[Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by GM - Naruto » August 5th, 2019, 11:23 am

Raiton no Yoroi’yi aktif etmenle birlikte vücudunu saran elektrik akımı mavi ışıklarını saçmaya başlıyor. Keskin cıvıltılar kulaklarına dolarken, gözlerinle takip ettiğin rakibinin önüne çıkabilmek için bulunduğun noktaya yakın bir ağaçtan harekete geçiyorsun. Normal şartlarda rakibinin senden daha hızlı olduğunu rahat bir şekilde anlamış olmandan dolayı, Raiton no Yoroi ile birlikte kazandığın reflekslerle rakibinin hızını alt edebilmişe benziyorsun. Zira rakibinin önüne geçtiğin anda, rakibinde beliren anlık şaşkınlık, onun mağlubiyete karşı verdiği bir tepki gibi görünüyor. Karşılıklı durduğunuz ağaç dalında hiç vakit kaybetmeden wakizashini rakibinin boğazına saplanacak şekilde hareket ettiriyorsun. Rakibinin şaşkınlığı bu anda halen yüzünde belirirken, wakizashin üstüne yüklenen vazifeyi yerine getirmek için havayı yarmaya başlıyor. Bu anda rakibin, tamamen hayvani bir içgüdüyle olsa gerek, yüzündeki şaşkınlık ifadesine rağmen kafasını bir parça sola bükerek, wakizashinin yaratacağı ölümcül darbenden kendisini kurtarmayı başarıyor. Ancak wakizashin rakibinin boynunun sağ tarafında çok da derin olmayan bir kesik atmayı başarıyor.

Aldığı darbeyle beraber yüzündeki şaşkınlık ifadesini koruyan rakibin, tam da tahmin ettiğin gibi rotasını değiştiriyor ve bu kez sağa doğru yaptığı bir hareketlenme ile senden kurtulmayı umuyor. Buna karşılık önceden tasarladığın plan çerçevesinde, elindeki wakizashiyi rakibinin karşısına denk gelecek bir ağacın gövdesine doğru fırlatıyorsun! Adeta rakibinin yanından vızıldayarak ağacın dalına saplanan wakizashin, rakibinin tam karşısına denk gelecek ve aralarında birkaç metre bulunacak şekilde ağacın gövdesine saplanıyor! Bu aşamadan sonra Kawarimi no Jutsu’yu kullanmaya geçtiğin anda ise işler senin açından sarpa sarmaya başlıyor! Kawarimi no Jutsu için Tora mührünü yapmana rağmen, wakizashinle yer değiştirememen senin için adeta bir şok etkisi yaratıyor. Nitekim anlık olarak akademide Kawarimi no Jutsu için verilen derslere ilişkin bilgiler zihnine hücum ederken, yer değiştirilmek istenen cismin minimum yarı hacminde olması gerektiği yönündeki bilgi adeta beyninde şimşek gibi çakıyor! Anın verdiği adrenalin ve başarısızlık fikrini bertaraf etmek için verdiği mücadele neticesinde göz ardı ettiği bu bilgi nedeniyle rakibin elinden kaçmışa benziyor!

Şu an için rakibin sol tarafında kalacak şekilde ağaç dalında bulunuyor ve aranızda tahmini olarak 10 metreye yakın bir mesafe bulunuyor. Buna karşılık wakizashi ile rakibin arasında bir metre kadar bir mesafeden bahsetmek mümkün görünüyor. Tüm bunlardan daha önemlisi ise, rakibin ormanlık alandan çıkmasına 10 metreden çok daha az bir mesafe bulunuyor ve bu da sana hızlı davranman gerektiğini söylemeye yetiyor.
Off Topic
GM - Naruto wrote:
August 25th, 2018, 7:46 pm
Kawarimi no Jutsu
Tora mührünü kullanarak, kullanıcı yakında duran bir obje ile anında yer değiştirebilir. Bu yer değiştirmenin gerçekleşebilmesi için obje minimum kullanıcının yarı hacminde maksimum olarak 1.5 katı hacminde olmalıdır. Obje yürüyerek ulaşılabilmelidir. Eğer spesifik bir objeye odaklanılıyorsa, objenin yeri bilinmelidir, eğer odaklanılmadan yapılırsa çevrede bulunan rastgele bir obje ile yer değiştirilir. Genelde ani saldırılardan kaçmak için kullanılır.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jirou Ryu
Ishigakure
Ishigakure
Posts:292
Joined:September 1st, 2018, 8:08 pm
Künye:

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by Jirou Ryu » August 5th, 2019, 11:35 pm

Out: Ben onu boy olarak hatırlıyordum, hacim olunca işler karışmış. Kusuruma bakmayın.

Güzel olarak ilerleyen her şeyi tek bir hata ile mahvetmek gibi kötü bir huyum vardı. Ya da lehime giden işleri bir anda sarpa sarmasını sağlayıp kendim için zorlaştırmak. Bunun tabiri sözlükte aptallık olmalıydı; ama benim gözümde bu tamamen sorumsuzluktu. Ya da egomun getirdiği salt bir kusur... Zira akademi yıllarını önemsemiyor olmalıydım ki, o dönemlerde öğrendiğim o basit şeyler bu tarz kritik anlarda şak diye karşıma çıkıyordu. Bunun adı ego değilde neydi? İkinci kez aynı şeyi yapıyordum hemde. Çok küçük, ufacık hatalar güzel giden her şeyi mahvediyordu. Bu anlardan nefret ediyordum; ama en çokta bu anlara zemin hazırlayan kendimden. Zira tüm bu olanların tek sorumlusu, benden başkası değildi. Göz ardı ettiğim şeyleri, göz ardı etmesem şu an bitmiş bir dövüşün kazananı olarak rahatça diğer dövüşe desteğe gidebilirdim; ama şimdi, ellerimin arasından kaçan bir avı yakalamak zorundaydım.

Dediğim gibi aslında her şey güzel başlamıştı. Hızlıca Raiton No Yoroi kullanarak tahmin ettiğim gibi rakibimin hızına erişmiş, hatta ona karşı baskın bile olmuştum. Yaptığım saplama hamlesi, santimlik bir fark ile şah damarı kaçırırken, tatlı bir iz olarak kalacak bir kesik bırakmıştı oraya; ama asıl mesele buradan sonrasıydı. Tahmin ettiğim gibi yönünü değiştiren rakibime, gene planladığım gibi Kawarimi no Jutsu kullanarak karşılık vermek için hamlemi yapmıştım; ama bu noktada tıkanıklık gerçekleşmişti. Koca planın, aksayan tek kısmı, her şeyi piç etmişti. Kawarimi no Jutsu çalışmamıştı; çünkü benim hesaplamalarım ile yeteceğini düşündüğüm Wakizashi, jutsunun şartları için yetersiz kalmıştı. Aslında yetersiz olduğu en başından beri bildiğim bir şeydi; ama akademi yıllarını hatırlamama konusunda direnen tarafım yüzünden sadece farkında değildim.

Sonuç ise her halükarda hüsrandı. Çıkışa doğru hızla ilerleyen rakibim tahmin ettiğim gibi benimle savaşmak istemiyordu. Doğru olanı yapıyordu; çünkü benimle savaşmak ona bir şey kazandırmayacağı gibi, canı gibi kıymetli bir şeyi de kaybetmesine sebep olabilirdi. Onun yerine karargaha haber verip, sayı avantajını ele geçirerek bizi paketlemek doğru olandı. Eğer işler tıkırında ilerlemiş oslaydı, bunu kesin suretle engellemiş olabilirdim; ama şimdi o fırsatı vardı. İşin benim açımdan en rezil kısmı ise o fırsatı ona verenin kendimden başkası olmamasıydı.

Tüm bunlara rağmen her şeyin bittiğini düşünmüyordum. Raiton no Yoroi'nin bana verdiği bir hız vardı. Bu hızı kullanacaktım; ama sırtı dönük rakibimi uzaktan atacağım kunai ve shirukenlerle rahatsız edip yavaşlatıp ya da direk vurmam gerekiyordu. Zira jutsu kullanamıyordum, Raiton no Yoroi aktif olduğu için.

Vakit kaybetmeden tüm hızım ile harekete geçip, rakibimin peşine verdiğim sırada ekipman çantamda kalan tüm shirukenleri sırtı ile bacağı arasındaki hizaya hedef alacak doğrultu ile fırlatacaktım. Hemen ardından ise iki kunai ile shirukenleri desteklemek için gene sırt ve bacak olmak üzere iki ayrı yere fırlatacaktım. Bunlar isabet etmese bile kaçınma yapacağı için hızının azalacağını düşünüyordum ve eğer bir şekilde ona yetişirsem, sağdan sola doğru ilerleyen hızlı ve yatay bir tekme ile vücudunun yanına vurmayı deneyecektim. Bu tekme ile onu ormanın sol tarafına doğru fırlatıp, dengesini bozmak ve ormanın dışına çıkma planına köstek olmak istiyordum. Eğer hiçbiri işe yaramazsa bir kez daha işleri batırmam içten bile değildi.
Image
I'm Kita Usagi's bitch.
Künye
İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 235.000 Ryo
Prestij: 2 PP
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0 GP
Motivasyon
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.


Özellikler
Yeni Avcılar Karakter Bingo Kitabı’nda bulunan bir kaçağı başarılı bir şekilde avlamış olduğu için shinobiler içerisinde daha tanınır hale gelmiştir. Bu tanınmanın getirisi olarak da, diğer shinobilerle girdikleri etkileşimlerde, daha saygı duyulur ve sözleri daha dinlenir olmaktadır. Karakterin durum içerisinde mantıklı hareketleri –mevcut stat ve becerileri de dikkate alınarak- diğer shinobiler tarafından fazla sorgulanmaz.

