[Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Ticaretin ve zanaatın şehri.
User avatar
Kurosawa Haru
Kusagakure
Kusagakure
Posts:311
Joined:October 12th, 2018, 9:09 pm
Künye:
Arena:
Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by Kurosawa Haru » November 9th, 2018, 12:30 am

"Aki Joben" diye tekrar etti adam kendini tanıtırken. Konuşma esnasında bir yandan da şapkasını ve gözlüğünü çıkarmış, ay ışığı gibi bembeyaz saçlarını saldı, savurdu açılsınlar diye. Tüm dikkatiyle Joben'i dinliyordu ay ışığı. Jouichirou'nun her şeyi not alacağına inancı tamdı, bu yüzden yine yazmıyordu. Zira Haru her şeyi hatırlardı zaten. Adamın hal ve tavırlarına da dikkat ediyordu. Karşısında yorgun, bezgin bir Shinobi vardı, yaptığı işi akşam eve gidebilmek için yapıyor gibiydi. Hızlı hızlı anlatıyor, anlatım tarzı nefes ritmine hükmediyordu. Bir an önce bu odadan çıkmalarını istiyor gibiydi. Haksız değildi, işi başından aşkındı zaten. Anlatılan kelimeleri tek tek düşünüyordu Haru. Tek bir kelimeydi yola dahil olmalarını sağlayabilecek şey. Pusulasız şekilde denizde yüzmektense, bir yol çizmenin en mantıklı durum olacağını düşünüyordu.

Sentetik zehir tamlamasını geçirdi aklından. "Hangi zehir olduğunu bilmiyorlarsa, deliryum anlarına sebep olan şeyin zehir olduğunu nereden biliyorlar? " diye içinden geçirdi Haru. Beyin sapını tetikleyen herhangi bir durum buna sebep olabilirdi, başlıca Genjutsu'lar olmak üzere. Ama... Eğer bu kişi veya kişiler maktüllere genjutsu uyguluyorlarsa, bu durumun kişi öldükten sonra anlaşılmasının pek bir yolu yoktu. Hiçkimse biri öldükten sonra beyin sapına bakıp, buna genjutsu uygulanmış olabilir mi acaba diye test etmezdi. Şimdilik bu durumu aklından çıkardı Haru.

Dinlediği hikayede iki kilit kişi vardı. Katille direkt olarak temasa geçmeyi başarmış iki kişi, biri torun, biri de Otonari Akira, ölü Shinobi. Torun, Akira’yı iş üzerindeyken görmüştü. Üçünün de aynı ortamda bulunduğu bir an vardı. Eğer Akira’nın kovaladığı kişi ondan kaçabilecek hızdaysa, bir Shinobi olmalıydı. En azından bunu biliyorlardı. Hikayenin en can alıcı yerine geliyorlardı, ve Haru sadece Joben’in söylediği şeylere dayanarak yaptığı çıkarımları düşünüp kendiyle ufacık da olsa gurur duydu.

Önlerinde oldukça önemli ve sonuca ulaştıracak iki durum vardı. Birincisi, ölen shinobi’nin son sözleriydi. “Duramıyorum, duramam” Duramam kelimesi, durmam kelimesinin anlamından çok daha farklı bir anlam taşıyordu. Oradaki tek bir harf, bir şeyin bilinçli yapıldığı, ve bir tradeoff’unun olduğunu gösteriyordu Haru’ya göre. Durursa bir şey olacağının bilincindeydi Akira. Neden koştuğunu biliyordu, durursa neler olacağını da biliyordu. Akira’nın ölümü çok üzücüydü, çünkü hem katille birebir temasta bulunmuştu, hem de zehrin tesirinden, nasıl çalıştığından haberdardı. Fakat Haru, bu zehir olayının çıkmaz bir sokak olduğunu düşünüyordu. Ne yapacaklardı ki, kapı kapı dolaşıp sentetik zehir üretebilecek insanları mı yakalayacaklardı? “Belki de…” diye düşündü Haru. “Belki de bu zehir beyin sapının rölantide kalması durumunda kişiye öldürücü etki gösteren bir zehirdir. Koşarak, aktif tutabiliyordu organını. Sakinleştiği zaman da zehir ölümcül etkisini gösterdi.” Bundan başka çıkarabildiği bir şey yoktu.

İkincisi bir çıkmaz sokak değildi. Konu, cesedin geri kasabaya dönüşüydü. Joben sözünü bitirdikten sonra Haru konuşmaya başladı. “Cesedin, kanalizasyon vesaire gibi yollardan geri girmediğini varsayıyorum, köye tek giriş yolu kervanlardır, yoksa kapıdaki Ikku gibi Shinobi’ler görürlerdi. İçeri giren kervanların girdikleri saatlere göre bir listesini rica ediyorum sizden Joben-san. Özellikle köye yakın zamanda birden fazla kere giren kervancıların bir listesi. Biri bu cesedi içeri belli bir niyetle içeri sokmuş, zira ölü birinin beyinciğini köyün dışında da alabilirler, onu orada terk edip gömüp her şeyden kurtulabilirlerdi. Ama bunu yapmadılar, birçok riski göze alıp cesedi içeri, kasabaya geri getirdiler, beyin sapını aldılar ve ona poz verdirdiler, sergilediler.” söylediği şeyin ağırlığından dolayı biraz utanmış olsa da, yutkundu, devam etti. “Ayrıca, Akira-san’ın ölmeden önce araştırmada fazlaca yol kat ettiğini görmek zor değil. Katili gören iki kişiden biri. Zehrin nasıl çalıştığını bilen biri. Akira-san’ın görev aldıktan, öldürülene kadar yaptığı her şeyin bir listesini rica ediyorum. Bizim, onun katettiği yolları baştan yürümemizi engelleyecektir. Bu arada, kalacak yer için çok teşekkür ederiz Joben-san. Minnettarız.” Dedi.

Kurosawa Haru

Fiziksel Profil

Yaş: 19 Cinsiyet: Kadın Element: Doton
Seviye: C-Rank Rütbe: Chuunin
Ryo: 60.000 Prestij Puanı: 0 Ün: 26 Kullanılabilir GP: 10

Motivasyon: Haru’yu uyandıran, onu yaşatan istek, etrafındakilerin zarar görmesine engel olmak, masumları korumak ve Dünya’yı daha iyi bir yer haline getirebilmek için yapabileceğinin en iyisini yapmak, hayatın ona sunduğu hiçbir fırsatı kaçırmamak olduğu düşüncesindedir. Bu uğurda kendi çocukluğundan ve duygularından vazgeçmiş olan Haru, başka insanların bunlardan vazgeçmemesi için elinden geleni yapacak, insanlığa daha iyi bir gelecek sunmak için çalışacaktır.

Komplikasyon: Albinoluk. Haru bir albinodur ve güneşten kendini koruması gerekmektedir. Bunun için güneş gözlüğü takar ve tüm vücudunu kaplayan kıyafetler tercih eder. Güneşe uzun süre maruz kalırsa çillenir, vücut yanıkları ortaya çıkar ve güneş onun için ölümcül olabilir. Işıktan daha çok etkilenir ve ışığın kör edici özelliği onun için çok daha etkilidir.

Savaşçı Profili
Güç: 6 Çeviklik: 7 Kondisyon: 5
Potansiyel: 7 Varlık: 2 Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Favori][Çeviklik] Akrobasi: 10 | [Çeviklik] El Hassasiyeti: 1 | [Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 4
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1 | [Varlık] Empati: 1 | [Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1 | [Zeka] Farkındalık: 1 | [Zeka] İzcilik: 1

Özel Mod
Majiwari
Majiwari: BANG! - Özel Mod Tekniği

Ninjutsu
Doton: Gansetsukon (El Mührü Azaltma, Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Doryuu Shiki (Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Moguragakure no Jutsu
Doton: Doryuu Heki (Chakra Azaltma Mevcut!)
Doton: Kadan (Özel Yaratım Teknik!)

