Bu seviyede, Ryu'nun canını sıkan nokta, Sozen'in bu geniş çaplı hamlelerine, sadece Raiton no yoroi ve Taijutsu kabiliyeti ile karşılık verebiliyor oluşuydu. Bu da, Sozen gibi bir adamın karşısında, elbette bir yerden sonra işe yaramayacaktı. Zira, Sozen, son saldırısından kurtulduktan sonra, bu sinyalleri vermişti.
Ryu, Sozen'in kolunu almak için öne atıldığında, ilk başta, bunu başardığını sanmıştı. Eti ve kasları aşamalı bir şekilde, ama hızlıca yaran kılıcı, son aşamaya oldukça yakınlaşmıştı, ama bir anda, boşluğa düşmüş hissiyatı ile karşı karşıya kalınca, zehir bulutuna dönüşmüş kol ile karşı karşıya kalmıştı. Sozen, tam vaktinde olmasa bile, iyi sayılabilecek bir vakitte, kolunu zehir bulutuna çevirerek, kolunu kaybetmekten kurtulmuştu, ama yüz ifadesi ve haykırışı Ryu'ya hasar aldığını net bir şekilde gösteriyordu, akabinde, aklındaki hamleyi kesmeden, Sozen'in karın boşluğuna sert bir tekme atarak, aralarındaki mesafeyi açarken, ani bir hamle ile üzerine atılmaya hazır olan genç shinobi, bu hamlesinden son anda vazgeçmişti. Zira, kan kusmakta olan Sozen, insan formunu koruyan, zehir bulutuna dönüştüğünde, korktuğu başına gelmişti. Bu hıza tepki bile verememiş, Sozen'in, artık tüm her şeyi ile karşısında duruşuna tanıklık etmişti.
Zira, anlında yavaşça silikleşen o dövmesi, artık Sozen'in son kozlarını kullanmaya başladığının sinyali olarak gözükmüştü Ryu'ya, fakat bu noktada bu onun için iyi bir haber değildi. Zira, kol ile yaşadığı deneyimden anladığı kadarı ile, artık kılıç savuruşları Sozen için bir tehdit olmayacaktı.
İşin bir diğer kötü yanı ise, Ryu'nun elinde, Sozen'i tehdit edebilecek kapasitede güçlü jutsularının olmayışıydı. Bu an, kesinlikle ona yağmur ülkesindeki savaş anını anımsatıyordu.
Ryu, tüm özverisiyle sürdürdüğü bu savaşın, nereye varacağını bilmiyordu. Tasarladığı planların, ortaya koyduğu çabanın karşılığı, ne olabilirdi hiç bilmiyordu. Her bir saniye, onun lehine akarken, Sozen'in daha ne kadar dayanabileceğini kendi kafasında tartmaya çalışıyordu, fakat gerçek anlamda bir tasarı üretemiyordu. Sozen'in ilginç dövüşme tarzı, bu noktada Ryu'nun kafasını karıştıran yegane şey oluyordu. Zira, karşısındaki Sozen, gerçek mi değil mi onu bile bilmezken, kendisiyle benzer bir durum içerisinde olabileceğini düşündüğü Butsuo'nun ne durumda olduğunu merak ediyordu. Bu noktada, kendisinden çok daha dişli bir shinobi olduğunu düşündüğü Butsuo'nun, Sozen'i çok daha fazla hırpaladığını düşünüyordu. Benzer durumda olduklarını düşünmesinin sebebi ise, ikisinin de karşısına çıkan Sozen'in, benzer bir şekilde oluşmasıydı. Bu noktada Ryu'nun aklına gelen ilk fikir, Sozen'in sahip olduğu dojutsu yeteneği ile kendini ikiye bölme becerisine sahip olabileceğiydi. Eğer bu doğru bir tespit ise iki ayrı cephede, kendisine sorun çıkartabilecek iki shinobi ile savaşan Sozen, buna daha ne kadar devam edebilirdi? Eğer, kendileri gibi, onunda chakrası tükenebiliyor ise, Sozen sınırlarında olmalıydı. Bu ihtimal Sozen için, olabilecek en kötü ihtimal iken, Ryu'nun aklına gelen ikinci fikir ise onlar için olabilecek en kötü ihtimaldi. Ryu, gene Sozen'in, dojutsu yeteneği ile özel klonlar üretebildiğini ve süper dayanaklı bu klonların, kendilerini oyalayıp, tüketme görevi ile karşısına çıkartabileceğini düşünüyordu. Fakat, bu ihtimali zayıf buluyordu, çünkü bu tarz bir güç skalası için, en az Kaoru seviyesinde bir canavar olması gerektiğine inanıyordu Sozen'in. Zira, çok güçlü oldukları idda etmese bile, belli bir düzeyde olduklarını düşünen Ryu, klonlar ile bu kadar içli dışlı olacak kadar güçsüz olduklarına da inanmıyordu.
Tüm bunları bir kenara koyup, Sozen'in bir kez daha kıçını kurtarışını kafasında tekrardan canlandırınca, istemsizce bir iç çekmişti Ryu. Kesik kesik ve hızlıca aldığı nefeslerin göğsünü şişirip indirdiği bu anlarda, kulağına dolan elektrik cızırtıları, artık bir kum saati görevi görmeye başlamıştı. Zira kulağına dolan her elektrik cızırtısı, harcanan chakra miktarını ona anımsatıyor ve bir an önce Sozen'i indirmesi gerektiğini hatırlatıyordu.
Soğuk, ama yılmış bakışları, elektrik cızırtıların arasından, Sozen'i süzerken, bir anda üstüne doğru gelmeye başlayan gaz bulutuna karşı, hızlı bir hamle yapması gerektiğini biliyordu. Bu noktada, onu kesmenin yersiz bir çaba olacağından emin olan Ryu, ekipman çantasındaki yetersizliği de göz önüne alınca, aşamalı olarak geri çekilmesi gerektiğini düşünüyordu. Bir süre daha, Raiton no Yoroi'yi kullanma fikri ona cazip geliyordu. Zira, bu sefer saldırı da olmasa bile, keskinleşmiş reflekslerine, işin savunma kısmında ihtiyacı olacağını düşünüyordu.
Ryu, üstüne doğru gelen gaz bulutundan, hızlıca geriye doğru sıçrayarak kaçınacaktı. Amacı, üstüne doğru oynamaya başlayan Sozen'i, oyalamaktı. Zira, Sozen tüm her şeyini masaya koymuşken, chakrası'nın onu çok daha fazla sırtlayacağını düşünmüyordu. Bu aşamada, bir kumar oynayan Ryu, Sozen'in kendisinden daha çabuk düşeceğini umuyordu. Aşamalı bir şekilde geri çekilecek ve bunu yaparken, yönünü sığınağa doğru verecekti. Butsuo ile arasındaki mesafeyi de kapatmanın iyi bir fikir olacağına inanıyordu. Sürekli mesafeyi tutacak ve tüm odağını Sozen'den gelen saldırıları savurmaya verecekti. Bu noktada, Sozen kadar, çok çeşitli hamlelere sahip olmadığını bilse de, savunmada refleksleri sayesinde en az onun kadar iyi iş çıkartacağını düşünüyordu. Asıl nokta ise, Sozen'in ölümcül olabilecek zehrinden çok fazla etkilenmemekti ve bu etkiyi olabildiğince az tutmaktı. Eğer bunu başarırsa, inanıyordu ki, Sozen ondan önce düşecekti. Çünkü, bundan başka elinde inanacak bir şeyi yoktu.