Bu özellik GP veya PP harcayarak geliştirilemez. Tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.

Üç Kişinin Sırrı Ishichou ile karakter arasında geçen konuşmalar sırasında karaktere verilen gizli görev nedeniyle, Ishichou’nun karaktere duyduğu güven artmıştır. Bu sayede karakter Ishichou’ya daha ulaşabilir olduğu gibi, karakterin bilgi erişimi, görüş alışverişi veya benzeri konularda Ishichou tarafından daha iyi bir yönlendirilmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, Ishichou’nun artan güveni karakterler üzerinde başarı konusunda daha büyük baskı oluşturmaktadır. Karakter hatalı karar almaktan ve hatalı adımlar atmaktan çekinmektedir. Bu nedenle karakter, doğrudan bir aksiyon alırken daha öncekilere nazaran daha düşünceli bir şekilde hareket etmektedir.

Bu özellik karakterin diğer shinobi ve kişilerle etkileşimine herhangi bir etkide bulunmaz. Bununla birlikte tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.



Profil
Güç: 10
Çeviklik: 11
Kondisyon: 6
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 10
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
*[Kondisyon] Form: 10
*[Potansiyel] Ninshuu: 5
[Varlık] Aldatma: 1
*[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin, D-rank
Otonaku Ashi Jutsu, D-rank
Girigiri, D-Rank
Kizetsu no Jutsu, C-Rank
Choune no Jutsu, C-rank
Jintei, C-Rank
Raiton no Yoroi, A-rank
Raiyata, A-rank


Taijutsu
Musatsu Stili, B-Rank

Genjutsu
Kokuangyou no Jutsu, A-rank
Shibou no Jutsu, B-rank

Özel mod
Kage no Senshi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Kaderin cilvesi sonucu elde edilen Wakizashi (Sırtında bulundurur)
-Özel Üretim Tantou (Belinde, ulaşımı oldukça kolay bir yerde bulundurur)
-Ryu'nun ekstra shinobi ekipmanlarını koymak için kullandığı özel üretim ekipman çantası (Sağ bacağında ulaşımı kolay bir yerde asılıdır.)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by GM - Naruto » August 6th, 2019, 10:32 am

Rakibin senden uzaklaşmaya başlarken, hızlı bir düşünceyle elini ekipman çantana atıyor ve çıkardığın 5 shurikeni rakibinin sırtı ile bacakları arasına, yani bel bölgesine fırlatıyorsun. Hemen ardından ise ekipman çantandan 2 kunai daha çıkarmak istesen de, ekipman çantanda sadece 1 tane normal kunai kalmış olması ve bunun yanında 3 adet de patlayıcı parşömen bağlanmış kunainin bulunması nedeniyle, sadece 1 tane kunaiyi rakibine fırlatıyorsun. Rakibin arada yaptığı kaçamak bakışlar nedeniyle üzerine gelen shurikenleri ve kunaiyi son anda fark etse de, bunların hepsinden kaçınmak için yeterli zamanı bulamıyor ve 4 shuriken ile 1 kunai rakibinin beline saplanırken sen de rakibinin yanına varmış oluyor ve yatay bir şekilde çıkardığın tekme ile rakibinin sol karın boşluğuna darbe indiriyorsun.

Rakibin bulunduğun ağaçtan aşağıya dengesiz bir düşüş yapıyor ve sırt üstü yere düşüyor. Yerde bir kez sekmesinin ardından tekrar ayağa kalkmak istese de, aldığı darbe onun bu hızlı hamlesinin önüne geçiyor. Şu an rakibin yeni bir saldırıya tamamen açık konuma geliyor ve bu noktada ardında kalan ormanın iç kesimlerinden Narihira’nın çıktığını görüyorsun. Katanasını yerine yerleştirirken terlemiş suratı ve herhangi bir yaralanmaya dair emarenin bulunmaması, onun görevini yerine getirdiğini açıkça gösteriyor. Bu noktadan sonra gerisi tamamen sana kalmış gibi görünüyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jirou Ryu
Ishigakure
Ishigakure
Posts:292
Joined:September 1st, 2018, 8:08 pm
Künye:

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by Jirou Ryu » August 7th, 2019, 1:00 am

Out: Geçen görev evren görevinde tüm Patlayıcı kağıt Bağlı Kunaileri kullanmıştım; fakat pazardan yenisini almamıştım. İmzamı düzenlemeyi unutmak tamamen benim hatam. Bir kez daha kusuruma bakmayın. Siz turda belirtince, şu an aklıma geldi.

Cızırtıları kulağıma dolan yıldırımın kamçıladığı vücudum itaatkar bir atın gösterdiği refleks gibi hızlanırken, yıldırımın kendisinin kamçıyı elinde tutan o arsız sahip olup olmadığından emin olamıyordum sadece. Tüm odağım kaçmak üzere olan ve sarf ettiği tüm havalı cümlelerin tam tersinde hareket eden küçük adamda olmasına rağmen, düşündüğüm şey, bu tarz anlarda asla düşünmemem gereken şeydi galiba.

Dudaklarımın arasından fırlayıp giden bir iç çekiş, saldırgan yıldırımların parçalayıcı tavrı karşısında yok olurken, ekipman çantama yönelen elim, en az zihnimdeki ben kadar soğukkanlı ve öldürmeye hazırdı. Parmaklarımın arasına doluşan keskin demir parçaları, soğukluğu ile iç ürpertirken, belki de birazdan fıtratına uygun olmayan sıcak kan ile buluştuğunda tüm uyumsuzluğu ile çığlık atacaktı; ama biz insanların duyabileceği tek şey, yaralanmış insanın iniltileri olacaktı. Çünkü Tanrı böyle istemişti.

Düz bir fırlatış, dışarıdan o kadar kolay görülüyor olmalıydı ki, shirukenleri bu denli doğrultuda atabilmek için küçük bir çocukken yaptığım tekrarları hiç ediyordu adeta. Rakibimin tüm o arkasını kollayan tedirgin bakışlarına rağmen, düşmana sırtını dönerek yapabileceği en büyük hata yapmıştı. Belki benim kazanabileceğim bir dövüşü piç eden o hatamdan daha büyük olan bu hata, en başta sırtına saplanmış dört shirukene, bir an sonra ise dört shiruken ve bir kunai'ye mal olmuştu ona; ama hatalar telafi edilebilirdi, bu yüzden buna izin vermemek adına yavaşlamasını fırsat bilip, arkasında biten ben böbreğine o tekmeyi geçirmekten hiç mi hiç çekinmemiştim.

Bir sünepe gibi yerde takla atıp, çaresizce kalkmaya çalışırken, kısa bir an onu süzmüş ve dikkatim tanıdık gelen adım sesleriene dönmüştü. Kolay olan ama birazda çetin geçen bir savaşı kazanmış olmanın getirdiği o rahatlık ile Narihira ormanın gölgelerinden sıyrılırken, işin bana kaldığını anlamak zor olmamıştı. Raiton no Yoroi'yi kapatırken, Wakizashi'yi yakınlarda görürsem önce onu saplandığı ağaçtan çıkaracak ve bu Wakizashi ile boğaza doğru savurduğum bir saplama hamlesi ile işi uzatmadan bitirecektim; ama eğer yol üstünde değilse ve bana zaman kaybettirecekse, rakibimin sırtına saplanan Kunai'yi çıkartacak ve boğazına saplayıp bu işi bitirecektim. Tabii tüm bu anlarda sinsi bir saldırı için dikkatimi her zaman keskin tutacaktım. Eğer başarı ile öldürme işinden sıyrılırsam hemen ardından göz ucuyla Narihira'ya bakacak ve: "Bir daha ki sefere büyük olan benim." diyerek, yerdeki ufaklığın cesedine göz ucuyla bakacaktım. Ardından sonraki ilerleyiş planımız için Narihira'yı bekleyecektim.
Image
I'm Kita Usagi's bitch.
Künye
İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 235.000 Ryo
Prestij: 2 PP
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0 GP
Motivasyon
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.


Özellikler
Yeni Avcılar Karakter Bingo Kitabı’nda bulunan bir kaçağı başarılı bir şekilde avlamış olduğu için shinobiler içerisinde daha tanınır hale gelmiştir. Bu tanınmanın getirisi olarak da, diğer shinobilerle girdikleri etkileşimlerde, daha saygı duyulur ve sözleri daha dinlenir olmaktadır. Karakterin durum içerisinde mantıklı hareketleri –mevcut stat ve becerileri de dikkate alınarak- diğer shinobiler tarafından fazla sorgulanmaz.

Bu özellik GP veya PP harcayarak geliştirilemez. Tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.

Üç Kişinin Sırrı Ishichou ile karakter arasında geçen konuşmalar sırasında karaktere verilen gizli görev nedeniyle, Ishichou’nun karaktere duyduğu güven artmıştır. Bu sayede karakter Ishichou’ya daha ulaşabilir olduğu gibi, karakterin bilgi erişimi, görüş alışverişi veya benzeri konularda Ishichou tarafından daha iyi bir yönlendirilmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, Ishichou’nun artan güveni karakterler üzerinde başarı konusunda daha büyük baskı oluşturmaktadır. Karakter hatalı karar almaktan ve hatalı adımlar atmaktan çekinmektedir. Bu nedenle karakter, doğrudan bir aksiyon alırken daha öncekilere nazaran daha düşünceli bir şekilde hareket etmektedir.

