[Kumo Sakuma & Kasumikage Teki] Sezi

Sagano keşişlerine ev sahipliği yapan bambu ormanı.
Locked
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Kumo Sakuma & Kasumikage Teki] Sezi

Post by GM - Naruto » July 20th, 2020, 2:01 pm

Kılıcın kınına girince de arkasını dönüyor, eğiliyor. "Ben K" Diyor adam, sanki söylerinin sadece son cümlesini duymuş gibi. Nazikçe kadını kucağına alıyor. Kadın da karşı koymadan sol kolunu adamın omzuna doluyor. Sana doğru hiç bakmadan Pagoda’ya doğru yürüyorlar. Kadının hıçkırıklarının kesildiğini görebiliyorsun. Yürümeye başladıklarında kadının renginin biraz olsun yerine geldiğini görebiliyorsun, verdiğin Kan Hapı’ndan dolayı olmalı. Sağ elini kaybedecek mi belli olmaz ama, yaşayacak.

Karları ezerek Pagoda’ya doğru adım atıyorlar. Adamın kadını hiç zorlanmadan taşıyabildiğini görüyorsun. Kapıdan içeri girerken hafifçe eğim alıyor adam, kadının çarpmadan geçebilmesi için. Pagoda’nın içi oldukça karanlık olduğu için sadece kapıdan hiçbir şey göremiyorsun. Çok uzaklardan bir çantaya ait olduğunu düşündüğün fermuar sesi, küçük metallerin birbirine dokunması gibi sesleri seçebiliyorsun. Toplanıyor olmalılar.

Bir dakika geçmeden çıkıyorlar. Bu sefer kadın yürüyebiliyor, ardından adam çıkıyor. Adam sana bakıyor ama kadın senin varlığını unutmuş gibi hiçbir şekilde bakmıyor sana. Adam büyükçe bir çanta taşıyor, çantanın yanından uyku tulumları sarktığını görebiliyorsun. Seninle göz kontağını kesip yerdeki sadağına ve yayına davranıyor sonra. Hareketlerindeki temkinliği görebiliyorsun. İsteyerek mi, istemeden mi bilmiyorsun ama, attıkları her adımda kadın bir şekilde adamın ardında kalıyor. Seninle kadın arasına doğal bir set çekiyor adam her hareketlerinde. Bu, çok korkutucu olmandan mı, yoksa hala onlara saldırmandan çekindiği için mi böyle? Bilemiyorsun elbette.

"Beni savaşmak zorunda bırakmadığın için..." Sesli şekilde öksürüyor. Bu ani öksürük krizi birkaç saniye devam ediyor. Sakinleşince boğazını temizliyor.

Sana bakmadan: "Teşekkür ederim." Diye tamamlıyor sözlerini. Ne kadar samimi bir söylem, bilemiyorsun. Arkalarına bakmadan merdivenden inmeye başlıyorlar, kadın önde ve adam arkada olacak şekilde. Bastıkları her adımda fark ettiğin, bu insanların karda yürümek konusunda bir fikirleri olmaması. Bir yerden bakınca normal. Bulutların içinde yaşayan insanların daha önce kar görmüş olması ihtimali nedir ki? Yavaş yavaş merdivenleri inerek, karlarla kaplı bambu ormanının içinde gözden kayboluyorlar. Pagoda’yla yalnız başına kalıyorsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kasumikage Teki
Kusagakure
Kusagakure
Posts:343
Joined:October 22nd, 2018, 2:54 am
Künye:

Re: [Kumo Sakuma & Kasumikage Teki] Sezi

Post by Kasumikage Teki » July 22nd, 2020, 1:12 am

"Ben K"

Sanki Teki'nin sadece son söylediklerini duymuşcasına cevap vermişti adam. Teki ise aldığı cevabın yetersizliğinden olsa gerek bakışlarını devirmişti istemsizce. "K mi? Dalga geçiyorsun herhalde..." diye düşünmüştü içinden. İçten içe bu iki shinobinin kim olduğunu çok merak ediyordu ancak şansını zorlamayacaktı. Adam kucakladığı kadınla pagodaya girerken de izlemeye devam etmişti onları. Kontrol amacıyla arkalarından o da girecekti ancak pagodaya göz attığında içerinin pek de ışık almayan bir yapı olduğunu fark edince ayaklarını hareket ettirmeyi başaramamıştı. Sadece pagodanın içindeki karanlık bile benliğine zarar vermeye yetiyordu. Hızla çevirmişti bakışlarını. Zemindeki yer yer beyaz, yer yer ise kadının akan kanı yüzünden kızıla boyanmış kar yığınına odaklanmaya başlamıştı.

Pagodanın içine giren ikiliyi artık göremiyordu ancak içeriden gelen sesleri duyabiliyordu. Tipik toparlanma sesleri. Kapanan fermuarları, toplanan eşyalar. Sahiden de gidiyor oldukları için rahatlamıştı Teki. Kadına karşı aldığı zafer onu mutlu etmişti ancak adamla olacak olası bir savaşında gerçekleşecek sonucu kestiremiyordu. Belki düşüncesizce Kage Bunshin kullanmasaydı çok daha farklı olurdu sonuç. Bilmiyordu. Şöyle detaylıca düşününce, bilmek de istemiyordu aslında.

Yaklaşık 1-2 dakika sonra ikiliyi pagodadan çıkmıştı. Kadın artık yürüyebiliyordu. Bir kaç dakika önce kadını öldürmek üzere olan kendisi olsa da, şu anda ölmemiş olduğu için mutluydu. Kumo'dan kaçan bu iki shinobinin neler yaşadığını bilmiyordu ancak ne yaşıyor olurlarsa olsunlar, hayatlarına birlikte devam etmeleri gerekiyordu. Rei ve Aoba Sensei gelmişti yine aklına. Onları bir görevde kaybettikten sonra hayatı hiçbir zaman eskisi gibi olmamıştı. Eğer kadın burada hayatını kaybetseydi aynı şey adamın da başına gelecekti. Kendi çektiği acıyı başka birisini tattırmadığı için biraz rahatlamıştı. Doğru olanı yaptığını düşünüyordu o anda. Bu verdiği karar gelecekte başına ne iş açacak olursa olsun.

"Beni savaşmak zorunda bırakmadığın için teşekkür ederim."

