[Komaeda Togami] Sızma

User avatar
Komaeda Togami
Kaçak
Kaçak
Posts:140
Joined:September 3rd, 2018, 11:12 pm
Künye:

Re: [Komaeda Togami] Sızma

Post by Komaeda Togami » March 13th, 2019, 6:35 pm

Chizuru’nun dostu gibi görünen, benim için ise bilinmezliklerle dolu bir çukur olan kız sözlerime karşılık olarak yanıma sıçramış ve kargalara bakmıştı bir süre. Ben ise kulübenin içinden kanat sesleri eşliğinde fırlayan siyahlıkları fark ettiğim andan itibaren içten içe rahatlamış bir şekilde kıza odaklamıştım bakışlarımı. Sevinçli, ve algılarım beni yanıltmıyorsa biraz da şaşkın bir tavır içerisindeydi genel manada. Çok ufak bir nüans yakalamıştım bununla alakalı, bu sebeple tam manasıyla emin olamıyordum ancak Chizuru’nun son durumuyla alakalı benim bilmediğim herhangi bir şey biliyor olması ihtimali beni inceden de olsa rahatsız etmişti. Chizuru’yu gördüğü için ortaya çıkan mutluluğunun samimi olduğunu düşünüyordum, ancak bir miktar da olsa şaşkınlık baharatı işleri benim için nispeten karmaşık hale getiriyordu. Yine de, şüpheleneceğim kadar katı bir kanıt yahut belirti yoktu ortada işin içinde başka bir şey olduğuna dair. Kontrol hala benim elimdeydi, tam da olması gerektiği gibi. Olabildiğince doğru ifadelerle kendimi açıklayacak ve rolümü abartıdan uzak bir şekilde oynayacaktım. Her daim inandığım ve doğruluğuna şüphemin olmadığı bir şeyden faydalanacaktım bu esnada. Yalanlar her zaman ayrıntılı olurdu, gerçekler ise sade. Sade ve basit olmak, en doğru tercihti benim için.

Kız attığı minik kahkahayla birlikte ne yaptıklarına dair sorumu savuşturmuş, hedefi yeniden bana yöneltmişti. Kızın konuşmasındaki önemli bir nokta, ‘sığınak yerine burası’ ifadesiydi. Buradan birkaç farklı olası çıkarım yapmıştım. Sığınak ormanın dışında bir yerde miydi? Yoksa ormanın benim gittiğim yönden tamamen alakasız bir kısmında mı? Öyleyse kızın burada ne işi vardı? Paranoyaklığa gerek olmadığını hatırlattım kendime içten içe. Şüpheli bir şey gözlemlememiştim. Yalnızca Chizuru olmaya devam etmem gerekiyordu. Fark ettiğim bir diğer ayrıntı ise, kızın bahsettiğim teslimatı pek de takmamış gibi görünmesiydi. Umursanmayacak kadar küçük bir meblağ mıydı bu onlar için? Ya da belki başka bir şey vardı ortada? Emin olamıyordum. Yine de kızın cümlelerindeki her bir ayrıntıyı not ettim kafama. Şu an farkında olmasam bile işime yarayabilecek bilgilerle doluydu sözler. Cevap vermeme fırsat kalmadan, yolda konuşmaya devam etme fikrimi onaylayıp yakındaki dallardan birinin üzerine sıçramıştı kız. Eğer bir yere ulaşmamız söz konusuysa; ve özellikle bu yer hedefimdeki sığınaksa bu kesinlikle reddedemeyeceğim bir teklif, kaçıramayacağım bir fırsattı. Bekletmeden, kızın sıçradığı dala doğru fırlattım kendimi. Bir an sonra, dalların arasından ilerleyişimize başlamıştık bile.

Birkaç dal ilerledikten sonra, onu takip ettiğime emin olmak için döndüğünde bu kez emin olduğum bir şekilde kızın yüzündeki şaşkın ifadeyi görmüştüm. Chizuru’nun öldüğü söylentileri buraya kadar ulaşmış mıydı? Yoksa biliniyor muydu bu gerçek, ve yalnızca bir tuzağa doğru mu sürülüyordum aptalca? Ortada cevabından emin olmadığım pek çok soru vardı. Yapabileceğim yegane şey ise, oynamaya devam etmekti. Chizuru’nun başına bir şeyler geldiği ‘sanılmıştı’. Birden fazla kişi tarafından. Gerçi halihazırda örgütümsü bir oluşum olduklarını biliyordum. Yine de bunun birinci elden onaylanması en azından kafamdaki taşların bir kısmının yerine oturmasını sağlamıştı. Cevap vermem gerektiğini biliyordum, bu sebeple ayrıntıları tekniğime bırakarak konuşmaya başladım: “İşin doğrusu, yenildim. Sağlam bir dayak yedim. Küçümsemiştim ama piç iyiydi. Yaralandım. O halimle uzun mesafe katedemeyeceğimi fark ettiğimde sığınağa dönme planım suya düştü.” Örgütün iç işlerinde kullandığı bir iletişim aracı olup olmadığını bilmiyordum, aradan geçen üç güne rağmen hala Chizuru’nun üstünü aramak yerine aptalca hareketler yaptığım için affedememiştim kendimi. Ve şuan bunun cezasını çekiyordum: “Yakınlardaki bir şifacıya para bayıldım, birkaç günü iyileşmek için geçirdim. Şimdi ise buradayım. Öfkeliyim, biraz kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı. Oyalanıyordum.” Sözlerim esnasında, kızın yüzünü ve ifadelerini iyice inceleyecektim. Tepkileri, yüzünde oluşan basit mimikler bile içinde bulunduğum bilinmezlikte bana yol gösterebilirdi.
Image

Künye:

İsim: Komaeda Togami
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 0
Prestij: 0
Ün: 28
Kullanılabilir GP: 0


Motivasyon:

Sınırlar > 16 yaşında olup, en geç 10 sene içinde yürümekten aciz düşeceğini bilen biri ne yapar? Hele ki hayata tutunmasını sağlayan son şeyi kaybettikten sonra? Artık hiçbir şey anlam ifade etmiyorken? Hayata dair ne kadar duygu varsa; kin, aşk, merhamet; hiç birini hissedemiyorken? 16 yaşında, chuunin olalı bir seneden biraz fazla zaman geçmiş basit bir çocuk. Güçsüz, ölümüne günler sayan bir çocuk. En azından Togami için bunun cevabı basitti; kalan kısacık ömründe, nereye kadar gidebileceğini öğrenmeye çalışmak. Hiç kimseye bağlı olmadan, hiç bir etik kural tanımadan yalnızca ilerlemek.

Komplikasyon:

Progresif Musküler Distrofi (Ağır) > Geninliğinin ilk yıllarında ortaya çıkan bu genetik rahatsızlık, Togami’nin kompleks karakter gelişimin ilk sebebidir. Basit kas ağrılarıyla başlayan, devamında çeşitli düzeylerde kas güçsüzlükleriyle seyreden bu hastalığın sinsi ilerleyişi hakkında yorum yapabilmek en usta medikal shinobiler için dahi kolay değildir. Basit kas antrenmanlarıyla ilerleyişi yavaşlatılıp yan etkileri azaltılsa bile, asla durmayacak ve bir gün Togami’yi ayaklarının üstünde durmaktan dahi alıkoyacak olması gerçeği değişmemektedir.

Özellikler:

- Savaş Yaraları
- Refleks Erimesi


Image

Profil:

Güç: 1
Çeviklik: 1
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 11
Zeka: 11

Beceri Listesi:

[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 4
[Varlık] Aldatma: 4
[Varlık] Empati: 4
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5 (Favori Beceri)
[Zeka] İzcilik: 4


Ninjutsu:

D - Rank: Kurohane
C - Rank: Karasu Bunshin no Jutsu
C - Rank: Sanzengarasu
C - Rank: Keishuu no Jutsu
B - Rank: Shikon
B - Rank: Bunshin Bakuha
Kuchiyose no Jutsu


Taijutsu:
-

Genjutsu:

D Rank - Magen: Henge
D Rank - Rakumei no Jutsu
C Rank - Teishi no Jutsu
C Rank - Kokohi no Jutsu
B Rank - Shibou no Jutsu


Efsanevi Yaratık:

- Raizo

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar:

- Tantou (İyi kalite)
- 2 Patlayıcı Parşomen (Normal Kalite)
- 2 Kunai (Normal Kalite)
- 3 Shuriken (Normal Kalite)
- 2 Sis Bombası (Normal Kalite)
- Sentetik Misina, 5mt. (Normal Kalite)
- Chakra Hapı (Normal Kalite)
- Kondisyon Hapı (Normal Kalite)
- Kan Hapı (Normal Kalite)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Komaeda Togami] Sızma

Post by GM - Naruto » March 14th, 2019, 1:14 am

Kız laflarını bitirince kafasını çeviriyor tekrar ve gülümsüyor. Ancak bu gülümsemede saf bir şımarıklık da mevcut. "Demek büyük Chizuru fena dayak yedi ha?" Kısa bir kahkaha daha atıyor. "Ben açıkçası Satou'nun seni ikna ettiğini falan sanmıştım köyde kalman için. O ihtimal daha yakın geliyor." Dallarda zıplayışınız devam ediyor.

