[Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur - II. Kısım

User avatar
Amano Kagami
Kaçak
Kaçak
Posts:83
Joined:September 2nd, 2018, 12:45 pm
Künye:
Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur - II. Kısım

Post by Amano Kagami » May 27th, 2021, 11:42 am

Kaçak yaşantısının bana sağladığı en büyük avantaj ve yer yer dezavantaj, herkesten ve her şeyden kuşku duymamı sağlamasıydı. Hoş, kaçak hayatımın öncesinde de kuşkularım hep zihnimi kemiriyordu ve hatta yasaklı topraklara bile umarsızca girip çıkıyordu. Buna dair duyduğum haz ise, yolum ta Izena’ya kadar düşmesine neden olmuştu, Ishigakure’deki sıcak evimde oturup, güzel Ishichou’muzun emirlerini yerine getirmek yerine. Belki de yüzümü görse tanımayacak bir kadını hala anıyor olmam, ideallerime neden hala ulaşamadığım en basit şekliyle ortaya koysa da, geçmişime sahip çıkmam gerektiği yönünde düşüncelerim sarıldığım tek daldı. Belki doğru belki yanlış… Bunu zaman gösterecekti.

Kuşkularımın yöneldiği Maguro-san’dan aldığım his, aslında dezavantaj kısmının bir getirisiydi. Maguro-san’a baktığımda, hissettiklerim düşündüklerimden daha farklı ve olumluydu. Bu aslında güzel bir şeydi, en azından bu anda kötü karakter ben de olsam, insanların az da olsa güven duyduğunu hissetmek hoş bir duyguydu. Özlenesi ve cezbedici… Bu andan sonra biraz daha güven dolu mu olmalıydım yoksa hislerimi yaşatmayı sürdürmeli miydim? Bunu da zaman denilen algıya bırakmak dışında bir seçenek göremiyordum.

Maguro-san’ın dinlemeye başladığımda ise, olayların iyiye gidiyor olduğunu duymak gayet güzeldi. Ancak konuşmanın en can alıcı kısmı, aranan yağın bulunmuş olması değil, bulunma şekliydi kuşkusuz. Amegakure’ye hala sadık olan bu kasabanın Amegakure’ye ait bir depoya girmesi, son derece cüretkar bir adımdı. Her ne kadar Amegakure’nin kendilerini terk ettikleri gerçeğiyle yüzleşmekte güçlük çekseler de, bu cüretkar adımın geri dönüşünün olacağını umuyordum. Kaldı ki, bir şekilde her şeyin üstesinden gelmemiz halinde Amegakure’nin burada olup bitenden bir şekilde haberdar olacağı ve tekrar kasabaya gelecek olması zihnimde oldukça yüksek orana sahip bir ihtimal olarak dursa da, bu sonraki zamanlarda, en azından “mutlu sona” ulaştığımız anlarda düşünülmesi gereken bir mevzuydu. Daha henüz orada değildik, zaman vardı.

Heyecanı ortada olan Maguro-san’ın isteği karşısında, yarım günlük bir yerleşkeye gitmek benim adıma mesele değildi. Ancak yine de, durmayan zihnimi dizginlemekte güçlük çekiyordum. Bu yüzden Maguro-san’ın söylediklerini bir kez daha hızlıca kafamdan geçirmemin ardından “Elbette Maguro-san, yolu tarif etmen yeterli.” dedikten sonra hafif bir es vererek “Bahsettiğin yerde tarlalar var demiştin. Bu tarlaların sahibi belli mi? En azından nüfuslu insanlar mı yoksa gündelik geçimlerini sağlayan kişilerden ibaret mi? Aksi bir durum olması halinde tavrımı belirlemek adına bunu soruyorum.” diyecektim. Ancak esas soruyu ve benim adıma daha önemli olan meseleyi sona saklayacaktım. Konuşmamın bölünmemesi ve Maguro-san’ın konuşmasının da bir bütün halinde kalması için cümlelerimin hemen ardından “Ah, bir de Maguro-san…” diyerek tekrar konuşmaya başlayacaktım. Bu aşamanın ardından, soracağım sorudan sonra Maguro-san’ın tavırlarını anlayabilmek için bakışlarımı normal bir konuşmanın içerisinde anlaşılmayacak derece keskinleştirecek ve “Oraya hangi sıfatla gideceğim?” diye soracaktım.
Künye
İsim: Amano Kagami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak (Chuunin)
Ryo: 98.750
Prestij: 8
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Kagami idealleri peşinde olan birisidir. Bu yüzden de köyden kaçmasına sebep olan soruların cevabını bulmayı amaçlamaktadır. Bu sorular kendinden başlayıp dünyaya yayılmaktadır. "Neden" ve "nasıl" şeklindeki bol soruları, bulduğu cevapların peşinden gitmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla Kagami ideallerini realiteye dökmeyi istemektedir.
Özellikler
Izena'daki Ev
Kagami, Izena adlı bir kuytu Yağmur Ülkesi köyünden bir eve sahiptir. Bu ev, onun rahatça saklanabilmesine, dinlenebilmesine ve maceraları arasında huzurlu bir vakit bulabilmesine olanak sağlar. Bu ev sebebiyle Kagami yorgunluğa ve dinlenmeye bağlı olan sağlık sorunlarından daha hızlı kurtulur, Izena'ya kısa sürede ulaşabileceği bir mesafedeyse avlanamaz ve bu evi değerli eşyalarını saklamak için kullanabilir.

Kagami'nin kısa sürede Izena'ya ulaşamayacağı ve avlanabilir olacağı durumlar GM tarafından gerekli turlarda bildirilecektir.

Kagami kurgusal sebeplerle bu eve olan erişimini kaybedebilir.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 9
Varlık: 7
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 2
[Potansiyel] Ninshuu: 5 (Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 5
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 4
Mod
Jikangan

Ninjutsu
Raigami no Jutsu (B-Rank)
Ikazuchiwana no Jutsu (C-Rank)
Geliştirme Açıklaması: Tekniğin aktivasyonu için işaretlenen alana birilerinin girmesi gerekirken, yaptığı antrenmanlar sonucunda Kagami işaretlenen alan üzerinde kontrol sağlamıştır. Bu sayede teknik açıklamada yazıldığı gibi kullanılabilirken, Kagami teknik için konulan işarette ufak bir değişiklik yaparak, tekniği tek el Tora mührü ile istediği zaman aktif hale getirerek patlamayı gerçekleştirebilir.

Geliştirme Açıklaması: Tekniğin gerçekleştirilebilmesi için sabit cisimler işaretlenebilirken, Kagami teknik üzerindeki kontrolü sayesinde, canlı cisimlerin üzerine de işaret bırakabilmektedir. Bırakılan işaretin, teknik için sabit cisimlere konulan işaretten bir farkı bulunmamaktadır.