Konuşma amacıyla dökülmemiştim bu kelimeler adamın ağzından. Aksine aralarındaki tüm etkileşimi bitirmek içindi. Karla kaplı merdivenlerden inmeye başladıklarında da durduğu yerde izliyordu onları Teki. "Kumogakure'liler sahiden de karda yürümeyi beceremiyor." diye düşünmüştü içinden.

İki Kumo shinobisi merdivenlerden inip, karla kaplı bambu ormanında gözden kayboldukları gibi vücudu gevşemişti Teki'nin. Tehlikenin geçmiş olmasının verdiği basit bir his. Uzun süredir kasılmış halde duran vücudunu açmak için durduğu yerde iki kez sıçramıştı. Kollarını ve ellerini iyice salladıktan sonra yerden bir avuç kar alarak hızlıca suratına çarpmış, az önce tuttuğu kar yüzünden kızarmış olan elini çantasına atarak sihirli kar küresini çıkarmıştı. Küre sayesinde pagodanın içini inceleyebileceğini düşünmüştü fakat kürenin gücünün bile buna yetmeyeceğini anlayacaktı az sonra.

Bir yandan küreyi sallarken, bir yandan da pagodaya doğru bir adım atmıştı. Sonrasında ise bir anlık görüşünü kaybetmişti Teki. Sadece pagodanın içindeki karanlığa bakmak bile etkilemişti kendisini. Elindeki küreye rağmen...

Bir anda diz çökmüştü olduğu yerde. Zemindeki beyaz kara odaklanarak derin derin nefes alıyordu. Bir elinde kar küresini tutuyor, diğer eli ile dizini sıkıyordu. Acı sayesinde toparlanabiliyordu biraz. Fakat dizine uyguladığı baskı yeterli değildi. Biliyordu... Daha önce yaşamıştı bunu. Karanlığa teslim olmaması gerekiyordu. Az önceki dövüşte adamın okunun vücudunda bıraktığı yara aklına gelmişti o an. Bir saniye bile kaybetmeden dizini sıktığı elini yaranın olduğu yere götürmüş ve olabildiğince sert bir şekilde vurmuştu kendine. Vücuduna yayılan ani acı dalgası ile hareket şansı kazanmıştı resmen. Bağı açılan dizlerinden güç aldığı gibi kendisini geride fırlatmış, merdivenin ucuna geldiği gibi aşağıya doğru koşmaya başlamıştı. Aynı geldiği patikadan geri dönecekti. Ne olursa olsun kar küresini halen elinde tutuyordu. Kumo shinobilerinin bariyeri kaldırdığına %100 güveni yoktu haliyle.

Az önce yaşadığı krizin ve geçirdiği savaşın yorgunluğu ile en son keşiş gördüğü yere doğru gitmeye başlamıştı. Bir an evvel onlara pagodadaki ikiliyi anlatıp, artık bir tehlike olmadığını söyleyecekti. Sakuma'yı da görmek istiyordu artık. Sonrasında da güvenle eve dönmek ve güzel bir uyku çekmek...

"Gerzek Sakuma. Bütün iş bana kaldı senin yüzünden..."
Image
ImageImageImage ImageImageImageImageImageImage


Künye
İsim: Kasumikage Teki
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Suiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 30.000
Prestij: 2
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Bilinmek ve Saygı duyulmak; Teki her zaman saygı duyulan bir insan olmaktan keyif almıştır. Her zaman daha güçlü olmak, tebrik edilmek ister. Bu yüzden de shinobiliğe çok önem verir. Her zaman kendisinin seviye olarak üstünde birileri olacağının bilincindedir ve bu duygu onun çalışmalarına daha fazla enerji harcamasına sebep olur.

Komplikasyon
Karanlık; Karakter Kusagakure ile Riaru arasında geçen savaşta yoğun zihinsel saldırılara maruz kalmıştır. Saldırılar sebebiyle, karakter karanlık ortamlarda sanrılar görmektedir.
Karakter yoğun çabalar sonucunda sanrıları bir nebze de olsa def edebilmeyi başarmıştır. Karakter eğer bir kaç metre önünü görebileceği bir ışık kaynağına sahipse sandırlara negatif bir etki altında kalmadan karşı koyabilir. Bu mesafenin altında, karanlık karaktere ne kadar yakınsa sanrıların şiddeti o kadar artar. Eğer karakter zifiri karanlıktaysa sanrılar standart kuvvetlerine ulaşır.
Sanrılar karaktere olmayan silüetler ve sesler şeklinde gelir. Bu sanrılar karakterin stres seviyesini hızla arttırır, rasyonel düşünmesini engelleyebilir. En ağır şeklinde karakterin bir ışık kaynağı bulana kadar kaçmasına sebebiyet verebilir.

Özellikler

Profil
Güç: 5
Çeviklik: 6
Kondisyon: 6
Potansiyel: 6
Varlık: 6
Zeka: 5

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 3
[Çeviklik] Akrobasi: 3
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 3
[Kondisyon] Form: 8 (2. Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 7 (1. Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 2
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 1


Kekkei Genkai
Dokuton; Kyousui No Yoroi
Atlama;Zırh Rekleksi

Ninjutsu
Suiton; Suiwa
Suiton; Mizurappa
Suiton; Bousen No Jutsu
Ninpou; Kage Bunshin no Jutsu
Ninpou; Shunshin
Ninpou; Otonaku Ashi no Jutsu
Ninpou; Kuchiyose no Jutsu; Hiyaki


Taijutsu
Shigure Stili (A-Rank)
Shigure Kenjutsu; Hadan
Shigure Kenjutsu; Hade
Suiseiki Stili (C-Rank)
Suiseiki: Kaidan


Genjutsu

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Katana; Kitsune (İyi Kalite) (Aile Yadigarı)
Kar Küresi (Görev Hatırası)
Özel Üretim Siyah Termal Tulum
Özel Üretim Matara
Özel Üretim Bacak Aparatı (x2)
Özel Üretim Koruyucu Gözlük
Minik El Feneri
Zippo Çakmak
2 Kan Hapı (Normal)
1 Çakra Hapı (Normal)
2 Kondisyon Hapı (İyi)
2 İyileştirici Hap (Normal)
1 Yemek Hapı (Normal)
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
2 Sis bombası (Normal Kalite)

User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kumo Sakuma & Kasumikage Teki] Sezi

Post by GM - Naruto » July 22nd, 2020, 1:43 pm

Sıkıca tutuyorsun kar küresini elinde. Attığın her adımda birazcık daha sallanıyor, biraz daha mutlu oluyor içerideki kar adam. Üzerine yağan her kar tanesi için bir adım atıyorsun ileri doğru, basılmamış karları ezerek ilerliyorsun. Adım atmak biraz zorlaşsa da aldırdığın bir durum değil. Görevi tamamlamış olmanın sakinliğiyle ilerlemek, bu bambu ormanının ne kadar sessiz olduğunun tadını biraz daha çıkarabilmeni sağlıyor. Adım seslerin, nefes alıp verişin dışında hiçbir şey duymuyorsun. Huzurlu bir ortam bu, kaçakların –her neyden kaçtılarsa- buraya gelmeleri çok da şaşırtıcı gelmiyor sana. Karların arasında herkesin unuttuğu bir yer burası. Sessiz. Sakin. Huzurlu.

