[Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by GM - Naruto » August 22nd, 2019, 2:18 pm

Narihira’ya yönelik söylediğin cümleler, onun yüzünde daha düşünceli bir ifadeye sebep olurken tüm gözlerin üzerinde olduğu bilinciyle wakizashinin kınından çekmeye başlıyorsun. Bu esnada boştaki elinde Shunshin için gerekli el mührünü yaptığın anda hareketlenmeye de başlıyorsun. Akasuki’nin hemen ardında olduğun esnada ise wakizashinin kınında kalan kısmını da çekiyorsun. Akasuki’ye wakizashini saplamak için hamleni yapmaya başladığın anda “RAIGATA!” şeklindeki bir bağırışı duyarak nelerle karşılaşabileceğini hissediyorsun. Wakizashin ile Akasuki arasında bir parmak kalınlığında bir mesafe kaldığı anda ise, vücudundan geçen yüksek elektrik akımını hissederek kaskatı kesiliyorsun! Bir anda hemen solunda beliren Ganmaru’nun kan arayan gözlerini üstünde hissettiğin anda Ganmaru sol eliyle seni kafandan yakalıyor ve sert bir şekilde yere indiriyor! Yere çarpan kafanın bir miktar yerin altına girdiğini ve kafanın arka kısmında bir kanama meydana geldiğini anlayabiliyor olsan da, Ganmaru büyük bir baskıyla kafanı sıkmaya devam ediyor!

Vücudun halen daha yolladığın komutlara tepki veremezken, Ganmaru bir parça yerin içine soktuğun kafanı hafifçe kaldırıyor ve neredeyse kudurmuş bir köpeği andıran bir ifadeyle “Seni pısırık amcık! Karşına geçtim ve rakibin benim dedim! Sense kardeşimin canını alabileceğini düşündün!” diyor. Bu sözlerinin ardından kafanı bir kez daha sertçe yere vuran Ganmaru, yaptığı işten büyük bir haz alıyormuşçasına gülmeye başlarken “Senden sadece kolunu alacaktım ancak şimdi canını alacağım!” diyor. Yüzündeki her bir mimikle bu cümlelerini destekleyen Ganmaru gözleriyle boştaki elini işaret ederek “Bu eli iyi takip et amcık herif! Kalbini nasıl deşeceğini dikkatle izle!” diyor. Hemen ardından ise elini hızlı bir şekilde kalbinin olduğu noktaya doğru indirmeye başlıyor! Bedenini hareket ettirmek istesen de, zihninden gelen komutlara halen daha itaat etmeyen vücudun parmak uçlarını hareket ettirmek gibi ufak tefek tepkiler vermek dışında başkaca hiçbir şey yapmıyor! Gözlerinin önünde kalbine doğru inen Ganmaru’nun elinin vücuduna girmesini engelleyecek hiçbir şeyin olmadığını bir kez daha anladığında, sadece anne ve babana kavuşacak olmanın avuntusunu duyuyorsun.

“Suiton; Mizuame Bakujou!”


“Fuuton; Haouri no Jutsu!”

Sadece birkaç saniye öncesine kadar ölümün sana sunacağı tek avuntuyla beklerken bir anda kulaklarında yankılanan ve Narihira’ya ait olan sesin yaptığı bir suiton saldırısı ile Ganmaru’nun vücuduna yapışkan bir sıvının yapıştığını ve onu göğsünün üst kısmından başlayarak diz kapağına kadar sıkarcasına sarmaladığını görüyorsun. Narihira'nın saldırısıyla neredeyse eş zamanları olarak Akasuki’ye ait olan sesin fuuton jutsusunun ismini haykırmasını duymanın akabinde Ganmaru’nun sağ kolunun bulunduğu bölgeye attığı bir yumrukla Ganmaru’yu savurduğunu görüyorsun. Henüz yerden kalkabilecek dirayetin olmaması nedeniyle olan bitene sadece bakakalmakla yetindiğin anda Akasuki’nin sinirli suratı görüş açına giriyor. Bakışları doğruca Ganmaru’ya doğru olduğunu düşündüğün Akasuki “Yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum ve vereceğiniz her türlü cezaya razıyım Ganmaru-sama! Ancak bu herifi öldürecek olan kişi benim!” diyor. Avını başka bir avcıya bırakmak niyetinde olmadığını net bir şekilde ortaya koyan Akasuki’nin bu sözlerinin ardından birden Narihira görüş açına giriyor ve seni yerden kaldırmaya çalışıyor. Bu esnada Narihira’nın yaptığı jutsu ile sarmalanmış bir halde halen yerde yatmakta olan Ganmaru’nun suratında büyük bir şaşkınlık görebiliyorsun. Narihira seni kaldırmaya devam ederken “Ben de çok üzgünüm Ganmaru-sama, ancak Yosu-sama için değerli olan birini yaşadığımız ufak bir sürtüşme nedeniyle kaybedemem! Yaptığım şeyden dolayı bir ceza verilecekse de, bunun Yosu-sama tarafından adil bir şekilde verileceğine inanıyorum.” diyor. Narihira’nın bu cümleleriyle birlikte, sol tarafında sana destek olan Narihira ve hemen sağ tarafından seni öldürmek isteyen Akasuki ile birlikte Ganmaru’nun birkaç metre karşısında duruyorsun. Üçünüz de farklı koşullar ve gereksinimler nedeniyle de olsa Ganmaru ile karşı karşıya kalmış olsanız da, hiçbirinizin yüzünde Ganmaru’dan çekindiğinize dair bir ifade bulunmuyor. Bu durum karşısında Ganmaru, basitçe kollarını iki yana açarak kendisini sarmalayan yapışkan sıvıdan kurtulurken hissiz bir ifadeyle “Demek öyle.” demekle yetiniyor. Halen daha üstünde kalan, ancak hareket kabiliyetini kısıtlamayan yapışkanları inceleyen Ganmaru kısa bir sessizliğin ardından “Normal şartlarda üçünüzün de kalbini deşmem gerekiyor. Fakat Akasuki’nin söylediklerine de hak veriyorum.” diyor. Hemen ardından bakışlarını sende sabitleyen Ganmaru “Sen Akasuki’nin avısın ve er ya da geç Akasuki seni Oniji’ye yem edecek!” diyor. Ancak konuşmaya devam edeceği belli olan Ganmaru bu kez bakışlarını Narihira’ya kaydırırken “Bu yaptığına karşılık seni bağışlıyorum. Her ne kadar benim mantalitemde bir davranış olmasa da dostunu koruman hoşuma gitti.” demekle yetiniyor.

Bu konuşmasından sonra size doğru yaklaşmaya başlayan Ganmaru, bu kez Akasuki’ye gözlerini dikerken “Ancak sana merhametli davranamayacağım. Onlar benim adamım değil, ancak sen benim kanımsın!” diyor. Bu cümlelere rağmen yüzünde herhangi bir ifade değişikliği olmayan Akasuki sadece başını eğmekle yetinirken, Ganmaru da hemen karşınızda duruyor. Narihira ve seni bir kez daha dikkatle süzen Ganmaru “Yapacak başka işiniz yoksa gidebilirsiniz. Yosu’yu bekletmeyin.” diyor. Tüm bu yaşananlar sırasında ise vücudun hareket edebilecek konuma gelse de halen da büyük bir uyuşukluk halinde bulunuyorsun ve bu da adım atmak, kolunu sallamak gibi ufak tefek hareketler dışındaki aksiyonların senin için şimdilik mümkün olmayacağını gösteriyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jirou Ryu
Ishigakure
Ishigakure
Posts:292
Joined:September 1st, 2018, 8:08 pm
Künye:

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by Jirou Ryu » August 22nd, 2019, 11:55 pm

Et ile kılıcın buluşmasına santimler, yıldırımın ihanetine ise ramak kala tüm dünyam yavaşladı sanki. Bir çok canı alan bu ellerim, ilk defa bir canı almakla iki canı bertaraf etmenin heyecanı ve bir nebzede, beraberinde gelecek olan ölümün burukluğu ile ürkek ve titrek bir şekilde hareket ediyordu. Bu ise bir çok can almış kan kokan ellerime ziyadesiyle yakışmıyordu; ama ne olabilirdi ki? Bir çok hayali beraberinde barındıran ruhum bile ansızın tepemde bitebilecek ölümün gölgesinden korku ile titrerken, bu etten ve kemikten oluşmuş aciz ellerim nasıl o baskıya dayanabilecekti ki? Ölümü göze almak kesinlikle kolay değildi. Ölümden korkmamak ise kocaman bir yalan. Korkuyordum ve bunun dünyadaki en doğal şey olduğunu, ölüme bir çok kez yakın olmama rağmen; ancak şu an bu kadar içinde olduğum zamanda anlayabiliyordum. Beni durdurmayan ve çoktan o ölüm çizgisini aşmamı sağlayan şey ise tüm bu ölüm korkusundan çok daha baskın olan başka bir duyguydu sadece. Koruma içgüdüsü... Bir dostu korumanın en yoğun ve en güçlü haliydi bu yaptığım sanırım. Pişman değildim ve adeta tüm yaşanmışlığı sırtında taşıyor gibi ilerleyen wakizashi, bu yüzden hiç durmayacakmış gibi ilerliyordu.

Tabii yıldırımın ihanetine kadar... Aynı dakikalar önce kadar wakizashi'nin o ihaneti gibi, bu seferde doğduğum andan beri yatkın olduğum element olan Raiton bana ihanet etmişti. Bazen bedenimi kaplayan bir zırh bazense düşmanımın kalbini delen bir kılıç olan o elektrik, şimdi tüm acımasızlığı ile vücudumun içinden geçmiş ve adeta göklerden inen bir yargı gibi, her şeyi le beni çarpıp etkisiz kılmıştı. Santimler, elimi ne kadar zorlarsam zorlayayım ulaşamadığım bir mesafe haline dönüşmüş ve solumda biten Ganmaru'nun benim ellerimden çok daha fazla kan kokan elleri kafamı bir hiçmiş gibi kavrayıp, sertçe yere çarpmıştı beni. Bedenimin hâlâ canlı olmasına rağmen, erkenden toprakla bir olacak kadar iç içe olması buruk bir his oluştururken içimde, gözlerim bir yandan Narihira'nın kaçıp kaçmadığını tüm o acı silsilesine rağmen kavramaya çalışıyor ve diğer yandan ruhum, ölmüş olma ihtimali yüksek olan ailemin yanına buluşacak olmanın getirdiği o tarifsiz huzur ile arınıyordu sanki.