Geliştirme Açıklaması: Teknik için el mühürleri yapıldıktan sonra, Kagami iki elini kullanarak iki işaret bırakabilir. Bu işaretlerin ikisi de aynı olmak zorundadır. Yani bir işaret kendiliğinden patlayan, diğer ise Kagami tarafından yapılacak el mührü ile patlayan cinsten olamaz. Diğer bir deyişle, İki işaret de ya kendiliğinden patlayan cinsten ya da tek el mührü ile patlayan cinsten olmak zorundadır.
Kangehika (C-Rank)
Shunshin no Jutsu (D-Rank)


Taijutsu
Suiseiki (D-Rank)

Genjutsu
Kasumi Juusha (C-Rank)
Kuroshiki (D-Rank)
Okuninushi (B-Rank)


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur - II. Kısım

Post by GM - Naruto » May 30th, 2021, 1:16 am

Maguro, sorularına cevap vermek için derin bir nefes alıyor. "Nehrin yanından ilerleyen bir anayol var, onu takip etmen yeterli. Bir noktadan sonra zaten ormanı terk edip bir düzlüğe çıkacaksın. Yolu biraz daha takip edersen gözden kaçırman imkanız. Tarlanın bir sahibi aslında yok, yani bizdeki sistem biraz farklı. Fark ettiğin üzere bir ormanın içerisine kurulu bir köy burası. Haliyle civarda düzgünce tarım yapılabilinecek bir alan yok. O bölge de yıllar öncesinden bu yörede yaşayanlar tarafından ortak tarım alanı olarak belirlenmiş. Bayağı geniş bir alan. İsteyen aileler orayı sezonluk işletir, karşılığında hasatın bir miktarını alırdı ancak durum şimdi biraz daha farklı. Zaten çalışacak insan sayısı epey az, içinde bulunduğumuz durum belli, çalışabilecek herkes çalışıyor. Elde edilen ekinleri de köyde herkes adına değerlendiriyoruz." Derin bir nefes veriyor ve tekrar kendini toparlıyor. "Sıfat konusunda da... Bilemedim açıkçası. Benim gönderdiğimi söylersen laflarını dinleyeceklerdir. Takamaru'yla konuşmayı deneyebilirsin öncelikle."

Tekrardan empati yeteneklerinle bağlantı kuruyorsun gözlerini farkedilmeyecek kadar kısarak. Maguro'da herhangi bir olağan dışılık sezmiyorsun. Belki biraz sıfatla alakalı soruna yönelik soru işaretleri vardır, ama onun dışında herşey normal gibi.

Tatsu ise işiyle meşgul. Aranıza girip lafı bölmek istemiyor, belli. Konunun Maguro için mühim olduğunu anlamışa benziyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Amano Kagami
Kaçak
Kaçak
Posts:83
Joined:September 2nd, 2018, 12:45 pm
Künye:

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur - II. Kısım

Post by Amano Kagami » June 8th, 2021, 3:42 pm

Yaptığım konuşma ve sorduğum soru üzerine konuşma sıramı Maguro-san’a savmıştım. Ağzından çıkacak kelimelere verdiğim dikkatle onu dinlediğimde, konuşmasında herhangi sıradışı bir durum sezememiştim. Ancak benim açımdan en önemli konunun, sıfat mevzusunun, Maguro-san’ın da kafasında hala soru işaretlerine neden olduğunu anlayabiliyordum. Aslında bu konuda ona hak vermek gerekirdi. Kaldı ki, aynı pozisyondaki kişi ben olsaydım, Maguro-san kadar bile rahat davranamazdım. Bu sebeple, esas sorunun cevabı tatmin etmemiş olsa da, cevapsızlığı makul karşılayabilecek, en azından karşılamak zorunda olduğum bir konumdaydım. Şimdilik bu meseleyi burada kapatmak benim için en uygun yol gibi görünüyordu.

Diğer meseleye gelince, Maguro-san benden gitmemi istediği yerle ilgili olarak genel bilgileri vermişti. Bu kadarı bir yolculuk için yeterli görünüyordu. En azında gideceğim yerden kodaman tayfalarla uğraşmayacak, geçim sıkıntısını aşmak için çabalayan insanlarla muhatap olacaktım. Bu durum da amacıma ulaşma noktasında işlerimi kolaylaştırabilecek bir detaydı. Son olaraksa, muhatap olabileceğim kişinin ismini telaffuz etmişti Maguro-san. Oraya vardığımda, Takamura isimli biriyle görüşecektim. Kafamda Maguro-san’ın anlatımlarını birkaç kez geçirirken, Tatsu-san’ın konunun ehemmiyetini anlamış şekildeki davranışları karşısında ona ilişmemenin en doğrusu olduğunu fark etmiştim. Bu nedenle bakışlarımı birkaç saniye Tatsu-san’ın üzerinde tutmamın ardından, Tatsu-san’ın dükkanının için şöyle bir süzdükten sonra Maguro-san’a dönüp “O zaman yapılacak olan şey belli.” diyecektim. Yüzüme yerleştirdiğim tebessümü olabildiğince sıcak tutarken “Başka bir şey yoksa, müsaadenizle ayrılıyorum Maguro-san.” diyecektim.

Maguro-san’ın gidişime onay vermesinin ardından ise, hareketlerimi ona göre kurgulayacaktım. Tatsu-san’ın dükkanından tek başıma çıkmam ve Maguro-san’ın içeride kalması halinde, adımlarımı yavaşça dükkanın içinde yapılacak konuşmaları duyabileceğim bir pencere aralığı varsa buraya yönlendirecektim. Maguro-san ile konuşmaya başlamadan önce Tatsu-san’ın dükkanını süzmemdeki amaç da aslında buydu. Eğer böyle bir pencere açıklığı bulamazsam, çaresiz olarak bu kez Maguro-san’ın dükkandan çıkma zamanını tespit edebilmeyi amaçlayarak, kuytu bir noktaya çekilmeyi planlıyordum. Tatsu-san’ın dükkanını görebileceğim ancak çevrenin beni kolayca fark edemeyeceği bir noktaya konuşlanabilirsem, Maguro-san’ın çıkış zamanını görmeyi umuyordum. Böylesine bir durumun gerçekleşmesi halinde, gerekli tespitlerimi yapmamın ardından hızla yola koyulacaktım. Bu seçeneklerimden hiçbiri gerçekleşecek durumda değilse de, yani ne gizlenecek ne içeriyi duyabilecek bir yer bulamaz isem, elden bir şey gelmeyecek ve yeni hedefime doğru ilerlemeye başlayacaktım.

Bir diğer olasılık ise, Maguro-san benimle birlikte Tatsu-san’ın dükkanından çıkması haliydi. Bu aşamada Maguro-san’ı takip etmek veya ona bunu hissettirmenin zararlı olacağını düşünüyordum. Bu nedenle, Maguro-san’ın yeni hedefe doğru olan yürüyüşümün Izena kısmında dahi olsa bana eşlik edebileceğini umuyordum. Esasen, Tatsu-san’ın dükkanında son söylediğim ve başka bir şeyin olup olmadığına yönelik sözlerimdeki amaç da Maguro-san’ın Tatsu-san’ın duymasını istemediği bilgilerin olup olmadığını teyit etmekti. Kulağa paranoyakça gelse de, kaçak hayatını destur edinmiş ve hayatını soru işaretlerini silmeye adamış biri olarak, bunlar benim gündelik hayatımın temel parçalarıydı. Ne var ki, Maguro-san ile yollarımız derhal ayrılırsa, o zaman eline bir şey geçmeyen bir adam olarak Maguro-san tarif ettiği güzergahta ilerlemeye başlayacaktm.
Künye
İsim: Amano Kagami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak (Chuunin)
Ryo: 98.750
Prestij: 8
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Kagami idealleri peşinde olan birisidir. Bu yüzden de köyden kaçmasına sebep olan soruların cevabını bulmayı amaçlamaktadır. Bu sorular kendinden başlayıp dünyaya yayılmaktadır. "Neden" ve "nasıl" şeklindeki bol soruları, bulduğu cevapların peşinden gitmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla Kagami ideallerini realiteye dökmeyi istemektedir.
Özellikler
Izena'daki Ev
Kagami, Izena adlı bir kuytu Yağmur Ülkesi köyünden bir eve sahiptir. Bu ev, onun rahatça saklanabilmesine, dinlenebilmesine ve maceraları arasında huzurlu bir vakit bulabilmesine olanak sağlar. Bu ev sebebiyle Kagami yorgunluğa ve dinlenmeye bağlı olan sağlık sorunlarından daha hızlı kurtulur, Izena'ya kısa sürede ulaşabileceği bir mesafedeyse avlanamaz ve bu evi değerli eşyalarını saklamak için kullanabilir.

Kagami'nin kısa sürede Izena'ya ulaşamayacağı ve avlanabilir olacağı durumlar GM tarafından gerekli turlarda bildirilecektir.