Bir süre yürüyorsun, hiçbir ayak izi kalmayana dek. Geldiğin yolun biraz dışında olmalısın, fakat buna aldırmıyorsun. Yolunu bulabilecek durumdasın. Bir süre ilerlemiş olman ve hiçbir sıradışı durumla karşılaşmamış olman sana bariyeri hatırlatıyor. Kaldırılmış olmalı. Kumogakure’li kaçaklar sözlerini tutmuş olmalılar. Zararsız bir durumun bu denli büyümesi, hatta birinin canına kast etmiş olman bazı önlemlerin, gereğinden çok daha fazla ciddiye alındığı sorununu getiriyor aklına. Düşünceler içinde yürüyorsun keşişlerin yaşadığı yere doğru, fakat zihnin giderek berraklaşıyor ve pagodanın karanlığında kaybolup gittiğin anların geriliminden uzaklaştırıyor seni. Kendinle başbaşa kalıyorsun yürüyüşün süresince.

Nereye gittiğini tam bilmesen de, güneşe ve bambuların gölgelerine bakarak aşağı yukarı kendi bulunduğun yerin çıkarımını ediniyor, kendine yön tayini yapabiliyorsun. Attığın her adımda güneşe doğru gidiyor, güneşin batışına anlık olarak şahit olabiliyorsun. Uzun zamandır görmekten uzak olduğun bir güzellik bu, yaşadığın sorunları aklına getirmekten bile çekindiğin bu zamanlarda karanlığın tam tersine doğru sakince ilerleyebilmek, bir görevin daha sonuna gelmiş olduğunu ve hayattaki başarılarını, mutluluklarını getiriyor aklına.

Düşünceler içinde bir iki saat kadar daha yürüyorsun, güneşe bugünlük elveda denilen dakikalara denk geliyor yürüyüşünün sonu. Sana söylendiği gibi, eğitim kampını görebiliyorsun, ardında da güneş batmakta. Eski tip manastırlara benziyor gördüğün bina, ardında güneş batarken hatlarını seçmekte zorlanacağın bir biçimde konuşlandırılmış. Yakınlaştıkça büyüklüğüne şahit oluyorsun bu güzel yapının. Kiremit kırmızısı çoğunlukta olacak şekilde altın sarısı hatlarla birbirine bağlanan, birçok parçaya bölünmüş ve içinin mimarisi hakkında dışarısından fikir veren bir yapı bu. Altın sarısı hatlar bir bütünlük içinde binanın hatlarını çevrelemekte, fakat hepsi tek bir noktadan çıkmışcasına dağılmışlar. Ne kadar kule, duvar köşesi, kesiti varsa hepsinin çok ince bir altın renge sahip olduğunu görebiliyorsun. Bu altın şeritlerin çıkış noktası ise, metallerle güçlendirilmiş, tahtadan ana kapısının tam ortasında toplanmış ve kapının ortasında, kapı açıldığı zaman simetrik şekilde ikiye ayrılacak şekilde konuşlandırılmış. Manastırın önce dört yana doğru yatay açılıp ardından tek noktada, en yukarıda buluşacak şekilde inşa edilmiş kule estetiğini manastırın tüm kulelerinde izleyebilmek mümkün.

Sen kapıya kadar ulaştığında ise güneş son selamlarını yolluyor dünyaya, ay ile başbaşa bırakmak için sizi. Seni kapıya ulaştıracak merdivenleri çıkarken kapıyı çalmana gerek kalmıyor, keşişler açıyorlar bu 5 metre yüksekliğindeki büyük kapıyı. Sadece geçebileceğin genişlikte açıyorlar, bu kapıyı sonuna kadar açmak ve geri kapamak zor bir uğraş olmalı. Bir şey söylemeden içeri giriyorsun.

Bir koridorda buluyorsun kendini, ileriye ve iki yana doğru açılıyor. İçeride, dışarının heybetli, şaşaalı estetiğini aratacak bir minimalistlikle karşılaşıyorsun. Tavanlar en azından 5-6 metre kadar yukarı uzanıyor. Duvarlardan aşağı doğru uzanan tutacaklara mumlar tutturulmuş, kusursuz bir metre aralıkla yerleştirilmişler. İki keşiş, birbirlerinden ters yönlere doğru ilerlemekte ve sırayla mumları yakmaktalar.

Bir keşiş karşılıyor seni, at kuyruğu hariç kafasının hiçbir yerinde saç yok, turuncu, gövdesinin sağ üst kısmını kaplayan fakat sol üst kısmı çıplak olan biri. Giydiği turuncu kumaş, ayak bileklerine kadar uzanıyor, ayaklarının bir kumaş kurdele ile tamamen sarılmış olduğunu, bu kumaşın da ayak bileklerinin üst kısmında düğüm yapılmış olduğunu görebiliyorsun. Seni gördüğü zaman iki elini kendi önünde birleştiriyor ve gözlerini kapatıp kafasını çok hafifçe ileri doğru götürdüğünü görüyorsun. Ardından hiçbir şey söylemeden, daha mumları yakılmamış fakat güneşin son ışıklarıyla aydınlatılmakta olan koridordan ilerlemeye başlıyor, onu takip etmeni istiyor olmalı.

