[Akatsuya Renshiro & Akatsuya Shoshiro] İki Beden Tek Geçmiş (Part 2)

[Akatsuya Renshiro]

Artık eminim ki karşımızdaki kişiler insanlıktan nasiplerini almamış bir grup sokak serserisiydiler. Söylediğim şeyleri dinlemek bir yana dursun daha sözlerimi bile tamamlamamışken liderleri olacak iri adam bağırarak ''Gebertin'' dedi. Vermiş olduğu bu emri benim söyleyeceklerim bittikten sonra da söyleyebilirdi. İnsanların bu nezaketsiz hareketleri oldukça sinirlerimi bozuyordu. Madem bu arkadaşlar sadece şiddetten anlayan insanlar, o zaman onların en iyi anladığı şekilde iletişim kurmaya çalışacağım.

İri adamın vermiş olduğu emirle etrafımız çapulcu grubu tarafından sarılmaya başlandı. Zaten iki kişi olduğumuzdan dolayı pek fazla bir çaba harcamalarına gerek kalmadı. İstedikleri gibi rahatça büyük bir çember yaptılar. Her tarafımızdan farklı bir düşman üzerimize doğru gelmeye başladı. Anlamadığım bir neden dolayı da gelen kişiler bağırarak, salyalar saçarak, silahlarını kaldırıp sallayarak bize doğru yaklaşıyorlardı. Neden bu kadar agresif olduklarını bilmiyorum fakat bu açıdan baktığımda kuduz köpek gibi davranıyorlardı. Kardeşimle sırt sırta vermiş bir durumda kısıtlı bir zaman diliminde ikimizi korumak için bir şeyler yapmam gerekiyordu. Silahlarına bakarak fazla eğitimli bir grupla karşı karşıya olduğumuzu düşünmüyordum. Bu yüzden asıl tehdit olan liderleriyle ilgilenmek daha mantıklı gözüküyordu. Belki liderlerine halledersem diğer grup üyeleriyle uğraşmamıza bile gerek kalmazdı. Bu kısıtlı zamanda düşünmüş olduğum bu planı uygulamaya başlayacaktım. Bunu yapmadan önce olabildiğince çevikliğe ve hıza ihtiyacım olduğu için bacak kaslarımı chakra ile güçlendireceğim. Liderlerinin olduğu doğrultudaki adamların üzerine doğru gideceğim. Bu sırada, Tantou tutmadığım diğer elimle yolum üzerinde olan üyelere Shuriken fırlatmayı deneyeceğim. Shuriken fırlatma faslım bittikten sonra 1 adet Sis bombasını yere atmayı deneyeceğim. Sis bombasından sonra hedeflediğim liderin olduğu yere Tantou ile saldıracağım. Sis bombasının vermiş olduğu şaşkınlıktan yararlanarak liderin hayati noktalarına saldırmayı deneyeceğim.

[Akatsuya Shoshiro]

Ne yazık ki Ren’in söyledikleri adama pek etki etmemişti. Sözlerini bile bitirmeden öldürme emrini vermişti bile. Karşımızdakilerin sayısı bizden fazlaydı ve bu sayı üstünlüğüne karşı savaşmak zorundaydık. Üstelik hepsi silahlıydı. Liderleri hariç. Tabi öyle de olmayabilirdi. Saldırı emrini veren adamın eldivenleri dikkatimi çekmişti bu kısa sürede. Tam fark edemesem de normal birer eldiven gibi görünmüyorlardı. Elinde bir silah olmamasının nedeni bu olabilirdi. Eğer dikkat etmezsek beklenmedik bir saldırıyla üşürülebilirdik. Bu da bizim için iyi bir son olmazdı.

Ren’i adam konusunda uyarmam gerekiyordu. Eğer benden uzaklaşırsa bu heriflerle ben ilgilenebilirdim. “Liderin eldivenlerine dikkat et. Silah olarak onları kullanıyor olabilir. Benden mümkün olduğunca uzaklaşırsan burayla ben ilgilenebilirim.” dedikten sonra hamlem için pozisyon alacaktım. Ren benden uzaklaşmaya başladığı anda ben de Suzaku no jutsu’yu başlatacaktım. Ren’ zarar vermek istemiyordum ama bu kalabalıkla bir şekilde baş etmemem gerekiyordu. Ren bunu fark edip olabildiğince uzaklaşacaktır diye tahmin ediyordum.