Kagami kurgusal sebeplerle bu eve olan erişimini kaybedebilir.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 9
Varlık: 7
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 2
[Potansiyel] Ninshuu: 5 (Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 5
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 4
Mod
Jikangan

Ninjutsu
Raigami no Jutsu (B-Rank)
Ikazuchiwana no Jutsu (C-Rank)
Geliştirme Açıklaması: Tekniğin aktivasyonu için işaretlenen alana birilerinin girmesi gerekirken, yaptığı antrenmanlar sonucunda Kagami işaretlenen alan üzerinde kontrol sağlamıştır. Bu sayede teknik açıklamada yazıldığı gibi kullanılabilirken, Kagami teknik için konulan işarette ufak bir değişiklik yaparak, tekniği tek el Tora mührü ile istediği zaman aktif hale getirerek patlamayı gerçekleştirebilir.

Geliştirme Açıklaması: Tekniğin gerçekleştirilebilmesi için sabit cisimler işaretlenebilirken, Kagami teknik üzerindeki kontrolü sayesinde, canlı cisimlerin üzerine de işaret bırakabilmektedir. Bırakılan işaretin, teknik için sabit cisimlere konulan işaretten bir farkı bulunmamaktadır.

Geliştirme Açıklaması: Teknik için el mühürleri yapıldıktan sonra, Kagami iki elini kullanarak iki işaret bırakabilir. Bu işaretlerin ikisi de aynı olmak zorundadır. Yani bir işaret kendiliğinden patlayan, diğer ise Kagami tarafından yapılacak el mührü ile patlayan cinsten olamaz. Diğer bir deyişle, İki işaret de ya kendiliğinden patlayan cinsten ya da tek el mührü ile patlayan cinsten olmak zorundadır.
Kangehika (C-Rank)
Shunshin no Jutsu (D-Rank)


Taijutsu
Suiseiki (D-Rank)

Genjutsu
Kasumi Juusha (C-Rank)
Kuroshiki (D-Rank)
Okuninushi (B-Rank)


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur - II. Kısım

Post by GM - Naruto » June 20th, 2021, 7:12 pm

Dükkanın içini süzerken gözlerine minik bir pencere takılıyor. Dükkanın ön tarafı camekanlı olsa da yan sokağa bakan tarafta bir pencere mevcut. Perdeli, ancak açık. Laflarını ettikten sonra dışarıya çıkıyorsun pencerenin yerini kafana kazıyıp.

Sen dışarı çıkarken Maguro içeride kalıyor. Tebessümüne benzer bir sıcaklıkta bir heyecanlı gülümseme ile karşılık veriyor sana. Sen ise, dışarı çıktıktan sonra pencerenin olduğu sokağa yöneliyorsun içeriden izlenmediğini düşündüğün bir anda.

Saklanma konusunda iyi değilsin, yine de standart bir insana göre yeteneklerin oldukça yukarıda, temel akademi eğitimin sebebiyle. Usulca yaklaşıyorsun pencereye ve güneşin açısına dikkat ederek gölgenin de üstüne vurmamasına özen gösteriyor, kenardan kulak kabartıyorsun. Sokak boş.

Maguro ve Tatsu konuşmaktalar içeride.

"Maguro-san, heyecanlı gördüm seni bu gün."

"Evet, sorma. Epey bir süredir bu elektrik meselesini nasıl halledeceğimizi düşünüyordum. Kagami'nin yardımını sunması işimizi epey kolaylaştıracak sanırım."

"İyi çocuk."

"Evet, kafası biraz karışık gibi sadece. Ama genç ne de olsa. Hepimizin kafası aynı dönem öyle değil miydi zaten."

"Öyleydik harbiden de. Ama seni de biraz etkilemiş gibi. O depoyu yoksa öncesinde de açmak istemiştik ama vazgeçmiştik."

"... Kagami ile biraz lafladıktan sonra bazı şeyleri tekrar irdeledim. Böylesi daha iyi olacak sanki. Bakalım, göreceğiz."

"Umarım hayırlısı olur Maguro-san."

Bir 10 saniye geçiyor, ancak içeriden başka bir konuşma sesi gelmiyor. Maguro'nun bir şeyler içtiğini duyabiliyorsun, ancak dışarı çıkacak gibi değil. Tatsu da işine dönmüş gibi.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Amano Kagami
Kaçak
Kaçak
Posts:83
Joined:September 2nd, 2018, 12:45 pm
Künye:

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur - II. Kısım

Post by Amano Kagami » June 21st, 2021, 2:54 pm

Tatsu-san’ın dükkanından ayrılırken Maguro-san’ın bana eşlik etmeyişi, ilk planımı uygulamam gerektiğini gösteriyordu bana. Dükkanın içinde önceden yerini tespit ettiği pencere bu planımı uygulamak için yeterli görünüyordu gözüme. Bu yüzden önce Maguro-san’a, ardından da Tatsu-san’a başımı hafifçe eğerek verdiğim selamın ardından Tatsu-san’ın dükkanından ayrılmak için adımlamaya başlamıştım. Adımlarımı pencerenin açıldığı sokağa yönlendirdiğimde, saklanma veya gizleme konusunda temel becerilerden ibaret biri olduğumu anlayabiliyordum. Bir shinobi için basit sayılabilecek hareketlerle usulca pencere kenarına geldiğimde, sokağın boş olmasına sığınarak içeriden gelecek konuşmalara kulak kabartmıştım. Kısa olsa da umut verici ve kahrolası zihnimi bulandıran bir konuşmadan ibaretti duyabildiklerim. İçimde bir kelebeğin kanat çırpışını yaşıyor olsam da, kelebeğin lavlar arasında hayatta kalmaya çalışmasını hissetmek, tatmin edicilikten uzaktı. Yine de, en azından hakkımda güzel bir şeyler duymak hoşuma da gitmemiş değildi. Şevklendirici ve mutluluk verici. Peki ya tam tersiyse? Daha önceden çabalayıp vazgeçmelerinin sebebi tam olarak neydi? İhtiyaçlar aynıydı bakıldığında… Varlığım dışında değişen başka bir şey mi vardı? “Kafası karışık” olarak nitelendirilen kişi olarak benim ne gibi bir değişime katkım olmuştu? Tüm bunlardan öte, tekrar birine veya birilerine güvenerek, bel bağlayarak mı yaşamalıydım? Tıpkı Ishigakure’deki benzer şekilde, bir göreve çıkıyor gibi değil miydim? Ancak bu sefer isterik bir durumdu, lakin yine birilerinin dediği üzerine adımlarım atılıyordu.

Pencerenin kenarından ayrılırken kafama doluşan sorular, adımlarımın kararlılığını engellemiyordu. Hala yetersiz ve etkisizdim kendime göre. Daha güçlü olmalı, soru işaretlerine daha katı durmalıydım. Bu topraklara sürüklenen varlığımı başkaca soru işaretlerine teslim etmemeliydim. Bu hislerim gerçeğe ne kadar dönüşeceğini bile bilmesem, adımlarımın nereye gittiği biliyordum. Maguro-san’ın tarifine uyarak Takamaru isimli kişiyle görüşmek ve hakkımdaki iyi sözlerin varlığı arttırarak esas gayeme ulaşmak için ilerleyecektim. Tekrar Izena’ya döndüğümde, yağ meselesinin tamamen çözülmüş olması ve gideceğim yere sıkıntısız bir şekilde varmak dileğiyle…
Künye
İsim: Amano Kagami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak (Chuunin)
Ryo: 98.750
Prestij: 8
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Kagami idealleri peşinde olan birisidir. Bu yüzden de köyden kaçmasına sebep olan soruların cevabını bulmayı amaçlamaktadır. Bu sorular kendinden başlayıp dünyaya yayılmaktadır. "Neden" ve "nasıl" şeklindeki bol soruları, bulduğu cevapların peşinden gitmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla Kagami ideallerini realiteye dökmeyi istemektedir.
Özellikler
Izena'daki Ev
Kagami, Izena adlı bir kuytu Yağmur Ülkesi köyünden bir eve sahiptir. Bu ev, onun rahatça saklanabilmesine, dinlenebilmesine ve maceraları arasında huzurlu bir vakit bulabilmesine olanak sağlar. Bu ev sebebiyle Kagami yorgunluğa ve dinlenmeye bağlı olan sağlık sorunlarından daha hızlı kurtulur, Izena'ya kısa sürede ulaşabileceği bir mesafedeyse avlanamaz ve bu evi değerli eşyalarını saklamak için kullanabilir.

