Su

User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:
Su

Post by Chouwano Kagi » September 24th, 2020, 12:46 am

"Daha ülkenin havasında hayır yok." diye söylendi Kagi. Geldiğinden beri durmayan yağmur onun özenerek giydiği elbiselerini, ninja ekipman çantasını mahvetmişti. Sözde gündüz faaliyete geçmeyi planlamışlardı lakin günün ayıp aymadığı dahi belli değildi. Tulumundan kafayı kaldırarak diğerlerini kontrol etti. Maita-senpai ve Sekiguchi-san'ın yerleri boştu. Güneş'in doğmak üzere olduğuna kanaat getirdi zira ilk nöbeti Kagi tek başına tutmuş ve yarınki yaygaraya binaen kısa bir süre de olsa dinlenmiş olan Maita-senpai'ye devretmişti. Sekiguchi ise nöbet çizelgesinin son sırasındaydı. Kagi de bir elini tulumdan çıkararak dıştaki düğmeleri çözdü. Beline kadar uzanan yerleri çözdükten sonra doğruldu. Etsuko-san halen daha uyuyordu. Başta uyandırmak için seslenmeyi düşündü fakat yola çıkmadan evvel takımına hazır ramenleri hazırlamanın daha makûl olduğuna karar verdi. Zira gün boyunca bir daha ne zaman durabilecekleri belli değildi. Etsuko'yu da o zaman uyandıracaktı.

Tulumunu katlayıp çantasına koydu ve Maita'yı aramak üzere inden dışarı çıktı. Sekiguchi inin girişine yakın bir yerde oturmuş bir halde yarı-uyanık bir halde duruyordu. Yanından geçip dışarı baktı. Havanın rengi grimsi bir mavilikteydi. Yağmur ise halen devam ediyor ve bütün araziyi çamura buluyordu. Sekiguchi'ye dönüp usulca dürttü. Genç adam irkilerek uyanmış ve Kagi'yi karşısında gördüğü için korkmuştu. "Sakin ol. Maita-senpai'yi arıyorum. Nerede?" Sekiguchi, Maita'yı en son gördüğü yere inin dışındaki ağacın altına baktı. Nispeten daha kuru bir yerdi lakin araziyi daha iyi gözleyebilen bir noktaydı. Gerinerek "Yerinde değil mi?" diye hazırca bir cevap verdi. Kagi onunla daha fazla zaman kaybetmek istemedi. Yeniden ine girdi ve çantasını alarak telaşlı adımlarla dışarıya yöneldi.

Bu sırada Maita elinde birkaç nispeten kuru odun bularak içeriye yönelmişti. Kagi'yi hazırlanırken yakalamıştı. Takılmadan edemedi. "O kadar önemsiyor musun beni ya hu." Kagi neye uğradığını şaşırmış ve yanakları kızarmıştı. "S-sonuçta bir görevdeyiz ve biz bir takımız!" Maita gelecek yanıtı beklememişti. Kagi'nin kendisini önemseyip önemsememesi pek de umrunda değildi. Sekiguchi ise arkadan gelerek sohbete dahil oldu. "Kagi'nin kendinden başkasını önemsediği nerede görülmüş?" Kagi öfkelenmiş ve patlamaya hazır bir hale bürünmüştü. Maita araya girdi. "Sekiguchi, espriyi yaptım bitti. Uzatmanın anlamı yok. Keza seninki bok gibi bir espriydi." Sekiguchi bu sözler üzerine bir köşeye sindi. Konuşmalar üzerine Etsuko da uyanmış ve yavaş yavaş tulumunu çözmeye başlamıştı.

Maita bulduğu odunları teepee şeklinde dizdikten sonra yaktı. Ateşin harlanması için biraz üfledikten sonra da kayanın birine oturdu. "Kagi'nin de söylediği gibi biz bir takımız." Cebinden bir adet sigara çıkardı ve ocağın ateşinde yaktı. "Bugün önemli bir gün." Biraz duraksayarak çektiği sigaranın dumanını bıraktı. "Belki de birbirimize bakabildiğimiz son gün." Kimseden ses çıkmadı. Operasyonun zorlu geçeceğini herkes biliyordu lakin günlerdir konuşulan o zorluğun artık gelip çattığı gerçeği onların yüzüne tokat gibi bir kez daha çarpmıştı. Kagi ayaklandı ve su bidonlarından birisindeki suyu bir chagamaya döktü. Etsuko ise bu sırada herkesin ardında bıraktıklarını topluyor ve ardından da hazır ramen kutularını çıkartarak Kagi'nin yanına bırakıyordu. Maita usul usul bir köşede sigarasını içerken herkes bir köşeye sinmiş ses çıkarmadan oturmuştu. Ocaktan çıkan çatırdamalar ve kaynamaya başlayan chagamanın ıslığı dışında mağara hiç ses yoktu. Sessizliği aydınlatan ilk ses chagamadaki suyu kontrol eden Kagi'nin sesi oldu. İçlerindeki uhrevi muhasebeyi bitiren ses. Dünya'nın insanın ağzında bir lokmadan ibaret olduğunu hatırlatan ses.

"Ekmeğimiz var mıydı?"
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: Su

Post by Chouwano Kagi » September 24th, 2020, 12:57 am

Plan'ın hiçbir yanı tutmamıştı. Kagi'nin anladığı kadarıyla düşman en başından beri Takım Maita'dan haberdar idi ve sızma girişimleri de basitçe bir karşı tuzağa dönüşmüştü. Kagi etrafına hızlıca baktı. Sekiguchi'nin ölüsüne gözü takıldı. Gözleri açık, ağzını dolduran kan ile yitip gitmişti. Çevresinde neredeyse bir düzine düşman bulunuyordu. Bir mucize olmazsa buradan bir çıkışı olmayacaktı. Maita ve Etsuko'nun nerede olduğunu, durumlarını merak etti. Acaba onlar da kendileri gibi bir kadere mi mahkum olmuşlardı? Kagi muhasebesini iyi yapmalıydı zira bu yolun dönüşü yoktu. Eğer köşeye sıkışmış bir fare edasıyla çevresine saldırırsa ikiden fazla rakip öldürebileceğini düşünmüyordu zira zaten limitlerinin ortasındaydı. Sekiguchi'nin ölüsü dışında burada koruyacağı bir şey, uğruna savaşması gereken bir değer kalmamıştı. 360 derece kendi ekseninde dönerek açıklık aradı. Geldikleri yönün tam tersine, güneye doğru gitmenin en mantıklı seçenek olmasını umdu. Zira şu anda kuzey cephesinin bu tarafa nazaran debdebeli bir çatışmaya mesken olması muhtemeldi.

Saldırgan bir duruşa geçti ve çantasına elini attı. Rakipleri bir kunai beklerken Kagi, bulduğu bütün sis ve ışık bombalarını rastgele yönlere doğru boca etti ve canı pahasına güneye doğru koşmaya başladı. Olay yerinden uzaklaştıktan sonra arkasına göz ucuyla baktı. Yaklaşık 10 saniye kadar fark atmıştı, peşindekilerin sayısı ise yarıya düşmüştü. İleride güvenli basamakları olduğunu gördüğü ağaçlara gelince ters dönerek zıpladı ve arkasındakilara "Siktirin gidin!" diyerek iki shuriken fırlattı. Rakipleri elbette bu hamleyi kolayca savuşturmuştu. Kagi ise sadece kovalanmanın verdiği stres ile hareket ediyordu. Bugüne kadar hiçbir zaman av konumuna düştüğünü hatırlamıyordu. Her zaman o kovalamış, kimi zaman muvaffak, kimi zaman başarısız olmuştu. Kaçarken kaç kişiyi öldürdüğünü düşünmüştü. Belki de bugün geri ödeme günüydü.

