Chisa; Üzerinize doğru gelmekte olan büyük silindirik çamur kütlesine karşı Ryu’ya seslendiğin anda, Ryu kısa ve net emrini veriyor. Bu emir üzerine sanki bir kumandayla yönetiliyormuş gibi harekete geçen Chiyumi “Uma” mührünü yapıp derin bir nefes alırken, Iagiri’yi kullanarak çamur kütlesini kesmek için harekete geçiyorsun. Kınından çıkmak için çırpınan katananı sıradan bir insanın takip edemeyeceği kadar hızlı bir şekilde savurduğun anda, katanandan fışkıran mavi çakra yere paralel bir şekilde çamur kütlesini kesmek için hareketleniyor. Fışkıran mavi çakra, çamur kütlesini kesmek için oldukça etkili bir şekilde hareketlenmiş olsa da, gerek çamur kütlesinin büyüklüğü ve genişliği, gerekse de saldırı menzili nedeniyle %100’lük bir başarı sağlayamıyor. Yine de çamur kütlesi büyük oradan ortadan ikiye ayrılmış ve kontrolünü kaybetmiş gibi dururken, Chiyumi ciğerlerine doldurduğu nefesi dışarı vermeye başlıyor! Chiyumi’nin daha öncede kullandığı ve adının Gouka Mekkyaku olduğunu bildiğin bu alev saldırısı, kısa bir sürede bir alev denizi yaratmaya başlarken, çamur kütlesi ile karşılaşmasının ardından, adeta çamur kütlesini buharlaştırmaya başlıyor. Bu sırada Chiyumi’nin saçlarının tekrar beyazlamaya başladığını fark ediyorsun. Chiyumi tüm saçı beyazlayana kadar saldırısını sürdürüp sonlandırırken, saçlarının tamamen beyaza döndüğünü, çamur kütlesinin yok olduğunu ve bataklıkla alevlerin temas ettiği bölgelerin bir nebze kuruduğunu görüyorsunuz. Chiyumi tüm bu olanların ardından öylece durmaya devam ederken, gerçek bedeninle Chiyumi’ye döndüğünde, onun bir hayli yorulmuş olduğunu görüyorsun. Saçları, tıpkı bataklık alanında bulunan minyatürü gibi beyaza dönmüş bir haldeyken, derin derin nefes alıp kendisini toparlamaya çalışıyor.
Ryu; Chisa ve Chiyumi’ye emirlerini vermenin ardından ikizlerden kadın olanı yok etmek için harekete geçiyorsun. Raiton no Yoroi’yi aktif hale getirmenle birlikte, hızında hatrı sayılır bir artışı rahatlıkla fak edebiliyorsun. Bu hız artışı, ikizlerden kadın olanın tamamen savunmasız bir halde kalmasına neden olurken, wakizashini “öldürücü ve esaslı bir kesiş” için hazırlıyorsun. Ancak içine düştüğünüz durum itibariyle planlarında ayrıntı tasarlamaman neticesinde, adeta wakizashinin kontrolünü kendisine bırakıyorsun ve o nereyi kesmek isterse kolunu da ona göre yönlendiriyorsun. İkizlerden kadın olan wakizashinin etki mesafesine girdiği anda, donuk ve hazırlıksızlığını simgeleyen bakışları ile karşılaşıyorsun. Wakizashin doğrudan kadının en belirgin kesişi yapabileceği yer olan göğüs bölgesine yöneliyor ve göz açıp kapayıncaya kadar kadının göğsü ikiye parçalanıyor! Kadın göğsünden fışkıran kanlar üzerine doğru fışkırırken, kadının donuk bakışlarında herhangi bir değişiklik olmaması seni işkillendiren olay oluyor. Bir kez daha kadının fışkıran kanları vücudunda hiçbir iz bırakmadan yok olurken, etrafa yayılan kanlar da adeta belli belirsiz bir fotoğraf karesi gibi yok oluyor! Kadının göğsündeki parçalanma da tüm bu yok oluştan nasibini alırken, saldırının tamamen boşa gittiğini kavrayabiliyorsun.
Genel; Ryu ikizlerden kadın olana yapmış olduğu beyhude saldırının ardından arkasına dönüp olan bitene baktığında, Chisa ve Chiyumi’nin çamur kütlesinin üstesinden gelmiş olduğunu ve ekipte şimdilik herhangi bir yaralanma olmadığını görüyor. Ekipte özgür iradesiyle hareket edebilen tek kişi olan Chisa da, Ryu’nun olduğu yere baktığında onun kadının hemen önünde durduğunu görüyor. Bu anda Ryu’nun ne yaptığını ve sonucunu az çok kestiren Chisa, ekipteki herkesi de kolaçan ettikten sonra rahat bir nefes alıyor. İlk saldırının üstesinden gelmenizin ardından sisin içindeki ses bir kez daha konuşmaya başlarken “Fufufufuuu… Generalimiz lüzumsuz işlerle uğraşırken, askerleri zorlukların üstesinden geliyor. Ama sonunda tüm övgüyü general alıyor… Hayat ne garip değil mi? Şimdi biz burada canımızı ortaya koyarak savaşıyoruz… Öldürüyoruz… Hem de kaç kere… Ölüyoruz… Hem de kaç kere… Fufufufu… Ama sonunda ne oluyor? HİÇ! HİÇBİR ŞEY OLMUYOR! FUFUFUFUUU!” diyor. Kısa bir an sisin içinde yankılanan bu gülüşün ardından ses “Biz kaç kere öldürsek de kaç kere ölsek de, sonunda tüm övgüyü tek bir kişi alıyor… Sonra o kişi lütfedip bizleri odasına çağırıyor, aferin çok iyiydin, senin sayende oldu, sana çok güveniyorum, her şey senin elinde şekillenecek diyor… Fufufuufuuu… Sonra da diyor ki… Fufufufuuu… Burası çok komik…. Fufufuuuu… Sonra diyor ki… Hadi bir daha öldür! Fufufuufuu… Hadi bir daha öl! FUFUFUUFUUUU! SONRA… SONRA… FUFUFUFUFU… EN İYİSİ SENSİN DİYOR! FUFUFUFUUUUUUUU” diyor. Sislerin içinde delirmişçesine yankılanan sesler, birkaç saniye sonra normale dönerken “General… Aferin sana… Şimdi askerlerine aferin de… Onları pohpohla… Göklere çıkart onları… Ama zaferi kazanan sen ol! Sen savaşçı… Ve siz… çöp askerler… Generaliniz için daha çok öldürün ve ölün!” diyor.