Kagami'nin kısa sürede Izena'ya ulaşamayacağı ve avlanabilir olacağı durumlar GM tarafından gerekli turlarda bildirilecektir.

Kagami kurgusal sebeplerle bu eve olan erişimini kaybedebilir.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 9
Varlık: 7
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 2
[Potansiyel] Ninshuu: 5 (Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 5
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 4
Mod
Jikangan

Ninjutsu
Raigami no Jutsu (B-Rank)
Ikazuchiwana no Jutsu (C-Rank)
Geliştirme Açıklaması: Tekniğin aktivasyonu için işaretlenen alana birilerinin girmesi gerekirken, yaptığı antrenmanlar sonucunda Kagami işaretlenen alan üzerinde kontrol sağlamıştır. Bu sayede teknik açıklamada yazıldığı gibi kullanılabilirken, Kagami teknik için konulan işarette ufak bir değişiklik yaparak, tekniği tek el Tora mührü ile istediği zaman aktif hale getirerek patlamayı gerçekleştirebilir.

Geliştirme Açıklaması: Tekniğin gerçekleştirilebilmesi için sabit cisimler işaretlenebilirken, Kagami teknik üzerindeki kontrolü sayesinde, canlı cisimlerin üzerine de işaret bırakabilmektedir. Bırakılan işaretin, teknik için sabit cisimlere konulan işaretten bir farkı bulunmamaktadır.

Geliştirme Açıklaması: Teknik için el mühürleri yapıldıktan sonra, Kagami iki elini kullanarak iki işaret bırakabilir. Bu işaretlerin ikisi de aynı olmak zorundadır. Yani bir işaret kendiliğinden patlayan, diğer ise Kagami tarafından yapılacak el mührü ile patlayan cinsten olamaz. Diğer bir deyişle, İki işaret de ya kendiliğinden patlayan cinsten ya da tek el mührü ile patlayan cinsten olmak zorundadır.
Kangehika (C-Rank)
Shunshin no Jutsu (D-Rank)


Taijutsu
Suiseiki (D-Rank)

Genjutsu
Kasumi Juusha (C-Rank)
Kuroshiki (D-Rank)
Okuninushi (B-Rank)


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur - II. Kısım

Post by GM - Naruto » June 21st, 2021, 3:48 pm

Izena'yı köyün ortasından geçen nehri takip ederek terk ediyorsun.

Nehre paralel ilerleyen bir yolun üzerindesin. Izena bir ormanın içerisine kurulduğundan mütevellit bu yolu da ağaçlar kaplıyor. Nehir solunda, yol ise hemen sağında. Ağaçların üzerinden zıplayarak ilerliyorsun zira bir Shinobi olarak yapmasını en iyi bildiğin ilerleme yöntemi bu. Hızlı, efektif ve olabildiğince gizli. En azından eğitimsiz halk için.

Ağaçlar git gide seyrekleşiyor sen ağaçlarda zıplarken. Özellikle ilerleyişinin 3. saatinde ağaçların araları ciddi bir efor sarf etmeden zıplayamayacağın bir noktaya ulaşıyor. Buradan itibaren yere atlayıp belini öne büküyorsun koşarken, kollarının arkada sallanmasına izin veriyorsun rüzgârla beraber.

Hâlâ nehir solundan akmaya devam ediyor. Yürüme mesafesiyle yarım gün olan bu mesafeyi kabaca tamamladığını düşünüyorsun düzlükte kabaca bir saat kadar daha ilerlediğinde.

Çevrede ufak tefek ağaçlar mevcut. Koruluklar da bulunuyor fakat onun dışında etraf açık. Kuzey solunda, nehrin öteki tarafında kalıyor. Oraya baktığında Amegakure ve Yağmur Ülkesi başkentlerinin olduğunu hayal ediyorsun. Ayrıca Yağmur Ülkesi ve Toprak Ülkesi'nin sınırları arasında bulunan büyükçe dağı seçiyorsun. Kuzey yönünde sürekli gördüğün bulutlar ve karartılı hava hâlâ orada, bir yere gitmemiş. Senin bulunduğun yörede ise hava açık, fakat her an kapatabileceğini biliyorsun. Yağmur Ülkesi'nin kaderi.

Bunlar dışında çevre turuncu tonlarında. Yer yer çimenler olsa da düzlük epey seyret bitki hususunda.

Yol bir süre sonra nehri takip ederek sağa kıvrılıyor ve güneye doğru devam ediyor. Yol da bu kıvrımda ikiye bölünüyor, biri kabaca nehri takip ederek güneye ilerliyor ve ufuktaki bir ormana doğru ilerleyerek gözden kayboluyor. Bir diğer yol ise ileriye doğru uzanıp gidiyor. Sağa kıvrılan nehrin üstünden basit ancak sağlam görünen bir köprü üzerinden devam ediyor dümdüz. Köprü sağında veya solunda bir koruması olmayan, basitçe tahtaların nizami bir şekilde kesilerek kolonların üzerine oturtulması ile oluşturulmuş. Zaten boyu da 5-6 metre kadar, genişliği de nereden baksan metre. Daha iyisine gerek duyulmamış olduğu. Tek dikkatini çeken nokta, köprü yeni, yani bu sene içerisinde en kötü ihtimal tamir edilmiş gibi duruyor.

Köprüyü aştığında, köprünün yanından açılmış bir su yolunun dümdüz devam ettiğini görüyorsun. Bu su yolu dar, maksimum bit metre genişliğinde falan ancak bu köprüden sonra düz devam eden yolu takip ediyor. Köprünün ilerisinde bacası tüten bir yerleşim yeri gözüne çarpıyor bu esnada. Burasının gitmen gereken yer olduğunun kabaca bilincinde olduğundan oraya doğru ilerliyorsun. Su yolu, oradaki tarım alanlarına doğru ilerletilmiş olmalı.

İlerleyişin çok kısa sürüyor, ancak kulaklarına bir bağırış çalınıyor. Bu noktada hızını yavaşlatıyorsun zira tehlike sezgilerin seni uyarıyor nasıl mekana yaklaşacağına dair planlarını tekrar gözden geçirmek adına.