Kader denilen şey kaçılması gereken bir şey miydi? Kagi'nin bugüne kadar aldığı canların kaderi Kagi'nin elinden son bulması gerektiği için mi vâkı oldu yoksa doğru -belki de yanlış- bir zamanda buluşan öğelerin ortaya çıkardığı bir sonuç mu? Bilemezdi. Kader denilen şey neydi? Bir kitaba yazılmış kahin sözleri mi? Yoksa güzelce bir tepeye yerleşen şahsın yaptığı gözlemler mi? Kagi şu an kaçmayı bırakıp durursa öleceği kesindi lakin koşarsa yaşamasına imkan vardı. Öyleyse buradaki kaderi neydi? Buradaki kaderini belirleyen o muydu yoksa birileri çoktan belirlemiş miydi?

Bilmiyordu. Bilemezdi de. Sadece umut edebilirdi.

Arkasına göz ucuyla baktı. Hala kovalanıyordu. Bu kovalamacanın kaç saattir sürdüğünü kestiremedi. Artık yorulmaya başlamıştı, adımlarını ikişer üçer atıyor ancak yine de onlardan kurtulamıyordu. Nabzı saniyelere sığmaz haldeydi. Boğazı hırıltılanmış, gözleri kararmıştı. Artık son demlerini hissetti. Gözleri artık bastığı ağacı, kayayı görmüyordu. Kusagakure'nin geniş çimenliklerini hayal etti. Uzanıp yatmak ve bir elini güneşe siper edip uyumak istedi. Arkasına bir kez daha baktı içinde nefret yoktu. Sadece yorgunluk vardı. Pes etmek istediyse de Kusalı gururu bunu reddetti. Mademki bu bir sondu öyleyse herkes için bir son olmalıydı. Ani bir dönüş ile tepelik alanlara ilerledi. Bir kulübe, bina ya da mağara bulmayı umut etti. Böylelikle sırtını bir yere dayayarak rakiplerinin tamamını karşısına alabilecekti. Elini çantasına attı ve bulduğu iki shurikeni daha onlara doğru fırlattı. Saldırının başarılı olup olmadığına bile bakmadı ancak aralarındaki farkın yavaş yavaş kapanmaya başladığı kesindi.

Nerede olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu lakin ormanlık alanlar azaldığı gibi yağmur ve yağmurun oluşturduğu çamur da azalmıştı. Vardığı yerde birçok tarla, ve bu tarlaları besleyen çaylar, ırmaklar ve nehirler bulunuyordu. Düşünmek ve çevresindeki konjonktürü anlaması için çok fazla bir vakti yoktu. Aklına gelen ilk şeyi, akan nehirlerden birinin tersi yöne doğru ilerlemeyi seçti. Koştukça çevresini de anlamlandırmaya başlıyordu. Yağmur ülkesini geride bıraktığı açıktı. Şu an ulaştığı yer muhtemelen Ateş Ülkesi ve Rüzgar Ülkesi arasında bulunan Nehir Ülkesi idi. Nehir Ülkesine daha önce bir görev için gelmişti. Ancak şu anki konumunun hangi ülkeye daha yakın olduğunu bilmiyordu. Bir sınır devriyesi ile karşılaşıp başını daha da derde sokma isteği yoktu. Arkasına göz atınca ödü koptu. Zira aralarında kelimenin tam anlamıyla 3-5 adım kalmıştı. Can havli onu daha da hayata bağlamıştı. Az önceki yorgunluğunu bir süre olsa da atlatmıştı. Nehrin sonu ise umduğu gibi bir mağaraya çıkmıştı ancak oldukça dar idi. Onun ise bir tek teknik kullanabilecek çakrası kalmıştı. Arkasına bir kez daha baktı. Çare yoktu. Mağarayı önce açacaktı. Sonrasını sonraya bırakmak lazım idi. Koşarken mühürlerini yaptı ve bağırdı.

"Katon!.."

Mağarada bir açıklık oluşturduktan sonra içeriye kendini attı ve çantasından bir tane patlayıcı kağıt aktifleştirerek bütün gücü ile açtığı açıklığa doğru fırlattı. Son bir çaba ile de bulduğu bir kayanın ardına atladı. İki saniye sonra çanta infilak etti ve açtığı açıklığı büyük bir gürültü ile göçürdü. Ortalık toz bulutu ve kulağı rahatsız eden gürültü ekolarıyla doldu. Kagi kendini muhafaza etmeye çalışsa da başarılı olamadı. Gözüne ve boğazına birçok toz yapışmıştı. Zavallı genç kız zaten boğazında oluşan balgamlar sebebi ile zorlanarak soluk alırken iyice bitap bir hale düştü. Öksürükler eşliğinde yerde sürünerek az önce akan suyu aramaya koyuldu. Gözlerini açamıyordu. Elini suya şaplatması ile beraber hızla suyu yüzüne yüzüne vurdu göremediği bir köşeye de bir kaç kez tükürdü. Ardından da ağzını az önce suyu bulduğu yere dayadı. Kana kana içti. "Başardım." dedi. "Kaderimi yendim." Zifiri karanlığı aydınlatan bir gülümseme attı. Geri geri biraz daha süründü. Bir kaya bulunca sırtını dayadı. "Yendim!" dedi. Tebessümünü korudu, huzura mı kavuşmuştu? Bilemezdi ama başarmıştı. Yaslandığı kayadan sağına doğru yavaşça devrildi. Gözleri sonuna kadar kapandı. Tekrarladı.

"Başardım!"
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: Su

Post by Chouwano Kagi » September 24th, 2020, 12:57 am

Gözlerini yavaşça açtı. Gittiği yol kapanan su Kagi'nin üzerinde yattığı su yatağına dolmaya başlamıştı. Arka kısmı tamamen ıslanmıştı. Kaç saattir baygındı? Bilmiyordu. Hiçbir şeyin görüldüğü de yoktu. Çevreyi aydınlatmak için bir teknik kullanmak istedi lakin hiç çakrası yoktu. Elini çantasına doğru attı lakin hiçbir şey bulamadı. Biraz çevresini yokladıktan sonra çantasının akıbeti aklına geldi. Ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Elini suya daldırarak gittiği yönü anlamak istedi. Bir yerlere tutuna tutuna ayaklandı ve yavaşça suyu takip etti. İnfilak ettirdiği göçüğü buldu ve önce kulağını dayayarak birinin olup olmadığını kontrol etti. Birkaç saniye öylece kaldı ancak hiçbir şey duymadı. Eliyle birkaç yerden taşları oynatmak istedi ancak muvaffak olamadı. Hepsi yerine mıhlanmış gibi duruyordu. En son denediği ise üzerine doğru daha fazla taşın gelmesiyle sonuçlanmıştı. Gelen taşların olduğu yer muhtemelen zayıf bir yerdi ancak çevresinde döndüğü birkaç tur sonrası yön duygusunu kaybetti. Suyun sesi ile yeniden kendini oryante etse de dokunduğu her taş farklı bir yermiş gibi hissediyordu. Beyhude bir uğraşa düştüğüne kanaat getirdi ve bir köşeye oturdu. Gerçekten başarmış mıydı? Bilmiyordu.

Acaba kör mü oldum diye düşündü. Zira bu kadar zifiri bir karanlığın var olabileceğine inanmak istemiyordu. Sırtındaki tantousu aklına geldi. Yerinde duruyordu. Çıkarttı ve tantouyu kendi ekseninde döndürdü. Bir ışığın parlamasını ummuştu. Hiçbir şey yoktu. Bir anda gerçekten kör olma korkusu onun iliklerine kadar sinmişti. Elini sağa sola atarak ufak bir taş aradı ve buldu. Bulduğu gibi kılıcına sürttü. O anda kılıçtan bir kıvılcım çıkmasını her şeyden çok istemişti. Hızlıca kılıcı sürttü ve çıkan o yalkınlar için Kami'ye binlerce kez şükür etti. Yalkınlar çıkınca kendi yansımasını kısa bir anlığına da olsa görmüştü. Alın bandını görememişti. Canhıraş bir biçimde elini alnına attı. Hiçbir şey yoktu. Daha da kötüsü nerede düşürdüğü hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Yağmur Ülkesi'nin her köşesinde olabilirdi. Şimdi köyüne dönerse Kusachou'ya ne diyecekti? Onuru olan bu alınlığı kaybettiğini nasıl söyleyebilirdi. Biraz durakladı. Ne boş bir kaygıydı bu böyle? Gülümsedi. Tantou'sunu yerine koydu. "Sanki dönebilecekmişim gibi."

