[Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur

User avatar
Amano Kagami
Kaçak
Kaçak
Posts:83
Joined:September 2nd, 2018, 12:45 pm
Künye:
[Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur

Post by Amano Kagami » June 3rd, 2019, 9:48 am

Ve savaş bir kez daha yüzünü gösterirken tüm acımasızlığıyla, yiten bedenlerin ardından dökülen bir tutam gözyaşı ve gerçekliği sorgulanan kahramanlık öyküleriyle avunacak insan. Zafer naralarının sarhoşluğu ardından gizlenen yok oluşlar, birkaç gün sonra unutulacak nihayetinde. Her biri bir kahraman veya pejmürde bir düşman olarak anılacak olsa da, sonunda kutlanacak şey ölümler olacak. Tüm savaşını bu kokuşmuş zaferlerin dalkavukları ve üstatları ile veren naçiz benliğim, bu kişilerin yıkımına şahitlik ediyordu gölgelerin ardından.

Ishigakureli shinobilerin saldırısı ve Riaru’nun adamlarının savunmasından ibaret bu savaşın kanlı bir cephesini tarihe not düşmek istercesine kaydeden hissiz bir adam edasıyla izliyordum sadece. Metallerin çarpışma sesleri, shinobilerin doğaüstü güçlerini sergiledikleri haykırışları, vücutları paramparça olan insanların acı çığlıkları ve bu vücutları paramparça edenlerin özgüven bağırtıları arasında, aslında insanların ne yaptığını bile bilmeden girdikleri bu savaşı acıyarak izliyordum. Bir daha savaşılmaması adına yapılan onca savaşın boşa gidişini su kadar berrak bir şekilde ortaya koyan bu tablo karşısında, içimdeki burukluğu engellemekte güçlük çekmeye başlıyordum. Bu adamların kim olduğu ve ne yaptıkları değildi önemli olan. Her bir eylemin bir arka planı vardı elbette, ancak bu arka planda nelerin döndüğünü hiçbiri anlayamıyordu. Belli kurallar ve birkaç sözcükle, buradaki insanların birbirlerini biçiyordu vahşice. Karşısındaki insanların gerçekten masum olup olmadıklarını bilmeden ve bunu sorgulamaya bile gerek duymadan savrulan kılıçlar, sadece karşılarında olduğu için alıyordu canları. Yitip giden bedenlerin masumiyetini kimse sorgulamıyordu, düşünmüyordu ve belki de düşünmeye tenezzül dahi etmiyordu. Aslında aklımı kemiren tüm soruların ve verdiğim tüm mücadelenin nedeni, insanın bu gelişmemiş davranışlarından ibaretti. Sorgulamayan ve kendine dayatılanlarla yetinen insanların yarattığı bu hayali barış dünyasının çarpıklığını gözler önüne seren bu savaş, haklılığımı tescil ediyordu hiç istemesem de. Haksız olmaya, hatalı tarafta yer almaya razı olan benliğim, gözlerimin önünde kutsanıyordu her bir kesilen boğazla.

Bu manzaraya daha fazla şahit olmamak ve olası bir kaza kurşununun hedefi olmamak maksadıyla, bulunduğum noktadan ayrılarak insanları kendi vahşi kanında boğulmaya terk ederken, düşüncelerim de daha net bir hal almaya başlıyordu. Shiri ile ayrıldığımız anda, bir kez daha denk gelmeye sözleşmiş olsak da, ikimiz de bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği noktasında emin olamamıştık. Sırf bu yüzden, ayrılırken tekrar buluşmayı değil, basitçe denk gelmeyi hedeflemiştik. O kendi yolunda, ortak düşündüğümüz doğruları gerçekleştirmek adına yürürken, ben de bu gerçeklere kendi adımlarımla ulaşacaktım. Ancak istemeden şahit olduğum savaş, hem adımlarımı daha sağlam atmama hem de zihnimde ufak bir dalgalanmaya neden olmuştu.

Adımlarımın beni, içine girebileceğim ve beni kabul edecek bir köyü bulmaya ve sonrasında da bu köyde bir şekilde başa geçebilmeye yönlendiriyordu. Bunun zor bir yol olduğunu biliyordum ancak artık somut adımları atmanın zamanı gelmişti. Yağmur Ülkesi’ndeki Ishigakurelilerin varlığı, karmaşanın ne denli büyük boyutlara ulaştığını bana net bir şekilde gösteriyordu. Bu yüzden de ufak ufak da olsa artık bir yerden başlamam gerekiyordu nihai emelimi gerçekleştirebilmek için. Bunun yolu da, küçük de olsa bir köyü ele geçirmekten geçiyordu. Baskı ve zulümden uzak, aklımda beliren değer yargılarını yansıtan bir köye dönüştürmek için ve en önemlisi, bu yolda ne istediğimi tüm dünyaya haykırabilmek için bunu yapmam gerekiyordu. Ancak sıkıntı da bu noktada baş gösteriyordu. Zira beni korkutan bir köyü ele geçirebilmek değil, bu köyü adaletli bir şekilde yönetebilmekti.

Bir köy nasıl yönetilirdi, bunu bilmiyordum. Bunu kendime dürüst bir şekilde itiraf edebiliyordum. İçinde bulunduğumuz sistemlerde köylerin nasıl yönetildiğini ise kavrayabiliyordum. Zaten bu yönetim tarzı benim tüylerimi diken diken eden esas şeydi. Bunun adını koyamamak ona “şey” dememe neden olsa da, yakın vadedeki amacımı gerçekleştirdiğim vakit nasıl bir “şey” ile köyü yöneteceğim noktasında kafamda ciddi soru işaretleri bulunmaktaydı. Bu aşamada kendime bir örgüt kurmak ve bu şekilde dünyaya yayılmak gibi bir fikir de gelmiş olsa da, şu anda kendimi buna bağlayabileceğim konusunda emin değildim. Basamakları teker teker çıkmak gerekse de, birkaç adım fazladan atarak daha yükseğe konuşlanmalıydım. Bu yönetim sorunu kafamın bir kenarında durmaya devam etse de, şu andaki ilk hedefim, baş edebileceğim büyüklükte bir köyü bulmak ve bu köye kendimi bir lider olarak kabul ettirmekti. Gerisinin bir şekilde geleceğine inancım tamdı. Bu yüzden savaş alanından uzaklaşırken, bu topraklarda Amano Kagami adında birinin de olduğunu artık bilmeleri gerekiyordu.

“Hakikat sensin, Kagami-san. Ve hakikati bulmak için kendine bakmalısın. Kendine sormalısın ve kendinden öğrenmelisin. Benim aksime, senin seçim şansın var.”


Ne kadar haklı olduğunu görmek istiyorum Komaeda Togami…
Künye
İsim: Amano Kagami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak (Chuunin)
Ryo: 98.750
Prestij: 8
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Kagami idealleri peşinde olan birisidir. Bu yüzden de köyden kaçmasına sebep olan soruların cevabını bulmayı amaçlamaktadır. Bu sorular kendinden başlayıp dünyaya yayılmaktadır. "Neden" ve "nasıl" şeklindeki bol soruları, bulduğu cevapların peşinden gitmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla Kagami ideallerini realiteye dökmeyi istemektedir.
Özellikler
Izena'daki Ev
Kagami, Izena adlı bir kuytu Yağmur Ülkesi köyünden bir eve sahiptir. Bu ev, onun rahatça saklanabilmesine, dinlenebilmesine ve maceraları arasında huzurlu bir vakit bulabilmesine olanak sağlar. Bu ev sebebiyle Kagami yorgunluğa ve dinlenmeye bağlı olan sağlık sorunlarından daha hızlı kurtulur, Izena'ya kısa sürede ulaşabileceği bir mesafedeyse avlanamaz ve bu evi değerli eşyalarını saklamak için kullanabilir.