Bulunduğun yer köprünün bir 100 metre kadar ilerisi. Yerleşim yeri de en az bir 200-300 metre önünde. Sağda solda çeşitli koruluklar var ancak yerleşim yeri açıklıkta gibi görülüyor. uzaktan 3-4 bina silüeti seçebiliyorsun ancak görebildiklerin bunlardan ibaret. Su ve bulunduğun yol direkt olarak bu yerleşim yerine ilerliyor.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Amano Kagami
Kaçak
Kaçak
Posts:83
Joined:September 2nd, 2018, 12:45 pm
Künye:

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur - II. Kısım

Post by Amano Kagami » June 22nd, 2021, 1:04 pm

Resme düşkünlüğüm olmamıştı hiçbir zaman. Bir sanat türü olarak sonsuz saygı besliyor olsam da yeteneksizliğim ilgisizliğe dönüşmüştü hızla. Gördüğüm bir tabloya saatlerce bakamazdım, zira baksam da gördüklerimin ardında bir şey keşfedemeyeceğimi bilirdim. Yine de ilgisizliğim, saygı duymadığım anlamına gelmezdi. Sanatın her türüne duyulması gerektiği gibi, resme de saygı duymadan edemezdim. Ne var ki, geçtiğim yollar bana çocukluk döneminde, anneme büyük heyecanla gösterdiğim resimleri hatırlatıyordu. Babama yaranmak dışında bana kalan zamanda, annemin aldığı yarı kullanılmış boya kalemleriyle yaptığım resimlerdeki nehri görebiliyordum solumda. Pırıl pırıl maviliği ve ruha dinginlik veren sesiyle, çocukluk resimlerimden fırlayıp gerçeğe bürünmüş gibiydi. Şu anda, Amano Kagami -kimilerine göre Kimura Kagami- olmak dışında bir seçeneğim olsaydı, böylesine bir manzaraya karşı oturup düşünmek, ruhumu arındırmak isterdim. Kafamın içinde dolanan sorulara cevap bulmak yerine, sağlıklı bir birey gibi geleceği dair hayaller kurabilirdim. Belki yine köyüne sadık olmazdı hayalimdeki Kagami, ancak en azından sadakat duyabileceği bir fikre sahip olabilirdi. Bu yüzden de bir arayışın peşinde koşmaktansa, var olanıyla yetinip başka başka gecelerin sabahına uyanmak zorunda kalmazdı. Pembe panjurlu ev hayal edecek kadar naif veya temiz değildi -neticede bir shinobiydi- ama en azından başkalarının pembe panjurlu evlerini görebilir, onların evlerinde rahat bir yaşam sürmelerini sağlayabilirdi. Bu hayalin hayalin kurmak bile yüzümde bir tebessüm yayılmasına engel olamıyordu. Yeni bir bilinmezliğe yelken açtığım anlarda, bir tebessüm ihtiyacımdan fazlasıydı belki de.

Solumdaki çocukluk anılarım, sağımdaki çocukluk hayalimle bir bütün haline gelmişti yürüdüğüm topraklarda. Ishigakureli bir çocuk olarak, köyümüzde ağaçlar var olsa da, taşa, toprağa ve bu nedenle kahverengiyle bürünmüştü çocukluğumuz. Sonsuz yeşillik kavramı bilinmezlikten öte bir şey değildi benim için, tıpkı zaman gibi. Akademi yıllarında tanıştığım dünya haritasına dair hatırlayabildiğim ilk anım bile, Ateş Ülkesi’nde hakim olan yeşil tonlarının gerçek olup olmadığı sorusuydu. Bu yeşil, gerçekten o kadar uzak ve o kadar ulaşılamazdı ki, bir basım hatasının olabileceğini bile düşünmüştüm. Elbette bu düşüncemi dillendirdiğimde, birçok yergi içeren kahkaha ile karşılaşmıştım ancak yine de sonsuz yeşilliğin içinde var olma hayalimden vazgeçmemiştim. Köyümden ayrılıp Yağmur Ülkesi topraklarına vardığımda, yeşillik bir nebze artmış olsa da, bu yörenin havasının çizdiği grilik, yeşilin de katili gibiydi. Dolayısıyla, o sonsuz yeşilin varlığını hiçbir zaman tadamamış, belki de tadamayacağımı düşünmüştüm. Oysa Izena’ya vardığımda, daha önce de aklımda geçirdiğim gibi, tüm bu anılarımın ve hayallerimin bir bütününü bulmuş gibi hissetmiştim kendimi. Belki de sırf bu yüzden, Izena halkı ne düşünürse düşünsün, Izena’ya bağlanmış ve burada edindiğim “eve” bir anlam yüklemeye çalışıyordum. Yeşilin bu haliyle devam edişi, misyonuma da bağlılığımı arttırıyordu kuşkusuz.

Ayaklarımın altından akıp giden yeşilliğin verdiği coşku ve yanımda çağlayan nehrin yarattığı özlem, yüzüme vuran rüzgarın esintisiyle şahane bir kombinasyon yaratıyordu bu naciz zihnimde. Hızlıydım, ancak daha da hızlı olmak istiyordum bu anı sonsuzluğa katmak için. Bir yanda ise, daha yavaş olmak istiyordum, sırf bu an hiç bitmesin diye. Bu iki duygu arasında sıkışıp kalmak bile, yaşamın getirdiklerini anlatıyordu aslında. Hep bir çaba içindeydik, hep bir başka şeyi arzularken bile. İnsanoğlunun en basite indirgenmiş örneği, en çaresiz bireyi gibiydim. Bir tutam yaşadığım mutluluğun altında bile büyük bir sorgu yatıyordu ve bu tüm o yüzüme yerleşen tebessümü yavaşça silmeye yetiyordu. Bir anıda yaşamanın ve bir hayali kurmanın bile mümkün olmadığı bir düzlemde, bir hayal inşa etmeye çalışıyordum. Adını ne koyarsam koyayım, belki de hiçbir zaman doğru cevabı bulamayacağım ve hakikate ulaşamayacağım bir hayale savruluyordum. İşin en acıklı kısmı ise, bunu bile isteye yapıyordum.

Düşüncelerimin olumsuzluğa dönüşmesi gibi, yeşilliğin de yerini yavaş yavaş toprağın sarısına terk etmesiyle, ağaçlar üzerinde yaptığım ilerlemenin sonu geliyordu. Uzun bir süredir ilerliyor olsam da, henüz daha varış noktasına ulaşmamıştım ve günü de kaybetmek niyetinde değildim. Bu nedenle ağaçların üzerinden bir insanın var olması gereken yere, yani yere inerek, ilerleyişimi bir shinobiye yaraşır postürde sürdürmeye devam ettim. Yeşillik beni etmiş olsa da, nehrin varlığı hala azmimi koymama yetiyor gibiydi. Hiç yoktan yanımda mavinin olması, hiçbir şeyin olmamasından daha iyiydi. Çevredeki ufak tefek ağaçlar, ardımda bıraktığım yeşilliğin yanında adının edilmeyeceğini muhtemelen biliyordu. Bu nedenle birkaç ağaca yönelecek güzellemeleri kendime saklayarak turunculuğa kendimi emanet ediyordum. Çocukluğumdan tamamen sıyrılıp yine olmak istemediğim, ancak var olmak zorunda olduğum zamana dönüş yapıyordum.

Nehrin ikiye ayrıldığı noktaya vardığımda, sanki kötü bir şakanın mağduru konumuna geliyordum. Nehrin bir yanı ufuktaki sonsuz yeşilliğe -hayallerime ve anılarıma-, diğer yanı ise gerçekliğe ilerliyordu. Bir seçme şansım olsaydı, kuşkusuz sonsuz yeşilliğe adardım kendimi. Orada kaybolmak, hiç çıkmamak ve bulunmamak için her şeyimi verebilirdim. Ancak gerçeklik o kadar sert bir rakipti ki, insanı tüm uzuvların çekmekle kalmıyor, zihninin her bir noktasını hunharca işgal ediyordu. Yenilmesi imkansız bir rakip gibi, her açıktan vuruyor, savunmaya imkan bile tanımıyordu. Bu haliyle birkaç saniyeden uzun dayanılamayacak gerçekliğe ayak uydurmak zorunda kalıp, onun getirdiği melun kader ile yüzleşmeye hazırlıyordum kendimi.