Ayaklandı ancak bu sefer daha farklı bir hissiyat vardı. Sol bacağında bir acı hissetti. Acının olduğu yeri yokladığında bir kunainin ayağına saplandığını fark etti. Bu daha önce mi olmuştu yoksa infilak eden çantadan bir parça mı kendisine saplanmıştı bilemedi. Kalktığı gibi oturdu. Kunaiyi yerinden çıkarmalı mıydı yoksa çıkarıp sarmalı mıydı hiçbir fikri yoktu. Acının varlığını bilmesiyle acısı daha da harlandı. Dayanacak güç bulamadı ve sol eliyle yarayı iyice sıkıştırırken sağ eliyle kunaiyi yavaşça çekti. Doğru bir müdahale mi yapmıştı en ufak bir fikri yoktu. Yarayın kanayıp kanamadığını anlamak için avucunu açıp yaranın olduğu yere yakınlaştırdı. Eline bir şeyin döküldüğünü ya da dökülmediğini anlamıyordu. Biraz durduktan elini koklamak istedi lakin burnuna dolan tozlar bunu pek kolaylaştırmıyordu. Avucunu yüzüne sildi ve ıslaklığı hissetti. Elini suda yıkadıktan sonra yüzünü sildi ve elbisesinden yırttığı bir bez parçasını suya daldırdı. Yaranın olduğu yeri kabaca sildi ve bezin suyunu sıkarak yarayı kapattı.

Suyun çıkış yolundan bir hayır göremediği için suyun geldiği yöne doğru gitmeye karar verdi. Bir sopası olmaması sebebi ile tantousunu çıkardı. Oldukça kısaydı ancak en azından tutunacak yerleri anlayabiliyor ve eko yapan sesler sayesinde gittiği yönü az çok anlayabiliyordu. Ancak bu kararından beş dakika sonra pişman oldu zira bu bilinmezliğe adım atmaktansa göçüğü yıkmak için çakra toplamayı beklemek daha mantıklı gelmişti. Fakat iş işten geçmişti. Zira az önce eko yapan sesler ile yolunu bulma inancı şu an onun için bir kabusa dönmüştü. Zira ses her yerden geliyordu o ise nereye gittiğini bilmiyordu. Sular ise bir çok yarıktan birleşerek onu tamamen kayba yönlendiriyordu.

Kaç saattir böyle devam ettiğini bilmiyordu. Bir yere gidip gitmediğini dahi bilmiyordu. Suların sesi her yerden geliyor, sanki her yer başka bir yere gidiyordu. Bir yöne gittiğinde ise yeni seçenekler dışında hiçbir şey bulamıyordu. Çok acıkmıştı. Açlığını su ile bastırmaya çalışıyordu ancak artık midesi bulanmaya başlamıştı. Terliyor, nefes almakta zorlanıyordu. Koca bir karanlık deryasında pusulasız yakalanmış gibiydi. Öfkeyle bir yöne doğru hızla koşmaya başladı. Birkaç saniye sonra ayağı bir taşa takılmış ve yuvarlanarak başka bir bilinmezliğin içine düşmüştü. Gözünden bir damla yaş geldi. Doğrulmaya ise hiç uğraşmadı. Huzurlu ancak sitemkar bir soluk alıp verdi. Gözünün önüne köyü, ailesi ya da Hane-chan gelir sanmıştı. Hiçbir şey gelmedi. Ne yazık olmuştu.

"Keşke" diye söylendi. "Keşke onların elinde ölseydim."
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: Su

Post by Chouwano Kagi » September 24th, 2020, 12:58 am

Gözlerini yavaşça açtı. Hasırdan yapılma bir çatı tam tepesinde duruyordu. "Kurtuldum mu?" diye düşündü. Çok yorgun hissediyordu. Burası da neresiydi? Hastaneye benzemiyordu, ya da evine. Ne zamandan beri buradaydı? Kalkamaya çalıştı ancak ne gücü ne de takati vardı. "Bekleyebilir." dedi. "Bekleyebilir." Biraz sonra birisi onun yanına geldi. "Haydi!" diye seslendi. Güzel bir kadındı bu. Ama bu kadın da kimdi? Beni niye kaldırıyordu? diye düşündü. Usulca ayaklandı. Hafif adımlarla bu küçük odadan dışarı çıktı. Bir hole çıkmıştı. Oldukça küçük bir evdi burası. Kagi, direkt olarak dışarı çıkmak istemişti ancak vücudu küçükçe bir lavabonun olduğu, mutfak tezgahına doğru yöneldi. Ne olduğunu anlayamamıştı. Elini dahi kaldıramıyordu. Bu sırada vücudu yüzüne birkaç kez su vurmuş ve ardından da rengi kararmış bir aynanın önüne geçmişti. Baktığı kişi kendisi değildi. Orta yaşlarda bir çocuğun yüzüydü bu. Bir erkeğin. Bu da kim? diye düşündü. Neden bunları görüyordu. Ölmüş ve yeniden mi doğmuştu? Hayatını tamamen bir başkasının vücuduna yapışarak mı geçirecekti? Daha fazla ürkmüştü ancak elinden en ufak bir şey dahi gelmiyordu.

Saatlerini bu bedenin içinde çıldırarak geçirdi Kagi. Ancak beyhude bir çabanın da bir yarar getirmediğine kanaat getirdi. Öylece bir başkasının gözünden dünyayı seyretti. Bir süre sonra huzur bile buldu. Zira mesken tuttuğu bu bedenin ne bir derdi vardı ne de bir kaygısı. Yaşadığı topraklar da ne güzel görünüyordu. Uçsuz bucaksız çayırlar, bulutlu ancak karamsar olmayan bir hava. Efil efil esen rüzgar hepsini hissediyordu Kagi. Kendini bu boşluğa öylece bıraktı. Saatlerini, günlerini bu iki göz pencereden dışarıyı seyretmekle geçirdi. Kendi benliğinin usulca bedende eridiğini hissediyordu ama elinden ne gelirdi. Kader denilen şey belki de boyun bükülmesi gereken bir hikayeden ibaretti.

Kagi benlik içinde yok olmadan evvel genç oğlanın sevgilisi ile tanışma fırsatına da nail olmuştu. Kagi oldukça mutlu olmuştu lakin bu mutluluğun çoğuna Kagi müsebbib değildi. Bu genç oğlanın mutluluğu Kagi'nin duygularını bastırmaya başlamıştı. Kestane rengindeki saçları özenlice taranmış ve tokalarla bağlanmıştı ancak esen rüzgar birkaç tel saçı tokalardan kurtararak genç kızın gözlerinin önüne getirmişti. Genç kız en mavi denilen gözden daha mavi bir göze sahipti. Yeşil tonlarında sevimli bir elbise ile sevgilise ile buluşmuştu. Kagi kızı öpmek istemişti lakin bu isteğin kaynağı kendisi miydi yoksa genç oğlan mıydı? Emin değildi.

