[Ishigakure - Operasyon] Kita Usagi & Shimada Kazuo & Oita Butsuo
- Oita Butsuo
- Ishigakure
- Posts:318
- Joined:September 1st, 2018, 2:42 pm
Sandığımdan daha fazla kuvvetim varmış... Savaş alanını kuş bakışı görüyorum bildiğin. Şu aptal klonlar benim gördüğüm kadar geniş bir alanı göremiyorlardır mesela. Ama orospu çocukları 10 kişi, öyle bir avantajları var. Bir de patlayabiliyorlar... Şu anlık kendimi kurtarmış olsam da yere inince ne olacağını az çok kestirebiliyorum. Bu bilinçle yakaladığım fırsatı kullanarak Roku denen gavata ekipman çantamda kalan ne varsa fırlattım. Roku, bir kez daha kendini korumak için klonlarını kullandı. Birbirlerinden destek alarak havada akrobatik hareketler yapan klonlar bir kez daha Roku'yu kurtarmayı başardı. En azından bir klonu öldürmeyi başardım ama... Kötü bir sayı... Dokuz patlama beni öldürebilir...
Yine de hayatta iyi şeyler de oluyor. Mesela Kageyasu'nun yaptığı klas hareket! Savaş denen kaos ortamını bir kez daha güzelce kanla boyadı kendisi. Hiç anlamadığım bir şekilde, ne varlığı ne yokluğu belli olan avcı bir kedi gibi hareket etti Kageyasu. Bir anda Roku'nun solunda ortaya çıktı ve sağına doğru hızlı hareketine hiç ara vermeden devam etti. Roku'yu kesmek için hareketine ara vermesine gerek yokmuş... Roku, sırtındaki kesiğin acısıyla dağıldı tabii. El mührü yapmayı falan unuttu hepten. Roku'yu yardım almadan öldüremeyecek ölmüş olmak hoşuma gitmiyor ama yaşamak kesinlikle hoşuma gidiyor... Sesimi çıkarmayacağım tabii ki.
Kageyasu'nun hayalet gibi yaptığı saldırı sonucu ben de dövüşün başından beri aradığım boşluğu yakaladım. Roku'nun hala dokuz klonu olsa da onlarla pek bir şey yapabilecek gibi durmuyor. Yani... rastgele patlamalar veya ölmeden önce yapacağı son bir hamle ile çok fazla kişinin azraili olabiir. Bu konuyu garanti altına almadan bir şeyler yapmak istemiyorum ama zamanım kısıtlı ve elim kolum bağlı. Roku kendine gelene kadar dokuz tane klonu temizleyemem. Yere sıkı bir yumruk atıp zemini deforme edip klonları da yok edebilecek durumda değilim. Ayrıca elime geçen bu fırsatı kullanmamam çok mantıksız. Bu herif ölmezse şu an yaşanacak patlamaların nicesine sebep olacak. Herif patlayabildiği sürece oldukça büyük bir tehdit. Ne olursa olsun bu riski ve ne yazık ki sorumluluğu alıp Roku'yu öldüreceğim.
Roku'yu öldürme konusunda en güvendiğim yardımcım yumruklarım. Aradığım açıklığı kullanarak Roku'ya ulaşacağım. Ardından da suratına Oukashou ile desteklenmiş yumruğumu geçireceğim. Umarım kafatası paramparça olur ve bu olurken bir bal kabağı patlamış gibi bir ses çıkar. Piçin parçalarını Riaru'ya sunmak için sabırsızlanıyorum. GEBER ARTIK AMINA KOYDUĞUMUN İBNESİ!
Ekipmanlar:
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
1 Sis bombası (Normal Kalite)
1 Sis bombası (Normal Kalite)
Kan Hapı (Normal Kalite)
Kondisyon Hapı (Normal Kalite)
İyileştirici Hapı (Normal Kalite)
Mühürlü Jutsu (Shinkuu Gyouku)
Out: Ben hala havada mıyım yoksa yerde miyim tam anlamadım o yüzden Roku'ya ulaşma kısmı için "açıklığı kullanarak Roku'ya ulaşacağım." yazdım.
Yine de hayatta iyi şeyler de oluyor. Mesela Kageyasu'nun yaptığı klas hareket! Savaş denen kaos ortamını bir kez daha güzelce kanla boyadı kendisi. Hiç anlamadığım bir şekilde, ne varlığı ne yokluğu belli olan avcı bir kedi gibi hareket etti Kageyasu. Bir anda Roku'nun solunda ortaya çıktı ve sağına doğru hızlı hareketine hiç ara vermeden devam etti. Roku'yu kesmek için hareketine ara vermesine gerek yokmuş... Roku, sırtındaki kesiğin acısıyla dağıldı tabii. El mührü yapmayı falan unuttu hepten. Roku'yu yardım almadan öldüremeyecek ölmüş olmak hoşuma gitmiyor ama yaşamak kesinlikle hoşuma gidiyor... Sesimi çıkarmayacağım tabii ki.