Kagami'nin kısa sürede Izena'ya ulaşamayacağı ve avlanabilir olacağı durumlar GM tarafından gerekli turlarda bildirilecektir.

Kagami kurgusal sebeplerle bu eve olan erişimini kaybedebilir.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 9
Varlık: 7
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 2
[Potansiyel] Ninshuu: 5 (Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 5
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 4
Mod
Jikangan

Ninjutsu
Raigami no Jutsu (B-Rank)
Ikazuchiwana no Jutsu (C-Rank)
Geliştirme Açıklaması: Tekniğin aktivasyonu için işaretlenen alana birilerinin girmesi gerekirken, yaptığı antrenmanlar sonucunda Kagami işaretlenen alan üzerinde kontrol sağlamıştır. Bu sayede teknik açıklamada yazıldığı gibi kullanılabilirken, Kagami teknik için konulan işarette ufak bir değişiklik yaparak, tekniği tek el Tora mührü ile istediği zaman aktif hale getirerek patlamayı gerçekleştirebilir.

Geliştirme Açıklaması: Tekniğin gerçekleştirilebilmesi için sabit cisimler işaretlenebilirken, Kagami teknik üzerindeki kontrolü sayesinde, canlı cisimlerin üzerine de işaret bırakabilmektedir. Bırakılan işaretin, teknik için sabit cisimlere konulan işaretten bir farkı bulunmamaktadır.

Geliştirme Açıklaması: Teknik için el mühürleri yapıldıktan sonra, Kagami iki elini kullanarak iki işaret bırakabilir. Bu işaretlerin ikisi de aynı olmak zorundadır. Yani bir işaret kendiliğinden patlayan, diğer ise Kagami tarafından yapılacak el mührü ile patlayan cinsten olamaz. Diğer bir deyişle, İki işaret de ya kendiliğinden patlayan cinsten ya da tek el mührü ile patlayan cinsten olmak zorundadır.
Kangehika (C-Rank)
Shunshin no Jutsu (D-Rank)


Taijutsu
Suiseiki (D-Rank)

Genjutsu
Kasumi Juusha (C-Rank)
Kuroshiki (D-Rank)
Okuninushi (B-Rank)


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur

Post by GM - Naruto » June 9th, 2019, 2:28 am

Savaştan epey uzaklaşman gerekiyor aklındaki plan için. Yağmur Ülkesi'nin kuzeyindeki başkentten, doğu ve batıdaki sınır cephelerinden uzak, orta kesimlerine doğru ilerliyorsun. Yolculuğun bir kaç gün sürüyor, zira yolun düz değil. Bir arayış içerisindesin. Kimi zaman tepeleri aşıyorsun, kimi zaman ağaçlarla kaplı yöreleri arşınlıyorsun. Bazen iyi korunan bir yolgezen hanında konaklıyorsun, kimi zaman bir nehir kenarına kurulmuş ancak yağmalar ile yerle bir edilmiş bir köyün yıkıntıları arasında beğendiğin bir evde geceliyorsun.

Üçüncü günün şafağında, uzaktaki bir yerleşim yeri dikkatini çekiyor önündeki ağaçlı tepenin zirvesine ulaştığında.

Önünde gerçekten büyük bir yükselti var, nereden baksan bir beş yüz metre kadar yükseliyor. Ancak bu yükseklik ani değil, usul usul ilerliyor ve üzeri ağaç kaplı. Bu yükseltinin tepesinden aşağı akan bir nehir dikkatini çekiyor, ağaçların arasından kıvrılarak iniyor. İndiği son yerde ufak bir şelaleye dönüşüyor ve ardından sağında kalan doğu tarafında doğru kıvrılarak gidiyor. Solunda, yani batı kısmında isa ufak tepeler va kayalıklar dikkatini çekiyor. Arkanda, yani güneyde de aynı şekilde ormanlarla kaplı tepeler mevcut.

Bir kaç yol da gözüne ilişiyor. Bir tanesi dağın tepesinden aşağı doğru kıvrılarak inen bir yol, zig zag çiziyor. Zemine varında tepelerin arasından güneye gidiyor ve kayboluyor ufukta, ağaçların ardından. Diğer yol ise nehrin şelalesinden başlıyor ve doğuya kıvrılarak ormanın içerisinden ilerliyor, ormanın bittiği yerdeki bozkırdan ufka varıyor. Bu yol hayal meyal belli, çok kullanılmadığını anlayabiliyorsun.

Tüm bunların ortasında, şelalenin olduğu yerin etrafına yarım daire şeklinde kurulmuş bir köy bulunuyor. Sırtını minik dağın şelaleli tarafına vermiş, nehrin başladığı yerden itibaren dışa doğru çembersel şekilde büyümüş. Civarda bir kaç tarla da seçiyorsun nehrin ilerleyen noktalarında. Irmak köyü ortadan ikiye bölüyor resmen ve çeşitli noktalarında su değirmenleri seçiyorsun. Bunlardan epey büyüğü şelalenin dibine kurulu olanı. Gözüne takılan bir diğer ilginçlik ise, çalışmıyorlar. Fakat köyün bazı noktalarından dumanlar çıkıyor. Ocak dumanı diye düşünüyorsun. Birileri hala hayatta olmalı.

Köyün konumu sana "korunaklı" hissi uyandırsa da gerçeğin pek öyle olmadığı belli zira yolların varlığı köyün yerinin az çok bilindiğini, belki de detay da olsa haritalarda varlığı olduğunu belli ediyor. Belki bir ismi bile var. Bununla beraber dağın ardından köyü seçmek imkansız ama tepeler yüksek olmadığı için güney, doğu ve batı tarafları gayet açık. Yani bir ağaç veya tepenin üzerine çıkan biri uzaktan gayet burayı seçebilir. Ormanın sık oluşu ve kuzeyi görememesi sürpriz saldırılara da açık olduğunu belli ediyor.

Taktiksel analizini bitirdikten sonra güneşe bakıyorsun. Doğmasını yeni bitirmiş. Gün taze.

Günün hala erken saatleri, Güneş yeni doğmuş sayılır.
Off Topic
Selamlar kaçak-kun. Bendeniz Cynic, konunuzun naçizane yöneticisiyim. Sıkıntınız olduğunda bir PM uzağınızdayım. Şimdilik pasiflik sınırı yok ancak bir kaç tura sınır belirleyeceğiz.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Amano Kagami
Kaçak
Kaçak
Posts:83
Joined:September 2nd, 2018, 12:45 pm
Künye:

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur

Post by Amano Kagami » June 9th, 2019, 11:42 am

Kimi insanlar için en iyi rahatlama metotlarından biridir yürümek. Hafif bir yağmurla da birleştiğine, insanın hem zihnini hem de bedenini arındırdığı söylenir. Kimilerinde göre aralıksız yürünen saatler birkaç saniye gibi gelir geçer ve hayretlere bakarlar geçip giden zamana. Ancak her bir yürüyüş bir arınıştır onlar için ve sonunda dinç bir şekilde göğüslerler kafalarından geçirdiklerini. Belki olumlu belki de olumsuz... Bu tip bir birey olmak isterdim aslında. Saatlerce yürümeyi göze alabilirdim içine düştüğüm "düşünce krizlerini" silmek için. Hatta bırakın silmeyi, bir anlığına unutmak için dahi olsa bunu rahatlıkla yapabilirdim. Fakat dünyaya gelişim bu yönde değildi, belki de lanetimdi... Bu yüzden her şeyden uzaklaşmaya çalıştığım ve yeni bir başlangıca yelken açtığım üç gün boyunca kafamdan geçiriyordum yapacaklarımı ve de yapmak istediklerimi. Durmadan çalışan ve pili hiçbir zaman bitmeyecek olan bir saat gibi işliyordu beynimin çarkları. Sinir bouzucu onca tıkırtıya rağmen, ruhum bir şekilde katlanmayı öğrenmişti ne de olsa...