Nehrin takip edeceğim kısmında karşıma ilk çıkan şey ise, basit ve sağlam bir köprüden ibaretti. Sanki gerçeklik, yapılabilecek en kötü metaforu yapıp beni bir köprünün üstünden geçmeye mecbur kılıyordu. Köprü, her tür düşünce yapısı içinde kullanılabilecek sağlam bir imgeydi nihayetinde. Her birine hakim olmasam da, birçok kültürde yapılan açıklamalarda, deyişlerde, sözlerde köprü anlam buluyordu bir şekilde. Şimdi ise, yine bir köprü ile açıklıyordu gerçeklik kendisini. Köprünün sağlam yapısı, gerçekliğin ne denli güçlü olduğunu; kenarlarında bir koruma bulunmaması gerçeklikten kopulduğunda nasıl yok olunacağını; basitçe dizilen tahtalarsa aslında gerçekliğin o kadar da karmaşık olmadığını anlatıyordu. Elbette bunlar sadece benim açımdan görünenlerden ibarettir. Bir başka gerçeklik ise, köprünün yeni yapıldığı, en azından yakın bir zamanda güzel bir tadilattan geçirildiği yönündeydi. Bu haliyle de, Yağmur Ülkesi’nin kaderine terk edilmiş bu topraklarında, en azından kendi kullanımlarında olan yapıları yapabilecek veya tadilattan geçirebilecek ustalar olduğu çıkarımını yapmakta bir sıkıntı görmüyordum. Her ne kadar kalifiye olarak farklı kulvarda olsalar da, burada yaşayan insanların değirmene müdahale edip edemeyeceği hususunda da bir araştırma yapmanın faydalı olacağı düşüncesini aklıma kazıyarak köprüden geçmek için ilerlemeye koyulmuştum.

İnsan elinin değdiği sadece köprü değildi bu topraklarda. Nehirde açılan bir dar bir kol ile suyun başka bir yöne ilerletilmesi sağlanmıştı ve takip edeceğim mavilik, bu kez bu dar koldan ibarettir. Nehirle olan sevdamızı bir kenara ve başka bahara bırakarak kolu takip etmeye başladığımda ise, bu kolun varacağım yere ulaştığını görebiliyordum. Bacası tüten bir yapının selamıyla birlikte, ayaklarıma serilen dar su yolunu takip ederek yağ meselesinin çözüleceğini umduğum topraklara varmak üzereydim. Ne var ki, bu yerleşkeden kulağıma ilişen bağırtı sesleri, adımlarımın istemsizce durmasına neden olmuştu. Bu topraklardaki herhangi bir yere olduğu kadar, bu yerleşkeye de yabancı biriydim ve elimden sadece iki isim vardı. Biri beni buraya getiren isim, diğeri ise burada bulmayı umduğum kişiydi. Bu haliyle basitçe yerleşkeye girip isimleri vermeli miydim yoksa başka bir yol mu bulmalıydım, buna karar vermem gerekiyordu. Buradaki kişilerin konumlarına bakıldığı zaman, zorlu bir yola sürükleneceğimi düşünmüyordum. Nitekim Maguro-san daha önce buradakilerle bir şekilde iletişime geçmiş, en azından kendisinden haberdar etmiş olmalıydı. Benim de Maguro-san’ın ismiyle geldiğim bilgisi karşısında insanların çok zorluk çıkaracağını düşünmüyordum. Bununla birlikte, bir shinobi ve kaçak olmak her türlü koşulda hazır olmak gerektiği anlamına da geliyordu. Bu yüzden mümkün olduğunca dikkatle yaklaşacak, ancak tıpkı köprü gibi basit ve sağlam görünecektim.

Adımlarımı yerleşkeye doğru yönelttiğimde, ilk olarak görebildiğim kadarıyla yapıların durumlarını kontrol edecektim. Elbette bunu işinde uzman bir eksper gibi değil, sadece bir shinobinin gözlem yeteneği kapsamında yapacaktım. Buradaki insanların el marifetlerinin ne derece olduğunu, yapıların durumuna bakarak da kestirmeye çalışacaktım. Bununla birlikte konuşma olayına gelince, muhtemelen tarlalarda çalışan insanlarla karşı karşıya gelecektim ve bu bağlamda, gördüğüm en aklı başında kişiyle iletişime geçecektim. Aklı başında olmanın bir sürü kriteri olduğunun farkındaydım, bu nedenle aradığım kişinin ortam içindeki en düzgün ve diğerlerine nispeten daha yetkili biri olmasını planlıyordum. Bu tür biriyle karşılaşmamam halinde ise, hedefin nispeten yaşıtım bir kişiyle iletişime geçmekti. Böylesine birilerini bulmam dahilinde ise, önce kendimi tanıtacak ve daha sonra Maguro-san tarafından buraya gönderildiğimi ve Takamaru isimli kişiyi aradığımı dile getirecektim. Tıpkı köprü gibi, basit ve sağlam olmaya her daim dikkat ederek…
Künye
İsim: Amano Kagami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak (Chuunin)
Ryo: 98.750
Prestij: 8
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Kagami idealleri peşinde olan birisidir. Bu yüzden de köyden kaçmasına sebep olan soruların cevabını bulmayı amaçlamaktadır. Bu sorular kendinden başlayıp dünyaya yayılmaktadır. "Neden" ve "nasıl" şeklindeki bol soruları, bulduğu cevapların peşinden gitmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla Kagami ideallerini realiteye dökmeyi istemektedir.
Özellikler
Izena'daki Ev
Kagami, Izena adlı bir kuytu Yağmur Ülkesi köyünden bir eve sahiptir. Bu ev, onun rahatça saklanabilmesine, dinlenebilmesine ve maceraları arasında huzurlu bir vakit bulabilmesine olanak sağlar. Bu ev sebebiyle Kagami yorgunluğa ve dinlenmeye bağlı olan sağlık sorunlarından daha hızlı kurtulur, Izena'ya kısa sürede ulaşabileceği bir mesafedeyse avlanamaz ve bu evi değerli eşyalarını saklamak için kullanabilir.

Kagami'nin kısa sürede Izena'ya ulaşamayacağı ve avlanabilir olacağı durumlar GM tarafından gerekli turlarda bildirilecektir.

Kagami kurgusal sebeplerle bu eve olan erişimini kaybedebilir.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 9
Varlık: 7
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 2
[Potansiyel] Ninshuu: 5 (Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 5
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 4
Mod
Jikangan

Ninjutsu
Raigami no Jutsu (B-Rank)
Ikazuchiwana no Jutsu (C-Rank)
Geliştirme Açıklaması: Tekniğin aktivasyonu için işaretlenen alana birilerinin girmesi gerekirken, yaptığı antrenmanlar sonucunda Kagami işaretlenen alan üzerinde kontrol sağlamıştır. Bu sayede teknik açıklamada yazıldığı gibi kullanılabilirken, Kagami teknik için konulan işarette ufak bir değişiklik yaparak, tekniği tek el Tora mührü ile istediği zaman aktif hale getirerek patlamayı gerçekleştirebilir.

Geliştirme Açıklaması: Tekniğin gerçekleştirilebilmesi için sabit cisimler işaretlenebilirken, Kagami teknik üzerindeki kontrolü sayesinde, canlı cisimlerin üzerine de işaret bırakabilmektedir. Bırakılan işaretin, teknik için sabit cisimlere konulan işaretten bir farkı bulunmamaktadır.

Geliştirme Açıklaması: Teknik için el mühürleri yapıldıktan sonra, Kagami iki elini kullanarak iki işaret bırakabilir. Bu işaretlerin ikisi de aynı olmak zorundadır. Yani bir işaret kendiliğinden patlayan, diğer ise Kagami tarafından yapılacak el mührü ile patlayan cinsten olamaz. Diğer bir deyişle, İki işaret de ya kendiliğinden patlayan cinsten ya da tek el mührü ile patlayan cinsten olmak zorundadır.
Kangehika (C-Rank)
Shunshin no Jutsu (D-Rank)


Taijutsu
Suiseiki (D-Rank)

Genjutsu
Kasumi Juusha (C-Rank)
Kuroshiki (D-Rank)
Okuninushi (B-Rank)


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur - II. Kısım

Post by GM - Naruto » July 4th, 2021, 12:41 am

Binaların olduğu yere yaklaşmak adına hareketleniyorsun. Dikkatlice yaklaşmak adına hızla değil, temkinle ilerliyorsun. Yerleşke olarak tanımlanabilecek yere yaklaştıkça çevrede pirinç tarlaları görmeye başlıyorsun. Yol bu tarlaların ortasından ilerlemekte. Genelde yolun sol tarafını dolduran kare pirinç tarlalarının suyu az önce ana nehirden ayrılan bu su yolu tarafından sağlanıyor gibi. Yolun kenarından ilerleyen bu su yolu bir noktada bir kaç parçaya ayrılıyor komple ve solda kalan tarlalara dağılıyor. Tarlalar ise işleniyor gibi görünmekte. İçlerinde yabani otlar yok, pirinçler ekilmiş ve su belirli bir yüksekliğe kadar kare tarlaları dolduruyor. Sağında ise tarla yok, su yolu tamamen sol tarafı doldurduğu için.