Kız ormanı iyi biliyor. Gittiği yön ve atladığı dallar spesifik. Beklemiyor veya düşünmüyor hareket ederken. Sen ise çoktan yönünü, katettiğiniz mesafeyi ve zamanı kaybetmiş durumdasın. "Neyse. Sığınağa varınca dinlenirsin." Bir 5 dakika daha geçiyor, bu sırada kız konuşmuyor. Ancak arada sırada arkaya bakarak onu takip ettiğinden emin oluyor. Suradındaki şaşkınlık ifadesi rahatlamaya dönüşüyor. Bir noktadan sonra da zaten arkasına bakmayı kesiyor.

Bir dala konuyor ve aşağıya bakıyor. Sen de kafanı çevirdiğinde, geniş bir bataklık görüyorsun. Yemyeşil örtü, geniş bir açıklığa sebebiyet veriyor. Büyük ağaçların bu bataklıkta olmaması da güneş ışığının buraya çok iyi bir şekilde nüfuz edebilmesini sağlıyor.

Kısmen çembersel bir açıklık. Bataklığın ortasında yan yana yapıştırılmış iki tane tahtadan ev görüyorsun. Bu evler tek katlı, ancak dikdörtgen şeklinde ve genişler. Biri kuzey-güney, diğeri doğu-batı doğrultusunda. L şeklindeler yani, bu L'nin ortasında kalan alanda da boş bir platform var. Bu boş platform üzerinde bir kaç kutu ve çuval görüyorsun evlerden birinin duvarının kenarına yığılmış, onun dışında tam ortaya, gün ışığının direkt vurduğu noktaya eski bir kanepe koyulmuş. Çevresinde de bir kaç tane salon koltuğu var. ortalarında ise bir masa görünüyor. Sağda solda yerde istiflenmiş kitaplar ve parşömenler dikkatini çekiyor.

Evler, bataklığın bir metre kadar üzerinde duruyor. Epey eski ancak sağlam görünüyor. Dikdörtgen evlerin çatıları üçgen şeklinde ve standart Japon stilinde, ancak kiremit yerine benzer işlevi gören tahta kaplamalar tercih edilmiş hafif olsun diye. İki evin kapısı da ortadaki platforma bakıyor. Tahtalar eski ve bir çoğu kararmış gibi görünüyor. Yer yer yapılan yamaların tahtaları yeni olduğundan arada gözüne açık kahverengi tonları çarpıyor.

Mekana uzaklığınız bir 40-50 metre kadar. Önünüzde bir kaç ağaç daha var ancak sonrası bataklık. Bataklığın içerisinde konuşlanmış olan kısa ağaçlar ve onların kısa dalları oraya ulaşmak için bir platform görevi görebilir gibi görünüyor. "Tanuki de gelir birazdan. Sağlam bir yemek yeriz. Rantaro zaten içeride. Uyukluyordur kesin." Kızın sesi ile irkiliyorsun. Gülümsüyor sana doğru. "Hoşgeldin".

Yorulduğunu farkediyorsun. Tekniğin çok uzun süredir açık. Chakran hala mevcut ancak tekniğini sürekli açık tutman sana mental olarak bir yük bindiriyor. Devam edebilirsin ancak bu senin savaş performansını azaltacak eğer öyle bir durum olursa. Ayrıca Zeki bir insansın, bu adı geçen kişilerle karşılaşman durumunda Genjutsu'nu da farketme durumları olabilir. Kız şimdilik farketmemiş gibi görünüyor ancak diğerleri için aynı şeyi söyleyebilir misin? Shinobi'ler bu tarz şeyleri farketmek için eğitim alıyorlar, kız her ne kadar şimdilik şüphelenmemiş gibi dursa da. Öyle yada böyle foyan ortaya çıkacak, bu bir an meselesi. Bunun bilincindesin. Bu an yakın mı, uzak mı, onu kestiremiyorsun sadece.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Komaeda Togami
Kaçak
Kaçak
Posts:140
Joined:September 3rd, 2018, 11:12 pm
Künye:

Re: [Komaeda Togami] Sızma

Post by Komaeda Togami » March 18th, 2019, 1:03 am

Ormanın içinde ilerleyişimizi sürdürürken, başlarda gittiğimiz yönü tayin etmeye çalışmış olsam da bir noktadan sonra bunu beceremeyeceğimi farkedip işleri akışına bırakmıştım. Takip ettiğim kız nereye gittiğimizi, ve gittiğimiz yere nasıl gidileceğini iyi biliyordu. Tavırlarından, adeta refleksif olarak hangi dallara atlayacağını bilişinden rahatlıkla kestirebiliyordum bunu. Ve benim için yeterli olan da sözkonusu yere gitmemizdi. Gerisini o zaman düşünebilirdim. Bu esnada kız sözlerini bitirmiş, üstüne minik bir kahkahayla süslemişti. Rahatsız edici bu kahkaha sesine ne kadar daha maruz kalmam gerekeceğini bilmiyordum. Ancak çok uzun sürmemesini sağlayabilirdim. Sadece biraz daha sabretmem gerekiyordu. Yeterli bilgiye ve fırsata sahip olduğum an, planımı pik noktasına çıkarıp önümdeki bu engelden kurtulacaktım. Chizuru’nun dayak yeme konusunda ne düşüneceğini bilmiyordum, tabii kızın tavrından bunun Chizuru için rahatsız edici bir şey olduğunu söyleyebilirdim. Cevapsız kalmayı tercih ettim başta, ancak devamında aklımdaki şüphelerden birini yok etmek adına bir soru yönelttim kıza her şey normalmiş gibi: “Köye kimse gitti mi bana bakmak için? Ölmüş de olabilirdim.” Sesimi hafif espritüel bir tonda tutmaya çalıştım bu kez. Ortamın havasına bu şekilde bir ifade yakışırdı. Doğru bir karar mıydı bilmiyordum, ancak risk almak durumundaydım.

Bir süre daha daldan dala sıçradıktan sonra nihayetinde kız durmuş, beni gideceğimiz yerin manzarasıyla başbaşa bırakmıştı. Büyükçe, daireye benzer ve iyi güneş alan bir açıklık mevcuttu baktığım yerde. İçinde diğerlerine kıyasla oldukça minik ağaçlar olan geniş bir bataklık parçasıydı bu. Ortasında, L şeklinde iki bina yerleştirilmişti ve binaların arasında meydanımsı minik bir boşluk mevcuttu. Platform olarak nitelendirilebilecek alandaki kanepeyi, masayı, çuvalları ve kitapları görebiliyordum. Burası korkunç bir terör örgütünün merkezinden ziyade, akademi öğrencilerinin ormana kaçıp eğlence için kurduğu kulübelere benziyordu. Bu görüntü beni olayın ciddiyetinden koparmayı bir anlığına başarsa da, hızlıca kendimi toparladım. Chizuru’nun gücüne bizzat şahit olmuştum ve dövüşteki galibiyetimde şansımın payı yadsınamazdı. Karşımdakiler shinobiydi, hafife almayı göze alamazdım. Ayrıca Yağmur Ülkesi gibi karmakarışık bir yerde çok sayıda kasabayı haraca bağlayıp kontrol altına almayı başarmışlardı. Belli bir seviyenin üstünde olduklarını varsaymam gerekiyordu.

Önümüzde büyükçe bir ağaç daha vardı, devamı yalnızca bataklığın merkezindeki garip yapıya ulaşmakta yardımcı oluyor gibi görünen minik ağaçlarla doluydu. Çevreyi gözlemliyordum olabildiğince dikkatli bir şekilde. Kafamda binlerce tilki dolaşıyor, en optimal planı bulmak üzere kazanlar kaynıyordu. Bu dalgınlığım esnasında, kızın sesiyle irkildim hafifçe. Sözleri, bana en az iki kişi daha olduğunu söylüyordu. Chizuru, Tanuki, Rantaro, beni buraya getiren adını bilmediğim kız, ve belki birkaç kişi daha. Dört -daha doğrusu Chizuru’nun işin dışına çıkmasıyla birlikte üç- kişi olmaları daha çok işime geliyordu. Hiç bilmediğim birilerinin aniden ortaya çıkması her şeyi değiştirebilirdi. Dört kişiyle böylesi bir haraç oluşumu yaratmış olmaları pek akla yatkın gelmiyordu gerçi, ancak Yağmur Ülkesi gibi karışık bir yerde her şey olabilirdi. Ve daha fazla insan olup olmadığını öğrenmemi sağlayacak mantıklı bir soru gelmemişti aklıma. Bunu kafama not ettiğim şeylerin yanına kalın harflerle yazdıktan sonra planlamamı yapmaya başladım.