Üç günlük yolculuğum aradığım şeylere ulaşmamı sağlamak için geçirdiğim bir zaman diliminden ibaretti. Bu süre içerisinde hem Yağmur Ülkesi'nden hem de savaşın getireceği kaostan uzak bir yerlerde, şimdilik göz önünde görünmeden yaşayabileceğim bir alanı bulmaya adamıştım kendimi. Durduğum hanlarda aldığım bilgiler, yol üstü geçerken laf arasında kaptığım tüyolar ve bunun gibi tüm detaylar neticesinde, bulunduğum tepeye varmıştım. Sadece bakıyordum olana ve yapabileceklerime. Başlangıcıma ve çiselememe...

Yaklaşık 500 metreyi bulan ve tatlı bir yokuşa sahip yükseltinin üzerindeki ağaçlar ruhumu selamlıyordu ilk önce. Bir çocuğun ilk manzara resimlerini andıran bir nehir bu yükseltiden kıvrılarak aşağıya iniyordu ve belki de tüm pisliğinden arınarak bir şelaleye dönüşüyordu. Ancak nehrin ilerlemesi doğuya doğru devam ederken, artık daha berrak ve daha temiz görünüyordu. En azından benim gözlerimde veya ruhumda sonsuza erişen bu nehir, hiçbir zaman ulaşamayacağımız gühansızlığı taşıyordu içinde. Nehrin terk ettiği batı yönünde ise, sanki nehrin günahları istiflenmişçesine tepeler ve kayalıklar bulunuyordu. Zamanla biriken kötülükler koca koca cisimlerde insanlara uyarı saçıyor gibiydi. Ancak manzaranın güneyi en korkutucu olanıydı... Ormanlarla kaplı tepeler... Hem günahı hem de iyiliği içinde barındıran bu topraklar, aslında bizlerin nasıl olduğunu gösteriyordu. Dışarıdan heybetli ve ehemmiyetli, içerisi korkutucu ve karanlık... Orası olmak istemediğim yerlerden biriydi. Kendisinden kaçan bir adamın kendisine kavuşacağı bir hikaye değildi bu ne de olsa.

Yükseltiden aşağı doğru hayat bulan ve her biri kendi içinde bir sonuca çıkan yolların arasında kalan ve günahların arındığı şelalenin etrafında kurulmuş olan bir köy, bunca düşünceme vücut bulmuş gibi selamlıyordu beni. Varacağım köyün benim için bir arınma noktası olmasını umut ederken, şelalenin yansıması olan bir arınma noktasında bu köyü bulmuş olmak Tanrı'nın bir lütfu olsa gerekti. Bahsettiğim manzara resminin olmazsa olmaz yerleşkelerinden biri gibi görüne köyü ikiye ayıran nehrin içerisinde su değirmenleri bulunsa da, her biri tıpkı şelaledeki büyük değirmen gibi çalışmıyordu. Ya da çalıştırılmıyor muydu? Tarlaların olduğu ve bazı evlerden dumanların çıktığı bu ortamda, su değirmeni gibi bir nimetten faydalanılmıyor olması anlamsız derecede saçmaydı.

Varış noktam aslında bulunduğu konuma uygun düşecek kadar güvenli görünmüyordu. Ancak yine de burası bulunmak isteyeceğim türden bir yerdi. Nasıl ve ne şekilde olacağını bile bilmesem, bu köyün beni değiştireceğini düşünmeye başlamıştım bile. Bu konuda kendime güvenim olsa da, hayatın acımasızlıklarıya yüzleşmişsem de, daha tatmadığım onca karanlık olduğunu biliyordum. Bu sebeple kendimi hiçbir şeye kaptırmadan adım adım ilerlemem gerekiyordu. Her bir detayı değerlendirerek ve her bir kelimeme dikkat ederek... Ben bir mesih veya kurtarıcı değildim, hiçbir zamanda olmak istememiştim. Bu yüzden kimseyi kandırmak veya kimseye yaranmak derdinde değildim. Anlatacaktım... Neler hissettiğimi ve nelerin olacağını... Bir tutam mantık, her yolun bana çıkmasına neden olacaktı zaten. Önemli olan o mantığı yakalayabilmekti sadece. İşte bu noktada, o mantığı bulmayı hedefliyordum. Her bir bireyin içinde olan, ancak göstermeye korktuğu o mantığı... Gün yüzüne çıkması kolay olmayacaktı, ancak ben de bugüne kadar kolay yaşamamıştım ve köyde kalarak kolayı yaşamak mümkünken, sıradışı denilebilecek bir maceranın pençesinde kıvranıyordum.

Derin bir nefes alıp, temiz havayı ciğerlerime doldururken, gidebileceğim noktaları gözüme kestirmeye başladım. Evlerden çıkan dumanlar, köydeki hayatın en önemli belirtileriydi ve bu sebeple yolumu bu evlere çevirecektim. Gün yeni doğuyorken, köy halkının hareketlerini gözlemleyebileceğim bir noktaya geçmek istiyordum. Yorgun bedenimi bir süre orada gözlemeleyle dinlendirdikten sonra, dumanları takip ederek yakalayabildiğim bir kalabalığa dalmayı düşünüyordum bir yabancı olarak. Tabi en önemlisi, ilk olarak bu köyün yabancılara bakış açısını kestirmeyi hedefliyordum. Bir önceki durak noktamda, Shiri ile birlikte gördüğümüz muameleden sonra, adımlarımı temkinli atmam gerektiğini biliyordum.
Künye
İsim: Amano Kagami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak (Chuunin)
Ryo: 98.750
Prestij: 8
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Kagami idealleri peşinde olan birisidir. Bu yüzden de köyden kaçmasına sebep olan soruların cevabını bulmayı amaçlamaktadır. Bu sorular kendinden başlayıp dünyaya yayılmaktadır. "Neden" ve "nasıl" şeklindeki bol soruları, bulduğu cevapların peşinden gitmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla Kagami ideallerini realiteye dökmeyi istemektedir.
Özellikler
Izena'daki Ev
Kagami, Izena adlı bir kuytu Yağmur Ülkesi köyünden bir eve sahiptir. Bu ev, onun rahatça saklanabilmesine, dinlenebilmesine ve maceraları arasında huzurlu bir vakit bulabilmesine olanak sağlar. Bu ev sebebiyle Kagami yorgunluğa ve dinlenmeye bağlı olan sağlık sorunlarından daha hızlı kurtulur, Izena'ya kısa sürede ulaşabileceği bir mesafedeyse avlanamaz ve bu evi değerli eşyalarını saklamak için kullanabilir.

Kagami'nin kısa sürede Izena'ya ulaşamayacağı ve avlanabilir olacağı durumlar GM tarafından gerekli turlarda bildirilecektir.

Kagami kurgusal sebeplerle bu eve olan erişimini kaybedebilir.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 9
Varlık: 7
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 2
[Potansiyel] Ninshuu: 5 (Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 5
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 4
Mod
Jikangan

Ninjutsu
Raigami no Jutsu (B-Rank)
Ikazuchiwana no Jutsu (C-Rank)
Geliştirme Açıklaması: Tekniğin aktivasyonu için işaretlenen alana birilerinin girmesi gerekirken, yaptığı antrenmanlar sonucunda Kagami işaretlenen alan üzerinde kontrol sağlamıştır. Bu sayede teknik açıklamada yazıldığı gibi kullanılabilirken, Kagami teknik için konulan işarette ufak bir değişiklik yaparak, tekniği tek el Tora mührü ile istediği zaman aktif hale getirerek patlamayı gerçekleştirebilir.

Geliştirme Açıklaması: Tekniğin gerçekleştirilebilmesi için sabit cisimler işaretlenebilirken, Kagami teknik üzerindeki kontrolü sayesinde, canlı cisimlerin üzerine de işaret bırakabilmektedir. Bırakılan işaretin, teknik için sabit cisimlere konulan işaretten bir farkı bulunmamaktadır.