Kagi bu çiftin cilveleşmesini saatlerce hissetmişti. İçi huzur doluydu ve genç kızdan başka bir şey düşünemiyordu. Oysa neleri neleri düşünmek istiyordu. Yolun sonunu gören bir yaşlı edasına sahipti. Kaybolan yılları aklının hüzünlü bir köşesinde durarken sadece dışarıyı izliyordu. Gözlerini kapattı ve öylece onları dinledi. Yolcuların konaklaması için yapılan bir handa iki aşık yemek yiyor, kızara kızara birbirlerinin ellerini tutuyordu. Kagi kendi düşüncelerini dahi duyamaz olmuştu. Duyguları tamamen bu genç oğlanın içinde eriyip yok olmuştu. Kagi sessizce onun kulağına gelen taaşşuk sözlerini dinliyordu. Bu serenatlar bir ikilinin hanın kapısında görünmesiyle son buldu. Kagi gözlerini açtı. Yok olan benliğini, anılarını ve hikayelerini bir bir yeniden kazandı. Az önce nabzını dahi hissettiği bu gençten tamamen kopmuştu. Her şeyi hatırlıyordu.
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: Su

Post by Chouwano Kagi » September 24th, 2020, 12:58 am

Kagi ve Sekiguchi kapıdan içeri girdi ve hızlıca içeriye göz attı. İçeride çalışanlarla beraber 9 kişi vardı. Aradıkları şüpheliye uyan bir tanım da köşedeki bir masada görünüyordu. O da durumun farkına varmış ve yavaşça rakiplerinden gelecek hamleyi beklemeye koyulmuştu. Kagi, Sekiguchi'ye doğru baktı ve göz kırptı. O da usul adımlarla tezgahın başında duran adamın yanına yürüdü ve bingo kitabında adı geçen suçlu hakkında bilgilerini yoklamaya başladı. Kagi ise bu sırada ağır ağır, genç aşıkların masasına doğru ilerledi ve tamamen formalite icabı birkaç soru sordu. Oysa mezkur şüpheli, Masato'yu bulduğuna emindi. Yalnızca ilk hamleyi ondan bekliyordu. Böylelikle yaşanabilecek olası bir aksilikte sorumlu Kagi olmayacak ve herhangi bir münakaşaya sebep olmayacaktı. Kagi, genç çift ile konuşurken Masato yerinden kalkmış ve çıkışa doğru ilerlemeye başlamıştı. Kagi direkt olarak adama dönerek "Lütfen yerinize geçin. Resmi izin ile buradayız." Adam gülümseyerek yerine geçer gibi hareket etse de hızlı bir hareket ile kunasini çıkarmış mavi gözlü genç kızı rehin almıştı. Kagi de kıvrak bir hareketle tantousunu çıkartarak gard almıştı.

Genç kız korku içinde göz yaşı dökerken sevgilisi korkuyla karışık bir öfkeyle iki rakibin tam arasında duruyordu. Elinden bir şey gelmiyor olması onu daha da öfkelendiriyordu. Kagi oldukça sakindi. Sağ eliyle tantosunu ters olarak tutuyor, sol elinde de bir kunai bulunduruyordu. Masato'nun Sekiguchi ile arasına sıkışması için ağır ağır sağa doğru ilerledi. Masato ilk adımı atsa da geri geri giderek sırtını duvara yasladı ve "Geldiğiniz gibi siktirip gideceksiniz yoksa kız ölür!" diyerek kükredi. İşin doğrusu kızın akıbeti Kagi'nin hiç umrunda değildi. Görevi için buradaydı. Kendisini izleyen insanlar olmasaydı tantousu ile hem genç kızı hem de rakibini delmekten biraz olsun çekinirse aşk olsun. Kagi hafiften sırıtarak onun dediğinin tam tersini yaparak biraz daha yakınlaştı ancak genç oğlan bundan pek hoşnut değildi. Kagi'nin önüne geçti. "Yalvarırım dediğini yapın!" Masato sırıtarak onayladı. "Çocuk haklı gibi." Daha sert bir tona büründü. "SİKTİRİN GİDİN ŞİMDİ!" Kagi, Sekiguchi'ye doğru hafifçe baktı. Yavaşça Masato'ya doğru yaklaşıyordu. Genç oğlan bir kez daha araya girdi. "Lütfen size yalvarıyorum!" Kagi öfkeyle adama döndü ve tısladı. "Defol git be şuradan rezil herif!" Bu sırada genç kızın yavaşça debelenmesi onun boğazından ufak da olsa yaralanmasına sebep olmuştu. Kanı gören genç oğlan daha da hiddetlendi. "Size gidin diyoruz!" diyerek bağırdı ve Kagi'yi ittirdi. Masato bunu görür görmez genç kızı bir köşeye fırlattı ve kapıya doğru koşmaya başladı. Kagi masalardan birine tekme vurarak kapıya doğru itti. Masato bunu savuştursa da kapının önünde artık bir masa vardı. Hızla bir köşeye geçip gard aldı. Genç oğlan ise bu sırada sevgilisinin önüne geçmiş bir masanın çömelmiş halde beraber bekliyordu. Teknik kullanmak için oldukça dar bir yerdi burası. Eski usuller öne çıkmalıydı.

Kapı kapalıydı, pencereler ise genç aşıkların dışarı çıkabilmesi için oldukça dardı. Diğer herkes dövüşün tezgah tarafında olduğu için arka kapıyı kullanarak kaçmıştı. Bu iki genç aşık ise tezganı tam tersinde kapana sıkılmış halde dövüşün bitmesini bekliyordu. Masato iyi bir Kendou ustasıydı. Şu an hem Sekiguchi'yi hem de Kagi'yi rahatlıkla karşılayabiliyordu. Kagi yediği bir yumruk sebebiyle kanayan burnunu sildi. Masato bir eliyle kılıcını 360 derece sallayarak şova yatkın bir hareket yaparak sırıttı. Sekiguchi'ye göz ucuyla verdiği komut ile aynı anda bir kez daha saldırdılar. Kagi tantousunu Masato'nun tam başına doğru indirmeye çalıştı fakat Masato ilk katanası ile önce saldırıyı blokladı sonra ikinci katanası ile de Kagi'nin tantousunu elinden fırlattı. Akıbet; Kader, tantouyu genç aşıklardan erkek olanına saplanması biçiminde hüküm vermişti.

Masato alevlerin içinde acı acı bağırıyordu. Kagi ise hızlıca genç oğlanın yanına giderek tantousunu hızlıca göğsünden çıkardı. Oysa hem oğlan hem de kız da onun yardım edeceği umuduyla ona nazar ediyorlardı. Tantousunu aldı ve yerde alevleri söndürmek için debelenen Masato'nun karnına sapladı. Başta inlemesi artsa da sesi usul usul kesildi ve gözleri açık bir halde göçüp gitti. Sekiguchi bir köşeye yaslanıp oturdu. Oldukça yorulmuştu. Kagi tezgaha doğru giderek su aldı. Önce kendi içti sonra da yaralı gence götürdü. "Benim suçum değildi." Gencin bir şey diyebilecek mecali yoktu. Acı acı ağladı ve verilen suyu içti. Kagi ise az önce Sekiguchi ile yaktığı ahşap duvardan çıkıp gitti. Arkasına bile bakmadı. Zavallı genç sevgilisine döndü. Tebessüm etti. Usulca eliyle yanağını okşadı. Genç kız o eli tutsa da oğlanın hayatını tutamadı. Göçtü ve gitti.
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: Su

Post by Chouwano Kagi » September 24th, 2020, 12:59 am

Kagi dakikalardır çektiği acının etkisiyle yılıp kalmıştı. Kendisine gitmemesi için yalvarmıştı ancak yazıldığı gibi; Kagi çıkıp gitmiş ve gencecik çocuğu ölüme terk etmişti. Hissettiği acı da genç oğlanla beraber yok olup gitti. Kagi yine koca bir karanlığın içinde kaldı. Hiçbir şey göremiyordu. Bunları niye görüyordu. Kami-sama Kagi'nin günahlarını mı yüzüne vuruyordu. Kagi yapılması gereken dışında ne yapmıştı? Karanlığa doğru öfkeyle bağırdı. Eğer orada bir tanrı varsa, Kagi'nin öfkesini duymalıydı. "Ben yalnızca benden isteneni yaptım!" Kagi duraksadı. Kimse ona bir şey dememişti ancak o bir şey ile konuşmuştu. Öfkesi bir anda gitmişti. "Evet." Bu sesindeki pişmanlık mıydı?

"Ben yalnızca benden isteneni yaptım."

Gözlerini açmıştı. Yine.
Image Ne yaptığını izle.