Taijutsu
Nagatsu Tekniği B-Rank
Issen - Nagatsu Stili

Ekipmanlar

Gerçekliğin Kumaşı - Kıymetli Nadide Ekipman

Özel Üretim Cübbe
Özel Üretim Kalkan
Özel Üretim Gözlük

Yari (Normal Kalite)
3 Kunai (Normal Kalite) 5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite) 1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite) 2 Sis bombası (Normal Kalite)
User avatar
Moriai Jouichirou
Posts:70
Joined:October 16th, 2018, 8:58 pm

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by Moriai Jouichirou » November 9th, 2018, 2:13 am

Merdiven basamakları ayaklarının altında birer birer bedenlerinden yeryüzü istikametine doğru hareket ederken, üçüncü katta konuşulan Gyaku konusu Jouichirou'nun algısını komple yukarıya doğru kaydırmasına sebep olmuştu. Bu kadar yakın bir yerleşkede bile Gyaku'nun yöntemleri sorgulanıyorsa, onun bu ara uğraştığı konu dışında pek bir şeyle ilgilenmiyor olduğu anlamına geliyordu. Son zamanlardaki uykusuz, yorgun ve agresif görüntüsünün sebep olduğu konu Jouichirou'nun zihnini Kusagakure'nin merkez binasına kadar götürüp geri getirmişti. Bir kasaba yerleşkesindeki görevlinin, Gyaku'yu çiğneyip konuyu direk en üst mertebeye taşıması için tahammül sınırlarını çoktan geçmiş olması gerekliydi. Bu sırada kafile üçüncü kata ulaşmıştı. Masanın ardında duran kızıl saçlı shinobi kafileyi önce bir miktar süzmüş, Gyaku'ya göndermesini yaptıktan sonra konuşmaya başlamıştı. Haru herhangi bir şey söylemeyince Jouichirou da bu serzenişe karşı herhangi bir tepkide bulunmadı. Joben'in tavırlarına ve görevin gidişatındaki oluşabilecek olaylara göre bu serzenişi köye yazacağı görev raporunda dile getirebilirdi. Ardından Joben konuyu anlatmaya başladığında not defterini sürekli koyduğu yerden çıkarıp sayfaları çevirdi. "Jouichirou 18. Yaz 2. Görevi" başlıklı sayfaya gelip Joben'i dinlemeye başladı.

"Zehir hakkında hiçbir bulguya rastlanmadı, yapay olduğu düşünülüyor. Kawabata Fumihiro ilk kurban, kasap dükkanın sahibi. Torunu Fumihiro'nun katillerini bulmak için evi terk etti, nerede olduğu bilinmiyor. Otonori Akira ikinci kurban, bir shinobi. Görevlendirildikten sonra birini kovalarken torun tarafından birini kovalarken görüldü. Daha sonrasında son kez kasaba girişinde Kusagakure istikametinde koşarken görüldü, "Duramıyorum! Duramam!" dediği duyuldu. Zehrin etkisi altında olması, olasılık dahilinde. Terk edilmiş bir evde ölü bir şekilde bulundu. Akira'nın bulunmasından beri üç gün geçti."

Joben konuşmasını bitirdikten sonra Jouichirou da kalemle yazmayı bitirdi. Konu ile ilgili notlarını almıştı, birkaç saniyelik sessizlikte yazdığı şeyi tekrar okudu. Aslında yerleşkenin de konu ile ilgili pek bir şey bilmediğini fark etti. Üzerlerindeki iş yükü, herhangi başka bir konu ile ilgilenmelerini engelliyordu. Fumihiro'nun ölümünden 6 gün sonra Akira'nın ölü bedenine ulaşılmıştı. Ama ikisinin de tam olarak ne zaman öldüğü ile ilgili herhangi bir bilgi aktarmamıştı Joben. Jouichirou herhangi bir şablona oturtamıyordu bu iki cinayeti. Hiçbir ortak yanları yoktu, ikisinin de insan olup beyin sapına sahip olmaları dışında. Bu sebeple bunun seri bir katil işi değil, planlı bir deney için yapılan cinayetler olduğu fikri konusunda netleşmişti düşünceleri. Tek takıldığı detay, bu ikisinin bulunması arasında geçen zamanın 6 gün olması, son bulunan cesetten sonra 3 gün geçmesi ve önlerindeki festivale 3 gün olması. Düşüncelerini festival ile ilgili kaos senaryolarından uzaklaştıramıyordu. Zehrin etkisi konusunda da herhangi bir bulgu yoktu, sadece havada ve Jouichirou'nun zihninde tahminler uçuşmaya devam ediyordu. Doğru olanı çıkıp bizzat araştırmak olacaktı. İşi başkalarına bırakmanın anlamı yoktu.

Haru konuşmaya başladığında ise Jouichirou, onun yaptığı çıkarımları dinlemeye başladı. Haru-san konuştukça, bu göreve onunla çıkmış olduğu için kendini daha da güvende hissetti. Kendi aklına gelmeyen birkaç fikri, Haru'dan alıp zihninde harmanlamaya başlamıştı bile. Joben'den ise birkaç belge istemişti. Eğer belgeler yerleşke tarafından sağlanabilirse, belki bir ipucu çıkarabilirlerdi. Bu sırada Jouichirou uzun zamandır konuşmadığını fark etti. Ağzında bir miktar tükürük dolaştırıp yuktunduktan sonra "Haru-san haklı. Bu dönemde kasaba ve çevresine girip çıkan çok fazla insan var. Kusagakure tarafından gelirken kervanların etrafında herhangi bir shinobi görmedim. Güvenlik seviyesi arttırılmalı ve kervanlar kontrollü bir şekilde kasabaya alınmalı. En azından zehrin ne yolla bulaştığını veya direk bu katili bulana kadar temkinli davranmakta fayda var. Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler Joben-san.". Ardından Haru'ya doğru dönüp, "Vaktimiz kısıtlı, ikiye ayrılalım. Ben kasap ve çevresine bakacağım. Sen terk edilmiş ev civarına bak. Güneş battıktan sonra yerleşkede buluşalım. Birimiz gece yarısına kadar geri dönmezse, diğerimiz onu aramak için çıksın. Tehlikeli bir durumda savaşmak son çare. Yalnız gireceğimiz bir savaş böyle bir durumda bizim de beyin saplarımızın katilin eline geçmesini sağlayabilir."

Jouichirou konuşmasını bitirdikten sonra Joben'in belgeler ile ilgili cevabını bekleyecekti ve ardından yerleşkeyi terk edip kasap dükkanına doğru yol alacaktı. Bu akşamı bir ipucu bularak geçirebilirlerse, aklındaki felaket senaryolarını engellemek için bir şansları olabilirdi.
Image
Image
Konuşma Renk Skalası

"Jouichirou Dış Ses"
"Jouichirou İç Ses"
"Zuijin Dış Ses"
"Diğer Karakter ve NPC Dış Ses"
Künye
İsim: Moriai Jouichirou
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 115.000
Prestij: 8
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Zuijin Esareti
Jouichirou; kendi gerçekliğinden, dünya gerçekliğine geçmenin tek yolunun zuijinleri kendi gerçekliğindeki esaretinden kurtarmak olduğunu biliyordu. Neredeyse kendini bildi bileli etrafında olan zuijinleri kendi gerçekliğinden kurtarıp, dünyadaki gerçekliğe getirmesi gerekliydi. Onları unutarak dünya gerçekliğine dönmek seçenekleri arasında asla değildi. Onları gerçekliğe getirmenin bir yolunu bulmalıydı, ne olursa olsun.

Bilginin Peşinde
Jouichirou’yu hayata bağlayan en temel ihtiyaçlarından biri haline gelen “bilmek” isteğiydi. İlgisini çekmesi durumunda, herşeyini bilmeye duyduğu ihtiyaç onu bu hale getirmişti. Bilginin öğrenilmesi, kayda alınması, incelenmesi, kesinleştirilmesi Jouichirou için hayat enerjisiydi.

Komplikasyon
Paranoid Şizofreni
Jouichirou her ne kadar kendi gerçekliğinin farklı bir yer olduğnunu farkında olsa da, bu onun bir vaka olduğunu değiştirmiyordu. Zuijinleri kontrol edemiyordu ve onların söyleyeceklerine karışamıyordu. Yaşadığı güne kadar bildiği zuijinleri tek bir anda değil, yavaş yavaş tanımıştı. Bu sebeple yeni bir zuijinle karşılaşmayacağı kesin değildi. Şu anda varolanların orada olduklarını bilse de, yeni karşılaşabileceği bir zuijine karşı tamamen savunmasızdı. Bu sebeple tanımadığı insanlarla diyalog kurmak için, onların gerçek insanlar olduğundan emin olması gerekiyordu ve bu konu, insanlara hayatında yer vermesi için zor bir durum oluşturuyordu.