Her şeyden önce, kendimi değerlendirmek zorundaydım. Tekniğimi saatlerdir kullanıyor olmamın etkilerini hissetmeye başlamıştım. Kısa bir süre sonra, şuanki halimle kaldıramayacağım dozlarda aksiyonla karşı karşıya kalabilirdim ve bu pek iyi değildi. Chakra hapımı kullanmam gerekiyordu, ve bunun için uygun bir zamanda olduğumu düşünüyordum. İkincil olarak, muhtemel rakiplerimi düşünmek zorundaydım. Yerleşim yerinde halihazırda iki kişi olduğunu biliyordum, ve üçüncüsü de yakın bir zaman sonra burada olacaktı. Dört? Beş? Emin değildim, ancak şu noktada planımı bu üçlüye göre yapmaktan başka bir şansım yoktu. Ayrıca tekniğimin ne kadar süre daha işlev göreceğinden emin değildim. Ormanın girişinde, beni iki uzun saat boyunca etkisi altına alan bir genjutsuya yakalanmıştım ve bu da beni bir genjutsu kullanıcısı olduğuna dair uyarıyordu. Tekniğimin istemediğim bir noktada farkedilmesi, her şeyi berbat ederdi. En uygunu, farkedilip dezavantajlı bir duruma düşmeden önce harekete geçip avantajımdan faydalanmaktı.

Kıza cevap vermedim başta, ve önden gitmesi için bekledim birkaç saniye. Sürekli arkasını dönüp bakıyordu onunla karşılaştığımızdan beri, bunun altında bir şey olup olmadığını bilmiyordum ancak bunu düşünmek için pek doğru bir zaman değildi bu. Bana, bakmadığı bir an gerekiyordu. O anı bulduğum anda cübbemin içindeki chakra hapını ağzıma atacak ve ekipman çantamdan bir patlayıcı parşomen alıp avcuma yerleştirecektim yapışkan kısmı dışarı bakacak şekilde. Koşarken ellerim arkada kalacağı için, görülmesinin pek ihtimal dahilinde olduğunu düşünmüyordum. Kızın bakmadığı boşluklar ikisini aynı anda yapmam için yeterli değilse, bu iki işlemi iki ayrı hareket olarak gerçekleştirebilirdim pektabii. Ardından kızı takip ederek platforma ulaşacak ve arkasından yaklaşacaktım. Bu esnada, herhangi bir şüphe yaratmamak adına ağzım da durmayacaktı: “Rantaro nerede sızdı yine? Sağda mı solda mı? Gideyim de ona ölmediğimi söyleyeyim, bu habere çok sevinecek!” Bu cümle, iki türlü de işime yarayabilirdi. Chizuru’nun Rantaro denen kişiyle ilişkisini bilmiyordum. İyiyse, ne ala. Cümlemde absürd bir şey olmayacaktı. Kötüyse, ironik bir cümle olabilirdi söylediğim şey. Tekniğimin gerekli ifadeyi yaratmasını umuyordum. Rantaro’nun nerede uyuduğunu bilmemek ve bunu kıza sormak bir problemdi tabii, burada yaşayan biri herkesin nerede kaldığını bilmeliydi. Ancak kızın ‘uyukluyordur kesin’ sözlerinden Rantaro’nun sağda solda sızabilecek potansiyelde biri olduğunu çıkarmıştım. Sorum, abes kaçmayabilirdi.

Yaptığım hareketlerin ve söylediğim sözlerin en kritik noktası ise, kızın arkasından yaklaşıp sorumu sorarken sırtına veya beline ‘pat pat’ yaparcasına birkaç kez dokunmak olacaktı. Elimdeki patlayıcı parşomeni, göremeyeceği bir noktaya yapıştırmanın en iyi yoluydu bu. Dikkatini başka bir yöne, yani sözlerime vermesini sağlayıp parşomeni farketmemesini sağlamak. Temasım ise yalnızca dostça bir hareket olacaktı. Chizuru’nun böyle temaslarda bulunmaktan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyordum, ancak kızla arasında en iyi ihtimalle ‘dostane’ bir ilişki olduğundan bahsedebilirdim. Hareketim oldukça kabul edilebilir görünüyordu. Risk aldığım doğruydu, ancak ilk hamleyi benim yapmam gerekiyordu. Her şey yolunda giderse, kızın sırtındaki parşomeni şimdilik orada bırakacak ve söylediği kapıdan girecektim, planımın Rantaro’yla ilgili olan kısmını harekete geçirmek için. Kötü ihtimalleri geçirdim aklımdan bir milisaniyeliğine; yapıştırdığım parşomen farkedilebilirdi, kız hareketimi ya da cümlemi absürd bulup şüphelenebilirdi, Rantaro’nun ‘her zamanki yerinde’ olduğunu söyleyip beni büyük bir ikilemin içinde bırakabilirdi, ben hareket halindeyken Tanuki denen kişi ortaya çıkabilirdi. Her şey, ince bir pamuk ipliğine bağlıydı adeta. Ancak ince ince işlediğim planın başarıya ulaşma ihtimali hala vardı. Rantaro’yla ilgili planım ise basitti. Kız, uyukluyor olduğunu söylemişti Rantaro’nun. İçeri girip nerede olduğunu kontrol edecek, bu esnada olabildiğince şüphe çekmemeye çalışarak ekipman çantamda kalan son kunaiye uzanacaktım. Uyuyorsa, her şey doğru ilerleyebilirdi. Uyumuyorsa hafif dalgın olmasını bekliyordum. Dost bir yüze karşı ani ve refleksif bir tepki verip şüphelenmesi pek mantıklı olmazdı. Her iki şekilde de, bulunduğu yere gidip fırsat bulabilirsem bir elimle ağzını kapatacak ve diğer elimle kunaimi kalbine sokacaktım keskin bir hamleyle. O öldükten sonra, kızın sırtındaki patlayıcı parşomeni aktifleştirecektim. Herifin uyanık olması durumunda, kunai kısmı iptal olacaktı planın tabii, onu daha sonra düşünebilirdim.

Bu kadar çok sayıdaki değişkene bağlı olasılıkların aynı anda gerçekleşmesi çok da olası değildi, ancak kendime ve planıma güveniyordum. Ve yakalanmadan önce daha fazla bekleme lüksüm yoktu.
Image

Künye:

İsim: Komaeda Togami
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 0
Prestij: 0
Ün: 28
Kullanılabilir GP: 0


Motivasyon:

Sınırlar > 16 yaşında olup, en geç 10 sene içinde yürümekten aciz düşeceğini bilen biri ne yapar? Hele ki hayata tutunmasını sağlayan son şeyi kaybettikten sonra? Artık hiçbir şey anlam ifade etmiyorken? Hayata dair ne kadar duygu varsa; kin, aşk, merhamet; hiç birini hissedemiyorken? 16 yaşında, chuunin olalı bir seneden biraz fazla zaman geçmiş basit bir çocuk. Güçsüz, ölümüne günler sayan bir çocuk. En azından Togami için bunun cevabı basitti; kalan kısacık ömründe, nereye kadar gidebileceğini öğrenmeye çalışmak. Hiç kimseye bağlı olmadan, hiç bir etik kural tanımadan yalnızca ilerlemek.

Komplikasyon:

Progresif Musküler Distrofi (Ağır) > Geninliğinin ilk yıllarında ortaya çıkan bu genetik rahatsızlık, Togami’nin kompleks karakter gelişimin ilk sebebidir. Basit kas ağrılarıyla başlayan, devamında çeşitli düzeylerde kas güçsüzlükleriyle seyreden bu hastalığın sinsi ilerleyişi hakkında yorum yapabilmek en usta medikal shinobiler için dahi kolay değildir. Basit kas antrenmanlarıyla ilerleyişi yavaşlatılıp yan etkileri azaltılsa bile, asla durmayacak ve bir gün Togami’yi ayaklarının üstünde durmaktan dahi alıkoyacak olması gerçeği değişmemektedir.

Özellikler:

- Savaş Yaraları
- Refleks Erimesi


Image

Profil:

Güç: 1
Çeviklik: 1
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 11
Zeka: 11

Beceri Listesi:

[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 4
[Varlık] Aldatma: 4
[Varlık] Empati: 4
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5 (Favori Beceri)
[Zeka] İzcilik: 4


Ninjutsu:

D - Rank: Kurohane
C - Rank: Karasu Bunshin no Jutsu
C - Rank: Sanzengarasu
C - Rank: Keishuu no Jutsu
B - Rank: Shikon
B - Rank: Bunshin Bakuha
Kuchiyose no Jutsu


Taijutsu:
-

Genjutsu:

D Rank - Magen: Henge
D Rank - Rakumei no Jutsu
C Rank - Teishi no Jutsu
C Rank - Kokohi no Jutsu
B Rank - Shibou no Jutsu


Efsanevi Yaratık:

- Raizo

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar:

- Tantou (İyi kalite)
- 2 Patlayıcı Parşomen (Normal Kalite)
- 2 Kunai (Normal Kalite)
- 3 Shuriken (Normal Kalite)
- 2 Sis Bombası (Normal Kalite)
- Sentetik Misina, 5mt. (Normal Kalite)
- Chakra Hapı (Normal Kalite)
- Kondisyon Hapı (Normal Kalite)
- Kan Hapı (Normal Kalite)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Komaeda Togami] Sızma

Post by GM - Naruto » March 26th, 2019, 10:19 pm

Kız "Kimse gitmedi. Son olan olaylardan sonra pek terk etmek istemedik sığınağı. Sınırlarda savaş olacak gibi. Detayları konuşuruz." diyor, ilerlemeye devam ederken.