Kagi sonunda mental olarak çökmüştü. Gözlerini sımsıkı kapattı. Öldürdüğü herkesin hayatını yaşamıştı. Öfkesini alamayıp cesedini bile bıçakladığı suçlulardan, bir han köşesinde kaza ile ölen genç aşığa kadar. Genç aşığı öldüren yetenekli shinobiden yalnızca köyden kaçmış bir genini. Hepsini görmüştü. Oysa onları öldürürken ne kadar da kendinden emindi. Ölülerine bile hürmet göstermez, çürümesi için olduğu yere bırakırdı. Şimdi bütün hücreleriyle pişmanlık duyuyordu. Bir lokma ekmek için başlayan serüvenlerin nelerle bittiğini, "çitler" içinde doğanların birbirlerini nasıl istibdat ettiğini görmüştü. Bir bed sözün nice bahtları rayından ettiğini gördüğü gibi aytılması gereken sözlerin denmediği vakitte nelerin kaybedildiğini de gördü. Kagi rüşte kavuştuğundan beri bir kez olsun ağlamamıştı lâkin Kami şahit ki geçirdiği şu vakt-i meçhulde ağlamadığı bir dem ü an olmamıştı. Her bir hatasına, başkasının ona yaptığı her hataya. Değil sesini muhattabına konuk olduğu vücuda bile duyuramadığını defalarca tecrübe eden Kagi, bir an olsun ne kendisine ne de misafir olduğu bedene yalvarmaktan geri durmamıştı. Gözlerini sıkmayı bıraktı ama kapalı tutmaya devam etti. "Öğrendim kabahatimi, kabahatlerimizi. Bundan gayri pişmanlık fayda değildir." Açtı gözlerini Kagi. Teslimiyete açmıştı. Oysa yeni bir güne daha uyanmıştı, bir inin içinde. Öldürdüğü son kişinin, gününe. Özünün son gününe.

Malûmu ilâm etmenin kime ne yararı vardı? İki ile iki elbet dört ederdi, mutlak. Lakin insana "yanılan" denmesinin de bir sebebi vardı. Zira bakmak ile görmek arasındaki fark rakamlarla ölçülemezdi.
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: Su

Post by Chouwano Kagi » September 24th, 2020, 12:59 am

"Yok" dedi Sekiguchi biraz suçlu bir ses tonuyla. Kagi küplere bindi. "Sana yapman gereken tek şeyi, shokupan getirmeni söyledim ve onu da yapmadın mı?" Hışımla chagamayı ocaktan alarak ramenlere dökmeye başladı. Bir kelam daha etti. "Salak herif." Sekiguchi göstermemek için çaba harcasa da Kagi'nin sözüne kırılmıştı. Chagamayı tutan Kagi belki fark etmemişti ama iki gözü iki pencereye hapsolan Kagi fark etmişti. Bu kırgınlığın sebebi ufacık bir hakaret değildi elbette. Değer verdiği bir insandan işittiği hakaretti. Kagi şu ana kadar Sekiguchi'nin kendisine karşı his beslediğini bir an olsun hissetmemişti. Hissetse bile muhtemelen Sekiguchi'nin gururunu kırmak için elinden geleni yapacaktı. Elbet yapacaktı fakat neden yapacaktı? Kagi düşünse de iyi bir niyet bulamıyordu. Oysa bu kırılmanın da bu kibrin de sebebi halet-i ruhiyye idi. Bir insanın unutkanlık yaşamasından daha doğal ne olabilirdi?

Hazer kıl kırma kalbiñ, kimsenin canını incitme. Esir-i gurbet-i nalan olan insanı incitme.

"Maita-senpai, izin verin ben kaçış yollarını tutayım. Böylelikle hepsini etkisiz hale getirmiş oluruz." Sözlerinde kibir vardı. "Görevimiz burada bir delik açmak. Fazlası değil." diye yanıtladı Maita. Kagi bir kez daha söze atıldı. Bu sefer kibrin yanında bir de kana susamışlıkla. "Gayet de fazlası. Sayılarını ne kadar azaltırsak o kadar iyi. Böylelike Kusagakure'ye verdikleri zararı tamamen ödemiş olacaklar." Maita biraz duraksadı. Aklına belki kaybettiği kardeşi belki de arkadaşları geldi. Belki de intikam o kadar da kötü bir şey değildi. "Tamam." dedi. "Sekiguchi ile beraber gidin." Kagi tısladı. Yanına böyle bir beceriksizi layık görmek ona küfür gibiydi. Oysa nice görevi birlikte layığıyla yerine getirmişlerdi. Hiçbiri aklına dahi gelmemişti. Onun için Sekiguchi bir ekmeğe bile sahip çıkamayan bir ahmaktan öte değildi. Maita da onun kibri ile uğraşacak değildi. Netti. "Şimdi." dedi tok bir sesle.

Belirlenen yere konuşlanmışlardı. Beklemekten başka yapacakları bir şey yoktu. Zira Maita ve Etsuko düşmanları kendilerine doğru kovalayacak ve onlar da kısa bir süreliğine de olsa onları durdurarak Maita'nın yetişmesini sağlayacaktı. Sekiguchi ile Kagi bir ağacın iki dalına oturmuş bekliyordu. Sekiguchi shokupan hakkında özür dilemek istedi. "Kagi ben--" Kagi kuyruğuna basılmış bir kedi gibi ciyakladı. "Kapa çeneni be. Gözünü dört aç ve arkamızı kolla. Beni de yavaşlatma." Sekiguchi bıkkın ve üzgünce bir soluk verdi ve boş gözlerle çevreyi gözledi. Üzgünlük onun ruh halini domine ediyordu. Belki gözünden bir damla yaş bile dökmüştü. Dökmüştü ki diplerine kadar gelen düşmanı görmemişti. Kendisine atılan kunaiden sakınsa da arkası dönük olan Kagi'ye gelen kunaiye siper olup yere düşmüştü. Kagi hışımla arkasını döndüğünde yere düşen Sekiguchi'yi görünce apar topar gard almıştı. Sekiguchi yere düşmüş lakin ölmemişti. Kagi ise yolu tek başına tutuyordu. Sekiguchi'nin yanına inmesi durumunda yolun kontrolünü kaybedecekti. Gelen üç rakipten ilki Sekiguchi'ye doğru koşarken ikisi Kagi'nin arkadaşına yardım edeceğini öngörerek yoldan ilerlemeye başladı. Ancak Kagi değil Sekiguchi'yi kurtarmak, Sekiguchi'nin içinde olduğu hiçbir fikri bile düşünmüyordu. Sekiguchi önce kendisini öldürmek isteyen düşmana sonra da Kagi'ye korku ve merhamet duygusuyla bakarken öldürülmüştü. Buna karşın Kagi de kaçmaya çalışan iki kişiden birini öldürebilmişti.

Buradan sonrası Kagi'nin hatırladığı gibi gerçekleşmiyordu zira kendisini çevreleyen bir düzine insan varken şu an iki kişi vardı. Kagi bir süre gardını koruyarak Maita'yı beklese de yaşama güdüsü devreye girerek aralarından kaçıp gidiyordu. Kendisini kovalayanların sayısı hatırladığına göre 6'ya inerken burada sadece Sekiguchi'nin katili görünüyordu.

~~

Gülümsedi. Öfkeyle karışık bir siniri bozuk gülümseme de değildi bu. İçinde pişmanlık da yoktu.

Yine de gözlerini açtı fakat bu seferki gözler merak doluydu. Zira Kagi'nin ne öldürdüğü ne de zarar verdiği bir canlı artık kalmamıştı.

Çevresi mağarada uyuduğu gibi kapkaranlıktı lakin kendi bedenini pekâla görebiliyordu. Açlık hissiyatı yoktu, duyduğu bir ses yoktu, tenine değen o mağara esintisi yoktu. Hafif adımlarla ilerlemek istedi zira hatırladığına göre mağara tabanı engebeliydi ancak attığı iki adım sonrası zeminin dümdüz olduğunu hissetti. Kagi nereye gittiğini bilmiyordu. Hoş, nereye gitmesi gerektiği hakkında da bir fikri yoktu. Yürüdü, yürüdü ve yürüdü. Ola ki genç bir fani onu izliyor olsaydı bu yürüyüşün sonunu onun torunu dahi göremezdi. Bu zaman-i ilâ nihaye gölgesindeki tecevvül fani ömürler için çağlara tekabül ederken Kagi için bir yerden kalkıp kapının eşiğine gitmek kadar kısa sürdü. Lakin bilinmezliğin ve yokluğun verdiği o çaresizlik ve korku, Kagi'ye bu sürede nice çileler yaşattı.