Kageyasu'nun hayalet gibi yaptığı saldırı sonucu ben de dövüşün başından beri aradığım boşluğu yakaladım. Roku'nun hala dokuz klonu olsa da onlarla pek bir şey yapabilecek gibi durmuyor. Yani... rastgele patlamalar veya ölmeden önce yapacağı son bir hamle ile çok fazla kişinin azraili olabiir. Bu konuyu garanti altına almadan bir şeyler yapmak istemiyorum ama zamanım kısıtlı ve elim kolum bağlı. Roku kendine gelene kadar dokuz tane klonu temizleyemem. Yere sıkı bir yumruk atıp zemini deforme edip klonları da yok edebilecek durumda değilim. Ayrıca elime geçen bu fırsatı kullanmamam çok mantıksız. Bu herif ölmezse şu an yaşanacak patlamaların nicesine sebep olacak. Herif patlayabildiği sürece oldukça büyük bir tehdit. Ne olursa olsun bu riski ve ne yazık ki sorumluluğu alıp Roku'yu öldüreceğim.
Roku'yu öldürme konusunda en güvendiğim yardımcım yumruklarım. Aradığım açıklığı kullanarak Roku'ya ulaşacağım. Ardından da suratına Oukashou ile desteklenmiş yumruğumu geçireceğim. Umarım kafatası paramparça olur ve bu olurken bir bal kabağı patlamış gibi bir ses çıkar. Piçin parçalarını Riaru'ya sunmak için sabırsızlanıyorum. GEBER ARTIK AMINA KOYDUĞUMUN İBNESİ!
Ekipmanlar:
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
1 Sis bombası (Normal Kalite)
1 Sis bombası (Normal Kalite)
Kan Hapı (Normal Kalite)
Kondisyon Hapı (Normal Kalite)
İyileştirici Hapı (Normal Kalite)
Mühürlü Jutsu (Shinkuu Gyouku)
Out: Ben hala havada mıyım yoksa yerde miyim tam anlamadım o yüzden Roku'ya ulaşma kısmı için "açıklığı kullanarak Roku'ya ulaşacağım." yazdım.
- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts:252
- Joined:September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [Ishigakure - Operasyon] Kita Usagi & Shimada Kazuo & Oita Butsuo
Wakizashi savuruşlarının arasına kendisini atmaya hazırdı. Vücudunu komple hazırlamış, en ufak bir boşlukta refleks olarak kendisini içeriye atabilecek pozisyona getirmişti. Bu anda ise wakizashilerin arasında boşluk yakalamaya çalışıyordu. Bir kaç savuruştan sonra wakizashilerin hareketinin yavaşlamaya başladığını fark etti. Başta rakibinin aşırı yorgunluktan artık dermanının kalmadığını düşünmüştü. Nefes almaya çalıştıkça çok ağır bir şekilde nefes almaya başladığını fark etti. Göz bebeklerinin ise büyüdüğünü net bir şekilde söyleyebilirdi. Vücudunun kontrolünü tamamen refleksleri ele geçirmişti. Kendisinin hiçbir şekilde söz sahibi olmadığını o an anlamıştı. Bekledi, bekledi. Büyüyen göz bebekleri o boşluğun oluştuğunu beynine bildirdiği anda refleksleri bütün ömrünü tüketmişti. Kendisini birden ileriye atılırken bulmuştu Usagi. "Benden bu kadar, kalanı sende."
Wakizashilerin arasına girdiği anda ise ilk yumruğunu indirmişti. Sağ elinin dışıyla. Bekletmeden ikinci yumruğu indirmesiyle birlikte de zaten rakibinin dengesini iyice bozmuştu. Dengesi bozulan rakibine karşılık indirdiği son topuk darbesiyle rakibini geri savurmayı başarmıştı. Tam adamın üstüne atılacakken bir hava kütlesinin rakibinin geriye fırladığına şahitlik etmişti. Bu hava kütlesinin nedenini ararken etrafında, gözleri Kazuo'ya denk geldi. Üstüne doğru gelen takım arkadaşını görünce, içindeki rahatlamayı anlatmaya kelimelerin yetmeyeceğini biliyordu. Üstüne doğru koşan dost bir yüz görmek gerçekten güzeldi.