Geliştirme Açıklaması: Teknik için el mühürleri yapıldıktan sonra, Kagami iki elini kullanarak iki işaret bırakabilir. Bu işaretlerin ikisi de aynı olmak zorundadır. Yani bir işaret kendiliğinden patlayan, diğer ise Kagami tarafından yapılacak el mührü ile patlayan cinsten olamaz. Diğer bir deyişle, İki işaret de ya kendiliğinden patlayan cinsten ya da tek el mührü ile patlayan cinsten olmak zorundadır.
Kangehika (C-Rank)
Shunshin no Jutsu (D-Rank)


Taijutsu
Suiseiki (D-Rank)

Genjutsu
Kasumi Juusha (C-Rank)
Kuroshiki (D-Rank)
Okuninushi (B-Rank)


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur

Post by GM - Naruto » June 25th, 2019, 10:50 pm

Bulunduğun tepeden aşağı doğru inişini gerçekleştiriyor ve köye doğru ilerliyorsun. Önce görüşünden kayboluyor köy sen yükseltinin en alçak olduğu yere varınca, ancak ağaçları aştığında köyün silüetini tekrar seçebiliyorsun. Yarım saatlik bir yürüyüşün ardından doğu tarafına doğru kıvrıldığı kısma geliyorsun nehrin ve dümdüz ilerlediği istikamette, onun solunda kalacak şekilde ilerliyorsun. Beş yüz metrelik yükseklik gözüne daha heybetli görünüyor. İlerideki şelale ve onun etrafına kurulmuş köy de gözünde git gide büyümeye başlıyor. Çevreyi kaplayan tarlalar ve çeşitli ufak kulübeler, evler dikkatini çekiyor. Bir çoğu boş, yıkık veya yanmış. Tarlaların bir kısmı kuru veya işletilmiyor.

Nehri takip eden ufak yolu izleyerek varıyorsun köye. Varışını, tarlaların bitmesi ve sık binaların başlaması söylüyor. Köyün sokakları nehri bir merkez olarak kabul eden yarım çemberler şeklinde yayılıyor. Sağına ve soluna açılan bazı sokaklar bu yüzden kıvrılıyor ve ötesini göremiyorsun. Ancak şu anda üzerinde bulunduğun yol dümdüz olarak şelalenin olduğu yere doğru açılıyor.

Çevrede herhangi birisini şimdilik seçebilmiş değilsin ancak binaların ışıkları yanıyor, bununla beraber evlere dizilmiş elektrik hatlarını da görüyorsun. Ancak evlerden gelen ışık elektrik değil mum veya gaz lambası ışığı gibi de duruyor. Işıklar güneş yükselmeye başladıkça birer birer sönüyor ve bazı pencerelerin usulca açıldığını görüyorsun. Camdan bakıp seni görenler, kafalarını usulca içeriye sokuyorlar. Bazıları camlarını geri bile kapatıyor.

Çevrede pek bir güruh veya topluluk seçemiyorsun ve meydana varıyorsun.

Meydan da yarım daire şeklinde ve ortadan ikiye bölünmüş bir şekilde karşına çıkıyor. Bir kısmı sağında, bir kısmı da bulunduğun yerde, yani sol tarafta. Genişçe düz bir alan. Ortasında, nehrin başladığı yerde büyük bir su değirmeni var. Şelaleden akan sular durgun su değirmenini dövüyor sertçe ancak herhangi bir hareket görmüyorsun. Metalden yapılmış olması dikkatini çekiyor. Arka kısmı tam şelalenin sularının aktığı yere denk geliyor. Nehrin tam ortasına konuşlandırılmış bir şekilde duruyor ve hem sağında, hem solunda birer tane bina mevcut iki katlı. Bu binaların ikinci katına giren, değirmenin ortasından çıkan ve değirmeni dengede tutan koca bir metal çubuk mevcut. Bu iki bina da taştan yapılma. Epey eski görünüyorlar ve kutu gibiler. Estetikten ziyade işlevsellik öne çıkmış gibi. Pencere seçemiyorsun binalarda. Çevreden gelen çeşitli elektrik kablolarının bu iki binada bitiyor olması da elektrik üretiminin aslen burada yapılıyor olduğunu bildiriyor sana.

Meydanın değirmene bakan kısmı yukarı çıkan yükselti ve kayalıklarla kaplı ve doğal bir duvar gibi görünüyor. Yer yer kayalardan fışkırmış gibi duran ağaçlar hoş bir manzara katıyor. Yukarıdan kıvrılıp gelen yol buradan seçilebiliyor. Yol kıvrılarak sol tarafında kalan bir yerden köye giriyor ve meydana bağlanıyor. Arkanda, geldiğin yönde meydanın çembersel kısmı var. Tek katlı bir çok bina mevcut ve her birinin alt katının bir zanaatkar veya esnafın dükkanı olduğunu seçiyorsun. Muhtemelen hem dükkan, hem ev olmalı diye düşünüyorsun.

Evler ahşap ve kahverengi tonlarında. Meydana düzlüğünü veren işlenmiş taşlar ise gri ve sarı tonlarında gidip geliyor. Değirmen kahverengi tonları almış, taş iki bina ise epey eskidiği için griye dönmüşler. Her tonu görebiliyorsun aslında bu meydanda.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Amano Kagami
Kaçak
Kaçak
Posts:83
Joined:September 2nd, 2018, 12:45 pm
Künye:

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur

Post by Amano Kagami » June 27th, 2019, 9:37 am

Adımlarım beni bir hayalin peşinden götürürken, içten içe yaşayacağım kabuslara kendimi alıştırmaya başlıyordum. Bilinmeyen topraklarda, bilinmeyen bir yabancı olarak, sonu bilinmeyen bir yolda yürüyordum sadece. İsteklerim ve var oluşum hakiki olsa da, yolun gerçekliği konusunda kafamın içinde dönen tereddütleri yenmeye çalışıyordum. Bu, sanki bir hayali gerçekleştirme savaşından ziyade kendimi kendimle yenme gayretinden ibaretti. Zaten bugüne kadar yaptığım bir şeydi, yabancı bir his değildi. Ancak bu sefer kendim daha güçlü karşı koyuyordu kendime. Nedenini bilmesem de, köye yaklaştıkça görüntüsünün kaybolması, aslında beni özetliyor gibiydi. Nitekim, kendime yaklaştıkça kendimden uzaklaşışım karşısında, bu köy ile kendimi özdeşleştirmeden duramıyordum. Bunun kulağa saçma ve mantıksız geldiğinin farkındaydım. Daha içine adımımı bile atmadığım, karşıma ne çıkacağını dahi bilmediğim bir yeri, kendimden hissediyordum. Doğduğum, büyüdüğüm, geliştiğim Ishigakure için hissetmediğim bu tür duyguları, bana tamamen yabancı bir yer için nasıl hissedebildiğimi hayret etmekten kendimi alıkoyamıyordum. Köy bir kez daha görüş açıma girdiğinde ise, kendimi bulmuşçasına sevinçle doluyordu gözlerim. Özlemini duyduğum gerçekliğe kavuşmuşçasına…

Nehrin doğuya doğru kıvrılan kısmından devam eden yürüyüşüm, köyü daha yakından görmeme fırsat sunuyordu. Artık kendime daha yakın hissediyordum köyü ve ardımda bıraktıklarım, sanki büyük bir savaşın ardında kalanlar gibi gurur duygusu yaratıyordu içimde. Heybetli bir dağı yenen zavallı bir insanın yaşayacağı türden bu duygular, birkaç dakika içinde silinip atılıyordu boş, yıkık ve yanmış tarlalar ve kulübelerle. İçimdeki hissettiğim derin yalnızlık ve boşluk duygusunu yanık kokusu kaplamaya başlarken, nehrin kenarında olması nedeniyle verimli topraklara sahip olduğunu düşündüğüm bu köydeki yıkıklık içimi ürpertmeye başlıyordu. Kuru veya işletilmeyen tarlalar, bu köyün bir baskı altında yenildiğini simgeliyordu apaçık. Kimsenin karşı koyamadığı bu kaybedişin kaderini değiştirmeyi, şimdi her şeyden daha çok istiyordum.

