Riku; Fuu’nun gidişiyle ne yapacağını tam olarak kestiremesen bile Kensaku Fuu’nun gidişine gözlerini dikiyor ve aynı sırada mırıldanırcasına “Bırak gitsin.” diyor. Elbette sadece bu sözüyle seni yerinde tutup tutamayacağı konusunda emin olamayan Kensaku, sana birkaç kaçamak attıktan sonra, haorisini üste gelen tarafını hafifçe sıyırıyor ve beline sarılı kuşaktan üzerinde metalin de bulunduğu bir kumaş parçası çıkarıyor. Görüntü itibariyle Kensaku’nun çıkardığı şeyin bir alın bandı olduğunu rahatlıkla anlayabiliyorsun ve Kensaku da, sıyırdığı haorisiyle alın bandını diğer gözlerden korumaya çalışarak sana doğru gösteriyor. Alın bandının üzerinde bulunan Kusagakure’nin sembolü, hafif de olsa şaşırmana neden oluyor. Kensaku ise “Benim alın bandım. Kullanmayalı da epey oldu. En azından sözlerime itibar etmen için sana gösterebilirim.” diyor. Birkaç saniye alın bandını açıkta bırakan Kensaku, hemen ardından alın bandını eski yerine sıkıştırıyor ve haorisininin önünü bir kez daha kapatıyor.
Bu faslın ardından Kensaku etrafına hafifçe bakınıyor ve ardından aranızdaki mesafeyi bozmadan “Birçok şeyi bilmek istiyorsun, ancak bilmek istediklerini kaldırabilir misin bundan emin değilim.” diyor ciddi bir şekilde. Az öncesindeki tavırlarını bir nebze de olsa geri bırakmış gibi duran Kensaku “Eğer yine de niyetin bildiklerimi öğrenmekse, o zaman bunları kaldırabileceğini bana ispatlamalısın.” diyor. Bir anda sanki gözleri ufukta kaybolmuş Fuu’yla buluşmuş gibi uzaklara bakan Kensaku “Mesela arkadaşın… O bunu kaldırabilecek biri değildi. Eğer sen öyleysen, bahsettiğin tenha yere giderek bunu bana kanıtlayabilirsin.” diyerek konuşmasını sonlandırıyor. Kensaku’nun kanıtlama olarak üstünde durduğu konunun bir şekilde kendisiyle savaşman olduğunu anlaman bir hayli kolay oluyor. Yani, eninde sonunda Kensaku’yu alt etmeden veya ona kendini kanıtlamadan, Kensaku’da bilgi alabilecekmişsin gibi görünmüyor.