[Akatsuya Renshiro & Akatsuya Shoshiro] İki Beden Tek Geçmiş

[GM - Naruto]

Aranızdaki kısa konuşmayı bitirdikten sonra Renshiro önde, Shoshiro arkada olacak şekilde hanın kapısına doğru ilerlemeye başlıyorsunuz. Attığınız her adımda müzik daha net duyulmaya, yemek kokuları ise güçlenmeye başlıyor. En nihayetinde, dışarı turuncu bir ışık yayan genişçe kapının önünde buluyorsunuz kendinizi. Yaşlı adam sizi farkedince gözlerini hafifçe size döndürüyor. Ancak saldırmaya pek niyetli görünmediğiniz için, kıpırdamadan oturmayı sürdürüyor. Herhangi bir ses çıkarmıyor. Yine Renshiro önde olacak şekilde, iki kanatlı han kapısına yöneliyorsunuz. İçeri ilk adımınızı attığınızda, birkaç kafa size doğru dönüyor. Özellikle sağ çaprazda, nispeten giriş tarafında kalan masada oturan birkaç yüz. Agresif bir tavır sergilemediğiniz için sizinle çok ilgilenmiyorlar ancak ara ara bakışlarının size yöneldiğini hissedebiliyorsunuz.

Kapıdan girdiğinizde, tam karşıda bir bar tezgahı olduğunu görebiliyorsunuz. Barın arkasında orta yaşlı bir adam içki servisi yapmakta sırtı size dönük oturan iki kişiye. İçeride beş tane masa var. Üç tanesi bar tezgahının biraz önüne yerleştirilmişler yan yana. İki tanesi ise, girişin hemen sağ ve sol çaprazında yer almaktalar. Bar tezgahına yakın olan, sizin sağınızda kalan masa hariç tüm masalar dolu gibi görünüyor. Tezgahın önünde soldaki masada, shamisen çalan yaşlıca bir adam oturmakta. Önünde, masada yalnızca bir içki kupası bulunmakta. Girişin hemen solundaki masada ise ürkek görünümlü ve birbirleriyle fısıldayarak konuşan üç adam var. Orta masada sessiz bir şekilde yemek yiyen birkaç kişi, girişin sağ çaprazında ise içeri girdiğinizden beri sizi süzen kalabalık bir grup mevcut. 7 kişi sayıyorsunuz. Masaları hınca hınç dolu, hem çevresi hem üstü. Çeşit çeşit lapalar, çorbalar, içki kupaları ve et tabakları görebiliyorsunuz. Orta yaşlı, eski püskü giyimli bir kadın elinde büyükçe bir tepsiyle masalar arasında gezmekte.

[Akatsuya Renshiro]

Sho ile yaptığım kısa konuşmanın ardından ağır adımlarla han kapısından içeriye doğru yürüdük. İçeri girdiğimde büyük ihtimalle daha önce ki kokuya çok fazla odaklandığımdan dolayı fark edemediğim güzel bir müzik sesinin beni karşılamasıyla karşılaştım. Güzel kokunun geldiği kaynağa daha da fazla yaklaştığımız için onun da varlığını daha kuvvetli hissetmeye başlamıştık. Güçlü koku güzel yemek demekti. Yemekler için sabırsızlanıyordum. İçerisi tam da beklediğim gibi küçük ve sıradan bir han görünümündeydi. Küçük olmasına rağmen oldukça kalabalıktı. Bizim dışımızda yaklaşık 6-7 kişi var gibi görünüyordu. Umarım yemek ve kalacak yer bulabilirdik. Biraz dinlenme kardeşim ve benim şu sıralar ihtiyacımız olan şeydi. Bar tezgahının sağ tarafında yer alan masaya doğru yöneldim. Sadece boş olan masa bu olduğu için buraya oturmaktan başka seçeneğimiz yok gibi görünüyordu. Gerçi tüm masalar dolu olsaydı diğer yabancılarla oturup onlardan bölge hakkında bilgi almak daha da hoşuma giderdi ama her şeyi yavaştan almak önce ki tecrübelerime göre daha iyi olabilirdi. Bu yüzden aceleci davranmak istemiyordum. Boş olan masaya oturduktan sonra etrafta dolanıp servis yapan orta yaşlı hanımefendiye elimi kaldırarak oturduğumuz masayı işaret edecektim. Eğer göz teması kurabilirsek elimle ''iki servis açabilir misin '' işaretimi yapacaktım.