Bu özellik karakterin diğer shinobi ve kişilerle etkileşimine herhangi bir etkide bulunmaz. Bununla birlikte tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.



Profil
Güç: 10
Çeviklik: 11
Kondisyon: 6
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 10
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
*[Kondisyon] Form: 10
*[Potansiyel] Ninshuu: 5
[Varlık] Aldatma: 1
*[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin, D-rank
Otonaku Ashi Jutsu, D-rank
Girigiri, D-Rank
Kizetsu no Jutsu, C-Rank
Choune no Jutsu, C-rank
Jintei, C-Rank
Raiton no Yoroi, A-rank
Raiyata, A-rank


Taijutsu
Musatsu Stili, B-Rank

Genjutsu
Kokuangyou no Jutsu, A-rank
Shibou no Jutsu, B-rank

Özel mod
Kage no Senshi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Kaderin cilvesi sonucu elde edilen Wakizashi (Sırtında bulundurur)
-Özel Üretim Tantou (Belinde, ulaşımı oldukça kolay bir yerde bulundurur)
-Ryu'nun ekstra shinobi ekipmanlarını koymak için kullandığı özel üretim ekipman çantası (Sağ bacağında ulaşımı kolay bir yerde asılıdır.)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by GM - Naruto » August 7th, 2019, 10:20 am

Rakibine son darbeyi indirmek için gözlerin ilk önce kaderin cilvesi sonucunda eline geçen wakizashiyi aradığında, wakizashi ile aranda oldukça kısa bir mesafe olduğunu ve onu almak için harcayacağın zamanda rakibinin kaçmasının veya saldırıya karşı kendisini hazırlamasının mümkün olmadığına kanaat getiriyorsun. Wakizashini saplandığı ağaçtan çekip geri aldığında, sonraki hamlen için halen daha yerde yatmakta olan rakibine göz ucuyla bakıyorsun. Bulunduğun ağacın dalından, wakizashini yere 90 derecelik bir açıyla tutarak atladığında, indiğin nokta rakibinin hemen üstü oluyor. İki bacağın rakibinin karın kısmını sağ ve sol tarafından yerle temas ederken, wakizashin adamın boğazını tam ortasından yararak yere saplanıyor! Göz bebekleri bir anda büyüyen rakibin kısık bir solukla son nefesini verirken wakizashini geri çekiyor ve rakibin boğazından fışkıran kanları ile baş başa kalırken sen de Narihira’ya söylemek istediklerini iletiyorsun. Narihira öldürdüğün rakibine kısa bir bakış attıktan sonra “Uzun boyluları sevdiğimi söylemiştim, ama bir defaya mahsus sana bir kıyak yapabilirim.” diyor. Sanki birkaç saniye önce iki kişiyi, kısa bir süre önce de sekiz kişiyi öldürmemiş kadar rahat tavırlarla toparlanmanızın ardından, esas amacınıza yönelik olarak ilerlemeye başlıyorsunuz.

Narihira ile birlikte ağaçlık alandan çıkmak için hareketlendiğiniz sırada Narihira “Önceki anlattığım plana sadık kalalım. Bu noktadan sonra bir şeylerin ters gideceğini düşünmüyorum. Gözetleme kulesi gibi olan yerde muhakkak birileri vardır ve onların da bizi fark etmiş olmaları mümkün değildir. Ama ağaçlık alandan çıktığımızda bizi görecektir. Rahat ve temkinli olursak bir sorunla karşılaşacağımızı düşünmüyorum.” diyor. Bu cümlelerden sonra ise, adımlarınıza kaldığınız yerden devam ediyor ve ağaçlık alanı terk ediyorsunuz.

Karargahın iki metrelik duvarlarına yaklaşmaya başladığınız sırada, Narihira’nın da belirtmiş olduğu gibi, gözetleme kulesinde birilerinin olduğunu ve yüzünün size doğru dönük olduğunu görebiliyorsun. Narihira ile aranızdaki geçen kısa bakışmayla, durumunu kontrol altında olduğunu teyit etmenizin ardından, duvarların arasında bulunan giriş kapısına varıyorsunuz. Yerden yukarıya doğru açılan ve üzerinde çeşitli demir destekler bulunan, ancak temelinde kalın bir ağaçtan yapıldığını gördüğün kapı yavaşça aralanmaya başladığında, kapının ardında iki kişinin sizi karşıladığını görüyorsun. Siz daha karargahın içine girmeden kapıdan size doğru gelen iki adam henüz daha bir şey söylemeden, Narihira keskin bir ses tonuyla “Yosu-san tarafından buraya gönderildik. Ganmaru-san’ın burada olduğu ve hem onun hem de karargahın bir şeye ihtiyacı olup olmadığını öğrenmeye geldik!” diyor. Narihira’nın bu keskin ses tonu ve cümlesinde geçirdiği iki isim, sizi karşılayan ikilinin öylece kalakalmasına neden olurken, Narihira seni hafifçe dürtüyor ve birlikte karargahın duvarlarından içeriye giriyorsunuz.

Shinpi karargahının binası bu noktada tamamen karşında duruyor ve şöyle bir gözlemlediğinde, bu iki katlı yapının tamamen dikdörtgen bir şekilde yapıldığını, herhangi bir estetik kaygıdan uzak ve tamamen işlevsel bir şekilde inşa edildiğini, malzeme olarak taş kullanıldığını ve taşların durumuna bakılırsa karargahın çok da eski olmadığını söylemek mümkün görünüyor. Bunun dışında karargah binası ile duvarlar arasında yaklaşık 30 metrelik bir açık alan bulunduğunu, karargah binasının en genişliğinin ise yaklaşık 20 metre olduğunu söylemek mümkün görünüyor. Binanın yüksekliği ise, yaklaşık 5 civarında olduğu düşünüldüğünde, yassı bir şekilde inşa edilmiş ve uzun boylu insanlar için pek de ideal bir yapısı olmadığını söylemek mümkün görünüyor. Ancak bu noktada binanın pencerelerindeki düzensizlik, katta yer alan odaların eşit yükseklikte olmadığını da gösteriyor. Bu haliyle biçimsizlik abidesi halinde olan karargahın girişine doğru ilerlediğiniz sırada ise, etrafta koşuşturan ve çeşitli işlerle uğraşan kişileri görebiliyorsunuz. Herhangi biri tarafından pek de dikkat edilmediğiniz bu anlarda, sizi kapıda karşılayan iki kişi hemen birkaç metre arkanızda size eşlik ediyor. Narihira ile doğruca karargahın giriş kapısına yöneldiğiniz sırada ise sizi takip eden iki kişiden bir tanesi “Ganmaru-sama’ya geldiğinizi haber vermemizi ister misiniz?” diyor. Bu anda büyük bir define keşfetmiş gibi gözleri parlayan Narihira ağzını açsa da bir şeyler söylemek için fazlaca tıkanmış gibi duruyor! Sanki Ganmaru ile karşılaşmaktan veya gelişinizin ona haber verilmesinden çekinir gibi duran Narihira’nın bu tıkanıklığı karşısında, cevap verme işinin sana düştüğünü anlayabiliyorsun. Aksi halde bu cevapsızlığın çok daha dikkat çekici bir durum olacağının farkındasın.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jirou Ryu
Ishigakure
Ishigakure
Posts:292
Joined:September 1st, 2018, 8:08 pm
Künye:

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by Jirou Ryu » August 7th, 2019, 8:27 pm

Bu genin dönemlerimden beri bana eşlik eden Wakizashi'yi bir hiçmiş gibi ilk fırlatışımdı; ama en azından bu bana büyük bir ders olmuştu ki, bunu bir daha tekrarlamayacağım konusunda kendimden emindim. Galiba işi zor yollardan öğrenen insanlardandım. Zira Raiton No Yoroi aktifken, jutsu kullanmam gerektiğini, gene başıma böyle bir başarısızlık gelince fark etmiş ve bir daha aynı hatayı yapmamıştım. Benle alakalı sorun buydu bence. Bir hata yapmamak için o hatayı bir kez yapmam kesinlikle gerekiyordu.

Wakizashi'yi saplandığı ağaçtan tek bir çekişte çıkartıp, tekrardan ellerimin arasına aldığımda sırtımı güvenilir bir dosta dayamış kadar rahat ve huzurluydum.

Rakibimin kanının tadına çoktan bakmış olan wakizashi sabırsızca titrerken, onu fazla bekletmedim ve hızlı bir hamle ile öldürme işini hallettim. Yüksekten düşen bir ölüm gibi, rakibimin kocaman büyümüş o gözlerine bakarken, duygusuz ve soğuktum. Onun boğazına saplanmış wakizashi kanla ıslanırken ise, sadece galip olmanın getirdiği o rahatlık vardı üzerimde. Bir de sözlerime yansıdığı gibi, derdi savaşmak değilde, kaçmak olan bir rakiple savaşmanın getirdiği memnuniyetsizlik. Neyse ki Narihira, bir daha ki sefere baş etmesi daha kolay olanı bana bırakacağına dair teminat vermişti. Narihira'nın buradan bile akıllı bir adam olduğu fikrini çıkartıyordum istemsizce.