Yolunun sonunda fersahların ötesinde bir aydınlık gördü. Bu aydınlık Kagi'nin gözünde belki de bir iğnenin ucundan bile büyük değildi fakat bu karanlık deryasının ortasında bir iğne ucunun değeri dünyalara bile bedeldi. Zira bir bilinmezliğin ortasında ruhsuzca yürüyen Kagi için bu ışık tek farklılıktı. Işığı görür görmez yürümeyi bıraktı ve koştu. Dakikalarca, saatlerce belki de günlerce, o ışığa biraz olsun bile yaklaşamıyordu. Açlık hissetmediği, koku almadığı, tenine zerrenin değmediği bu gark aleminde artık ayaklarının ağrısını da hissediyor, güneş altında çatlayan atlar gibi soluklanıyordu. Nefesi ritimsizleşmeye, adımları sendelemeye başlamıştı. İnleye inleye iki adım daha attı, daha fazla da dayanamadı.

Başını kaldırmaya takati yoktu. Elleriyle kendini ilerletmek istedi ancak tutunacak bir yer bulamayınca dirsekleriyle sürünmeye başladı. Saçları gözünün önüne düşmüş, kimisi de ağzının yapışmıştı. Sağ dirseğini ileriye doğru büyük bir çaba ile attı. "Lütfen." dedi. Oysa gözünü bu bilinmezliğe açtığından beri bir "Of" bile dememişti. Sol dirseğiyle kendisini destekledi. "Lü-lütfen, beni bırakmayın." Bir kez daha sağ koluyla kulaç atacak gücü kendinde bulamadı. Pes etti ve kendini yüzükoyun yere bıraktı. Hüngür hüngür ağladı. "Size yalvarırım, lütfen beni bırakmayın." Kimsenin onun için gelmeyeceğini biliyordu. Zira gelmeleri için bir sebep yoktu. Haklıydı da.
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: Su

Post by Chouwano Kagi » September 24th, 2020, 12:59 am

Gözlerini açtı ve bir karanlığa daha uyandı.

Yere düşerken sızım sızım sızlayan ayaklarını yoklamak için ellerini uzattı. Oysa hiç ağrı hissetmiyordu. Ağzından köpükler çıkartan soluklarını artık hissetmiyordu. Ayağa kalkmak istedi. Oysa ayaklarını hissetmiyordu. Yaşayıp yaşamadığını kontrol etmek için kendine cimcik atmak istedi. Oysa ellerini de hissetmiyordu. Ayağa kalkmak istedi, çaba harcamaksızın yükseldi. Nefes almasını gerektiren, kendisine limit koyan vücudu artık yoktu. Kagi, isterse uçabilir, isterse duvarların içinden geçebilir, isterse dünyanın kubbesinden bile çıkıp gidebilirdi. Kimse de ona tek bir şey diyemezdi. Düşüncelerini kısıtlayan bir akl ü zihni artık yoktu. Aklının daima köşesinde duran etik, yasa ve insanların birbirlerine koştuğu sayısız koşullar... Hiçbiri yoktu. Belirli konjonktürde oluşan duygular, korku, öfke, mutluluk... Artık hepsi Kagi'nin kontrolündeydi. O isterse mutlu olacak isterse kızgın olacaktı. Biri ona hakaret ederse isterse umursayacak, isterse umursamayacaktı. Tamamen özgürdü. Gözleri yoktu. Öyleyse o istediğini görecek, istediğini görmeyecekti.

Gözlerini açtı ve bir aydınlığa daha uyandı.

Zira aydınlığa uyanmak istedi. Neresi olursa olsun.

Gökyüzüne bakarak uyandı. Masmavi sonsuz gökyüzüne. Çevresine bakındı. Birçok insan onun çevresinde toplanmış onu izliyordu. Hepsi bir ağızdan ancak sessizce bir şeyler söylüyor ve Kagi de onları dinliyordu. Burası da neresiydi? Bu insanlar neden onunla konuşuyordu. Hepsine aynı anda yanıt vermesini nasıl bekliyorlardı? Uzaklara baktı ancak ağaçtan gayrı bir şey göremedi. Arkasına döndü ve dalların arasından birkaç dükkan gördü. Yürüyüp gitmek istedi ancak başarılı olamadı. Sanki ayakları yerle bir olmuş bir kök gibi yere sabitlenmişti. Kendisiyle konuşan insanlara yeniden döndü. "Senin adın ne?" diye sordu Kagi. Ancak bir yanıt alamadı, neden duyulmamıştı? Oysa gayet de yakındı. Sorusunu tekrarladı ama bir cevap yine alamadı. Kendisine yaklaşanlar arasında bir tane de shinobi vardi. Alın bandından tanımıştı, üzerinde de Kusagakure'nin simgesi vardı ancak onun kim olduğu hakkında bir fikri yoktu. Yaşı oldukça küçüktü, belki de bir Genin idi.

"Matsuoka-sama" diye seslendi küçük çocuk, elinde bir kunaisi ile. "Bana köyümün düşmanları yok etmek için güç ver."

Kagi korktu, zira korkmak istedi. Dallarını budaklarını büzdü ve kendini rüzgara bırakarak silkindi. Birkaç gözünü belki de elini bıraktı ardına. Bir ağaç olmuştu Kusa'nın ortasında. Nedendi bu? İstemedi bunu Kagi. Onun gözlerine, kendi gözlerine baktı. Gözünü kapattı.

Gözlerini kapattı ve bir karanlığa daha uyandı.
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: Su

Post by Chouwano Kagi » September 24th, 2020, 1:01 am

Image -
"Sen de amma huysuz çıktın!"

Yanında bir fidan üzerinde de bir baykuş vardı. "Bu seferki ne acaba?" diye düşündü. Uyandığı yer göçüp gittiği mağara mıydı? Kendi yatağı mıydı? Matsuoka'nın içi miydi? Bilmiyordu. İlk iş olarak ayaklarını kontrol etti, zira ölümsüz olmak sandığı kadar da eğlenceli bir şey değildi. Ayakları yerindeydi, havanın bir tadı yoktu lakin nefes alabiliyordu. Baykuş ona şaşkın şaşkın bakıyordu. Belki de farklı bir duyguyla bakıyordu lakin Kagi hayatı boyunca bir baykuş görmemişti. Olağan bakışı nasıldı bilmiyordu. "Nasılsa o da gidecek" diye düşündü. Gidecek ve beni yine yalnız bırakacak.

Baykuş tutunduğu dalda kanatlarını hızlıca iki kere çırptı. "Çok garip." dedi. "Oysa az önce bana ulaşmaya çalıştığına yemin edebilirim." Kagi ona doğru döndü. "Uzun zamandır birileri için koşuyor ve yürüyorum." dedi. Hangisi olduğunu anlatsan bile anlamam. Baykuş hiçbir şey demeden öylece dalın üstünde durdu ve gagasıyla tüylerini düzeltti, kaşıdı. Kagi tekrar söze girdi. "Sen de kimsin?" Baykuş aynı şaşkın bakışıyla yeniden Kagi'ye baktı. "Hiçkimse." Kagi bıkkınca tebessüm etti. Baykuş yeniden tüylerine döndü. "Sadece geçiyordum." Kagi bir süre konuşmadan öylece oturdu. Baykuş ile ne konuşacağını bilmiyordu ama konuşmaktan başka da yapacağı bir iş yoktu. "Burası da neresi?" diye sordu Kagi. Baykuş aynı şaşkın ifadeyle etrafına bakındı başını iki taraftan da 180 derece çevirdi. "Bilmem, ben sadece geçiyordum." diye yanıtladı. Kagi bir şey söyletebilmeyi umuyordu. Zira bu baykuş bir anısının kendisine ya da yozlaşmış parçasına benzemiyordu. Eğer öyleyse de öğrenerek buradan kurtulabilirdi. "Peki sen burada ne arıyorsun?" "Niye kurtulmak istiyorum ki?" diye düşündü Kagi cümlelerini bitirirken. Zira artık yalnız değildi. Baykuş Kagi'ye döndü. "Ben de onu anlamaya çalışıyorum." Kagi ne demek istediğini anlamadı. Baykuş devam etti. "Bana gayet normal gözüktün." Kagi hiçbir şey anlamadı. Bu muamma surat ifadesini de oluşturdu. "Seni ödüllendirdik ancak bu ödülü reddettin." Bu sırada tutunduğu daldan bir yaprağı alarak tüylerinin arasına taktı. Baykuş sanki bir vekil gibiydi, söyledikleri sözleri iradesiyle mi söylüyordu; Kagi bunu sorguluyordu. "Daha sonra ödülünü kendin belirlemeni istedik ancak sen, kendi seçtiğin ödülü de beğenmedin." Baykuş yeniden Kagi'nin gözlerine baktı. Baykuş'un gözlerinde Kagi'nin görüp görmediği her varlık ve olgu olağan biçiminde ya da yeni bir surette görünüyordu. Onun gözünde acı çeken insanları da gördü, sevmeyi de gördü, hakaretleri de gördü, gök kubbenin ötesindeki yıldızları da gördü, bir kulağın duyabileceği en güzel sözleri, notaları da gördü. İçi içinden geçmişti, Baykuş'un gözlerine baktığı her salise daha da kendinden geçiyordu. Beyni bir çorba gibi kaynıyor ve içinde gark ediyordu. Bu çile ve zevkten Baykuş'un sözleri ile kurtuldu. "