Özellikler

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 8
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninja Ekipman Ustalığı - C Rank

Fuinjutsu B-Rank
Obje Sayı Sınır Arttırma
Obje Üstüne Obje Mühürleme
Obje Boyut Sınırı Arttırma
Ninjutsu Teknikleri Mühürleme
Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Eş Mühür Oluşturabilme
Durumsal Aktivasyon
Boş Mühür Oluşturma

Ninjutsu
Shunshin
Zanshuu no Jutsu

Genjutsu
Hanasaku no Jutsu
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Rishuu
Magen: Bunshin

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
1. Ekipman Çantası
► Show Spoiler
2. Cübbe
► Show Spoiler


User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by GM - Naruto » November 10th, 2018, 5:39 pm

"Bilemem." Haru'nun sorusundan hemen sonra dalıyor lafa. "Karısı Joha-san ile görüşebilirsiniz. Akira meslek aşkıyla yanıp tutuşan biriydi. Ev ve yerleşke arasında geçiyordu hatta yaşamı. Cinayet döneminde ise farklı olan tek nokta, Akira'nın adamı kovaladığı tarihten itibaren ne evde ne de burada görülmemiş olması. Onun öncesinde ise Kusagakure'ye haber uçurmakla görevliydi. Yoğunluktan ötürü istediğimiz destek. Geldiğinde herşey olağandı. Eğer Joha-san ile konuşmak isterseniz shinobilerimiz bayır sırtlarında bir binada kalıyor. Gece nöbetindekiler burada uyuyor ancak belirli yatakları bulunmuyor." Nefesleniyor. "Sadece Joha-san ile konuşacaksanız, bunu hoş bir dil ile yapın. Olaydan sonra yaşadığı üzüntüyü tahmin edebiliyorsunuz. Üzerine yaşadığı korku... Neyse."

Jouichirou'ya dönüyor sorulardan sonra. "Kervanlarla ilgili bir liste varsa bana da verin. Gyaku'dan istediğimiz destek sonrasında beyefendi bize iki ANBU üyesi yolladı. Şüpheli durumlara göre bize rapor veriyorlar. Ancak bu maskelileri biliyorsunuz... Müdahale etmekten çekiniyorlar. Her gece yarısı bana rapor veriyorlar. Burada olursanız sorularınızı detaylı bir şekilde iletebilirsiniz. Son şüpheli durumları soruyorsanız, hırsızlar dışında yok. Mevcut durumla ilgili kulaklarını kabartmalarını istedim, henüz bu konuyla ilgili bir geri dönüş olmadı." Adam ellerini iki yana açıyor söyleyecek başka birşey olmadığına dair.
Off Topic
Rp öncesinde konuştuğunuz düşünüyor ve Jouichirou'nun gelecek söylemlerini asıl kabul ediyorum.
Jouichirou: Aşağı iniyorsunuz birlikte. Kapıdaki birkaç shinobinin yönlendirmeleri ile, az önce girdiğiniz meydandan ilerleyerek devam ediyorsun. Kazık dikilmiş durumda. Kazığın ucuna birçok ip, kurdele bağlanmış. Rüzgarla birlikte dans ediyorlar. Çevre kadınlar ise kazığın çevresine oturmuş, bir nevi başarılarının keyfini sürüyorlar. Ara bir sokağa giriyorsun. Bu sokak ilerledikçe büyüyor, büyüdükçe evler de ayrı bir düzene giriyor. Bu bölgenin kasabanın büyüyen kısmı ile eklendiğini anlayabiliyorsun. Bina yapıları ve dizilimler bir hayli düzenli. Birkaç kilometre. Çevre evler, kasabanın merkez kısmına göre daha durgun. Gördüğün birkaç insanın ise tedirginliğini okuyabiliyorsun. Kasap binası, yolun sol tarafında bulunuyor. İki katlı. Alt kısım camlı bir şekilde duruyor. Kapı 'Girilmez' şeriteri ile kapatılmış durumda. Birkaç kez çekeliyorsun. Kapı kilitli. Cam fazlasıyla tozlu, içeriyi net göremiyorsun.

Üst kısımda iki pencere bulunuyor. Terası bulunmamakta. Ancak perdelerden anlayabildiğin kadarıyla üst kısım bir ev olarak kullanılmakta.

Haru: Jouichirou ile birlikte sende aşağıdaki shinobilerden yön tarifi istiyorsun. İlerleyişin Jouichirou ile birlikte olmuyor. Yerleşke önünden sağ çapraza doğru ilerliyor, dövüş turnuvası tabelasını görmeden kasabanın Kusa tarafına doğru yöneliyorsun. Tarif edilen geniş bir caddeye çıkıyor, buradan dümdüz ilerliyorsun. Bu, kasabaya giriş yaptığınız noktanın tam sağ yönüne doğru oluyor. Kasabanın iç kısmındaki düzensizlik devam ediyor ancak birşeyler farklı. En azından maddiyat anlamında düşük bir izlenim veriyor. İnsanların giyimi, evlerin dekoru, festival hazırlıkları olsun. Yine de canlılığı gözardı edemiyorsun. Bir saat boyunca, canlılık ile pasiflik arasında dolanan insanların içinden ilerliyorsun. Yolun sağ tarafındaki evler bir süre sonra seyrekleşiyor ve ufak bir tepeye dönüşüyor. Tepenin uç noktasında harap bir ev bulunuyor. Tek katlı bir kulübe. Orta kısımda bulunan kapı yerinde yok. 'Girilmez' şeritleri ile kaplanmış. Pencereler tamamen mefta, camları yok. İçeri girmeni engelleyecek birşey yok. Çevredeki insanlar ise fazlasıyla dikkatsiz.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kurosawa Haru
Kusagakure
Kusagakure
Posts:311
Joined:October 12th, 2018, 9:09 pm
Künye:
Arena:

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by Kurosawa Haru » November 10th, 2018, 10:52 pm

"Aptala bak..." dedi Haru içinden. "Bir bok bildiği yok, bir şeyden anladığı yok. Organizasyon güvenliği sıfır. Asayiş sıfır. İstihbarat sıfır. Ne gelenden haberi var ne gidenden. Adama köyü emanet etmişler, buzağı gibi etrafı seyrediyor. Biraz sonra şurada bir bomba patlasa özür dilemekten başka yapabileceği hiçbir şey yok." Sinirliydi Haru. Daha da sinirlenebilmek için yüzlerce neden sıralayabilirdi. Kesinlikle hiçbir yardımı olmamıştı adamın. Gyaku'ya raporlanan şeylerden başka hiçbir şey söyleyememişti. Haru bunu kesinlikle görev raporuna ekleyecekti. Joben ve ekibi son derece yetersizdi. Eğer ki, bu köyde bir şey olursa sorumlusu kesinlikle Kawakami asayişiydi. Jouichirou ve Haru çağırılmakta çok geç kalınmıştı. Binadan çıkarken tekrardan saçlarını topladı, güneş gözlüğünü taktı, şapkasını üzerine geçirdi. Tenine güneş değmediğine emin olduğu zaman da tekrar dışarı çıktı. Çıkıntılık yapmayacak, içinde tutacaktı düşündüklerini. Festival öncesi kimseyi kırmanın alemi yoktu. Kaldı ki Kusa ANBU'ları da buradaydı. Biraz daha güvende hissetti kendini Haru. Ama yine de tehlikelere karşı gözünü dört açacaktı.

Anlatılan yolu dikkatlice dinledi, ardından ortağının gözünün içine bakıp gülümsedi... "İyi şanslar, akşam görüşürüz!" dedi samimiyetiyle. Ayrılmak biraz aptalca gibi hissettirse de, festivale az zaman kalması ve bir terör saldırısı beklemelerinden dolayı ayrılmak işleri iki kat hızlı yapmalarını sağlayabilirdi.

Gölge kız'ın adımları onu düzensiz, varlıksız, yorgun insanların yaşadığı yere doğru götürüyordu. Köyün dışına doğru yürüyordu ve köy bittikçe insanlar mutsuzlaşıyordu. Evler seyrekleştikçe düşünceleri de bulandı Haru'nun. "Neden ölü shinobi'yi buraya getirdiler? İnsanlar dikkatsiz olduğu için mi? Göz yumulduğu için mi? Belki buralar köyün dışı olduğu için suçlu insanların toplandığı yerlerdir., asayişin zayıf olduğu yerler. Denetlenmesi güç yerler mi burası acaba?" Bir yandan etrafa baktı Haru. Herhangi bir Shinobi görmesi onu bu düşüncesinden vazgeçirecekti. Göremezse, etrafında gördüğü insanların kanunsuz işler yaptığını düşünmesi için minik bir fikir tohumu ekilmiş olacaktı. Anlatılan eve yaklaştıkça ürperdi Haru. Yalnız başına bir evdi bu, tepede konuşlandırılmıştı. Kimse yaşamıyordu.

Hedefine yaklaştıkça gerginliği arttı. Senelerdir ölümlerle, vahşetlerle, iğrençliklerle uğraşsa dahi, ilk defa dedektifçilik oynuyordu. Ne yapıp ne düşünmesi gerektiğini bilmeden, içgüdüsel olarak hareket ediyordu. İçgüdüleri sayesinde bu eve kadar gelebilmişti.