[GM - Naruto]

Renshiro: Bacaklarını chakrayla güçlendirdiğin gibi ileri atılıyorsun liderleri olduğunu tahmin ettiğin adamın doğrultusunda. Onun bulunduğu yönden direkt olarak üzerine koşmakta olan iki kişi, mevcut. Birisinin elinde eski görünümlü kargı tipi bir mızrak, diğerinde ise çivili bir sopa bulunmakta. Tantou tutmadığın elini hızla ekipman çantana götürüyorsun. Bu esnada, mızraklı adam elindeki silahın menzilinin avantajını kullanarak hızla sana doğru savuruyor. Bu nispeten çevik ve akrobasi konusunda temel düzeyin üstünde olan sen için kolaylıkla savuşturabileceğin bir saldırı. Aniden hızını kesiyor ve sağ ayağını sol ayağının arkasına atarak vücudunu direkt olarak kendi sağına döndürüyorsun. Mızrak, göğsünün biraz ilerisinden kayarak geçiyor. Shoshiro'nun lider hakkında söylediklerini duyuyorsun. Bu esnada, eline çoktan almış olduğun iki shurikeni çivili sopayla sana doğru koşmakta olan adama fırlatıyorsun. Aynı anda, elindeki tantouyu hemen önünden geçen mızrağa doğru aşağıdan yukarı doğru savuruyorsun hızla. Mızrağın zayıf tahtası saldırın karşısında aniden kesiliverirken sivri ucu yere düşmeye başlıyor. Shurikenleri yiyen adam ise bağırarak kendini yere atıyor. Hiç duraksamadan, sis bombanı yere atıp patlatıyorsun.

Shoshiro: Etrafından gelen adamlar hızla sana doğru koşmaktalar. Lider ve Renshiro'nun üzerine koştuğu ikili hariç tamı tamına beş kişi birden sana yönelmiş durumda. El mühürlerine başlamadan hemen önce Renshiro'ya doğru sesleniyorsun eldivenlerle alakalı. Seni duyup duymadığına emin değilsin, halihazırda birileriyle kapışmaya başladığı için. Gelgelelim senin de bu konuda fazla düşünecek vaktin yok. Bir yandan Suzaku'nun uzun el mühürlerini yapmaya başlarken diğer yandan üzerine gelen dalga dalga saldırıları savuşturmakla meşgul oluyorsun. Önce, yukarıdan aşağıya kılıç savuran bir adamdan kendini yana atarak kaçıyorsun. Gittiğin yönde sana çivili sopasını yere paralel olarak sallayan biri daha var. Hızla sıçrıyor ve sopanın ayaklarının altından geçmesine izin veriyorsun. Havada olduğun sürede mızrağını savuruyor biri sana doğru. Belini hafifçe geriye doğru eğip mızrağın seni ıskalamasını sağlıyor ve yere inmeden hemen önce sana saldırmaya hazırlanan birinin kafasına sağlam bir tekme oturtuyorsun.

Şu ana kadarki tecrübelerinin sana söylediği en net şey bu adamların shinobi olmadığı. Suzaku no Jutsu'yu aktif ettiğin takdirde tekniğin etkilerinden kaçamayacaklarına aşağı yukarı eminsin. Renshiro hakkında endişelenmiyorsun, bir shinobinin bu teknikten kaçması sıradan insanlara göre oldukça kolay. Muhtemelen, her bir kanat çırpışında savrulacak olan alevler bu çapulcuları yakıp kavuracak ve hayatlarını sona erdirecek. Dahası, etkilenenlerin yalnızca bunlarla sınırlı olmayacağını biliyorsun. Muhtemelen köylü halkın pazar olarak kullandığı bu alandaki tüm tenteler, tüm büfeler alev alacaklar. Dahası, alevlerin evlere sıçrama ve büyük bir yangın çıkarma ihtimali olduğunu da kestirebiliyorsun fena olmayan zekan sayesinde.

Sana doğru dikine savrulan bir kılıcı hafif yana kayarak koltuk altınla yakalıyor ve kendi etrafında dönerek kullanıcısından ayırıyorsun. El mühürlerin bitmek, tekniğin hazır olmak üzere.

