
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
2 Sis bombası (Normal Kalite)

User avatar
Kumo Sakuma
Posts:68
Joined:October 17th, 2018, 8:22 pm

Re: [Kasumikage Teki & Kumo Sakuma] Kılcal

Post by Kumo Sakuma » January 16th, 2019, 7:43 pm

Sakuma ve Teki'nin söylediği onca şeye rağmen çocuğun verdiği tek karşılık anlaşılmayan şeyler mırıldanmak olmuştu. Megumi'nin mağduriyeti hakkında bir açıklama elde edememiş olmak bir yana, Teki'nin Akatsuki hakkındaki tiradının iyi ya da kötü bir tepki bile almamış olması iyice sinirini bozmuştu. Etrafında olan biteni mantığına kabul ettirmek için, bu net bir cevap verememe durumunu çocuğun zaten yaptıklarına pişman olduğu için Teki'nin dediklerine hak vermesi, dolayısıyla üzerine diyecek bir şeyi olmamasına yordu. Günün sonunda, rehineleri oldukça itaatkar duruyordu, yolda pek sorun çıkarmayacağına ikna olmuştu Sakuma.

Tam yola çıkacaklarken Teki Sakuma'nın yanına gelerek üzerindeki patlayıcı parşömeni ona vermişti. Teki'ye geri dönmesini işaret verirken kendi parşömenini harcadığı için, ama daha da önemlisi yakın dövüşte bulunma ihtimali çok daha az olduğundan Sakuma'nın işine daha çok yarayacağı için. Sakuma, parşömeni belindeki çantaya atarak Teki'ye başıyla iyi olduğunu işaret etmişti, ardından Teki'nin omzuna hafifçe vurmuştu ve daha fazla oyalanmadan yola çıkmışlardı.

Yanlarındaki kaçak yüzünden ilerleyebileceklerinden biraz daha yavaş gidiyorlardı aslında. İyi hırpalamıştı Sakuma adamı, bunu düşünerek gururla gülümsemeye başladı. İstediği kadar pişman olsun, istediği kadar af dilesin; önce köyüne, sonra da arkadaşına ihanet etmiş, doğru kararı verememiş, iki sözünü de tutamamış bir yıkıktı bu adam. Ve ona ağzının payını vermiş olmak Sakuma'ya keyif veriyordu. Bunun dışında yol boyunca pek bir hareketlilik olmadı, bir yaramazlık çıkmadı. Ta ki Teki daha önceden kaçan adamı takip ettiği yere yaklaştıklarını söyleyerek bir anda sessizliği bozana kadar. Bu demek oluyordu ki, ikinci adam da büyük ihtimalle sığınağa doğru gidiyordu Teki onu takip ederken. Vardıklarında onunla orada karşılaşma ihtimalleri yüksekti ve büyük ihtimalle bir dövüş başlayacaktı. Mental olarak hazırdı.

Sakuma ve Teki'yi içine alan atmosfer biraz daha ağırlaşmıştı bu bilgiyle, bir tuzağa doğru kendi istekleriyle ilerliyor olabilecekleri ihtimaliyle, ancak bir süre daha sessizce ilerlediler. Ardından Teki tekrar sessizliği bozdu ve kaçan adamı takip etmeyi burada bıraktığını söyledi. Karşılarında gür bir ağaçlık alan vardı, Teki'nin neden girmeye tereddüt ettiğini rahatlıkla anlayabiliyordu Sakuma. Hatta artık 2 buçuk kişi olmalarına rağmen, Sakuma'nın bile bir yanı ilerlemekte tereddüt ediyordu. Rehinelerinin yalan söylediğini düşünmüyordu, ama kaçan adamın olası istenmeyen ziyaretçiler için bir karşılama hazırlamadığının bir garantisi yoktu. Gerçi Teki kararını vermiş gibi duruyordu, Sakuma sadece çok kısa bir anlığına tereddüt yakalayabilmişti suratında. Teki'nin ardından koruluğa daldı sorgulamadan.

Bir mağaranın girişine gelmişlerdi kısa bir süre sonra. Ağaçların arasında daldıktan sonra neyse ki korktukları gibi bir sürprizle karşılaşmamışlardı, vaadedilen saklanma yeri de onları karşılamıştı şimdi. Kaçak vereceği şeyin mağarada olduğunu, ama arkadaşının da büyük ihtimalle içeride olduğunu söyleyerek uyardı ikiliyi. Yola devam ederken yaşadığı tereddüt ve koruluğa girerken yaşadığı tereddütten çok daha büyüktü bu sefer Sakuma'yı kucaklayan kararsızlık, artık yolun sonuna gelmişlerdi. Mağaraya girdikten sonra bunun geri dönüşü yoktu ve bir tuzağa düşseler bile savaşarak kurtulmaktan başka bir çareleri olmayacaktı. Tuzağa doğru bile isteye yürümemek onların seçimiydi tabii ki, ama kaçağın onlara vereceği şeyin ne olduğunu bilmedikleri için, geri dönerlerse neyi kaybedeceklerini bilmiyorlardı. Sakuma'nın elinden kaçırmak istemediği bir fırsattı bu mağaradaki şey her neyse onu elde etme fırsatı, pes etmeyecekti o yüzden. Teki'ye dönerek "Giriyoruz." dedi. Ardından Teki mağaraya önce rehinelerinin gireceğini açıkladı ve kaçağı kararlılıkla takip etti, Sakuma ise olası bir saldırıya karşı uzak mesafe gözcüsü ve koruyucusu olarak arkalarından takip etti.

Mağaraya girdikleri andan itibaren Sakuma havada bir ağırlık hissetmeye başladı, ama genel olarak kapalı bir ortama girmiş olmalarının getirdiği bir şey de olabilirdi bu. Minik bir koridoru takip ediyorlardı ve bu koridor her nereye açılıyorsa oranın loş aydınlatması sızıyordu buraya, büyük ihtimalle bir ateşten geliyordu. Teki oldukça gerilmiş ve tetikte görünüyordu, kaçağın ensesine yapışmıştı ve Kitsune olası bir tehlikeye karşı hazırda bekliyordu. Sakuma ise sürekli olarak gözleriyle etrafı tarıyor, loş ışığın minik sızıntısında bir şeyler görmeye çalışıyordu. İlerledikçe müzikal bir ses duymaya başladılar, hafif bir ses. Ateşin çıkardığı minik çıtırtı seslerine karışan bir mırıldanma.

Koridoru bitirip loş ışığın kaynağının da bulunduğu geniş bir alanda buldular kendilerini - ama bu yeni mekanı algılamaları biraz uzun sürdü. Her yer inanılmaz dağınıktı, inanılmaz. Sağdan soldan topladıkları, daha doğrusu çaldıkları, her şey ortalıktaydı ve düzensizce sağa sola saçılmıştı. Sakuma'nın dikkatini özellikle çeken bir durum vardı; her yer pislik içinde sargı bezleriyle doluydu. Kana bulanıp kurumuş ve büzüşmüş, simsiyah olmuş ve mide bulandırıcı derecede irine bulanmış sargı bezleri. Biraz daha göz gezdirdiğinde ise ilgisini çok daha çeken başka bir şey bulmuştu. Ateşin yanında bembeyaz bir kız yatıyordu. Her şeyin koyu bir sarıya boyandığı bu loş ortamda bile bembeyaz görünmeyi başarmak zordu. Aydınlıkta, kızın damarlarının uzaktan bile rahatlıkla seçilebileceğini tahmin etmek ise hiç zor değildi. Sakuma'nın zaten gün ışığında bile simsiyah olduğunu tahmin ettiği saçları, doğru düzgün bir ışık kaynağının yokluğu sebebiyle neredeyse bir kara delik gibi etraftaki tüm ışığı emiyordu ve bu solgun tenle müthiş bir tezat oluşturuyordu. Ancak renklere çok fazla takıldığını fark etti kızın suratındaki acı ifadesini gördüğünde. Çok zayıf ve çok solgundu, kesinlikle normal durmuyordu. Ardından asıl can alıcı detay bir şimşek gibi çaktı beyninde. Sol kolu yoktu. Sol omzundan itibaren gövdesine yayılan inanılmaz bir yara vardı, devasa. Başarısız bir şekilde tedavi edilmeye çalışıldığını anlamıştı sargıların uygulanma şeklinden. Etrafa saçılmış sargı bezlerinde iltihap izleri görmüştü, ama yaradaki iltihap hayal bile edilemeyecek bir korkunçluktaydı. Daha korkuncu ise bu zavallı kızın başına çökmüş ileri geri sallanarak bir şeyler mırıldanan garip adamdı. Teki'den kaçan adamdı bu. Tüyler ürpertici bir ayine benziyordu tüm her şey. Sakuma'nın gözleri kocaman açılmış, öylece bakakalmıştı. Bunu nasıl yorumlayacağını bilemiyordu. Belli ki kaçan adam onların gelmesiyle panik olmuşa benzemiyordu, ama kulaklarını kapatarak bir şeyler mırıldanmakla meşgul olduğu için orada olduklarının farkında olup olmadığını söylemek mümkün değildi.

Teki'nin ağzından dökülen "Kai?" ile dikkati Teki'ye kaydı. Gene genjutsuda olduğunu mu düşünüyordu? Tamam tedbirli olmak iyiydi de, bu kadarı da paranoyaya teslim olmaktı. Kaşlarını çatarak sağ eliyle Teki'nin ensesine bir tokat indirdi. "Salak!"

Teki'nin Ise'ye zavallı kızın yanından uzaklaşmasını söylemesinin ardından Teki'nin dediği gibi kızın durumunu tayin etmek amacıyla ateşin etrafından dolanarak Ise'nin yüzünü dönük olduğu taraftan kıza yaklaştı. Ise'nin ani bir saldırısına karşın gardını almıştı, temkinli ilerliyordu. Kıza çok fazla yaklaşmamaya ve yerdeki kan birikintilerine basmamaya dikkat etti. Bu yaranın iltihaptan ziyade zehirli olma ihtimali bile olabileceğini düşünüyordu. Kıza dikkatlice bakarak nefes alışının ne kadar güçlü olduğunu anlamaya çalıştı. Bu sırada Ise'nin veya rehinelerinin bir sorun çıkartmayacağını umuyordu ve onlardan gelecek cevabı çok merak ediyordu. Bu zavallı kız bu hale gelmeden neden kasabadaki insanlardan yardım istemediklerini merak etti, bu kaçakları düşman olarak görmedikleri çok belliydi çünkü. Tıbbi bir yardım istendiğinde kasaba sakinlerinin bu isteği geri çevirmeyeceklerine inanıyordu Sakuma. Eğer ortalık birbirine karışmaz ve ikili güzelce konuşarak cevap verirlerse, neden kasabadan yardım istemediklerini sormayı planlıyordu.
Image
Künye
İsim: Kumo Sakuma
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 180.000
Prestij: 4
Ün: 17
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Kurallar & Güçlenmek: Yaşadığı kayıpları, değer sarsılmasını ve benlik problemlerini unutmak için kendini görevlere ve shinobilik felsefesine vermiştir ve bu sayede ailesinin empoze ettiği hırsı ve mükemmeliyetçiliği köyün yararına kullanabileceğini fark etmiştir. Shinobi dünyasındaki kurallar daha sağlamdır, daha gerçektir. Onu yüzüstü bırakacak yalanlar yoktur. Ayrıca takımında verdiği kayıpların ardından, karşısına çıkan tüm tehlikelerle başa çıkabilecek kadar güçlü olmaya yemin etmiştir. Hem kendini, hem de tek dostu Teki’yi korumalıdır. Eğer çok iyi bir shinobi olursa, daha zor ve kritik görevleri yerine getirmesi gerekir – bunu da seve seve yapacaktır.

Komplikasyon
Karanlık: Karakter Kusagakure ile Riaru arasında geçen savaşta yoğun zihinsel saldırılara maruz kalmıştır. Saldırılar sebebiyle, karakter karanlık ortamlarda sanrılar görmektedir. Bu sanrılar genel olarak savaşla ilgili anıları içerirken, ileri seviyede korku nöbetlerine dönüşebilir. Karakter bu etkiler nedeniyle karanlık ortamlarda sağlıklı kararlar veremeyeceği gibi zihinsel kapasitesi düşmektedir. Özellik, komplikasyon etkilerinden kaçınıldığı sürece geçici olup; etkilerin yoğun bir şekilde görülmesi durumunda iyileşme süresi uzamaktadır.



Image



Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 5
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 2
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 3
[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 3
[Zeka] İzcilik: 1


Kontrat
Fuuma | B-Rank | Kaplan

Ninjutsu
Shunshin | D Rank | Ninpou
Kullanıcı bir elinin işaret ve orta parmağını dışarı açar ve vücudundaki chakraya odaklanır. Ardından, kullanıcı aşırı hızla hareket etme kabiliyetini kazanır. Genelde kullanıcıya bakan kişiler onun birden yokolduğunu görür, ancak teknik sadece aşırı hızdan oluşmaktadır. Kullanıcı çevresel etmenleri kullanarak hareketini gizler ve birden yerinde varolduğu izlenimini verir. Kullanıcı teknik ile chakrası yettiği sürece istediği mesafeyi katetebilir, ancak teknik süresince başka teknikleri kullanamaz ve saldırı yapamaz, bütün odağı tekniği açık tutmak üzerine olmalıdır. Teknik havada hareket etmek için kullanılamaz. Teknik kullanılarak rakibe hızlıca yaklaşılabilir ve uzaklaşılabilir, ancak avantajlı bir pozisyona geçmek aşırı derecede zordur, zira bir çok kişi Shunshin ile yapılan hareketi görebilir ve farkedebilir.

Hibashiri | C Rank | Katon
Kullanıcı Tora mührünü yapar ve hedefine odaklanır, ardından ayağını yere vurur. Ayağını yere vurduğu noktadan itibaren, hedefine doğru yerden hızlıca ilerleyen çizgisel bir alev kütlesi yollar. Bu kütle hedefine ulaştığında onu yakmaya ve alevlerin içine almaya çalışır. Alevlerin ısısı yüksektir. Yerde ilerleyen alev kütlesi manevra yapabilir veya hedef değiştirebilir. Alevlerin hareketi süresince Tora mührü bozulmamalıdır.