İlerlerken etrafta gördüğün bütün keşişlerin benzer şekilde giyindiğini görebiliyorsun. Bulunduğun koridorun sonu manastırın içinde, üstü açık büyük bir avluya çıkıyor olmalı, fakat siz oraya gitmiyor, sağlı sollu ayrılmış odaların soldan üçüncüsünün kapısının önünde duruyorsunuz. Keşiş kapıyı tıklatıyor, ardından sürgülü tahtadan kapıyı sonuna kadar açıyor. İçeride, tipik keşiş kıyafetlerinin dışında giyinmiş iki kişi görüyorsun, yerde bulunan bir masaya oturmuşlar ve çay içiyorlar. Biri Sakuma, gülmekten gözlerini kapatmış şekilde karşısındaki adama bakıyor, eğlendiği besbelli. Karşısındaki adam, normal keşiş kıyafetleri yerine koyu yeşil, kırmızı kurdele bağlarla birbirine tutturulmuş, bakımlı saçları ensesine kadar uzanan incecik biri. Keşişlerin hiyerarşisinde, eğer öyle bir şey varsa, daha yukarıda olduğunu temsil ediyor olmalı. O keşiş, diğer keşişlere nazaran biraz daha güleç biri olmalı, kapının açılışıyla ikisi de size dönüyor. İkisi de gülümsüyor, yarım kalmış çay fincanından bir yudum alıyor keşiş olan, başıyla seni selamlarken gülümsemesini saklamaya çalıştığını görebiliyorsun.

Sakuma da selamlıyor seni, gülüşünü saklamaya çalışmadan. "Nerede kaldın?" diyor, ardından önündeki fincana davranıp bir küçük yudum alıyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kasumikage Teki
Kusagakure
Kusagakure
Posts:343
Joined:October 22nd, 2018, 2:54 am
Künye:

Re: [Kumo Sakuma & Kasumikage Teki] Sezi

Post by Kasumikage Teki » July 23rd, 2020, 2:25 am

Her adımı ile lanet pagodayı biraz daha ardında bırakıyordu. Elinde tuttuğu kar küresine güvenerek karları eze eze ilerliyordu. İçten içe halen bir noktada bariyerlere karşılaşacağını ve tekrardan aksiyona gireceğini düşünmeden edemiyordu Teki. Herhangi bir dayanağı yoktu bu düşüncesinin. Belki de içten içe halen dövüşmek istiyordu. Belki de görevi gereğinden fazla ciddiye almıştı başından beri. "Riaru'nun suçu..." Kendini zorladığında her zaman Riaru kuvvetleri ile olan savaş canlanıyordu aklında. Kumo'nun ölümü, Sakuma ile hissettikleri zavallılık hissi, ölmeleri.... Ve tekrar canlanmaya çalışmaları. Bu görev ikisi içinde bir arınma olacaktı halbuki. En azından ilk başta böyle düşünmüştü Teki. Fakat görev boyunca tek başına kalması bir yana, korkudan pagodanın içine adım bile atamamıştı. İyileşiyordu belki. Fakat kesinlikle istediği hızda değildi.

Yürümeye devam ediyordu karlı zeminde. Artık çoktan bariyerin bulunduğu bölgeyi geçtiğini düşündüğü için biraz daha rahatlamıştı. Kumo shinobileri gerçekten de sözlerini tutmuşlardı. Düşününce adam, kadından çok daha mantıklı birisi gibi duruyordu. Aptal kadın başından beri Teki'ye karşı bu kadar saldırgan bir tavırda olmasaydı işler çok daha farklı gelişecekti. Halbuki Teki de kadına karşı çok saldırgan davranmıştı. Tamamen doğru kararları verdiğini kendisi de düşünmüyordu ancak doğru olanı yapmış ve güzel bir dövüş sunmuştu rakibine. Ayrıca kadını rahatlıkla öldürebilecekken bunu tercih etmemişti. Aynı durumda kendisi olsaydı kadının onu düşünmeden öldüreceğinden emin olduğu için hareketlerini daha az sorgulama gereği duymuştu. Sonuçta öyle ya da böyle görevini tamamlamıştı. Pagoda artık güvenliydi. En azından şimdilik...

Kaçak Kumo shinobilerinin neden bu ormanı tercih ettiğini de kolaylıkla anlayabiliyordu. Üstünden görevin yükü kalktığı için çok daha keyifli gelmişti orman Teki'ye. Sessiz, sakin ve huzurlu... Hayatınının tam tersi...

Yaklaşık iki saat boyunca, yönünden tam emin olmayarak ilerlemeye devam etmişti. Bir yandan güneşin batmaya başlıyor olmasının gerginliği ile uğraşmaya çalışıyordu. Karanlık çökmeden önce hedefine ulaşamaz ise başına neler geleceğini az çok tahmin edebiliyordu. Karları ezen adımları stresli bir şekilde hızlanmaya başladığında istemsizce Kitsune'ye gitmişti eli. Karşısına çıkabilecek her tehlikeye karşı koruyabilirdi kendisini Kitsune ile. Fakat konu karanlık olduğunda tamamen çıplaktı. Yapabileceği herhangi bir şey yoktu. Yenilecek ve yok olacaktı. Bu yüzden de hızlanmalı ve bir Kusagakure shinobisinin yaşayabileceği en rezil duruma düşmemeliydi.

Sonunda keşilerin bahsettiği eğitim kampını gördüğünde derin bir "Oh!!" çekmişti. Güneş halen ardında batmaya devam ettiği için daha fazla vakit kaybetmek istemiyordu. Olduğu yerde durup, etkileyici binayı izlemek isterdi ancak bunun için ne vakti vardı ne de şansı. Kiremit kırmızısı ve altın sarısının güzel bir dansını andırıyordu binanın tasarımı. "Sakuma kesin çok severdi." diye düşünmüştü hemen. Normalde kendi evinin bile nasıl göründüğünü %100 olarak belirtemezdi Teki. Zorunda kalmadıkça bina ve yapılara dikkat etmeyen bir yapısı vardı. Sakuma ise tam aksine, saatlerce gördüğü güzel bir binayı anlatabilirdi.

Binanın kapısına varmak için merdivenleri tırmanmaya başlamıştı. Tam kapının önüne geldiğinde ise keşiler koca kapıyı açmış ve Teki'yi içeri almışlardı. Hiçbir şey konuşulmamıştı. Teki de soru sormadan içeri girmişti. Dışarısı karanlığa teslim olmak üzereydi. Her yer dışarıdan daha güvenliydi o anda. Özellikle de keşişlerin binası.

İçeri girdiği anda garip keşişlerden birisi karşılamıştı Teki'yi. Giymekte olduğu turuncu çarşafı ve kel kafasına yerleştirilmiş at kuyruğu ile aynı diğer keşişler gibi enteresan duruyordu. Alışamıyordu Teki bu adamların görüntülerine. Kendilerini böyle bir tarikata neden adadıklarını anlayamıyordu. Bağlılığı Kusagakure'ye olan bir shinobi için çok yapay kalıyordu keşişler. Ya da belki de Teki cahildi...