Kazuo'nun hızla söylediği cümleleri büyük bir özenle dinlemişti. Savaş alanında gösterilmemesi gereken bir özenle. Bu sırada ise shinobi çantasındaki son kunaisini de çıkartıp sol eline almıştı. Kendisini gelebilecek ani saldırılardan korumak için savunma pozisyonuna çekmişti anlık olarak. Kazuo kendi kafasında kurduğu taktiği söylediğinde, bu taktiğin işe yarayıp yaramayacağından emin değildi. Kazou'nun anlattığı kadarıyla, Raigen'in işe yaraması için, el çırpma anında Kazuo ile göz teması kurulması gerektiğini biliyordu. Bu savaş alanında da, Ishigakure shinobilerinin göz teması kurması durumda büyük sıkıntılar çekebileceklerinin farkına varmıştı. Şu durumda Raigen çift tarafı keskin bir bıçak gibiydi. Usagi'nin en başta herhangi bir taktik belirlememesi ise bu durumun sebebiydi. Bu sırada ise Kazuo'nun kendisinden bir emir beklediğini biliyordu. Usagi ise, şu an için emir vermeye pek hazır değildi. Ağzından çıkacak tek bir kelime bile, takım arkadaşlarının kaderini değiştirebilirdi. Üzerinde bulunan bu yükü nasıl taşıyacağından emin değildi. Her şeyi bırakıp gitmek istiyordu şu an. Savaşı bırakıp, Ishigakure'yi bırakıp, Rairu'yu bırakıp gitmek istiyordu. Bir anlığına da olsa gitmek istedi. Bir anlık bir istekti bu. Bu düşüncenin hemen peşine beynine hücum eden diğer düşünceler bu isteği anında bertaraf etmişti. Son zamanlarda Ishigakure için çektiği çileleri düşündü. Bu çileler fiziksel değil, psikolojikti. Ve bu psikolojik çileler, şu an çektiği fiziksel çilelerden çok daha canını yakmıştı Usagi'nin. Şu an çektiği fiziksel çileler hiçbir şeydi.
Kazuo'nun fikrini hızlıca analiz etti. Bir kaç ekleme çıkartma yaparak yeni bir yöntem oluşturdu kendisine. "Raigen'i şu an kullanma. Ben önden koşarak bir yol açmaya çalışacağım. Arkamda kal. Raigen'i Butsou'nun çarpıştığı herife sakla!" Dedikten sonra planının bir kez daha üstünden geçmişti. Kendisinin Kazuo'dan daha hızlı olduğunun farkındaydı. Bu sebeple araya fazla mesafe bırakmadan koşmaya başlayacaktı. Her an bir taraftan saldırı yiyebileceğinin farkında olduğundan, bütün algılarını açacaktı. Butsou'nun görüş alanına girmesiyle birlikte, Butsuo'nun kapıştığı herifi analiz etmeye çalışacaktı. Butsuo ölmeden onun kapıştığı herifi öldürmeyi hedefliyordu. Şu an için üstünlük kendilerindeydi. Ama sonuç ne olacaktı, bu konu hakkında hiçbir fikri yoktu.
"Her duruma karşı, Raigen'i yine de hazırda tut. B planı olarak... Haydi!"
Wakizashilerin arasına girdiği anda ise ilk yumruğunu indirmişti. Sağ elinin dışıyla. Bekletmeden ikinci yumruğu indirmesiyle birlikte de zaten rakibinin dengesini iyice bozmuştu. Dengesi bozulan rakibine karşılık indirdiği son topuk darbesiyle rakibini geri savurmayı başarmıştı. Tam adamın üstüne atılacakken bir hava kütlesinin rakibinin geriye fırladığına şahitlik etmişti. Bu hava kütlesinin nedenini ararken etrafında, gözleri Kazuo'ya denk geldi. Üstüne doğru gelen takım arkadaşını görünce, içindeki rahatlamayı anlatmaya kelimelerin yetmeyeceğini biliyordu. Üstüne doğru koşan dost bir yüz görmek gerçekten güzeldi.
Kazuo'nun hızla söylediği cümleleri büyük bir özenle dinlemişti. Savaş alanında gösterilmemesi gereken bir özenle. Bu sırada ise shinobi çantasındaki son kunaisini de çıkartıp sol eline almıştı. Kendisini gelebilecek ani saldırılardan korumak için savunma pozisyonuna çekmişti anlık olarak. Kazuo kendi kafasında kurduğu taktiği söylediğinde, bu taktiğin işe yarayıp yaramayacağından emin değildi. Kazou'nun anlattığı kadarıyla, Raigen'in işe yaraması için, el çırpma anında Kazuo ile göz teması kurulması gerektiğini biliyordu. Bu savaş alanında da, Ishigakure shinobilerinin göz teması kurması durumda büyük sıkıntılar çekebileceklerinin farkına varmıştı. Şu durumda Raigen çift tarafı keskin bir bıçak gibiydi. Usagi'nin en başta herhangi bir taktik belirlememesi ise bu durumun sebebiydi. Bu sırada ise Kazuo'nun kendisinden bir emir beklediğini biliyordu. Usagi ise, şu an için emir vermeye pek hazır değildi. Ağzından çıkacak tek bir kelime bile, takım arkadaşlarının kaderini değiştirebilirdi. Üzerinde bulunan bu yükü nasıl taşıyacağından emin değildi. Her şeyi bırakıp gitmek istiyordu şu an. Savaşı bırakıp, Ishigakure'yi bırakıp, Rairu'yu bırakıp gitmek istiyordu. Bir anlığına da olsa gitmek istedi. Bir anlık bir istekti bu. Bu düşüncenin hemen peşine beynine hücum eden diğer düşünceler bu isteği anında bertaraf etmişti. Son zamanlarda Ishigakure için çektiği çileleri düşündü. Bu çileler fiziksel değil, psikolojikti. Ve bu psikolojik çileler, şu an çektiği fiziksel çilelerden çok daha canını yakmıştı Usagi'nin. Şu an çektiği fiziksel çileler hiçbir şeydi.