Narihira-san'ın plana devam etmemiz gerektiğini söylemesi ile onu takip etmeye başlamam bir olmuştu. Aslında bana kalsa bu herifleri direk öldürmek yerine, bir tanesini hayatta bırakıp sorgular ve içeriye hazırlıklı bir şekilde girerdim; ama en başta söylediğim gibi, gerekmedikçe sorumluluk almayacak ve bir nevi bu işin ustası olan Narihira-san'a ayak uyduracaktım. O yüzden adımlarım gram tereddüt barınmadan onu takip ediyordu; fakat tüm buna rağmen, ormanın bizi saklayan o battaniyesini üzerimizden atıp, tamamen görünür bir hale geldiğimizde yaya takılmış ve sonuna kadar çekilmiş bir ok kadar gergin ve avıyla arasında santimler kalmış bir yırtıcı kadar pençelerimi göstermeye hazırdım. Beni buna iten ise gözcü kulesindeki gözlerdi ve beni bir nebze gevşetip rahatlan ise Narihira-san'ın adeta "Rahat ol." diyen gözleriydi.

Devasa bir kapı; ama asıl korkutucu olanın kapı değilde, kapının ardının olması ne büyük bir gariplikti bilemiyordum; ama kapı açıldığında ve karşımızda iki adam dikildiğinde bu garipliğin tamamıyla doğru olduğuna emindim; çünkü her şeyim ile hissediyordum. Tehlike, tek bir hatası bile ölüm barındıran bir sınır çizgisiydi burası ve bizde tam önündeydik. Eğer tek bir hata yaparsak, ölecektik.

Tüm bunlar rağmen emindik ve Narihira-san çoktan o giriş biletlerini elleri arasına almıştı. Keskin tonu, karşısındaki insanlara fırsat vermeden bizi içeri sokarken, aslında en az kapıda öylece şaşırıp kalmış insanlar kadar şaşkındım. Tek farkım onlardan, benim dürtülmüş olmamdı.

İçerisi alışık olduğum o köy dizaynından çok farklıydı. Sonradan inşa edildiğine emin olduğum bu yapı her şeyi ile karman çorman ve özensiz görünüyordu. Bu ise aslında çok normaldi. Sonuçta buradaki insanlar burada sürekli yaşamayacaklardı. Savaşlar bitince, burası terk edilip gidecekti. Bir düzen olmaması normaldi; çünkü bu insanların aradığı düzen, taştan bir binada değil, çok daha başka şeylerde olmalıydı.

Karargahın girişine doğru adımlayan adımlarımız, hemen bir kaç metre arkamızda kalan ve bizi karşılayan insanlardan bir tanesinin sözleri ile duraksamıştı. Söyledikleri en az Narihira kadar beni de heyecalandırsada, bir sıkıntı söz konusuydu. Narihira-san, bildiğim Narihira-san gibi değildi.

Donmuştu ve çözülecek gibi de durmuyordu. Saniyeler alahimize işlemek için birbirlerini kovalamaya başladığında ise hızlı bir şekilde karar verip, kendimi öne atmıştım. Net ve durgun bir ses tonuyla: "Aslında eğer müsaitse biz şu an direk kendisiyle görüşme niyetindeyiz. Eğer yerini söylerseniz bulabiliriz diye düşünüyorum. Sizleri görevinden alıkoymak istemeyiz." dedim. Geri dönülemez başka bir adımdı bu. Konuşurken göz ucuyla Narihira'ya bakacaktım. Eğer işler istediğim gibi ilerler ise Narihira'nın omzuna hafifçe dokunup, tekrardan ilerlemeye başlayacaktım. Narihira-san'ın sakladığı bir şeyin olup olmadığını merak ediyordum. Yoksa sadece korkuyor muydu? Adamın adını duyunca bu hale bürünen biri, kim bilir karşısında nasıl olurdu. Fırsat bulabilirsem ona, "Neler oluyor?" diye sormak istiyordum; ama her yerimiz adam kaynıyordu ve ormandaki duruma benzer bir hadise yaşamak istemiyordum. Bu yüzden bu soruyu sadece, kesinlikle söyleyebileceğimden emin olduğum bir anda, dikkatlice ve kısık bir şekilde aktaracaktım Narihira'ya.

Umarım bir falso vermezdik.
Image
I'm Kita Usagi's bitch.
Künye
İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 235.000 Ryo
Prestij: 2 PP
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0 GP
Motivasyon
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.


Özellikler
Yeni Avcılar Karakter Bingo Kitabı’nda bulunan bir kaçağı başarılı bir şekilde avlamış olduğu için shinobiler içerisinde daha tanınır hale gelmiştir. Bu tanınmanın getirisi olarak da, diğer shinobilerle girdikleri etkileşimlerde, daha saygı duyulur ve sözleri daha dinlenir olmaktadır. Karakterin durum içerisinde mantıklı hareketleri –mevcut stat ve becerileri de dikkate alınarak- diğer shinobiler tarafından fazla sorgulanmaz.

Bu özellik GP veya PP harcayarak geliştirilemez. Tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.

Üç Kişinin Sırrı Ishichou ile karakter arasında geçen konuşmalar sırasında karaktere verilen gizli görev nedeniyle, Ishichou’nun karaktere duyduğu güven artmıştır. Bu sayede karakter Ishichou’ya daha ulaşabilir olduğu gibi, karakterin bilgi erişimi, görüş alışverişi veya benzeri konularda Ishichou tarafından daha iyi bir yönlendirilmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, Ishichou’nun artan güveni karakterler üzerinde başarı konusunda daha büyük baskı oluşturmaktadır. Karakter hatalı karar almaktan ve hatalı adımlar atmaktan çekinmektedir. Bu nedenle karakter, doğrudan bir aksiyon alırken daha öncekilere nazaran daha düşünceli bir şekilde hareket etmektedir.

Bu özellik karakterin diğer shinobi ve kişilerle etkileşimine herhangi bir etkide bulunmaz. Bununla birlikte tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.



Profil
Güç: 10
Çeviklik: 11
Kondisyon: 6
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 10
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
*[Kondisyon] Form: 10
*[Potansiyel] Ninshuu: 5
[Varlık] Aldatma: 1
*[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin, D-rank
Otonaku Ashi Jutsu, D-rank
Girigiri, D-Rank
Kizetsu no Jutsu, C-Rank
Choune no Jutsu, C-rank
Jintei, C-Rank
Raiton no Yoroi, A-rank
Raiyata, A-rank


Taijutsu
Musatsu Stili, B-Rank

Genjutsu
Kokuangyou no Jutsu, A-rank
Shibou no Jutsu, B-rank

Özel mod
Kage no Senshi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Kaderin cilvesi sonucu elde edilen Wakizashi (Sırtında bulundurur)
-Özel Üretim Tantou (Belinde, ulaşımı oldukça kolay bir yerde bulundurur)
-Ryu'nun ekstra shinobi ekipmanlarını koymak için kullandığı özel üretim ekipman çantası (Sağ bacağında ulaşımı kolay bir yerde asılıdır.)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by GM - Naruto » August 8th, 2019, 10:26 am

Narihira’nın sessizliği seni başından beri istemediğin sorumluluk alma olayına hafifçe de olsa iterken, verdiğin cevap arkanızdaki kişiler için yeterli oluyor. Her ne kadar arkanızdaki adamlara Ganmaru’nun nerede olduğunu sormuş olsanız da, sizinle konuşan adam “Gerek yok, zaten Akasuki-san'ı karşılamaya gelecekti. Sizi de aradan çıkartır.” diyor. Bu cevapla birlikte, karargahın içine girmeye yönelik düşünceleriniz şimdilik askıya alınmış gibi görünürken, sizinle konuşan adam yanındaki kişiye dönerek “Yosu-san’ın iki adamının geldiğini söylersin. Ayrıca Akasuki-san’ın hazır olduğunu da söylersin.” diyor. Yanındaki adam sadece başını sallayarak cevap verirken, senin esas dikkatin Narihira’nın üzerinde oluyor. Halen de Ganmaru’nun gelecek olmasının şokunu üzerinden atamamış gibi duran Narihira, adeta senin yönlendirmenle hareket edecek gibi dururken sizinle konuşan adam “İsterseniz yan tarafa geçelim.” diyor, karargahın göremediğiniz sol tarafını işaret ederken.

Adamın bu komutlarına uymak dışında elinizden daha fazla bir şey gelmeyeceğini bildiğiniz için adımlarınızı bu kez onunkilere uydururken, birkaç kişinin ekipman tamiratı yaptığını ve bazılarının erzak ayarlamaya çalıştığını görüyorsun. Ancak çevreye olan dikkatini Narihira’nın neredeyse ayaklarını sürürcesine yaptığı zorlama yürüyüş sebebiyle ona destek olman gerekmesinden dolayı tam olarak veremiyorsun. Nitekim, çevrede çok da dikkat çekici bir durum olmadığını söylemek mümkün görünüyor. Ancak binanın sol tarafına yaklaştıkça gürültülerin artmaya başladığını fark etmenle dikkatini bu seslere odakladığında, sanki tezahüratlar yapılır gibi gelen sesler ilgini çekmeye başlıyor.