Başını eğer selamlamıştı Teki'yi at kuyruklu keşiş. Teki de aynı şekilde karşılık vermek istemiş ancak adam arkasını dönerek yürümeye başladığı için zamanında gerçekleştirememişti hareketini. Girdikleri koridorda soldan üçüncü kapının önünde durmuşlardı. Kapı açıldığında da Teki'yi karışık duygular kucaklamıştı. Sinir? Mutluluk? Sakuma...

Sonunda arkadaşını bulmuştu. Kendisi Kumo shinobileri ile dövüşürken ve görevlerini tamamlamaya çalışırken Sakuma oturmuş çay içiyordu. Sahiden de çay içiyordu. Dostunun suratındaki gülümsemeyi alıp, yere attıktan sonra üstünde tepinmek istemişti o an Teki. Karşısında ise diğer keşişlerden farklı birisi vardı. Kıyafetleri farklı renkteydi ve diğerlerinin aksine bakımlı saçları vardı bu adamın. O da çay içiyordu...

Suratında oluşmuş garip gülümseme ile odaya girmişti Teki. Bir Sakuma'ya bakıyordu, bir de saçlı keşişe. Alnında bir damarın attığını hissedebiliyordu o an. Olabildiğince sakinliğini korumaya çalışırken başlamıştı sözlerine;

"A... Afiyet olsun." Herkesin değil ancak Sakuma'nın anlayabileceği bir şekilde bakmaya başlamıştı dostuna. Teki'nin sinirli olduğunu bilmeliydi. "Nerelerde kaldın?" diye sormuştu Sakuma o an. Daha da ekşiyen suratı ile devam etmişti Teki. "Görevimizi hallediyordum ya. Pagoda falan..." Ellerini beline dayamış ve nefes vermişti bıkkın bir halde. Bu sefer saçlı keşişe doğru dönerek devam etmişti sözlerine. "İki tane kaçak Kumogakure shinobisi boş olduğu için pagodaya sığınmış. Güvenlik amacıyla da bir bariyer kurmuşlar. Keşişlerin bayılmasına sebep olan buymuş. İkisini de kovdum. Bariyer de kaldırıldı. Eskisi gibi pagoda sizindir." Masaya kaymıştı gözleri. Yorgun ve susuz kalmıştı bunca zaman boyunca.

"Lütfen bana da çay koyar mısınız? Küçük Jisaku nerede?"
Image
ImageImageImage ImageImageImageImageImageImage


Künye
İsim: Kasumikage Teki
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Suiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 30.000
Prestij: 2
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Bilinmek ve Saygı duyulmak; Teki her zaman saygı duyulan bir insan olmaktan keyif almıştır. Her zaman daha güçlü olmak, tebrik edilmek ister. Bu yüzden de shinobiliğe çok önem verir. Her zaman kendisinin seviye olarak üstünde birileri olacağının bilincindedir ve bu duygu onun çalışmalarına daha fazla enerji harcamasına sebep olur.

Komplikasyon
Karanlık; Karakter Kusagakure ile Riaru arasında geçen savaşta yoğun zihinsel saldırılara maruz kalmıştır. Saldırılar sebebiyle, karakter karanlık ortamlarda sanrılar görmektedir.
Karakter yoğun çabalar sonucunda sanrıları bir nebze de olsa def edebilmeyi başarmıştır. Karakter eğer bir kaç metre önünü görebileceği bir ışık kaynağına sahipse sandırlara negatif bir etki altında kalmadan karşı koyabilir. Bu mesafenin altında, karanlık karaktere ne kadar yakınsa sanrıların şiddeti o kadar artar. Eğer karakter zifiri karanlıktaysa sanrılar standart kuvvetlerine ulaşır.
Sanrılar karaktere olmayan silüetler ve sesler şeklinde gelir. Bu sanrılar karakterin stres seviyesini hızla arttırır, rasyonel düşünmesini engelleyebilir. En ağır şeklinde karakterin bir ışık kaynağı bulana kadar kaçmasına sebebiyet verebilir.

Özellikler

Profil
Güç: 5
Çeviklik: 6
Kondisyon: 6
Potansiyel: 6
Varlık: 6
Zeka: 5

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 3
[Çeviklik] Akrobasi: 3
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 3
[Kondisyon] Form: 8 (2. Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 7 (1. Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 2
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 1


Kekkei Genkai
Dokuton; Kyousui No Yoroi
Atlama;Zırh Rekleksi

Ninjutsu
Suiton; Suiwa
Suiton; Mizurappa
Suiton; Bousen No Jutsu
Ninpou; Kage Bunshin no Jutsu
Ninpou; Shunshin
Ninpou; Otonaku Ashi no Jutsu
Ninpou; Kuchiyose no Jutsu; Hiyaki


Taijutsu
Shigure Stili (A-Rank)
Shigure Kenjutsu; Hadan
Shigure Kenjutsu; Hade
Suiseiki Stili (C-Rank)
Suiseiki: Kaidan


Genjutsu

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Katana; Kitsune (İyi Kalite) (Aile Yadigarı)
Kar Küresi (Görev Hatırası)
Özel Üretim Siyah Termal Tulum
Özel Üretim Matara
Özel Üretim Bacak Aparatı (x2)
Özel Üretim Koruyucu Gözlük
Minik El Feneri
Zippo Çakmak
2 Kan Hapı (Normal)
1 Çakra Hapı (Normal)
2 Kondisyon Hapı (İyi)
2 İyileştirici Hap (Normal)
1 Yemek Hapı (Normal)
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
2 Sis bombası (Normal Kalite)

User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kumo Sakuma & Kasumikage Teki] Sezi

Post by GM - Naruto » August 3rd, 2020, 12:07 am

İmalı bakışlarına gittikçe pisleşen bir sırıtışla cevap veriyor sadece Sakuma. Sen olan biteni anlattıkça bu sırıtışı daha da büyüyor, aralarda birkaç ufak tefek sorular soruyor sadece. Tamamen önemsiz olan bu ufak sorgulamalarının, muhabbetin devamını getirmekten başka bir amacı olmadığını anlayabiliyorsun arkadaşını izledikçe. Keyfi pek yerinde gibi, senin "sağ salim" dönerek görevi bitirmenle bu keyfi daha da katlanmış gibi. Bitkinlikle odağını keşişe yöneltip, ona anlatmaya devam ediyorsun yaşadıklarını.