Beni şelaleye doğru götürecek yol, tarlalara bir veda, sık binalara ise bir karşılama olarak görünüyordu. Yarım bir çember şeklinde yayılan köyün yaşadığı yalnızlığı, erken saatlere bağlamaya çalışsam da, az önce gördüğüm harabe görüntüleri karşısında, bu yalnızlığın saatle bir ilgisi olmadığını anlayabiliyordum. Köyün gelişme düzeylerinden birinin sembolü olan elektrik hatlarının varlığına nazaran, evlerden yayılan mum veya gaz lambalarının ışığı, köyün içinde bulunduğu bedbaht kaderin bir diğer göstergesi oluyordu. Verimli topraklarda yaşayan insanların içinde bulunduğu bu yaşam standartları gerçeklerle bağdaşmayacak nitelikteydi. Ancak esas durum, ışıkların sönüp pencerelerin usulca açılmasıyla daha da gün yüzüne çıkıyordu. Doğan güneşle birlikte pencerelerden gördüğüm birkaç suret, beni görmezden gelerek ve hatta pencereleri kapatmak suretiyle benden kaçarak kendi yalnızlıklarına gömülüyordu. Ürkeklik ile korkaklık kelimeleri kafamda dolanmaya başlamışken, bu kelimelere yabancı ve nefret kelimeleri de ekleniyordu istemsizce. Ancak bu ilk kez yaşadığım bir duygu değildi. Son da olacağını hiç sanmıyordum… Bu yüzden terk edilmiş duygusunu içime iyiden iyiye sindirirken, meydana varıyordum. Bulmayı umduğum kalabalığın var olmadığı bu meydan da, bulabileceğim bir kalabalığın da benimle muhatap olmak isteyeceğini düşünmüyordum. Bu nedenle burada öylece beklemektense, köye ilişkin daha fazla detayı elde etmek adına etrafıma bakmaya başlıyordum.

Köye dair ilgi çekici bir diğer detay, meydanın ortasında, nehrin başladığı yerde bulunan büyük su değirmeniydi. Metalden yapılan ve nehrin akan sularına rağmen öylece duran su değirmeninin yanında iki bina bulunuyordu. Su değirmenini sabit tutmak üzere inşa edilen metal çubukların içine girdiğin taştan yapılmış bu iki bina, oldukça eski ve işlevini yerine getirmek için inşa edilmişe benziyordu. Ancak daha da önemlisi, köye dağılan elektrik kablolarının bu değirmende toplanmış olmasıydı. Köyün elektrik kaynağı olan bu su değirmeninin durgunluğu, köyün gelmiş olduğu noktayı gösteriyordu. Bu köy, karşımdaki su değirmeninden hiç de farklı değildi.

Su değirmeninin durumunun ardından köyün diğer kısımlarına baktığımda, genellikte tek katlı binalar dikkatimi çekiyordu. Esnaf ve zanaatkarlara ait görünen bu yapılar onların hem ekmek teknesi hem de evleri gibi görünüyordu. Ancak aklım halen daha su değirmeninde kalmış olmasından dolayı, adımlarımı oraya doğru yönlendirmeye karar vermiştim. Bu metalden yapılma su değirmeninin, nehrin akan suyuna karşı koyabilmesinin bir nedeni olmalıydı. Metal kanatçıkların ağır gelmesi, nehrin yeteri kadar güçlü akmaması, sıkışan bir parça veya değirmenin suya oturmuş olması gibi onlarca ihtimalden birkaçını aklımda gezdirirken, su değirmeninin iki yanında bulunan binaları da incelemek istiyordum. Su değirmenin metalden yapılmış olmasına karşın, iki binanın oldukça eskimiş olması, su değirmeninin değiştirilmiş veya üzerinde bir tadilat yapılmış olduğu ihtimallerini aklıma getiriyordu. Bunu ancak daha yakından yapacağım bir incelemeyle anlamam mümkün olduğu için, vakit kaybetmeden su değirmenine doğru ilerleyip mümkünse soru işaretlerime bir yenisini eklemeden sorularıma cevap bulmayı ümit ediyordum.
Künye
İsim: Amano Kagami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak (Chuunin)
Ryo: 98.750
Prestij: 8
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Kagami idealleri peşinde olan birisidir. Bu yüzden de köyden kaçmasına sebep olan soruların cevabını bulmayı amaçlamaktadır. Bu sorular kendinden başlayıp dünyaya yayılmaktadır. "Neden" ve "nasıl" şeklindeki bol soruları, bulduğu cevapların peşinden gitmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla Kagami ideallerini realiteye dökmeyi istemektedir.
Özellikler
Izena'daki Ev
Kagami, Izena adlı bir kuytu Yağmur Ülkesi köyünden bir eve sahiptir. Bu ev, onun rahatça saklanabilmesine, dinlenebilmesine ve maceraları arasında huzurlu bir vakit bulabilmesine olanak sağlar. Bu ev sebebiyle Kagami yorgunluğa ve dinlenmeye bağlı olan sağlık sorunlarından daha hızlı kurtulur, Izena'ya kısa sürede ulaşabileceği bir mesafedeyse avlanamaz ve bu evi değerli eşyalarını saklamak için kullanabilir.

Kagami'nin kısa sürede Izena'ya ulaşamayacağı ve avlanabilir olacağı durumlar GM tarafından gerekli turlarda bildirilecektir.

Kagami kurgusal sebeplerle bu eve olan erişimini kaybedebilir.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 9
Varlık: 7
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 2
[Potansiyel] Ninshuu: 5 (Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 5
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 4
Mod
Jikangan

Ninjutsu
Raigami no Jutsu (B-Rank)
Ikazuchiwana no Jutsu (C-Rank)
Geliştirme Açıklaması: Tekniğin aktivasyonu için işaretlenen alana birilerinin girmesi gerekirken, yaptığı antrenmanlar sonucunda Kagami işaretlenen alan üzerinde kontrol sağlamıştır. Bu sayede teknik açıklamada yazıldığı gibi kullanılabilirken, Kagami teknik için konulan işarette ufak bir değişiklik yaparak, tekniği tek el Tora mührü ile istediği zaman aktif hale getirerek patlamayı gerçekleştirebilir.

Geliştirme Açıklaması: Tekniğin gerçekleştirilebilmesi için sabit cisimler işaretlenebilirken, Kagami teknik üzerindeki kontrolü sayesinde, canlı cisimlerin üzerine de işaret bırakabilmektedir. Bırakılan işaretin, teknik için sabit cisimlere konulan işaretten bir farkı bulunmamaktadır.

Geliştirme Açıklaması: Teknik için el mühürleri yapıldıktan sonra, Kagami iki elini kullanarak iki işaret bırakabilir. Bu işaretlerin ikisi de aynı olmak zorundadır. Yani bir işaret kendiliğinden patlayan, diğer ise Kagami tarafından yapılacak el mührü ile patlayan cinsten olamaz. Diğer bir deyişle, İki işaret de ya kendiliğinden patlayan cinsten ya da tek el mührü ile patlayan cinsten olmak zorundadır.
Kangehika (C-Rank)
Shunshin no Jutsu (D-Rank)


Taijutsu
Suiseiki (D-Rank)

Genjutsu
Kasumi Juusha (C-Rank)
Kuroshiki (D-Rank)
Okuninushi (B-Rank)


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur

Post by GM - Naruto » June 29th, 2019, 10:38 pm

Su değirmenine doğru yaklaşıyorsun ve doğal olarak, sol tarafta kalan taş binaya da. Yaklaştığında binanın süslemelerden bariz bir şekilde mahrum olduğunu, pratik bir şekilde inşa edildiğini, penceresinin bile olmadığını kavrıyorsun. Sadece meydana bakan cephesinde metal bir kapısı mevcut ve kapının iki tane asma kilit ile kilitlendiğini görüyorsun. Kapıların da epey eski ve bakımlı olması da ayrı bir detay. Aşırı uzun bir zaman geçmiş olmamalı bu kilitlerin vuruluşundan.