[Akatsuya Shoshiro]

Ben kararı Ren’e bıraktıktan sonra o, direkt olarak hana girmeyi tercih etmişti. Giderek artan müzik eşliğinde hanın kapısına geldiğimizde gözüm yaşlı adama takılıyordu. Tam bu sırada o da bizi fark etmiş olacak ki göz göze geldiğimizi anladığım anda bakışlarımı hızlıca çevirerek önüme dönmüştüm. Açıkçası adam beni birazcık ürkütmüyor değildi. Yine de bir şey yapacakmış gibi görünmüyordu. Bu bakışmadan sonra onu bir nevi görmezden gelerek Ren’in arkasından hana girmiştim ben de. İçerisi küçüktü ve neredeyse tamamen doluydu. İçeri girer girmez insanların tavırlarını süzmeye başlamıştım. En çok dikkatimi çeken kişiler ise aralarında fısıldaşan üçlü olmuştu. Bizim hakkımızda mı konuşurlardı? Eğer öyleyse burada da rahat edemeyebilirdik. Yine de bu kadar paranoyak olmamalıydım. Sırf bir tahmin yüzünden de burayı terk edemezdik değil mi? Hiç sesimi çıkarmadan sağ tarafımızda bizi süzen kalabalığa doğru bakarak Ren’in arkasından masaya gitmiştim. Ren de kimseyle muhatap olmadan boş masaya oturmayı seçmişti. Önceki olay onun da temkinli yaklaşmasına neden olmuştu belli ki. Tabi buradan bizim için bir şey çıkar mıydı? Bilemiyordum. Bunu zaman gösterecekti.

[GM - Naruto]

Servisle meşgul olan orta yaşlı kadın, Renshiro'nun işaretini görüyor ve başıyla hafifçe onaylıyor. Bir beş dakika kadar oturma ve etrafı inceleme fırsatı buluyorsunuz kadın işlerini bitirip masanıza gelinceye kadar. Monoton, hafif yorgun ve biraz memnuniyetsiz bir sesle ne istediğinizi soruyor. Siz siparişlerinizi verdikten hemen sonra ise yine başıyla hafifçe selam verip masadan ayrılıyor. Ara ara gözlerinin kapı girişinin sağında kalan kalabalık masaya kaydığını görüyorsunuz. Yer yer müzik sesini bastıracak kadar gürültü çıkaran bu masa, handaki belki de en -veya tek- neşeli grup. Siparişleriniz gelene kadar etrafı bir süre daha inceleme fırsatı buluyorsunuz.

Siz içeri girerken dışarıda tüttürmekte olan yaşlı adam, kısa bir süre sonra içeri girip shamisen çalan diğer yaşlı adamın masasına oturuyor sessiz bir şekilde. Belli ki dışarı çıkarken yanında götürmüş olduğu kupasını birkaç kez ahşap masaya vuruyor yeni bir içki istediğini işaret edermişçesine. Bunu farkeden barmen, lafladığı iki adamın yanından biraz uzaklaşarak bir kupa içki dolduruyor ve bar tezgahına bırakıyor. Bir süre sonra garson kadın içki kupasını alıp adama götürüyor. Bara yakın, orta masada oturan ekip yemeklerini yedikten sonra üst kata çıkan merdivenlere ilerliyorlar. Kendi aralarında fısıldayan ürkek görünümlü üçlü ise kısa bir süre ödemelerini yapıp hanı terkediyorlar. Ortam oldukça gürültülü sayılabileceği için, kalabalık grubun söyledikleri şeyler dışında herhangi bir şeyi dinleme fırsatınız olmuyor. Onlar ise çoğunlukla kadın ve savaş maceralarını abartarak ve ballandıra ballandıra anlattıkları için pek ilginizi çekmiyorlar.

Olan biteni daha fazla izlemenize zaman kalmadan, siparişleriniz geliyor.