Bu an, Ganmaru'nun öfke ve öldürme arzusu ile dolu çığlıklarından beni uzaklaştırıyor, adeta öte dünyanın o huzur dolu ışığına yakınlaştırıyordu. Öyle ki, savrulan o el kalbimi paramparça etmek için hızla üzerime doğru gelirken, yüzümde acı ve huzurun karışımından açığa çıkan bir tebessüm, gözlerim ise sonuna kadar kapalı olmasına rağmen, karanlık yerine silik bir ışığın varlığı ile güneşleniyordu adeta.

Ama garip bir şey vardı. Saniyeler geçmesine ve bedenim ölüm tarafından çoktan alıkoyulmuş olması gerekirken, kulaklarım aşina olduğu bir sesin varlığı ile çınlıyordu sadece. Gözlerim yavaşça açıldığında ise Narihira tarafından yapıldığına şahit olduğum bir suiton saldırısının, Ganmaru'yu adeta bir örümceğin avını ördüğü gibi örmesine şahit olmuştum; ama beni asıl şaşırtan şey, Akasuki'nin bu savaşa dahil olmasıydı. Narihira ile çok iyi bir uyum içerisinde hareket edip yaptığı jutsunun eşliğinde attığı yumrukla hayatıma kurtarıyordu.

Şaşkın bakışlarım, Ganmaru'nun bedenimden uzaklaşması ile elde ettiğim görüş sayesinde Akasuki'nin Ganmaru'ya kilitlenen öfke dolu bakışlarında buluşurken, ne yapacağımı bilmiyordum ve şanslıydım ki ne yapacağımı bilmediğim bu anda bedenim zaten bana bir şey yapamazsın dercesine, bitkin ve uyuşuktu.

Saniyeler kadar gözlerime yuva yapmış şaşkınlığım, Akasuki'nin konuşması ile kaybolurken, içim rahatlıyordu. Bu kızın bir an, saçma bir şekilde sırf benim hayatımı kurtarmak için böyle bir şey yaptığını düşünmüş ve onu öldürmeye dair hareket ettiğim tüm o anlardan ötürü utanmaya başlamıştım; ama sarf ettiği sözleri içimi rahatlatmıştı garip bir şekilde. İlk defa bir insan beni öldüreceğini söylediğinde, rahatlamıştım sanırım.

Komikti bu durum.

Narihira... Çok kısa bir an tanışık olmamıza rağmen, tereddütsüz birbirimizin hayatlarını kurtarmak için hareket ettiğimiz bu an ikimiz içinde unutulmaz olacaktı sanırım. O görüş açıma girip, aciz düşmüş vücuduma destek olarak beni ayağı kaldırırken, Akasuki gibi benzer bir açıklama durumuna girişmişti. Aslında o an içinde bulunduğum durumdan ötürü huzursuzdum. Eğer bu adam çıldırır ve hepimize saldırırsa, Narihira benle birlikte ölebilirdi; ama bu noktada ne diyebilirdim ki? Ben onun hayatını kurtarmak için kendi hayatımı bencilce bir şekilde hiç ederken, onunda aynı şeyi yapmasına nasıl kızabilirdim? O yüzden sadece sustum ve olabildiğince güçlü bir şekilde Ganmaru'nun karşısında dikildim.

Bir savaş olacağını sanıyordum; ama Ganmaru bugün beni bir kez daha şaşırtmıştı. Narihira'nın yaptığı jutsu'dan kurtulup, sarf ettiği o sözler hiç beklemediğim sözlerdi. Beni Akasuki'nin avı ilan etmiş, Narihira'nın hareketinden ötürü ona saygı duyduğunu belirmişti. Tek zararlı onla aynı kan bağını paylaşacak kadar şansız(!) olan Akasuki'den başkası değildi. Garip ve karmaşık duygular barındıran bakışlarım kısa bir an, yanımda öylece beni daha sonra öldürmek için Ganmaru ile savaşmayı göze alacak kadar kendinden emin bir şekilde duran kızı süzdü.

Hayatım boyunca unutmayacağım başka bir ilginç insandı sadece. Ganmaru'nun tekrardan konuşması ile hissiz bakışlarım ona dönerken, söylediği sözler ile garip duygular belirmişti içimden. En başından beri duymak istediğimiz bu sözler için, ölümün bu kadar dibine girmemiz gerekmesi garipti çünkü; ama bugüne dair hiçbir şeyin normal sayılmayacak kadar ilginç olması fazla sırıtmamasını sağlıyordu bu durumun. O yüzden sadece gözlerimi Narihira'ya çevirmiş ve elimi beline bir kaç kez dokundurup hareket etmesi için işaret vermiştim. Adımlarımı yavaşça atmaya başladığında ise gerçekten garip hissediyordum. Aslında hâlâ bir yanım, bu çılgın herifin bizi öylece bırakmasını kabul edemiyordu.

Yeteri kadar uzaklaştığımızı düşündüğüm o anda; "Teşekkür ederim. Sana bir can borcum var." diyecektim sadece Narihira'ya kimseye göstermediğim o en samimi ve içten halimle... Belki uzun yılların ardından bu görev bana kan bağı kadar yakın bir ilişki edinmemi sağlamıştı ve eğer bu doğruysa, tüm bu ölüm kalım durumlarına rağmen her zaman güzel şekilde hatırlayacağım bir görev olacaktı benim için.
Image
I'm Kita Usagi's bitch.
Künye
İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 235.000 Ryo
Prestij: 2 PP
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0 GP
Motivasyon
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.


Özellikler
Yeni Avcılar Karakter Bingo Kitabı’nda bulunan bir kaçağı başarılı bir şekilde avlamış olduğu için shinobiler içerisinde daha tanınır hale gelmiştir. Bu tanınmanın getirisi olarak da, diğer shinobilerle girdikleri etkileşimlerde, daha saygı duyulur ve sözleri daha dinlenir olmaktadır. Karakterin durum içerisinde mantıklı hareketleri –mevcut stat ve becerileri de dikkate alınarak- diğer shinobiler tarafından fazla sorgulanmaz.

Bu özellik GP veya PP harcayarak geliştirilemez. Tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.

Üç Kişinin Sırrı Ishichou ile karakter arasında geçen konuşmalar sırasında karaktere verilen gizli görev nedeniyle, Ishichou’nun karaktere duyduğu güven artmıştır. Bu sayede karakter Ishichou’ya daha ulaşabilir olduğu gibi, karakterin bilgi erişimi, görüş alışverişi veya benzeri konularda Ishichou tarafından daha iyi bir yönlendirilmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, Ishichou’nun artan güveni karakterler üzerinde başarı konusunda daha büyük baskı oluşturmaktadır. Karakter hatalı karar almaktan ve hatalı adımlar atmaktan çekinmektedir. Bu nedenle karakter, doğrudan bir aksiyon alırken daha öncekilere nazaran daha düşünceli bir şekilde hareket etmektedir.

Bu özellik karakterin diğer shinobi ve kişilerle etkileşimine herhangi bir etkide bulunmaz. Bununla birlikte tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.



Profil
Güç: 10
Çeviklik: 11
Kondisyon: 6
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 10
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
*[Kondisyon] Form: 10
*[Potansiyel] Ninshuu: 5
[Varlık] Aldatma: 1
*[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin, D-rank
Otonaku Ashi Jutsu, D-rank
Girigiri, D-Rank
Kizetsu no Jutsu, C-Rank
Choune no Jutsu, C-rank
Jintei, C-Rank
Raiton no Yoroi, A-rank
Raiyata, A-rank


Taijutsu
Musatsu Stili, B-Rank

Genjutsu
Kokuangyou no Jutsu, A-rank
Shibou no Jutsu, B-rank

Özel mod
Kage no Senshi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Kaderin cilvesi sonucu elde edilen Wakizashi (Sırtında bulundurur)
-Özel Üretim Tantou (Belinde, ulaşımı oldukça kolay bir yerde bulundurur)
-Ryu'nun ekstra shinobi ekipmanlarını koymak için kullandığı özel üretim ekipman çantası (Sağ bacağında ulaşımı kolay bir yerde asılıdır.)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by GM - Naruto » August 23rd, 2019, 11:24 am

Narihira’nın beline dokunarak yaptığın işaret, köye dönüşünüzün başlangıcını işaret ediyor. Akasuki ile göz göze geldiğin kısa bir anda, aslında onunla ne dost ne de düşman olduğunuz hissi içinde uyanmaya başlıyor. Bunun Akasuki’nin yaydığı tatlı auradan kaynaklı olduğunu, zira seni öldürecek kişi olarak kendini ilan edişiyle farklı yollarda yürüdüğünüzü biliyorsun. Yine de başkaca bir şey yapmadan, yavaşça ilerlemeye başlıyorsunuz. Bu esnada Ganmaru da size doğru sakin adımlarla gelmeye başlıyor. Sizin yolunuzu kesecek şekilde bir anda karşınızda dikilen Ganmaru’nun olası bir psikopatlığına karşı mümkün olduğunca kendinizi hazır tutsanız da, Narihira saygılı bir şekilde kafasını eğerek Ganmaru’yu selamlıyor. Yavaşça çözülmeye başlayan vücudun sana da benzer bir selamlama yapma olanağı sunuyor ve bu faslın ardından Ganmaru hafifçe kafasını öne eğerek selamınıza karşılık veriyor. Birbirinizin yanından geçip giderken hala içinizde Ganmaru’ya karşı fırtınalar kopuyor. Gözle görülebilir olduğunuz sürece, Ganmaru’ya karşı kendinizi korumanız gerektiği düşüncesi kafanızdaki tüm bilgi ve düşünceleri yok etmeye yetiyor.