Açıklıkta bulunduğunuzdan mütevellit çok fazla bir zıplayacak dal yok siz ve ev arasında. Bir önceki gözleminde olduğu gibi, bir kaç dal ve sonrası bataklık. Bataklıkta da bir kaç ağaç görünüyor. Ve bu senin gibi hiç çevik ve kuvvetli olmayan birisi için yapmak istediklerini başaracak bir uzaklık değil.

Bunu biraz geç farkediyorsun. Kız ilerideki bir dala fırlıyor sana "Bilmem. Gidip görelim!" dedikten sonra, gülerek. Sen arkasından zıplıyorsun hızlıca cebinden chakra hapını çıkararak. Ağzına atıyor ve acı tadı damaklarında hissediyorsun. Tükürük yayılıyor ağzına ve çenen sızlıyor biraz, epeydir birşeyler yemediğinden mütevellit.

Ancak bunu yapmak bile seni bir kaç dal geri düşürmüş oluyor. Kız zaten mesafe kısa olduğu için seni beklemiyor. Bataklığın sınırına varınca aşağıdaki kısa ağaçlardan birine atlıyor ve seri bir şekilde ağaçlar arasında ilerliyor. Sen ise, ondan bir kaç ağaç arkada takip ediyorsun. Elini arkana atmayı düşünüyorsun her bir zıplayışında, parşömeni çekmek için yani, ancak bu açıklığı hiç yakalayamıyorsun zira içindeki "ya farkederse?" korkusu baskın geliyor. Son bir saniyelik bir aralık buluyorsun kız son ağaçtan evlerin ortasındaki platforma atlarken ancak konduğu gibi arkasını sana dönüyor. Çekemiyorsun parşömeni. Olmayan çevikliğine küfrediyorsun.

Kızın önüne konuyorsun. Konuşunla beraber tahtalar gıcırdıyor ancak zemin sert ve sağlam. Önünde sağdan sola bir ev bulunuyor. Sağında ise yukarıdan aşağı olacak şekilde. İki ev de dikdörtgen ve 10, 15 metre genişliğindeler. Derinlikleri de 5-6 metre olsa gerek. Çevredeki çuvallara ve kasalara bakıyorsun, erzak gibi duruyorlar. Kapalılar, bir çıkarım yapamıyorsun ancak çuvalların içerisinde sert köşeli şeyler yok, daha çok kum gibi girdiği kabı dolduracak bir şeyler olmalı. Pirinç belki. Belki de başka bir şey.

Kız sana gülümsüyor, ardından arkasını dönüp sağdaki eve doğru ilerliyor. Evin camları açık ancak içerisi loş. Bir detay seçemiyorsun.

Chakra rezervlerin minimal de olsa dolmaya başlıyor, bunu an ve an hissediyorsun. Çok büyük bir fark yarattığı söyleyemez ancak alnından akan minik terler duruyor, en azından şimdilik. Fakat yorgunluğun hissedilir bir durumda. Hala performansını etkileyecek kadar düşük değil ancak kondisyonu iyi olan birisi değilsin. Daha ne kadar bu "yüksek performans" modun devam eder, bilmiyorsun. Yakın olmadığı kesin.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Komaeda Togami
Kaçak
Kaçak
Posts:140
Joined:September 3rd, 2018, 11:12 pm
Künye:

Re: [Komaeda Togami] Sızma

Post by Komaeda Togami » April 1st, 2019, 4:08 pm

Planımın ilk adımı olan chakra hapını ağzıma atma kısmını sorunsuzca gerçekleştirebilmiştim, ancak çok kademeli planımın ikinci aşamasına geçmeyi bile başaramamış olduğum gerçeği söz konusuydu. Parşomene uzanıp kafamda kurduğum üzere elimin iç kısmına yerleştirme kısmını doğru anı tutturamadığım için olayın geri kalanı pek bir anlam ifade etmemişti bu noktadan itibaren. Kızla aramdaki fark açılmış, geriye dönüp yaptığım şeyi şüpheli bulması ihtimalinden duyduğum endişe bana engel olmuştu. Belki de fazla paranoyaklaşıyordum, ancak kelimenin tam manasıyla bıçak sırtındaydım ve yapacağım en ufak hatada -ölü ya da diri- bataklığın dibini boylamam işten bile değildi. Şu aşamada, yapabileceğim daha fazla bir şey olmadığı gerçeğiyle yüzyüze gelmiş ve olayların akışını yeniden önümde ilerlemekte olan kıza devretmeyi uygun bulmuştum.

Bataklık sınırına girip minik ağaçların üzerinden ilerledikten sonra nihayetinde önce kız, ardından ben tahta platforma iniş yapmıştık. Ardı ardına zemine temas edişimizle pek de güven verici sesler çıkarmayan yapı yine de sağlam görünüyordu. Kıran kırana, muhtemelen ikiden fazla shinobiyi içerecek bir savaşı kaldırabileceğinden pek emin değildim gerçi. Gelgelelim, öyle bir durumda hayatta kalma şansımın bu platformun sağlam bir şekilde durma ihtimalinden daha düşük olduğu aşikardı. Yine de bir dakika önceye kıyasla şansımın bir tık daha yüksek olduğuna inanmamı sağlayan bir şey de gerçekleşmişti. Yeni bir bilgi öğrenmiştim. Köye kimse gitmemişti. Bu, Raizo’yu herhangi bir şüpheye düşmeksizin yanıma çağırabileceğim manasına geliyordu. Edindiğim son bilgi, önümdeki yolu minik bir miktar da olsa aydınlatabilmişti ancak net olmayan şeyler de vardı hala. Kızın ifade ettiği şey, Chizuru’nun gittiği kasabaya başka kimsenin gitmemiş olduğuydu. Bu, karşımda yalnızca kız-Rantaro-Tanuki üçlüsünün olma ihtimalini yükseltiyordu ancak adı geçmeyen dördüncü ve hatta beşinci kişilerin olabileceği olasılığını yoketmiyordu. Kimse Chizuru’nun gittiği kasabaya gitmemişti evet, ancak bu başka yerlere gitmedikleri anlamına gelmiyordu.

Kızın bir diğer cümlesi, birinci dereceden beni alakadar etmiyor olsa da içinde bulunduğum ülkenin genelini etkileyen bir husustu. Sınırlarda gerçekleşecek olası bir savaş. Pektabii, neredeyse 1 senedir Yağmur Ülkesi topraklarındaydım ve gerek sınırlardaki sorunlar; gerekse de ülkedeki iç karışıklık her an büyük bir olayın patlayabileceği işaretlerini veriyordu. Ancak bu saatli bombanın ne zaman infilak edeceği konusunda fikir yürütebilmek pek kolay değildi. Görünen o ki, çok bir şey kalmamıştı o ana. Kızın cümlelerine karşı herhangi bir cevap vermemiştim. Hala chakra hapının ağzımda bıraktığı iğrenç tatla meşguldüm. Fakat farkettiğim bir diğer şey alarm veren tek şeyin chakram olmadığıydı, kondisyonum da git gide düşüyordu ve chakra rezervimi doldurmuş olsam bile vücudumun bunu verimli bir şekilde kullanabiliyor olması da bir o kadar önemliydi. Ormana ilk girdiğim sırada kaybettiğim zamanın bedelini ödüyordum. Neyse ki, en azından şimdilik idare edebilmemi sağlayacak bir B planım mevcuttu. Bu işe girişmeden önce chakra hapının yanısıra bir kondisyon hapı da satın almıştım her ihtimale karşı. Ve, şu an en uygun zaman gibi görünüyordu.

İçinde bulunduğum durum, yeni ve taze bir plan kurabilmem için yeterli bilgiyi sağlayamamıştı bana. Ve tek opsiyonum durumumu stabil olarak tutup bir süre daha, en azından yeni bir plan kurana kadar tekniğimin işe yaramasını ummaktı. Bunun yegane yolu ise, cübbemin iç cebindeki kondisyon hapını ağzıma atmaktan geçiyordu. Kızın eve doğru yürümeye başlamasıyla birlikte, elimi içeri doğru atarak hapa uzandım ve ağzıma attım. Bu esnada kız tarafından görülmem durumunda çok bir problem yaşayacağımı düşünmüyordum. Halihazırda yakın bir zamanda yaralandığımı ve tedavi gördüğümü ifade etmiştim. Olası bir soru karşısında ağrılarımın ufak çaplı da olsa devam ettiğini, bu sebeple arada sırada da olsa ağrı kesici attığımı söyleyebilirdim. Oldukça makul bir bahaneydi. Fazla kafa yormamı gerektirecek bir husus olduğunu sanmıyordum. Dikkat etmem gereken asıl şey, bu üçlüden en az birinin genjutsu konusunda iyi olduğunu düşünüyor oluşumdu. Chakra rezervlerimi yenileyebilir, kondisyonumu toparlayabilirdim ancak tekniğim farkedilirse ölüm fermanımı kendi ellerimle imzalamış olurdum. Acilen yeni bir plana ihtiyacım vardı. Platformda yahut çevrede işime yarayacak herhangi bir şey görememiştim şuana kadar, ancak kızın peşinden eve doğru ilerlerken çevreye bir kez daha göz gezdirmekten zarar geleceğini düşünmüyordum. Devamında, şüphe çekecek kadar zaman kaybetmeden kızın arkasından içeri girecek ve bu kez girdiğimiz ev benzeri yapının içini inceleyecektim. En ufak bir şey bile, planımın kritik noktasını oluşturabilirdi.
Image

Künye:

İsim: Komaeda Togami
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 0
Prestij: 0
Ün: 28
Kullanılabilir GP: 0


Motivasyon:

Sınırlar > 16 yaşında olup, en geç 10 sene içinde yürümekten aciz düşeceğini bilen biri ne yapar? Hele ki hayata tutunmasını sağlayan son şeyi kaybettikten sonra? Artık hiçbir şey anlam ifade etmiyorken? Hayata dair ne kadar duygu varsa; kin, aşk, merhamet; hiç birini hissedemiyorken? 16 yaşında, chuunin olalı bir seneden biraz fazla zaman geçmiş basit bir çocuk. Güçsüz, ölümüne günler sayan bir çocuk. En azından Togami için bunun cevabı basitti; kalan kısacık ömründe, nereye kadar gidebileceğini öğrenmeye çalışmak. Hiç kimseye bağlı olmadan, hiç bir etik kural tanımadan yalnızca ilerlemek.