Binanın sol tarafına doğru döndüğünüzde karşınızda büyük sayılabilecek bir antrenman alanı çıkıyor. Zemini beton dökülmüş, ancak yer yer çamurlu alanların da bulunduğu bu yer, duvardan duvara olacak kadar büyük duruyor. Alanın içerisinde toplanan bir kalabalık, bu kalabalığın bina kısmına doğru tarafında ise sıralanmış kişiler bulunuyor. Sanki ünlü birinin etrafı sarılmış ve diğer kişiler de bu manzarayı izler gibi bir görüntü karşınızda dururken sizinle konuşan adam “Akasuki-san’ı duymuşsunuzdur. Burada da baya popüler diyor.” gülümseyerek. Kalabalığın ortasına aldığı kişiyi net bir şekilde seçememen bir yana, bahsettiği isimle ilgili en ufak bir fikrin olmaması nedeniyle sadece adamın gülümsemesine eşlik ederken Narihira zorla açtığı ağzından “Ganmaru-sama’nın kız kardeşini buraya getirdiğini bilmiyordum.” diyor. Durumu bir nebze de olsa açıklamaya yarayan bu cümlelerin ardından size eşlik eden adam “Burada bekleyebilirsiniz, ben de Akasuki-san’a bir selam verebilirim belki.” diyor yüzüne yayılan kızarıklığın süsü olan bir gülümsemeyle.

Adamın yanından uzaklaşmasıyla beraber Narihira’ya sormak istediğin soruyu sorabilmek için bir fırsatın oluyor. Narihira halen daha kendisini toparlama çabası içinde bulunurken “Ganmaru’nun nasıl biri olduğunu söylemiştim ya…” diyor ve kısa bir sessizlikten sonra “Bu hiç iyi değil Ryu-san… Hem onunla karşılaşacak ve konuşacak olmak… Hayır hayır… Bu yine iyi…” diyor. Bakışlarını karşınızdaki kalabalık gruptan ayırmayan Narihira “Akasuki’nin burada olması hiç iyi değil… Onu yetiştiren kişi bizzat Ganmaru ve biz de Akasuki’nin ne kadar iyi olduğunu kanıtlaması için yem olacağız! Lanet olsun!” diyor. Durumla ilgili olarak karışık cümleler kurmaya başlayan Narihira tüm dikkatini halen daha kalabalıkta korurken duvar tarafındaki kişilerin birden hizaya geçmesi ve kalabalığın da dağılmasıyla bir şeyler olduğunu anlayabiliyorsunuz. Bu esnada Akasuki ise tek başına alanın ortasında bir başına kalırken onu net bir şekilde görebiliyorsun. 170 cm boylarında, gümüş renge kaçan sarı saçları bulunan ve üzerinde klasik bir shinobi kıyafetine benzer kıyafetleri bulunan Akasuki’nin kafasında Amegakure alınbandı olduğunu fark ediyorsun. Kendini beğenmişlikten uzak, sevecen ve dik bir duruşla yüzündeki hafif tebessümle duvara doğru olacak şekilde duran Akasuki’nin neden bu kadar ilgiyi üzerinde topladığının bir diğer açıklamasının da sahip olduğu güzelliği olduğunu fark edebiliyorsun.
Amano Akasuki
Image
Tam bu esnada duvar tarafında yaşanan hareketlilik ile dikkatin bu yöne kayarken duvarda bulunan ahşap bir kapıdan 180 cm boyların atletik vücutlu, sarı saçlı, yüzünde birçok yara, üstündeki kıyafetleri parçalanmış ve özensiz duran, yüzünde rahatsız edici bir gülümsemesi bulunan Ganmaru’yu görüyorsun. Onun hemen ardından kapıdan çıkan diğer iki kişi, Ganmaru’nun yaydığı auranın etkisiyle silik tipler olmaktan öteye geçemezken, Ganmaru doğruca Akasuki’nin yanına doğru gidiyor. Akasuki saygılı bir şekilde eğilerek Ganmaru’ya selam verirken, Ganmaru onu çenesinden tutup kaldırıyor ve ona sarılıveriyor. Ganmaru “Hoşgeldin kardeşim. Yolculuğun iyi geçti, değil mi?” diye sormasının ardından Akasuki duru bir ses tonuyla “Sağ olun Ganmaru-sama… Her şey olması gerektiği gibiydi ve hiçbir sıkıntı çıkmadı. Sizi gördüğüme minnettarım.” diyor. Bu sözlerin ardından Ganmaru elini Akasuki’nin omzuna koyup birkaç kez yavaşça vururken yanındaki adamlardan bir tanesine dönerek “Yosu’nun adamları nerede?” diye soruyor. Bu adam doğrudan sizi işaret ederken, ilk kez Ganmaru ile bakışlarınız kesişiyor. Narihira’nın birden titreyen göz bebekleri seni daha güçlü durmaya iterken Ganmaru’nun yayılan aurasından bir nebze de olsa etkileniyorsun. Onun savaşta yaptıkları, Kageyasu tarafından öldürüldüğü düşünülmesine rağmen halen hayatta olması gibi düşünceler kafanın içinde yankılanırken Ganmaru “Dikilmeyi kesin ve buraya gelin!” diye bağırıyor. Sanki Tanrı’nın bir buyruğuymuş gibi Narihira hızla yerinden hareket ederken sen de ister istemez ona ayak uydurmak durumunda kalıyorsun. Narihira ile birlikte Ganmaru’nun birkaç metre ötesinde durduğunuz anda Narihira “Ganmaru-sama!” deyip eğilerek selamını veriyor.

Aradaki selamlaşma faslının ardından Ganmaru ikinizi de birkaç saniye süzüyor. Ruhunuza kadar işleyen bakışların altında ezilmemek için olağan tüm çabanızı vermenizin ardından Ganmaru “Yosu nasıl? Biz sadece elimizi değil tüm vücudumuzu kana bularken, sıcak koltuğunda rahat mıydı?” diye soruyor. Narihira ise Ganmaru ile göz göze gelmekten çekinircesine “Kendisi iyi ve tüm çabanızı Efendi Riaru gibi takdir ediyor. Her fırsatta sizlerin yanında olmak istediğini dile getirdi, ancak Efendi Riaru böyle olmasını daha uygun gördü.” diyor. Narihira’nın sözleri üzerine Ganmaru bir kahkaha patlatırken “Demek Yosu adamlarına küstahlığı da öğretiyor ha? Biz onun pısırık bir amcık olduğunu biliyoruz oysa!” dedikten sonra bakışlarını sana çevirirken “Öyle değil mi?” diyor. Bu noktada Ganmaru’nun sorusuna cevap verme işinin sana düştüğünü ve Narihira’nın hiçbir şekilde ağzını açmayacağını biliyorsun. Aynı sıralarda Akasuki’nin yumuşak ve Ganmaru’nun aksine insanın için okşayan bakışlarını da üzerinde hissediyorsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jirou Ryu
Ishigakure
Ishigakure
Posts:292
Joined:September 1st, 2018, 8:08 pm
Künye:

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by Jirou Ryu » August 8th, 2019, 4:03 pm

Savaş alanında bile nabzımın bu denli şerbet göstermemişti. Ya da hayatımın herhangi bir noktasında, basit bir insanın ağzından çıkan sözlerin bu denli etki bıraktığını hatırlayamıyordum bile. Muhtemelen bir şekilde buradan yaşayarak çıkarsam, yüzünü bile hatırlamaktan uzak olacağım bu iki muhafız, şimdi sözcükleriyle nabzımı etkiliyordu. Bu durumu bir şekilde idare edebilsem bile, Narihira garip bir şekilde daha da kötü bir hale bürünüyordu. Bunca zamandır bir casus olarak İshigakure ve Riaru arasında köprü görevi gören bu adamın, şimdi böyle bir anda bu kadar stres haline bürünmesi ona kesinlikle yakıştırmadığım bir ruh haliydi. Onun aksine benim öyle davranmam, onunsa kontrolü ellerinde tutan rahat adam portresinde olması gerekirken hemde.

Bunun bir diğer anlamı benim için, almak istemediğim o sorumluluğu almış olmamdı. Oysa benden istenen bu değildi. Sorumluluk almak değil, tam aksine sorumluluk alan Narihira'ya destek vermem gerekiyordu. Bu insanların dilinden anlayan oydu ve onlara karşı beslediği tek şey öfke ile öldürme arzusu olan ben bu işin altından kalkabileceğimden emin değildim. Narihira, ürktüğü için Ganmaru ile karşılaşmaktan korkuyordu; fakat ben tam aksine, o metrelerce önümdeyken boğazına wakizashi'yi saplamamak için, kendime nasıl engel olabileceğimden emin olmadığım için çekiniyordum. Her şeyi berbat etmek için gereken tek şey, tutuşmaya hazır olan bu aleve kuvvetli bir kıvılcımdı sadece. Ve Ganmaru'ya öldürücü bir hamle yapma denemesinde bulunmak, fazlasıyla kuvvetli bir kıvılcımdı.

Tüm bu düşünceler kafamı kurcalarken, belki bir anlığına tüm bunlardan uzaklaşmak belki de sadece işime yarayabilecek faydalı bir şeyler bulmak için bakışlarım etrafımı kolaçan ederken tam olarak bunu bile yapamıyordum; çünkü Narihira-san gerçek anlamda sıkıntılı bir durumdaydı. Her an çığlık atarak arkasına bakmadan kaçacakmış gibi atıyordu o adımları ve dışarıdan tam anlamıyla saatli bir bomba gibi gözüküyordu.

Tek umduğum biz bu karargahı terk edip, güvenli alana ulaşana kadar patlamamasıydı.

Derin bir nefes, Narihira-san'ın mevcut durumu yüzünden gerilen vücudumu rahatlatması için ciğerlerime dolarken, muhafızı takip eden adımlarımızın bizi getirdiği yerdeki tezahüratlar, Narihira-san'a sormam gereken soruyu sormam için gereken o fırsatı sağlayacak çok güzel bir atmosferi içinde barındırıyordu. Muhafız ve Narihira-san arasındaki konuşmaya kadar orada ne olduğunu bilmesem bile, ilgimi çeken tek şey Narihira-san'a ulaşmak olduğu için umursamamıştım bile. Hatta muhafız selam vermek için yanımızdan usulca ayrılırken, bu durum için Tanrı'ya şükür bile etmeden, hızlıca Narihira'ya dönmüş ve bir süredir içimde tuttuğum o iki kelimeyi net bir şekilde sormuştum.