Kazuo'nun fikrini hızlıca analiz etti. Bir kaç ekleme çıkartma yaparak yeni bir yöntem oluşturdu kendisine. "Raigen'i şu an kullanma. Ben önden koşarak bir yol açmaya çalışacağım. Arkamda kal. Raigen'i Butsou'nun çarpıştığı herife sakla!" Dedikten sonra planının bir kez daha üstünden geçmişti. Kendisinin Kazuo'dan daha hızlı olduğunun farkındaydı. Bu sebeple araya fazla mesafe bırakmadan koşmaya başlayacaktı. Her an bir taraftan saldırı yiyebileceğinin farkında olduğundan, bütün algılarını açacaktı. Butsou'nun görüş alanına girmesiyle birlikte, Butsuo'nun kapıştığı herifi analiz etmeye çalışacaktı. Butsuo ölmeden onun kapıştığı herifi öldürmeyi hedefliyordu. Şu an için üstünlük kendilerindeydi. Ama sonuç ne olacaktı, bu konu hakkında hiçbir fikri yoktu.
"Her duruma karşı, Raigen'i yine de hazırda tut. B planı olarak... Haydi!"
► Show Spoiler
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts:2605
- Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Ishigakure - Operasyon] Kita Usagi & Shimada Kazuo & Oita Butsuo
Butsuo; Havadaki duruşun devam ederken, Kageyasu sayesinde yakaladığın açıklığı kullanmaya karar veriyorsun. Vücudunu öne doğru yatırıp, Roku’ya doğru harekete geçtiğin anda, zıplamayı doğruca havaya yaptığın için fazla bir mesafe kat edemiyorsun. Ancak bu noktada, başından beri seni yok etmeye yönelmiş olan klonları kullanmaya karar veriyor ve öne doğru ivmelenmeye devam ediyorsun. Aşağıya doğru yaptığın düşüşün, klonlardan birine denk gelmesini hesaplıyor, Roku’nun bir klonunun omuzlarına basarak, kendini daha hızlı bir şekilde Roku’ya doğru fırlatıyorsun! Elinde Oukashou için biriktirdiğin çakra açığa çıkmak için çırpınırken, oldukça hızlı bir şekilde, Roku’ya tepki verme fırsatı vermeden Roku’ya ulaşıyorsun. Yumruğun Roku’nun suratının ortasına isabet ettiği anda, onu geriye doğru savurmaya başlıyor, eline bulaşan kanları hissediyor, kırılan kemiklerin sesini duyuyorsun. Roku’ya beraber havada bir süre ilerlemenizin ardından, ikiniz de yere indiğinizde, Roku’nun suratının darmadağın olduğunu ve klonlarının da çoktan duman bulutu halinde patladığını görüyorsun. Bu düellonun galibi olarak yüzünde mağrur bir ifade belirirken, savaşın başından beri ilk kez yorgun düşüyor ve nefes nefese kalarak dizlerinin üstüne çöküyorsun.
Usagi ve Kazuo; Butsuo’ya ulaşmak için aranızda planı kurguluyor ve bu doğrultuda harekete geçiyorsunuz. Savaş alanını yararak yaptığınız ilerleme sırasında, Usagi elindeki kunaisi ile zarar verebildiği Riaru adamlarına kesikler atıyor, Kazuo da aynı şekilde tantosuyla düşmanlarına kesikler atarak zarar veriyor. Belki de birçok dostunuza bu şekilde büyük bir iyilik yapmanızın ardından, Butsuo’nun bulunduğu noktaya erişebiliyorsunuz. Bu esnada Butsuo’nun rakibini yenmiş olduğu ve kendisinin de bir hayli yorgun bir şekilde dizlerinin üstüne çökmüş bir halde görüyorsunuz. Ancak tam bu sırada, Butsuo’nun birkaç metre arkasında iki kişinin hızla ona doğru harekete geçtiğini fark ediyorsunuz. Bu iki kişi ile aranızdaki mesafe, onların Butsuo’ya ulaşmasını engelleyebileceğiniz durumda. Fakat Usagi’nin yaraları, bunun aksi bir durumun da ortaya çıkmasına neden olabilir.
Usagi ve Kazuo; Butsuo’ya ulaşmak için aranızda planı kurguluyor ve bu doğrultuda harekete geçiyorsunuz. Savaş alanını yararak yaptığınız ilerleme sırasında, Usagi elindeki kunaisi ile zarar verebildiği Riaru adamlarına kesikler atıyor, Kazuo da aynı şekilde tantosuyla düşmanlarına kesikler atarak zarar veriyor. Belki de birçok dostunuza bu şekilde büyük bir iyilik yapmanızın ardından, Butsuo’nun bulunduğu noktaya erişebiliyorsunuz. Bu esnada Butsuo’nun rakibini yenmiş olduğu ve kendisinin de bir hayli yorgun bir şekilde dizlerinin üstüne çökmüş bir halde görüyorsunuz. Ancak tam bu sırada, Butsuo’nun birkaç metre arkasında iki kişinin hızla ona doğru harekete geçtiğini fark ediyorsunuz. Bu iki kişi ile aranızdaki mesafe, onların Butsuo’ya ulaşmasını engelleyebileceğiniz durumda. Fakat Usagi’nin yaraları, bunun aksi bir durumun da ortaya çıkmasına neden olabilir.