Keşişin güleç suratında bir bozulma olmuyor en başta. Ancak seni dinledikçe gülümsemesinin şiddeti çooook yavaş bir şekilde azalmaya başlıyor. Lafların bittiğinde ise yüz ifadesi hala hafifçe gülümser, çok az da endişe barındıran bir hale bürünmüş oluyor. "Kovdunuz." diye tekrar ediyor bu ifadesini korurken. Yaşadıkların hakkında anlatacakların bittiğinde ise bir kaç saniyelik sessizliğin ardından "Peki. Ellerinize sağlık." diyor sadece. Bir şeyler düşünüp laflarını sonlandırdığını anlayabiliyorsun. Havanın garipliği çok ağır olmadığı için fazla kafana takılmıyor bu durum. Zaten keşişleri anlamanın zor olduğunu da biliyorsun.

Masaya, Sakuma'nın yakınına çöküyor ve en sonunda kavuşabildiğin rahatlama hissinin kollarına bırakıyorsun kendini. Çaylar, atıştırmalıklar gelip gidiyor tepedeki tapınakta reddedilenin aksine. Rahat olmanız için ellerinden geleni yapıyor buranın sakinleri. Ortamdaki güzel koku kaslarınızı iyice gevşetiyor, dışarıya çöken karanlığı hatırlatmayacak bir akşam geçirmeye başlıyorsunuz. Jisaku'nun uyumakta olduğunu, akıbetinin ise Kusagakure yönetimi ile konuşulduktan sonra kararlaştırılacağını öğreniyorsun yeşil kıyafetli adamdan. Muhabbetiniz köyün ve ülkenin gidişatından ilerliyor, son yaşanan savaştan geçiyor, havadan sudan muhabbetlere evrilerek yavaş yavaş sonlanıyor. Ardından, geceyi burada rahatça geçirebilmeniz için birkaç ufak hazırlıklara başlıyor etrafınızdakiler. Banyolarının yerini gösteriyorlar, gece giymeniz için rahat rahat yukatalar çıkarıyorlar. Kalacağınız yerleri de gösterip, sizi rahat bırakıyorlar. Sıkıntısız bir gece geçiriyorsunuz. Tepedeki tapınağın aksine buradakilerin bir otel çalışanı misali seferberliklerini düşündüğünüzde keşişlerin kafa yapılarına dair düşünceleriniz biraz daha karışıyor. Dünyalarını pek anlayamayacağınızı bir kez daha idrak ediyorsunuz.

Sabahın ilk ışıklarıyla hafif bir kahvaltının ardından köye doğru yollanıyor, sorunsuz bir yolculuğun ardından da köye ulaşıyorsunuz. İlk durağınız Kusa-chou binası oluyor. Kar kürelerinizi teslim edecek olmanın bilinciyle otomatikman Aisu'nun odasına yöneliyorsunuz düşünmeden. Bir on veya on beş dakika odasındakilerin çıkmasını bekliyorsunuz, öyle alınıyorsunuz içeri. Odaya girdiğinizde bariz bir memnuniyet ifadesi beliriyor kızıl saçlı kadının suratında, "Dönmüşsünüz!" diyor gülümseyerek. Meraklı gözleri ikinizin üstünde gidip gelirken anlatacaklarınızı dinlemeye başlıyor Aisu. Anlatacaklarınızın buradakilerle sınırlı kalmayacağını, sonrasında bir de rapor yazacağınızı aklınızda tutarak başlıyorsunuz yaşanılanları anlatmaya.
Off Topic
Son turunu alayım. Görevi Aisu'ya sözlü olarak anlattıktan sonra bir de yazılı rapor vermen gerektiğini tekrar hatırlatmak isterim. Ardından son bir tur gireceğim anlattıkların ve raporuna göre, ödüllerini de verip konuyu burada bitireceğim.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kasumikage Teki
Kusagakure
Kusagakure
Posts:343
Joined:October 22nd, 2018, 2:54 am
Künye:

Re: [Kumo Sakuma & Kasumikage Teki] Sezi

Post by Kasumikage Teki » August 3rd, 2020, 8:22 pm

Başından geçenleri biraz isteksiz bir şekilde sakince dile getirdikten sonra aldığı tepkiler pek de istediği gibi olmamıştı Teki'nin. Sakuma samimiyetsiz bir şekilde gülüyordu sadece. Arada da sadece konuşmayı devam ettirici sorular soruyordu. Biraz sinirini bozmuştu bu durum Teki'nin. Çünkü yalnız bırakılmıştı. Şu anda tek parça olarak geri dönmüştü ancak bu durumu garanti eden bir özelliğe sahip değildi. Sakuma, Jisaku'yu buraya bıraktıktan sonra boş boş vakit öldürürken Teki hayatından olabilirdi. Her ne kadar dövüşü ve genel anlamda görevi başarılı bir şekilde sonlandırmış olsa da, bu göreve beraber çıkmışlardı ve Teki görev boyunca kendisini yalnız bırakılmış hissetmişti. Bu sebeple de canı sıkılmış haldeydi ve Sakuma'nın bu ilgisiz tavırlarını ona yakıştıramamıştı.

Baba Keşiş ise Teki'nin anlattıklarına kısa cevaplarla karşılık vermiş ve Teki'nin kafasının daha da karışmasına sebep olmuştu. Sahiden keşişleri anlayamıyordu Teki. Bu yüzden de bir an evvel lanet bambu ormanından çıkmak ve köyüne, evine dönmek istiyordu. Fakat bu sefer keşişlerden bir tık daha farklı karşılık almaya başlamıştı. Sakuma'nın yanına oturduğu gibi bir rahatlama hissi ele geçirmişti tüm vücudunu. Kasları gevşemişti ve uzun zamandır üstünde olduğunu hissettiği yükten kurtulmuştu o anda. Aynı zamanda tepedeki tapınakta yaşadıklarının aksine buradaki keşişler bencil ve pislik değildi. Birden önlerindeki masaya atıştırmalıklar ve çaylar gelmeye başlamıştı. Şimdi yavaş yavaş anlayabiliyordu Sakuma'nın neden yanına gelmediğini. Fakat yine de ona hak vermiyordu kesinlikle. Çünkü kendini biliyordu Teki. Kendisi ne olursa olsun görevi tehlikeye atmaz ve arkadaşına yardıma giderdi. Ne olursa olsun. Lanet Sakuma, Fuuma'yı bile yollamamıştı yardım için...