[Akatsuya Renshiro]

Yaptığım dahiyane planı uygulamak için öne atıldığım esnada kardeşim karşımızdaki grubun lideriyle ilgili bir şeyler söyledi. O anki adrenalinden olacak ki dediklerini tam olarak anlamadım. Zaten artık ok yaydan çıktığı için dediklerini anlasam da bir şey değişmeyecekti. Kafamda sadece odaklandığım düşmanlarımın düşünceleri varken düşman grup ile çatışmaya başladım. Karşı tarafın yapmış olduğu saldırı hamlelerini çevikliğim sayesinde kolayca atlattım. Gerçi az daha minik bir mızrak saldırısına kurban gidiyordum. Elbette bunların hepsi planımın bir parçasıydı. Yaşanan küçük arbede sırasında bir düşmanın silahını bir diğerinin ise bizzat kendisini etkisiz hale getirdim. Şuana kadar gayet iyi bir şekilde gitmiş olsam da hala nihai amacım olan lideri saf dışı bırakma hedefime ulaşamadım. Olabildiğince çabuk liderden kurtulup kardeşime yardım etmek istiyordum.

Planladığım doğrultuda ilerleyip iki kişiyle temasa geçtikten sonra hiç düşünmeden sis bombamı yere attım. Çünkü ben lider ve iki kişiyle uğraşırken kardeşimde geri kalan 5 kişiyle uğraşmak zorunda kaldı. Bu atmış olduğum sis bombası, el mührü için gereken zamanı ona kazandırabilirdi. Gerçi kardeşimin ninjutsu mu yoksa genjutsu mu yapacağı konusunda emin değilim ama umarım ninjutsu yapmayı tercih etmiştir. Aksi halde benim yüzümden kötü bir durumda kalmış olacaktı. Bu yüzden hızlı saldırıma devam etmek istiyordum. Bu amacım doğrultusunda da sisin yarattığı kafa karışıklığı kullanarak lidere yanaşmayı deneyeceğim. Doğruca sis atmadan önce liderin durduğu konuma doğru yönelecektim. Bu sırada 1 adet kunaimi liderin sağ ayağının olduğu konuma doğru fırlatmayı deneceğim. Liderleri olarak görünen herif biraz iri yarı olduğundan bire bir güç savaşına girmek istemiyorum. İyice kafasının karıştığına emin olup elimdeki Tantou ile bitirici hamleyi yapmak istiyorum. Bu yüzden liderin ölümcül noktalarına hızlı bir saldırı yapmayı deniyeceğim.

[Akatsuya Shoshiro]

Kararımı vermiştim. Hamlem için el mührünü hazırlayana kadar ise bu adamlardan kaçınmam gerekiyordu. Bir yandan el mührünü gerçekleştiriyor bir yandan da gelen saldırılardan kaçınıyordum. Fakat beklediğimden daha kolay oluyor gibiydi. Bu adamlar rastgele saldırıyorlardı. Sıradan haydutlardan başka bir şey değillerdi. Belki de biraz hızlı davranmıştım. Normal bir şekilde de alt edebileceğim düşmanlara benziyorlardı. Tabi düşünmek için de zamanım olmamıştı. Çok hızlı bir şekilde birden fazla rakibi alt edebilecek en iyi hamleyi tercih etmiştim ve neredeyse sonuna gelmiştim bile. Riskleri vardı. Pazar yerine belki de köye zarar verebilirdi bu saldırım. Bu olasılıkları hesaplayarak ikilemde kalmak beni zor duruma düşürecekti. El mührümü tamamlamak üzereydim ve buradan geri dönmeyecektim. Önceliğim Ren’in ve benim güvenliğimde. Gerisi daha sonra düşünülecek şeylerdi. Bir an önce bu durumdan kurtulup işimize dönmemiz gerekiyordu. Tabi hamlemin sonunda dönebileceğimiz bir işimiz kalırsa.

[GM - Naruto]

Renshiro: Az önce yaratmış olduğun sis bulutunun içinden çıkmadan hemen önce, elindeki kunaiyi tahminen iri adamın bacağının olduğu yere fırlatıyorsun. Lakin herhangi bir ses duymuyorsun kunainin hedefe ulaştığına dair. Bir an sonra ise sen fırlıyorsun dışarı. Hedefin, az önce adamın durmakta olduğu yer, ancak karşında kimsenin olmadığını farkediyorsun. Bir adım atıyorsun ileri doğru halihazırdaki momentumunla duraksamadan önce. Bu esnada arkanda minimal bir sıcaklık dalgası hissediyorsun. Sana zarar verecek düzeyde değil henüz, ancak gittikçe artıyor şiddeti.

Shoshiro: El mühürlerini tamamladığın gibi ellerini son mühür olan 'Tora' pozisyonunda tutuyorsun. Etrafında oluşmaya başlayan alev kütlesi gözle görülebilir hale geliyor. Henüz tam formuna ulaşmış değil.