Olay yerine zarar vermeden, vücudunun esnekliğini kullanarak hiçbir şeye basmadan, kulübenin eşiğine ulaştı sessizce. Gerginliği yüzünden okunuyordu. Shinobi çantasına uzandı, ne olur ne olmaz diye. Çantanın içinde bir kunai'yi eliyle kavradı ve eve girdi, evde kimseyi beklediğinden değildi ama, bu evin katilin ya da katillerin eski bir karargahı olduğunu düşünüyordu. Evde kimsenin olmadığına emin olduğunda ise çantasına geri yerleştirecekti.

İçeri girdiği zaman köşe bucak bütün evi arayacaktı. Yerlere bakacaktı. Kan izleri, ayak izleri, kokular. Her evde olan şeyleri inceleyecekti, mutfak tezgahı, dolaplar... Toz düzenini ölçecekti, böylelikle suçluların evin hangi kısmını kullandığını öğrenecekti. Ama her şeyden önemlisi, evde gizli bir odanın varlığını araştırmak istiyordu Haru. Katillerin hala bu evde olabileceğine paranoyak bir inanç beslemişti evin yeri, ve cesedin bu evdeki nedensiz varlığından dolayı. Cesedin sergilendiği yere bakacaktı ardından. Cesedin kaldırılmış olduğunu düşündüğü için içeri girdiğinde kendini bir cesedin karşılamayacağına inanıyordu. Meraklı gözlerle olmayan kapının eşiğinden içeri girdi yavaşça, dışarıdaki kimseye aldırış etmeden.

Kurosawa Haru

Fiziksel Profil

Yaş: 19 Cinsiyet: Kadın Element: Doton
Seviye: C-Rank Rütbe: Chuunin
Ryo: 60.000 Prestij Puanı: 0 Ün: 26 Kullanılabilir GP: 10

Motivasyon: Haru’yu uyandıran, onu yaşatan istek, etrafındakilerin zarar görmesine engel olmak, masumları korumak ve Dünya’yı daha iyi bir yer haline getirebilmek için yapabileceğinin en iyisini yapmak, hayatın ona sunduğu hiçbir fırsatı kaçırmamak olduğu düşüncesindedir. Bu uğurda kendi çocukluğundan ve duygularından vazgeçmiş olan Haru, başka insanların bunlardan vazgeçmemesi için elinden geleni yapacak, insanlığa daha iyi bir gelecek sunmak için çalışacaktır.

Komplikasyon: Albinoluk. Haru bir albinodur ve güneşten kendini koruması gerekmektedir. Bunun için güneş gözlüğü takar ve tüm vücudunu kaplayan kıyafetler tercih eder. Güneşe uzun süre maruz kalırsa çillenir, vücut yanıkları ortaya çıkar ve güneş onun için ölümcül olabilir. Işıktan daha çok etkilenir ve ışığın kör edici özelliği onun için çok daha etkilidir.

Savaşçı Profili
Güç: 6 Çeviklik: 7 Kondisyon: 5
Potansiyel: 7 Varlık: 2 Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Favori][Çeviklik] Akrobasi: 10 | [Çeviklik] El Hassasiyeti: 1 | [Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 4
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1 | [Varlık] Empati: 1 | [Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1 | [Zeka] Farkındalık: 1 | [Zeka] İzcilik: 1

Özel Mod
Majiwari
Majiwari: BANG! - Özel Mod Tekniği

Ninjutsu
Doton: Gansetsukon (El Mührü Azaltma, Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Doryuu Shiki (Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Moguragakure no Jutsu
Doton: Doryuu Heki (Chakra Azaltma Mevcut!)
Doton: Kadan (Özel Yaratım Teknik!)

Taijutsu
Nagatsu Tekniği B-Rank
Issen - Nagatsu Stili

Ekipmanlar

Gerçekliğin Kumaşı - Kıymetli Nadide Ekipman

Özel Üretim Cübbe
Özel Üretim Kalkan
Özel Üretim Gözlük

Yari (Normal Kalite)
3 Kunai (Normal Kalite) 5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite) 1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite) 2 Sis bombası (Normal Kalite)
User avatar
Moriai Jouichirou
Posts:70
Joined:October 16th, 2018, 8:58 pm

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by Moriai Jouichirou » November 11th, 2018, 12:32 am

Joben konuşmaya başladıktan sonra Haru'nun suratından etrafa saçılan argo kelimeler, yerleşkenin duvarlarından akmaya başlamıştı. Gelen cevaplar Jouichirou için de pek hoşnut edici değildi. Yerleşkenin yaklaşan festival için hiçbir hazırlığı yoktu hatta festival olmasa da büyük bir organizasyon problemleri var gibi gözüküyordu. Yapılabilecek bir şey yoktu, her şeyi de yerleşkeden beklememek gerekiyordu. Sahaya inip, fiili bir araştırma yürütmeleri gerekiyordu. Akira'nın eşi konusunu ise son çare olarak düşünüyordu Jouichirou, eşini yeni kaybetmiş bir kadını konu hakkında tekrar konuşmaya davet etmek acımasızca olabilirdi.

Joben konuşmasını bitirip ellerini iki yana açtığında, Jouichirou başını Joben'in söylediklerini anladığını onaylar bir şekilde önüne doğru eğdi. Ardından ona teşekkür edip Haru ile birlikte yerleşkeden ayrıldı.

"Teşekkürler, görüşürüz Haru-san."
"Görüşürüz mızraklı kız."

Yerleşkenin ikinci katındaki merdivenlerde bekleyen Ikishi, kafile ile birlikte aşağıya kadar inmişti. Haru ile yollarını ayırdıktan sonra ise konuşmaya başladı.

"Kasap dükkanında bir şey bulabileceğini mi düşünüyorsun gerçekten de? Vaktinizi boşa harcıyorsunuz, şu Joben denen organizasyon becerisinden yoksun adamı alıp yerine Kyuu'yu koysak daha çok iş yapardı. En azından sürekli Gyaku-sensei'ye ve onun askeri yönetimine sövmek yerine el kol hareketleri ile kendi altındaki shinobileri daha doğru yönlendirirdi. Bilirsin disiplinden ben de pek hoşlanmıyorum ama her gelen kasabalı için bir shinobi ayırıp kasabalıyı tepelerine çıkarmak benim için bile fazla."

Jouichirou, Ikishi'yi sadece dinlemekle yetindi, konuştuklarına hiçbir mimikte bulunmadı veya tepki vermedi. Geldikleri yoldan geri dönüyordu. Yolda ilerlerken biraz önce Kyuu'nun da dikilmesine yardım ettiği kazığın şu an dikili olarak durduğunu gördü. Kyuu hala oradaydı; kazığı sanki kendisi dikmiş gibi etrafında turluyor, yerde oturan kadınları alkışlıyor, ellerini yumruk şeklinde sıkıp başardık anlamında ileri geri sallıyordu.

Yola devam ettikçe, kasabaya göre daha düzenli bir şekilde yapılandırılmış bir mahalleye giriyordu. Bu düzenli yapı Ikishi'nin hoşuna gidecek cinsten bir şey değildi, hatta konuşmasına gerek olmadan yüzüne bakarak da düzenli bir mahalleden hoşnut olmadığını söylenebilirdi. Jouichirou, kasap dükkanına net görebilecek kadar yaklaştığında kapıya asılmış girilmez şeritlerini fark etti. "Çok da boşlamamışlar kasabayı" diye geçirdi içinden. Dükkanın kapısına elini attığında ise, kapının kilitli olduğunu gördü. Yaklaşık bir hafta kadar kapalı olmasına rağmen, dükkanın camı içerinin net görülmesini engelleyecek kadar tozlanmıştı. Bir adım geri çıkıp binayı inceledi. Üst katında birilerinin yaşıyor olabileceği daireleri gördü. Şimdi önünde iki yol vardı, ya bir şekilde dükkana girecekti ya da üst katta yaşayan insanlarla konuşacaktı.

Kapının kilidini açabilecek herhangi bir ekipmanı yoktu, camı kırıp içeri girebilirdi ama zaten gergin olan mahallede bir de camları indirip daha fazla panik havası yaratmak istemiyordu. Tüm kasaba sokaklardayken evde oturan biri var mı yok mu tam emin de olamıyordu. Hem üst kat kasabın eviyse ve içerideki kasabın eşi ise bu Akira'nın eşi ile konuşmaktan farksız olmayacaktı.