Küçük Jisaku'nun kaderine Kusagakure yönetimi ile yapılan görüşmeler sonunda karar verilecekti. En azından minik pisliğin daha iyi ellerde olduğunu düşünüyordu Teki. Savaşta ailesini kaybeden o küçük çocuğa hem Kusagakure yönetimi, hem de keşişler sırtını dönmeyecekti. Onu nasıl bir hayat bekliyor bilmiyordu, fakat bundan sonra bir amacı olacaktı küçük çocuğun.

Karnı çok güzel bir şekilde doymuştu Teki'nin. Oturduğu yerde geri doğru yaslanmış, yere dayadığı elleri ile kendini dengede tutarken derin derin nefes alıyordu. Ağzına attığı son lokma fazla gelmiş ve nefes alışını zorlamıştı. Gider yolunu çay ile açmadan önce nefeslenmek zorunda kalmıştı. Keşişler de boş durmuyordu bu süre boyunca. Sanki bir oteldeymişler gibi hizmet ediliyordu kendilerine. Bir yandan Sakuma ve Teki'ye banyoların yerini gösteriyorlar, bir yandan da gece giymeleri için rahat yukatalar getiriyorlardı. Pagoda savaşında omzuna aldığı ok yarası ile de ilgilenmişlerdi Teki'nin. Tepedeki tapınaktan %100 farklı bir yaklaşım sergiliyorlardı buradaki keşişler. Teki ise şaşkına dönmüş benliği ile sadece keyif almaya çalışıyordu içinde bulunduğu andan.

Sıcacık ve harika bir duş aldıktan sonra giydiği yumuşacık yukata ile kalacağı yerdeki yer yatağına yığılmıştı. Tam o anda görevin yorgunluğu çıkmaya başlamıştı vücudundan. Gözlerini kapatıp anında uykuya daldığında da aklındaki tek şey yarın eve dönecek olmasıydı.

Dönüş yolunda pek fazla konuşmamışlardı Teki ve Sakuma. İkisi de ortada bir gerginlik olduğunun bilincindeydi ancak ikisi de lafa girmiyordu. Teki bir özür beklediği için konuşmayı tercih etmiyordu. Sakuma'nın da düşüncesizliğine anlam veremiyordu bir türlü. Sorunsuz bir şekilde köye ulaştıklarında da hızlıca Kusa-chou binasına gitmişlerdi hiç konuşmadan. Kar kürelerini teslim etmek için Aisu'nun odasının önüne varmışlar ve içerinin uygun olmasını beklemişlerdi yaklaşık 10-15 dakika boyunca.

"Pagoda çevresine kurulan bariyeri bu kar küresi ile bozdum bu arada. Bilmek istersen diye söyleyeyim dedim..."

Güler yüzle karşılamıştı Aisu iki genç shinobiyi. Odaya geçtikleri anda meraklı gözlerle dinlemeye başlamıştı Aisu. Sakuma'nın anlatacağı pek bir şey olacağını düşünmediği için hemen lafa girmişti Teki.

"Görevi başarı ile tamamladık Aisu-san. Kumogakure'li iki tane kaçak ninja bahsi geçen pagodayı mesken eğlemiş ve çevresine bir bariyer kurmuş. Tamamen güvenlik amaçlı. Bariyere yakalanan kişiler birden sarhoş bir hale bürünüyor ve ortamdan uzaklaşıyor. Keşişlerin başına da gelenler buymuş. Verdiğiniz kar küresi sayesinde bariyeri geçmeyi başardım ve içeride kaçak ninjalar ile karşılaştım. Bir tanesini başarılı bir şekilde etkisiz hale getirdim ancak diğeri ile aramızda bir dövüş olmadı. Yaralanan dostunu da alarak pagodayı terk edeceğini söyledi ve onların gitmesine izin verdim. Hem çakra hem de kondisyon açısından çok iyi durumda olmadığım için savaşa devam etmem durumunda kötü duruma düşebilme ihtimalim vardı. Bu sebeple önceliğim olmasa da böyle bi yol seçmek durumunda kaldım. Detayları raporuma da ekleyeceğim."

Sözleri bittiğinde Sakuma'dan gelecek sözleri merakla beklemeye başlamıştı Teki. Her ne kadar burada belirtmemiş olsa da, raporunda küçük Jisaku'dan ve Sakuma'nın yokluğundan bahsetmesi gerekecekti.
Kasumikage Teki (Kusagakure Takım 4) Görev Sonu Raporu

Bize verilen görev doğrultusunda takım arkadaşım Sakuma ile Sagano Bambu Ormanı'ndaki keşişlerin yerleşkesine doğru yola çıktık. Yolculuğumuzun ortalarında adının Jisaku olduğunu öğrendiğimiz eski bir Kusagakure shonibisi ile karşılaştık. Bize yine adı Jisaku olan küçük bir çocuk bırakarak ortadan kayboldu. Kendisini bizzat durdurmaya çalıştım ancak başarısız oldum. Yaptığı jutsu ile vücudumu felç ederek ortamdan uzaklaşmayı başardı. Küçük çocuğu da yanımıza alarak keşişlerin tepedeki yerleşkesine varmayı başardık. Burada görevimiz hakkında daha fazla bilgi alma şansımız oldu. Bahsi geçen pagodaya doğru tek başıma devam ettim. Sakuma ise küçük çocuğu bir diğer keşiş yerleşkesine götürmeye başladı. Görevin devamında kendisi ile bir daha karşılaşma şansım olmadı.

Keşişlerin bahsettiği pagodaya vardığımda çevresinin bir bariyer ile kaplandığını fark ettim. Kendim bariyere yakalanmamış olsam da, yarattığım klonlarımdan birisi yakalandı ve bir sarhoş gibi sendeleyerek geri dönmeye başladı. Sonrasında ise gözü karardığı için yok oldu. (Riaru kuvvetleri ile olan savaşımızda bu komplikasyona sahip olmuştum.) Aisu-San tarafından bize verilen kar küresi sayesinde bariyeri geçmeyi başardım ve pagodaya doğru ilerlemeye devam ettim.