Tüm bu konuşmaların ardından, bataklığın iki yanı da dalgalanmaya başlıyor ve Chisa – Chiyumi işbirliği ile yok edilen çamur kütlesinin boyutlarında sağdan üç tane ve soldan da üç tane olmak üzere toplamda altı tane çamur kütlesi harekete geçiyor! Çamur kütleleri tıpkı gerçekte olduğu gibi bataklıkla bağlantılarını koparmaksızın ilerlerken, çamur kütlelerinin bağlantı noktaları uzak menzilli ninjutsu saldırıların elverişli bir mesafede bulunuyor. Ancak bu noktada sizi asıl endişelendiren, altı çamur kütlesinin de düzensiz hareket tarzları oluyor. Yer yer birbirleriyle çarpışarak ve sanki hiçbir kontrol mekanizması olmaksızın ilerleyen çamur kütleleri, sizi yutmak için iştahla ilerlemeye başlıyor. Olası bir çarpışmanın 5-6 saniye sonra gerçekleşmesi bekleniyor.
Ağaçlık Bölge…
Chisa; Hiroyuki’nin emirleri doğrultusunda söyleyeceklerini iletmenin ardından Chiyumi ile birlikte harekete geçiyorsun. Zihninin hem bataklık alanda hem de ağaçlık bölgede ikiye bölünmüş olmasına rağmen, her birini tam anlamıyla algılayabiliyor olman hayret verici olsa da, buna takılacak zamanın olmadığını bildiğin için, odağını Hiroyuki’nin emirlerini yerine getirmeye çeviriyorsun. Chiyumi ile birlikte alana iyice yaklaştığınız anda, Chiyumi’nin “Uma” mührü yapıp derin bir nefes aldığını görüyorsun. Ciğerlerini havaya dolduran Chiyumi’nin Gouka Mekkyaku isimli jutsusuyla işi hızlı bitirmek istediğini anladığın anda, Chiyumi’nin yarattığı alevlerden etkilenmeyecek şekilde ağaçlık alana giriyorsun. Bu seçim neticesinde, Chiyumi ağaçlık alanın sağ tarafıyla ilgilenmeye başlamış olurken, sen de sol tarafa geçiyorsun.
Ağaçlık alanın içinde senbonları tetiklemek için hızlı bir arayışı içine girdiğin anda, bu arayışın çok da uzun sürmüyor. Sürekli etrafı gözleyen bakışların, sol tarafından doğruca baş bölgene doğru hareketlenen senbonu fark ettiği anda, vücudun ani bir refleks geliştirerek kendisini geriye atıyor ve gözlerinin hemen önünden geçip giden senbondan kendini kurtarmayı başarıyorsun. Ancak gerçek tecrübelerinden bunun sadece bir başlangıç olduğunu anladığın için, senbon yağmurunun devamına karşı kendini korumaya çekerek, sol tarafına doğru ilerliyorsun. Bu anda senbonlar hızla üzerine doğru gelmeye başlarken, yer yer zigzaglı, yer yer zıplamalı hamlelerle senbonlara karşı kendini koruyorsun. Tüm senbonların doğrusal ve herhangi bir takip şekli barındırmayan ilerleyişleri, sana senbonların çıkış kaynağını göstermeye yetiyor. Sonunda senbonların fırladığı ve üzerinde “TETİK” kanjisi yazılı bir parşömeni gördüğün anda, Iagiri için yeterli mesafeye ulaşmayı bekliyorsun.
Iagiri’nin etkili menziline ulaşmak için ilerlemeye başladığın bu anda, sağ ayağınla çimenlik alan dışındaki farklı bir zemine bastığını fark etmenle, shinobi refleksi gereği ilerlemeni o anda kesiyorsun. Bakışların doğrudan sağ ayağına doğru kaydığında, ayağının hemen altında, ağaçtaki parşömene benzer ve üstünde “TUZAK” kanjisini görüyorsun. Bu anda sanki dünyanın en kötü şeyleri başına gelecekmiş gibi bir his içine doğarken, bakışlarını hızla etrafında döndürüyorsun. Sadece birkaç saniye süren bu bakışın ardından ise, Iagiri hariç olmak üzere, herhangi bir taijutsu saldırısının menzili dışında altı tane parşömenin ağaçlara yapıştırılmış olduğunu görüyorsun. Bu parşömenlerin dört tanesinin üzerinde ise kanjiyle “TUTSAK”, “PATLA”, “KÖR” ve “SON” yazdığını, bir tanesinin üzerinde “ADTPPPBPYYODD” harflerinin ince ince yazılmış olduğunu ve son parşömenin üzerinde ise hiçbir şey yazmadığını görüyorsun.