Off Topic
Bu seferki gecikme tamamen benim yüzümden, küfürleri bana yağdırabilirsiniz.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Shimada Kazuo
- Posts:123
- Joined:September 1st, 2018, 1:31 am
Re: [Ishigakure - Operasyon] Kita Usagi & Shimada Kazuo & Oita Butsuo
Usagi’ye henüz taslak halinde olan planımı anlattığımda bunu B Planı olarak bekletmemi söyledi ve emirleriyle birlikte koşmaya başladım. Bu süreçte gözümün algılayabildiği kılıcımın erişebildiği tüm Riaru askerlerini kesmeye çalıştım yüzlerce ayrı yaşam mücadelesinin arasında ilerlerken bizi engellemeye çalışan kimse olmamıştı. Şanslıydık ama hayatım boyunca kazandığım tecrübe sayesinde buna sevime yanılgısına düşmedim. Şans evrende herkese eşit davranmaya ant içmiş tek gerçeklikti. Herkesin dilinden düşürmediği “zaman” kavramı bile yeri geldiğinde kandırılmıştı: Madara ve niceleri bunun bir örneği değil miydi? Ancak şansın verdiği şeyi geri alması elbet gerçekleşirdi, uzun mu kısa vadede mi gerçekleşeceği asla bilinmez ama gerçekleşir. Şu sıralar kabzasını kavrayıp düşmana doğrulttuğumuz şans kılıcı aniden döndüğünde elimiz kanamaya başlayacak bunu engellenmek imkansız tek yapabileceğimiz o ana hazır olmak.
Ayrıca bu ilerleyiş birkaç şeyle yüzleşmek için bir fırsattı. Onca şey oldu ve birilerini öldürdüm lakin hiçbir şey hissedemiyorum. Kendimi tanıyorum, birinin yaşamına son verdiğimde dövüşü kazandığıma ve yaşadığıma sevinirim ama yitip giden hayaller uğruna hafif depresif bir hal alırım ama şuan bunlardan çok uzaktayım. Yaşadığıma bile sevinemiyorum, onu öldürsem ne olacak? 100 kişiyi öldürsem ne değişecek? 101. kişinin beni öldürme ihtimali azalmayacak elbet. 101. rakibim beni öldürürse öldürdüğüm 100 kişi tamamen anlamsızlaşmaz mı? Kendimi sayı gibi hissediyorum sadece bir sayı. Diğer sayıları elemek için debelenen ama muhtemelen en sonunda kaçınılmaz sonla yüzleşecek bir sayı.
Ve bu düşüncelerimi daha nihayete erdiremeden Butsuo’nun neredeyse yanına gelmiştik. Yine az önceki halime dönmüştüm demin kapıldığım düşünce selini itebildiğim kadar uzağa itmiş ve boş gözlerle rakibini yenmiş Butsuo’ya bakmıştım. O canavarı bu kadar bitkin görmek tam anlamıyla korkunçtu, o patlamalarla üstü başı tamamen perişan haldeydi. Usagi’nin bacağını da düşünüce en az hasar almış kişi bendim. Gerçek olup olmadığını bilmediğim bir sorumluluk hafifçe omuzlarıma konarken Butsuo’ya arkadan yaklaşan iki kişiyi görmüştüm.
Bu sefer Usagi’nin emirlerini bekleyecek zamanımın olmadığı düşüncesiyle Butsuo’yu bitkin düşüren herife yapmayı planladığımız hamleyi bu ikiliye yapmaya karar vermiştim. İlerleyişim devam ederken tantoumu kınına soktuktan sonra Raigen için el mühürlerine başlayacak ve bu sırada “Butsuo! Usagi! Gözler!”, diye bağıracağım. Butsuo’yla zaten benzer bir kombinasyonu yapmamızdan ötürü sıkıntı çıkmayacaktır, Usagi ile az önce konuştuğumuz bir jutsuydu zaten. Düşman ikilinin yere bakarak koşmadığını düşünürsek halihazırda pozisyonlarımızdan ötürü görüş açılarına da gireceğimi düşünüyorum. Tekniğim başarılı olursa Butsuo muhtemelen durumu anlayıp hemen Usagi’nin yanına zıplar –umarım hareket edemeyecek kadar bitkin değildir- hatta belki Usagi’nin ekleyeceği birkaç hamleyle avantajlı konuma bile geçebiliriz, o kadarını bilmiyorum ama şimdilik Butsuo’yu oradan kurtarmak yeterli bir başlangıç olur gibime geliyor.