Pagodaya varmamla beraber iki adet Kumogakure kaçağı tarafından saldırıya uğradım. İlk etapta olayı kan dökmeden çözmeye çalışsam da, maalesef bu konuda başarısız oldum ve kendileri ile yakın dövüşe girdim. Bisento kullanıcısı bir kadın ve sonradan adının K olduğunu öğrendiğim okçu bir adam vardı karşımda. Kadını dövüş dışı bırakmayı başardım ancak vücudumdaki yorgunluk ve tek kalmamdan kaynaklı olarak adam ile savaşıma devam edemedim. Her ne kadar adamı yenememiş olsam da, iki kaçağın da pagodadan uzaklaşmasını ve kurdukları bariyeri kaldırmalarını sağladım. Sonrasında ise önceden Sakuma'nın gittiği diğer keşiş yerleşkesine giderek keşişlere de görev raporumu sundum. Geceyi orada geçirmemize izin verdiler ve sabahın ilk ışıkları ile köyümüze geri döndük.

Kumogakure ninjalarının nereye gittiğini bilmemekteyim ancak bize karşı sorun çıkarıcı amaçlara sahip olduklarını şahsen düşünmemekteyim. Sadece köylerinden kaçmaktalar. Sebeplerini öğrenmeye çalışsam da, maalesef bu konuda bir bilgi alamadım.

Kusagakure yetkililerinin bilgisine arz ederim.
Image
ImageImageImage ImageImageImageImageImageImage


Künye
İsim: Kasumikage Teki
Yaş: 20
Cinsiyet: Erkek
Element: Suiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 30.000
Prestij: 2
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Bilinmek ve Saygı duyulmak; Teki her zaman saygı duyulan bir insan olmaktan keyif almıştır. Her zaman daha güçlü olmak, tebrik edilmek ister. Bu yüzden de shinobiliğe çok önem verir. Her zaman kendisinin seviye olarak üstünde birileri olacağının bilincindedir ve bu duygu onun çalışmalarına daha fazla enerji harcamasına sebep olur.

Komplikasyon
Karanlık; Karakter Kusagakure ile Riaru arasında geçen savaşta yoğun zihinsel saldırılara maruz kalmıştır. Saldırılar sebebiyle, karakter karanlık ortamlarda sanrılar görmektedir.
Karakter yoğun çabalar sonucunda sanrıları bir nebze de olsa def edebilmeyi başarmıştır. Karakter eğer bir kaç metre önünü görebileceği bir ışık kaynağına sahipse sandırlara negatif bir etki altında kalmadan karşı koyabilir. Bu mesafenin altında, karanlık karaktere ne kadar yakınsa sanrıların şiddeti o kadar artar. Eğer karakter zifiri karanlıktaysa sanrılar standart kuvvetlerine ulaşır.
Sanrılar karaktere olmayan silüetler ve sesler şeklinde gelir. Bu sanrılar karakterin stres seviyesini hızla arttırır, rasyonel düşünmesini engelleyebilir. En ağır şeklinde karakterin bir ışık kaynağı bulana kadar kaçmasına sebebiyet verebilir.

Özellikler

Profil
Güç: 5
Çeviklik: 6
Kondisyon: 6
Potansiyel: 6
Varlık: 6
Zeka: 5

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 3
[Çeviklik] Akrobasi: 3
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 3
[Kondisyon] Form: 8 (2. Favori)
[Potansiyel] Ninshuu: 7 (1. Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 2
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 1


Kekkei Genkai
Dokuton; Kyousui No Yoroi
Atlama;Zırh Rekleksi

Ninjutsu
Suiton; Suiwa
Suiton; Mizurappa
Suiton; Bousen No Jutsu
Ninpou; Kage Bunshin no Jutsu
Ninpou; Shunshin
Ninpou; Otonaku Ashi no Jutsu
Ninpou; Kuchiyose no Jutsu; Hiyaki


Taijutsu
Shigure Stili (A-Rank)
Shigure Kenjutsu; Hadan
Shigure Kenjutsu; Hade
Suiseiki Stili (C-Rank)
Suiseiki: Kaidan


Genjutsu

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Katana; Kitsune (İyi Kalite) (Aile Yadigarı)
Kar Küresi (Görev Hatırası)
Özel Üretim Siyah Termal Tulum
Özel Üretim Matara
Özel Üretim Bacak Aparatı (x2)
Özel Üretim Koruyucu Gözlük
Minik El Feneri
Zippo Çakmak
2 Kan Hapı (Normal)
1 Çakra Hapı (Normal)
2 Kondisyon Hapı (İyi)
2 İyileştirici Hap (Normal)
1 Yemek Hapı (Normal)
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
2 Sis bombası (Normal Kalite)

User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kumo Sakuma & Kasumikage Teki] Sezi

Post by GM - Naruto » August 22nd, 2020, 9:22 pm

Aisu anlattıklarını sessizce dinlemeye başlıyor. Yüzündeki gülümser ifade başlarda bozulmazken, Kumogakure'lileri bıraktığını söylemenle aniden gülümsemeyi kesiyor. Kaşlarını dramatik bir şekilde havaya kaldırıp, gözlerini de 2-3 kere kırpıştırıyor lafını kesmeden. Duyduklarını anlamadığından değil de, sindirmek için böyle bir ifade takındığını anlayabiliyorsun. Neyse ki kaçakları o an ki kötü durumundan dolayı bırakmak zorunda kaldığını duyunca rahatlıyor da, o kadar yolun üzerine bir azar yemek zorunda kalmıyorsun. "Yani... Senin sapasağlam dönmen bizim için daha değerli tabi. Fakat tek başına kalmayıp bir şekilde onları buraya getirebilseydiniz çok daha iyi olurdu." diyor sakin bir sesle. Gözleri bir senin bir Sakuma'nın üzerinde dolaşıyor bu esnada. Ardından düzelip, tekrar gülümsemeye başlıyor.

"Küreler sizde kalabilir. Benden ufak bir hediye olsun sizlere." diye ekliyor sakin bir sesle. Ardından gitme vaktinizin geldiğini anlıyorsunuz. Sakince odadan çıkıyor, evlerinize yollanıyorsunuz.

Görev sonlanmıştır.




İki karakter de imzasına aşağıdaki eşyayı geçirebilir.

Off Topic
Aisu'nun Kar Küresi
Sallandığında güzelce parıldayan bir adet kar küresi. Daha önceden mühürlü bir güç barındırıyordu. Ancak bu gücünü yitirmiş gibi.
Kasumikage Teki
  • Görev Sonu:
    • 175 GP
    • 125.000 Ryo
    • 5 PP
Kumo Sakuma
  • Görev Sonu:
    • 0 GP
    • 0 Ryo
    • 0 PP
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Sagano Bambu Ormanı”