Komplikasyon:

Progresif Musküler Distrofi (Ağır) > Geninliğinin ilk yıllarında ortaya çıkan bu genetik rahatsızlık, Togami’nin kompleks karakter gelişimin ilk sebebidir. Basit kas ağrılarıyla başlayan, devamında çeşitli düzeylerde kas güçsüzlükleriyle seyreden bu hastalığın sinsi ilerleyişi hakkında yorum yapabilmek en usta medikal shinobiler için dahi kolay değildir. Basit kas antrenmanlarıyla ilerleyişi yavaşlatılıp yan etkileri azaltılsa bile, asla durmayacak ve bir gün Togami’yi ayaklarının üstünde durmaktan dahi alıkoyacak olması gerçeği değişmemektedir.

Özellikler:

- Savaş Yaraları
- Refleks Erimesi


Image

Profil:

Güç: 1
Çeviklik: 1
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 11
Zeka: 11

Beceri Listesi:

[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 4
[Varlık] Aldatma: 4
[Varlık] Empati: 4
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5 (Favori Beceri)
[Zeka] İzcilik: 4


Ninjutsu:

D - Rank: Kurohane
C - Rank: Karasu Bunshin no Jutsu
C - Rank: Sanzengarasu
C - Rank: Keishuu no Jutsu
B - Rank: Shikon
B - Rank: Bunshin Bakuha
Kuchiyose no Jutsu


Taijutsu:
-

Genjutsu:

D Rank - Magen: Henge
D Rank - Rakumei no Jutsu
C Rank - Teishi no Jutsu
C Rank - Kokohi no Jutsu
B Rank - Shibou no Jutsu


Efsanevi Yaratık:

- Raizo

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar:

- Tantou (İyi kalite)
- 2 Patlayıcı Parşomen (Normal Kalite)
- 2 Kunai (Normal Kalite)
- 3 Shuriken (Normal Kalite)
- 2 Sis Bombası (Normal Kalite)
- Sentetik Misina, 5mt. (Normal Kalite)
- Chakra Hapı (Normal Kalite)
- Kondisyon Hapı (Normal Kalite)
- Kan Hapı (Normal Kalite)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Komaeda Togami] Sızma

Post by GM - Naruto » April 7th, 2019, 11:59 pm

Kondisyon hapını hızlıca ağzına atıyorsun soldaki eve kız varınca. Ahşap kapının tokmağını kavradığı anda çoktan ikinci çiğneyişini yapıp yutmuş oluyorsun. Kızın 3-4 adım kadar arkasındasın. Bu süreç içerisinde, kızın seri bir şekilde eve hareket edişi sebebiyle tam bir açıklık yakalayabildiğin söylenemez herhangi bir şey için. Bir şey planladığından değil, sadece gözlemin böyle.

İyi bir açıklık yakalayamamanın temel sebebinin yetersiz çevikliğin ve kronik hastalığın olduğunu biliyorsun. Eğer önündeki standart bir insan olsaydı, belki hiç sıkıntı çekmeyecektin. Ancak önündeki kişi bir Shinobi olduğundan mütevellit tüm bu detaylar önem kazanıyor. Eğer tam bir boş an yakalayabilirsen, bir şeyler illa yapabilirsin. Ancak senin için bu gerçekten zor gibi görünüyor.

Kapıyı açıyor ve içeriye giriyor kız, sanki buralar ona, onlara aitmiş gibi. "Rantarooooo. Bak kim geldi!" içeriye girdiği gibi bağırıyor. Arkasından giriyorsun sen de.

Ev aslında kocaman bir salondan ibaret. Soluna doğru 3-4 metre, sağına doğru 6-7 metre kadar ilerliyor. Kapıdan karşı duvara kadar da bir 3-4 metre var. Geniş epey. İçerisi koltuklarla, yastıklarla dolu. Sağ taraftaki köşede bir kaç raf görüyorsun parşömenlerle ve kitaplarla dolu. Başka bir yerde antrenman için hazırlanmış bir kütükten manken dikkatini çekiyor. Koltuklar birbirine uyan modelden veya cinsten değil, ayrıca eskiler. Belli, bir yerlerden çalınmışlar. Ha keza, yastıklar da öyle. Odanın ortasına doğru bir yer masası seçiyorsun. Üzerinde de Yağmur Ülkesi haritası mevcut. Üzerinde bir kaç çakıl taşı görüyorsun, spesifik bazı yerler işaretlenmiş gibi. Ancak bunları okuyabilecek veya anlamlandırabilecek bir izcilik yeteneğin yok.

Kızın seslenmesi ile beraber, odanın öteki dibinden bir patırtı geliyor. Oturduğu koltukta uyuya kalmış ve ses ile yere devrilmiş birisini seçiyorsun. Eleman erkek, orta boylu ancak atletik duruşlu bir tip. Üzerinde kol kısmı omuzdan itibaren yırtık, siyah bir gömlek var. Ön tarafı da iliklenmemiş, açık. Kılsız göğsü belli oluyor. Altında ise epey geniş bir Shinobi pantolonu var, bu pantolon dizlerinden başlayan botlar içerisine tıkıştırılmış. Botların ön tarafları ve altlarının metal plakalar ile desteklendiğini farkediyorsun. Elemanın elleri de nasırlı epey. Saçları neredeyse 0 numara olacak kadar traşlı. Bir kaşının zamanında patlamış olduğunu, burnunun da bir kaç kez kırıldığını farkedebiliyorsun dikkatlice bakarsan. Hırçın bakışları mevcut. Sol omzunda "鉄" kanjisi dövmelenmiş. "Demir" anlamına geliyor.

Yığıldığı yerden hemen ayağı dikeliyor suradındaki uykucu mahmurluğu atarak. "Yahu... O kadar ses etme dememe rağmen..." Kafasının arkasını kaşıyor, ardından kızın arkasına odaklanıyor gözleri. Seni görüyor. "Chizuru?!" Bir kaç büyük adım atıyor sana doğru, suradında bir sevinç patlaması mevcut. Diğer kızı pas geçiyor. Eğer herhangi bir tepkin olmayacaksa, omuzlarından seni tutacak.

Bunun pek iyi bir şey olmayacağının gayet bilincindesin. Tekniğin bozulmasa bile, üzerindeki giysi ile Chizuru'nun giysisinin dokusu ve şekli tam olarak uymuyor. Vücut yapılarınız da öyle. Karşındaki insanların birer Shinobi olduğunu da bildiğinden mütevellit, fire verme ihtimalin olası.

Ancak vermeye de bilirsin. Sana dokunmalarına izin vererek belki de "güven puanı" toplamış olursun. Riske değer mi, bilemiyorsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Komaeda Togami
Kaçak
Kaçak
Posts:140
Joined:September 3rd, 2018, 11:12 pm
Künye:

Re: [Komaeda Togami] Sızma

Post by Komaeda Togami » April 11th, 2019, 11:32 pm

Odaya girmemizle birlikte, beynimde çalışmaya başlayan makinelerin seslerini duymaya başlamıştım yavaş yavaş. İçeriyi tarıyor, ayrıntılarını depoluyor ve beynimde anlamlandırıyordum. Palas pandıras düzenlenmiş bir odaydı, ve dışarıdaki platforma benzer şekilde genel bir dağınıklık söz konusuydu odada. Raflara dizilmiş parşomen ve kitapların yanısıra harita dikkatimi en çok çeken şey olmuştu. Yağmur Ülkesinde boş boş yürüyerek geçirdiğim zamanda coğrafya konusunda becerilerimi geliştirmediğim için pek çok kez sayıp sövmüştüm kendime gün içerisinde, ve bu an da onlardan biriydi. Gerçi şu saniyede haritayı yorumlamamın pek bir manası yoktu çünkü işler gittikçe benim için daha kötü bir hal alıyordu ve avantajımı kaybetmek üzereydim. Ağzıma atmış olduğum chakra ve kondisyon haplarımın beni en azından bir süre daha idare edebileceğe emin olsam da pozisyon yalnızca chakra ve kondisyonumla halledemeyeceğim bir noktaya doğru son sürat ilerliyordu.