Ayrıca bu ilerleyiş birkaç şeyle yüzleşmek için bir fırsattı. Onca şey oldu ve birilerini öldürdüm lakin hiçbir şey hissedemiyorum. Kendimi tanıyorum, birinin yaşamına son verdiğimde dövüşü kazandığıma ve yaşadığıma sevinirim ama yitip giden hayaller uğruna hafif depresif bir hal alırım ama şuan bunlardan çok uzaktayım. Yaşadığıma bile sevinemiyorum, onu öldürsem ne olacak? 100 kişiyi öldürsem ne değişecek? 101. kişinin beni öldürme ihtimali azalmayacak elbet. 101. rakibim beni öldürürse öldürdüğüm 100 kişi tamamen anlamsızlaşmaz mı? Kendimi sayı gibi hissediyorum sadece bir sayı. Diğer sayıları elemek için debelenen ama muhtemelen en sonunda kaçınılmaz sonla yüzleşecek bir sayı.
Ve bu düşüncelerimi daha nihayete erdiremeden Butsuo’nun neredeyse yanına gelmiştik. Yine az önceki halime dönmüştüm demin kapıldığım düşünce selini itebildiğim kadar uzağa itmiş ve boş gözlerle rakibini yenmiş Butsuo’ya bakmıştım. O canavarı bu kadar bitkin görmek tam anlamıyla korkunçtu, o patlamalarla üstü başı tamamen perişan haldeydi. Usagi’nin bacağını da düşünüce en az hasar almış kişi bendim. Gerçek olup olmadığını bilmediğim bir sorumluluk hafifçe omuzlarıma konarken Butsuo’ya arkadan yaklaşan iki kişiyi görmüştüm.
Bu sefer Usagi’nin emirlerini bekleyecek zamanımın olmadığı düşüncesiyle Butsuo’yu bitkin düşüren herife yapmayı planladığımız hamleyi bu ikiliye yapmaya karar vermiştim. İlerleyişim devam ederken tantoumu kınına soktuktan sonra Raigen için el mühürlerine başlayacak ve bu sırada “Butsuo! Usagi! Gözler!”, diye bağıracağım. Butsuo’yla zaten benzer bir kombinasyonu yapmamızdan ötürü sıkıntı çıkmayacaktır, Usagi ile az önce konuştuğumuz bir jutsuydu zaten. Düşman ikilinin yere bakarak koşmadığını düşünürsek halihazırda pozisyonlarımızdan ötürü görüş açılarına da gireceğimi düşünüyorum. Tekniğim başarılı olursa Butsuo muhtemelen durumu anlayıp hemen Usagi’nin yanına zıplar –umarım hareket edemeyecek kadar bitkin değildir- hatta belki Usagi’nin ekleyeceği birkaç hamleyle avantajlı konuma bile geçebiliriz, o kadarını bilmiyorum ama şimdilik Butsuo’yu oradan kurtarmak yeterli bir başlangıç olur gibime geliyor.
► Show Spoiler
► Show Spoiler
In a world without gold we might've been heroes!
- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts:252
- Joined:September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [Ishigakure - Operasyon] Kita Usagi & Shimada Kazuo & Oita Butsuo
Kafasında kurguladığı planın işe yaramış olmasına sevinmişti. Yaptığı koşu sırasında da düşmanlarına olabildiğince hasar vermeye çalışmıştı. Kısa kesikler bile bir düşmanı alt etmeye yetebilirdi. Bunu ise şu an tamamıyla kendisinden biliyordu. Bacağına yediği wakizashi darbesi hala kendisini hissettiriyordu. Bu yaranın, ileride kendisine büyük sıkıntılar çektirebileceğinin farkındaydı. Bu durum için yapabileceği bir şey de yoktu. Bacağındaki yaradan hala kan kaybettiğinin farkındaydı. Bu kan kaybını önleyebileceği boşluğu bulamamıştı henüz. Yarayı kapatması gerektiğinin farkındaydı. Ama öncelikli olarak önündeki savaşa odaklanması gerektiğini de biliyordu. Savaşa gelmeden önce aldığı kan haplarına şükretti. Zor bir duruma düştüğünde bu hapları kullanabilirdi. Şimdilik kullanmanın çok fazla gerekli olduğunu düşünmeyerek, Butsuo'nun görüş alanına girmesi ile etrafını taramaya başladı. Butsuo'nun biraz önce dövüştüğü adamı arıyordu gözleri. Bu sırada yerde yatan devasa cesedi gördü. İçinde büyük bir rahatlama olsa da, bu rahatlamanın çok sürmeyeceğini biliyordu.