Endan | C Rank | Katon
Kullanıcı kısa bir el mührü serisi ardından ağzında yağ biriktirmeye başlar. Yeterince biriktirdikten sonra bu yağı hedefine tükürür. Yağ ağızdan fırladığı gibi alev alır ve bir alev topuna dönüşür. Kullanıcı, daha fazla chakra harcayarak ağzında topladığı yağı arttırabilir, böylece oluşacak olan alev topu daha büyük olur. Kullanıcı yarım metre çapında bir küreden daha fazla yağ toplayamaz. Ağzında topladığı yağı 3 parçaya kadar bölüp ayrı ayrı fırlatabilir veya yağı tek seferde tükürmek yerine bir kaç saniye boyunca püskürtebilir. Alev kütlesi 15 metreye kadar dağılmadan ilerleyebilir. Hedef ile buluşup hasar verdikten sonra yağlar ve alevler yok olur.

Gouryuuka no Jutsu | B Rank | Katon
Ninja Tora mührünü yaparak aşırı derin bir nefes alır. Bu nefes alınırken kullanıcının göğsünde bir şişkinlik belirir. Kullanıcı ardından bir ejderhanın kafasına benzeyen bir alev topunu ortaya çıkarır. Bu alev topu sıradan alev toplarından kütle olarak hemen hemen aynı olsa da daha sıcaktır. Ejderha başı şeklindeki alev topu püskürtüldüğü düzlemde ilerler ve önüne çıkacak şeyleri eritebilecek bir sıcaklığa sahiptir. Bunun yanısıra alev topunu ejderha başına benzemesini sağlayan kısımları az da olsa sert ve dirençlidir. Bu sayede ejderha başı ince yapıları delebilir ve hedefine doğru ilerlemeye devam eder.

Karyuu Endan | B Rank | Katon
Ninja uzun sayılabilecek el mühürleri serisini Tora mühründe bitirir ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefes ile birlikte kullanıcının göğsünün ve yanaklarının bir hayli şiştiği görülür. Kullanıcının aldığı nefesi tazyikli bir şekilde dışarıya salması ile bir alev oluşur ve oldukça hızlı bir şekilde ilerlemeye başlar. Kullanıcı ağzından nefesini tazyikli bir şekilde vermeye devam ettiği sürece alev hızla ilerlemeye devam eder. Alev, önüne çıkan herşeyi yakar ve yutar. Kullanıcının 20 metre önünde düz bir alandaki her şey etkilenir.

Kuchiyose no Jutsu
Kullanıcı baş parmağını ısırır ve kanatır, ardından o elini yere sertçe vurur ve odaklanır. Bir kaç saniye sonra, yaratık o alanda aniden belirir. Eğer yaratık yeterince büyükse, kullanıcı onu sürer pozisyonda çağırabilir. Bu şekilde çağrılan yaratıklar "Kai" mührü ile anında geri gönderilebilir. Kullanıcı yara almışsa baş parmağını ısırmak yerine halihazırda akan kanını da eline sürerek kullanabilir.



Taijutsu
Ayatsu Stili | B Rank
Kullanıcı tek bir hamlede iç organları iflas ettirebilecek hamleler yapmayı öğrenir. Göğse yapılacak sert ve yerinde bir hamle karşı tarafı nefessiz bırakabilir veya böbreklere yapılan bir hamle ile rakibin tüm vücuduna yayılacak bir acı dalgası oluşturulabilir ve dikkati dağıtılabilir. Hamlelerin mükemmel bir isabet oranı ile yapılması gereklidir.

Kaiganshou | B Rank
Kullanıcı dirseğini kullanarak kendini rakibe fırlatır ve rakibin göğsünü hedef alır. Eğer dirsek rakibin göğsüne isabet ederse, rakip geriye doğru fırlar ve nefessiz kalır. Kendini toparlamakta güçlük çeken rakip ardından gelecek saldırılara daha açık bir hale gelir. Saldırı çok büyük bir acı verdiği gibi eğer aşırı güçlü bir şekilde uygulanırsa kaburga kemiklerini bile kırabilir.


Genjutsu
Kuroshiki | D Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından tekniği aktif eder ve bir hedef seçer. Eğer bu hedef, kullanıcıya 15 metre veya daha yakındaysa, tekniğin etkisi altına girer. Tekniğin etkisi altında kalan hedeflerin herhangi bir duyusunu kullanıcı isteği doğrultusunda bozabilir. Gözler bulanık görmeye başlar, eller uyuşur, tad alınamaz, duyma mesafesi kısalır veya koku alamaz hale gelir. Duyurlar tamamen kapatılmaz, sadece bozulur. Yani hedef tamamen kör edilemez/sağır yapılamaz. Bu etkilerden aynı anda sadece 1 tanesi aktif edilebilir, ancak teknik bozulmadan bu etkiler arasında geçiş yapmak mümkündür. Maksimum 1 hedef bu tekniğin altında olabilir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Shibou no Jutsu | B Rank
Kullanıcı Tatsu el mührünü yapar ve o anda baktığı kişiyi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin altına girmek için hedefin kullanıcıya bakmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında olan kişi her 5 saniyede bir, kullanıcı tarafından hunharca öldürüldüğünü görür. Bu görüntüler 2 saniye sürer ve aşırı derecede gerçekçidir. Kullanıcı eğer isterse görüntüleri istediği gibi ayarlayabilir. Hedef git gide konsantrasyonunu kaybeder ve kullanıcıdan korkmaya başlar. Kötü ve rahatsız edici hisleri kullanıcı ile bağdaştırır. Savaş alanında kişilere göz dağı vermek, konsantrasyonlarını bozmak ve gerçeklik ile illüzyon arasındaki bağı koparmak için kullanılır. Diğer şartlar altında, işkence yapmak için kullanıldığı bilinmektedir. Teknik 2-3 dakika kadar açık kalır, ardından tekrar uygulamak gerekir.

Omotsuki | A Rank
Kullanıcı uzun bir el mührü dizisi uyguladıktan sonra tekniğin etkisi altına almak istediği kişiyi boğazından yakalar. Hedefin gözleri aniden kullanıcının gözleri ile kenetlenir ve teknik başlar. Kullanıcı, teknik süresi boyunca hedefin anılarını gezebilir ve diğer eliyle bir başkasına dokunarak bu anıları aktarabilir, bu anıları zihnine kaydedebilir. Teknik, 1 haftaya kadar olan taze anılara çok fazla zorluk yaşamadan ulaşabilir ancak daha geriye gidildiğinde anılar bulanıklaşmaya başlar. En eski anılar ise sadece bir duygu parçası olarak algılanır. Teknik süresi boyunca hedef uyuşmaz veya teknik onu zaptetmez, bu durumu kullanıcının bir şekilde çözmesi gerekir. Genel olarak hedef önce bağlanır, ardından kullanıcı tekniği uygular. Uyuyan kişilere teknik uygulanabilir, bu varyasyonda kullanıcı elini hedefin alnına koyar ve tekniği başlatır. Göz kontağına ihtiyaç yoktur. Eğer kişi baygınsa teknik kullanılamaz. Hedef kişi, eğer uyumuyorsa anılarına ulaşıldığının farkında olur.


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Tantou (İyi Kalite)
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
2 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
2 Sis bombası (Normal Kalite)
2 Kondisyon Hapı (İyi Kalite)
2 Chakra Hapı (Normal Kalite)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kasumikage Teki & Kumo Sakuma] Kılcal

Post by GM - Naruto » January 17th, 2019, 3:18 am

Off Topic
Bir önceki GM'likte NPC'nin adını sormuş olmanıza rağmen gözümden kaçmış, o GM'liğin başına ekledim.

Ayrıca yeniden;
Teki’nin genjutsu bozma hamlesi, yeniden başarısız oluyor. Ortada herhangi bir genjutsu olmadığına kanaat getiriyorsunuz ikiniz de. Kasvetli ve karanlık ortam, adeta bir korku filmi setinde gibi hissetmenize sebep oluyor. Ancak ortamdaki hakim tema yalnızca korku değil. Çirkin görüntünün içinde bir yerlerde, keder hissediyorsunuz. Derin ve ağır bir keder. Kulaklarını kapatmış, histerik bir halde ninni mırıldanan kaçak shinobi aranızdaki kısa etkileşimi farketmiyor. Sizden tamamen bağımsız olarak ise, mırıldanan başka bir ses duyuyorsunuz yakınınızda. “Ise..” Rehininiz olan kaçak shinobinin ağzından dökülen bu tek kelime, pek çok farklı mana ifade ediyor zihinlerinizde. Hüzün, pişmanlık, kararsızlık, biraz da dinmemiş bir öfkenin tınıları. Bu esnada, olayın ilk şokundan kurtuluyorsunuz. Ancak kızı görmenizle birlikte hafızanızda parça parça bir şeyler belirmeye başlıyor. Kusagakure shinobisi geninler. Akademi öğrencisiyken izlemeye gittiğiniz chuunin sınavında sırt sırta mücadele eden bir takım. Senpaileriniz. Ise, Furukawa, ve... Haruka.

Hemen ardından, Teki adının Furukawa olduğunu öğrendiğiniz rehin kaçakla temasını kesip katanasını ona doğru doğrultuyor ve sorusunu soruyor. Ancak kaçak shinobi, cevap vermeye yeltenmiyor bile. Yaptığı tek şey dehşet içerisinde manzarayı izlemeye devam etmek. Odağının yalnızca Ise olmasından, mağaranın genel haline alışkın olduğu izlenimine kapılıyorsunuz. Asıl şok olduğu nokta, Ise’nin hali gibi görünüyor. Teki bu esnada Ise’ye sesleniyor tehdit edercesine. Bu sesle birlikte, mırıltının ve garip periyodik hareketin kesildiğini görüyorsunuz. Yavaşça kafasını çeviriyor yere çökmüş olan kaçak shinobi size doğru. Ve sizi görmesiyle birlikte bir korku kaplıyor yüzünü. Hareket etmeye yeltenmiyor başta. Ta ki Furukawa’nın da orada olduğunu farkedene kadar. Korkunun yerini, inanılmaz bir hızla öfkenin aldığını görüyorsunuz. Farkettiğiniz bir diğer şey ise, Ise’nin gözlerindeki delilik. Sakuma, Ise’nin dikkatinin Furukawa’ya yönelmesiyle birlikte seri adımlarla genişten alarak ateşin diğer tarafına, yerde yatan kızın yanına ilerliyor. Birkaç saniye boyunca, kor gibi yanan bir öfkeyle bakıyor Ise Furukawa’ya. Ardından korkunç bir çığlık atarak ayağa fırlıyor ve Teki-Furukawa ikilisine doğru koşmaya başlıyor. Teki, vahşi ve kuduz bir hayvan gibi üzerine koşmakta olan kaçak shinobiyi karşılamak ve belki de öldürücü bir darbe vurmak amacıyla pozisyon alıyor. Ancak herhangi bir hamle yapmasına gerek kalmadan, ani bir hareketlilik oluyor dibinde. Teki’nin kontrolünden çıkmış olan Furukawa da ileri atılıyor ve kendisine doğru bilinçsizce koşmakta olan Ise’nin ağzının ortasına bir yumruk geçiriveriyor! Darbenin etkisiyle yere savruluyor Ise. Teki ise ikilinin arasındaki bu garip karşılaşmayı yalnızca izlemekle yetinebiliyor. Sakuma, kıza yaklaştıkça pis bir koku doldurmaya başlıyor burnunu. Kokunun yaradan geldiği aşikar. Kızın nefes alışverişi ise, oldukça zayıf. Ölmeye yüz tutmuş. Beklemediği çarpışma, Sakuma’nın da dikkatini ikiliye yönlendiriyor ve kızdan çekiyor bakışlarını.

Yere yapışan Ise, ağzından salyalar saçarak bağırmaya başlıyor: “APTAL PİÇ! HAİN!” Furukawa’nın buna yanıtı, Ise’nin üzerine atlayıp suratına bir yumruk daha indirmek oluyor. Ise’nin deliliği yalnızca gözleriyle sınırlı kalmamaya başlıyor bu noktada. Yüzünde korkunç bir ifade beliriyor ve tepinmeye başlıyor. Furukawa, bir yumruk daha atıyor Ise’nin suratına. Bu esnada onun da haykırdığını duyuyorsunuz: “YETER! ISE! YETER! BİTTİ ARTIK!” Tepki veremiyorsunuz. Furukawa bir yumruk daha geçiriyor Ise’nin suratına. Yavaş yavaş, vücudundaki seyirmeler azalmaya başlıyor Ise’nin. Şok içinde, Furukawa’ya bakıyor. Ondan böylesi bir tavrı hiç beklemediği yüzünden okunabiliyor kolaylıkla. Furukawa daha sakin, ve çok daha hüzünlü bir sesle konuşmaya başlıyor yeniden: “Sınırı çoktan aştık Ise. Güç, şöhret, para, macera, adrenalin. Hayaller. Yeterli değildik, kabullenmeliydik, inat etmemeliydik.” İkili birkaç saniye boyunca birbirine bakıyor. Ise’nin dudaklarının titremeye başladığını görüyorsunuz: “Haruka. Ölüyor. İzin vereme-“ Furukawa sert bir şekilde lafını bölüyor Ise’nin: “ÖLÜYOR ÇÜNKÜ BOYUMUZU AŞAN İŞLER YAPMAYA ÇALIŞTIK! ÖLÜYOR ÇÜNKÜ SALAKTIK! ÖLÜYOR ÇÜNKÜ KÖYE DÖNMEYİ REDDEDİYORSUN!” Ise’nin yanıtı da bir haykırış oluyor: “GERİ DÖNELİM DE BİZİ HAPSE TIKSINLAR DİYE Mİ? HARUKA’YI ÖLÜME TERK ETSİNLER DİYE Mİ?” Yeniden tepinmeye başlıyor. Furukawa bu kez, sağlam bir kafa darbesi gömüyor Ise’nin suratına. Ise acıyla inlerken, Furukawa konuşmaya başlıyor: “Sen iyi bir liderdin Ise. Doğal liderimiz. Kararların güvenilirdi. Sözün doğruydu. Düşüncelerin mantıklıydı. Sırtımı sana dayadığım zaman asla yenilmeyecekmişiz gibi hissederdim. Artık seni tanıyamıyorum. Haruka'yı kurtarmayı senden daha az istediğimi mi sanıyorsun? Biz bir takımdık. Sen Haruka'ya aşık olup kafayı sıyırana kadar. Beni dövüşün ortasında bıraktın ve siktir olup gittin, şimdi de hain benim ha?" Yere oturur pozisyonda dikeliyor ve az öncekinin aksine kollarını iki yana salıyor Furukawa. Bıkkınlığını, yorgunluğunu hissedebiliyorsunuz. "Haruka en son ne zaman uyandı Ise? Dört gün önce mi? Beş mi? Gitmeliydik. Sana söyledim. Defalarca söyledim. Bu eğitimi bile tam olmayan basit bir medic-nin’in çözebileceği bir şey değildi. O kadar fedakarlık yapmasına rağmen hiç bir işe yaramadı. Haruka’nın bu saatten sonra iyileşmesi imkansız. Onu sen öldürdün, Ise.” Sırtüstü yerde yatan shinobi, son sözlerin ardından çıldırmışçasına tepinmeye başlıyor. Bacaklarıyla Ise’yi yere sabitleyen Furukawa, bu tepkiye hazırlıksız yakalanıyor ve Ise eline alıyor üstünlüğü. Furukawa’yı ittiği gibi üstüne çıkıyor ve boğazını sıkmaya başlıyor. İkiniz birden, ani gelişme karşısında olaya müdahil olmak amacıyla birer adım ileri çıkıyorsunuz. Tam bu esnada, mağaranın içinde, koridor tarafından farklı bir ses yankılanıyor. Tanıdığınız, ancak bir türlü şuanki ortama uyduramadığınız bir ses: “Furukawa-san! Ise-san! Lütfen durun!”