"Kır camı da içeri girelim." dedi Ikishi. Jouichirou, bir kasap dükkanına bir de Ikishi'ye baktı. Ona bu hazzı yaşatmak istemediği için üst kata çıkan merdivenlere doğru yöneldi. Üst kata çıkıp evin kapısını çaldı. İçeride birinin olup olmadığını bilmiyordu. Festival nedeni ile herkes sokaklardaydı ama yas tutan bir eş evde olabilirdi. Her ne kadar yas tutan bir eşi olayın içine tekrar sürüklemek istemese de, dükkana habersiz girme düşüncesi kadını daha fazla üzebilirdi. Eğer evde birileri varsa ona önce Fumihiro'yu daha sonra da torununu soracaktı ve kasap dükkanına girmek için izin isteyecekti. Etrafı kendi incelemek istiyordu.
Image
Image
Konuşma Renk Skalası

"Jouichirou Dış Ses"
"Jouichirou İç Ses"
"Zuijin Dış Ses"
"Diğer Karakter ve NPC Dış Ses"
Künye
İsim: Moriai Jouichirou
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 115.000
Prestij: 8
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Zuijin Esareti
Jouichirou; kendi gerçekliğinden, dünya gerçekliğine geçmenin tek yolunun zuijinleri kendi gerçekliğindeki esaretinden kurtarmak olduğunu biliyordu. Neredeyse kendini bildi bileli etrafında olan zuijinleri kendi gerçekliğinden kurtarıp, dünyadaki gerçekliğe getirmesi gerekliydi. Onları unutarak dünya gerçekliğine dönmek seçenekleri arasında asla değildi. Onları gerçekliğe getirmenin bir yolunu bulmalıydı, ne olursa olsun.

Bilginin Peşinde
Jouichirou’yu hayata bağlayan en temel ihtiyaçlarından biri haline gelen “bilmek” isteğiydi. İlgisini çekmesi durumunda, herşeyini bilmeye duyduğu ihtiyaç onu bu hale getirmişti. Bilginin öğrenilmesi, kayda alınması, incelenmesi, kesinleştirilmesi Jouichirou için hayat enerjisiydi.

Komplikasyon
Paranoid Şizofreni
Jouichirou her ne kadar kendi gerçekliğinin farklı bir yer olduğnunu farkında olsa da, bu onun bir vaka olduğunu değiştirmiyordu. Zuijinleri kontrol edemiyordu ve onların söyleyeceklerine karışamıyordu. Yaşadığı güne kadar bildiği zuijinleri tek bir anda değil, yavaş yavaş tanımıştı. Bu sebeple yeni bir zuijinle karşılaşmayacağı kesin değildi. Şu anda varolanların orada olduklarını bilse de, yeni karşılaşabileceği bir zuijine karşı tamamen savunmasızdı. Bu sebeple tanımadığı insanlarla diyalog kurmak için, onların gerçek insanlar olduğundan emin olması gerekiyordu ve bu konu, insanlara hayatında yer vermesi için zor bir durum oluşturuyordu.


Özellikler

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 8
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninja Ekipman Ustalığı - C Rank

Fuinjutsu B-Rank
Obje Sayı Sınır Arttırma
Obje Üstüne Obje Mühürleme
Obje Boyut Sınırı Arttırma
Ninjutsu Teknikleri Mühürleme
Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Eş Mühür Oluşturabilme
Durumsal Aktivasyon
Boş Mühür Oluşturma

Ninjutsu
Shunshin
Zanshuu no Jutsu

Genjutsu
Hanasaku no Jutsu
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Rishuu
Magen: Bunshin

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
1. Ekipman Çantası
► Show Spoiler
2. Cübbe
► Show Spoiler


User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by GM - Naruto » November 14th, 2018, 11:35 pm

Haru: Şeritlerin arasından kıvrak bir şekilde giriyorsun içeri. Pencere tarafından gelen soluk ışık sayesinde kulübe içerisinde uçuşan toz yığınlarını görebiliyorsun. Koku keskin değil. Saf odun başlarda. Hoş. Tozla birleşince keskinliği de azalıyor. Ancak kulübe de, içindeki eşyalar da o kadar eski ki, kulübede kalan tek karakteristik koku bu oluyor.

Odanın sağ tarafında duvara dayalı bir tezgah bulunuyor. Mutfak. Musluk tarzı birşey yok. Tezgahın üstü de, tezgahın üzerinde bulunan şeyler de tamamen tozla kaplı. Bir kesme tahtası. Büyükçe, çatlak bir kâse. Birkaç tahta mutfak aleti. Tezgahın alt kısmında bir dolap bulunmakta. Dolabın sağ kapağı üst taraftan kopmuş, yarı eğik bir şekilde duruyor. O kadar uzun süredir kullanılmamış ki, bu kayma sonucu açığa çıkan yerler bile silik bir toz katmanıyla kaplı.

Tam karşı duvarda, yan bir şekilde dayanmış bir yatak bulunuyor. Şilte dışında birşey yok. O da parçalanmaya yüz tutmuş artık. Sol tarafta ise bir masa bulunuyor. Üzeri tamamen boş, kullanıldığına dair bir emare yok. Herşey gibi tozla kaplı.

Kulübe yaklaşık 5 metrekare. Büyük değil. Hatta boğucu bir yapısı var. Zira giriş yaptığın kısım haricinde ışık alan bir kısmı yok. Görüşün yine de net. Girdiğin kapının karşısında, odanın tam ortasındaki zeminde bir karaltı var. Yaklaşıyorsun. Kurumuş kan. Çok yüksek miktarda değil. Döküldüğü yerlere baktığında ortadan ikiye genişçe ayrılmış bir daire gibi. Muhtemelen diz çöktürülen shinobinin kafasının ön ve arka tarafından akıp yere dökülen birikintiler bunlar. Kurumuş kan birikintisini merkez alarak odayı tarıyorsun. Tam bu noktanın sağ ve sol tarafındaki duvarlarda birer metal ışıltısı görüyorsun. İstediğin birine yaklaşıyorsun. Odadaki çoğu şeyin aksine, üzerindeki toz birikintisi ayırt edilecek derecede az. Zaten fazlasıyla yeni olduğunu kavrayabiliyorsun. Metal kancalar. Ahşap duvarlara sertçe çakılmış. Kusagakure'de size gösterilen fotoğrafları anımsıyorsun. Duvarlardan çıkan zincirler muhtemelen bu kancalara bağlıydı. Ancak ortada zincir yok. Muhtemelen shinobinin cesediyle birlikte onlar da toplanmış.

Odanın geçtiğin köşesinden tekrar kan birikintisinin olduğu kısma bakıyorsun. Kapı girişinden bu noktaya doğru toz katmanı belirgin şekilde bozulmuş. Yaklaşık 50-60 santim genişliğinde düz bir şerit. Sürükleme izi gibi. Ceset buraya mı getirildi, yoksa ceset buradan taşınırken mi oluştu tahmin etmek zor. Metal kancaların olduğu kısma doğru ise belirgin izler yok.

Odayı incelemeye başlıyorsun. Masanın üstü boş. Altı boş. Zemini kontrol ediyorsun masa çevresinde. Bir gariplik yok. Tahtalar gıcırdamıyor bile. Yatak kısmında da dikkatini çeken birşey yok. Sarıldığın kunai ile şilteyi biraz kaldırıyorsun. Yatak zemini boş. Yatağın altı da öyle. Tezgah tarafına geçiyorsun. Dolabın kapalı olan tarafını aralıyorsun. Birkaç kap bulunuyor. İçlerini görebileceğin şekilde, olabildiğince hiçbir şeyi bozmadan eğiyor içlerine bakıyorsun. Boş. Tezgah üstü de.

Tezgahın girişe olan uzak kısmı. Odanın en karanlık kısımlarından biri. Zeminde bir bozulukluk görüyorsun. Zemini oluşturan tahta kalaslardan biri kısmi olarak yamuk şekilde gidiyor. Alt kısma doğru bir boşluk bulunuyor. Işığı kesmeyecek şekilde eğiliyor ve iç kısmı inceliyorsun. Bir mantar tıpa. Ufak. Baş parmağının uç boğumu kadar. Çok eski olmadığını tahmin ediyorsun şayet bütünlüğü bozulmamış, genişlememiş. Bunun dışında ilgini çeken birşey görmüyorsun.

Jouichirou: Üst kata ulaşan merdiven görüş açında yok. Bu yüzden binanın çevresinde dolanıyorsun. Diğer taraflarda sürgülü pencereler bulunmakta. Belki kunainle zorlasan açılabilir. Bu kısımlarda çok insan bulunmuyor.