Yere düşen bir ağırlığın sesiyle birlikte, çevreyi incelemeyi bırakıp kafamı o yöne doğru çevirdim. Dikkatimi ilk çeken şey, çok uzun boylu olmamasına karşın son derece atletik görünen bir tipin yere yapışmış olmasıydı. Uykudan uyandığı her halinden belli oluyordu, ve benim -daha doğrusu Chizuru’nun gelişini farketmesi biraz zaman almıştı. Kaslı kollarından ve genel vücut yapısından taijutsu ağırlıklı bir shinobi olduğu tahminini yapabiliyordum. Gelgelelim, şu an içinde bulunduğum ortamdaki neredeyse her şey gibi bu da bir bilinmezlikti benim için. Bu yapılı tipin beni iki saat boyunca hapseden genjutsu tuzağını hazırlayan shinobi olması büyük bir ironi olurdu açıkçası, ancak ihtimaller hala sıfıra indirgenmemişti. Yine de adı geçen üçüncü kişinin, yani Tanuki’nin genjutsu konusunda asıl uzman olduğunu az çok tahmin edebiliyordum. Zaman geçtikçe dibe sürükleniyor olsam da içinde bulunduğum avantajı hala kaybetmiş değildim, en azından Tanuki gelene kadar.

Beni farketmesiyle birlikte üzerime doğru yürümeye başlamış, ve iki eliyle birden omuzlarımı kavramak üzere bir hamle yapmıştı. Beynimde çalan alarmlar bunun benim için iyi sonuçlanmayacağına işaret ediyordu. Tekniğimin farkedilmesi, isteyebileceğim en son şeydi ve buna yalnızca bir adım kadar uzaktaydım. Bir şeyler yapmam gerekiyordu, şüphe çekebilirdim ancak şüphe çekmeyi yakalanmaya tercih ederdim. Adamın kavrama hamlesine karşı olarak bir adım geriledim ve sağ elimin işaret parmağını kaldırıp adama doğru sağa sola salladım. Bir yandan da ağzımla ‘tu tu tu tu’ sesini çıkarıyordum. Normal şartlar altında, oldukça aptal bir görüntüydü bu ancak başka bir opsiyonum olduğunu düşünmüyordum. Chizuru’nun böyle bir şeyi yapıp yapmayacağından bile emin değildim. Yine de risk almak durumundaydım. Adamın olası yeni bir hamlesine karşı bir adım daha gerilemeye hazırlanırken ağzımdan çıkardığım sesi sonlandırdım ve konuştum: “Yaralıyım Rantaro, ‘demirden’ kollarının bandajlarımı bozmasını istemezsin, değil mi?” İlk başta, cümlemin sonuna geldiğimde göz kırpmanın iyi bir fikir olabileceğini düşünmüştüm ancak sözlerimin ortalarına doğru bu fikirden caydım. Chizuru’ya ait olduğuna net olarak emin olduğum herhangi ekstra bir hareketten kaçınmalıydım. Halihazırda saçma bir şeyler yapmıştım bile. Tekniğimin beni doğru şekilde ifade edebileceğine güvenmem gerekiyordu.

Olası tehlikeden kaçabildiğim durumda, ikiliden uzaklaşarak kendimi çalıntı gibi görünen koltuklardan birine atacak ve söylenir tarzda konuşacaktım: “Dediğim gibi, gerçekten açım. Ne yiyoruz?” Olabildiğince rahat görünmem gerekiyordu. Burası benim ‘evim’ dediğim yermiş gibi davranmalıydım nihayetinde. Gerçi herhangi bir yere ‘evim’ demeyeli o kadar uzun zaman geçmişti ki tam olarak ne yapmam gerektiği üzerine düşünmem gerekiyordu. Dikkati kendi üzerimden olası bir yemek planı üzerine çekebilmem durumunda çevreyi daha dikkatli incelemeyi planlıyordum. Zaman aleyhime işliyordu, ve bir şekilde bir açık bulmalıydım ikilide. Şu anda saldırmam söz konusu bile olamazdı. Chizuru’yla aralarındaki güç dengelerini bilmiyordum ancak Chizuru’ya yakın bir güçte olmaları durumunda yalnızca biri bile beni canlı canlı parçalayabilirdi. İkisi, ve hatta Tanuki’nin olası gelişi karşısında üçüyle dövüşmeyi hayal bile edemezdim. Bunu ne vücudum kaldırabilirdi, ne de şuanki durumum. Her zaman aklımla ve planlarımla öne çıkmıştım. Yapmam gereken şey beynimi kullanarak avantajımı sürdürmek ve olabilecek en hızlı şekilde işlerin istediğim gibi gitmesini sağlamaktı. Bunun için bir plana ihtiyacım vardı. Bir plan kurmak içinse yeterli bilgiye ve fırsata. Şuanda gerekli komponentlerin hiçbirine sahip olmayışım beni hafiften geriyor olsa da hala hiçbir şey kaybetmiş değildim. Bildiğim tek şey, açık dövüşten kaçınmam gerektiğiydi. Chizuru’yla dövüşümde becerememiştim bunu, ancak ölümümle sonuçlanmasına ramak kalmış o dövüşten bile pek çok şey öğrenmiştim ve öğrendiğim şeyleri kullanmam gerekiyordu. Dövüşmek, yaşanabilecek olasılıklar açısından benim için en kötü şekilde sonuçlanacak ve en son tercihim olan şeydi. Aklımı kullanmalıydım. Zaman aleyhime işliyordu.
Image

Künye:

İsim: Komaeda Togami
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 0
Prestij: 0
Ün: 28
Kullanılabilir GP: 0


Motivasyon:

Sınırlar > 16 yaşında olup, en geç 10 sene içinde yürümekten aciz düşeceğini bilen biri ne yapar? Hele ki hayata tutunmasını sağlayan son şeyi kaybettikten sonra? Artık hiçbir şey anlam ifade etmiyorken? Hayata dair ne kadar duygu varsa; kin, aşk, merhamet; hiç birini hissedemiyorken? 16 yaşında, chuunin olalı bir seneden biraz fazla zaman geçmiş basit bir çocuk. Güçsüz, ölümüne günler sayan bir çocuk. En azından Togami için bunun cevabı basitti; kalan kısacık ömründe, nereye kadar gidebileceğini öğrenmeye çalışmak. Hiç kimseye bağlı olmadan, hiç bir etik kural tanımadan yalnızca ilerlemek.

Komplikasyon:

Progresif Musküler Distrofi (Ağır) > Geninliğinin ilk yıllarında ortaya çıkan bu genetik rahatsızlık, Togami’nin kompleks karakter gelişimin ilk sebebidir. Basit kas ağrılarıyla başlayan, devamında çeşitli düzeylerde kas güçsüzlükleriyle seyreden bu hastalığın sinsi ilerleyişi hakkında yorum yapabilmek en usta medikal shinobiler için dahi kolay değildir. Basit kas antrenmanlarıyla ilerleyişi yavaşlatılıp yan etkileri azaltılsa bile, asla durmayacak ve bir gün Togami’yi ayaklarının üstünde durmaktan dahi alıkoyacak olması gerçeği değişmemektedir.

Özellikler:

- Savaş Yaraları
- Refleks Erimesi


Image

Profil:

Güç: 1
Çeviklik: 1
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 11
Zeka: 11

Beceri Listesi:

[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 4
[Varlık] Aldatma: 4
[Varlık] Empati: 4
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5 (Favori Beceri)
[Zeka] İzcilik: 4


Ninjutsu:

D - Rank: Kurohane
C - Rank: Karasu Bunshin no Jutsu
C - Rank: Sanzengarasu
C - Rank: Keishuu no Jutsu
B - Rank: Shikon
B - Rank: Bunshin Bakuha
Kuchiyose no Jutsu


Taijutsu:
-

Genjutsu:

D Rank - Magen: Henge
D Rank - Rakumei no Jutsu
C Rank - Teishi no Jutsu
C Rank - Kokohi no Jutsu
B Rank - Shibou no Jutsu


Efsanevi Yaratık:

- Raizo

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar:

- Tantou (İyi kalite)
- 2 Patlayıcı Parşomen (Normal Kalite)
- 2 Kunai (Normal Kalite)
- 3 Shuriken (Normal Kalite)
- 2 Sis Bombası (Normal Kalite)
- Sentetik Misina, 5mt. (Normal Kalite)
- Chakra Hapı (Normal Kalite)
- Kondisyon Hapı (Normal Kalite)
- Kan Hapı (Normal Kalite)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Komaeda Togami] Sızma

Post by GM - Naruto » April 20th, 2019, 8:58 pm

Rantaro'ya laflarını söylüyorsun planladığın gibi bir adım geriye alıp. Rantaro ise yarım yamalak gülümsüyor vazo kıran bir çocuk gibi. "Tabii tabi. Ehehe..." Ardından, yanındaki kıza dönüyor. "Gittiği yerde kaybettiği espri anlayışını da bulmuş anlaşılan. Ehehe." Kız, kolunu cimciriyor Rantaro'nun. Sana dönüyor ardından. Sen ise çoktan bir koltuğa çökmüş durumdasın. Suratında rahatlamış bir ifade var. "Hazır bir şeyler olacaktı mutfakta. Tanuki gelince büyük bir hoşgeldin yemeği yeriz. Ormanın güney çıkışındaki Genjutsu tuzaklarını kontrol etmeye gitmişti." Kafasını camlardan birine doğru çeviriyor. "Yarım saate gelmesi lazım aslında, havaya bakarsak. Neyse." Ardından odanın diğer ucundaki, diğer dikdörtgen eve açılan kapıya doğru yürüyor.