Ise aniden duruyor ve hepiniz birlikte, koridora doğru bakmaya başlıyorsunuz. Siz ikiniz, gördüğünüz manzarayı algılayamıyorsunuz bir türlü. Kimonolu, bir elinde güneş şemsiyesi olan, diğer eli göğsünün üzerinde, cılız ve solgun, gözleri yaşlarla dolu bir kız; Megumi.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kumo Sakuma
Posts:68
Joined:October 17th, 2018, 8:22 pm

Re: [Kasumikage Teki & Kumo Sakuma] Kılcal

Post by Kumo Sakuma » January 19th, 2019, 1:38 pm

Yaradan yayılan koku dayanılmazdı. Ateşin yanında uzanan kıza yaklaştıkça inanılmaz bir kokunun menziline girmiş halde bulmuştu kendini. Bu kadar güçlü ve baskın bir kokunun hala tüm mağarayı kaplamamış olması şaşırtıcıydı. En aromatik ve etkili güzel kokularla maskelenmeye çalışılsa bile rahatlıkla baskın çıkabilecek bir kokuydu ve Sakuma'nın ciğerlerine doluyordu. Hiç rahat bir durum değildi. Koku burnundan vücuduna girdikçe Sakuma'nın akciğerlerine de enfeksiyon bulaştırabilecekmiş gibi hissettiriyordu.

Kızın solunumu oldukça zayıflamıştı. Dikkatli bakmasa gerçekten anlayamazdı göğsünün her cılız nefesle yükselip alçaldığını. Açıkçası Sakuma'nın pek umudu yoktu bu kızın kurtarılabileceğine dair. Bu hale nasıl geldiğini bilmiyordu ama doğru müdahale uygulanmayan biri için iyi bile dayandığı çok belliydi. Böylesine bir enfeksiyonun geri dönüşü pek mümkün gözükmüyordu.

Kızın solgun beyaz yüzünü ve simsiyah saçlarını tekrar inceledi. Mağaraya girdikten sonra karşılaştıkları manzaranın öncül şokunu atlattığında ve ateşin yanında yatan kıza gerçek anlamda baktığında, kim olduğunu hatırlaması o kadar kısa sürmüştü ki, Sakuma kendini bile şaşırtmıştı. Tabii ya. Zaten biliyordu bu iki kaçağın aynı takımdan olduklarını, ama üçüncü takım üyesini bir türlü hatırlayamamıştı dövüş sırasında. Şimdi karşısında uzanıyordu üçüncüleri. Haruka. Hep birlikte büyümüş, hep birlikte dövüşmüş, hep birlikte kaçmışlardı. Sakuma nedense dövüştükleri ikiliyi köyün dışından üçüncü bir kişinin kandırdığını düşünmüştü, belki de öyle ummak istemişti. Bütün bir takım olarak kaçmak için zengin ve ünlü olma isteği yeterli olabilir miydi gerçekten? Birbirlerini gaza mı getirmişlerdi yoksa bir şey mi zorlamıştı onları kaçmaya? Küçükken izlemeye gittiği Chuunin sınavından hatırlıyordu bu üçlüyü. O zaman Sakuma'nın gözünde ideal shinobileri temsil ediyorlardı, ilerlenmesi gereken yolda ilerliyorlardı. Örneğin henüz akademi öğrencisi olan Sakuma bu sahneyi görse ne büyük hayal kırıklığına uğrardı. Gözünde yücelttiği, ama daha da önemlisi halk tarafından yüceltilen o shinobilerin nasıl yanlış kararlar verdiğini ve nasıl yoldan saptığını görse. Bunu şu anda peşlerinden gelmekte olan yeni nesil için dilemezdi. Demek ki insan sırf yaşı daha büyük diye daha doğru kararlar vermiyordu, sırf daha önce doğdu ve daha güçlü durumda diye örnek teşkil etmiyordu. Sakuma bunu zaten biliyordu gerçi. Yetişkinlerin yalancı dünyasını yıllar önce henüz bir çocukken çözmüştü ve o zamandan beri de bu dünyanın içinde, eskiden hayalini kurduğu şekilde var olmak için çalışıyordu. Sonuçta değişim bireyle başlardı. Tüm bu yalancı ve bozulmuş insanların dünyasında her şeyin doğrusunu biliyormuş ve her şey yolundaymış gibi davranmayarak, en azından etrafındaki insanlar için, daha gerçek bir dünya yaratabileceğini biliyordu. Dürüstlüğü ve açıksözlülüğü en büyük erdem olarak gören birinin, aşık olduğu genjutsu alanında ilerlemek için bir yalan söyleme ustası olması gerektiği ironisi ise, basitçe, hoşuna gidiyordu.

Sakuma bunları düşünürken, kokuyla midesi bulanmadan başa çıkmaya çalışırken ve bir yandan da önünde yatan zavallı kızın hayatını kurtarmanın bir yolunu bulmak için kafa patlatırken, beklenmedik bir gürültünün kopmasıyla dikkati mağaradaki erkeklere çevrildi. Tam da korktuğu gibi ortalık karışmıştı.

Aslında çok belliydi bir şeylerin patlak vereceği. Sakuma'nın biraz geç de olsa adını sormayı akıl ettiği kaçak Furukawa'nın öfkesi, Ise onu bırakıp gittiğinden beri yalnızca büyüyordu. Yediği tehditler, fiziksel olarak perişan halde olması, Teki'nin Kitsune'yi gırtlağına dayaması... Hiç birine bana mısın dememişti. İhanete uğramışlık hissi ve bunun getirdiği öfke, gözlerine kalın bir perde indirmişti. Ve bu öfke öyle çocukça, kontrolsüz, gösterişli bir öfke değildi. Daha kötüsüydü. Olgun ve ölçülü, zaman geçtikçe derinleşen, sinsi bir öfkeydi. Sakuma ve Teki'ye birere yabancı oldukları için yansımamış ancak hedefiyle yüzyüze geldiği anda tüm ihtişamıyla bir volkan gibi patlayacak bir öfke. Şu anda da bu yaşanıyordu. Ise hala tüyler ürpertici bir şekilde mırıldanarak ileri geri sallanmaktayken, Furukawa'nın onu ilk gördüğü an kendini tutamayıp adını söyleme şeklinden de belliydi bu. Sadece iki hece olan bu mırıldanma, iki heceden çok daha fazlasını sermişti ortaya. Durgun bir hüzün, büyük bir pişmanlık, üstü kapalı bir kararsızlık ve benliğinin altında fokurdamaya devam eden bu öfke. Ise'nin gözlerindeki öfke ise Furukawa'nınkine çok benzerdi. O da aynı şekilde ihanete uğradığını hissediyor olmalıydı Sakuma ve Teki'yi buraya getirdiği için. Büyük ihtimalle Furukawa'yı bırakıp kaçması da Haruka'nın yanına yetişmesi gerektiği için kendi bakış açısından haklı bir eylemdi, dostuna karşı işlemiş olduğu bir ihanet değil.

Ise ve Furukawa'nın çarpışma anında Ise'nin ağzına yediği yumrukla yere yapışması ise büyük bir yüzleşmenin yanlızca başlangıcıydı. Tam bu noktada tüm atmosfer değişmişti. Mağaraya girdiklerinden beri bir korku filminin içindeymiş gibi hisseden Sakuma, artık farklı bir genre içerisindeydi. Düpedüz bir pembe dizi senaryosuydu bundan sonra gerçekleşenler, oyunculuklar ve diyaloglar dahil. Aşk, ihanet, ölüm, pişmanlıklar.

Özetlemek gerekirse; boğaz yırtan bağrışmalar, salya sümük ve boğuşarak yumruklaşmalar eşliğinde Furukawa ve Ise birbirlerini yanlış yolda olduklarına dair ikna etmeye çalışıyorlardı. Görünüşe göre işe bir de Ise-Haruka aşkı dahildi ve içinde bulundukları karmaşık olaylar düğümüne de bu aşk olayı büyük bir katkıda bulunmuş gibi duruyordu. İkisini de ele geçiren delilik yalnızca gözlerinden ve söylediklerinden değil, vücutlarından da anlaşılıyordu. Ise'nin yanında Furukawa çok daha aklı başında duruyordu gerçi. Sakuma'nın gözünde hala potansiyeli düşük biriydi, ama en azından potansiyelinin düşük olduğunu kabulleniyordu. Ise ise verdiği karardan geri adım atmayacak gibi duruyordu, bu inat da beyninin devreye soktuğu bir korunma mekanizması olmalıydı. Eğer hata yaptığını kabul ederse, büyük ihtimalle tüm ruhu parçalanırdı.

Boğuşmanın başından beri Furukawa üstünlüğü elinde tutuyordu ve zaten Teki ile Sakuma'nın yapacağı gibi Ise'yi pes edip köye geri dönmeye ikna etmeye çalıştığından müdahale etmeyerek, bu iki dostun arasındaki problemleri çözmesine izin vermek adına geride duruyordu Teki ve Sakuma. Ancak bir anda Ise'nin Furukawa'yı üzerinden atarak üstünlüğü ele geçirmesiyle hareketlenmişlerdi. Sakuma tam Kuroshiki kullanmanın Ise'nin dikkatini dağıtmaya yeterli olup olmayacağını değerlendirirken, ikiliyi durduran bambaşka bir şey oldu. Tanıdık bir ses, durmaları için Furukawa ve Ise'ye isimleriyle hitap etmişti. Bunun karşısında Sakuma'nın tek yapabildiği, bakışlarını sesin geldiği koridora çevirmek oldu. Bu görevde cılız ve solgun kızların sonu asla gelmiyordu, karşılarında hancı Torza-san'ın biricik torunu Megumi duruyordu. İlk anda idrak edememişti, bu sesi ve görüntüyü bulundukları mekana yakıştıramamıştı zihni ve bu yüzden biraz bocalamıştı.

Suratına önce suratına şaşkınlığın yerleştiğini hissetti göz kapakları iyice açılırken, ardından Teki'ye baktı onun neler olup bittiğini anlamış olduğunu umarak. Neler oluyordu? Pembe dizinin bölüm sonundaki gizli kahramanı da ortaya çıkmıştı şimdi. Olayla bir alakası olmadığı izlenimini veren ama tüm ipleri elinde bulunduran kahramanımız Megumi miydi? Bu kaçaklarla bir şekilde arkadaş olmuştu da onları korumaya mı karar vermişti çok iyi birisi olduğu için? İlaçlarını Haruka'yı kurtarabilmeleri için mi onlara vermişti? Hancının bu kaçakları şikayet ederken torununun onları tanıdığından haberi var mıydı? Bu hasta ve cılız kız buraya kadar tek başına nasıl gelmişti? Bunlara benzer onlarca soru aklında hızla dönüyordu ve bir sonraki bölüme kadar hiç birine cevap alamayacaktı.

Teki'ye baktı. Şaşkınlıktan neredeyse gözleri seğiriyordu ve büyük ihtimalle o da bu gizemi aydınlatmak için can atıyordu. Zaten burada olup biteni 3 saniye içinde gürültülü bir şekilde sorgulayacağından emindi Sakuma, bu yüzden spot ışığını Teki'ye bırakarak dizisini izlemeye devam etti kenardan. Gözlemleyecek çok fazla dinamik vardı ve bundan zevk alıyordu.
Image
Künye
İsim: Kumo Sakuma
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 180.000
Prestij: 4
Ün: 17
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Kurallar & Güçlenmek: Yaşadığı kayıpları, değer sarsılmasını ve benlik problemlerini unutmak için kendini görevlere ve shinobilik felsefesine vermiştir ve bu sayede ailesinin empoze ettiği hırsı ve mükemmeliyetçiliği köyün yararına kullanabileceğini fark etmiştir. Shinobi dünyasındaki kurallar daha sağlamdır, daha gerçektir. Onu yüzüstü bırakacak yalanlar yoktur. Ayrıca takımında verdiği kayıpların ardından, karşısına çıkan tüm tehlikelerle başa çıkabilecek kadar güçlü olmaya yemin etmiştir. Hem kendini, hem de tek dostu Teki’yi korumalıdır. Eğer çok iyi bir shinobi olursa, daha zor ve kritik görevleri yerine getirmesi gerekir – bunu da seve seve yapacaktır.

Komplikasyon
Karanlık: Karakter Kusagakure ile Riaru arasında geçen savaşta yoğun zihinsel saldırılara maruz kalmıştır. Saldırılar sebebiyle, karakter karanlık ortamlarda sanrılar görmektedir. Bu sanrılar genel olarak savaşla ilgili anıları içerirken, ileri seviyede korku nöbetlerine dönüşebilir. Karakter bu etkiler nedeniyle karanlık ortamlarda sağlıklı kararlar veremeyeceği gibi zihinsel kapasitesi düşmektedir. Özellik, komplikasyon etkilerinden kaçınıldığı sürece geçici olup; etkilerin yoğun bir şekilde görülmesi durumunda iyileşme süresi uzamaktadır.



Image



Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 5
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 2
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 3
[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 3
[Zeka] İzcilik: 1


Kontrat
Fuuma | B-Rank | Kaplan

Ninjutsu
Shunshin | D Rank | Ninpou
Kullanıcı bir elinin işaret ve orta parmağını dışarı açar ve vücudundaki chakraya odaklanır. Ardından, kullanıcı aşırı hızla hareket etme kabiliyetini kazanır. Genelde kullanıcıya bakan kişiler onun birden yokolduğunu görür, ancak teknik sadece aşırı hızdan oluşmaktadır. Kullanıcı çevresel etmenleri kullanarak hareketini gizler ve birden yerinde varolduğu izlenimini verir. Kullanıcı teknik ile chakrası yettiği sürece istediği mesafeyi katetebilir, ancak teknik süresince başka teknikleri kullanamaz ve saldırı yapamaz, bütün odağı tekniği açık tutmak üzerine olmalıdır. Teknik havada hareket etmek için kullanılamaz. Teknik kullanılarak rakibe hızlıca yaklaşılabilir ve uzaklaşılabilir, ancak avantajlı bir pozisyona geçmek aşırı derecede zordur, zira bir çok kişi Shunshin ile yapılan hareketi görebilir ve farkedebilir.