[Akatsuya Renshiro]

Yaptığım el hareketlerimi gören garson yanımıza geldi. Siparişlerimizi aldıktan kısa bir süre sonra yanımızdan ayrıldı. Her şey çok kusursuz bir şekilde ilerliyordu. Huzur içerisinde söylediğimiz siparişlerin gelmesini beklerken göz ucuyla etrafımı izlemeye başladım. Bizim oturduğumuz masa dışında mekanda 4 tane daha masa vardı. Tüm masalar doluydu. Tek bir masa dışında diğerlerinden fazla ses çıkmıyordu. Oradaki insanlar ise hunharca eğleniyorlar gibi görünüyordu. Çok fazla eğlenmeleri aslında güzel bir şeydi. Belki ağızlarından bazı bilgileri kaçırabilirlerdi. Fakat bu gürültülü gruptan çok içeriye girip doğruca müzik çalmakta olan arkadaşının yanına oturan yaşlı adam ilgimi çekti. Yaşlı arkadaşımızın bira istemesi bile çok efsanevi bir şekildeydi. Sadece bardağını masaya vurarak garsondan yeni bir bira istemişti ve garson da adamın isteğini yerine getirmişti. Hislerim bana, bu yaşlı arkadaşın iyi bir içici olduğunu söylüyordu. Yaşını başını almış biri olarak burada olup bitenler konusunda bilgili biri olma ihtimalide vardı. En azından hiçbir şey bilmese de bizi doğru insanlara yönlendirebilirdi. Bu yüzden siparişlerimizi getiren garsonun koluna hafifçe dokunup diğer elimle karşı masada oturan yaşlı yabancıları gösterip '' Şuradaki yaşlı dostlarıma güzel birer tane içki göndermek istiyorum. Barmen'in zevkine güveniyorum. Onun önerisi ne olursa benim için uygundur. '' diyecektim. Bunları söyledikten sonra gelen yemeğime başlayıp göz ucuyla yaşlı ikilinin masasını izlemeye devam edecektim. Planlarımda bir aksaklık olmazsa içki aldıklarına hoş bir tebessümle bardağımı kaldırıp onlara selam vermeyi planlıyorum. Eğer bir aksaklık çıkarsa ise duruma göre doğaçlama yapmayı düşünüyorum.

[Akatsuya Shoshiro]

Sipariş işini Ren’e bıraktıktan yapamam gereken tek şey beklemekti aslında. Diğer masalardaki insanları çoktan süzmüştüm. Yine de garson kadının gözlerinin arada kalabalık masaya takılmasıyla benim de dikkatim oraya dönmüştü. Benim pek umurumda olmazdı ama sesli bir şekilde eğlenmeleri müşterileri rahatsız edebilir düşüncesinde olabilirdi. Bir de birbirlerine anlattıkları hikayeler… kulağıma abartı ve çoğunlukla uydurma gibi geldiğinden pek ilgimi çekmiyordu ama zaman geçirecek daha verimli bir aktivitem yoktu. Sadece Ren’in soruşturma için ne yapacağını bekliyordum. Bir de siparişleri. O yüzden bu adamları bir süre daha dinleyebilirdim.

Adamları dinlerken, az önce dışarıda es geçtiğimiz ürkütücü bakışlı adam içeri girivermişti. Direk olarak müzik çalar adamın yanına geçerek bir içki istemişti. Belli ki burada yaşayan ya da sürekli müşterilerden biriydi. Hareketlerinden bunu çıkartmıştım açıkçası. Belki sağdan soldan kulağına bir şeyler çalınmıştır. Tabi biliyor olsa bile bize bilgi verir miydi? Orasından pek emin değilim işte. Bu sırada Ren, masalarına içki ısmarlayarak küçük bir jest yapmıştı adamlara. Bu aslında bir diyalog başlangıcıydı. Adamlara direkt olarak yaklaşmamak doğru bir hamle olabilirdi. Böyle dostane bir şekilde ilerlemek mantıklıydı. Şimdi adamların geri dönüşünü beklemeliydik.

[GM - Naruto]

Renshiro, garson kadının koluna dokunup eliyle yaşlı adamı gösterdiği anda, Shoshiro yanda minik bir hareketlilik seziyor. Ancak hareket etmesine fırsat kalmadan Renshiro konuşmaya başlamış oluyor. Renshiro, hareketliliği sezmiş değil. Cümlesini kurmayı bitirdiği anda kalabalık masadaki iri kıyım adamlardan biri kalkıp masanızın dibinde bitiyor. Belli ki, bir süredir sizi izlemekte ve Renshiro'nun yaşlı adamı göstermesiyle birlikte harekete geçmiş gibi görünüyor. Shoshiro'nun shinobi refleksleri devreye giriyor ve kasları geriliyor harekete geçmek için.