Aldığım cevabın ise başka bir karmaşa olması ayrı bir hayal kırıklığıydı benim için. Tüm bu görev sırasında aklı başında bir Narihira'ya ihtiyacım olmasına rağmen, o tamamen aklını kaybetmiş gibi davranıyordu. Yavaş yavaş Narihira'dan kontrollü elinde tutan o adama geri döneceğine dair umutlarım tükenirken, aklımdaki tek şey fazlasıyla popüler olan Akasuki'nin olayının ne olduğuydu ve Narihira'nın bahsettiği yem meselesinin aslıydı.

O anda ise karmaşa dolu kalabalığın yuvalarına çomak sokulmuş karınca sürüsü gibi dağılıp, Akasuki denen şahsı ortada tek başlarına bırakmalar ile en sonunda bu popülarite kaynağını çıplak gözlerim ile görebilmiştim. Ganmaru'nun bahsi geçen tasvirlerinin tam tersi olan bu kadın, asil ve güzel duruyordu. Gümüş saçları, yumuşak gözleri; ama tam tersi keskin hatları ile ortalamanın çok üstünde bir kadın profiliydi; ama bu noktada emin olamadığım şey bu kadının bu kadar popüler olmasının tek sebebinin güzelliği olup olmadığıydı. Eğer bizzat Ganmaru tarafından eğitilmişse aynı zamanda güçlü olmalıydı; fakat asıl garip olan şey, alın bandıydı.

Neden bir alın bandı vardı? Tam olarak bu grupta rolü neydi?

Tüm sorular ve meraklar tek bir görüntü ile silinip atılınca, asıl önemli şeyin ne olduğunu bir kez daha hatırladım Ganmaru gözlerimin mesafesine girince. Korku, endişe ve en çokta öfkenin kaynaklık yaptığı öldürme arzusu çok kısa bir süreliğine vücudumu ele geçirirken, kendimden çok Narihira'ya dikkat etmem gerektiğinin farkında olarak bu ruh halinden çabucak sıyrılmıştım.

O yüzündeki çarpık gülümsemeyi her ne kadar silip atmak istesemde, bu adamı canlı canlı görmek onun bir canavar olduğunu anlamak için yeterli olmuştu. Ganmaru... Butsou, Kazuo ve Usagi-san'ın tüm çabaları ile savaş alanında durduğu ve Kageyasu-san'ın son darbeyi öldürücü bir şekilde geçirdiği bu adam, yaşıyordu. Bu nasıl olabilirdi, bilmiyordum; ama bir şeyden emindim, bu adam son derece canlı ve güçlü gözüküyordu. Öyle ki, tüm ağırlığı ile yanındaki o iki herifi bile ezip geçiyordu. Kim bilir, belki bir noktaya kadar güçlü sayılabilecek bu herifler, bu her yeri yara beli dolu adamın yanında bir gölgeden farksız gözükmüyordu.

İki kardeşin selamlaşması izlenirken herkes tarafından, benim dikkatim Ganmaru'nun vücudunu sarmış o yaralara kaymıştı. Belki cevap burada saklıydı... Bunca yaraya rağmen ölmemiş bir vücudu, belki de yaralayarak öldüremezdin. Bir yılan gibi, onunda kafasını kesmemiz gerekiyordu belki de.

Vücudunu bir harita gibi inceleyen gözlerim, Ganmaru'nun bizleri sorması ile usulca uzaklaşıp, farklı bir noktaya kayarken, bizi işaret eden adamla birlikte bize dönen o yırtıcı bakışlar ile kesişmek sandığımdan çok daha zor olmuştu; ama olabildiğince güçlü durmaya başlamış, onu bir düşman olarak algılamaktan ziyade, bir yoldaş olarak görmeye zorlamıştım kendimi. Bir noktaya kadar işe yaramış olsa da, Narihira kesinlikle sıkıntı olmaya devam ediyordu. Bu bir kaç saniyelik an, defalarca kez bu herifin nasıl ölmediğini sorgulayan zihnim için saatlerce sürmüş gibi olurken, o güçlü ses tonuyla bize bağırdığında, Narihira-san hışımla ilerlemesine olabildiğince en çabuk şekilde tepki verip, peşine takılmıştım. Hoş komut bekleyen bir evcil hayvan gibi, bir anda harekete geçen Narihira-san'ın her türlü bir kaç adım arkasında kalmıştım; ama asıl mesele, bu herifin yakından çok daha korkutucu görünmesiydi. Arada bir metreden az bir mesafe varken, hızlı ve net bir hamle boğazına ulaşabileceğim fikri arsız bir çocuk gibi zihnimde dolanıyordu.

O fikre uymamak ise temennimdi. Tek düşünmem gereken şey, bu kadar yakın bir mesafedeyken Narihira-san'ın bir pot kırmaması olmalıydı.

Selamlaşma faslı çok kısa; ama selamlaşma faslının ardından gelen o gözler tarafından taranma işlemi oldukça uzun sürmüştü sanki. Kalp atışlarım hızlanırken, yaptığım en iyi şeyi yapıp bu durumu yüzüme ve vücuduma yansıtmamak için uğraşmak ilk defa zor gelmişti bana; ama en sonunda o bakışlar yerini sözlere bıraktığında, kısa bir rahatlama vücudumu ele geçirmişti. Yosu dedikleri adam bile kim tam olarak bilmezken, Ganmaru'nun sözlerinden hoşnut olmadığı şeylerin olduğunu anlamak zor değildi. Narihira ise karşı tarafı rencide etmeden, Yosu-san'ı koruyan sadık adam rolünde gibi gözüküyordu. Peki ben? Ben neydim? Benim bu sikik yerde, rolüm neydi? Bilmiyordum.

Tam bu anda ise Ganmaru bana yönelmişti. Göz bebeklerim sorduğu soruyla birlikte gözlerinin içine kitlenirken, Narihira-san'ın aksine bir çekingenlik belirtisi göstermek gibi bir niyetim yoktu. Basit bir soru sormuştu. Aslında onun sözlerine katılıp katılmadığımı öğrenmek istiyordu. Çok düşünmedim ama konuşmadan önce kısa bir an, Ganmaru'nun gözlerinin içine rahatça bakan bakışlarım ilgisizlik pırıltısı ile doluyken, Ganmaru'ya kıyasla çok daha yumuşak bir aura ile bana bakan Akasuki'ye kaydı. Bu bakışma belki bir saniye, belki de bir saniyeden daha az sürdükten sonra: "Bu soruya cevap vermek benim haddimi aşar Ganmaru-sama; ama ben de benzer bir fikirle Yosu-sama'nın sadece Efendi Riaru'nun iradesini taşıyan emirleri yerine getirdiğini düşünüyorum." dedim sakin ve kendimden emin bir tonda. Saldırgan bir tutum sergilemedim; ama bu noktada Ganmaru'nun bu davranışı ile sadece Yosu denen adama değil, aynı zamanda Riaru'nun emirlerine de karşı çıktığını dolaylı yoldan belirtmek istedim.

Bu iki şekilde sonuçlanabilirdi. Ya bu dengesiz adam adamlarının önünde Riaru'nun iradesini karşı çıkmayı bırakır ve biraz yumuşardı ya da dahada sinirlenirdi.
Image
I'm Kita Usagi's bitch.
Künye
İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 235.000 Ryo
Prestij: 2 PP
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0 GP
Motivasyon
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.


Özellikler
Yeni Avcılar Karakter Bingo Kitabı’nda bulunan bir kaçağı başarılı bir şekilde avlamış olduğu için shinobiler içerisinde daha tanınır hale gelmiştir. Bu tanınmanın getirisi olarak da, diğer shinobilerle girdikleri etkileşimlerde, daha saygı duyulur ve sözleri daha dinlenir olmaktadır. Karakterin durum içerisinde mantıklı hareketleri –mevcut stat ve becerileri de dikkate alınarak- diğer shinobiler tarafından fazla sorgulanmaz.

Bu özellik GP veya PP harcayarak geliştirilemez. Tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.

Üç Kişinin Sırrı Ishichou ile karakter arasında geçen konuşmalar sırasında karaktere verilen gizli görev nedeniyle, Ishichou’nun karaktere duyduğu güven artmıştır. Bu sayede karakter Ishichou’ya daha ulaşabilir olduğu gibi, karakterin bilgi erişimi, görüş alışverişi veya benzeri konularda Ishichou tarafından daha iyi bir yönlendirilmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, Ishichou’nun artan güveni karakterler üzerinde başarı konusunda daha büyük baskı oluşturmaktadır. Karakter hatalı karar almaktan ve hatalı adımlar atmaktan çekinmektedir. Bu nedenle karakter, doğrudan bir aksiyon alırken daha öncekilere nazaran daha düşünceli bir şekilde hareket etmektedir.

Bu özellik karakterin diğer shinobi ve kişilerle etkileşimine herhangi bir etkide bulunmaz. Bununla birlikte tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.