Hibashiri | C Rank | Katon
Kullanıcı Tora mührünü yapar ve hedefine odaklanır, ardından ayağını yere vurur. Ayağını yere vurduğu noktadan itibaren, hedefine doğru yerden hızlıca ilerleyen çizgisel bir alev kütlesi yollar. Bu kütle hedefine ulaştığında onu yakmaya ve alevlerin içine almaya çalışır. Alevlerin ısısı yüksektir. Yerde ilerleyen alev kütlesi manevra yapabilir veya hedef değiştirebilir. Alevlerin hareketi süresince Tora mührü bozulmamalıdır.

Endan | C Rank | Katon
Kullanıcı kısa bir el mührü serisi ardından ağzında yağ biriktirmeye başlar. Yeterince biriktirdikten sonra bu yağı hedefine tükürür. Yağ ağızdan fırladığı gibi alev alır ve bir alev topuna dönüşür. Kullanıcı, daha fazla chakra harcayarak ağzında topladığı yağı arttırabilir, böylece oluşacak olan alev topu daha büyük olur. Kullanıcı yarım metre çapında bir küreden daha fazla yağ toplayamaz. Ağzında topladığı yağı 3 parçaya kadar bölüp ayrı ayrı fırlatabilir veya yağı tek seferde tükürmek yerine bir kaç saniye boyunca püskürtebilir. Alev kütlesi 15 metreye kadar dağılmadan ilerleyebilir. Hedef ile buluşup hasar verdikten sonra yağlar ve alevler yok olur.

Gouryuuka no Jutsu | B Rank | Katon
Ninja Tora mührünü yaparak aşırı derin bir nefes alır. Bu nefes alınırken kullanıcının göğsünde bir şişkinlik belirir. Kullanıcı ardından bir ejderhanın kafasına benzeyen bir alev topunu ortaya çıkarır. Bu alev topu sıradan alev toplarından kütle olarak hemen hemen aynı olsa da daha sıcaktır. Ejderha başı şeklindeki alev topu püskürtüldüğü düzlemde ilerler ve önüne çıkacak şeyleri eritebilecek bir sıcaklığa sahiptir. Bunun yanısıra alev topunu ejderha başına benzemesini sağlayan kısımları az da olsa sert ve dirençlidir. Bu sayede ejderha başı ince yapıları delebilir ve hedefine doğru ilerlemeye devam eder.

Karyuu Endan | B Rank | Katon
Ninja uzun sayılabilecek el mühürleri serisini Tora mühründe bitirir ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefes ile birlikte kullanıcının göğsünün ve yanaklarının bir hayli şiştiği görülür. Kullanıcının aldığı nefesi tazyikli bir şekilde dışarıya salması ile bir alev oluşur ve oldukça hızlı bir şekilde ilerlemeye başlar. Kullanıcı ağzından nefesini tazyikli bir şekilde vermeye devam ettiği sürece alev hızla ilerlemeye devam eder. Alev, önüne çıkan herşeyi yakar ve yutar. Kullanıcının 20 metre önünde düz bir alandaki her şey etkilenir.

Kuchiyose no Jutsu
Kullanıcı baş parmağını ısırır ve kanatır, ardından o elini yere sertçe vurur ve odaklanır. Bir kaç saniye sonra, yaratık o alanda aniden belirir. Eğer yaratık yeterince büyükse, kullanıcı onu sürer pozisyonda çağırabilir. Bu şekilde çağrılan yaratıklar "Kai" mührü ile anında geri gönderilebilir. Kullanıcı yara almışsa baş parmağını ısırmak yerine halihazırda akan kanını da eline sürerek kullanabilir.



Taijutsu
Ayatsu Stili | B Rank
Kullanıcı tek bir hamlede iç organları iflas ettirebilecek hamleler yapmayı öğrenir. Göğse yapılacak sert ve yerinde bir hamle karşı tarafı nefessiz bırakabilir veya böbreklere yapılan bir hamle ile rakibin tüm vücuduna yayılacak bir acı dalgası oluşturulabilir ve dikkati dağıtılabilir. Hamlelerin mükemmel bir isabet oranı ile yapılması gereklidir.

Kaiganshou | B Rank
Kullanıcı dirseğini kullanarak kendini rakibe fırlatır ve rakibin göğsünü hedef alır. Eğer dirsek rakibin göğsüne isabet ederse, rakip geriye doğru fırlar ve nefessiz kalır. Kendini toparlamakta güçlük çeken rakip ardından gelecek saldırılara daha açık bir hale gelir. Saldırı çok büyük bir acı verdiği gibi eğer aşırı güçlü bir şekilde uygulanırsa kaburga kemiklerini bile kırabilir.


Genjutsu
Kuroshiki | D Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından tekniği aktif eder ve bir hedef seçer. Eğer bu hedef, kullanıcıya 15 metre veya daha yakındaysa, tekniğin etkisi altına girer. Tekniğin etkisi altında kalan hedeflerin herhangi bir duyusunu kullanıcı isteği doğrultusunda bozabilir. Gözler bulanık görmeye başlar, eller uyuşur, tad alınamaz, duyma mesafesi kısalır veya koku alamaz hale gelir. Duyurlar tamamen kapatılmaz, sadece bozulur. Yani hedef tamamen kör edilemez/sağır yapılamaz. Bu etkilerden aynı anda sadece 1 tanesi aktif edilebilir, ancak teknik bozulmadan bu etkiler arasında geçiş yapmak mümkündür. Maksimum 1 hedef bu tekniğin altında olabilir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Shibou no Jutsu | B Rank
Kullanıcı Tatsu el mührünü yapar ve o anda baktığı kişiyi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin altına girmek için hedefin kullanıcıya bakmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında olan kişi her 5 saniyede bir, kullanıcı tarafından hunharca öldürüldüğünü görür. Bu görüntüler 2 saniye sürer ve aşırı derecede gerçekçidir. Kullanıcı eğer isterse görüntüleri istediği gibi ayarlayabilir. Hedef git gide konsantrasyonunu kaybeder ve kullanıcıdan korkmaya başlar. Kötü ve rahatsız edici hisleri kullanıcı ile bağdaştırır. Savaş alanında kişilere göz dağı vermek, konsantrasyonlarını bozmak ve gerçeklik ile illüzyon arasındaki bağı koparmak için kullanılır. Diğer şartlar altında, işkence yapmak için kullanıldığı bilinmektedir. Teknik 2-3 dakika kadar açık kalır, ardından tekrar uygulamak gerekir.

Omotsuki | A Rank
Kullanıcı uzun bir el mührü dizisi uyguladıktan sonra tekniğin etkisi altına almak istediği kişiyi boğazından yakalar. Hedefin gözleri aniden kullanıcının gözleri ile kenetlenir ve teknik başlar. Kullanıcı, teknik süresi boyunca hedefin anılarını gezebilir ve diğer eliyle bir başkasına dokunarak bu anıları aktarabilir, bu anıları zihnine kaydedebilir. Teknik, 1 haftaya kadar olan taze anılara çok fazla zorluk yaşamadan ulaşabilir ancak daha geriye gidildiğinde anılar bulanıklaşmaya başlar. En eski anılar ise sadece bir duygu parçası olarak algılanır. Teknik süresi boyunca hedef uyuşmaz veya teknik onu zaptetmez, bu durumu kullanıcının bir şekilde çözmesi gerekir. Genel olarak hedef önce bağlanır, ardından kullanıcı tekniği uygular. Uyuyan kişilere teknik uygulanabilir, bu varyasyonda kullanıcı elini hedefin alnına koyar ve tekniği başlatır. Göz kontağına ihtiyaç yoktur. Eğer kişi baygınsa teknik kullanılamaz. Hedef kişi, eğer uyumuyorsa anılarına ulaşıldığının farkında olur.


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Tantou (İyi Kalite)
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
2 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
2 Sis bombası (Normal Kalite)
2 Kondisyon Hapı (İyi Kalite)
2 Chakra Hapı (Normal Kalite)
User avatar
Kasumikage Teki
Kusagakure
Kusagakure
Posts:343
Joined:October 22nd, 2018, 2:54 am
Künye:

Re: [Kasumikage Teki & Kumo Sakuma] Kılcal

Post by Kasumikage Teki » January 19th, 2019, 7:43 pm

Ortama halen alışamamıştı Teki. Ise'ye, Sakuma'ya ve Furukawa'ya söyledikleri bittiğinde bile halen olayın şoku içerisindeydi. Görevin başından beri ne tahmin yapıyorsa yapsın, ters tepiyordu. Kendini istemsizce başarısız hissetmeye başlamıştı ve bu duygu sinirlenmesine yetiyordu. Az önce seslendiği Ise bile Teki'yi duymamış, söyledikleri ile ilgilenmemişti. Halen yaralı yatmakta olan kısın önünde sallanarak garip şeyler mırıldanıyordu. Az önce kenjutsu çekişmesi içerisinde olduğu kişi değildi karşısındaki sanki Teki'nin. Çok daha farklı biriydi. Dövüşten ziyade elindeki her şeyi kaybetmiş birisi gibiydi. Bırakmış, tüm her şeyi salmış ve hiçbir şey yapamayacağının bilincinde olan biri gibiydi. Halen algılayamıyordu durumu Teki. Tek yapabildiği Kitsune'yi daha sert kavrayarak kendini bir tık daha güvende hissettirmeye çalışmaktı. Zira tahmin edemiyordu artık. Bir saniye sonrasında bile ne olacağına dair bir düşüncesi yoktu. Dövüşmelerine gerek olacak mıydı? Yoksa görev burada bu halde sonlanacak mıydı? Kaçaklar teslim olacak mıydı? Yoksa halen bir tuzak ihtimali var mıydı?

O anda Teki'nin kafasında eski anılan canlanmaya başlamıştı. Kusugakure'de geçirdikleri eski günler. Sakuma ve Rei ile tanışması. Bir takım olmaları. Aoba-Sensei'in öğretileri ile kendilerine bir shinobi yolu belirlemeye çalışmaları. Yaptıkları antrenmanlar ve izleme şansı elde ettikleri ilk chuunin sınavı. O ana kadar farkına dahi varmamıştı Teki. Dövüşürken düşmanlarının yüzlerine yeteri kadar dikkat etmemişti. İsimlerini öğrendiğinde ise tam olarak o ana kadar herhangi bir zil çalmamıştı kafasında. Taa ki anılara gömülene kadar. Rei ve Sakuma ile beraber izleme şansı buldukları ilk chuunin sınavındaki, Kusagakure takımı canlandı kafasında. Senpaileri... Aynı Aoba'nın takımı gibi onlar da 1 kız ve 2 erkek üyeden oluşuyorlardı. Ise, Furukawa ve Haruka...

O zamanlar Ise'nin Kendo kullanıcısı olup olmadığını anımsayamıyordu. Furukawa'nın ise sümüklü bir çığırtkan olmadığına emindi. En azından hatırladığı kadarı ile. Haruka'nın ise güçlerine dair bir çıkarım yapamıyordu ancak takım olduklarını net bir şekilde hatırlıyordu. Beraber iyi işler başaran bir takım. Hatırlıyordu çünkü onları izlerken ne hissettiğini de anımsamıştı. Kendi takımına çok yakın gördüğü sempailerini izlerken hayran olduğunu hatırlamıştı Teki. Onlara özendiğini ve onlar gibi takımı ile beraber kendisini geliştirmek istediğini... Şimdi ise kader dalga geçer gibi onları karşı karşıya getirmişti. Kusagakure Takım 4 bir üyesi ile beraber kaptanını kaybetmişti. Sempaileri ile Haruka'yı kaybetmek üzerelerdi. Bir kez daha kısmen tarih tekerrür ediyordu. Hiç istememesine rağmen düşmanlarına karşı empati duymuştu Teki. Acılarını bir nebze olsa da anlayabilmişti o anda. Rei ve Aoba'yı kaybettiğini öğrendiğinde hissettiklerini hatırlamıştı ve şimdi gözünün önünde bir takım, üyelerinden birisinin ölümünü engelleyemiyordu. Çaresizce...

Teki'yi içine düştüğü düşüncelerinden çekip çıkaran şey ise Ise'nin çığlığı olmuştu. "Yine birileri bağırıyor..." diye düşünürken Ise'nin kendisine doğru koştuğunu görmesi ile birlikte Kitsune'yi savaşa hazır halde tutmaya ve düşmanını beklemeye başlamıştı. Ise dikkatsiz bir saldırı yapmak üzereydi. Ona karşı empati duygusu besliyor olsa bile kendini tehlikeye atmayacaktı Teki. Bu açık saldırıyı, son bir darbe ile engelleyecek ve Ise'nin işini bitirecekti. Katanası ile saldırısı yapmaya tam başlayacaktı ki, Furukawa ondan beklenmeyecek bir şekilde Ise'ye saldırmış ve ona indirdiği sağlam yumruğun ardından, üstüne atlayarak arkadaşını hareketsiz kılmıştı...

İki takım arkadaşı arasındaki aksiyonun başlaması ile beraber Teki'nin tek yapabileceği olayı izlemek olmuştu. Küfürler ve hakaretler havada uçuşuyordu. Birbirlerine durmadan ağır ithamlarda bulunan ikili, arada güzel bilgiler vermekten de çekinmemişlerdi. Ise, Haruka'ya aşıktı. Bu sebeple düşüncelerinin önüne duyguları geçiyordu. Aynı zamanda inatçı birisiydi ve bu sevdiği insanın büyük ihtimalle ölümüne sebep olacaktı. Teki, ikilinin kavgasının izlerken gözü Haruka'ya kaymıştı. Ani gelişen arbede sayesinde Sakuma, kızın yanına gidebilmişti. Biraz olsun içi rahatlamıştı Teki'nin. En azından Sakuma bir gözlem yapabilirdi bu durumda. Haruka her ne kadar gidici gibi dursa da, halen kurtarılma ihtimali olduğunu düşünüyordu Teki. Ya da bu ihtimalin var olduğuna kendisini inandırmak istiyordu. Zira bulundukları alan tamamen aksini belirtiyordu bu ihtimalin...