Renshiro: Sıcaklık dalgasını hissettiğin gibi, sağından gelen bir haykırış duyuyorsun. Refleksif olarak kendini ileri doğru atıyorsun saldırıdan kurtulmak adına. İrice adamın yumruğu yarım saniye önce bulunduğun konumdan geçiyor hızla. Sen sis bulutunun içerisindeyken konumunu değiştirmiş olmalı. Saldırı durmuyor, ilk yumruğunu savurduktan hemen sonra vücudunu döndürüp sana doğru atılıyor irice adam. İki eli de önde ve üzerine çullanmak üzere.

Shoshiro: Etrafa şiddetli bir alev dalgası savruluyor tekniğin aktif olduğunda. Bu alev dalgası önünde sana en yakın olan kişiye aniden çarpıyor sert bir rüzgâr dalgası gibi ve adamı geriye sendeletiyor. Saçları geriye doğru yalpalarken birden bir tutamının alev aldığını ve yandığını fark ediyorsun, ortam çok hızlı bir şekilde yanık saç, kumaş ve et kokmaya başlıyor. Adam istemsizce ellerini suratına götürüyor ve gözlerini kapatıyor ancak senden dışarı fışkırmaya başlayan alevlerin ikinci dalgasına kapılıyor. Adamın kirpiklerinin de alev dalgasının içerisinde yandığını görüyorsun, yüzünde ve ellerinde oluşan yanık izleri hızla büyürken birden kendini gerisin geriye, yere atıyor hasmın.

Adam yere düştüğü gibi çamurda debelenmeye başlıyor ve aciz bir köpek gibi inlemeye başlıyor. Senden fırlayan bir sonraki dalgada ise kıyafetlerinin yanmaya başladığını ve vücudunun her yerinin tüttüğünü görüyorsun. Bir kaç saniye sonra kendini toparlayacak adrenalini kanında bulmuş olacak ki, senden uzağa doğru çamuru eşelercesine yerde sürünmeye çalışıyor.

Aleve yakalanmamış ancak senin yakınında olan diğerlerinin gözlerindeki korkuyu alev dalgasının arasından seçebiliyorsun. Bir an arkadaşlarına bakıyorlar ona yardımcı olmak için ancak çok seri bu fikirden vaz geçiyorlar ve senden uzaklaşmak adına gerisin geri koşmaya başlıyorlar.

Çevredeki boş tezgâhların tütmeye başladığını fark ediyorsun. Yakında burada bir yangın çıkacak.

[Akatsuya Renshiro]

Planladığım hamlelerimi kusursuz bir şekilde yapabildim. Lakin bazı aksaklıklar oldu. İstediğim konuma geldiğimde fark ettim ki; Yarattığım sis bulutunun içerisindeyken fırlattığım kunai istediğim yere gitmişti ama istediğim etkiyi yapmadı. Daha az öncesine kadar tüm heybeti ile karşımda duran çapulcu grubunun lideri az önce durmakta olduğu yerde yoktu. Bundan dolayı da çapulcu grubunun liderine yapmak istediğim bitirici hamlemi de yapamadım. Diğer çete elemanlarından daha zorlu biriyle karşı karşıyaymışım gibi görünüyordu. O iri cüssesine rağmen sis bulutunun içerisinden ona yaptığım hamleyi görüp yerini değiştirdiğine göre hafife alınmaması gereken bir savaş tecrübesine sahip olması gerekiyordu. Sanırım kardeşimin biraz daha beklemesi gerekiyor. Acele etmeden bu problemle ilgilenmem lazım.

Yapmış olduğum saldırım boşa gittiğinden dolayı daha da dikkatli olmam gerektiğinin farkında vardım. Etrafımda olan bitenlere daha da odaklanmam gerekiyordu. Tam bu esnada arkamda ufak bir sıcaklık hissetmeye başladım. Sıcaklığı hissetmemle birlikte sağ tarafımdan birisinin bağırış sesini de duydum. Refleksif olarak kendimi ileri doğru attım. Bu atlama sayesinde liderin yaptığı saldırıdan kurtuldum. Bir saldırısını birazcık şansla atlamış olsam da durmadan saldırmaya devam ediyordu. Boşa attığı ilk yumruktan sonra vücudunu döndürüp bana doğru atıldı. İki elini de önde tutarak bana saldırmaya çalışıyordu.