Birbirinizin yanınızdan geçip gitmenizin ardından sadece birkaç adım sonra Ganmaru’nun “Hoi!” diye seslenmesiyle olduğunuz yerde kalıyorsunuz. Yüzünüzü yavaşça arkanıza döndüğünüzde, Raigata nedeniyle vücudunun kontrolünü kaybetmen ve akabinde olanlar neticesinde Ganmaru’nun yere düşmüş olan wakizashini aldığını görüyorsunuz. “Bunu unutma!” diyen Ganmaru wakizashinin ucu sana doğru olacak şekilde uzatırken, bir anda yerinden hızla fırlıyor ve wakizashini sağ kolunun pazu bölgesine saplıyor! Wakizashin sağ kolunun bu bölgesini keserek kolunun arka kısmından çıkarken, Ganmaru neredeyse kabza kısmına kadar wakizashini sokuyor ve suratını neredeyse suratına değecek kadar yaklaştırırken, wakizashini bir tur çeviriyor! Gözlerindeki o delirmişliği hiçbir şekilde saklama niyeti olmayan Ganmaru “Canını bağışlamam Akasuki’ye verdiğin zararı bağışladığım anlamına gelmiyor!” diyor. Bir anlığına sağ kolundan oluk oluk akmaya başlayan kana bakan Ganmaru, müthiş bir sanat eserine bakarmışçasına duyduğu hazla wakizashini özensizce sapladığı yerden çıkarıp önüne doğru bırakmasının ardından “Kan kaybından öleyim deme! Akasuki’den önce kan kaybından ölüp gitmeden beni üzer.” diyor alay edercesine. Bu sözlerinin ardından adımlarını geri geri atarak Akasuki’nin yanına dönen Ganmaru’ya karşı Narihira hiçbir tepki göstermiyor ve hemen ekipman çantasından çıkardığı bir bezle yaralanan kısmını sarıyor. Vücudunun uyuşukluğu senin için acı hissini azaltmış olsa da, kolunda daha büyük bir hissizlik oluştuğunu da fark ediyorsun. Muhtemelen köyde yapılacak bir tıbbi müdahaleye kadar kolunu kullanamayacağını düşünmeye başlıyorsun. Narihira ise işini bitirdikten sonra “Bir an önce gidelim.” diyor sana.

Karargahtan ayrılıp geldiğiniz güzergah üzerinde hızlı yürümeye devam ettiğiniz sırada Narihira’ya teşekkürünü ediyorsun. Narihira ise gülümseyen bir suratla sana bakarken “Sadece bana değil, Akasuki’ye de var! Bir dahaki sefere dövüştüğünüzde, onun öldürmeden önce bunu hatırlatırsın.” diyor. Hemen ardından ise hafif bir kahkaha atarak “Neyse, en azından sadece kolunla kaldı. Siktiğimin psikopatıyla neden karşı karşıya gelmek istemediğimi anlamışsındır.” diyor.
Off Topic
Kageyasu ile birlikte, Narihira ile buluştuğunuz yere geldiğinizi belirterek RP'ni bitirebilirsin. Yolda konuşmak istediğin, sormak istediğin şeyler varsa bunları da yazabilirsin.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jirou Ryu
Ishigakure
Ishigakure
Posts:292
Joined:September 1st, 2018, 8:08 pm
Künye:

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by Jirou Ryu » August 23rd, 2019, 5:25 pm

Tüm acılarımı içime çekecekmiş gibi derin bir iç çektim. Göz bebeklerim o sırada itaat etmeyerek, adeta bağımsız bir şekilde Akasuki ile göz göze geldiğinde ise hazırlıksız yakalanmıştım; ama o an beni asıl şaşırtan şey Akasuki'nin gözlerinde yatan şeydi. Ne bir düşman ne de bir dost gibi bakıyordu bana. Bu kafamı kurcalıyordu. Sözleriyle her ne kadar beni öldüreceğini söylemiş olsada ve ben her ne kadar hareketlerimle onu öldürmeye çalışmış olsamda, bu kadın bir şekilde kafamı kurcalıyordu. Bir daha kader bizi ne zaman karşı karşıya getirirdi bilmiyordum. Zira benim arkamda, Kaoru'nun arkasındaki gibi geleceğin öngörülerini görebilecek bir adam yoktu; fakat bir daha ne zaman karşılaşırsak karşılaşalım, o karşılaşmanın çok ilginç olacağını biliyordum. O zaman asıl mesele, bu kadını öldürmek durumunda kalırsam gene, ellerimin bugün olduğu gibi kendinden emin olup olamayacağıydı. Ne sebepten olursa olsun ona bir can borcum vardı ve kendimi biraz tanıyorsam, zamanı geldiğinde bu katil ellerim titreyecek ve kendinden asla emin olmayacaktı. Bu bir zaaftı ve sanırım Akasuki en azından bu zaaftan faydalanmayı hak ediyordu.

Bakışlarım, Narihira'nın beline usulca dokunan el hareketlerim ile uyumluca hareket ederken, karşımızda dikilen Ganmaru'nun gözleri ile buluşması hiç istemediğim bir şeydi; ama gözler bir araya geldiğinde, bu noktada şuursuzca gözlerimi çekmek gibi bir hata yapmamıştım. Narihira'yı adeta taklit etmiştim o an sadece. Her şeyim ile bu adamı öldürmek isterken, aynı zamanda ondan korkmayı ve ona saygı duyan adam rolünü canlandırmayı nasıl başarıyordum bilmiyordum; ama önemli değildi. Bir şekilde hayatta kalmış ve görevimizi başarı ile tamamlamıştık.

"Keşke daha güçlü olsaydım... Keşke bugün seni öldüren o adam olsaydım Ganmaru. O çarpık gülümsemen ile seni cehenneme yollamış olsaydım. Bir kaç santim... Sadece bir kaç santim kalmıştı ölmene. Bu anlardan nefret ediyorum! Sürekli kendimden güçlü heriflerden dayak yemekten ve her seferinde hayatta kaldıktan sonra keşke daha güçlü olsaydım demekten... Lanet olsun artık güçlenmek istiyorum!"

Adımlarım yavaşça Ganmaru'nun yanından geçip giderken, hissiz ve duygusuz yüz ifademin altında barınan çılgınca düşünceler içimde fırtınalar koparıyordu; ama işte buradaydık. Bir kez daha güçsüzlüğüm bir tokat gibi yüzüme çarpmıştı. Ne kadar çabalarsam çabalayayım, ne kadar uğraşırsam uğrayayım bazen bu adamların seviyesine ulaşacakmış gibi hissetmiyordum. Bu beni korkutuyordu. Sınırım bu kadar olabileceği, asla bu adamlarla düzgünce mücadele edemeyeceğim gerçeği... Bu bir ihtimaldi ve olabilirdi. Herkesin rolü farklıydı ve belki de benim rolüm bu kadarı ile kısıtlıydı; ama buna rağmen pes etmeyecektim. Her gün çabalamaktan, her gün biraz daha güçlü olabilmek adına ter dökmekten... Bu adeta kafamı defalarca kez çıkmaz bir sokağın ardına geçmek için duvara vurmak gibi bir şey olsada, bunu yapmaya devam edecektim. Güçsüz olmak bana gerçek anlamda bir şey kaybettirmezdi; ama pes etmek, işte o zaman bir çok şeyi kaybedebilirdim. O yüzden belki de bu hayatta bana bahşedilen en iyi özelliğim olan inatçı tarafımdan sonuna dek faydalanacaktım.

Bu derin düşünce halinden, Ganmaru'nun o çirkin sesini bir kez daha duyarak çıkacağımı hiç düşünmemiştim; ama bedenim sanki buna hazırmış gibi, çok hızlı bir şekilde tepki vermiş ve yüzümü ona taraf çevirmişti. Ellerinin arasında bana ait olan bir şeyi tuttuğunu gördüğümde bir kez daha kıskançlık ve öfke krizine girmemek için çabalarken bulmuştum kendimi; ama aslında bu benim hatamdı. Her fırsatta bir yoldaş olarak gördüğüm wakizashi'yi öylece yerde unutmuş ve hatta ellerimin arasından kayıp gittiğini hiç fark etmemiştim.

Ve bu belki de bana büyük bir şeye mal olmuştu. Bir anda sınırlarını aşarak, ihaneti daha büyük bir boyuta taşıyan wakizashim kolumu delip geçerken, acı bir çığlık bile atamamıştım. Ganmaru'nun o pis nefesini bir kez daha yüzümün her yerinde hissetme sebep olacak kadar dibime girmesini hayretle izlemiş ve vücudumun tüm hissizliğine rağmen, kollarımın çok daha hissiz bir hal alışı çaresizce kabullenmiştim.

Ganmaru bana ait olan kılıcı benim vücudumdan çıkartıp yere atarken, usulca son sözlerini söylemiş ve çekip gitmişti. Sessizlik ile her şeyi karşılamış ve o bizden uzaklaşırken usulca yere eğilip, tüm o hain tutumuna rağmen wakizashimi ait olduğu yere, yani kınına sokmuştum. Narihira'nın hızlıca pansumanına bile tepkisiz kalırken, saniyeler öncesine kadar zihnimde fırtınalar koparan o düşünceler tekrardan açığa çıkması ile sadece dişimi sıkmıştım; ama sadece bununla yetinmiş ve ardımıza bakmadan uzaklaşırken, tüm o acizliği yol boyunca hissetmiştim.

Genede tüm bunlara rağmen ilk fırsatta Narihira'ya teşekkür etmekten çekinmemiştim. Haklılık payı olan sözlerini dinlediğimde ise benzer bir şekilde içten bir kahkaha atarak kendi nazarımda bir ilki daha gerçekleştirirken hiç çekinmemiştim. "Sanırım hayatımda ilk defa beni öldüreceğini söyleyen birine minnet duymak zorunda kaldım... Ama gerçekten ona bir borcum var. Elimden gelse Ganmaru'nun kafasını keserek bu borcu ödemek isterdim ama herif dediğin gibi gerçekten bir canavar."diyerek sözlerine karşılık verdiğimde karmaşık duygular içerisindeydim. Bazen gülümserken, bazen hissiz bir hal alıyordum ve Ganmaru'dan bahsettiğim o her anda ise öfkemden bir parçayı sözlerime katmaktan hiç mi hiç çekinmiyordum.