O gittikten sonra Rantaro atik bir şekilde dibinde bitiyor ve önündeki koltuklardan birine oturuyor. Genişçe ayaklarını açıyor ve dirseklerini dizine koyuyor, öne doğru eğiliyor iyice yaklaşmak için sana, ancak kişisel alanına girmiyor. "Eeee, yeterince mal çıktı mı? Satabileceğimiz herifi ayarladım. Söz vermedim tabii Tanuki'nin tembihlediği gibi, ama en azından bağlantı kurdum. Paranın büyük bir kısmını denkleştireceğiz gibi görünüyor eğer satışı yapabilirsek." Gülümsüyor ve biraz geriye doğru yaslanıyor. "Bi' de... Epey hırpalanmadın umarım? Seni hırpalayanı da sağ bırakmadın herhalde?"

Cevabını bildiği bir soruyu soruyormuş gibi bir havası var.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Komaeda Togami
Kaçak
Kaçak
Posts:140
Joined:September 3rd, 2018, 11:12 pm
Künye:

Re: [Komaeda Togami] Sızma

Post by Komaeda Togami » April 23rd, 2019, 2:19 am

Rantaro, verdiğim tepki karşısında neyse ki yapmak üzere olduğu hamleden vazgeçmiş ve utangaç bir tavra bürünerek hafifçe geriye çekilmişti. Grubun en parlak üyesi olduğunu söyleyemezdim, ancak hakkında söyleyebileceğim tek bir şey varsa Chizuru’ya karşı yumuşak bir karnı olduğuydu. Chizuru’nun yanında kolaylıkla gardını düşürebilirdi, ve benim istediğim yegane şey de buydu. Adını hala öğrenemediğim kızın da buna benzer tavırları olduğu doğruydu, ancak içimden bir his onun bu kas yığınına göre daha akıllı olduğunu söylüyordu. Bu sebeple şu şartlar altında ilk kurban olmaya en uygun isim Rantaro’ydu gözümde. Ayrıca fiziksel zayıflığım göz önüne alındığında beni en çok sıkıntıya sokacak kişi olması da yüksek ihtimalliydi. Ondan olabildiğince hızla kurtulmalı ve planlarımı devreye sokmalıydım. Çünkü edindiğim son bilgiler, artık bana bir zaman sınırımın olduğunu işaret ediyordu.

Tanuki, kızın söylediği kadarıyla ormanın güney yakasındaki genjutsu tuzaklarını kontrol etmeye gitmişti. Artık tuzakları kuran kişinin, gruptaki genjutsu üstadının kim olduğunu biliyordum. Bununla birlikte beni saatler boyunca oyalamayı ve hem zaman hem de enerji kaybetmemi sağlayan bu tuzağı kurabilen kişi olarak hakkında en tedirgin olduğum isimdi. Öğrendiğim bir diğer şey ise, aşağı yukarı geliş zamanınıydı Tanuki’nin. Çok uzun bir süre sayılmamasına karşın, yeterliydi ve bu konuda bir netlik oluşunu her an birinin ortama dalması riskine hayli hayli tercih ederdim. Kız söylediği cümlelerin ardından odayı, daha doğrusu evi terkederek diğer kısmına geçmişti mekanın. Oturduğum koltukta, bir süre kızın arkasından baktım. Gözden kaçmayacak kadar uzun, ancak abartı olmayacak kadar kısa. Belki birkaç saniye. Rantaro’nun bu bakışımı yakalamasını istiyordum. Her şeyi başlatmak üzereydim, ve detayları ince ince işlemem gerekiyordu.

Kızın odadan çıkmasıyla birlikte, Rantaro olabileceği en hızlı şekilde yanıma gelmiş ve karşıdaki koltuklardan birine oturmuştu. İnsan ilişkileri konusunda bir uzman olduğumu söyleyemezdim, ancak gözlem yeteneklerim ve olayları yorumlama kabiliyetim bana bunun anlamını kolaylıkla çıkarabileceğimi söylüyorlardı. Rantaro temkinli değildi. Bana, daha doğrusu Chizuru’ya güveniyordu ve aklının en karanlık çukurlarında bile ona bir şey yapabileceğimi düşünen bir parça yoktu. Bu benim için iyi, karşımda oturan kişi içinse çok kötü bir haberdi. Ancak elbette bir şeylere bodoslama dalmak niyetinde değildim. Ortamı süzmeli ve Rantaro’nun söylediği şeylere kulak kesilmeliydim. Ancak kızın arkasından attığım bakışın devamını getirmem de gerekiyordu. Akışta bir kopukluk, planımın bir manası olmasını engellerdi. Chizuru’nun sert olduğunu biliyordum, aynı zamanda duygusuz. Rantaro’nun söylediği son şeye bakarak pek espritüel olmadığı da belliydi. Tüm ayrıntılar teker teker birleşiyorlardı kafamda. Doğru profili oluşturmuştum, yalnızca bu profili oynamak kalıyordu geriye. Dışarıdan sert, korumacı, ancak içten içe hassas ve bu hassas noktasını başka insanlara göstermekten korkan bir kız. Fiziken ve ruhen yaralandığında, bu hassas noktasını istemeye istemeye dışarı çıkartan ve kendisini koruyacak, iyi hissettirecek bir insana ihtiyacı olan bir kız. Her erkeğin, ve hatta kadının kalbini eritmeye yetecek kadar saf duygulara sahip bir kız. Komaeda Togami’nin elinden, Chizuru.

Bakışlarımı kapıdan Rantaro’ya çevirdiğimde, bir anlığına boşluğa düşmüş gibi davrandım ve vücudumu toparladım. Zayıflığımı göstermemeliydim, daha doğrusu öyle bir durumda kalan bir insanın yapabileceği şeyleri yapıyordum. Fazla göze batmadan, ancak yeterince merak uyandırıcı şekilde. Rantaro karşımdaki koltuğa oturup bacaklarını açmış, dirseklerini bacaklarının üzerine koymuş ve kafasını bana doğru yaklaştırmıştı. Bir anlığına, çenesinin ve boynunun ne kadar açıkta olduğu geçti kafamdan. Faydalanılabilecek bir ayrıntı. Devamında, cümlesine başladığında olabildiğince katı bir ifadeyle dinlemeye koyuldum. Ağızlarını her açtıklarında üzerime faydalı bilgiler fırlatıyorlardı adeta. Bu durumdan da oldukça memnundum. Tanuki’nin gelişi benim için bir tehlike oluşturmayacak olsa, ayrıca chakram ve kondisyonum yeterli olsa günlerce bu şekilde zaman geçirip bildikleri her şeyi öğrenebilirdim. Ne yazık ki, opsiyonlarım arasında değildi bu. Rantaro’nun söylediklerinden pek çok anlam çıkarabilirdim, ancak bunların şu aşamada en önemlisi karşımda oturan herifin Tanuki’nin dediklerini dinlemesiydi. Liderlerinin Tanuki olduğunu az çok tahmin etmemi sağlamıştı bu gelişme. Bunun dışında bir satıştan bahsediliyordu, ve bir şeyler için para denkleştirmekten. Yüklü miktarda paraya ihtiyaçları vardı demek? Ne için? Bilmiyordum. Ancak bunu sormam abes kaçacağı için şimdilik ikinci plana atmayı tercih ettim ve aklımın bir köşesine not almakla yetindim. Yapmam gereken daha önemli şeyler vardı.

Rantaro’nun ilk cümlesini olabildiğince katı ve ifadesiz bir şekilde dinledikten sonra, nihayetinde beklediğim şey olmuş ve konu bana, Chizuru’ya gelmişti. Hırpalanmaktan bahsettiği anda istemsizce sol elimi omzuma götürürmüş gibi yaptım ve hafifçe iç çektim. Gelgelelim, aklımın içinde bunların hepsi bir planın parçasıydı. Normalde çok katı olan, ancak zayıflık belirtisi sergileyen biri daima dikkat çekerdi. Bu esnada gözlerim hafifçe yana ve aşağı kaymıştı. Bir şeyleri saklamak ister gibi. ‘Zayıflığımı’ saklamak ister gibi. Rantaro cümlesini bitirene kadar girdiğim pozisyonda kalmayı sürdürdüm. Hafifçe geri çekilmiş olması, planımı kati bir suretle harekete geçiremeyeceğim manasına geliyordu ancak Chizuru’dan böyle bir tavır görmesi en nihayetinde onu eski pozisyonuna getirecekti. Öne doğru eğilmiş, tamamen yüzüme odaklanmış ve her yeri açık. Sol elim omzumu tutarken, sağ elimi bacağımın üzerine doğru getirdim, ekipman çantama doğru ve çantamı hafifçe sıktım. Bu, bir şeyleri tutmaya ihtiyacım olduğu hissiyatı uyandırmak içindi. Ancak işin aslı, çantamı açmak üzere hareketleniyordum. Geri dönüşüm yoktu. Ya hep, ya hiç.