İkilinin arasındaki dövüş net olarak Furukawa'nın baskınlığı ile devam ediyordu. Hoş, tam olarak dövüş denemezdi buna. Furukawa zorla Ise'yi sakinleştiriyordu sanki. Gerçekleri onun yüzüne vurarak, içindeki mantıklı insanı ortaya çıkarmaya çalışıyordu. Fakat fazla dürüst davranmıştı. Haruka'nın ölüyor olmasından tamamen Ise'yi sorumlu tuttuğunu belirten cümlesi bittiği gibi Ise daha fazla çıldırmıştı. Ani bir hamle ile dostu Furukawa'yı devirmiş ve üstüne çıkarak boğazını sıkmaya başlamıştı. "Bu kadar izlemek yeter." diyerek şikayetini hafifçe dile getirdiği gibi ikiliye doğru ilerlemeye başlamıştı Teki. Ayrılmaları gerekliydi ve bunun nasıl yapılacağı önemli değildi. Daha önce hırpaladığı kişileri tekrar hırpalamaktan çekinmeyecekti...

“Furukawa-san! Ise-san! Lütfen durun!”

Tanıdık ancak ortamda olmaması gereken birisinin sesini duyduğunu işitmişti Teki. Sesin kime ait olduğunu da çıkaramamıştı. Tek emin olduğu daha önce bu sesi duymuş olduğuydu. İstemsiz bir refleks olarak Ise ve Furukawa'ya doğru ilerlemeyi bırakmış ve geldikleri koridora doğru dönmüştü. Ve o anda belki de görmeyi en son umduğu şeyi görmüştü Teki. Narin koto kızı... Hancı Torza'nın torunu ve görevin en başında Teki ile Sakuma'ya bilgi veren... Hayır! Yalan söyleyen kişi... Megumi...

Bir an gördüğü kişinin Megumi olmadığını ve kendisini kandırdığını düşündü. İstemsizce tekrar "Kai." yapmak istercesine elini yukarı doğru kaldırmaya bile başlamıştı ki, kızın güneş şemsiyesi her şeyi ele veriyordu. Karşılarında resmen Megumi vardı. Sinirlenmişti Teki. Yardım etmeye çalıştığı insan tarafından aptal yerine konmuştu ve siniri vücudundan dışarı taşmak üzereydi...

Daha rahat görebilmek ve emin olabilmek için yavaş adımlarla Megumi'ye yürümeye başlamıştı sözlerine ağızdan dökülürken;

"Megumi? Megumi sahiden sen misin? NE BOK YEMEYE BURADASIN ŞU ANDA SORABİLİR MİYİM ACABA? Şu ana kadar şüpheli kimse ile karşılaşmadığın için mi buradasın? Bize neden yalan söyledin Megumi? Kendi ilaçlarının kaybolmasını geçtim şurada yatmakta olan kişiyi kurtarabileceğini mi düşündün? Mantıkl bir cevap bekliyordum senden! Hemen!"
Image
ImageImageImage ImageImageImageImageImageImage


Künye
İsim: Kasumikage Teki
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Suiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 30.000
Prestij: 2
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Bilinmek ve Saygı duyulmak; Teki her zaman saygı duyulan bir insan olmaktan keyif almıştır. Her zaman daha güçlü olmak, tebrik edilmek ister. Bu yüzden de shinobiliğe çok önem verir. Her zaman kendisinin seviye olarak üstünde birileri olacağının bilincindedir ve bu duygu onun çalışmalarına daha fazla enerji harcamasına sebep olur.

Komplikasyon
Karanlık; Karakter Kusagakure ile Riaru arasında geçen savaşta yoğun zihinsel saldırılara maruz kalmıştır. Saldırılar sebebiyle, karakter karanlık ortamlarda sanrılar görmektedir.
Karakter yoğun çabalar sonucunda sanrıları bir nebze de olsa def edebilmeyi başarmıştır. Karakter eğer bir kaç metre önünü görebileceği bir ışık kaynağına sahipse sandırlara negatif bir etki altında kalmadan karşı koyabilir. Bu mesafenin altında, karanlık karaktere ne kadar yakınsa sanrıların şiddeti o kadar artar. Eğer karakter zifiri karanlıktaysa sanrılar standart kuvvetlerine ulaşır.
Sanrılar karaktere olmayan silüetler ve sesler şeklinde gelir. Bu sanrılar karakterin stres seviyesini hızla arttırır, rasyonel düşünmesini engelleyebilir. En ağır şeklinde karakterin bir ışık kaynağı bulana kadar kaçmasına sebebiyet verebilir.

Özellikler

Profil
Güç: 5
Çeviklik: 6
Kondisyon: 6
Potansiyel: 6
Varlık: 6
Zeka: 5

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 3
[Çeviklik] Akrobasi: 3
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 3
[Kondisyon] Form: 8 (2. Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 7 (1. Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 2
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 1


Kekkei Genkai
Dokuton; Kyousui No Yoroi
Atlama;Zırh Rekleksi

Ninjutsu
Suiton; Suiwa
Suiton; Mizurappa
Suiton; Bousen No Jutsu
Ninpou; Kage Bunshin no Jutsu
Ninpou; Shunshin
Ninpou; Otonaku Ashi no Jutsu
Ninpou; Kuchiyose no Jutsu; Hiyaki


Taijutsu
Shigure Stili (A-Rank)
Shigure Kenjutsu; Hadan
Shigure Kenjutsu; Hade
Suiseiki Stili (C-Rank)
Suiseiki: Kaidan


Genjutsu

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Katana; Kitsune (İyi Kalite) (Aile Yadigarı)
Kar Küresi (Görev Hatırası)
Özel Üretim Siyah Termal Tulum
Özel Üretim Matara
Özel Üretim Bacak Aparatı (x2)
Özel Üretim Koruyucu Gözlük
Minik El Feneri
Zippo Çakmak
2 Kan Hapı (Normal)
1 Çakra Hapı (Normal)
2 Kondisyon Hapı (İyi)
2 İyileştirici Hap (Normal)
1 Yemek Hapı (Normal)
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
2 Sis bombası (Normal Kalite)

User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kasumikage Teki & Kumo Sakuma] Kılcal

Post by GM - Naruto » January 21st, 2019, 1:00 pm

Megumi, Teki’nin sözleri karşısında donakalıyor başta. Mağaradaki yegane ışık kaynağı bulunduğunuz alandaki ateş olduğundan ötürü, çok ayrıntılı seçemiyorsunuz yüzünü. Ancak birkaç saniye sonra, şemsiyesini de bırakmadan ellerini önünde birleştiriyor ve özür dilercesine eğiliyor öne, size doğru. Bu esnada Ise ve Furukawa da donakalmış oldukları için onları düşünmenize gerek kalmıyor, en azından şimdilik. Sakuma olayı ilgiyle takip ederken, Megumi Teki’nin üzerine yürüyor olması karşısında biraz ürkerek birkaç adım geri çekiliyor. Ardından, zayıf ve kemikli ellerini şemsiyenin sapında biraz sıktığını görüyor Teki. Diğerleri bunu görebilmek için uzaktalar. Bu hareketinden hemen sonra, kafasını kaldırıyor yumuşakça: “Özür dilerim, Teki-san. Ancak onları bulmanıza izin veremezdim. Kötü insanlar değiller, inanın bana.” Hala yaşlı olan gözlerini, kolunun yenine siliyor narin bir hareketle: “Yalnızca yaralanmışlar. Hem bedenen, hem de ruhen. Kimseye zarar vermediler. Hem ben buldum onları, beni hiçbir şeye zorlamadılar. Size demiştim ya, doğa yürüyüşlerini çok severim. Bayırda dolaşmaya çıkarım sık sık, o esnada gördüm onları. İyi değillerdi. Hikayelerini dinledim ve yardım etmek istedim.”

Az önce ürkerek geri çekilmesine rağmen, bu kez kendi ileri ve Teki’ye doğru bir adım atıyor: “Onlara ilaçlarımı ben verdim Teki-san. Aslında dün gece siz uyuduktan sonra uğrayıp bir süre ortalarda gözükmemelerini de söyledim, ancak bir şekilde karşılaşmışsınız işte. Bir şeyin patladığını işittik handan, telaşlanıp geldim ve gördüğüm manzara buydu.” Bir adım daha atıyor, bu kez gözlerindeki bakış oldukça kararlı bir halde. Teki’yle aralarında yaklaşık 1 metre var: “Kararlarımdan pişman değilim Teki-san. Benden mantıklı bir cevap istiyorsun, ancak ne biliyorsun? Benim hakkımda? Yaşamım hakkında? Daima kendi doğrularınızın ve size göre mantıklı olan şeylerin hakikat olduğunu düşünüyorsunuz. Mutlaka herkes sizin doğrularınıza göre hareket etmeli ve ‘size’ mantıklı cevaplar vermeli. Peki ‘benim’ mantığım ne olacak Teki-san?” Kafasını uzakta izlemekte olan, hiçbir şeye karışmamış olan Sakuma’ya çeviriyor ve ona da soruyor aynı soruyu: “Ya sen Sakuma-san? Bir cevabın var mı? Bağırıp çağırarak bir şeyler yapmamı söyleyince ya da beni azarlayınca kararımın değişeceğini mi umuyorsun sen de Teki-san gibi?”

Ardından, yürüyerek Teki’nin yanından geçiyor ve ateşin arkasına, yaralı kızın yanına ilerliyor. Nazik bir hareketle dizlerinin üstüne oturduktan sonra kimonosunun iç tarafından bir şırınga ve ufak bir tüp çıkardığını görebiliyorsunuz: “Benim yaşamak için bir sebebim yok. O yüzden ilaçlarıma ihtiyacım da yok.” size bakmamaya özen göstererek, şırınganın iğnesini sokuyor tüpün mantarından içeri doğru. Ellerindeki profesyonelliği rahatlıkla görebiliyorsunuz: “Benim babam bir medic-nin’di. Hiç sormadınız gerçi, ancak hastalığımın tanısını koyan da oydu. Ölmeden önce bana eğitim verme fırsatı bulmuştu biraz. Bana öğrettiği ilk şey, tedaviyi gerçekten ihtiyacı olana vermem gerektiğiydi. Kitaplarının hepsi bende, odamda duruyorlar.” Şırıngayı tüpün içindeki sıvıyı çekmek için kullanıyor bu esnada: “Benimle konuşmak istediğinizde gerçekten korktum, benden şüphelendiğinizi, bir şeyler gizlediğimi anladığınızı sandım.” İç çekiyor ve başka bir şey söylemiyor bu konuda. Sıvıyı tamamen çektikten sonra, iğneyi tüpten çıkarıyor ve sözlerini söylüyor yeniden: “Şu anlamsız hayatımda elime ilk defa bir fırsat geçti. Birini hayata döndürebilme fırsatı. Birini kurtarabilme fırsatı. Dünyada bir şekilde iz bırakabilme fırsatı. Ben iyileşmeyeceğim. Yalnızca biraz daha sürünmek için bir insanın hayatını kurtarma şansını yok sayamam. Babamın hatrına, bunu yapamam. Teki-san, bu kızı kurtarabileceğime inanıp inanmadığını sormuştun. İnanmıyorum, biliyorum.”
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kumo Sakuma
Posts:68
Joined:October 17th, 2018, 8:22 pm

Re: [Kasumikage Teki & Kumo Sakuma] Kılcal

Post by Kumo Sakuma » January 23rd, 2019, 7:59 pm

"Megumi? Megumi sahiden sen misin? NE BOK YEMEYE BURADASIN ŞU ANDA SORABİLİR MİYİM ACABA? Şu ana kadar şüpheli kimse ile karşılaşmadığın için mi buradasın? Bize neden yalan söyledin Megumi? Kendi ilaçlarının kaybolmasını geçtim şurada yatmakta olan kişiyi kurtarabileceğini mi düşündün? Mantıklı bir cevap bekliyordum senden! Hemen!"

Teki, daimi sitemini tüm şiddetiyle dışa vurmuştu gene. Sinirlerine pek hakim olamadığı belliydi. Biraz klişe olacak ama, karşılaştığı insanların kendisi gibi olduğunu varsayıyordu hep Teki. İnsanoğlundan ummaması gereken beklentilere giriyordu, karşısındaki insanın daima dürüst ve açıksözlü olduğunu düşünüyordu. İnsanların gerçek yüzü ortaya çıktıkça da böyle deliriyordu. Hele Megumi o kadar narin ve iyi kalpli bir auraya sahipti ki, onun yalan söylediğini öğrenmek çok daha fazla hayal kırıklığı yaratmış olmalıydı Teki için.

Megumi, Teki'nin bu duygu yüklü çıkışı karşısında önce sessiz kalmıştı. Ürkmüş görünüyordu, birkaç adım geri bile kaçmıştı. Teki'den özür dilemesinin ardından kurduğu cümlelerden anlaşıldığı kadarıyla ortada karanlık bir plan falan yoktu. Yaralı kaçak shinobileri bulmuş ve onlara yardım etmek istemişti, onları korumak istemişti. Onları korumak için yalan söylediğini, ilaçları onlara kendisinin verdiğini, hatta onları Teki ve Sakuma'ya karşı uyardığını bile itiraf etmişti Megumi kendinden emin bir tavırla. Kimseye bir zararları dokunmadığını, aslında iyi insanlar olduklarını söylüyordu. Sakuma'nın Teki'ye işaret olarak attığı parşömenin patlama sesi Megumi'yi buraya çekmişti, güneş şemsiyesini aldığı gibi yola koyulmuştu ve şimdi buradaydı. Kaçakları ve kendini savunuyordu Sakuma ve Teki'ye karşı.

Buraya kadar, kendisinin de üzerinde yaşadığı toprakların güvenliğini sağlamak adına görevlerini yerine getirmeye çalışan ve gerektiğinde köyleri için canlarını ortaya koyan shinobilere yalan söylemiş olması dışında, bir problem görmüyordu Sakuma. Evet, yerel halka fiziksel bir zarar vermemişlerdi, sadece maddi bir yük olmuşlardı. Evet, Sakuma ve Teki onları bulana kadar canlarına kast etmemişlerdi. Evet, yaralı durumda olan takım arkadaşlarına yardım etmek için yapmışlardı her şeyi. Kötü niyetli insanlar olmadıkları belliydi zaten artık, sadece gerizekalılardı. Gerizekalılardı ve yanlış kararlar verip duruyorlardı. Sırf kapasiteleri kısıtlı diye hapse atılmayı veya ölümü hak etmiyorlardı tabii ki. Sakuma bu yüzden Megumi'nin çok yanlış bir duruş sergilediğini düşünmüyordu. Shinobilikle bir alakası olmayan hasta bir kıza göre başkalarına yardımcı olabilmek için kendi sınırlarını zorladığı bile söylenebilirdi. Ama Megumi hızını alamamış duruyordu. Teki'yle konuşarak başladığı monoloğunun dramatikliği ve gerilimi giderek yükseliyor, Megumi iyice sitem etmeye başlıyordu artık. Gereksiz bir savunma moduna girmişti - bunu şekillendiren şey büyük ihtimalle Teki'nin gösterdiği tepkiydi gerçi. En sonunda ise Sakuma'ya çevirmişti oklarını.