Kafamı olabildiğince bugün yaşanan şeylerden arındırdıktan sonra: "Bugün yaşanan onca şeyden sonra onların içine geri dönmen doğru olmayabilir. Yakında geride bıraktığımız tüm cesetler fark edilecektir ve en ufak şüphe bile bizi işaret ederse, canın tehlikede olur. Bizler için yaptığın onca şeyden sonra İshigakure'de sana verilebilecek bir hayat vardır diye düşünüyorum ben şahsen." diyecektim. Konuşma boyunca tüm bu sözleri sadece onun iyiliğini düşündüğüm için söylediğimi belli edecek bir içtenlik barındıracaktım. Bana göre iyi bir dostluk bazen koca bir ömür içerisinde yavaş yavaş oluşabildiği gibi bazende ölümüne bir dövüşte sırt sırta verdikten sonrada oluşabilirdi iki insan arasında. Narihira nasıl hissediyordu bilmiyordum ama benim için çoktan değerli bir insan halini almıştı bu ansızın hayatıma giren adam ve belki de ansızın çıkıp gidecek olan gene aynı bu adam.

Sözlerimi söylediğim andan sonra sessizlik ile ilerleyişim sürmüştü. Dönüşümüz gelişimizden çok daha yavaş olsada gerçekte bana çok daha kısaymış gibi gelmişti. Keza sanki kafamı bir saniyeliğine toprağa doğru eğmiş ve kafamı kaldırdığımda ise kendimi Kageyasu-san ile gelip, Narihira ile buluştuğumuz o yerde bulmuştum. Derin bir nefes almış ve bundan sonra olabilecek her şey için kendimi şimdiden hazırlamaya başlamıştım; ama en çokta emanet olarak geri verdiğim alınbandım ile buluşacağım için tarifsiz bir sabırsızlık ve huzur ile dolduğunu hissetmiştim içimin.
Image
I'm Kita Usagi's bitch.
Künye
İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 235.000 Ryo
Prestij: 2 PP
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0 GP
Motivasyon
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.


Özellikler
Yeni Avcılar Karakter Bingo Kitabı’nda bulunan bir kaçağı başarılı bir şekilde avlamış olduğu için shinobiler içerisinde daha tanınır hale gelmiştir. Bu tanınmanın getirisi olarak da, diğer shinobilerle girdikleri etkileşimlerde, daha saygı duyulur ve sözleri daha dinlenir olmaktadır. Karakterin durum içerisinde mantıklı hareketleri –mevcut stat ve becerileri de dikkate alınarak- diğer shinobiler tarafından fazla sorgulanmaz.

Bu özellik GP veya PP harcayarak geliştirilemez. Tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.

Üç Kişinin Sırrı Ishichou ile karakter arasında geçen konuşmalar sırasında karaktere verilen gizli görev nedeniyle, Ishichou’nun karaktere duyduğu güven artmıştır. Bu sayede karakter Ishichou’ya daha ulaşabilir olduğu gibi, karakterin bilgi erişimi, görüş alışverişi veya benzeri konularda Ishichou tarafından daha iyi bir yönlendirilmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, Ishichou’nun artan güveni karakterler üzerinde başarı konusunda daha büyük baskı oluşturmaktadır. Karakter hatalı karar almaktan ve hatalı adımlar atmaktan çekinmektedir. Bu nedenle karakter, doğrudan bir aksiyon alırken daha öncekilere nazaran daha düşünceli bir şekilde hareket etmektedir.

Bu özellik karakterin diğer shinobi ve kişilerle etkileşimine herhangi bir etkide bulunmaz. Bununla birlikte tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.



Profil
Güç: 10
Çeviklik: 11
Kondisyon: 6
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 10
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
*[Kondisyon] Form: 10
*[Potansiyel] Ninshuu: 5
[Varlık] Aldatma: 1
*[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin, D-rank
Otonaku Ashi Jutsu, D-rank
Girigiri, D-Rank
Kizetsu no Jutsu, C-Rank
Choune no Jutsu, C-rank
Jintei, C-Rank
Raiton no Yoroi, A-rank
Raiyata, A-rank


Taijutsu
Musatsu Stili, B-Rank

Genjutsu
Kokuangyou no Jutsu, A-rank
Shibou no Jutsu, B-rank

Özel mod
Kage no Senshi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Kaderin cilvesi sonucu elde edilen Wakizashi (Sırtında bulundurur)
-Özel Üretim Tantou (Belinde, ulaşımı oldukça kolay bir yerde bulundurur)
-Ryu'nun ekstra shinobi ekipmanlarını koymak için kullandığı özel üretim ekipman çantası (Sağ bacağında ulaşımı kolay bir yerde asılıdır.)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by GM - Naruto » August 26th, 2019, 11:49 am

Narihira’ya Ishigakure’ye gelmesi konusunda söylediğin cümlelerin ardından derin bir nefes aldığını görüyorsun. İlerleyişinizdeki hızdan hiçbir şekilde taviz vermeden yaptığınız bu yolculukta, söylediğin cümleler Narihira’yı etkilemişe benziyor, ancak bu bir özlem veya hayal olarak yansımıyor yüzüne. Kısa bir süre devam eden sessizliğin ardından Narihira “Kageyasu-sama ile yaptığımız bir anlaşma var Ryu-san.” diyerek söze giriyor. Gözleri ilerlediğiniz yöne kilitlenmiş durumda olan Narihira keskin bir yüz ifadesiyle “Bu anlaşma gereği Ishigakure’den hiçbir talebim olmayacak. Kendi geleceğimi kurmak adına Ishigakure’ye çalışıyor olmam, sizden biri olabileceğim anlamı taşımıyor. Çünkü hala Riaru’nun adamlarından biriyim. Bugüne kadar senin ve köyünüzün hoşuna gitmeyecek şeyler de yaptım. Tüm bu yaptıklarıma karşılık birkaç nefes fazladan alıp veriyorum, hepsi bu.” diyor. Ses tonu ve ciddiyeti bu ana kadar görmediğin kadar gerçekçi duran Narihira’nın sözlerinde ise ne pişmanlık ne de bir arzu seziyorsun.

Yolculuğunuz boyunca yaptığınız ayak üstü muhabbetler dışında başkaca kaide değer bir konuşma olmuyor. Senin Narihira ve Ishigakure arasında kurmaya çalıştığın köprülere dair cümleler Narihira’nın hep geçiştirme ve dalgaya vurma şeklindeki söylemleriyle bertaraf ediliyor. Bu sebeple bir süre sonra sen de bu tip cümleler ile Narihira’yı darlamamayı tercih ediyor ve ayak üstü sohbetlere eşlik ediyorsun. Sonunda, yola çıktığınız tanıdık topraklara geri dönmek, bir nebze de olsa seni rahatlatıyor. Ganmaru’nun ininden evine dönmüş olmak seni belki de hiç olmadığı kadar rahatlatırken, Narihira daha önce oturmuş olduğu kayayı tekrar sahiplenerek ona kuruluyor. Bu esnada “Fuuta-san geldiğimizi fark edecektir.” diyerek burada bekleyeceğinizi sana söylüyor.

Kısa bir sürenin ardından ise Fuuta ve Kageyasu sizin geldiğiniz yolda belirirken, Narihira da oturduğu yerden kalkarak onlara doğru dönüyor. Kısa adımlarla size yaklaşan ikili birkaç metre önünüzde dururken Kageyasu ikinizi de dikkatle süzüyor. Bakışları sağ kolunda sabitlenen Kageyasu’nun yüzünde buruk ifade belirirken bakışlarını gözlerine kaydırdığı sırada “Anlatın bakalım.” diyor. Tam bu esnada Narihira ağzını açarken Kageyasu bakışlarını senin üzerinde sabit bir şekilde tutarak “Jirou Ryu.” diyerek olayları senden dinlemek istediğini belirtiyor. Narihira’nın yüzünde hafif bir tebessüm oluşturan bu durumla birlikte tüm bakışlar senin üzerinde sabitleniyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jirou Ryu
Ishigakure
Ishigakure
Posts:292
Joined:September 1st, 2018, 8:08 pm
Künye:

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by Jirou Ryu » August 26th, 2019, 1:20 pm

Narihira'ya söylediğim sözlerin bana geri dönüşü hayal ettiğim gibi olmadı; ama pek şaşırmadım. Bu adam casustu ve belli bir yere bağlı değildi. Bu hayatı kendisi tercih etmişti ve muhtemelen kolay kolayda bırakmayacaktı. Genede tüm bu söylediklerine rağmen, ona karşı kötü bir hissiyat barındırmıyordum içimde. Vaktinde köyümün hoşuna gitmeyecek şeylerde bulunmuş olabilirdi; ama en azından sözünün eriydi ve bir kere sırt sırta verirsen güvenebileceğin bir adamdı. Bu yüzden yol boyunca zaman zaman onu köyümüze katılması konusunda ikna etmeye çalışıyor olsamda, sürekli bu lafları geçiştirmesi başarısız olduğumu göstermişti bana. Pek uzatmamıştım bu yüzden ve havadan sudan konuşarak ilerlediğimiz bu süreç çabucak geçip gitmişti.

Başladığımız noktaya geri dönüşümüz benim için sevindirici bir durumdu. Ölümden dönmüş ve bir çok kez öleceğimi sandığım kritik anlardan sağ çıkmıştım. Şimdi ise evime yakın bir sınırda, başladığım noktadaydım. İşte bu his tüm yaşanan şeylere değiyordu benim için.

Narihira eski yerine kurulurken, bende sol elimle yaralı olan sağ elimi tuttuğum bir pozisyonda ayakta beklemeye koyulmuştum. Aslında ben başta sadece Fuuta-san'ın geleceğini düşünüyordum; ama Kageyasu-san ile buraya geldiğimiz yolda, Fuuta-san'ın yanında Kageyasu-san'ı da görünce şaşırmıştım. Bunca zamandır burada beklediğini düşünmemiştim. Köye döndüğüm sırada onunla karşılaşacağımı ve tüm olan biteni o sırada anlatacağımı hayal ediyordum zihnimde; ama bu adam bir kez daha beni yanılmıştı.