Nitekim öyle de oldu. Butsuo'nun bir kaç metre arkasından ona doğru koşmakta olan iki kişiyi gördüğü anda içindeki rahatlama yerini korkuya bırakmıştı. Kondisyon olarak şu an ne kendisi, ne de Butsuo'nun büyük bir dövüşü kaldırabilecek durumunun olmadığını biliyordu. Bacağındaki ve omuzundaki yaralar, Usagi'yi şu an için gerçekten çok zor bir pozisyona sokmuştu. Kafasında bir sürü fikir dönüyordu. Bir sürü planı tek tek eliyordu. Bir çıkış yolu bulamamak ise Usagi'yi çıldırtıyordu. Kafasında dönen bütün planlarda bacağı ve omuzu sıkıntı çıkartıyordu. Ama yapamayacağı bir şey olduğunu da biliyordu. Şimdi ileri atılmazsa, takım arkadaşı için bazı şeylerin çok geç olabileceğinin farkındaydı. Ayaklarına chakra verip var gücüyle koşmaya başlamıştı.
Kazuo'nun sesini duyduğu anda, kafasında neler planladığını da az çok anlamıştı. Raigen'i kullanarak düşmanları kör etmeyi amaçlıyordu. Bu plan işe yarayabilirdi, ama sadece kendisinin olması burada bir dezavantaj yaratıyordu. Butsuo'yu da bu dövüşe dahil etmeliydi. Shinobi çantasını sonuna kadar kullanacaktı bu gidişle, ama başka şansı olmadığını da biliyordu. Aklına başka plan gelmiyordu. Elini shinobi çantasına atıp sis bombalarından birisini aldı. Butsuo'nun yerini aklına kazıdıktan sonra sis bombasını Butsuo ile iki shinobinin arasına doğru, Butsuo'yu da sisin içine alacak şekilde fırlatacaktı. Bu sisin içinde Butsuo'yu kolayca bulabilmeyi umuyordu. Butsuo'yu bulduktan sonra, Butsuo'nun kolunun altına girip, sisin içinden geldiği yöne doğru zıplayacaktı. Kazuo'nun yanına doğru.
Sisin içinden çıkıp Kazuo'nun yanına ulaştıktan sonra, cebindeki kondisyon haplarından birisini Butsuo'ya verecekti. "Bunu iç, kondisyon hapı. Benimle birlikte dövüşmen gerek." Butsuo'ya kurduğu bu cümlelerden sonra, ayağa kalkıp savunma pozisyonuna geçecekti. Geçebildiği, yaralarının izin verdiği yere kadar. Buradan sonrası için hiç bir şey düşünmemişti. Bu kafasında kurduklarını başarabileceğini bile düşünmüyordu.
Denemeyerek ne kadar zarara uğrayabilirdi ki? Usagi'yi bekleyen en büyük başarısızlık ölümdü.
Nitekim öyle de oldu. Butsuo'nun bir kaç metre arkasından ona doğru koşmakta olan iki kişiyi gördüğü anda içindeki rahatlama yerini korkuya bırakmıştı. Kondisyon olarak şu an ne kendisi, ne de Butsuo'nun büyük bir dövüşü kaldırabilecek durumunun olmadığını biliyordu. Bacağındaki ve omuzundaki yaralar, Usagi'yi şu an için gerçekten çok zor bir pozisyona sokmuştu. Kafasında bir sürü fikir dönüyordu. Bir sürü planı tek tek eliyordu. Bir çıkış yolu bulamamak ise Usagi'yi çıldırtıyordu. Kafasında dönen bütün planlarda bacağı ve omuzu sıkıntı çıkartıyordu. Ama yapamayacağı bir şey olduğunu da biliyordu. Şimdi ileri atılmazsa, takım arkadaşı için bazı şeylerin çok geç olabileceğinin farkındaydı. Ayaklarına chakra verip var gücüyle koşmaya başlamıştı.
Kazuo'nun sesini duyduğu anda, kafasında neler planladığını da az çok anlamıştı. Raigen'i kullanarak düşmanları kör etmeyi amaçlıyordu. Bu plan işe yarayabilirdi, ama sadece kendisinin olması burada bir dezavantaj yaratıyordu. Butsuo'yu da bu dövüşe dahil etmeliydi. Shinobi çantasını sonuna kadar kullanacaktı bu gidişle, ama başka şansı olmadığını da biliyordu. Aklına başka plan gelmiyordu. Elini shinobi çantasına atıp sis bombalarından birisini aldı. Butsuo'nun yerini aklına kazıdıktan sonra sis bombasını Butsuo ile iki shinobinin arasına doğru, Butsuo'yu da sisin içine alacak şekilde fırlatacaktı. Bu sisin içinde Butsuo'yu kolayca bulabilmeyi umuyordu. Butsuo'yu bulduktan sonra, Butsuo'nun kolunun altına girip, sisin içinden geldiği yöne doğru zıplayacaktı. Kazuo'nun yanına doğru.
Sisin içinden çıkıp Kazuo'nun yanına ulaştıktan sonra, cebindeki kondisyon haplarından birisini Butsuo'ya verecekti. "Bunu iç, kondisyon hapı. Benimle birlikte dövüşmen gerek." Butsuo'ya kurduğu bu cümlelerden sonra, ayağa kalkıp savunma pozisyonuna geçecekti. Geçebildiği, yaralarının izin verdiği yere kadar. Buradan sonrası için hiç bir şey düşünmemişti. Bu kafasında kurduklarını başarabileceğini bile düşünmüyordu.