Olan biteni pek anlayamıyordu Sakuma. Megumi'nin tam olarak neye tepki gösterdiğinden emin değildi. Bu kaçakları koruduğu için yardım ve yataklık suçundan yargılanacağını mı düşünüyordu, kendini aklamaya mı çalışıyordu? Yoksa Shinobilere bir garezi mi vardı, uzun zamandır ters düşeceği bir anı mı kolluyordu tepki göstermek için? Tam olarak neydi onu bu kadar yükselten şey?

Megumi'nin sorusuna sakince cevap verdi Sakuma. "Hayır. Fikrini değiştirmeye çalışan yok. Sen kendince yardıma muhtaç insanlara yardım etmeye çalışmışsın, bu gayet anlaşılabilir bir şey. Bu insanlar katil değil sonuçta. Ortada bazı problemler var ama. Mesela yaralı birisi var, işin uzmanı birinden yardım almalıymışsınız. Ve ortada ihanete uğramış bir köy var, bunun hesabının sorulması gerekiyor. Mantık kişiye göre değişen bir şey değildir. Sen içinde bulunduğun duruma göre mantıklı kabul edilebilecek bir şey yapmışsın. Biz de içinde bulunduğumuz durumun gerektirdiği şeyleri yapmaya çalışıyoruz. İkisi de mantıklı. Neye cevap vermemizi istediğini bilmiyorum."

Bunların ardından Megumi'nin yaralı kızın yanına doğru yaklaştığını görünce biraz geri çekildi. Megumi'ye yer açmak için çekilmiş gibi dursa da, çekilmesinin sebebi biraz da Megumi'nin tam olarak ne yapacağını kestirememesiydi. Megumi kızın yanına çöktükten sonra kimonusundan minik bir şişe çıkardı ve şırıngayı kullanarak kıza bir şeyler enjekte etti oldukça profesyonel bir şekilde. Şişenin içindeki şeyin Megumi'nin kullandığı ilaçlardan olduğunu tahmin ediyordu Sakuma. Ellerindeki ustalığa ise şaşırmak saçma olurdu, büyük ihtimalle kendine o kadar çok iğne yapması gerekmişti ki hayatı boyunca, artık gözü kapalı bile yapabilirdi. Bu sırada ise babasının bir medic-nin olduğundan, zamanında Megumi'ye birkaç bir şey öğrettiğinden, bu yaralı kızı hayata döndürmenin kendisi için ne kadar önemli olduğundan bahsetmişti. Yarası korkunç bir hale gelmiş bu kızı, babasından aldığı kısıtlı eğitimle tedavi edebileceğini düşünmesi Sakuma'ya gözlerini devirtmişti. Kulağa biraz kendini kandırıyormuş gibi geliyordu. Olaya el atmanın vakti gelmişti. Teki'nin pek sakin kalamayacağını tahmin ettiğinden ona fırsat bırakmadan lafa girdi Megumi'ye dönerek.

"Bu kızı kurtarmanın senin için ne kadar önemli olduğunu anlıyorum ama durum pek iç açıcı görünmüyor." Ardından Megumi içeri girdiğinden beri ağızlarından bir kelime bile çıkmamış olan Furukawa ve Ise'ye dönerek sözlerine devam etti. "Teki de ben de medic-nin değiliz, ama arkadaşınızın kurtulma ihtimalinin pek yüksek olmadığını söylemek için zorlu bir eğitim almış olmaya gerek yok. Yaranın halini, etrafa yayılan kokuyu kendiniz de görüyorsunuz. Ayrıca Furukawa'nın dediğine göre yaklaşık bir haftadır baygın durumdaymış. Biz sizi köye geri götürmeye geldik, ama bu kızın kaderine karar vermek bizim haddimize değil. Sizin arkadaşınız, dolayısıyla sizin vereceğiniz karara saygı duyarız. Tedavinin işe yarayacağına inanıyorsanız onu Megumi ile birlikte bile bırakabiliriz. Kusagakure'de tedavi görürse çok daha büyük bir şansı olur, ama yolumuz uzun. Her halükarda, siz ikiniz bizimle geliyorsunuz."
Image
Künye
İsim: Kumo Sakuma
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 180.000
Prestij: 4
Ün: 17
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Kurallar & Güçlenmek: Yaşadığı kayıpları, değer sarsılmasını ve benlik problemlerini unutmak için kendini görevlere ve shinobilik felsefesine vermiştir ve bu sayede ailesinin empoze ettiği hırsı ve mükemmeliyetçiliği köyün yararına kullanabileceğini fark etmiştir. Shinobi dünyasındaki kurallar daha sağlamdır, daha gerçektir. Onu yüzüstü bırakacak yalanlar yoktur. Ayrıca takımında verdiği kayıpların ardından, karşısına çıkan tüm tehlikelerle başa çıkabilecek kadar güçlü olmaya yemin etmiştir. Hem kendini, hem de tek dostu Teki’yi korumalıdır. Eğer çok iyi bir shinobi olursa, daha zor ve kritik görevleri yerine getirmesi gerekir – bunu da seve seve yapacaktır.

Komplikasyon
Karanlık: Karakter Kusagakure ile Riaru arasında geçen savaşta yoğun zihinsel saldırılara maruz kalmıştır. Saldırılar sebebiyle, karakter karanlık ortamlarda sanrılar görmektedir. Bu sanrılar genel olarak savaşla ilgili anıları içerirken, ileri seviyede korku nöbetlerine dönüşebilir. Karakter bu etkiler nedeniyle karanlık ortamlarda sağlıklı kararlar veremeyeceği gibi zihinsel kapasitesi düşmektedir. Özellik, komplikasyon etkilerinden kaçınıldığı sürece geçici olup; etkilerin yoğun bir şekilde görülmesi durumunda iyileşme süresi uzamaktadır.



Image



Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 6
Potansiyel: 4
Varlık: 5
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 2
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 3
[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 3
[Zeka] İzcilik: 1


Kontrat
Fuuma | B-Rank | Kaplan

Ninjutsu
Shunshin | D Rank | Ninpou
Kullanıcı bir elinin işaret ve orta parmağını dışarı açar ve vücudundaki chakraya odaklanır. Ardından, kullanıcı aşırı hızla hareket etme kabiliyetini kazanır. Genelde kullanıcıya bakan kişiler onun birden yokolduğunu görür, ancak teknik sadece aşırı hızdan oluşmaktadır. Kullanıcı çevresel etmenleri kullanarak hareketini gizler ve birden yerinde varolduğu izlenimini verir. Kullanıcı teknik ile chakrası yettiği sürece istediği mesafeyi katetebilir, ancak teknik süresince başka teknikleri kullanamaz ve saldırı yapamaz, bütün odağı tekniği açık tutmak üzerine olmalıdır. Teknik havada hareket etmek için kullanılamaz. Teknik kullanılarak rakibe hızlıca yaklaşılabilir ve uzaklaşılabilir, ancak avantajlı bir pozisyona geçmek aşırı derecede zordur, zira bir çok kişi Shunshin ile yapılan hareketi görebilir ve farkedebilir.

Hibashiri | C Rank | Katon
Kullanıcı Tora mührünü yapar ve hedefine odaklanır, ardından ayağını yere vurur. Ayağını yere vurduğu noktadan itibaren, hedefine doğru yerden hızlıca ilerleyen çizgisel bir alev kütlesi yollar. Bu kütle hedefine ulaştığında onu yakmaya ve alevlerin içine almaya çalışır. Alevlerin ısısı yüksektir. Yerde ilerleyen alev kütlesi manevra yapabilir veya hedef değiştirebilir. Alevlerin hareketi süresince Tora mührü bozulmamalıdır.

Endan | C Rank | Katon
Kullanıcı kısa bir el mührü serisi ardından ağzında yağ biriktirmeye başlar. Yeterince biriktirdikten sonra bu yağı hedefine tükürür. Yağ ağızdan fırladığı gibi alev alır ve bir alev topuna dönüşür. Kullanıcı, daha fazla chakra harcayarak ağzında topladığı yağı arttırabilir, böylece oluşacak olan alev topu daha büyük olur. Kullanıcı yarım metre çapında bir küreden daha fazla yağ toplayamaz. Ağzında topladığı yağı 3 parçaya kadar bölüp ayrı ayrı fırlatabilir veya yağı tek seferde tükürmek yerine bir kaç saniye boyunca püskürtebilir. Alev kütlesi 15 metreye kadar dağılmadan ilerleyebilir. Hedef ile buluşup hasar verdikten sonra yağlar ve alevler yok olur.

Gouryuuka no Jutsu | B Rank | Katon
Ninja Tora mührünü yaparak aşırı derin bir nefes alır. Bu nefes alınırken kullanıcının göğsünde bir şişkinlik belirir. Kullanıcı ardından bir ejderhanın kafasına benzeyen bir alev topunu ortaya çıkarır. Bu alev topu sıradan alev toplarından kütle olarak hemen hemen aynı olsa da daha sıcaktır. Ejderha başı şeklindeki alev topu püskürtüldüğü düzlemde ilerler ve önüne çıkacak şeyleri eritebilecek bir sıcaklığa sahiptir. Bunun yanısıra alev topunu ejderha başına benzemesini sağlayan kısımları az da olsa sert ve dirençlidir. Bu sayede ejderha başı ince yapıları delebilir ve hedefine doğru ilerlemeye devam eder.

Karyuu Endan | B Rank | Katon
Ninja uzun sayılabilecek el mühürleri serisini Tora mühründe bitirir ve derin bir nefes alır. Bu aldığı nefes ile birlikte kullanıcının göğsünün ve yanaklarının bir hayli şiştiği görülür. Kullanıcının aldığı nefesi tazyikli bir şekilde dışarıya salması ile bir alev oluşur ve oldukça hızlı bir şekilde ilerlemeye başlar. Kullanıcı ağzından nefesini tazyikli bir şekilde vermeye devam ettiği sürece alev hızla ilerlemeye devam eder. Alev, önüne çıkan herşeyi yakar ve yutar. Kullanıcının 20 metre önünde düz bir alandaki her şey etkilenir.

Kuchiyose no Jutsu
Kullanıcı baş parmağını ısırır ve kanatır, ardından o elini yere sertçe vurur ve odaklanır. Bir kaç saniye sonra, yaratık o alanda aniden belirir. Eğer yaratık yeterince büyükse, kullanıcı onu sürer pozisyonda çağırabilir. Bu şekilde çağrılan yaratıklar "Kai" mührü ile anında geri gönderilebilir. Kullanıcı yara almışsa baş parmağını ısırmak yerine halihazırda akan kanını da eline sürerek kullanabilir.



Taijutsu
Ayatsu Stili | B Rank
Kullanıcı tek bir hamlede iç organları iflas ettirebilecek hamleler yapmayı öğrenir. Göğse yapılacak sert ve yerinde bir hamle karşı tarafı nefessiz bırakabilir veya böbreklere yapılan bir hamle ile rakibin tüm vücuduna yayılacak bir acı dalgası oluşturulabilir ve dikkati dağıtılabilir. Hamlelerin mükemmel bir isabet oranı ile yapılması gereklidir.

Kaiganshou | B Rank
Kullanıcı dirseğini kullanarak kendini rakibe fırlatır ve rakibin göğsünü hedef alır. Eğer dirsek rakibin göğsüne isabet ederse, rakip geriye doğru fırlar ve nefessiz kalır. Kendini toparlamakta güçlük çeken rakip ardından gelecek saldırılara daha açık bir hale gelir. Saldırı çok büyük bir acı verdiği gibi eğer aşırı güçlü bir şekilde uygulanırsa kaburga kemiklerini bile kırabilir.


Genjutsu
Kuroshiki | D Rank
Kullanıcı kısa bir el mührü dizisinin ardından tekniği aktif eder ve bir hedef seçer. Eğer bu hedef, kullanıcıya 15 metre veya daha yakındaysa, tekniğin etkisi altına girer. Tekniğin etkisi altında kalan hedeflerin herhangi bir duyusunu kullanıcı isteği doğrultusunda bozabilir. Gözler bulanık görmeye başlar, eller uyuşur, tad alınamaz, duyma mesafesi kısalır veya koku alamaz hale gelir. Duyurlar tamamen kapatılmaz, sadece bozulur. Yani hedef tamamen kör edilemez/sağır yapılamaz. Bu etkilerden aynı anda sadece 1 tanesi aktif edilebilir, ancak teknik bozulmadan bu etkiler arasında geçiş yapmak mümkündür. Maksimum 1 hedef bu tekniğin altında olabilir. Teknik açık kaldığı sürece chakra yer.

Shibou no Jutsu | B Rank
Kullanıcı Tatsu el mührünü yapar ve o anda baktığı kişiyi tekniğin etkisi altına alır. Tekniğin altına girmek için hedefin kullanıcıya bakmasına gerek yoktur. Tekniğin etkisi altında olan kişi her 5 saniyede bir, kullanıcı tarafından hunharca öldürüldüğünü görür. Bu görüntüler 2 saniye sürer ve aşırı derecede gerçekçidir. Kullanıcı eğer isterse görüntüleri istediği gibi ayarlayabilir. Hedef git gide konsantrasyonunu kaybeder ve kullanıcıdan korkmaya başlar. Kötü ve rahatsız edici hisleri kullanıcı ile bağdaştırır. Savaş alanında kişilere göz dağı vermek, konsantrasyonlarını bozmak ve gerçeklik ile illüzyon arasındaki bağı koparmak için kullanılır. Diğer şartlar altında, işkence yapmak için kullanıldığı bilinmektedir. Teknik 2-3 dakika kadar açık kalır, ardından tekrar uygulamak gerekir.