Kapıları bırakıyor ve nehre, korkuluklara yaklaşıyorsun. Metal korkuluklar nehir boyunca ilerliyor ve nispeten hızlı akan akıntıya insanların düşmesini engelliyor. Bel hizasına kadar geliyor. Bulunduğun yer taş binanın hemen yanı, ancak bina nehrin başladığı yerde hemen bittiği için rahatça korkuluklara yaslanarak kocaman su değirmenini inceleyebiliyorsun. Herhangi bir yerinde dönmesini engelleyecek bir takoz göremiyorsun. Suyun çarpma kuvveti de az çok yeterli görünüyor aslında sana, hiç olmadı nehrin akan suyu da epey hızlı başlıyor bu noktada. Başka bir yerlerde olmalı sıkıntı.

Meydanın iki çeyrek dairesini birleştiren, nehir üzerinde değirmenden bir 10 metre kadar ileride bulunan köprüye gözün ilişiyor. Bir kaç köylü görüyorsun köprüyü aşıp senin bulunduğun kısma gelen. Rastgele bir yöne dönüp gidiyorlar. Kafanı çevirdiğinde bir kaç kişinin de evlerinden çıkıp bir yerlere yürümeye başladığını görüyorsun. Bir grup gencin ellerinde aletler ile tarlalara doğru gittiğini farkediyorsun. Hepsinin ortak noktası, seni kesiyorlar uzunca bir süre. Kimisi temkinli, kimisi korkuyor. Agresif hareketler sezmiyorsun ancak hiç birinden.

Köy git gide canlanıyor gibi.
Off Topic
İhalemiz 48 saatten açılmıştır. Hayırlı olsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Amano Kagami
Kaçak
Kaçak
Posts:83
Joined:September 2nd, 2018, 12:45 pm
Künye:

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur

Post by Amano Kagami » July 1st, 2019, 9:44 am

Sol tarafta kalan taş binaya yaklaştıkça, görüntüler ve özellikler daha da netlik kazanıyordu. Binanın eski ve sadece işlevsel bir amaçla yapıldığı daha ilk bakışta net bir şekilde ortadaydı. Ancak diğer detaylar için binaya biraz daha yaklaşılması gerekiyordu. Aynı zamanda su değirmeninin çalışmasına engel olan ve dışarıdan gözle görülen herhangi bir şeyin olup olmadığı konusunda da bir inceleme yapmak için binaya yaklaşmak gerekiyordu. Herhangi bir pencere barındırmayan ancak köye bakan tarafında metal bir kapı bulunan eski binanın bu kapısında bulunun iki adet asma kilit dikkat çekiciydi. Ayrıca kapıların eski olmasına rağmen bakımlı durması da bir diğer ufak detaydı. Birileri tarafından en azından kapının bakımları yapılıyordu ve kilitlerin henüz zamanla olan mücadelesi yeni başlamış olacaktı ki, binaya nazaran oldukça yeni görünüyorlardı.

Nehir ile insanların hayatlarını birbirine bağlayan metal korkuluklara vardığımda, su değirmenini gözle görülebilecek şekilde incelemeye başlamıştım. Genellikle bu tip yapılarda tahta malzeme kullanılmasına karşın, su değirmeni ve binanın kapılarıyla beraber korkulukların da metalden yapılmış olması dikkate çeken bir ayrıntıydı. Su değirmeni açısından, yıpranma payını en az indirgeyen bir malzeme kullanılması, kapıları ve korkuluklar için yoğun yağmur alan bir iklime uygun olarak metal tercih edilmesi anlaşılabilirdi. Ancak yine de bu husus kafamda bazı soru işaretleri de uyandırmıyor değildi. Oldukça eski bir binaya yakışmayan bu yenilikte yapılar bu soru işaretlerinin doğmasına neden oluyordu. Aklımın bir köşesine bıraktığım bu soru işaretleri ile su değirmeninin incelemeye başladığımda ise, değirmenin çalışmasına engel olabilecek herhangi bir şey olmadığını, nehrin akıntı gücünün de metalden olan su değirmenini döndürmeye yeterli olduğunu görüyordum. Bu durum karşısında son seçenek, sorunun binaların içinden yapılan bir müdahale olduğunu anlamına geliyordu. Fakat kilitli kapıyı kırıp içeriye göz atma konusunda, diğer incelemelerimdeki gibi hevesli değildim. Zira köyde hayat ufak ufak da olsa başlıyordu.

Nehrin 10 metre kadar ilerisinde bulunan köprüye kayan bakışlarım birkaç köylüyle kesişiyordu. Bana doğru gelmek üzereyken gelişgüzel bir şekilde rotalarını çevirmeleri, buradaki yabancılara karşı bakış açısını net bir şekilde ortaya koyuyordu. Diğer tarafta tarlada çalışmaya gitmek için hareketlenen gençleri görmek mümkün oluyordu. Her ne kadar köyün girişindeki tarlalar bu vasıflarını yitirmek üzere bile olsalar, en azından bir avuç gencin dahi olsa tarım faaliyetlerine devam etmeleri iyi olarak değerlendirilebilirdi. Ancak onlarla göz göze gelmem de, köprüden üzerime doğru gelen kişilerin hareketlerinden daha farklı bir sonuç doğurmuyordu. Temkinli ve korkulu bakışların agresiflikten uzak olması, bu köydeki kişilerle iletişime geçebileceğimi gösteriyordu bana. Öte yandan tüm bu bakışların ardında, bu köyün baskı altında olduğu gerçeğini seziyordum sadece. Tıpkı Shiri ile geride bıraktığımız köy gibi, buradan da nemalanan birkaç asalağın olduğu düşüncesi kafamda kemikleşmeye başlıyordu. Ancak işini iyi yanı, bu köyde zorbalık yapan birilerini henüz görmemiş olmamdı. Diğer bir deyişle, bu köy baskı altında ise bile, bunu gözle görülür bir zorbalıkla değil, muhtemelen ektikleri korku tohumlarıyla gerçekleştiriyordu. Bu korku tohumlarının da, köyün girişindeki manzara olduğunu düşünmeden edemiyordum.

Tüm karşılaştıklarım ve kafamda beliren düşünceler ile bir sonraki adımıma karar verme anına gelmiştim. Su değirmenin kapısını kırıp içeriyi incelemek istesem de, bu köyden almam gereken bilgiler olduğunu fark edebiliyordum. Dolayısıyla nispeten yaşlı bir kişi ve hatta mümkünse grup bulmak niyetindeydim. Köyün dününü herkesten daha iyi bilen ve belki de köyün faydalanamadığı doğal getirilerinden faydalanmış insanlar ile konuşmanın iyi geleceğini düşünüyordum. Bu yüzden adımlarımı meydana doğru yönlendirirken, göz göze geldiğim insanlar olması durumunda, onlara başımla bir selam vermeyi ihmal etmeyecektim. Bu selamın altına ise hafif bir tebessümü ekleyecektim. Eğer kendim gibi görmeye başladığım bu köyü istiyorsam, bu köye ait olan bir şeyi onlara vermeliydim. Görüşüne bakılırsa, bu köyden insanların hislerine kadar birçok şey alınmıştı ve ben de onları geri vermek istiyordum.
Künye
İsim: Amano Kagami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak (Chuunin)
Ryo: 98.750
Prestij: 8
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Kagami idealleri peşinde olan birisidir. Bu yüzden de köyden kaçmasına sebep olan soruların cevabını bulmayı amaçlamaktadır. Bu sorular kendinden başlayıp dünyaya yayılmaktadır. "Neden" ve "nasıl" şeklindeki bol soruları, bulduğu cevapların peşinden gitmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla Kagami ideallerini realiteye dökmeyi istemektedir.
Özellikler
Izena'daki Ev
Kagami, Izena adlı bir kuytu Yağmur Ülkesi köyünden bir eve sahiptir. Bu ev, onun rahatça saklanabilmesine, dinlenebilmesine ve maceraları arasında huzurlu bir vakit bulabilmesine olanak sağlar. Bu ev sebebiyle Kagami yorgunluğa ve dinlenmeye bağlı olan sağlık sorunlarından daha hızlı kurtulur, Izena'ya kısa sürede ulaşabileceği bir mesafedeyse avlanamaz ve bu evi değerli eşyalarını saklamak için kullanabilir.