Binanın tam arka tarafında duvara dayalı uzunca bir merdiven bulunuyor. Üst katın giriş kapısı da bu merdivenlerin ucunda. Yavaş adımlarla çıkıyorsun merdivenleri. Merdivenler giriş kapısına doğru giderken, kapının önünde ufak da bir alan yaratıyor. Burada birkaç kutu bulunmakta. Kutuların içindeki ev eşyalarını görüyorsun. Ağzı bantlanmış olanlar da var. İçindeki eşyalar çok eski sayılmaz.

Kapı sürgülü ve tamamen kapalı. Çalmadan önce birkaç saniye içeriyi dinliyorsun. Yürüme sesi mevcut. Aceleci değil, şüpheli de değil. Çalmak için hazırlanıyorsun.

Elini kaldırıp kapıya götürdüğün saniyelerde vücudunu keskin bir soğukluk kaplıyor. Birini hissediyorsun. Belki ense hizanda. Tam arkanda. Zaman yavaşlıyor gibi. Göz bebeklerin sadece yavaşça kaldırdığın eline odakalnabiliyor. Ne durdurabiliyorsun, ne hızlandırabiliyorsun ne de yönünü değiştirmiyorsun. Ensendeki derin bir nefes alıyor.

Su gürlerse eğer
Şişeden derin dumanlar tüter
Ay saçlı rıza ederse
En derin alevler söner
Tanıdığın bir ses. Hatta yıllardır duyduğun biri. Ancak zihninde bunu tanıyacak kısım sanki engelleniyor. Hareketlerin ise hiç olmadığı kadar hızlanıyor bu cümlelerden sonra. Sanki ileri sarılmış gibi. Gözlerin normalden daha açık, ağzında o yavaşlayan anlarda alamadığın nefes dolu. Sürgülü kapı hafifçe aralanıyor. Duvardan, kapıya bağlanmış bir zincir. Bir kadın görüyorsun. Yaşlı. Kahverengi saçları aralardaki beyazlarla mücadele halinde. Tek gözünü aralıktan çıkarıyor. "Ne istiyorsunuz ?" diyor ince bir sesle. Arkana bakıyorsun karşındakini tedirgin etmeden. Boşluk.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kurosawa Haru
Kusagakure
Kusagakure
Posts:311
Joined:October 12th, 2018, 9:09 pm
Künye:
Arena:

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by Kurosawa Haru » November 15th, 2018, 2:04 am

"Kesinlikle anlamadığım bir şey var..." diye düşündü kendi kendine ipek saçlı kız. "Katilin, bu cinayetleri işlemekteki sebebini anlayamıyorum... Deney mi? Bir şeyleri kanıtlama çabası mı? Yoksa sadece sanat mı?" düşünmek, düşüncelerini dosyalara ayırıp düzenlemesini sağlıyordu. Derin nefesler alıyor ve etrafı inceliyordu aynı zamanda. Evde gerçekten hiçbir şey olmadığını gördükçe kalp atışları yavaşlıyordu. Yutkundu. Tozların yayılımına bakıyordu, ve dikkat çekici bir şey göremiyordu. Etrafa baktıkça bu evin hiçbir özellik taşımadığını fark etti. Düşünce stilini değiştirmeliydi, zira bir aptal gibi buradan hiçbir sonuç elde edemeden çıkmak istemiyordu. Gözlerini kısıp etrafa baktı. Neye odaklanabilirdi? Şilteyi inceledi, mutfak kaplarını inceledi... Herhangi bir şey göremiyordu. Dikkatini çekebilecek hiçbir şey yoktu. Ya da her şey toplanmış ve götürülmüştü. Gerçi, herhangi bir kanıt bulunmuş Joben onlara söylerdi. Ya da söylemiş olmalıydı. Joben'e ne kadar kıl olduğu aklına gelince, bu olasılığı kesinlikle elememesi gerektiğini aklının bir kenarına yazdı; Joben bir aptaldı ve böyle bir hata yapmış olması kuvvetle muhtemeldi.

Gördüğü şeylerdense göremediği şeyleri düşündü Haru. Tozlar dağılmamıştı. Etraf hala sakindi. Evin hiçbir eşyasının yeri değişmemişti. Evde bir boğuşma olmamıştı. Buraya gelen kişiler burada ne yapacaklarını çok iyi şekilde planlayarak gelmişlerdi. Masa bile kullanılmamıştı. Burası tıpkı bir sergiydi, beyaz duvarları ve minimalist tasarımıyla. İçeri girildiğinde tek odak içerideki sanat eseri olacak şekilde ayarlanmıştı.

Gerilim artsa da, korku azalıyordu. Onu burada tehdit edebilecek bir şey yoktu. Yalnız başınaydı. Şapkasını çıkardı tekrar, masanın üzerine koydu yavaşça. Her ne kadar muhtemelen buraya artık birinin araştırma amacıyla gelmeyeceğini bilse de, toz bütünlüğünü bozmak istemiyordu. Görmeye çalışmaya devam etti Haru. Kapıdan, sergiye doğru gelen kısmı inceledi. Toz bütünlüğü bozulmuştu, ve düşündüğü şey, cesedin buraya getirilirken bu duruma yol açtığıydı. Kan izlerine baktı ardından. Bir yandan etrafı arayıp, bir yandan da düşüncelerini son kez toparlıyordu. Etrafın sıkıcılığına ve yavanlığına baktıkça burada hiçbir şey göremeyeceğine dair inancı gittikçe güçleniyordu. Gittikçe sıkılıyordu. Düşünmeye başladı.

"Katil, koşarak Kusa'ya doğru giden shinobi'yi ölü ele geçirdi, ya da ele geçirdikten sonra öldürdü. Öldürme işlemi eğer bu evde gerçekleşseydi, yere dökülen kan miktarı çok daha fazla olurdu. Onu bir şekilde köye soktu, tahminimce kervanlardan birinin içinde, göz göre göre. Onu buraya getirdi. Getirirken ne yapacağını çok iyi biliyordu, o yüzden yanında kancalar ve uzunca bir zinciri de vardı. Bu tarz araç gereçlerle bir eve doğru yürüyen birisi, insanların dikkatini çekeceği için belki de kervanıyla buraya kadar geldi. Cesedi sırtına çıkarmadı, bacaklarından ya da kollarından tutarak, belki muşamba tarzı bir şeye sarılmış şekilde içeri soktu. Cesedin tuttuğu kısmını yere bırakıp, kancaları eline aldı, sonra onları duvara çaktı. Zincirleri önce kancaya geçirdi, ardından adamın kollarına bağladı. Adamı, sergilemek istediği pozisyona getirdi. Bu sırada beyin sapı hala adamın vücudundaydı ve adamın kafası tek parçaydı. Bir şekilde, adamın kafasını ikiye ayırdı, bu şeyin neşter olmadığına inanıyorum zira kafatasını bu incelikte kesmek için daha başka bir şeye ihtiyaç vardı. Kalp o sırada atmadığı için yere öyle çok kan dökülmemişti. İhtiyacı olan şeyi aldı, ve..." deyip gözleriyle kapıya doğru bakmak için havada bir yol çizdi, o çizgiyi takip etti.

Gözlerini sergiden kapıya doğru çevirirken yerdeki tahtalarda ufak bir değişiklik dikkatini çekmişti. Bir şey bulacak olmanın ihtimalinin sevinciyle göz gezdirmeye başladı gördüğü anomaliye. Açıklayamadığı bir şekilde tahtaların bozuk olduğunu görebiliyordu. Son umut ışığını görmüştü o bozuklukta. Normal ışığın, oraya gidişini engellemeyeceği şekilde eğildi ve gördüğü şeyi yerden aldı. Yerden aldığı şey tüm düşündüğü şeyleri karıştırıp bulandıracak bir şeydi. Bir mantar tıpa.

"Nasıl yani?..." diye fısıldadı kendi kendine. Gördüğü şeye anlam veremiyordu. Yeni kullanıldığı aşikardı, zira şekli bozulmaya uğramamış, şişmemiş, oksitlenmemişti. Eğer katil, bu mantar tıpanın varlığını unuttuysa, bunun açıklaması, şişenin içindeki o sıvının bitmiş olmasıydı. Katil buraya bir şişeyle gelmişti. Buraya getirmiş olduğu ölü adama, bu şişenin içindeki sıvıyı sonuna kadar uygulamıştı. Kafası inanılmaz karışmıştı. Düşündü... Bu mantar tıpa, içinde bahsi sıkça geçen zehrin bulunduğu şişeden geliyor olamazdı. Bu tıpa bir şarap şişesi tıpası olsa, alt tarafı üst tarafından farklı renkte olurdu, tahminen bordo. Gerçi... Katilin bu kesme işlemini uygularken şarap içtiğini öğrense çok da şaşırmazdı Haru, zira katilin kendini bir sanatçı olarak gördüğünü düşünüyordu.