Ancak adam saldırmıyor. Adamın masanın dibinde bitmesiyle birlikte Renshiro'nun da bakışları adama dönüyor. Tüm bar sessizleşiyor. Shamisen sesi diniyor. Adam, ciddi bir sesle söze giriyor: "Patrona içki ısmarlamak haddine değil bücür. Sakince oturmaya devam et." Neredeyse tüm barın gözleri sizin masanızın üzerinde. Size bakmayan tek kişi az önce içki siparişi veren yaşlı adam. Garson kadın birkaç adım gerilemiş durumda. Kalabalık masadan birkaç kişi daha ayaklanmaya hazır görünüyor. Masanıza gelen çam yarması ise, tehditkar bir şekilde cevap beklercesine Renshiro'ya bakmakta.

[Akatsuya Renshiro]

Söylenti hakkında bazı şeyler bildiğini düşündüğüm yaşlı bir adamın ilgisini çekmek istiyordum. Bu yüzden o ve yanındaki arkadaşına birer içki göndermek istedim. Amacım karşı masamızda oturan yaşlı ikiliye küçük bir jest yapmaktı. Böyle masumane düşüncelerle kafamdaki fikiri eyleme dökme yönünde adımlar attım. Yemeklerimizi getiren garson hanımefendiye karşı masamızda oturan yaşlı adamlara içki göndermesini söyledim. Bunu söyledikten sonra yüzümde tebessüm yemeğime yumulmuşken dev gibi bir arkadaş masamıza geldi. İlk etap da '' herhalde bunun da canı içki istiyor '' diye düşündüm. Fakat konuşmalarından anladığım kadarıyla kendisi buranın bir çalışanı ve az önce içki ısmarlamaya çalıştığım kişi ise buranın sahibiydi. Durum böyle olsa bile ben herhangi bir yanlış göremiyordum. Dev gibi olan arkadaş ise nedendir bilmem kavga etmek ister gibi bir hali vardı. Sert bir üslupla konuşuyordu. Son sözlerinde ise ''bücür'' diyerek bana hakarette bulundu. Ortam birazcık karışacak gibi hissediyorum.

Tüccar grubuyla yaptığım hataları tekrarlamak istemediğim için sürekli sakin olmam gerektiğini kendime söylüyordum. Aceleci olmanın bana bir faydası yok aksine zararı vardı. Bu yüzden eylemlerime çok fazla dikkat etmeye özen gösteriyordum. Böyle dikkatli davranmama rağmen yine işler ters gidiyordu. Üstelik bu sefer konuşmaya başlamamıştım bile. Sadece bir içki göndermeye çalışmıştım. Artık olan olduğu için bunun hakkında daha fazla düşünmenin bana bir faydası yoktu. Şuan içinde bulunduğum konuyla ilgili ne yapacağımı düşünmem gerekiyordu. Bu yüzden içinde bulunduğum durumu bir kere daha ele almakta yarar vardı. Ortamdan ayrılanlar kişiler büyük ihtimalle normal müşterilerdi. Şuan içeride bulunan herkes yaşlı adamın çalışanı olduğunu düşünmek hatta dışarda veya mutfakta da başka çalışanlar olduğunu saymak en doğrusuydu. Eğer bu kadar kalabalık bir grupla 2 kişi başa çıkmaya çalışırsak bazı ufak sorunlar yaşayabilirdik. Bu yüzden en mantıklı olanı yapmamız gerekiyordu. Göz ucuyla kardeşime bir bakış attıktan sonra yanımızdaki iri kıyım adama bakarak '' Amacım sadece küçük bir jest yapmaktı. Bu sizi rahatsız ettiyse özür dilerim. Herhangi bir yanlış anlama nedeniyle olay çıkmasını istemiyorum. '' dedikten sonra ayaklarımı hemen ayağa kalkabilecek şekilde dik bir şekilde konumlandırdım. Sırtımı dik bir pozisyona getirdikten sonra iki elimi de arkaya attıktan sonra kısa bir iç çekişten sonra '' Ayrıca bu bücür senin belanı siker ona göre'' diyecektim.