Zor bir durumda olsam da eski bir shinobi olarak durumu incelemem gerekiyordu. Ateşin sıcaklığı ve gelen bağırış sesi kardeşim Shoshiro'nun olduğu taraftan geliyordu. Kendisinin birkaç tane ateş ninjutsusu kullanmayı bildiğini biliyordum. Bu ateş onun işi olabilirdi. Bağıran kişinin sesi kardeşimin sesine benzemediği için bu konudaki düşüncem büyük ihtimalle doğruydu. Yine de hala sis bulutunun içinde olduğumdan bu konuyla ilgili kesin olarak bir şey bilmiyordum. Bu yüzden önümdeki probleme çözdükten sonra geri kalan şeylerle ilgilenmem şuan ki durum içerisinde daha mantıklı gibime geliyordu. En büyük problemim ise önümde bana çullanmaya çalışan liderdi. Lider ile teke tek güç savaşına girmek istemediğim için ya arama mesafe koymam gerekiyordu ya da ani bir saldırı ile onu saf dışı bırakmalıydım. Bana saldırı yaparken iki eli de önde olduğundan dolayı görünürde herhangi bir silahı olmadığı görebiliyordum. Bu yüzden aramızda mesafe koymaktansa elimdeki silahın bana verdiği avantajı kullanmak istiyordum. Sağ elimdeki Tantou'yu iyice kavrayacaktım. Devasa cüssesinin verdiği ağırlığı ona karşı kullanmak istiyordum. Bundan dolayı, doğru zamanı bekleyip benim omzuma dokunmasına az bir zaman kala doğru zamanı bekleyip kendimi aşağıya doğru bırakmayı deneyeceğim. İstediğim şey aşağıya doğru eğilip liderini saldırısından kaçtıktan sonra kendimi ileriye atarak karşı bir saldırı hamlesi yapmaktı. Amacım elimdeki Tantou'yu rakibime saplamak olmadığı için yerden güç alarak kuvvetli bir saldırı yapmak değildi. Bu yüzden yere eğilip saldırı savuşturması yaptıktan sonra rakibimin sağ elindeki kaslarına saldırmayı deneyecektim.

[Akatsuya Shoshiro]

Ren dövüşürken bu yancıları tutmama gerektiğini biliyordum. Adamları geri püskürtene kadar da saldırımı durdurma niyetinde değildim. Yangın riskinin de farkındaydım. Hatta henüz istediğimiz bilgileri almadan böyle bir şey yapmanın ne derece doğru olduğunu da kestiremiyordum. Yine de önceliğim Ren ve benim hayatlarımızdı. En azından onlara bir miktar korku saldıktan sonra geri adım atabilirdim ki zaten bir avuç çapulcu olduklarını da hareketlerinden anlamıştım. Eğer onları panikletip dağıtabilirsem daha rahat bir şekilde onlara karşılık verme imkanını elde edecektim. Tabi bu süreçte tutuşup yanmazlarsa.

Alev dalgaları her çarptığında karşımdaki adamın acı çektiğini görebiliyordum. Çektiği acıyı hissedebiliyor muydum? Pek sayılmaz... Bundan zevk alıyor muydum? Hayır… Fakat bizi öldürmek adamların acı çekmesine üzüldüğümü de söyleyemezdim. Hepsinin korkuya kapıldığı çok net anlaşılıyordu. Arkadaşlarına yardım etmek isteseler de canlarını kurtarmak istedikleri çok belliydi. Bununla beraber Pazar yerinin alev alması da çok uzun sürmeyecekti. Bir an önce buradan uzaklaşmamız gerekiyordu. Ren’in durumunu kontrol etmeliydim. Adamların yeterince uzaklaştığını anladığımda jutsumu durdurup güvenli bir mesafeye çekilerek etrafa iyice göz atmak istiyordum. Böylece yapabileceğim en mantıklı hamleyi de hesaplayabilirdim.

[GM - Naruto]

Renshiro: Rakibin her iki eli önde olacak şekilde üzerine çullanmak için yaklaşırken, hızla kendini aşağı doğru bırakıyorsun. İrice adamın üst vücudu aniden boşa düşerken kolları tependen geçip gidiyor. Bu esnada her iki kolunun da dirseklere kadar garip, kalın bir eldivenle kaplı olduğunu görebiliyorsun. Tantounu sağ elinin kaslarını kesmek için savuruyorsun, lakin metal metale çarparak sekiyor. Bu ise sana kısa da olsa zaman kaybettirmiş oluyor. Az önce boşa düşmüş olan irice adam, halihazırda hizasında olduğun sağ dizini yüzünün ortasına gömüveriyor! Darbenin etkisiyle gerisingeri savruluyorsun. Sırtın çamurlu zemine değerken bir anlığına gözlerinde şimşekler çakıyor ancak bilincin yerinde. Adam dengesini toplamış halde, yeni bir tekme atmaya hazırlanıyor karnına.