Profil
Güç: 10
Çeviklik: 11
Kondisyon: 6
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 10
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
*[Kondisyon] Form: 10
*[Potansiyel] Ninshuu: 5
[Varlık] Aldatma: 1
*[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin, D-rank
Otonaku Ashi Jutsu, D-rank
Girigiri, D-Rank
Kizetsu no Jutsu, C-Rank
Choune no Jutsu, C-rank
Jintei, C-Rank
Raiton no Yoroi, A-rank
Raiyata, A-rank


Taijutsu
Musatsu Stili, B-Rank

Genjutsu
Kokuangyou no Jutsu, A-rank
Shibou no Jutsu, B-rank

Özel mod
Kage no Senshi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Kaderin cilvesi sonucu elde edilen Wakizashi (Sırtında bulundurur)
-Özel Üretim Tantou (Belinde, ulaşımı oldukça kolay bir yerde bulundurur)
-Ryu'nun ekstra shinobi ekipmanlarını koymak için kullandığı özel üretim ekipman çantası (Sağ bacağında ulaşımı kolay bir yerde asılıdır.)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by GM - Naruto » August 9th, 2019, 5:15 pm

Ganmaru senin ağzından çıkacak sözleri, yüzüne yerleştirdiği sinsi bir gülümsemeyle bekliyor. Şu haliyle sizi sorgulamayan ve esas itibariyle sıradan lakırdılar olarak adlandırılabilecek türden muhabbetinize, bir nebze de olsa yön verebilecek durumda bulunuyorsun. Tüm bu bilinçle kafanda oluşan planlarla, cümlelerin ağzından döküldüğü anda Ganmaru bir kahkaha daha patlatıyor. Senin için oldukça sinir bozucu tonda olan bu kahkaha çevredekilerin de yüzünde gülümseme uyandırırken, Narihira’nın da bu gülümsemelere ortak olduğunu görebiliyorsun. Öte yandan ortamın gevşemesi ile Narihira’nın biraz daha kendini toparladığını ve gözlerindeki ışığın tekrar parladığını da fark ediyorsun. Ganmaru kahkahalarını sonlandırdıktan sonra “Efendi Riaru’nun iradesi demek…” diyor. Bu anda yüz hatları birden keskinleşen Ganmaru sana doğru bir adım atıp burnu neredeyse seninkine değecek kadar yakınlaştıktan sonra “Ben o iradeyi gerçek kılmak için kaç kalbi deştim biliyor musun?” dedikten sonra sesi hırıltılı bir tona bürünerek “Buradan döndüğünüzde Yosu’ya de ki, eğer bir kez daha o ılık götünü kurtarmak için arkamdan iş çevirirse, karşımda kimin iradesi olursa olsun, onun kalbini deşerim!” diyor. Ganmaru’nun neredeyse kan kokusuna bürünmüş nefesi iliklerine kadar işlerken, söylediği her bir kelimede ciddi olduğuna ve gerçekten de bu dediğini yapacağına kesinlikle emin oluyorsun. Hatta Narihira’nın Yosu ile bir kez daha görüşme imkanı olduğu takdirde, bu cümleleri senin yerine aynen ona ileteceğinden bile emin oluyorsun.

Suratına neredeyse yapışmış yüzünü geri çeken Ganmaru keskin bakışlarını düşmancıl bir şekilde uzak halde üzerinde tutmaya devam ederken, Akasuki’nin kikirdemeleri ile ortamdaki soğuk hava bir anda değişmeye başlıyor. İki elini çenesinin hemen altında birleştirmiş olan Akasuki’nin yüzüne yayılan gülümsemeyle birlikte bakışlarınız tamamen kendisine döndüğünde, Akasuki “Yine formunuzdasınız Ganmaru-sama!” diyor. Akasuki’nin bu cümlelerine yüzündeki keskin ifadeyi gevşeterek karşılık veren Ganmaru “Öyle mi? Halbuki daha ısınmamıştım bile!” diyor. Bu cümlesinin ardından bir kahkaha daha patlatan Ganmaru’ya çevredekiler de iştirak ederken, Narihira ve senin yüzünde sade bir tebessümden fazlası bulunmuyor.

Kısa süren gülüşme faslının ardından herkes tekrar eski haline bürünürken, Ganmaru bu kez sıradan bir ifadeyle tekrar size dönüyor ve ikinizin arasında gidip gelen bakışlarıyla “Burada bir ihtiyacımız bulunmuyor. Karargahta ekipman sıkıntısı yaşandığı için etraftan silahlar toplattırdım ve onların gelmesini bekliyoruz. Sevkiyat tamamlandıktan sonra ben de karargahtan ayrılacağım.” diyerek buraya gelme amacına yönelik cevabını veriyor. Bu noktada Ganmaru’nun hızlı hızlı konuşması karşısında, asıl niyetinin ve söylemek istediklerinin farklı olduğunu net bir şekilde anladığında, Ganmaru bu niyetini de hemen ortaya atıveriyor. Bu kez bakışları sende sabitlenen Ganmaru “Seni daha önce gördüğümü hiç hatırlamıyorum!” diyerek üzerindeki baskıyı arttırırken Narihira bir anda lafa atlıyor ve “Kendisi Yosu-san’ın ajanlarından birisi. Bugüne kadar pek ortalıkta olmamasının sebebi de bu.” diyor. Bu cümlelerin ardından konuşmaya bu kez Akasuki dahil oluyor ve “Amegakure’den değil sanırım. Ne kayıtlarda ne de köyde kendisini görmedim.” diyor. Akasuki’nin cümlelerinin ardından Ganmaru’nun üzerindeki bakışları biraz daha sorgulayıcı bir hal alırken Narihira yüzüne ufak bir tebessüm konduruyor ve “Yosu-san’ın nasıl biri olduğunu bilirsiniz Akasuki-sama! Eğer gördüğünüz bir yüz olsaydı ve yeterince güçlü olmasaydı, zaten onun adamı olamazdı.” diyor. Narihira’nın bu konuşması ile Akasuki’nin yüzünde tekrar bir tebessüm oluşurken, Ganmaru heyecanlı bir yüz ifadesine bürünerek “En sevdiğim adam tipi! Hem güçlü hem de gizemli!” diyor. Ganmaru yüzünde büyük bir gülümsemeyle elini sağ omzuna koyarken, hafifçe omzunu sıkmaya başlıyor. Sanki yıllardır güvendiği bir adammışsın gibi omzuna birkaç kez vurduktan sonra “Gizemini gördük, anladık. Gücünü de görelim mi?” diyor. Bir sorudan çok emir tadında çıkan bu cümlelerin ardından bu kez bakışlarını Akasuki’ye döndüren Ganmaru “Hem senin de ne kadar geliştiğini görürüz!” diyor. Akasuki’nin rakibin olacağını söylediği bu cümlesine karşılık Akasuki “Nasıl arzu ederseniz Ganmaru-sama.” diyerek karşılık veriyor ve hemen ardından sana bakarak “Kendimizi tutmak yok, anlaştık mı?” diyor. Bu cümlelerinden sonra Akasuki ve Ganmaru bulundukları noktadan ayrılıp tam karşı yönünde yürüyerek senden uzaklaşırken, kalabalık iki yana ayrılıyor ve sen de Narihira ile sadece kendinizin duyabileceği şekilde konuşma imkanına sahip oluyorsun.
Off Topic
Konu "Ishigakure Köy Meydanı" forumunda "Yağmur Ülkesi" forumuna taşınmıştır.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jirou Ryu
Ishigakure
Ishigakure
Posts:292
Joined:September 1st, 2018, 8:08 pm
Künye:

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by Jirou Ryu » August 10th, 2019, 2:44 am

Hayatımda ton olarak çok daha iğrenç kahkahalara maruz kalmıştım; ama en çok sinirimi bozan buydu. Tenimi aşıyor, vücudumun derinliklerine nüfuz ediyor ve kalbime ulaşıp kan pompalamak yerine öfke pompalamasını sağlıyordu. Öyle ki, o kahkahalar zihnimde her yankılandığında, vücuduma dolan öfkeyi dışarı yansıtmamak için zor tutuyordum kendimi. Bu adeta kusacak kadar çok yeyip, yediklerini kusmamak için çaba göstermek gibi bir şeydi. İğrençti ve katlanılması zordu; ama tüm bunlara katlanmak için, çok güzel bi sebep vardı elimde. Oda ortamın yumuşadığını hisseden Narihira'nın en sonunda bir nebze de olsa toparlanmış olmasıydı. Eğer o benle olmazsa, buradan çıkamazdık. Onun bilgi ve deneyimine ihtiyacım vardı. O, en başta tanıdığım Narihira olduğu sürece, bizim yaşama ihtimalimiz hep bir tık daha yüksekti ve kabul etmem gerekirse, onun güven verici varlığı, bu korkutucu ve tamamen yabancı olduğum atmosferde beni daha rahat kılıyordu; çünkü Narihira, benim için fazlasıyla tanıdık hissiyat barındıran bir dost olmuştu çoktan.

Gözlerim bu sevindirici havadisi bizzat gözlemlerken, kahkahalar kesilmişti; ama yerini alan şey bende benzer hisler uyandıran başka bir şeydi sadece. Bu adamın nefes alması, gülmesi veya konuşması... Fark etmiyordu. Sinirlerimi bozuyordu ve onu gerçek anlamda öldürmek istiyordum ve bu arzum içimde bir yerlerde artıkça, Ganmaru'nun tüm o korkutuculuğu zihnimde yok oluyordu. Sanki ona saldırmam için, tüm şartları sağlayan biri vardı içimde; ama yetersizdi. Bu görevi hiç etmemi sağlaması için, çok daha fazla uğraşması gerekiyordu. Yanlış noktaları benden alıyordu. Zira bu adama saldırmıyor oluşumun sebebi gerçek anlamda korku değildi. Saldırmıyordum; çünkü saldırırsam her şeyi mahvedecek olacağımı biliyordum. Bu noktada benden alınması gereken şey, sağduyudan başka bir şey değildi.