Düşüncelerini tamamen toparlayabilmek için sesli konuşmaya başladı Haru. "Madem..." yutkundu, ardından devam etti. "Madem bu adam buraya getirildiğinde ölüydü... Bu şişenin içindeki sıvıyla ne yapıldı? Belki de katil bu sıvıyı kendisi tüketti. Belki de beyin sapı operasyonu için gerekli bir sıvıydı. Belki de çok düşünüyorumdur... Belki de şişenin içinde alkol vardı ve adam ellerini işlemden sonra sterilize etmek istedi..." gerginliği de geçiyordu yavaş yavaş. Çıkmaz bir sokağa girdiğini hissediyordu. Sadece sonuca ulaşamayan tahminleri vardı. "Yerdeki kan miktarına bakacak olursak bu adamın burada öldürülmediğini tahmin etmek zor değil. Fakat ihtivası tüketilmiş olan bir şişe denkleme giriyorsa, buna ek olarak zehir diyebileceğimiz şeyin bu şişenin içinde olduğunu varsayarsak, zehrin ölü bir adama kullanıldığını düşünmekten başka çarem yok. Belki de Shinobi hem burada zehirlendi, hem de katil tarafından yakalanıp beyin sapı burada alındı. Farklı zamanlarda elbette, ama katil burayı hep bir karargah olarak kullandı." Haru'ya göre en mantıklı tıpa açıklaması buydu. Öbür türlü bu zehrin çok daha farklı bir zehir olduğunu düşünmeye başlaması gerekiyordu ki, bu zehir hakkında düşünmenin gereksizliğini ve yetersizliğini mutlaka yanında getirecekti.

Şişe mantarına kadar sorun yokken, onu bulduktan sonra deli edebilecek kadar çok soru türetmesi Haru'yu sinirlendirmişti. Ama en azından sorular sorabiliyordu artık. Bu evde bakılabilecek başka bir şey kalmamıştı ona göre. Haru yine de her olasılığa karşılık dışarı çıkarken bulunduğu yerin, son görüldüğü yerle, kasabanın giriş kapısıyla olan konumsal durumuna baktı. Bulunduğu kulübe, kapıda duran çocuk ve Kusagakure aynı doğrultuda mıydı? Eğer bu durum doğruysa, en azından Shinobi'nin burada zehirlendiğini, ve ardından durmayacak şekilde Kusagakure'ye doğru yola buradan çıktığını düşünecekti. Bunların dışında burada daha fazla araştırılabilecek bir şey olduğunu düşünmüyordu.

Üstünü başını tekrardan güneş almayacak şekilde örttükten sonra Jouichirou'yu son gördüğü yere doğru gidecekti, ve ana binadaki shinobilerden Jouichirou'nun gittiği yerin yol tarifini alıp arkadaşının yanına gidecekti. Zaten içinden bir ses ayrı kalmanın en başından beri yanlış seçim olduğunu söylüyor olsa da, onu kırmamıştı. Şimdi ise yanına gidecek ve ona yardım edecek, düşündüğü şeyleri aktaracaktı.

Kurosawa Haru

Fiziksel Profil

Yaş: 19 Cinsiyet: Kadın Element: Doton
Seviye: C-Rank Rütbe: Chuunin
Ryo: 60.000 Prestij Puanı: 0 Ün: 26 Kullanılabilir GP: 10

Motivasyon: Haru’yu uyandıran, onu yaşatan istek, etrafındakilerin zarar görmesine engel olmak, masumları korumak ve Dünya’yı daha iyi bir yer haline getirebilmek için yapabileceğinin en iyisini yapmak, hayatın ona sunduğu hiçbir fırsatı kaçırmamak olduğu düşüncesindedir. Bu uğurda kendi çocukluğundan ve duygularından vazgeçmiş olan Haru, başka insanların bunlardan vazgeçmemesi için elinden geleni yapacak, insanlığa daha iyi bir gelecek sunmak için çalışacaktır.

Komplikasyon: Albinoluk. Haru bir albinodur ve güneşten kendini koruması gerekmektedir. Bunun için güneş gözlüğü takar ve tüm vücudunu kaplayan kıyafetler tercih eder. Güneşe uzun süre maruz kalırsa çillenir, vücut yanıkları ortaya çıkar ve güneş onun için ölümcül olabilir. Işıktan daha çok etkilenir ve ışığın kör edici özelliği onun için çok daha etkilidir.

Savaşçı Profili
Güç: 6 Çeviklik: 7 Kondisyon: 5
Potansiyel: 7 Varlık: 2 Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Favori][Çeviklik] Akrobasi: 10 | [Çeviklik] El Hassasiyeti: 1 | [Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 4
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1 | [Varlık] Empati: 1 | [Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1 | [Zeka] Farkındalık: 1 | [Zeka] İzcilik: 1

Özel Mod
Majiwari
Majiwari: BANG! - Özel Mod Tekniği

Ninjutsu
Doton: Gansetsukon (El Mührü Azaltma, Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Doryuu Shiki (Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Moguragakure no Jutsu
Doton: Doryuu Heki (Chakra Azaltma Mevcut!)
Doton: Kadan (Özel Yaratım Teknik!)

Taijutsu
Nagatsu Tekniği B-Rank
Issen - Nagatsu Stili

Ekipmanlar

Gerçekliğin Kumaşı - Kıymetli Nadide Ekipman

Özel Üretim Cübbe
Özel Üretim Kalkan
Özel Üretim Gözlük

Yari (Normal Kalite)
3 Kunai (Normal Kalite) 5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite) 1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite) 2 Sis bombası (Normal Kalite)
User avatar
Moriai Jouichirou
Posts:70
Joined:October 16th, 2018, 8:58 pm

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by Moriai Jouichirou » November 20th, 2018, 11:09 pm

Ikishi’nin nefesi kasap dükkanının camında buğulanırken, Jouichirou bir şeyleri kırma düşüncesinden tamamen kurtulup binanın üst katına çıkan merdiveni bulmak için adımlarını atmaya başlamıştı. Binanın etrafında attığı yarım çember şeklindeki turdan sonra merdivenleri gördü. Merdivene doğru yaklaşırken Ikishi, aklında camı kırma düşüncesinden kurtulamamış bir şekilde Jouichirou’yu takip ediyordu.

“Ne yani Akira’nın eşine soru sormaya gidersen, bu onu kötü etkileyebilir ama ölmüş bir kasabın eşine sorman sorun değil öyle mi?”
“Tek istediğin camı kırmam değil mi?”
“Hayır sadece verdiğin kararı anlamaya çalışıyorum. Bu kadına bir şey sormak sana ne kazandıracak ki?”
“Bilmiyorum.”
“Bilmediğinin farkındayım, etrafı inceleyip mızraklı kızın yanına geri-“

Jouichirou kapıyı çalmak için elini uzattığı an ensesinden aşağıya doğru inmeye başlayan soğukluğun etkisi ile irkildi. Tüyleri diken diken olmaya başlamıştı. Ensesinden başlayıp önce omuriliği boyunca hareket etmiş oradan kollarına doğru hareketlenmişti. Parmak uçları uyuşurken, nefes alıp verişleri düzenli ritmini terk etmiş ve sertleşmişti. Eli kontrolü dışında kapıya yaptığı ileri geri hareketini tamamlarken tüm vücudu paralize olmuş gibi hissediyordu. Kulakları çınlamaya başladı, arından ise birkaç dizelik bir şiir doldu kulaklarına. Kulakları, dilimin ucunda dermişçesine tanıdığı bu sesi karakterize edemiyordu bir türlü. Böbreklerinin üstündeki o küçük organlar kendinden geçmişçesine salgılayabildikleri kadar hormonu salgılarken, Jouichirou’nun kan dolaşımı birkaç saniyeliğine de olsa normalden çok daha hızlı akmaya başlamıştı. Kapı açılırken yaşadığı tüm bu adrenalin fırtınası, biraz evvel yaşadığı birkaç saniyeyi tek bir kare olarak algılamasına sebep olmuştu.

Yaşlı kadın, kapıyı suratı görülebilecek kadar açtığında ise Jouichirou dünyaya geri dönmüştü. Ikishi’nin sözleri yarıda kesilmişti, hatta şu an orada bile değildi. Yaşlı kadının sorusundan sonra başını hafifçe kenara doğru çevirip gözleriyle arka tarafını yokladı. Ne daha demin duyduğu dizelerin sahibi, ne de Ikishi ortalıkta yoktu. Vücudundaki adrenalin ve yaşlı bir kadınla, köyünden uzak bir kasabanın rastgele bir noktasında yalnız kalmıştı. Kadının sorusuna birkaç saniyeden fazla sessiz kaldığını fark ettikten sonra.