Kageyasu-san ve Fuuta-san'ın yanımıza kadar geldiği sırada, pozisyonumu düzeltmiş ve her ikisine de saygımı sunarak selamlamıştım. Kageyasu-san'ın göz ucuyla koluma baktığında, mahcup bir şekilde istemsizce kafamı eğmiştim. Zira bir utanç kaynağına baktığını düşünmüştüm o an Kageyasu-san'ın; ama bu mahcupluk hali çok uzun sürmemişti. Zira neler olup bittiğini öğrenmek isteyen Kageasu-san'ın, Narihira'dan değilde olan biteni benden duymak istemesi sahaya geri döndürmüştü beni. Göz ucuyla Narihira'ya baktığımda bu duruma şaşırmamış olduğunu görmüştüm. Muhtemelen casus olmak, etiyle kemiğiyle büründüğü bir şeydi artık ve bu tarz durumlarda kendisine güvensizlik duyulması onu şaşırtmıyordu. Bu durumun üzerine pek üstelemeden Kageyasu-san'a döndüğümde, her şeyi anlatmadan önce kafamda olan bitenleri kısa bir an tekrardan canlandırma hissiyatı duydum. O stres dolu anları tekrardan anımsamak hoş hissetirmesede, bunu umursayıp anlatacaklarımı az çok kafamda planladığımda konuşmak için hazırdım.

"Ganmaru kesinlikle hayatta. Sapasağlam ve sanki kalbine hiç kılıç yememiş kadar diri." diyerek sözlerime başladım. "İşin en başına dönecek olursam Riaru'nun yasadışı işler için kullandığı bir yolu takip ederek, Shinpi karargahına ulaşma çabası içindeydik. Yolculuğumuzun bir kısmında, sekiz kişilik bir ekip ile karşılaştık. Ganmaru'nun adamlarıydı ve Ganmaru'nun yapılacak bir silah sevkiyatının ardından, başka bir karargaha geçeceğini söylediler. Hepsini öldürüp, cesetlerini farklı farklı noktalara gizledik. Sevkiyatı böylelikle yavaşlatıp, Ganmaru'yu yakalayabileceğimizi düşünüyorduk. Ağaçlık bir alanın ardında yapılmış Shinpi karargahına vardığımızda, karargaha yönelmeden önce Narihira-san son kez bir durum değerlendirmesi yapmak istedi. O sırada bir jutsu yoluyla muhtemelen ağaçla bir olmuş Ganmaru'nun iki adamı tüm söylediklerimizi duydular ve açığa çıktılar. İkisini de öldürmek zorunda kaldık ve aslında bu işleri iyice sıkıştıran nokta oldu. O cesetler fark edildiği an, açığa çıkacaktık. Bu yüzden içeride işleri biraz daha hızlandırmak zorunda kaldık. Karargaha, Riaru'nun başka bir adamı olan Yosu'nun elçileri olduğumuzu söyleyerek girdik. Bu aşamada, Narihira'nın içerideki düzen hakkındaki bilgisi bir çok kez insanların bizden şüphelenmemesini sağladı. " Göz ucuyla Narihra'ya bakacak ve o sırada bir nefes arası verecektim. Tekrardan Kageyasu-san'a döndüğümde: "İçeriye girdiğimizde, Ganmaru'nun Akasuki adında bir kız kardeşinin de karargaha yeni geldiğini öğrendik. Bu yüzden Ganmaru ile tanışmamız erken oldu. Bu tanışıklık sırasında Ganmaru'nun Yosu adındaki diğer şahıstan nefret ettiğini ve aralarında bir takım sorunlar olduğunu fark ettim şahsi olarak. Ardından Ganmaru, Kız kardeşini test etmek için ikimizden birini ona rakip olarak seçti. Bu bendim. Akasuki ise bir Amekagure Shinobisi. Aktif olarak görevine devam ettiğini düşünüyorum; ama buna rağmen Ganmaru'nun yanına bile yaklaşamayacak biri. Dövüş pek uzun sürmedi. İçinde bulunduğum bir durumdan ötürü hızlı karar verip, Akasuki'yi ölümle burun buruna bırakacak bir hamle yapmak zorunda kaldım. Eğer yapmasam, muhtemelen Akasuki beni benzer bir durumla karşı karşıya bırakacaktı. İşte işler burada koptu! Ganmaru bir anda dövüşe dahil oldu. Akasuki'ye fırlattığım ve Akasuki'nin son anda sıyrıldığı wakizashi'yi muhtemelen havada yakalayıp, bir anda arkamda bitti ve Raiton no Yoroi aktif olmasına rağmen, kılıcımı boğazıma temas ettirip hamlemi yarıda kesti ve orada özellikle kız kardeşine şöyle bir cümle kurdu: 'Senin yüzünden ölebilirdim.' Akasuki'nin tam kalbini hedeflemiştim. Son derece ciddiydi. İkisi arasında nasıl bir bağ söz konusu bilmiyorum ama inanıyorum ki eğer orada Akasuki'nin kalbini deşebilseydim Ganmaru'nun da kalbini deşmiş olacaktım." Bu an duraksadım ve Kageyasu-san'ın bu durum hakkında bir şey bilip bilmediğini yüz ifadesine bakarak anlamaya çalıştım. Hemen ardından: "İşleri buradan sonra kontrolsüz kılan Ganmaru'nun tahmin edilemeyen kişiliği oldu. Önce Oniji adında bir kuchiyose çağırttı kız kardeşine. Bu yaratık beş metre civarında, uzun dişleri ve dili olan, mavi postlu, sarı gözleri yeşil ile perçelenmiş garip bir yaratıktı. Ama asıl dikkat ettiğim nokta, muhtemelen Ganmaru'nun da benzer bir yaratığın Kuchiyose'sine sahip olması. Kuchiyose'ye yaşlı ihtiyar nasıl diye bir soru yöneltti çünkü. Savaşa bu yaratıkla devam etmemi söyledi. Bu noktada savaşı bitirebileceğimi düşündüm. Ganmaru'ya derdimi anlattım ve Ganmaru çıldırdı. Bir anda Oniji adlı Kuchiyose'ye ardından kız kardeşine saldırdı. Daha sonra eğer kendisini öldürmezsem, Narihira'yı öldüreceğini söyledi. Hızlı bir karar verdim ve o sırada Ganmaru tarafından karargah binasına yollanan Akasuki'ye saldırmak için harekete geçtim. Bu sayede Narihira'ya vakit kazandıracağımı en iyi ihtimalde ikisini de öldüreceğimi düşünüyordum; ama Ganmaru sık sık kullandığını fark ettiğim Raigata adlı bir jutsuyu kullanarak son anda bana yetişti. Beni neredeyse öldürecekti; ama Narihira ve Akasuki araya girdi. Narihira'nın neden hayatımı kurtardığı açık olsada, Akasuki Ganmaru'ya kendisinin beni öldürmek istediğini söyledi. Yani ben onun avıydım. Ganmaru bunu mantıklı buldu ve bir gün Oniji adlı kuchiyose'ye yem olacağımı söyleyip gitmemizi söyledi. Tam gittiğimiz sırada ise sağ kolumu bana ait olan wakizashi ile deşerek, kız kardeşine bıraktığım yaranın öcünü aldığını söyledi. "

Derin bir soluk alacaktım. Bünyem bu tarz durumlarda rapor verircesine konuşmaya alışıktı. Benzer bir tutumun, bu tarz anlarda doğru ya da yanlış olacağını bilmiyordum; ama ayak üstü olsa bile, Kageyasu-san'a olabildiğince detaylı bir şekilde işleri anlatmak istemiştim. Zira bizim anlattıklarımızdan o an bizim fark edemediğimiz bir şeyi fark edebilirdi. Ayrıca bu görev gizli bir görev olduğu için, rapor tarzı bir şey tutturacaklarını sanmıyordum.
Image
I'm Kita Usagi's bitch.
Künye
İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 235.000 Ryo
Prestij: 2 PP
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0 GP
Motivasyon
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.


Özellikler
Yeni Avcılar Karakter Bingo Kitabı’nda bulunan bir kaçağı başarılı bir şekilde avlamış olduğu için shinobiler içerisinde daha tanınır hale gelmiştir. Bu tanınmanın getirisi olarak da, diğer shinobilerle girdikleri etkileşimlerde, daha saygı duyulur ve sözleri daha dinlenir olmaktadır. Karakterin durum içerisinde mantıklı hareketleri –mevcut stat ve becerileri de dikkate alınarak- diğer shinobiler tarafından fazla sorgulanmaz.

Bu özellik GP veya PP harcayarak geliştirilemez. Tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.

Üç Kişinin Sırrı Ishichou ile karakter arasında geçen konuşmalar sırasında karaktere verilen gizli görev nedeniyle, Ishichou’nun karaktere duyduğu güven artmıştır. Bu sayede karakter Ishichou’ya daha ulaşabilir olduğu gibi, karakterin bilgi erişimi, görüş alışverişi veya benzeri konularda Ishichou tarafından daha iyi bir yönlendirilmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, Ishichou’nun artan güveni karakterler üzerinde başarı konusunda daha büyük baskı oluşturmaktadır. Karakter hatalı karar almaktan ve hatalı adımlar atmaktan çekinmektedir. Bu nedenle karakter, doğrudan bir aksiyon alırken daha öncekilere nazaran daha düşünceli bir şekilde hareket etmektedir.

Bu özellik karakterin diğer shinobi ve kişilerle etkileşimine herhangi bir etkide bulunmaz. Bununla birlikte tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.