Onun bakışlarına kitlenmiş bakışlarım o hızlıca üzerime atılıp, o pis nefesini yüzümde hissedebileceğim kadar dibime girdiğinde, yapabildiğim en iyi şeyi yaparak, tepkisiz kalmış ve o mesafeden gözlerinin içine bakmaya devam etmiştim. O sözlerini söylerken ise, bir buzu andıran donukluk ile karşılık vermiştim sadece; ama tek bir an, Riaru'nun iradesini gerçek kılmak için deştiği o kalplerden bahsederken, tek bir an her şeyi mahvedecek noktaya dayandığımı ve bu kadar birbirimize yakınken, o aptalca saldırıyı yapacağımı sanmıştım; çünkü o deştiği kalplerin, çoğunun kimlere ait olduğunu biliyordum. İsimlerini sayabilir, yüzlerini tarif edebilir ve hatta çoğu ile paylaştığım bir düzine kadar anıyı burada soluksuz anlatabilirdim. Bu piç bundan sevinç ve övünç duyuyordu ve bu beni mahvediyordu...

Kafasını geri çektiği anda, yumruğumu sıkmamak için zoru zoruna gerdiğim kaslarımı, aldığım sıradan nefeslere yer yer sıkıştırdığım derin nefeslerle gevşetmeye çalışırken, hayatımda gerçek anlamda duygularımı gizlemek için bu kadar zorlandığımı hatırlamıyordum.

Bu bir ilkti ve bir şekilde buradan canlı çıkarsam son olacaktı.

Göz bebeklerim nefesindeki kan kokusu benden uzaklaşsa bile, gözlerindeki düşmanlık ile kan arzusu ile hâlâ o kan hissiyatını bana ulaştıran Ganmaru'dan bakışlarımı uzaklaştırmadım. Onun aksine düşmanlık sergilemek yerine, sadece onu dinleyen ve hareketlerini takip eden biri oldum. Bu anlarda ortamın yumuşaması veya kız kardeşinin araya girip bir şeyler gevelemesi bile umurumda olmadı esasen. Bazen istemsizce tebessüm etsem bile, odağım tamamen bu herifin kendisine yayılmış ve yapışmıştı.

Bu andan sonrası ise kaostu benim için. Bulunduğum ortamı kalp ritmi olarak değerlendirebilirdim. Bir anı, diğer anını kesinlikle tutmuyordu ve en son geldiğimiz nokta, tamamen zirveydi. Diğerlerini bilmiyordum; ama Ganmaru ortamı bizim açımızdan germişti. Zira buraya geliş amacımıza dair konuştuktan hemen sonra, girdiği devam konuşması benim tamamen tıkandığım noktaydı. Eğer bu anda Narihira hızlıca araya girip, ipleri kontrol altında tutmasaydı muhtemelen bir noktada pot kırardım. Zira Narihira benim adıma konuşup, sahte profilimi tamamlarken, sadece izliyor ve sanki hiç gerilmemiş gibi takılmaya çalışıyordum.

Gerilmiştim fakat... Ama buna rağmen odağımın bir parçasını konuşmaya verebilmiştim. Özellikle Akasuki denen kadının araya girdikten sonraki konuşması, bu odağımdan nasibini alan kısımdı. Bu kadının Amegakure'de casusluk yaptığına emindim; çünkü saçmalık derecesinde, oradaki tüm shinobilere vakıfmış gibi gözüküyordu ve muhtemelen çok daha fazlasına sahipti. Bir casustu ve Ganmaru için önemli gibi gözüküyordu.

Bu noktada ipleri tamamen Narihira bırakmışken, başıma gelecek şeylerin hiç farkında değildim; çünkü olaylar o kadar hızlı gelişiyordu ki, Ganmaru'nun bir anda omzumu sıkmaya başlaması ve hemen akabinde gelen konuşmanın devamında işin bir müsabaka bürünmesi... Çok aniydi; ama neyse ki, Akasuki bu dövüşü onaylayan ilk kişi olarak bana idrak edebilmem için bir fırsat vermişti. O fırsatı iyi değerlendirip Akasuki'nin hemen ardından: "Arzunuz benim için bir emirdir Ganmaru-sama." diyerek bu dövüşü başka bir çarem olmayarak onaylamıştım. Ama Ganmaru'nun onayıma ihtiyacı olmadığını çoktan uzaklaştırdığı adımlarından anlayabilmiştim.

Herkes uzaklaşması ile doğan açıktan hızlıca: "Haklı çıktın Akasuki konusunda." diyerek faydalancak ve hemen sonra: "Sana anlattığım hikaye... Şu av zamanı olmadığı halde avlanan iki avcının hikayesi. Hikayenin sonu hakkında yalan söyledim, avlandıkları açığa çıktıktan sonra sonları kötü bitiyor aslında. Orman halkı tarafından suçlu bulunuyorlar ve o kısıtlı zamanda ölüyorlar. Hikayenin aslını bende Yosu-sama'dan öğrenmiştim zamanında. " diye devam edecektim göz ucuyla Ganmaru ve kız kardeşini keserken. Tüm bu konuşmayı kısık sesle ve olabildiğince gizleyebildiğim bir şekilde, Narihira'ya aktarmama rağmen şifreli konuşma ihtiyacı duydum; çünkü ormandaki hadise hâlâ aklımı kurcalıyordu ve kimin ne özellik barındırdığını bilmediğim bu ortamda, açık bir şekilde konuşarak bizi ifşa etmek istemiyordum. Umuyordum ki, Narihira anlatmak istediğim şeyi anlardı. Buraya en son ayak basan bizlerdik ve bir şekilde eğer ormandaki cesetler buradakiler tarafından öğrenilirse, görünür tek suçluda bizdik. Ve bu her an gerçekleşebilecek bir olaydı. Ayağı kalkmadan önce Narihira'nın varsa söyleyeceği bir şeyi dinleyecek yoksa ise ayaklanıp dövüşeceğimizi düşündüğüm o önceden gördüğüm dövüş alanının ortasına hareketlenecektim. Akasuki gelene kadar duruşumu ve dingin halimi korurken, Akasuki karşıma dikildiğinde savaşmak için: "Bu savaş senle bizim aramızda bir savaş değil. Ganmaru-sama ile Yosu-sama arasında, biliyorsun değil mi?" diyecek ve Raiton no Yoroi'yi aktifleştirirken: " Ve ben Yosu-sama adına savaşırken, kaybetmekten nefret ederim."
Image
I'm Kita Usagi's bitch.
Künye
İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 235.000 Ryo
Prestij: 2 PP
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0 GP
Motivasyon
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.


Özellikler
Yeni Avcılar Karakter Bingo Kitabı’nda bulunan bir kaçağı başarılı bir şekilde avlamış olduğu için shinobiler içerisinde daha tanınır hale gelmiştir. Bu tanınmanın getirisi olarak da, diğer shinobilerle girdikleri etkileşimlerde, daha saygı duyulur ve sözleri daha dinlenir olmaktadır. Karakterin durum içerisinde mantıklı hareketleri –mevcut stat ve becerileri de dikkate alınarak- diğer shinobiler tarafından fazla sorgulanmaz.

Bu özellik GP veya PP harcayarak geliştirilemez. Tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.

Üç Kişinin Sırrı Ishichou ile karakter arasında geçen konuşmalar sırasında karaktere verilen gizli görev nedeniyle, Ishichou’nun karaktere duyduğu güven artmıştır. Bu sayede karakter Ishichou’ya daha ulaşabilir olduğu gibi, karakterin bilgi erişimi, görüş alışverişi veya benzeri konularda Ishichou tarafından daha iyi bir yönlendirilmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, Ishichou’nun artan güveni karakterler üzerinde başarı konusunda daha büyük baskı oluşturmaktadır. Karakter hatalı karar almaktan ve hatalı adımlar atmaktan çekinmektedir. Bu nedenle karakter, doğrudan bir aksiyon alırken daha öncekilere nazaran daha düşünceli bir şekilde hareket etmektedir.

Bu özellik karakterin diğer shinobi ve kişilerle etkileşimine herhangi bir etkide bulunmaz. Bununla birlikte tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.



Profil
Güç: 10
Çeviklik: 11
Kondisyon: 6
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 10
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
*[Kondisyon] Form: 10
*[Potansiyel] Ninshuu: 5
[Varlık] Aldatma: 1
*[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin, D-rank
Otonaku Ashi Jutsu, D-rank
Girigiri, D-Rank
Kizetsu no Jutsu, C-Rank
Choune no Jutsu, C-rank
Jintei, C-Rank
Raiton no Yoroi, A-rank
Raiyata, A-rank


Taijutsu
Musatsu Stili, B-Rank

Genjutsu
Kokuangyou no Jutsu, A-rank
Shibou no Jutsu, B-rank

Özel mod
Kage no Senshi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Kaderin cilvesi sonucu elde edilen Wakizashi (Sırtında bulundurur)
-Özel Üretim Tantou (Belinde, ulaşımı oldukça kolay bir yerde bulundurur)
-Ryu'nun ekstra shinobi ekipmanlarını koymak için kullandığı özel üretim ekipman çantası (Sağ bacağında ulaşımı kolay bir yerde asılıdır.)
Locked

Return to “Yağmur Ülkesi”