Yolda birileriyle karşılaşmıyorsun ancak duyduğun gürültü artıyor senin ortama yaklaşmanla beraber. Bir tartışma dönüyor gibi hararetli bir şekilde. Evler görüşünde büyürken onların basit birer kutudan oluşan geleneksel Japon evleri olduklarını fark ediyorsun. Yerleşke merkezi olarak tanımlanabilecek bir noktanın etrafına rastgele dağılmış gibiler. 5-6 bina sayıyorsun gözlerinle. Pirinç tarlaları bu evlerin olduğu noktaya kadar ilerlemiyor, evlerin başladığı noktada bitiyorlar.

Yerleşkeye vardığında gördüğün manzarayı analiz etmeye başlıyorsun.

10-15 kişilik bir grup yerleşkenin etrafında, evlere yakın olacak şekilde konumlanmış durumdalar. Herkes ortaya, meydana doğru bakıyor. Açıklık 20 metre çapında bir dairesel alana benziyor kabaca. Evlerin konumu gereği tam dairesel olmasa da buna yakın. İnsanlar meydandan ziyade evlerin önünde durmaktalar. Bu şahısları süzdüğünde genelde genç erkek ve kadınlardan oluştuklarını seçiyorsun. Hepsinin üzerinde köylü kıyafetleri mevcut, kimisinin elinde tırpan ve benzeri araçlar mevcut.

Alanın ortasında ise bir eşeğe bağlı küçük bir vagon görüyorsun. Bir at arabasının yarı boyutunda falan olmalı. Bu "eşek arabası" geldiğin yöne doğru konumlandırılmış. Eşeğin bir kaç metre önünde zayıf, uzun boylu bir eleman durmakta. Üzerinde siyah, kısmen dar bir tulum mevcut. Farkındalık yetilerin bu tulumun bir savaş kıyafeti olduğunu söylüyor sana; içerisinde hareket etmek epey rahat olmalı. Tulum elemanın boynundan ayaklarına kadar kaplıyor, kol kısmı ise omuz hizasından kesilmiş, yani elemanın kolları açıkta durmakta. Uzun siyah saçları neredeyse beline gelecek kadar uzamış. Genç bir tipleme gibi, sakalı yok. Erkek.

Bu elemanın yanında ise bir şişman tipleme mevcut. Yaşlı birisine benziyor. 4-5 santim uzunluğunda saçları gür sakalları ile karışmış. Köylü kıyafeti giyiyor o da. Bu ikili tartışmakla meşgul, genç adam vagonu eşeğe bağlarken yaşlı eleman buna "Yapma, etme!" minvalinde bir şeyler ediyor. Genç ise yaşlı elemanı avucunun içi ile göğsünden bastırarak ittiriyor. Yaşlı eleman geriye doğru bir adım almak zorunda kalıyor, ardından ise hiddetli bir şekilde bağırıp gencin üzerine yürüyor. Bir yumruk sallamak için elini kaldırıyor, ancak indirdiğinde genç çoktan yana adımlamış oluyor ve yumruktan kurtuluyor. O esnada yaşlı elemanın göğsüne bir kapıcı tekmesi atıyor, yaşlı eleman geriye doğru 3-4 adım sendeliyor ancak dengesini kuramayıp yere yığılıyor bir çuval gibi. Sağda ve soldaki kalabalıktan bir iki kişi yardımcı olmak için hareketlendiğinde, genç onlara ters bir bakış atıyor ve herkes olduğu yerde duruyor. Genç, vagonu bağlamayı bitirip önüne döndüğünde, seni fark ediyor.

"Sen kimsin lan?" diyor itici bir ses tonuyla. Bu esnada kalabalık sana doğru dönüp bakıyor, herkesin odağı olaylarda olduğu için gelişin fark edilmemiş gibi.

Gözlerini kısıp vagona baktığında, vagonun içerisinde 3-4 siyah, metal varil görüyorsun.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Amano Kagami
Kaçak
Kaçak
Posts:83
Joined:September 2nd, 2018, 12:45 pm
Künye:

Re: [Amano Kagami] Çiseleyen Yağmur - II. Kısım

Post by Amano Kagami » September 8th, 2021, 1:29 pm

Adımlarımı yerleşkeye doğru ilerlettikçe işlenen pirinç tarlalarını görmek içimi rahatlatıyordu, belki de anlamsız bir biçimde. Her ne kadar Maguro-san bu yörenin tarım faaliyetlerinden bahsetmiş olsa da bizzat bunu tespit etmek daha olumlu bir hava estiriyordu. Kanunsuzluğun hüküm sürdüğü toprakların dünü bugüne uymadığı için karşımda yakılmış tarlalar, bakımsızlıktan insan boyunu aşmış yabani otlar görme olasılığı zihnimin bir köşesinde varlığını sürdürüyordu. Ancak sol tarafıma düşen kare şeklindeki tarlaların usulüne uygun bir şekilde kullanılması tüm bu kötücül düşüncelerin silinip atılmasına neden olmuştu. Bu durum da elbette bir parça da olsa rahatlamamı sağlıyordu.

Amacım aklı başında birine denk gelmek olsa da, bu yürüdüğüm yollarda çok mümkün olmamıştı. Nitekim bu olmazsa olmaz bir plan olmadığı için adımlarımı sürdürmeye devam ediyordum. Tarlaların son bulup klasik mimarinin minimal örnekleri niteliğindeki evlere vardığımda etrafıma daha dikkatli bakma gereği hissediyordum. Artık yerleşkenin içindeydim ve burada Maguro-san’ı temsilen bulunuyordum. Dikkatsiz ve temkini elden bırakmış bir şekilde davranamazdım. Dost toprakların içinde olsam bile, tıpkı tarlalara dair duyduğum güvensizliği insanlar karşı da hissediyordum. Kimin dost kimin düşman olduğu saatler içerisinde bile değişebilecekken, belki de günler öncesine ait ve bizzat teyit etmeden bel bağlayamayacağım bilgilere güvenerek hareket edemezdim.

Kılık kıyafetlerinden tarlalarda çalıştıkları belli olan 10-15 kişilik grubun evlerinin önünde bulunduklarına dair ilk gözlemim, buradaki insanların şu an için bir istirahatte oldukları yönündeydi. Yeni çalışmayı bitirmiş olmaları veya henüz yeni çalışmaya başlayacakları ihtimalleri arasında, gruptaki hareketsizlik çalışmayı bitirmiş olmaları yönündeki düşüncemi baskın kılıyordu. Bunun dışında bir durum varsa da, gözlemlerim başkaca bir çıkarım yapmaya pek olanak tanımıyordu. Yine de bu hususa pek takılmadan, yerleşkenin merkezi niteliğindeki dairesel alana yönelmiştim. Evlerin konumları gereği ortaya çıkan bu açık alanda eşeğe bağlı bir vagon kendisini hemen belli ediyordu. Geldiğim yöne doğru başı çevrilmiş eşekten daha dikkat çeken şey ise, eşeğin birkaç metre önünde duran ve yöre halkının kıyafetlerine hiç de uymayan kıyafetler tercih etmiş olan kişi oluyordu. Uzun siyah saçlarına uygun ve savaş naraları atan kıyafeti, bu adamı köylülerden kolayca ayırt ediyordu ve esasen içimdeki uyarı sinyallerini de harekete geçiriyordu. Ancak birkaç saniye sonra bu sinyallerin ciddi bir alarm konumuna geçeceğini henüz fark edebilmiş değildim.