Peki sen ne arıyorsun?"
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
User avatar
Chouwano Kagi
Kaçak
Kaçak
Posts:214
Joined:June 4th, 2020, 6:05 pm
Künye:

Re: Su

Post by Chouwano Kagi » September 24th, 2020, 1:02 am

Kagi ne arıyordu? Bunu hiç mi hiç düşünmemişti. Zira bu karanlığın içinde karanlık olmayan herhangi bir şey bulmak onun yegane gayesiydi. İşte bu karanlıkta parıl parıl parlayan birisini bulmuştu. Bu karanlıkta belki de bir arkadaş bulmuştu ama Kagi bulduğuyla tatmin olmamıştı. Ona verilen ödül neydi? Onun seçtiği ödül neydi? Baykuşa doğru döndü. "Ben sadece bilmek istiyorum." Baykuş hiç oralı olmadan yanıtladı. "Neyi?" Kagi bir seçim yaptığını hatırlamıyordu, öyleyse neyi seçmişti? "Benim belirlediğim ödül neydi?" Baykuş ona doğru döndü. "Ölümsüz olmak istedin. Asla hastalanmayan, yaralanmayan, ölümü unutan birisi olmak istedin. Kagi şaşkınca, bu dediklerini gerçekten istemiş miydi? Belki de. Ama bu demek değildi ki bir ağaç olmak istiyordu. "Bu bir ağaç demek değil." Baykuş devam etti. "Heybetli ve bütün Kusa-köyü tarafından saygı duyulan birisi olmak istedin. Kimse seni incitmeyecek, herkes tarafından dilekleri yerine getirilen biri olacaktın." Gözlerini kısa bir süreliğine daha Kagi'ye dikti. "Ve de oldun." Bir anlık sessizlik oldu. "Ama hoşuna gitmedi."

"Belki de kendimi iyi ifade edemedim" dedi Kagi. "Sizin bana layık gördüğünüz ödül neydi?" diye de devam etti. Baykuş sanki bir hazırcevaplık varmış gibi bir eda ile kendinden emin bir biçimde yanıtladı. "Hiçbir şey" dedi. Kagi yine denileni anlamadı. "Bir insana verilebilecek en büyük hediye hiçbir şeydir" diyerek bitirdi. Kagi bu sefer sözlü olarak iletti. "Nasıl yani?" Baykuş kanatlarını gerdi. Anlatacağı şeyi bu nice karanlıkta anlatabilir değildi. Daha doğrusu Kagi anlamazdı. Kagi'nin etrafında bir tur attı ve çevresi türlü türlü renklerle dolup taştı. Turunu bitirdikten sonra yeniden aynı dala kondu.

Her taraf ayrı bir kapıydı. Her birinin üzerinde Kagi'nin bilmediği lisanlar ile yazılmış yazıtlar bulunuyordu. Ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Baykuş ona doğru döndü "İki ödül vardır. Birisi 'Hiçbir şey' diğeri ise 'Layığın'. İlki az önceki diyarda olduğu gibi hiçlik diyarıdır. Sana öz ve özgüdür. Buna ulaşmanın en temel yolu reddetmektir. Zevklerini, acılarını, duygularını ve dünyayı. Böylelikle dünyevi zevklerden kurtulur ve onlara bağlı olmak zorunda kalmazsın. Geriye prangalarından kurtulmuş öz ve saf benliğin dışında hiçbir şey kalmaz. Böylelikle bu diyarda istediğin gibi düşünme iradesine kavuşabilirsin. Sonucunda ise ilanihaye fani hissiyat ile anlatılmayacak bir değere kavuşursun. Ve ben bunu kolayca reddettim diye düşündü Kagi. Baykuş devam etti. "İkinci ödül ise senin kendine verdiğin ödüldür. Bu ödülü belirleyen etkenler ise dünyevidir. Eğer muhakeme ve muhasebe sonucunda kendinin kötü bir insan olduğunu kabul eder ve dünyadan da kopamazsan tefekkür ve tavsifat ettiğin cezanın içinde yaşarsın. Eğer muhakeme ve muhaseben sonucunda kendinin iyi bir insan olduğunu kabul eder ve dünyadan da kopamazsan tefekkür ve tavsifat ettiğin ödülün içinde yaşarsın. Senin mağarada kapana kısılmadan önce tavsifat ve tefekkür ettiğin dünya buydu. Kendi öz düşüncelerinle oluşturduğun için sana özgü olmuştu ancak bu diğer insanlar için bilumumdur. Yani ödülleri ve kendilerine verdikleri cezalar müşterek bir ortam içinde gerçekleşir." Baykuş kanatlarını iki kere çırptı.

Kagi sanki camdan bir zemine basıyor gibiydi ama ayağının altında hiçbir şeyin olmadığına da emindi. Baykuş durulduktan sonra aşağı doğru baktı. Gözün görüp göremediğine uzanan bir masaya bakıyorlardı. Masanın üzerinde onlarca yemek, içki ve türlü türlü gıda ürünleri vardı. Masanın başında toplanan insanlar birbirleri ile şakalaşıyor, gülüyor ve eğleniyordu. Baykuş söze girdi. "İşte misal. Cenk ü çenganeyi her şeyden çok sevenler." Onun söze başlaması ile beraber irice yapılı adamlardan birisi salona girdi ve 7 burmalı öküz boynuzuna bütün kuvvetiyle üfledi. Hepsi hep bir ağızdan anlaşılmaz sözler ile bağırmaya başladı. Aynı anda masadan kalkıp hurra etmiş ve salonun kapısından çıkıp genişçe bir meydana çıkmışlardı. "Bu onların kendilerine verdikleri ödüldü. Her gece tıka basa yeyip içmek ve ertesi gün sabahında da birbirleriyle yeniden savaşmak." Onların hayatında huzura yer yoktu. Hepsi bir yerlerden buldukları kalkan ve baltaları kuşanmış ve kaşla göz arasında da birbirlerinin kafalarını boynundan, kollarını koynundan ayırmaya başlamışlardı. Hepsi de ölürken ve öldürürken zevkle kahkaha atıyordu. "Şimdi onlara n'olacak?" Baykuş'un hiç mi hiç endişesi yoktu. "Güneş batarken yeniden dirilecek ve sonsuz masada yeniden buluşarak yeyip içecekler." Baykuş kanatlarını bir kez daha çırptı.