Yüzüme buruk bir gülümseme kondurdum ve birkaç saniye duraksadım cevap vermeden önce. Ardından karşımdaki adamın gözlerinin içine baktım: “Pek öyle olmadı Rantaro.” Kırgın, belki biraz korkmuş, aynı zamanda utanan bir profil çizmek istiyordum. Gücüm bir şeye yetmemiş gibi, başarısızlıkla ve ölümle karşı karşıya gelmiş ve şansın yardımıyla kurtulmuş gibi. Bu rolü yapmak çok zor değildi, çünkü gerçekten de yaşadıklarım bunlardı. Yalnızca bunu Chizuru formunda tariflemem gerekiyordu. Kalın ve sert kabuğu kırılmış, yaralarının kapatılmasına ihtiyaç duyan biri gibi. Şok olmasını istiyordum Rantaro’nun. Hiç beklemediği birinden zayıflık görmesini istiyordum. Üzülmesini istiyordum, ve Chizuru’ya acımasını. Tüm tedbiri elden bırakmasını. Bu noktada bana yaklaşacağını tahmin ediyordum, az önceki pozisyonuna benzer şekilde. Bir şeyler söylememi beklemesini istiyordum. Yeniden gözlerimi kaçırdım, bir yandan sağ elimle ekipman çantamda kalan son kunaiyi almaya hazırlanıyordum. Rantaro’nun dikkatini çekmeyeceğini düşünüyordum bu hamlemin, konsantre olması gereken şey çok farklıydı. Aklımdan başarısızlık ihtimalini geçirmemeye çalışıyordum, çünkü bu noktada başarısız olmam ölümüm anlamına gelirdi, en basit ifadeyle. Rantaro bana, Chizuru’ya yaklaşıp tüm tedbiri elinden bıraktığı an keskin bir hamleyle ekipman çantamdaki kunaiyi çıkarıp açıktaki boynuna, belki de çenesine aşağıdan yukarı olacak şekilde sokacaktım. Ani şokla ses çıkarabileceğini sanmıyordum, ve koltukta oturuyor olması yere yığılmasını önleyebilirdi. Dikkat etmem gereken yegane şey, diğer taraftaki kızın yaptığım şeyin farkına varmamasıydı. Aksi takdirde hiç istemediğim bir dövüşün içinde bulabilirdim kendimi. Aklımla oynamak, aklımla kazanmak zorundaydım.
Image

Künye:

İsim: Komaeda Togami
Yaş: 16
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C - Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 0
Prestij: 0
Ün: 28
Kullanılabilir GP: 0


Motivasyon:

Sınırlar > 16 yaşında olup, en geç 10 sene içinde yürümekten aciz düşeceğini bilen biri ne yapar? Hele ki hayata tutunmasını sağlayan son şeyi kaybettikten sonra? Artık hiçbir şey anlam ifade etmiyorken? Hayata dair ne kadar duygu varsa; kin, aşk, merhamet; hiç birini hissedemiyorken? 16 yaşında, chuunin olalı bir seneden biraz fazla zaman geçmiş basit bir çocuk. Güçsüz, ölümüne günler sayan bir çocuk. En azından Togami için bunun cevabı basitti; kalan kısacık ömründe, nereye kadar gidebileceğini öğrenmeye çalışmak. Hiç kimseye bağlı olmadan, hiç bir etik kural tanımadan yalnızca ilerlemek.

Komplikasyon:

Progresif Musküler Distrofi (Ağır) > Geninliğinin ilk yıllarında ortaya çıkan bu genetik rahatsızlık, Togami’nin kompleks karakter gelişimin ilk sebebidir. Basit kas ağrılarıyla başlayan, devamında çeşitli düzeylerde kas güçsüzlükleriyle seyreden bu hastalığın sinsi ilerleyişi hakkında yorum yapabilmek en usta medikal shinobiler için dahi kolay değildir. Basit kas antrenmanlarıyla ilerleyişi yavaşlatılıp yan etkileri azaltılsa bile, asla durmayacak ve bir gün Togami’yi ayaklarının üstünde durmaktan dahi alıkoyacak olması gerçeği değişmemektedir.

Özellikler:

- Savaş Yaraları
- Refleks Erimesi


Image

Profil:

Güç: 1
Çeviklik: 1
Kondisyon: 4
Potansiyel: 5
Varlık: 11
Zeka: 11

Beceri Listesi:

[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 4
[Varlık] Aldatma: 4
[Varlık] Empati: 4
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5 (Favori Beceri)
[Zeka] İzcilik: 4


Ninjutsu:

D - Rank: Kurohane
C - Rank: Karasu Bunshin no Jutsu
C - Rank: Sanzengarasu
C - Rank: Keishuu no Jutsu
B - Rank: Shikon
B - Rank: Bunshin Bakuha
Kuchiyose no Jutsu


Taijutsu:
-

Genjutsu:

D Rank - Magen: Henge
D Rank - Rakumei no Jutsu
C Rank - Teishi no Jutsu
C Rank - Kokohi no Jutsu
B Rank - Shibou no Jutsu


Efsanevi Yaratık:

- Raizo

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar:

- Tantou (İyi kalite)
- 2 Patlayıcı Parşomen (Normal Kalite)
- 2 Kunai (Normal Kalite)
- 3 Shuriken (Normal Kalite)
- 2 Sis Bombası (Normal Kalite)
- Sentetik Misina, 5mt. (Normal Kalite)
- Chakra Hapı (Normal Kalite)
- Kondisyon Hapı (Normal Kalite)
- Kan Hapı (Normal Kalite)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Komaeda Togami] Sızma

Post by GM - Naruto » April 23rd, 2019, 10:15 am

Rantaro konuştukça hal ve hareketlerini dikkatlice dizayn ettiğin şekilde uyguluyorsun. Yaralı bir kuşu andıracak tavırların, Rantaro'nun da farkına varmış olacak ki laflarının sonuna doğru iyice kendini salıyor ve senin "korumasız" haline bir noktada "acımaya" başlıyor. Suradı gevşiyor, buruk bir gülümseme konduruyor. Nasırlı elleri rahatlıyor, sana doğru eğiliyor sol omzundan seni arkadaşça tutmak adına. Eli havadayken ağzından "Tamam, geçti hepsi." kelimelerinin döküldüğünü duyuyorsun.

Bu da harekete geçmek için mükemmel bir açıklık sağlıyor sana. Kendini koruyamayacak kadar sana eğildiği anda, ama sana daha dokunmadan, aniden hazırladığın elinden kunaiyi çekiyor ve boğazına saplama hareketi yapıyorsun. Zaman yavaşlıyor.

Kunai hala havadayken, Rantaro tepkisiz kalıyor. Durumu anlayıp anlamadığından emin değilsin. Kunai Rantaro'nun boynunun ona göre sol kısmına doğru ilerlerken, gözleri şaşkınlık ile açılıyor. Kunai sadece bir kaç santim uzaklığa varınca ise anca harekete geçmiş oluyor. Kendini geriye doğru bırakmak istiyor ancak sana doğru uzattığı kolunu kavrıyorsun ve kaçmasına engel oluyorsun.

Kunai, 10 santim kadar giriyor boynuna. Kanlar sızmaya başlıyor yaradan, epey yüksek hacimde. Kunaiyi tamamen gömmeni engelleyen tek şey ise son anda bileğini sol eliyle kavramış olması. Suradındaki ekşimeden acının yüksek olduğunu farkedebiliyorsun. Muhtemelen genjutsu da bozuluyor ki bu ekşimeyi takiben büyük bir şaşkınlık bürüyor tamamen çehresini.

Bir saniye kadar kitli bir şekilde böyle kalıyorsunuz. Adamın eli aşırı kuvvetli, titretemiyorsun bile. Senin gibi güçsüz birisi için zaten "demirden kolları" aşmak imkansız olmalı. Ani bir tekme geçiriyor göğsüne. Bu tekmeyle beraber koltukla beraber geriye doğru düşüyorsun. Elemanın kolunu bırakıyorsun, sıkıca tuttuğun kunai de adamın boynundan ayrılıyor. Rantaro'da aynı şekilde geriye doğru düşüyor.

Hiç vakit kaybetmeden ayağı kalkıyorsun. Rantaro, dizlerinin üstünde yere çökmüş bir şekilde duruyor. Bir eli yerde, göğsü yere paralel, diğer eliyle de boğazından akan kanları durdurmaya çalışıyor. Ancak pek başarılı olabilecek gibi değil. Öksürüyor yüksek bir sesle, her öksürüşünde ağzından yere kanlar fışkırıyor. Aranızda bir kaç metre var, 3-4 metre sağında kalan kapıdan ise ayak sesleri geldiğini işitiyorsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Yağmur Ülkesi”