Profil
Güç: 10
Çeviklik: 11
Kondisyon: 6
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 10
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
*[Kondisyon] Form: 10
*[Potansiyel] Ninshuu: 5
[Varlık] Aldatma: 1
*[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin, D-rank
Otonaku Ashi Jutsu, D-rank
Girigiri, D-Rank
Kizetsu no Jutsu, C-Rank
Choune no Jutsu, C-rank
Jintei, C-Rank
Raiton no Yoroi, A-rank
Raiyata, A-rank


Taijutsu
Musatsu Stili, B-Rank

Genjutsu
Kokuangyou no Jutsu, A-rank
Shibou no Jutsu, B-rank

Özel mod
Kage no Senshi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Kaderin cilvesi sonucu elde edilen Wakizashi (Sırtında bulundurur)
-Özel Üretim Tantou (Belinde, ulaşımı oldukça kolay bir yerde bulundurur)
-Ryu'nun ekstra shinobi ekipmanlarını koymak için kullandığı özel üretim ekipman çantası (Sağ bacağında ulaşımı kolay bir yerde asılıdır.)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by GM - Naruto » August 27th, 2019, 9:43 am

Konuşmaya başlamanla birlikte, Kageyasu’nun sabit ve içinde sıradan insanlara sadece koca bir boşluk gibi duran bakışlarının baskısını hissediyorsun. Zira bu boş bakışların ardından her bir kelimene, duraklamana, soluklanmana ve hatta olayların zihninden geçirişine dikkat eden birisi olduğunu görebiliyorsun. Bu sebeple kelimelerini dikkatli, yerinde ve olayları çarpıtmayacak şekilde sıralamaya başlıyorsun. Konuşman esnasında bakışlarının Narihira’ya kayması, Kageyasu’nun pek de umursadığı bir durum gibi görünmüyorken Akasuki ile ilgili kısımları anlatmanın ardından yaptığın duraksamada Kageyasu’nun gözlerinde minik bir kıvılcımı görüyorsun. Ganmaru’nun sapasağlam oluşuna şaşırmamış olan Kageyasu’nun Akasuki ile ilgili kısımlarla çok daha fazla ilgili olmasını zihnine kaydederek konuşmana kaldığın yerden devam ediyorsun. Tüm anlatımların bittiğinde ise Kageyasu “Anlaşıldı.” demekle yetiniyor. Onun hemen yanında olan Fuuta ise, konuşmanın başından beri bir heykel gibi sabit şekildeki konumunu sürdürüyor.

Kısa bir sessizlik sürecinde Kageyasu tarafından anlattıklarının analiz edildiğini rahatlıkla fark edebiliyorsun. Her ne kadar bakışlarını Narihira ve senin üzerinde gidip gelse de, aslında size değil düşüncelerine baktığını kavrayabiliyorsun. Bu sessizlik anını neredeyse nefes bile almadan geçirmenizin ardından ise Kageyasu tekrar yanınıza dönüyor ve “Ardınızda on tane ceset bırakmanız hoş olmamış. Bunların gerekli olduğuna kanaat getirmişsiniz ve bu noktada sizi yargılayacak değilim. Fakat Ryu’nun da söylediği gibi, cesetler er ya da geç bulunacak ve bunun sebebinin siz olduğunu rahatlıkla anlayacaklar.” diyor. İçinde belli bir hoşnutsuzluk barındıran bu cümlelerde gerçekten de suçlayıcı herhangi bir tavır hissetmiyorsun. Bu yüzden üstündeki baskıda herhangi bir değişiklik olmazken Kageyasu “Ama şu Akasuki dediğiniz kız ilgimi çekti… Ryu’nun da keşfettiği üzere, Ganmaru’nun zayıf tarafı olduğu aşikar. Fakat o kızcağıza da saldırması bir hayli ilginç. Savaş alanından Ganmaru’yu takip ettiğimde, onun bizim çocuklarla dövüştüğünü gördüğümde ve onunla karşı karşıya geldiğimde, onun katıksız bir canavar olduğunu düşünmüştüm. Ama görüyorum ki Ganmaru bir canavardan daha fazlası.” diyor. Bu anlarda Kageyasu’nun yüzünde öfkenin ufak çizgileri beliriyor ve kısa bir sessizliğe daha gömülüp zihnindeki düşünceleri ve cümleleri tazeliyor. Bu sürenin sonunda ise “İyi bir iş başardınız. Keşke Ganmaru’nun hangi karargaha geçeceğini de öğrenebilseydiniz. Fakat getirdiğiniz bilgi o kadar kıymetli ki, bunun bir önemi kalmadı. Artık biz Ganmaru’yu değil, o bizi arayacak!” diyor yüzündeki ifadesizlikten taviz vermeden.

Narihira’nın bu cümleler karşısında içten içe derin bir nefes vererek üstündeki baskıyı attığını, aynı duyguları yaşamandan dolayı rahatlıkla anlayabiliyorsun. Kageyasu’nun ifadesiz gözleri üzerinizde dolanmaya devam ederken ansızın lafa giren Kageyasu “Şu öldürdüğünüz on adam mevzusu… Bu olaylar içerisinde bizi sıkıntıya sokabilecek tek durum.” diyor. Fakat hemen ardından “Neyse ki bunun bir çözümü var, öyle değil mi Jirou Ryu?” diyor. Bakışları üzerinde sabitlenen Kageyasu’nun ne sorduğunu ve bu ima dolu bakışların altında ne yattığını düşünmeye başladığın esnada, Kageyasu tüm bu faslı senin elinden alırcasına Narihira’yı işaret ederek “Öldür onu!” diyor. Kati bir emrin tüm tonlarını taşıyan bu iki kelimenin ardından Narihira’nın gözleri büyürken, Kageyasu’nun suratında o görmeye alıştığın ciddiyet ve hissizlik kendisini bir kez daha gösteriyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jirou Ryu
Ishigakure
Ishigakure
Posts:292
Joined:September 1st, 2018, 8:08 pm
Künye:

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by Jirou Ryu » August 27th, 2019, 12:39 pm

Katı bir suretin, olabildiğince en dingin; ama aslında en fırtına dolu bakışlarla buluştuğu Kageyasu, ürkütücü bir baskıya sahipti; ama şu an, üzerimde hissettirdiği o baskısı bana gösteriyordu ki, Ganmaru gerçekten bu adamlardan farklıydı. Belki de, Kageyasu-san'ı karşıma daha önce hiç düşman olarak almadığım için böyle düşünüyordum; ama kesinlikle şu son bir yılda karşı karşıya kaldığım insanlar arasında, beni öylesine korkutan tek kişi, Ganmaru'ydu. Her bakışın baskısı, hissettirdikleri farklıydı; ama her biri gerçek anlamda beni korkutmaktan uzaktı. Ganmaru ise o saf canavarlığı ve kanasusamış doğası ile bu rolü çok iyi bir şekilde üstleniyordu. Bu tarz bir düşünce pek doğru olmayabilirdi belki ama Ganmaru ile yüz yüze tanıştığım ve onun baskısını üzerimde bu derece yakın hissettiğim için mutluydum aslında. Bu tarz şeylerin bile beni geliştireceğine inanıyordum. Her türlü anlamdan pişmek istiyordum ve bu tarz arzularımı besleyecek şeyler, bu tarz yaşanmışlıklar oluyordu. Neredeyse ölecek olsam bile, şu an edinmiş olduğum deneyim kabul edilebilecek bir sonuçtu.

Konuşma boyunca Kageyasu-san'ın bakışlarını tartan bakışlarım, sözlerimin son bulması ile kısa bir anlığına o gözlerden uzaklaştı. Önce Narihira-san, ardından Fuuta-san'a göz ucu ile anlık bir bakış atmış olsamda, asıl dikkatimi çevreye vermiştim. Kageyasu-san'ın tekrardan konuşacağını, o ufak kıpırtıdan anladığım an ise hızlıca tekrardan o baskı dolu gözler ile kendi gözlerimi birleştirmiştim.

Kageyasu-san konuşmaya başladığında, tek arzum söylediğim şeylerin köyüme yarar sağlayacak şeyler olup olmadığını öğrenmekti. Bunun sonucunda yaptığımız en ufak şeyden bile azar duyabilirdik, pek önemsemiyordum; çünkü asıl önemsediğim şey, tüm çabalarımızın sonuçsuz çıkmamasıydı. Bu yüzden Kageyasu-san, aslında azarlamaktan uzak olan o dürtüleri ile söylediğim şeylerden pay çıkardığı düşüncelerini bize aktarırken, en az Fuuta-san kadar heykelimsi bir tona bürünmüş ve herhangi bir anlamı barındırmayan düz bakışlarla Kageyasu-san'ı dinlemiştim.

Bazen sözlerini istemsizce onaylarken başımı öne doğru eğmek zorunda kalmış bazen ise gözlerimi kamaştırmıştım... Neden birilerini öldürmemizi kötü karşıladığını az çok kestiriyordum. Bu gizli bir görevdi ve açığa çıkmamız istenmiyordu. Genede o an verdiğimiz karara saygı duyması, kendisininde benzer bir durumda benzer bir karar verebileceğini; ama bunu ilk sıralarda tutmayacağını gösteriyordu bana. Ki bu da zaten deneyimli bir shinobi ile deneyimsiz bir shinobi olan bizleri ayıran noktaydı. Bizim ilk düşündüğümüz şey, asla bu heriflerin ilk düşündüğü şey olmazdı; çünkü yaşamış olmanın getirdiği deneyim, görmüş olmanın getirdiği bilmişlik ve daha sayamayacağım bir faktör onlara çoğu zaman daha iyi bir seçenek sunardı. Öyle ki, Kageyasu-san'ın düşüncelerini dinledikten sonra, o an ne yapabileceğimizi düşünsem bile aklıma herifleri öldürmeyip, çok daha hızlı koşmaktan başka bir fikir gelmiyordu.

Deneyimsizliği kabul etmiş bir eda ile işin bu kısmını bir kenara bırakıp, Kageyasu-san'ın devam ettirdiği konuşmasına kitlenirken, neden konuşmam sırasında Akasuki ile olan kısımlara takıldığını anlamıştım; çünkü Ganmaru'nun zayıf tarafı olduğunu düşünüyordu. Haklı olabilirdi ve belki de haksız... Söz konusu Ganmaru olunca işin çok farklı şekillerde yorumlanabileceğini düşünüyordum. Anlaşılması güç bir herifti ve onun hakkında bir canavar olması dışında, bu tarz kesin yargılar vermek bana göre güçtü; ama dediğim gibi, Kageyasu-san daha deneyimliydi ve kesinlikle çok daha iyi shinobi reflekslerine sahipti. Bu tarz düşünüyorsa, haklılık payı olması yüksekti. Aslında benim eksik anlatmamdan ötürü, bir noktayı tam olarak anlamamış olmasınıda fark etmiştim. Bunu konuşmasını bitirir bitirmez telafi edecektim. Ganmaru'nun Akasuki'ye neden saldırdığını çözümleyememiş gibi gözüküyordu.