Geldikleri yerde karabulutların arasından sızan gümüş rengindeki kasvetli ışık dışında bir ışık yoktu. Her yeri buz kesmişti. Az önceki yere nazaran çevreden hiçbir ses duyulmuyordu. Kagi, "Burası neresi peki?" diye sordu. Baykuş yanıtladı. "Cenk ü çenganeyi her şeyden çok sevenlerin cezası. Ki sebeb-i meful onların yaşlı olarak bu diyara göçmesidir. " Kagi şaşkınlıkla Baykuş'a baktı. Bu sırada aşağıdan çelimsiz bir adam bomboş gözler ve adımlarla öylece yürüyordu. Vücudunun belirli bir parçası çürüyüp gitmişti. Kemikleri kelimenin tam anlamıyla görünüyordu. "Ama o bunu hissetmiyor bile?" Baykuş hazırcevaplılıkla ona döndü "Az öncekiler hissediyor muydu ki?" Kagi denileni anlamamıştı. Baykuş kanadını bir kez daha çırptı.

Alevlerin dört bir yanı sardığı bir diyara gelmişti. Milyarlarca insan bu alevlerin içinde yüzüyordu. Hepsi birbirlerini bastıran çığlıklar atıyordu. Baykuş onlara bakarak Kagi'ye seslendi. "Sence onlar bunu hissediyor mu?" Kagi dehşetle doğruladı. "Elbette!" Baykuş Kagi'ye döndü. "Hayır sevgili kızım. Bir hissiyatı-ı zerrecik kadar bile hissetmiyorlar zira onların yaşamasının koşulu o alevlerin içinde yanmaktır. Bir balığı denizden çıkarıp karaya çıkarırsan ölür ama bir insanı suya sokarsan da ölür. Öyleyse yaşatan kara mıdır? Su mudur? İkisi de değildir. Seni yaşatan evindir. Onların ise seçtiği ev burası. Eğer bu acı olmasaydı onlar yaşamayacaktı. Onların artık bir gayesi veya bir düşüncesi yok. Yalnızca var olmak istiyorlar. Var olmak istedikleri diyarlarda yaşıyorlar." Tek kanadını hızlıca oynattı.

"İşte burası da o yanarak hayat bulanların tavsifat ettiği ödül." Sonsuz bir çölün ortasında küçücük bir vahaya gelmişlerdi. Vahanın ortasında bir göl, gölün kenarında da genişçe bir malikane vardı. Bir erkek ise bu gölün yanındaki bir yatağa oturmuştu. Yanındaki bir çeşmeden süt akıyor o da avucuyla alıp alıp içiyordu. Çevresinde düzinelerce farklı kadın sanki ona tapıyordu. Sıra sıra hepsini öpüyor yüzünden biraz olsun gülümsemesini düşürmüyordu. Adam göğe doğru baktı ve onun anlamadığı bir şeyler söyledi. "Sence o bunları hissediyor mu?" diye sordu Baykuş. "Mutlaka" dedi Kagi. "Bu belki de her erkeğin hayali değil midir?" Baykuş yanıtladı. "Hissetmiyor." dedi. "Onun yaşadığı şey yorulmuş bir atın önüne getirilen su, Koi balığının üstüne atılan ekmek taneleri gibidir. Onlar nasıl ne zaman duracaklarını bilemeyip kendilerini öldürüyorsa bunlar da öyledir. Senin diyarında nasıl at ve balık ölüyor da geriye kemiklerini bırakıyorsa, bu alemdeki insanlar da ölünce geriye yalnızca vücutlarını bırakıyorlar. Artık onların diyarında değişim yoktur. Değişimin getirdiği umut veya kaygı yoktur. Elindekilerini kaybedeceklerinden korkmazlar. Elindekilerden daha iyisinin olmadığı bilirler. Değişim olmayacaktır. Değişimin olmadığı yerde insaniyet yoktur." Baykuş hafifçe üfledi. "Yanmış bir ağaçtan farksızdırlar. Şeklini korurlar lakin artık içlerinde ne bir hayat ne de değerli bir şey kalmıştır." Bütün çöl, ab-ı kevser ve insanlar bir kül misali uçup yok oldu. Baykuş ve Kagi yine başladıkları yere, karanlığa döndü.
Image
Künye
İsim: Chouwano Kagi
Yaş: 18
Cinsiyet: Kadın
Element: Katon
Seviye: C-Rank
Rütbe: Kaçak/Chuunin
Ryo: 34.250
Prestij: 1
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 5

Motivasyon
Ölüm ölür. Biz ölmeyiz.

Kagi insanların et ve kemiğinin toprağa, ateşe karışmasıyla dünyayı terk edeceğine inanmaz. Zira insan dünya üzerinde yaptıklarıyla yaşar, bir insanın yaşamasının en büyük koşulu da düşünmektir. Eğer ki insanın düşüncesi dünya üzerinde zikredilir ve unutulmaz olursa o kişi ölmez ve dünyaya mutlaka geri döner. Zira Indra ve Asura'yı dünyaya geri gönderen güç verdikleri ant değil geleceğe aktarılan düşünceleridir. Buna binaen Kagi tıpkı İlk Keşiş gibi diğer insanlara yardım etmek ve onların gönlünü kazandıktan sonra dünya hakkında istintâc ettiği bilgi ve birikimlerini geleceğe aktarmak ister. Böylelikle Rinne'yi kırsa dahi ölmeyecek ve ya bedenen ya da fikren dünyada daima var olacaktır.

Korkutan karanlık değil ışıksızlık.

Kagi, Chagama'nın yanında geçirdiği bir yıl boyunca yaptığı meditasyonlar ve istiğrak ettiği iç dünyası ile üç büyük zehirden (Nefis, Nefret ve Cehalet) ve bütünüyle Ku/Çile'den kurtulduğuna inanır. Ruhun(Atman) kaplarının açıldığı ve ruhun mutlak çilesizliğe (Nirvana) gark edeceği sırada zihnini kontrol edememiş ve acı içinde kıvrandıracak derecede zihinsel hasar almıştır. Kagi halen daha gözlerini kapattığında kendisinin mutlak çilesizliğin kapısında olduğunu görmekte, hissetmektedir. Her uykuya dalışında kapıya parmaklarıyla dokunmakta, başını yaslamakta ancak kapıdan içeri bir adım atamamaktadır. Zira ne zaman kapıya doğru bir adım atsa ruhunu sıkıntılar basmaya başlar ve bir damla suyu olmaksızın Kaze no Kuni çölünde on fersah yürümüş gibi terlemeye başlar. Haliyle Ku'dan tam anlamıyla kurtulamadığı için de Rinne'de (Dünya ve Yeniden Doğma Döngüsü) hapis kalmıştır. Lakin işin özü şudur ki Kagi neyden korktuğu hakkında en ufak bir fikri yoktur. Bir bilinmezliğin peşinde parşömenlerden, yazıtlardan, keşişlerden ya da ufacık bir çocuktan edindiği bilgiler ile bilinmezliğini gidermeye çalışmaktadır.
Komplikasyon
Felekte hasılı bir insan.

Kagi, hiçbir varlığa hiçbir koşulda zarar verme gayesine girişmez. Bir kişi ölüm ve şerden gayrı bir şey getirmese bile kişinin ölümü hak ettiğine inanmaz. Eğer uygun koşullar ve dem oluşur da Kagi bir can ile on can arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa ya onbirini de kurtaracaktır ya da aralarında bir seçim yapmayacaktır. Zira on kişinin katili olmak ile bir kişinin katili olmak arasında bir fark olduğunu düşünmez.
Özellikler

Profil
Güç: 3
Çeviklik: 5
Kondisyon: 4
Potansiyel: 4
Varlık: 9
Zeka: 6

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 1
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 3 *Favori*
[Varlık] Sosyalleşme: 4
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninjutsu

Shunshin (D Rank)

Taijutsu

Suiseki Stili (B Rank)
Suiseki: Gekiha (B Rank)

Genjutsu

Teishi no Jutsu (C Rank)

Fuinjutsu: Rank B

Mühürleme Sanatı Rank D: Mühürlenen Enerjiyi Arttırma
Mühürleme Sanatı Rank C: Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Mühürleme Sanatı Rank B: Salınım Enerjisinin Artışı

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
Kunai (1)
Post Reply

Return to “Yağmur Ülkesi”