Kagami'nin kısa sürede Izena'ya ulaşamayacağı ve avlanabilir olacağı durumlar GM tarafından gerekli turlarda bildirilecektir.

Kagami kurgusal sebeplerle bu eve olan erişimini kaybedebilir.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 9
Varlık: 7
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 2
[Potansiyel] Ninshuu: 5 (Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 5
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 4
Mod
Jikangan

Ninjutsu
Raigami no Jutsu (B-Rank)
Ikazuchiwana no Jutsu (C-Rank)
Geliştirme Açıklaması: Tekniğin aktivasyonu için işaretlenen alana birilerinin girmesi gerekirken, yaptığı antrenmanlar sonucunda Kagami işaretlenen alan üzerinde kontrol sağlamıştır. Bu sayede teknik açıklamada yazıldığı gibi kullanılabilirken, Kagami teknik için konulan işarette ufak bir değişiklik yaparak, tekniği tek el Tora mührü ile istediği zaman aktif hale getirerek patlamayı gerçekleştirebilir.

Geliştirme Açıklaması: Tekniğin gerçekleştirilebilmesi için sabit cisimler işaretlenebilirken, Kagami teknik üzerindeki kontrolü sayesinde, canlı cisimlerin üzerine de işaret bırakabilmektedir. Bırakılan işaretin, teknik için sabit cisimlere konulan işaretten bir farkı bulunmamaktadır.

Geliştirme Açıklaması: Teknik için el mühürleri yapıldıktan sonra, Kagami iki elini kullanarak iki işaret bırakabilir. Bu işaretlerin ikisi de aynı olmak zorundadır. Yani bir işaret kendiliğinden patlayan, diğer ise Kagami tarafından yapılacak el mührü ile patlayan cinsten olamaz. Diğer bir deyişle, İki işaret de ya kendiliğinden patlayan cinsten ya da tek el mührü ile patlayan cinsten olmak zorundadır.
Kangehika (C-Rank)
Shunshin no Jutsu (D-Rank)


Taijutsu
Suiseiki (D-Rank)

Genjutsu
Kasumi Juusha (C-Rank)
Kuroshiki (D-Rank)
Okuninushi (B-Rank)


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur

Post by GM - Naruto » July 3rd, 2019, 12:09 am

İnsanlara karşı olan selamların ve gülümsemelerin kimisinde adımlarını hızlandırmaları hususunda bir tepkiye sebep oluyor, kimisinde ise aynı şekilde karşılık almana sebep oluyor. Fakat sana gülümseyenlerde bile bir çekince seziyorsun. Korku kokusu geliyor burnuna, ancak ne korkusu, bilmiyorsun.

Çevrede bir kaç tur atıyorsun ve meydana bakan binalardan birinin alt katındaki dükkan dikkatini çekiyor. Boş bir dükkan. Önündeki bir kaç metrelik tezgah, vitrin ve içerisi boş. Tabelası da yarım kaymış duruyor hatta, "Tatsu Camcılık" yazdığını okuyabiliyorsun. Tezgahın önünde bir iskemlede oturan hafif yaşlı bir herif senin asıl dikkatini çeken nokta. Adamın üzerinde siyah bir haori var, altında da lacivert bir hakama görüyorsun. Haorisini dirseklerine kadar çekmiş, giydiği hasır terlikler ve çoraplar gayet kaliteli duruyor kirli olsalar da. Adam 60 yaşında falan olmalı, saçların önü ve tepesi dökülmüş, U şeklinde kalmış. Bakışları ise hafif sert. Fakat duruşundaki bezmişlik ayrı bir tezatlık sanki.

Onun dışında çevrede dolaşırsan başka bir kaç yaşlı da bulabileceğin belli. Mesela, 15-20 metre sağındaki bir sokaktan meydana doğru bastonuyla giriş yapmış bir teyze dikkatini çekiyor, köylü kıyafetiyle. Bir başka yaşlı amca da iki gençle beraber köprüyü aşıp senden zıt yöne ilerliyorlar. Fakat başka da yaşlı pek seçemiyorsun. Genç nüfus daha fazla gibi.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Amano Kagami
Kaçak
Kaçak
Posts:83
Joined:September 2nd, 2018, 12:45 pm
Künye:

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur

Post by Amano Kagami » July 3rd, 2019, 10:08 am

Uzun süredir yürüdüğüm topraklarda sevilen biri olarak görülmüyordum. Aslında içinde bulunduğum toprakların karışıklığı, sanki insanların kendi içlerinde yaşadıkları karmaşanın bir sonucu gibiydi. İnsanın yaşadığı duygu çatışmaları, Yağmur Ülkesi içerisinde bir kaosa dönüşmüş haldeydi ve bu kaos önlenemez bir hızla yayılıyordu. Tüm bu kaosa karşı dirençli olmaya çalışan belki de nadir insanlardan biriydim. Kim bilir belki de daha niceleri vardır, ancak her birinin bu duygu kaosunda sürüklenip gidecek olmasından endişe ediyordum. Yüzümdeki gülümseme belki içten değildi ve samimi gelmiyordu insanlara, ancak bunun geri dönüşünün de aynı samimiyetsizlik olmasını beklerken, görebildiğim tek şey sindirilememiş bir korkuydu. Aslında korku iyiydi, arzuladığım bir şeydi. Nitekim, yanımda yer almasını düşündüğüm insanların bir şeyler korkması ve bu korkuyla savaşmalarını bekliyordum, istiyordum. Onları bu savaşa sokacak olan ise, ben olacaktım. Korkunun kaynağını kazıyarak, bu kez korkunun efendisi olacaktık. Sonrasında ise bambaşka şeylerden korkacak ve onlara karşı da savaşacaktık! Sonra bir kez daha… Bir kez daha… Ve bir kez daha… Ne kadar korku varsa hepsini sindirene kadar…

Tüm bu imkansız gibi duran hayaller ve düşüncelerin pençesinde, çevrede birkaç tur atmamın ardından “Tatsu Camcılık” isimli dükkan dikkatimi çekiyordu. Haori, hakama, hasır terlik ve çoraplarıyla bütünleşmiş saç şekli, 60lı yaşlarındaki bu adamı tam da istediğim kişi yapıyordu. Gelenekselciliği görünüşünden belli olan adamın, kanındaki geleneksel inatçılık aradığım bir diğer şeydi. Zira bir korkuyu yenmek istiyorsak, ilk olarak ona başkaldıracak kadar inatçı olmamız gerekecekti. Yeni neslin bu inatçılıktan yoksun olması muhtemelse de, görmüş geçirmiş birinin elinden alınanları geri almak için tek eksiği yeterli enerjiydi. O noktada ise devreye girmeye sonuna kadar razıydım. Her türlü taşın altında elim olabilirdi, zira artık düşüncelerimin arasında boğulmak değil, onların efendisi olmak istiyordum. Bu köy korkularına efendi olurken, ben de düşüncelerime söz geçirebilen biri olacaktım. Ta ki sonuna kadar…

Çevrede gördüğüm diğer kişiler, yaşlı adamdan sonra çok da dikkatimi çekmezken, aydınlanmanın mumla sağlandığı bu köyde, cam yapımının ne denli zor olabileceğini tahmin edebiliyordum. Yaşlı adamla gözlerimizin henüz kesişmeden onun yanına doğru ilerlemeye başladım. Elimde Shiri’nin sahip olduğu gibi insanların etkileyebilen türden genjutsularım yoktu. Ancak olsa bile, bu yaşlı adam üzerinde herhangi bir genjutsu kullanmayı düşünmüyordum. Kendimi bu köye açarken, onları bir genjutsuyla kandırmaya çalışmak ahmaklıktan ve adilikten başka bir şey olmazdı. Bu yüzden kendim gibi olacak, kendim gibi gidecek ve kendim gibi konuşacaktım. Sonu neye varırsa varsın, o sonu bir illüzyonla değil, gerçeklerle yaratacaktım.