“Merhaba. Öncelikle rahatsız ettiğim için özür dilerim. Kusagakure köyünden geçenlerde yaşanan üzücü olayları araştırması için gönderildim. İsmin Moriai Jouichirou. Size daha önce de gelip soru soranlar olduğuna eminim, üzüntünüzü anlıyorum bu yüzden pek fazla vaktinizi almak istemiyorum.”

Bunları söylerken bir yandan da not defterini çıkarıp, biraz evvel duyduğu dizeleri defterin boş bir sayfasına önündeki yaşlı kadının göremeyeceği bir şekilde not etmeye başladı Jouichirou. Aynı anda ise kadınla konuşmaya devam ediyordu.

“Su gürlerse eğer, şişeden derin dumanlar tüter, ay saçlı rıza ederse, en derin alevler söner.”

“Fumihiro’nun üzücü olaydan evvel herhangi farklı bir hareketini veya daha evvel tanımadığınız birisi ile olan bir iletişimi gördüğünüz oldu mu? Veya son zamanlarda rutininin dışında yaptığı bir aktivite? Bir de torununuzun nerede olduğu hakkında bir fikriniz var mı, onu en son nerede gördünüz?”

Bir cevap alıp alamayacağını da bilmiyordu. Yaşadığı adrenalini atlatabilmiş değildi. Kadına soruları sorarken olabildiğince normal davranmaya çalışmıştı ama dışarıdan gözükenin ne olduğu hakkında bir fikri yoktu. Kadını korkutmak isteyeceği son şeydi, hele ki böyle bir durumda. Kalemini hazırladı, kadının söyleyeceklerini bir bir not alacaktı.
Image
Image
Konuşma Renk Skalası

"Jouichirou Dış Ses"
"Jouichirou İç Ses"
"Zuijin Dış Ses"
"Diğer Karakter ve NPC Dış Ses"
Künye
İsim: Moriai Jouichirou
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 115.000
Prestij: 8
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Zuijin Esareti
Jouichirou; kendi gerçekliğinden, dünya gerçekliğine geçmenin tek yolunun zuijinleri kendi gerçekliğindeki esaretinden kurtarmak olduğunu biliyordu. Neredeyse kendini bildi bileli etrafında olan zuijinleri kendi gerçekliğinden kurtarıp, dünyadaki gerçekliğe getirmesi gerekliydi. Onları unutarak dünya gerçekliğine dönmek seçenekleri arasında asla değildi. Onları gerçekliğe getirmenin bir yolunu bulmalıydı, ne olursa olsun.

Bilginin Peşinde
Jouichirou’yu hayata bağlayan en temel ihtiyaçlarından biri haline gelen “bilmek” isteğiydi. İlgisini çekmesi durumunda, herşeyini bilmeye duyduğu ihtiyaç onu bu hale getirmişti. Bilginin öğrenilmesi, kayda alınması, incelenmesi, kesinleştirilmesi Jouichirou için hayat enerjisiydi.

Komplikasyon
Paranoid Şizofreni
Jouichirou her ne kadar kendi gerçekliğinin farklı bir yer olduğnunu farkında olsa da, bu onun bir vaka olduğunu değiştirmiyordu. Zuijinleri kontrol edemiyordu ve onların söyleyeceklerine karışamıyordu. Yaşadığı güne kadar bildiği zuijinleri tek bir anda değil, yavaş yavaş tanımıştı. Bu sebeple yeni bir zuijinle karşılaşmayacağı kesin değildi. Şu anda varolanların orada olduklarını bilse de, yeni karşılaşabileceği bir zuijine karşı tamamen savunmasızdı. Bu sebeple tanımadığı insanlarla diyalog kurmak için, onların gerçek insanlar olduğundan emin olması gerekiyordu ve bu konu, insanlara hayatında yer vermesi için zor bir durum oluşturuyordu.


Özellikler

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 8
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninja Ekipman Ustalığı - C Rank

Fuinjutsu B-Rank
Obje Sayı Sınır Arttırma
Obje Üstüne Obje Mühürleme
Obje Boyut Sınırı Arttırma
Ninjutsu Teknikleri Mühürleme
Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Eş Mühür Oluşturabilme
Durumsal Aktivasyon
Boş Mühür Oluşturma

Ninjutsu
Shunshin
Zanshuu no Jutsu

Genjutsu
Hanasaku no Jutsu
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Rishuu
Magen: Bunshin

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
1. Ekipman Çantası
► Show Spoiler
2. Cübbe
► Show Spoiler


User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by GM - Naruto » November 26th, 2018, 7:27 pm

Jouichirou: Konuşman sonrasında kadın kapıyı biraz daha aralıyor. Durum olarak Joben'in bir kopyasını görüyorsun adeta. Şişmiş, mor gözaltları. Kadın adeta içinden ruhu çekilmiş gibi izliyor seni. Çoktan kurumuş gözlerinden yaş gelmiyor artık. Cümlelerini, kafasını sallayarak karşılıyor. Muhtemelen 45-50 yaşlarında.

Kadın kapıyı araladığında iç kısmı görme şansın oluyor. Kapıdan girişten sonra içeride basit bir salon bulunmakta. Muhtemelen günlerdir toplanmamış, temizlenmemiş. İçerideki ölü atmosferi sezebiliyorsun. "Soru soran çoktu." diyor kadın. Evin atmosferi kadının sesine de işlemiş durumda. Gözleri yere doğru kayıyor. Kafasını sallıyor hayır anlamında. "Kocam bir kasaptı, fazlası değil. İşini bitirir, oyalanmadan evine gelirdi. Arada bir çevre çiftliklerden hayvanları toplamaya giderdi. En son, belki bir ay önce gitmiştir." Tekrar sana çeviriyor bakışlarını. Suratında içini acıtan bir gülümseme yerleşiyor. "Torunum. Fumihira. Dedesinin ismini verdik ona." Bir cevap bekler gibi bakıyor gözlerine. "Sahi ne oldu ona ?" Kadının dengesizleştiğine şahit oluyorsun. Gülümsemesi, rahatsız edici bir hal alıyor. "En son... En son birilerini kovalıyordu. Biz ona kasap çırağı derdik ama shinobi olmak isterdi o. Derdi ki... Derdi ki kasap bıçaklı bir shinobi yok bu dünyada..." Gülümsemesi ince, kısık sesli bir kahkaha ile birleşiyor. "Torunumu buldunuz mu ?" Gülümsemesi sönerken hafif ıslak gözleriyle izliyor seni.

Sesler kesiliyor. Kadının sana odaklı bakışları, senin cevapsız kalman ortamda bir dinginlik yaratıyor. Bir ses yakalıyorsun. Gıcırtı. Üst katın, sağ tarafından geliyor ve kesiliyor.


Haru: Kulübeden çıkarak döndüğün yolu geri dönüyorsun. Atmosferde bir değişiklik yok. Merkeze yürüdükçe kalabalık ve coşku olması gerektiği gibi artıyor. Kasaba içinde kaybolmamak için, kadınların kazık diktiği meydana ilerliyorsun önce. Kazığın ucuna bağlanan kurdeleler, kumaşlar rüzgarla birlikte dans ediyor. Öncekinden farklı olarak, bu kazığın çevresine düzenli bir daire şeklinde dizilmiş esnaflar. Bazıları yiyecek satıyor, bazıları şeker, bazıları festival kıyafetleri. Birşey dikkatini çekiyor. Bir cam işçisi. Çeşit çeşit şişeler, vazolar, tüpler üretiyor. Hayvan figürleri, kalpler insanlar ne isterse. Adamın tezgahının hemen yanında büyükçe bir sepet bulunuyor. Sepet ise ağzına kadar boy boy mantar tıpalarla dolu.

Sen buraya odaklıyken, dövüş turnuvasına doğru giden sokaktan da bağrışmalar gelmekte. Çığlıklar, tezahüratlar. Buradan dahi turnuvanın heyecanını koklayabiliyorsun.

Teraslarda ilerleyen bir shinobiyi durdurarak kasap dükkanını soruyorsun bu karmaşa içinde. Girmen gereken sokağı sana gösteriyor yaklaşık bir saatlik mesafede olduğunu söylüyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by GM - Naruto » December 4th, 2018, 1:09 pm

Off Topic
Kurosawa Haru ve Moriai Jouichirou ilk pasiflik uyarılarını almıştır.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Post Reply

Return to “Kawakami Kasabası”