Tüm dikkatim uzun, zayıf adama yönelmişken, onun hemen yanında duran köylü kıyafetleri içerisindeki yaşlı adamın vagonu eşeğe bağlamakta olan siyahlara bürünmüş adamdan hareketlerine son vermesini isteyen sözlerini duyuyordum. Olayın şekli giderek kafamda netlik kazanırken siyahlara bürünmüş adamla yaşlı adamın arasındaki tek taraflı kavga gözlerimin önünde cereyan ediyordu. Etik değerlerim veya zihnimde çınlayan öğretilerim, yaşlı bir adam ile kavga edildiğinde bu adamın safını tutmam gibi bir zorunluluk yüklemiyordu. Ancak yine de burada bulunuş amacım ve şeklim, yaşlı adamın Maguro-san’ın tarafında olduğu açıkça gösteriyor gibiydi. Bununla birlikte siyahla bürünen adamın kurduğu otoriteye burada bulunan kişilerin karşı gelemeyeceği de, genç adamın tek bir bakışıyla ortaya çıkıyordu. Hafifçe iç geçirerek ve özlemini duyduğum shinobilik iç güdülerimin harekete geçişini özlemle karşılayarak olaya mahalline dahil olmak istediğimde, genç adamın sözleriyle bunun çoktan gerçekleştiğini fark etmiştim.

İtici bir ses tonuyla varlığımın sorgulanması cılız bir rahatsızlığı içimde peydah etmişse de, bakışlarımdaki sabitliği ve dinginliği çok da bozma taraftarı değildim. En azından şimdilik. Genç adamın sözleriyle üzerime dönen bakışlar arasında yaşlı adamın genel durumunu gözlerimle kontrol ettikten sonra vagondaki yüke kaçamak bir bakış atmıştım. 3-4 tane siyah, metal varilin içeriği hakkında öngörülerim az çok beni yönlendirse de, esas mesele muhtemelen benim teslim almam gereken malzemeleri, zor kullanarak siyahlı adamın almış olmasıydı.

Genç adamın sözleri henüz daha etkisini yitirmemişken, esas odağımı siyahlara bürünmüş adama yönlendirmiştim. Üzerinde bir organizasyona veya shinobi köyüne bağlı olup olmadığı yönünde belirleyici bir iz, ekipmanı arayan gözlerim, yine de adamın gözlerinin içine bakar şekilde duruyordu. Genç adamın itici ve ukala sözlerine karşılık, cevabımı bu adama vermek yerine topluluğa yönelik olarak “Bu varilleri teslim almak veya taşınmasına yardımcı olmak için birini bekliyor muydunuz?” diyecektim. Özellikle Maguro-san veya Izena’nın adını vermekten, şimdilik, imtina etmeyi planlıyordum. Genç adamın kim olabileceğine dair yeterli bilgileri aldıktan sonra, bu bilgileri gerekirse gün yüzüne çıkarabilirdim. Ancak şimdilik, kim olduğum veya kimin için burada olduğuma dair bilgileri kendimde saklı tutmaya karar vermiştim. Sorumun ardından gelecek bir cevabı beklemeden, ancak grubun genel havasını koklamayı da ihmal etmeden, odağımı siyahlara bürünmüş adamda sabit tutarak, “Eğer bekliyorsanız o kişi benim… Yok, beklemiyorsanız…” dedikten sonra gözlerimi hafifçe kısıp çakramı gözlerimde yoğunlaştırmaya başlarken “Bu varilleri alacak kişi sen misin?” diyecektim, açık bir meydan okumayla. Genç adamın yaşlı adama karşı davranışı ve bana karşı tavır karşısında, bu aşamadan sonra ne yapacağını az çok kestirebiliyordum. Bu yüzden vücudum ufak bir adım için bile tetikte beklemekteydi. Bu hissi yaşamayalı epey zaman geçmişti ve tek umudum, körelmemiş olmamdı.
Künye
İsim: Amano Kagami
Yaş: 19
Cinsiyet: Erkek
Element: Raiton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak (Chuunin)
Ryo: 98.750
Prestij: 8
Ün: 10
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Kagami idealleri peşinde olan birisidir. Bu yüzden de köyden kaçmasına sebep olan soruların cevabını bulmayı amaçlamaktadır. Bu sorular kendinden başlayıp dünyaya yayılmaktadır. "Neden" ve "nasıl" şeklindeki bol soruları, bulduğu cevapların peşinden gitmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla Kagami ideallerini realiteye dökmeyi istemektedir.
Özellikler
Izena'daki Ev
Kagami, Izena adlı bir kuytu Yağmur Ülkesi köyünden bir eve sahiptir. Bu ev, onun rahatça saklanabilmesine, dinlenebilmesine ve maceraları arasında huzurlu bir vakit bulabilmesine olanak sağlar. Bu ev sebebiyle Kagami yorgunluğa ve dinlenmeye bağlı olan sağlık sorunlarından daha hızlı kurtulur, Izena'ya kısa sürede ulaşabileceği bir mesafedeyse avlanamaz ve bu evi değerli eşyalarını saklamak için kullanabilir.

Kagami'nin kısa sürede Izena'ya ulaşamayacağı ve avlanabilir olacağı durumlar GM tarafından gerekli turlarda bildirilecektir.

Kagami kurgusal sebeplerle bu eve olan erişimini kaybedebilir.

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 4
Kondisyon: 6
Potansiyel: 9
Varlık: 7
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 2
[Potansiyel] Ninshuu: 5 (Favori)
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 5
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 5
[Zeka] İzcilik: 4
Mod
Jikangan

Ninjutsu
Raigami no Jutsu (B-Rank)
Ikazuchiwana no Jutsu (C-Rank)
Geliştirme Açıklaması: Tekniğin aktivasyonu için işaretlenen alana birilerinin girmesi gerekirken, yaptığı antrenmanlar sonucunda Kagami işaretlenen alan üzerinde kontrol sağlamıştır. Bu sayede teknik açıklamada yazıldığı gibi kullanılabilirken, Kagami teknik için konulan işarette ufak bir değişiklik yaparak, tekniği tek el Tora mührü ile istediği zaman aktif hale getirerek patlamayı gerçekleştirebilir.

Geliştirme Açıklaması: Tekniğin gerçekleştirilebilmesi için sabit cisimler işaretlenebilirken, Kagami teknik üzerindeki kontrolü sayesinde, canlı cisimlerin üzerine de işaret bırakabilmektedir. Bırakılan işaretin, teknik için sabit cisimlere konulan işaretten bir farkı bulunmamaktadır.

Geliştirme Açıklaması: Teknik için el mühürleri yapıldıktan sonra, Kagami iki elini kullanarak iki işaret bırakabilir. Bu işaretlerin ikisi de aynı olmak zorundadır. Yani bir işaret kendiliğinden patlayan, diğer ise Kagami tarafından yapılacak el mührü ile patlayan cinsten olamaz. Diğer bir deyişle, İki işaret de ya kendiliğinden patlayan cinsten ya da tek el mührü ile patlayan cinsten olmak zorundadır.
Kangehika (C-Rank)
Shunshin no Jutsu (D-Rank)


Taijutsu
Suiseiki (D-Rank)

Genjutsu
Kasumi Juusha (C-Rank)
Kuroshiki (D-Rank)
Okuninushi (B-Rank)


Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Post Reply

Return to “Yağmur Ülkesi”