Chisa’nın konuşmasının ardından Ryu tarafından teklifinin kabul edilmesiyle, bakışlarınız Chiyumi ve Hiroyuki’ye kayıyor. Chiyumi, Chisa tarafından belirtilen şekilde bir seçim yapılmasının uygun olduğunu belirtirken, Hiroyuki ise Chisa tarafından teklif edilen rolü istemeden kabul ettiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Oyunda her birinizin yer alacağının netleşmesinin ardından sislerin içindeki ses “Fufufufuuu… Demek o kadar cesursunuz… İnanılmaz… Etkileyici… Harikulade! Fufufuuuu!” diyerek alaycı ifadelerini korumaya devam ediyor.
Sağınızda ve solunuzda oluşan iki yeni alana tekrar odaklandığınız anda, Ryu bataklık alandan çıkmak için uygulayacağınız planı söylüyor. Bataklıktan çıkmak şeklindeki bu plan Chiyumi ve Hiroyuki’nin pek içine sinmemiş gibi dursa da, Ryu’nun planına sadık kalmaya karar veriyorlar. Ryu planını söylemesinin ardından ise, Chiyumi dışındaki herkes, sözlerine birebir uyacak şekilde hareketlenmeye başlıyor. Bir generalin emrini sorgusuz bir şekilde yerine getiren askerler gibi hareket eden ekibin içinde, Chiyumi olduğu yerde sabit bir şekilde kalıyor. Bu noktada işlerin sözle mi telepatik mi yürüdüğünü pek kavramasanız da, Chiyumi’nin hareketlerinden onun bir şeyler yapmaya çalıştığını, ancak yapamadığını fark ediyorsunuz. Chiyumi’nin kendisini zorladığı anladığınız bu anlarda, Chiyumi bakışlarını alanlardan kaldırıp size çevirdiğinde “Hareket edemiyorum.” diyebiliyor sadece. Bu sözlerinin ardından birden vücudunda beliren zincirden bir halat, Chiyumi’yi adeta sıkarak kilitlemeye başlarken sislerin içinden “Fufufufuuu!” şeklinde gülüşü duyuyorsunuz. Chiyumi kendisini tamamen sıkı sıkı bağlayan bir zincir halatla sarmalanmışken, pek de acı çeker bir ifadesi bulunmuyor. Aslında tüm bu olan bitenin bir genjutsudan ibaret olduğunu bildiğiniz için Chiyumi’nin beden sağlığı konusunda çok da bir endişeniz olmuyor. Ancak durumun anlaşılması amacıyla her biriniz bir açıklama bekler gibi dururken alaycı ses “İkizlerim de oyuna başladı… Başta da söylemiştim, bir oyuncunuzu oyuna dahil etmekten imtina edebilirsiniz. Aynı durum ikizlerim için de geçerli… Yani içinizden birini oyunun dışına itmesi mümkün… Tabi bu sadece siz oyundan birini çıkarmadığınız zaman olabiliyor… Neyse… Bu oyunca Chiyumi sizlere eşlik edemeyecek ve onun rolünü Chisa üstlenecek… Fufufuuu!” diyor. Bu noktadan sonra, bataklık alanda Chiyumi’nin karakteri doğruda Ryu’nun tarif ettiği şekilde hareket etmeye başlarken, bu kez Chisa’nın karakteri grubun dışında kalıyor.
Bu sıralarda Hiroyuki, ormanlık alandaki olaylarla ilgili olarak neler yapabileceğinizi konuşmaya başlıyor. Kafasını hemen yanında bulunan Ryu’ya çevirip bir şeyler söylemeye başladığında, ilginç bir şekilde Ryu ondan herhangi bir ses duymuyor ve Hiroyuki’nin dudakları adeta birbirine yapışmış gibi görünüyor! Bu durum elbette yine basit bir genjutsudan ibaret görünse de, Ryu’nun konuşmaya başlamasının Hiroyuki’de de aynı etkiler bıraktığını Ryu rahatlıkla anlayabiliyor. Chisa henüz olanları pek idrak etmiş gibi görünmese de sisin içindeki alaycı ses “Fufufufuu!” diyerek bir kez daha konuşmaya başladığında “Generaller… Kendi aranızda ne konuşabileceksiniz ki? Savaş alanında tek başınasınız ve savaş alanlarınızla ilgili sözleriniz sadece savaşçınız tarafından duyulabilir… Bu yüzden kulağa agresif bir öğretmen tadında gelecek ama, kendi aranızda konuşmayın! Fufufuuu… Boşa konuşmuş olursunuz… Fufuufuuu!” diyor.