Yaşlı adamın dükkanına iyice sokulduğumda, boş olan vitrin ve tezgahtaki yokluk hissini daha da arttırıyordu. Yine de buna aldırış etmeden başımla yaşlı adama selamımı verirken, “Günaydın Ojiisan, adım Amano Kagami…” dedikten sonra elimi hemen yan tarafına işaret ederek, yaşlı adamın yanına geçmek için izin isteyecektim. Aslında bu bir izinden çok, yapacağım hareketi önceden göstermekten ibaret bir davranıştı, ancak yine de çok kaba bir görüntü sergileme niyetinde değildim. Eğer yaşlı adam yanına geçmeme aşırı bir tepki verirse bulunduğum konumu koruyacak, aşırı bir tepki vermez ise, orada bulacağım bir tabureye oturacak, bulmazsam duvara sırtımı yaslamakla yetinecektim. Tüm bunların ardından ise “Bu topraklara yabancı, ancak bu ülkede ziyadesiyle vakit geçirmiş biriyim. Ancak ilk kez böyle bir köy ile karşılaşıyorum. Bu gözler her şeyi olup da hiçbir şeye sahip başka bir köy görmedi Ojiisan…” dedikten sonra “Sahi ya, bu köyün adı ne?” diye soracaktım. Cümlelerimdeki ses tonunda samimi ve yumuşak bir kıvam olacaktı. Doğrudan sinir bozucu veya irite edici biri olma niyetinde değildim. Tek istediğim, yaşlı adamın içimdeki samimiyete kapılmasıydı ve bunun için de ses tonuma ve kelimelerime dikkat etmem gerektiğini fısıldıyordu düşüncelerim.
Künye
İsim: Amano Kagami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak (Chuunin)
Ryo: 98.750
Prestij: 8
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Kagami idealleri peşinde olan birisidir. Bu yüzden de köyden kaçmasına sebep olan soruların cevabını bulmayı amaçlamaktadır. Bu sorular kendinden başlayıp dünyaya yayılmaktadır. "Neden" ve "nasıl" şeklindeki bol soruları, bulduğu cevapların peşinden gitmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla Kagami ideallerini realiteye dökmeyi istemektedir.
Özellikler
Izena'daki Ev
Kagami, Izena adlı bir kuytu Yağmur Ülkesi köyünden bir eve sahiptir. Bu ev, onun rahatça saklanabilmesine, dinlenebilmesine ve maceraları arasında huzurlu bir vakit bulabilmesine olanak sağlar. Bu ev sebebiyle Kagami yorgunluğa ve dinlenmeye bağlı olan sağlık sorunlarından daha hızlı kurtulur, Izena'ya kısa sürede ulaşabileceği bir mesafedeyse avlanamaz ve bu evi değerli eşyalarını saklamak için kullanabilir.

Kagami'nin kısa sürede Izena'ya ulaşamayacağı ve avlanabilir olacağı durumlar GM tarafından gerekli turlarda bildirilecektir.

Kagami kurgusal sebeplerle bu eve olan erişimini kaybedebilir.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 9
Varlık: 7
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 2
[Potansiyel] Ninshuu: 5 (Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 5
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 4
Mod
Jikangan

Ninjutsu
Raigami no Jutsu (B-Rank)
Ikazuchiwana no Jutsu (C-Rank)
Geliştirme Açıklaması: Tekniğin aktivasyonu için işaretlenen alana birilerinin girmesi gerekirken, yaptığı antrenmanlar sonucunda Kagami işaretlenen alan üzerinde kontrol sağlamıştır. Bu sayede teknik açıklamada yazıldığı gibi kullanılabilirken, Kagami teknik için konulan işarette ufak bir değişiklik yaparak, tekniği tek el Tora mührü ile istediği zaman aktif hale getirerek patlamayı gerçekleştirebilir.

Geliştirme Açıklaması: Tekniğin gerçekleştirilebilmesi için sabit cisimler işaretlenebilirken, Kagami teknik üzerindeki kontrolü sayesinde, canlı cisimlerin üzerine de işaret bırakabilmektedir. Bırakılan işaretin, teknik için sabit cisimlere konulan işaretten bir farkı bulunmamaktadır.

Geliştirme Açıklaması: Teknik için el mühürleri yapıldıktan sonra, Kagami iki elini kullanarak iki işaret bırakabilir. Bu işaretlerin ikisi de aynı olmak zorundadır. Yani bir işaret kendiliğinden patlayan, diğer ise Kagami tarafından yapılacak el mührü ile patlayan cinsten olamaz. Diğer bir deyişle, İki işaret de ya kendiliğinden patlayan cinsten ya da tek el mührü ile patlayan cinsten olmak zorundadır.
Kangehika (C-Rank)
Shunshin no Jutsu (D-Rank)


Taijutsu
Suiseiki (D-Rank)

Genjutsu
Kasumi Juusha (C-Rank)
Kuroshiki (D-Rank)
Okuninushi (B-Rank)


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur

Post by GM - Naruto » July 5th, 2019, 11:30 pm

Sen adama yaklaştıkça suratındaki bezmişlik ifadesinin daha da derin olduğunu görüyorsun. Sonsuz bir yüz ekşitme döngüsünde sıkışıp kalmış gibi. Fakat seni farkedince suratı yumuşuyor istemsizce ve "Günaydın..." diyor hafif şaşkın bir bakış ile. Senin el hareketine ise ters bir tepki vermiyor, ancak oturacak bir ikinci iskemle göremiyorsun. Bu bağlamda kapı eşiğine yaslanıyorsun ve konuşmaya başlıyorsun.

Bu noktada dükkanın içine doğru da bir görüş elde ediyorsun. Dükkanın ortasındaki bir kömür ocağı, onun tepesindeki davlumbaz vari oluşum ve bir kaç masa dışında boş. Masaların üstünde bir kaç alet edevat falan var ancak düzensiz bir şekilde öylece dağılmış olarak duruyorlar. Ocak boş. Bir süredir yanmadığı belli. Üst kata çıkan bir merdiven görüyorsun ayrıca. Binanın "ev" kısmına çıkıyor olmalı.

Adam sana odaklanıyor ve suradındaki ekşime az da olsa yüzüne geri dönüyor, ancak sen gelmeden önceki kadar değil. Tedirgin olduğunu hissedebiliyorsun ancak. "Ben de Tatsu... Tamaki Tatsu." diyor ve seni süzüyor baştan sona. Normal biri olmadığını çoktan anlamışa benziyor. "Izena." diyor köy ismini soruşuna, ardından derin bir nefes veriyor. "Bir vakitler iyiydik aslında. Şükür, hayatta olduğumuza göre hala iyiyiz bence."

Çarpık bir gülümseme geliyor suradına, ancak tekrar kayboluyor hızlı bir şekilde. "Seni buralara yollayan şey nedir Kagami-kun?" Kendi kelini okşuyor laflarını söyledikten sonra ve derin bir nefes veriyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
Locked

Return to “Yağmur Ülkesi”