Derin bir nefes aldığım sırada, Kageyasu-san'ın o an son cümleleri olduğunu düşündüğüm sözleri beni çok rahatlatmıştı. Köyüme yarar sağlayacak bir şeyleri beraberimde getirmiş olmam şu an bir ton şeyden çok daha değerliydi benim için. Bu yüzden bu rahatlık ile söze girip, Akasuki ve Ganmaru hakkında bir kaç şey daha söylemek için yeltendiğim o an, Kageyasu-san'ın ansızın söze bir kez daha girmesine hazırlıksız yakalanmıştım. Odağımı çabucak bir kez daha Kageyasu-san'ın sözlerinde topladığımda ise, tam olarak nereye varmak isteyeceğini çözümlerken bulmuştum... Evet baş ağrıtabilirdi o durum; ama tam olarak nasıl çözümlememiz gerektiğini, bana biliyormuşum gibi imaladığında, gerçektende bilmediğimi ona söylemeye hazırdım; ama buna gerek yokmuş gibi, bakışlarını Narihira'ya yöneltip, o iki kelimeyi söylediğinde zihnimde çakan o yıldırımlar tarifsizdi.

Net bir emirdi. Shinobi dürtülerimin, özellikle köyüme sadık olan o yoğun tarafımın düşünmeme fırsat bile vermeden vücudumu yöneltip, tereddütsüz bir şekilde elimi wakizashi'me doğru hızla yönlendirecek kadar; ama düşüncelerim hızlı bir şekilde bu ansız tepkiye yetiştiğinde, ellerim ile wakizashi arasında sadece santimler kalmıştı. Donuklaşmış bakışlarım, yavaşça o ansızın gözlerimde beliren öldürme arzusunu silip atmıştı.

Ellerim yavaşça wakizashi'den uzaklaşıp, bakışlarım hissiz, düz ve ziyadesiyle sahip olduğu o soğuk hatları ile Kageyasu-san ile buluştuğunda: "Üzgünüm Kageyasu-san." dedim, herhangi bir üzgünlük belirtisi göstermekten uzak bir atmosferde. "Emriniz, benim için kılıçtan keskindir; ama İshichou-sama'nın emirleri üzerinde kesinlikle değildir. Kendisi Ryoken ile yaşanan o olaydan sonra, bana herhangi bir yoldaşımı yarı yolda bırakmamamı emretmişti. Ryoken'i hâlâ bir yoldaş olarak göremiyor olsamda, bu adam kesinlikle bir yoldaştı. Köyümden olmasa bile, bir İshigakure shinobisi'nin hayatını kurtarırken tereddüt etmedi." diye devam ettim benzer bir düzlük ile.

Kısa bir an Narihira'ya bakacak ve tekrardan Kageyasu-san'a dönecektim. İshichou-sama'nın emri olmasa bile, Narihira'yı öldürme fikri zordu. Ona can borcum olduğu gerçeği, köyümün iradesinden yüksek olmasa bile... Bu herifi öldürme fikri içime sinmiyordu. Ya da doğru gelmiyordu; ama ne önemi vardı ki? Shinobi olmak bu demekti... Bu yüzden iyi birer shinobi olmaktan uzaktık. "Köy için ölmek kolay ama... Köy için suçsuz ve dost olarak gördüğün birini öldürmek elleri titretecek bir karar." diye bir itirafta bulundum. Şimdi Kakashi-san'ın sözlerini daha iyi anlıyordum... Sanırım uzun bir aradan sonra birilerinden övgü duyduğum bu anı, şu an mahvetmiştim... Ama en azından pişman değildim.
Image
I'm Kita Usagi's bitch.
Künye
İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 235.000 Ryo
Prestij: 2 PP
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0 GP
Motivasyon
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.


Özellikler
Yeni Avcılar Karakter Bingo Kitabı’nda bulunan bir kaçağı başarılı bir şekilde avlamış olduğu için shinobiler içerisinde daha tanınır hale gelmiştir. Bu tanınmanın getirisi olarak da, diğer shinobilerle girdikleri etkileşimlerde, daha saygı duyulur ve sözleri daha dinlenir olmaktadır. Karakterin durum içerisinde mantıklı hareketleri –mevcut stat ve becerileri de dikkate alınarak- diğer shinobiler tarafından fazla sorgulanmaz.

Bu özellik GP veya PP harcayarak geliştirilemez. Tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.

Üç Kişinin Sırrı Ishichou ile karakter arasında geçen konuşmalar sırasında karaktere verilen gizli görev nedeniyle, Ishichou’nun karaktere duyduğu güven artmıştır. Bu sayede karakter Ishichou’ya daha ulaşabilir olduğu gibi, karakterin bilgi erişimi, görüş alışverişi veya benzeri konularda Ishichou tarafından daha iyi bir yönlendirilmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, Ishichou’nun artan güveni karakterler üzerinde başarı konusunda daha büyük baskı oluşturmaktadır. Karakter hatalı karar almaktan ve hatalı adımlar atmaktan çekinmektedir. Bu nedenle karakter, doğrudan bir aksiyon alırken daha öncekilere nazaran daha düşünceli bir şekilde hareket etmektedir.

Bu özellik karakterin diğer shinobi ve kişilerle etkileşimine herhangi bir etkide bulunmaz. Bununla birlikte tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.



Profil
Güç: 10
Çeviklik: 11
Kondisyon: 6
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 10
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
*[Kondisyon] Form: 10
*[Potansiyel] Ninshuu: 5
[Varlık] Aldatma: 1
*[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin, D-rank
Otonaku Ashi Jutsu, D-rank
Girigiri, D-Rank
Kizetsu no Jutsu, C-Rank
Choune no Jutsu, C-rank
Jintei, C-Rank
Raiton no Yoroi, A-rank
Raiyata, A-rank


Taijutsu
Musatsu Stili, B-Rank

Genjutsu
Kokuangyou no Jutsu, A-rank
Shibou no Jutsu, B-rank

Özel mod
Kage no Senshi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Kaderin cilvesi sonucu elde edilen Wakizashi (Sırtında bulundurur)
-Özel Üretim Tantou (Belinde, ulaşımı oldukça kolay bir yerde bulundurur)
-Ryu'nun ekstra shinobi ekipmanlarını koymak için kullandığı özel üretim ekipman çantası (Sağ bacağında ulaşımı kolay bir yerde asılıdır.)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by GM - Naruto » August 27th, 2019, 2:52 pm

Kageyasu’nun iki kelimelik emrinin üzerine gözlerini kalbinin derinliklerini sökercesine sana doğrultması, anlık olarak elinin wakizashine gidişine denk geliyor. Bakışların Kageyasu’ya sabitlenmiş bir halde wakizashine santimler kala duran elin, Kageyasu’nun suratında herhangi bir mimik değişikliğine neden olmuyor. Halen daha sert ve katı ifadesiyle seni izleyen Kageyasu karşısında elini wakizashinden uzaklaştırıyor ve konuşmaya başlıyorsun. Adeta bir duvara karşı söylediğin cümleler Kageyasu’nun kılını bile kıpırdatmazken ilk kısımları biten konuşmanın ardından Narihira’ya göz ucuyla bakıyorsun. Narihira’nın büyüyen gözleri sabitliğini korumaya devam ettiği bu anlarda, tekrar Kageyasu’ya dönüyor ve son cümlelerini dile getiriyorsun.

Karşındaki hissiz bir şekilde duran Kageyasu, bakışlarını bir an bile senden kaçırmadan yaptıklarına ve söylediklerine odaklanıyor. Konuşmanın ardından geçen kısa sessizlik, sanki her ikinizin de birbirini daha derinden görmeye itiyor. Ancak elbette bu konuda Kageyasu baskın taraf oluyor ve ifadesiz suratını korurken “Anlıyorum.” demekle yetiniyor. Bu tek cümlelik kelimesinin ardından, Kageyasu’dan neler gelebileceği konusunda bir fikrin bulunmasa da, işlerin bu noktada sonlanacağını da düşünmüyorsun. Nitekim bulunduğunuz durum içerisinde Kageyasu sana bir emir vermiş durumda ve sen de bu emri kendi sebeplerini ileri sürerek yerine getirmemiş haldesin. Bu bilinçle konuşmanın veya aksiyonun uzayabileceğini az çok kestirebiliyorsun. Bu sebeple de beklemeye koyuluyorsun.

Kageyasu’nun kısa sessizliği, öncekiler gibi geçiyor. Onun ağzından çıkacak kelimelerin kaderini çizeceği bilinciyle tüm odağını ona yönlendirmiş bulunuyorsun. Sessizlik giderek daha ağır bir baskı kurmaya başlarken Kageyasu “Aynı köyde büyüdüğün ve aynı alınbandını paylaştığın Ryoken’i yoldaş olarak görmüyorsun, ancak geçmişini bilmediğin birini sırf hayatını kurtardı diye dost mu ilan ediyorsun Jirou Ryu?” diyor. Bunun cevap bekleyen bir soru olmadığını net bir şekilde anladığın için şimdilik sessiz kalmayı uygun görüyorsun ve bu sessizliğinde Kageyasu “O zaman Ganmaru’nun kardeşi Akasuki’yi de köyümüze çağıralım ve istersen onun bu gelişini tarihimize bir lütuf olarak not edelim! Ne de olsa, anlattığına göre senin hayatını kurtaranlardan biri de o!” diyor sesinde yavaşça belirmeye başlayan öfkeli bir tonla. O anda sabit duruşunu ilk kez bozan Kageyasu kollarını iki yana açarak “Narihira senin hayatını ne için kurtardı? Değerli biri olarak ölmemen gerektiği için mi yoksa seni sağ salim getireceği yönünde bana söz verdiği için mi? Bunu biliyor musun Jirou Ryu?” diyor. Konuşmasının hala daha sonlanmadığı belli olan Kageyasu sabit duruşunu ilk kez bozarak ellerini iki yana açmasının ardından ise “Köyün için ölmenin kolay olduğunu söylüyorsun ya… Bu ancak senin gibi toyların ağzından çıkabilecek bir kelam! Eğer sizden ölmenizi bekliyor olsaydık, size ölümden kurtulmanızı sağlayacak teknikler öğretirdik Jirou Ryu, başkalarını öldürecek teknikleri değil!” diyor. Bakışlarındaki sertlik tonu giderek artan Kageyasu her bir kelimesinin üstüne basa basa konuşmaya başlarken “Eğer suçsuzluğa ve dostluğa sen karar vereceksin, bize ihtiyacın yok! Buna karar verecek kişi sensen, Ishichou-sama’ya ihtiyaç yok! Bu kudret senin elindeyse, shinobi olmaya ihtiyacın yok! Ama en önemlisi, bizim de sana ihtiyacımız yok!” diyor. Bu cümlelerinin ardından elini cebine götüren Kageyasu ona vermiş olduğun alınbandını çıkartırken “Güvenme konusunu dönersen konuşacağız demiştik. Şimdi tam bu noktadayız Jirou Ryu!” diyor. Elindeki alınbandını sana doğru uzatırken “Bu alınbandı her halükarda sana geri dönecek. Ama onu ya elinde Narihira’nın kanı olarak alacaksın ya da tertemiz ellerinle… İşte güvenimi de ellerin belirleyecek! Ya emirleri yerine getiren bir Ishigakure shinobisi olacaksın ya da itaati sorgulanan bir shinobi… Kaderini seç, Jirou Ryu!” diyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Jirou Ryu
Ishigakure
Ishigakure
Posts:292
Joined:September 1st, 2018, 8:08 pm
Künye:

Re: [Jirou Ryu] Hiç Kimseden Biri

Post by Jirou Ryu » August 27th, 2019, 3:47 pm

Donmak... Kalbi donmuş bir adamın, zamanın aktığı bu fani dünyada, anlarının donmasını temsil ediyordu bu tabir. Zaman akıyordu, her şeyi işliyordu... Rüzgar bir akarsu edası ile gökyüzünde rotasını çizmiş ilerliyor, aldığımız ve verdiğimiz nefesler bazen bu rüzgar karışıyor bazense içimizde, ciğerlerimiz tarafından hapsediliyordu. Gözlerim hareket ediyor, dehşeti bizzat yaşıyor ama sanki dünyam tamamen donmuş gibi hissediyordum. Bu var olan hayatımın, ip ince çizgileri ile dolu yaşantımdaki, en kalın çizgiye pay sahibi olmuş anlardan biriydi muhtemelen... Gözlerim dehşetin bir parçası ile bakıyormuş gibi, bana bakan Kageyasu-san'ın gözlerinde durakladığı o anda, tam olarak içinde bulunduğum durum hayal kırıklığıydı. Kageyasu-san konuştukça başıma gelecek şeyi biliyordum.

Ryoken örneği ve beraberde gelen o sözler... Çok benziyordu öncekilere. Derin bir nefes aldım. İçimdeki tüm o dehşet haline rağmen, düz bir ifadeyi barındıran bakışlarımın, Kageyasu-san'ın bakışları ile bir olmasına müsaade ettim. Kısa bir an... Buraya adım atmadan önceki, Narihira ile olan tüm sohbetlerimizi anımsadım. Onu dost olarak gören o düşüncelerimi perçinledim... Onu öldürmek için ansızın harekete geçen shinobi dürtülerimi, bunun için eğitilen o yanımın arsızlığı ile saniyelerce yüzleştim. Kageyasu konuştu, ben onu dinledim; ama daha çok kendimle yüzleştim. Olmak istediğim insan olmak için... Soru şu an kim olduğumdan çok, kim olmak istediğimle alakalıydı.

Kim olmak istiyordum ben? Narihira'yı, saniyeler öncesine kadar kendine dost olarak gördüğüm ve iyi bir dost olarak algıladığım kişiyi bir emir ile silip atacak adam mıydım? Buna bahane olarak ise köyüm için mi diyecektim? Yapabilirdim. Wakizashi'yi çekip, bu adamı öldürebilir ve gram vicdan azabı çekmezdim... Bu bendim. Şu an, Ryu denen insan bunu yapabilirdi; ama Ryu'nun olmak istediği insan, bu muydu, işte sorun buradaydı.

Gözlerim, uzun bir aradan sonra Kageyasu-san'dan uzaklaşıp, Narihira'ya döndü. Gözlerindeki o korku... O ifade ürkütücü bir hissiyat oluşturuyordu içimde. Oysa ona az önce, köye davet eden bendim. Ne safmışım... Belki Narihira bunu öngörmüştü. Bilemiyordum, bilemezdim.

Ama bildiğim bir şey varsa, ben bu adamı öldürmeyecektim.

Bakışlarım Kageyasu-san'a döndü. Son sözlerini kafamda tarttım ve derin bir iç çektikten sonra: "Bir insanın İshigakure alınbandı takması, onu yeterli kılmaz. Narihira bir casus ve daha önce yaptığı gibi, belki ileride gene İshigakure adına kötü işler yapacak; ama bugün bu adam, İshigakure adına çalıştı ve sizle yaptığı anlaşmayı yerine getirdi. Onunla ölüm görevine giden bendim ve gene Ryoken ile bir göreve çıkanda bendim. Kimi yoldaş kimi seçemeyeceğim benim elimde." dedim, donuk ve düz bir şekilde. "Bu adamı öldürmeyeceğim. Elim zaten kirli benim. O savaşta emrim altında insanlar öldü. Bir çocuk yeteri kadar iyi olmadığım için kucağımda öldü. Şimdi de dakikalar öncesine kadar dost olarak gördüğüm birini öldürmeyeceğim. Ne düşündüğüm gram umurumda değil. Bir çöpten ötesi olmayacağım!" Gözlerim ilk defa o donukluğu silip, yerini keskin ve kendinden emin bir adama bıraktığında Narihira'ya bir bakış attım. Kısa bir andı ve tekrardan önüme döndüğümde, muhtemelen Kageyasu-san'ın sözleri ile artık tamamen yerin dibine batmış bir insandım. İnsanlar bana artık sadık olmayan gözüyle bakacaktı. Kim için peki? Casusluk yapan bir adam için... Değer miydi peki Jirou Ryu? Sanırım, olmak istediğim adam için değerdi. Ben bu dünyadan savaşı silmek istiyordum. Elimi kirletmeye hazırdım; ama elim, dost olarak gördüğüm insanların kanı ile kirlenecek ve insanlar beni bu şekilde kabullenecek ise, dışlanmış bir adam olarak kaderimi çizmeyi yeğlerdim. İşte bu olmak istediğim adamdı.
Image
I'm Kita Usagi's bitch.
Künye
İsim: Jirou Ryu
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 235.000 Ryo
Prestij: 2 PP
Ün: 29
Kullanılabilir GP: 0 GP
Motivasyon
Tek adam olmak: Tüm dünyayı tek bir çatı altında toplama hedefi onun motivasyonudur. Bu sayede dünyadaki tüm gereksiz savaşları sonlandıracağına inanmaktadır ve gerekirse bunun için bir savaş daha çıkartmaya hazırdır.
Komplikasyon
Kanayan yara: Ailesinin ölüp ölmediğini bilmemek onun kalbine saplanmış bir hançer gibidir. Sürekli kanamasına, sürekli acımasına sebep olmaktadır. Her zaman aklının ucunda bu soruyla yaşamasına sebep olmaktadır ve kim bilir belki bu soru onun sonu olacaktır.


Özellikler
Yeni Avcılar Karakter Bingo Kitabı’nda bulunan bir kaçağı başarılı bir şekilde avlamış olduğu için shinobiler içerisinde daha tanınır hale gelmiştir. Bu tanınmanın getirisi olarak da, diğer shinobilerle girdikleri etkileşimlerde, daha saygı duyulur ve sözleri daha dinlenir olmaktadır. Karakterin durum içerisinde mantıklı hareketleri –mevcut stat ve becerileri de dikkate alınarak- diğer shinobiler tarafından fazla sorgulanmaz.

Bu özellik GP veya PP harcayarak geliştirilemez. Tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.

Üç Kişinin Sırrı Ishichou ile karakter arasında geçen konuşmalar sırasında karaktere verilen gizli görev nedeniyle, Ishichou’nun karaktere duyduğu güven artmıştır. Bu sayede karakter Ishichou’ya daha ulaşabilir olduğu gibi, karakterin bilgi erişimi, görüş alışverişi veya benzeri konularda Ishichou tarafından daha iyi bir yönlendirilmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, Ishichou’nun artan güveni karakterler üzerinde başarı konusunda daha büyük baskı oluşturmaktadır. Karakter hatalı karar almaktan ve hatalı adımlar atmaktan çekinmektedir. Bu nedenle karakter, doğrudan bir aksiyon alırken daha öncekilere nazaran daha düşünceli bir şekilde hareket etmektedir.

Bu özellik karakterin diğer shinobi ve kişilerle etkileşimine herhangi bir etkide bulunmaz. Bununla birlikte tamamen kurgusal bir yapısı bulunması nedeniyle, karakter bu özelliği kaybedebilir.



Profil
Güç: 10
Çeviklik: 11
Kondisyon: 6
Potansiyel: 5
Varlık: 3
Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 10
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
*[Kondisyon] Form: 10
*[Potansiyel] Ninshuu: 5
[Varlık] Aldatma: 1
*[Varlık] Empati: 3
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 1
[Zeka] İzcilik: 1


Ninjutsu
Shunshin, D-rank
Otonaku Ashi Jutsu, D-rank
Girigiri, D-Rank
Kizetsu no Jutsu, C-Rank
Choune no Jutsu, C-rank
Jintei, C-Rank
Raiton no Yoroi, A-rank
Raiyata, A-rank


Taijutsu
Musatsu Stili, B-Rank

Genjutsu
Kokuangyou no Jutsu, A-rank
Shibou no Jutsu, B-rank

Özel mod
Kage no Senshi

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
-Kaderin cilvesi sonucu elde edilen Wakizashi (Sırtında bulundurur)
-Özel Üretim Tantou (Belinde, ulaşımı oldukça kolay bir yerde bulundurur)
-Ryu'nun ekstra shinobi ekipmanlarını koymak için kullandığı özel üretim ekipman çantası (Sağ bacağında ulaşımı kolay bir yerde asılıdır.)
Locked

Return to “Yağmur Ülkesi”