Shoshiro: Alevler çevrendeki herkesi cayır cayır yakmayı sürdürürken, kaçabilenlerin kaçtığını; diğerlerinin ise kaderlerini kabul ederek hareketlerini durdurduğunu görüyorsun. Çevredeki tezgahlar iyiden iyiye alev almış halde, ve kısa bir süre sonra evlere sıçrayacağının farkındasın bu alevlerin. Az önce kardeşinin oluşturmuş olduğu sis bulutu hala yerinde, arkasını göremiyorsun. Dolaylı olarak kardeşinin ve iri adamın nerede olduğuna dair bir fikrin de yok. Çevrende sana tehdit oluşturacak kimse kalmadığını farkettiğin anda, tekniğini sonlandırıyorsun.

[Akatsuya Renshiro]

Yaptığım akıl dolu hamleler istediğim etkileri gösterdi. Planladığım gibi liderin dikkatini dağıtıp istediğim saldırı hamlesini gerçekleştirdim. Fakat bu saldırı hamlesinin herhangi bir etkisi olmadı. Daha doğrusu olamadı. Liderin elleri boş gibi görünse de dirseklerine kadar uzanan eldivenleri vardı. Bunu biraz acı bir şekilde öğrendim. Tam sağ koluna bitirici bir hamle yaptığım esnada silahımın metal bir yüzeye çarpmasıyla küçük bir '' hassiktir '' anı yaşadım. Bu sarsıcı çarpmanın etkisi lideri şaşırtarak kazandığım ivmemi kaybetmeme neden oldu. Lider ise bu boşluktan yararlanarak yüzümün ortasına bir adet saldırı yaptı. Saldırı dememin yegane nedeniyse yumruk mu attı yoksa tekme mi attı anlayamamış olmamdı. Olaylar biraz hızlı gerçekleşmişti.

Liderden yediğim darbe nedeniyle kendimi çamurlu zemin üzerinde buldum. Bu sırada gözlerimin önünden irili ufaklı şimşekler çakmaya başladı. Bu şimşekler sadece gözlerimde değil aynı zaman da kafamın içerisinde de çarpmaya başladı. Kardeşim ile ayrılmadan önce ki zamanla ilgili ufak bir anımı aklıma getirdiler. Tam saldırı yapmak için ileriye doğru atıldığım esnada kardeşim Shoshiro, Lider ... eldiven .. silah .. dikkat et gibi kelimeler söylemişti. Şimdi kardeşimin ne demek istediğini daha iyi anlıyorum. Sezgileri her zaman bende daha kuvvetli olan biricik kardeşim önümde duran tehlikeli ve eldivenli liderden beni korumak için küçük uyarılar da bulundu. Fakat aceleci davrandığım için bu uyarılara kulak asmadım... En azından şuan ne demek istediğini çok iyi biliyordum.

Yerde olan kişi olduğum için dezavantajlı konumdaydım. Üstüne üstlük ilk darbeyi alan kişi olduğum için çok fazla gerideydim. Yine de beklenmedik saldırılarla avantajlı konuma geçebilirdim. Bu yüzden geçen sefer yaşadığım zorlukları yeniden yaşamamak için daha açık bölgeleri hedeflemeliydim. Aklıma gelen en açık ve öldürücü bölge boyun geliyordu. İlk başlarda yavaş ve temkinli adımlarla giderek rakibimin ellerine saldırmaktı. Fakat artık birkaç darbe daha almadan bu işi olabildiğince çabuk bitirmek istiyordum. Bu yüzden sol elimi arkama götüreceğim. Bir adet Shuriken alacağım. Bu Shuriken'i zemindeki çamura bulayacağım. Çamura bulanmış Shuriken'i bana hamle yapmaya hazırlanan liderin hamleyi yapacağı esnada yüzüne doğru fırlatmayı deneyeceğim. Daha sonra rakibimin boyun kısmına saldırı hamlesi yapmayı deneyeceğim. Amacım, kafamı karışmış olan rakibime hızlı bir saldırı yapmaktı.