Omotsuki | A Rank
Kullanıcı uzun bir el mührü dizisi uyguladıktan sonra tekniğin etkisi altına almak istediği kişiyi boğazından yakalar. Hedefin gözleri aniden kullanıcının gözleri ile kenetlenir ve teknik başlar. Kullanıcı, teknik süresi boyunca hedefin anılarını gezebilir ve diğer eliyle bir başkasına dokunarak bu anıları aktarabilir, bu anıları zihnine kaydedebilir. Teknik, 1 haftaya kadar olan taze anılara çok fazla zorluk yaşamadan ulaşabilir ancak daha geriye gidildiğinde anılar bulanıklaşmaya başlar. En eski anılar ise sadece bir duygu parçası olarak algılanır. Teknik süresi boyunca hedef uyuşmaz veya teknik onu zaptetmez, bu durumu kullanıcının bir şekilde çözmesi gerekir. Genel olarak hedef önce bağlanır, ardından kullanıcı tekniği uygular. Uyuyan kişilere teknik uygulanabilir, bu varyasyonda kullanıcı elini hedefin alnına koyar ve tekniği başlatır. Göz kontağına ihtiyaç yoktur. Eğer kişi baygınsa teknik kullanılamaz. Hedef kişi, eğer uyumuyorsa anılarına ulaşıldığının farkında olur.


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Tantou (İyi Kalite)
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
2 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
2 Sis bombası (Normal Kalite)
2 Kondisyon Hapı (İyi Kalite)
2 Chakra Hapı (Normal Kalite)
User avatar
Kasumikage Teki
Kusagakure
Kusagakure
Posts:343
Joined:October 22nd, 2018, 2:54 am
Künye:

Re: [Kasumikage Teki & Kumo Sakuma] Kılcal

Post by Kasumikage Teki » January 23rd, 2019, 10:38 pm

Sözleri bittiğinde Narin Koto Kızı olarak kafasına kaydetmiş olduğu Megumi'yi korkuttuğunu anlamıştı Teki. Hoş, umurunda bile değildi bu durum. Ne olursa olsun, amacı ne kadar iyilik içeriyor olsa da, Megumi'nin yaptığı aptallıktı. Sakuma ve Teki'nin yapmaya çalıştığı şey ne Haruka'yı öldürmekti, ne de Megumi'ye ceza vermekti. Köy yetkililerine iletilen şikayet neticesinde suçluların peşine düşmüşlerdi ve görevi tamamlamaya kararlılardı. Ayrıca Megumi'nin bilmediği şeyler de vardı. Ise ve Furukawa köye ihanet etmişlerdi. Ek olarak Ise, net bir şekilde Sakuma'yı öldürmeye çalışmıştı. Teki son anda saldırıyı durduramamış olsa şu anda Sakuma'nın durumu Haruka'dan çok daha kötü bir halde olacaktı. Ancak Megumi bunu bilmiyordu. Beyninde kendi kendine oluşturup, oynamaya başladığı kahramanlık oyununda mantıklı hiçbir şeyi ciddiye almıyordu. Sözlerini bitirip, kararlı bir şekilde Teki'nin yanından geçerek Haruka'nın yanına giderken o tarafa dönememişti bile Teki. Korumak istediği, destek olmak istediği insan tarafından ihanete uğramış gibi hissediyordu. Megumi yanında geçtiği anda kendi kendine "Onlar Sakuma'yı öldürmeye çalıştı ama bunu asla bilmiyorsun." demişti sessiz bir şekilde.

Çok sinirliydi ve bunun farkındaydı. Kitsune'nin kabzasındaki işlemelerin avucunda iz bırakmaya başladığını fark edebiliyordu. Katanasının bir suçu olmadığını biliyordu ancak elinden gelen tek şey onu sıkmaktı. Megumi'ye öfkesini daha fazla kusmak istemiyordu. Kızın, asil bir amaç ile bu aptallıkları yapmakta olduğunu az da olsa anlayabilmişti Teki. Kendisini ve Sakuma'yı kaçakların yerine koyabiliyordu. Olası bir paralel evrende Rei, Sakuma ve Teki köyden kaçmış olsalar ve bu duruma düşseler, Megumi gibi birisinin varlığı onun için çok daha farklı anlamlar taşıyabilirdi. Yine de... Teki asla ama asla Megumi'yi affetmeyecekti.

Gereksiz bir drama yaratıp, konu ile alakasız şeyler söylemeye başlamıştı Megumi o sırada. Kendi yozlaşmış mantığını yanlış buldukları için Teki ve Sakuma'yı haksız buluyordu Megumi. Teki, kendisine böyle tepki vermesini yine anlayabiliyordu Megumi'nin. Fakat, hiç ağzını açmamış olan Sakuma'ya bile laf edebilmişti şımarık kız. Sanki bu hikayenin kötü karakterleri onlarmış gibi gereksiz ithamlarda bulunmaya başlamıştı Megumi. Git gide daha da sinirleniyordu Teki. Avucu yavaş yavaş acımaya başlamıştı artık. Hıncını ve sinirini katanasından çıkarmaması gerektiğini biliyordu. Kendini engelleyemese bile bunun bilincindeydi. Hızlı ve öfkeli bir şekilde arkasını dönüp, Haruka'nın yanına çökmüş olan Megumi'ye bakmaya başlamıştı. Kendine engel olamayıp, tekrardan bağırmaya başlayacaktı ki, Sakuma lafa girmişti o anda. Sinir krizi dostu tarafından kısmen engellendiği için rahatlama ve rahatsızlık arasında bir duygu kapladı içini. Bağırmak, küfür etmek istiyordu ancak tek yapabildiği Kitsune'yi dik bir şekilde yere saplamak oldu. Ses çıkarttığından emindi bu hareketinin. Zaten sinirinin belli olmasını da istiyordu net bir şekilde. Ise'nin katanasını da kınından çıkararak, onu da yere saplamıştı aynı şiddet ile. Sol tarafında Kitsune, sağ tarafında ise Ise'nin isimsiz katanası yere saplı halde duruyordu. Mağara çıkışına bir barikat kurmak, duvar örmek istercesine duruyorlardı saplandıkları yerde katanalar....

Yere saplı iki katanaya baktı bir kez daha. Yavaşça iki katananın tam arasında kalacak şekilde yere bıraktı kendini. Sadece oturup bekleyecekti. Megumi, Haruka'yı iyileştirebilirse ne ala... O zaman en azından Megumi'nin kendi yan görevi başarı ile sonuçlanacaktı. Finalde ise sonuç ne olursa olsun Ise ve Furukawa köye götürüleceklerdi. Ya rızaları dahilinde canlı olarak, ya da zorla veya ölü olarak...

"Heh... Babası Medic-Ninmiş. Hiç sormamışlarmış. Sanki sorduğumuz sorulara doğru cevap veriyordun Megumi-san."

Mırıldanıyordu oturduğu yerde sinirinden kudururken Teki. Bu sefer önceki kadar sessiz sitem etmemişti. Megumi ya da mağaradaki diğerlerinin bunu duyacağından emindi. Sakuma ise Teki'den çok daha ılımlı bir şekilde olaya yaklaşarak güzel bir konuşma yapmıştı. Büyük ihtimalle Megumi'nin aptallığına Teki kadar içerlememişti... Ya da Teki'nin ne kadar sinirlenmiş olduğunu gayet iyi şekilde anlamış ve iyi shinobiyi oynama kararı almıştı. Zira toleransı suistimal edilmiş olan Teki'nin mantığını bir nebze bile olsa kenara bırakıp daha düz bir kişiye dönüşebileceğini biliyordu Sakuma. Konuşmasını bitirdiğinde güzel bir noktaya değinmişti ayrıca. Her halükarda, Ise ve Furukawa'yı alacaklardı. Artık geri dönüş mümkün değildi.

Halen iki katananın arasında, mağara kapısının çıkışa kapalı olduğunu belli edercesine oturmaktaydı Teki. Sakuma'nın konuşması bittiği gibi ona fırsat doğmuştu. Beklemek ya da susmak istemiyordu. Bir süredir gülmüyordu ve kaşları istemsizce çatık haldelerdi. Alnında kalacak kırışıklıklar umurunda bile değildi o anda...

"Öyle olsun Megumi. Elinden geleni yap Haruka'yı kurtarmak için. Yalanlarınla kendine oluşturduğun bu fırsatı güzelce değerlendir bakalım. Ise ve Furukawa da yardım etsinler sana. Hatta isterse Sakuma da etsin. Ben etmeyeceğim. Sana göre her şey toz pembe gözüküuyor olabilir ancak destek çıktığın bu iki gerzek köye ihanet etmiş shinobiler. Senin için belki zararsız ve iyi insanlar ancak Ise'nin Sakuma'yı öldürmesini son anda ben engelledim. Bunu bilmiyorsundur tabii sen. Hatta kendin sor onlara. Benim sözümden çok kaçakların sözüne güveneceksindir büyük ihtimalle."

Konuşması onu sakinleştirmek yerine daha da sinirlendiriyordu o anda. Derin bir nefes alarak, biraz bile olsa sakinleşmeye çalıştıktan sonra devam etmişti konuşmasına.

"Ise ve Furukawa. Ne olursa olsun bu mağaradan çıkınca gideceğiniz yer Kusagakure olacak. Zorla bile olsa köye geri döndürüleceksiniz. Şimdi ister Megumi'ye yardım edin. İster oturun halinize üzülün. Ya da gelip beni engellemeye çalışın. Çalışın bakalım sonucunda size ne yapıyorum!"
Image
ImageImageImage ImageImageImageImageImageImage


Künye
İsim: Kasumikage Teki
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Suiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 30.000
Prestij: 2
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Bilinmek ve Saygı duyulmak; Teki her zaman saygı duyulan bir insan olmaktan keyif almıştır. Her zaman daha güçlü olmak, tebrik edilmek ister. Bu yüzden de shinobiliğe çok önem verir. Her zaman kendisinin seviye olarak üstünde birileri olacağının bilincindedir ve bu duygu onun çalışmalarına daha fazla enerji harcamasına sebep olur.

Komplikasyon
Karanlık; Karakter Kusagakure ile Riaru arasında geçen savaşta yoğun zihinsel saldırılara maruz kalmıştır. Saldırılar sebebiyle, karakter karanlık ortamlarda sanrılar görmektedir.
Karakter yoğun çabalar sonucunda sanrıları bir nebze de olsa def edebilmeyi başarmıştır. Karakter eğer bir kaç metre önünü görebileceği bir ışık kaynağına sahipse sandırlara negatif bir etki altında kalmadan karşı koyabilir. Bu mesafenin altında, karanlık karaktere ne kadar yakınsa sanrıların şiddeti o kadar artar. Eğer karakter zifiri karanlıktaysa sanrılar standart kuvvetlerine ulaşır.
Sanrılar karaktere olmayan silüetler ve sesler şeklinde gelir. Bu sanrılar karakterin stres seviyesini hızla arttırır, rasyonel düşünmesini engelleyebilir. En ağır şeklinde karakterin bir ışık kaynağı bulana kadar kaçmasına sebebiyet verebilir.

Özellikler

Profil
Güç: 5
Çeviklik: 6
Kondisyon: 6
Potansiyel: 6
Varlık: 6
Zeka: 5

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 3
[Çeviklik] Akrobasi: 3
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 3
[Kondisyon] Form: 8 (2. Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 7 (1. Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 2
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 1


Kekkei Genkai
Dokuton; Kyousui No Yoroi
Atlama;Zırh Rekleksi

Ninjutsu
Suiton; Suiwa
Suiton; Mizurappa
Suiton; Bousen No Jutsu
Ninpou; Kage Bunshin no Jutsu
Ninpou; Shunshin
Ninpou; Otonaku Ashi no Jutsu
Ninpou; Kuchiyose no Jutsu; Hiyaki


Taijutsu
Shigure Stili (A-Rank)
Shigure Kenjutsu; Hadan
Shigure Kenjutsu; Hade
Suiseiki Stili (C-Rank)
Suiseiki: Kaidan


Genjutsu

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Katana; Kitsune (İyi Kalite) (Aile Yadigarı)
Kar Küresi (Görev Hatırası)
Özel Üretim Siyah Termal Tulum
Özel Üretim Matara
Özel Üretim Bacak Aparatı (x2)
Özel Üretim Koruyucu Gözlük
Minik El Feneri
Zippo Çakmak
2 Kan Hapı (Normal)
1 Çakra Hapı (Normal)
2 Kondisyon Hapı (İyi)
2 İyileştirici Hap (Normal)
1 Yemek Hapı (Normal)
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
2 Sis bombası (Normal Kalite)

User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kasumikage Teki & Kumo Sakuma] Kılcal

Post by GM - Naruto » January 24th, 2019, 7:02 pm

Megumi, sırayla ikinizin de sözlerini dinliyor ancak herhangi bir cevap vermiyor. Enjeksiyonu yaptıktan sonra yanında getirdiği minik bir heybeden bir takım sargı setleri çıkarıp vücudunu sarmaya başlıyor Haruka’nın nazik bir şekilde. İçinde bulunduğu durumun hırs mı, yoksa başka bir şey mi olduğunu tam olarak kestiremiyorsunuz ancak Ise’ye benzer şekilde, garip bir ruh haline bürünmüş olduğunu farkedebiliyorsunuz. Belki de bu karanlık mağarada günler ve geceler geçirmenin, neredeyse umutsuz bir hastaya bakmanın bedeli bu. Bilmiyorsunuz. Furukawa, sakinlemiş ve oldukça sessiz bir şekilde yalnızca mağara duvarını izlemekte olan Ise’yi üzerinden sertçe uzaklaştırıp ayaklanıyor. Ise, herhangi bir tepki vermiyor bu durum karşısında. Yalnızca olduğu yerde, dizleri üstüne çökmüş bir şekilde oturmayı sürdürüyor. Ortamdaki rahatsız edici sessizlik devam ediyor bir süre böyle. Duyulan tek ses Megumi’nin kızı sargılaması esnasında çıkan kumaş sesi ve mağaranın pisliği arasında bir şeyler aramakta olan Furukawa’nın çıkardığı tıkırtılar. Nihayetinde, kalabalık bir yığın arasından eski püskü bir rulo çıkarıyor Furukawa, ve en yakınında Teki olduğu için Teki’ye götürüyor parşomeni: “Riaru ve adamlarını biliyorsunuz. Yağmur ülkesinde onlarla çok kez çarpışmamız gerekti. Pastanın tüm payını kendilerine istiyorlar. Bir keresinde beni esir aldılar, Ise ve Haruka beni kurtarmaya gelmeden önce kısa bir konuşmaya şahit oldum. Bir şeylerden bahsediyolardı. Bir gücü davet etmekten. Ayrıntılarını bilmiyorum, ancak onlardan bu parşomeni almayı başardık. Kozum bu, umarım işinize yarar.” Teki parşomeni alıyor, ve hafifçe açıyor. Oldukça kısa, üzerinde el yazısıyla bir şeyler çiziktirilmiş.