[Akatsuya Shoshiro]

Ren, sözlerine başladığında burnuma bela kokusu gelmeye başlamıştı ufak ufak. Yandaki masadaki hareketliliğe bizim neden olduğumuz çok açıktı bu sefer ama Ren bunun farkında değildi. Adamlardan biri bizim masaya yaklaşmıştı yaklaşmasına da hiç iyi niyet sezmiyordum bu yaklaşmada. Üstelik hareketlilik Ren konuşmadan önce adamı gösterdiğinde başlamıştı. Henüz konuyu bile açmamışken ortamın gerilmesi hiç işimize gelmezdi ayrıca. Belli ki kelimelerimizi düşündüğümden çok daha dikkatli seçmemiz gerekiyordu burada kaldığımız süre boyunca. Tabi bunun için artık çok geç olabilirdi fakat adam başımıza dikilmesine rağmen bir hamle yapmamıştı. Ben de sakinliğimi korumalıydım bu durumda.

Patron olduğunu öğrendiğimiz yaşlı adam burada pek değer görüyor olsa gerek, ona bir içki ısmarlamamız bile hoş karşılanmamıştı. Üstelik adamın üslubu da bize korku salmak ister gibiydi. Bunu başarmış mıydı? Neredeyse bütün barın bize dönmesiyle belki. Bir yandan da ben zaten bela istemiyordum. Üstesinden kolayca gelebileceğimiz bir durum olsa bile şu an ortamı sakinleştirmeyi tercih ederdim. Nitekim şimdi de o yönde hareket etmeyi düşünsem de benden önce Ren söze atlamıştı. Başta adamı sakinleştirme niyetinde gibi konuşsa da sonradan ne olduysa birden agresifleşmişti. Bücür kelimesine biraz alınmış olsa gerek adamın fitilini ateşleyebilecek bir hamle yapmıştı. Ayrıca masada oturuyor olmamız saldırı avantajını da adama vermiyor değildi. Biraz daha orta yolu bulup sakinleşmemiz gerekiyordu. Ren’e sakin olması yönünde bir el işareti yaptıktan sonra “Kardeşimin de söylediği gibi biz buraya sorun çıkarmak için gelmedik. Sadece buradan geçen gezginleriz ve buranın yabancısıyız. Belki bize yardımcı olabilirsiniz fikriyle bir jest yapmak istedik. İçi ısmarlarken kötü bir niyetimiz yoktu. Bence ikiniz de daha sakin olabilirsiniz. Bu hareketleriniz bana biraz abartı gibi geldi. Biz de keyfinizi kaçırmayalım. Oturun birer içki içelim.” diyecektim. Sözlerimden sonra yine de adamdan bir hamle gelirse karşılamak için hazırda bekleyecektim.

[GM - Naruto]

Renshiro'nun başta sakin konuştuktan sonra en sonda yaptığı çıkışın hemen ardından adeta soğuk bir rüzgar esiyor barda. Bir anlığına ortamda sizin -ve muhtemelen yaşlı adamın- dışında herkesin tüylerinin diken diken olduğunu hissediyorsunuz. Çam yarması, Renshiro'nun suratına boş bir ifadeyle bakmakta. Ne olup bittiğini algılayamamış gibi. Bir an sonra, Shoshiro lafa girmeye fırsat kalmadan az önce kupasını masaya vurarak içki isteyen yaşlı adam büyük bir kahkaha patlatıyor. Yaşlı adamın hemen ardından, kalabalık masadaki adamlar ve sizin masanızın dibindeki çam yarması bile gülmeye başlıyor. Gerginlik, oluştuğu hızla kaybolurken yüzünde hala korku dolu bir ifade olan garson kadının bile kendini zorlayarak gülmeye çalıştığını görüyorsunuz. Yaşlı adam kafasını size çevirip: "Bu kızı sevdim, hepinizden daha fazla taşağı varmış!" diyip kahkahasını sürdürüyor. Devamında ayağa kalkıp iskemlesini çekerek sizin masanıza oturuyor. İçkisi, garson tarafından hemen getirilip sizin masanıza bırakılıyor. Yaşlı adam eliyle ayaktaki çam yarmasına git işareti yaptıktan sonra size dönüp konuşuyor: "Ee? Kimsiniz? Nereden gelip nereye gidiyorsunuz?"

Off Topic

Shoshiro için ufak çaplı bir uyarı ve ricamız olacak. Kullandığı font rengi kolay okunamayan ve bir nebze göz yoran bir renk. Değiştirmenizi rica edeceğiz.