Bu açıklamanın ardından Ryu Chisa ile Hiroyuki de sadece Chisa ile iletişime geçebilecek olduğunuz anlıyorsunuz. Ancak Ryu zaten daha önceden planını yapmış olduğu için, Chisa bu plana uygun olarak gruba dahil oluyor ve Ryu’nun planına uygun olarak saldırıları tek bir noktaya çekme amacıyla hareket etmeye başlıyorsunuz. Bataklık alanda karşılaştığınız ilk saldırı bir kez daha kendini belli ederken, ayağınızda topladığınız çakra sayesinde patikaya doğru rahatça hareket edebilmek imkanı yakalıyorsunuz. Saldırı peşinizden hızla gelmeye devam ederken, bataklığın başladığı yere de yaklaşmaya başlıyorsunuz. Ancak bu noktada, ikizlerden kadın olanı karşınızda belirirken, birden yerden göğe kadar yükselen bir duvarla geçiş yolunuzun kapandığını görüyorsunuz! Duvar enine bir şekilde bataklığın üstünde geçip göz alabildiğince ilerledikten sonra ise, kaçış yolunuzun tamamen kapandığını görüyorsunuz. İkizlerden kadın olanın hemen ardında beliren bu duvar, arkanızdaki silindirik çamur kütlesine karşı sizi kapana kıstırmış oluyor! Çamur kütlesi tüm ekibi tek hamlede yutabilecek kadar büyük bir boyuta ulaşmışken, sizi içine almasına az bir süre kaldığını kavrıyorsunuz.
Chisa; Aynı anlarda Hiroyuki, sana ağaçlık alanda neler yapabileceklerini söylerken, tıpkı Ryu gibi kaçma teklifinde bulunuyor. Alanın yan taraflarındaki sarp alandan ilerlemenin daha doğru olacağını da söylemesinin ardından, mevcut ekibi ikiye böleceğini, bir ekibin ağaçlık alanın sağından diğerinin ise solundan gideceğini söylüyor. Bu planı doğrultusunda Ryu ve Chiyumi ile birlikte medic ekibinden 3 kişinin onlarla, kalan üç kişinin ise seninle gideceğini söylüyor. Bu plan doğrultusunda grup ikiye ayrılıp ağaçlık alanın sağına ve soluna hareket ettiği sırada, birden ağaçlık alanın girişinde ikizlerden erkek olanı beliriyor ve güzergahın tamamı sık ağaçlarla kaplanmaya başlıyor. Devasa ve birbirine girerek düğümlenen ağaç gövdeleri ve dalları aslına bakılırsa görsel bir şölen gibi dursa da, içinde bulunduğunuz durum çerçevesinde sizi ağaçlık alan güzergahına sürüklemek zorunda bırakıyor. Hiroyuki’nin yüzündeki çaresiz ve sinirli ifadeyi gördüğü anda, planının daha ilk anda suya düşmesinin kendisini bir hayli yıpratmış olduğunu fark ediyorsun. Durumuna bakılırsa, liderlik konusunda pek de iyi olmadığı şimdiden gözlenen Hiroyuki’nin aklından delice bir şeyler geçtiği de belli olmaya başlıyor. Bu anda Hiroyuki “Chisa-san… Daha ilk tanıştığımızda size ne kadar güvendiğimi söylemiştim… Şimdi bu güvenimi yerine getireceksiniz… Chiyumi ile birlikte ağaçlık alana gireceksiniz ve yok edebildiğiniz kadar ağacı yok edeceksiniz! Ağaçlık alandan gelen senbonların bir mühür sayesinde olduğunu düşünüyorum, bu yüzden gözüne çarpan en ufak kağıt parçasını düşünmeksizin ikiye ayıracaksın! Chiyumi ise tıpkı gerçekten yaptığı gibi, son nefesine kadar bu alanı yakıp kül etmekle meşgul olacak! Ryu ise hemen ardınızda sizi korumak için bekliyor olacak! Şimdi git ve katananın ne kadar keskin olduğunu göster!” diyor. Bu noktada, gerçek ağaçlık alan ile ikizlerden erkek olanı tarafından sonradan oluşturulan bölge arasındaki farkı rahatlıkla kavrayabiliyorsun. Bu sebeple Hiroyuki’nin hangi bölgedeki ağaçları kesmeni istediğini de anlayabiliyorsun. Sen sağ taraftaki yerini alırken, Chiyumi de sol tarafta yerini alıyor. Ryu ise medic ekibinin hemen önünde ve sizlerin arkasında bulunuyor. Medic ekibinin olası bir saldırıya açık hale geleceğini düşünmeye başladığın anda ise, siz ilerlemeye başladıkça onların da temkinli ve güvenli sayılabilecek bir mesafeden sizi takip etmeye başladıklarını görebiliyorsun. Geriye yapman gereken şeyler ise, üzerine yağacak senbonlara bir çözüm bulmak ve kesebildiğin kadar ağaç kesmek oluyor.