► Show Spoiler

Furukawa parşomeni teslim ettikten sonra, Haruka’nın yanına ilerliyor. Meguminin işini bitirmesini bekliyor on saniye kadar. Ardından kızı oldukça narin bir şekilde kavrayıp kaldırarak sırtına alıyor: “Kusagakure’ye gidiyoruz Haruka, eve.” Megumi, gözleri yeniden yaşlarla dolarken ayağa kalkıyor ve kızın üzerinde yatmakta olduğu battaniye benzeri şeyi alıp Furukawa’nın sırtına sarıyor Haruka’yı korumak istercesine. Ise de kalkıyor bu sırada ayağa. Yüzünde hala aynı ifadesizlik mevcut. Furukawa’yla aynı anda, Teki’nin önüne ilerliyorlar. Megumi’nin hafifçe hıçkırmaya başladığını duyuyorsunuz, ancak kimse dönüp bakmıyor. Teki kendi kılıcını ve Ise’nin kılıcını alarak önden yürümeye başlıyor.

Sorunsuz, ancak oldukça yavaş bir yolculuğun ardından Kusagakure’nin büyükçe kapısı beliriyor gözlerinizin önünde. Haruka’yı taşıyan Furukawa, birkaç saniyeliğine durup kapıyı izliyor yalnızca. Devamında yürümeye devam ediyor. Pek konuşmuyorsunuz yürüyüşünüz esnasında.
Off Topic
Görev sonu raporlarınızı alalım ve bitirelim.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kasumikage Teki
Kusagakure
Kusagakure
Posts:343
Joined:October 22nd, 2018, 2:54 am
Künye:

Re: [Kasumikage Teki & Kumo Sakuma] Kılcal

Post by Kasumikage Teki » January 25th, 2019, 2:59 am

Sinirle söylediği sözlerin ardından oturduğu yerde Megumi'den bir cevap almayı beklemişti açıkçası Teki. Ona ilettiği bilgiler karşılığında kızın vereceği tepki ve düşüncesindeki değişimi görmek istiyordu. Ancak bu amacına ulaşamamıştı. Megumi ona hiç cevap vermeden Haruka ile ilgilenmeye başlamıştı. "Tch..." Oturduğu mağara zemininde toplanmış kum ve toz karışımına sol elini sürtmüştü. Kalkan hafif toz tabakası eşliğinde solunda durmakta olan Kitsune'ye takılmıştı gözleri düşünceli halde;

"Sözde Kasumikage klan lideri olmana rağmen hasta kızlara kin besliyorsun resmen. Demek ki ünvan kişiyi değiştirmiyor. Sen değiştikçe ünvana sahip olabiliyorsun..."

Babasının bir gün aniden anlattığı anılar ile üstüne yapışan ünvanın değersizliğini o anda anlamıştı Teki. Yamamoto anlatana kadar Kasumikage'nin bir aile değil, klan olduğunu bilmiyordu bile. Gerçeklerin en azından bir kısmını öğrenip, olmayan klanının lider olduğunu öğrendiğinde ise kendine gereksiz bir güç yüklemişti. Halen aynı kişi olduğunu unutarak, anlamsız bir güvene ve beklentiye sahip olmaya başlamıştı. Henüz lider falan değildi kendisi. Sadece babasından Kitsune'yi almış bir shinobiydi. Yemesi gereken çok ekmek vardı ve bunun farkına varmak iyi hissetmesine sebep olmuştu bir anda. Kafasını kaldırıp, mağaranın çok az ışık kaynağı ile aydınlanan bozuk tavanına baktı düşünceler içinde. İlerleyeceği çok yol vardı. Bu gerçeğin farkındaydı. Önünde onu bekleyen maceraların kendisini geliştireceğinden yüzde yüz emindi. Şu andan itibaren başlamıştı çünkü ilerlemeye. Farkına vararak başlamıştı...

"Teşekkürler Megumi."

Mağara son konuşmalardan itibaren rahatsız edici bir sessizliğe gömülmüştü. Duyulan tek ses Megumi'nin, Haruka'yı sargılaması esnasında çıkan kumaş sesi ve Furukawa'nın mağaradaki tüm dağınıklık içerisinde bir şeyler ararken çıkardığı seslerdi. Çok uzun sürmemişti gerçi. Zira, Furukawa dağınıklık arasında eski ve rulo halinde bir parşomen bulmuş, Teki'ye doğru ilerleyerek, Sagi Riaru hakkında bir kaç bilgi vererek başından geçenleri anlatmıştı. Esir alındığını ve kurtarılmadan önce şahit olduğu konuşmayı aktarmıştı. "Sahi. Senin kozun olduğunu unutmuşum." demişti Teki aniden sağ eliyle kafasını kaşıyarak. Boştan kalan diğer eli ile Furukawa'dan parşomeni almış ve yavaşça açarak içinde yazanları okumaya başlamıştı.

"Bir zamanlar, iki aşık vardı...
...Kendileri gibi kaçmaktan başka çaresi olmayanları aramaya koyuldular."

Hiçbir şey anlayamamıştı Teki okuduklarından. Ancak köy yönetimine parşomeni teslim ettiğinde, Rairu ile ilgili yeni bilgiler edinebileceklerini düşünebilmişti. Ayrıca parşomenin üzerine işlenmiş olan sembol dikkatini çekmişti. Daha önce bir yerde görüp, görmediğine emin olamamıştı fakat, anlamsızca dikkat kesilmişti sembole. Köye döndüğünde araştırmayı planlamıştı. Eğer unutmaz ise...

Furukawa parşomeni Teki'ye verdikten sonra tekrardan Megumi'nin yanına gitmişti. Koto kızının işini bitirmesini beklerken Teki, parşomeni tekrardan rulo haline getirerek, Sakuma'ya vermek için ona doğru ilerlemeye başlamıştı. "Sümüklü çığırtkanın kozu buymuş. Ben pek anlamadım ama sen de incele. Her türlü köydekiler inceleyince işe yarar bilgiler bulabilirler gibi geldi bana."...

Furukawa'nın yerde yatmakta olan Haruka'yı ona zarar vermeyecek şekilde kavranıp, sırtına alması ile beraber mağaradan ayrılma vakitleri gelmişti. Narin koto kızının hafifçe başlamış hıçkırmaları eşliğinde Teki, Sakuma, Kendocu, Sümüklü Çığırtkan yanlarında Haruka ile beraber mağaradan çıkarlerken kimse Megumi'ye dönüp bakma ihtiyacı hissetmemişti. Her ne kadar onu affetmiş olsa bile Teki'nin bu hareketindeki en büyük sebep; Onu affettiğini onun bilmesine ihtiyacı olmaması düşüncesiydi. Belli biraz bencil ve düşüncesiz bir tavırdı. Ancak Teki bunu yapmayı uygun bulmuştu. Kabalığının farkında olsa bile...

Sorunsuz ancak yavaş ve kesinlikle görevin başındakinden daha uzun süren dönüş yürüyüşlerinin sonunda Kusagakure'nin büyük giriş kapısına varmışlardı. Köye gelmenin rahatlığı ve görevini bitirmiş olmanın mutluluğu sayesinde yüzüne eski gülümsemesi yerleşmişti tekrardan. Sakuma'ya dönüp bakmaya başlamıştı. Az kalsın onu kaybedebileceği bir görevi başarı ile tamamlamışlardı ve dostunun üzerinde bir çizik bile yoktu. Elini Sakuma'nın omzuna attığında sadece suratındaki gülümseme ile bakmıştı dostuna 2-3 saniye boyunca. Söylemek ya da aktarmak istediklerini iletmek için bunu yapmasının yeterli olacağını biliyordu. Bir kez daha, Teki ve Sakuma başarılı olmuşlardı...
Kasumikage Teki wrote:
Kasumikage Teki (Kusagakure Takım 4) Görev Sonu Raporu
Görev Kodu; Kılcal
Seviye; C

Shika Gyaku-san'ın vermiş olduğu görev neticesinde gitmemiz istenilen noktaya doğru yola çıktık. Şikayetlerin gelmekte olduğu bölgeye varmamız ile beraber karşımıza ve tarif edilen olduğunu tahmin ettiğimiz hana girerek, han sahibi Torza-san ile görüşmeyi başardık. İlk gecemizi handa geçirdikten sonra, takip eden günün sabahında son bir kez Torza-san ile görüşmemizin ardından kendisinin torunu olan Megumi ile bir görüşme gerçekleştirdik. Kaybolan ilaçlar Megumi'nin ilaçları olduğu için özellikle bu durum dikkatimizi çekmişti ancak kendisinden herhangi bir bilgi alamadık. Sonradan öğrendik ki, kendisi kaçaklar ile iletişim kurup, onlara yardımcı olmaya çalışan birisiymiş. Bu durumu ilk başta fark edemediğimiz için tüm sorumluluğu üstüme almayı kabul ediyorum. Açıkça söyleyebilirim ki, kızın yalan söylüyor olacağı aklıma gelmedi.

Görüşmelerimizi tamamladıktan sonra hana kısmen uzun bir yürüme mesafesi uzaklığındaki yerleşke bölgesine gittik ve bölgede yaşamakta olan halk ile konuşmaya başladık. Bu sırada bize aktarılan tariflere uygun iki shinobi ile karşılaştık ve onları takip etmeye başladık. Aradığımız kişilerin onlar olduğundan emin olduğumuz anda kaçak shinobilere saldırdık ve yerleşkenin ara sokaklarında mücadeleye başladık. Fiziksel olarak herhangi bir zarar görmemiş olmamıza rağmen takım arkadaşım Kumo Sakuma tehlikeli bir durum atlattı. Ise isimli kendo kullanıcısı kaçak dövüşümüzün sonucunda elimizden kaçmayı başardı fakat takım arkadaşı Furukawa tarafımızca etkisiz hale getirildi ve konuşmaya zorlandı. Kendisinin verdiği bilgiler doğrultusunda, yerleşkeye yakın bir mağarada saklandıklarını öğrendik ve Furukawa'yı rehin alarak mağaraya doğru ilerledik.

Mağaraya vardığımızda elimizden kaçırdığımız shinobi Ise ile beraber takımın üçüncü üyesi Haruka'yı bulduk. Kendisi çok ağır yaralanmış haldeydi ve Ise ile Furukawa'nın tüm bu hırsızlıkları yapmalarının sebebi de Haruka'ydı. Kızın durumu sahiden ağırdı ve kurtarılması bulunduğumuz şartlar içerisinde mümkün değil gibi duruyordu. Kaçak ikili de bu yüzden görüş ayrılıklarını düşmüşlerdi. İçeride durumun tartışması halen devam ederken mağaraya gelen Megumi ile beraber iş farklı bir hal almaya başladı. Kendisinin bize yalan söylemiş olduğunu o anda anladık. Megumi kaçaklar ile iletişim içerisinde ve Haruka'yı kurtarmaya çalışmaktaydı. Kendisi gözümüzün önünde son tedavisini de uyguladıktan sonra Ise, Furukawa ve Haruka'yı köye geri getirdik. Megumi ise dedesinin hanına geri döndü. Kızın suç işlediğinin farkındayım ancak kişisel olarak fikrimi belirtmem uygun kaçacaksa, tüm yaptıklarını iyi duygular ile yaptığını söylemek isterim. Herhangi kötü bir amacı yoktu ve tek isteği kendisi gibi hasta/yaralı olan birisine yardım etmekti.

Ek olarak mağara içerisinde Furukawa bize Sagi Riaru'nun tutsağı olduğunu ve Riaru'nun elinden kaçarken almayı başardığı bir parşomeni iletti. İncelenirse önemli bilgiler elde edebileceğimizi düşünmekteyim.

Kusagakure yetkililerinin bilgisine arz ederim.

Kasumikage Teki.
Image
ImageImageImage ImageImageImageImageImageImage


Künye
İsim: Kasumikage Teki
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Suiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 30.000
Prestij: 2
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Bilinmek ve Saygı duyulmak; Teki her zaman saygı duyulan bir insan olmaktan keyif almıştır. Her zaman daha güçlü olmak, tebrik edilmek ister. Bu yüzden de shinobiliğe çok önem verir. Her zaman kendisinin seviye olarak üstünde birileri olacağının bilincindedir ve bu duygu onun çalışmalarına daha fazla enerji harcamasına sebep olur.

Komplikasyon
Karanlık; Karakter Kusagakure ile Riaru arasında geçen savaşta yoğun zihinsel saldırılara maruz kalmıştır. Saldırılar sebebiyle, karakter karanlık ortamlarda sanrılar görmektedir.
Karakter yoğun çabalar sonucunda sanrıları bir nebze de olsa def edebilmeyi başarmıştır. Karakter eğer bir kaç metre önünü görebileceği bir ışık kaynağına sahipse sandırlara negatif bir etki altında kalmadan karşı koyabilir. Bu mesafenin altında, karanlık karaktere ne kadar yakınsa sanrıların şiddeti o kadar artar. Eğer karakter zifiri karanlıktaysa sanrılar standart kuvvetlerine ulaşır.
Sanrılar karaktere olmayan silüetler ve sesler şeklinde gelir. Bu sanrılar karakterin stres seviyesini hızla arttırır, rasyonel düşünmesini engelleyebilir. En ağır şeklinde karakterin bir ışık kaynağı bulana kadar kaçmasına sebebiyet verebilir.

Özellikler

Profil
Güç: 5
Çeviklik: 6
Kondisyon: 6
Potansiyel: 6
Varlık: 6
Zeka: 5

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 3
[Çeviklik] Akrobasi: 3
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 3
[Kondisyon] Form: 8 (2. Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 7 (1. Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 2
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 1


Kekkei Genkai
Dokuton; Kyousui No Yoroi
Atlama;Zırh Rekleksi

Ninjutsu
Suiton; Suiwa
Suiton; Mizurappa
Suiton; Bousen No Jutsu
Ninpou; Kage Bunshin no Jutsu
Ninpou; Shunshin
Ninpou; Otonaku Ashi no Jutsu
Ninpou; Kuchiyose no Jutsu; Hiyaki


Taijutsu
Shigure Stili (A-Rank)
Shigure Kenjutsu; Hadan
Shigure Kenjutsu; Hade
Suiseiki Stili (C-Rank)
Suiseiki: Kaidan


Genjutsu

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Katana; Kitsune (İyi Kalite) (Aile Yadigarı)
Kar Küresi (Görev Hatırası)
Özel Üretim Siyah Termal Tulum
Özel Üretim Matara
Özel Üretim Bacak Aparatı (x2)
Özel Üretim Koruyucu Gözlük
Minik El Feneri
Zippo Çakmak
2 Kan Hapı (Normal)
1 Çakra Hapı (Normal)
2 Kondisyon Hapı (İyi)
2 İyileştirici Hap (Normal)
1 Yemek Hapı (Normal)
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
2 Sis bombası (Normal Kalite)

Locked

Return to “Kantou Bayırı”