Denemeyerek ne kadar zarara uğrayabilirdi ki? Usagi'yi bekleyen en büyük başarısızlık ölümdü.
► Show Spoiler
- Oita Butsuo
- Ishigakure
- Posts:318
- Joined:September 1st, 2018, 2:42 pm
Re: [Ishigakure - Operasyon] Kita Usagi & Shimada Kazuo & Oita Butsuo
Final sahnesi! Ya Roku ölecek ya da ben! Ölmemek için elimden geleni yaptım. Aynısı Roku'nun yaptığına da eminim, ama işte hayat... İnsanın her istediği gerçekleşmiyor. İkimizden biri ölecek. Umarım o kişi ben olmam. Olursam da... neyse...
Roku'yu öldürmek için elime geçen yegane fırsatı kaçırmamak adına alabileceğim tüm riskleri alarak harekete geçtim. Altımda 9 tane patlayarak beni parça pinçik etmeye hazır klon beklerken yapabileceklerimi hesaplamaya koyuldum sakince. Duruma alışır gibiyim sanırım... Daha çok dikey yönde bir sıçrama gerçekleştirdiğim için Roku'ya ulaşma konusunda sıkıntı çekebileceğimi fark etmem hiç uzun sürmedi. Ama Roku şu an klonlarını patlatacak konumda değil. Bunu fırsat bilerek bana en yakın klona yöneldim. Daha doğrusu o klona doğru düşmeye çalıştım. Biraz şansım da yaver gitti ki o klona ulaşabildim. Ulaştığım gibi de kopya Roku'dan kuvvet alarak kendimi orijinaline doğru fırlattım. Yumruğumu Oukashou ile güçlendirdim ve karar anındaki rolümü oynamaya koyuldum. Ama açık konuşmak gerekirse o klonları atlattıktan sona yaşayacağıma olan inancım oldukça arttı. Hatta yaşayacağımı biliyordum bile diyebilirim. Kazandığım tüm ivme ile Roku'nun suratına yumruğumu geçirdim. Kulaklarımda duymak istediğim patlayan bal kabağı sesi yankılanırken Roku'yla beraber yere yakın bir uçuş gerçekleştiriyorduk. Bu uçuşun inişinden sonra kafamı kaldırdığımda ise Roku'nun paramparça suratını görmemle beraber elimden akan sıvıyı fark etmem bir oldu. Bütün vücudumun kaskatı olduğunu hissettim. Gerek patlamalar ve yanıklar gerek savaşın yarattığı psikolojik durum yüzünden öyle kasılmış, öyle uyuşmuş, şuursuzlaşmışım ki elimden akan düşman kanını bile hissedemedim. İşin ilginci Roku'yu öldürmenin verdiği hazzı da hissedemedim.
Elimdeki düşman kanından bir damla yere ulaşırken unuttuğum bir şeyi daha fark ettim. Az önce ölebilirdim. Roku'nun suratı yerine ben paramparça olabilirdim. Roku, parçalarımı Riaru'ya sunabilirdi. Daha da garibi bu durumu içselleştirmiş, olacaklara hazırdım... Tek kurşun... Tek şans... Hayatın ne denli değerli olduğunu bildiğimi sanardım. Nasıl bu hale geldim ben...
Yavaş yavaş hislerim gelmeye devam ediyordu aklım allak bullak olurken. Göğüs kafesimin sıkıştığını, bacaklarımın gövdemin ağırlığı altında ezildiğini hissettim. Vermeyi unuttuğum nefesi şiddetli bir şekilde geri verirken bacaklarım da iflasını açıkladı ve dizlerim kanla daha da bir çamurlaşmış zemine temas etti. Derin nefesler alırken kafamı kaldıracak halim olmadığını hissettim. Üstüm başım paramparça, tenim yanık izleriyle kaplı, yara bere içinde oturdum kaldım. Ve daha her şey yeni başlıyor... Kazuo, Usagi... Onlar ne durumda acaba... Hayatta kalmak istiyorsam bir şekilde onlara ulaşmalıyım. Umarım hala yaşıyorlardır...
Kazuo ve Usagi'yi yoklamak için kafamı çevirmemle Kazuo'nun Usagi'yle beraber bana doğru koştuğunu ve bağırdığını gördüm. Gözler... Söylediğini duymamla beraber kafamı refleks olarak öteki tarafa çevirip gözlerimi kapadım. Tsuchikage'ye karşı yaptığımız ve acılı bir şekilde ölmemizle sonuçlanan dövüşte kullandığımız bir kombo. Umarım bu sefer daha başarılı oluruz ve farklı bir sonuç elde ederiz. Ne diyorum lan ben, işin ucunda ölüm var! Kendime gelmeliyim! Kazuo bunu yapıyorsa bir yerlerden saldırı yemek üzere olmalıyım. Kullandığı teknik bir genjutsu olduğuna göre bir kunai, shuriken veya jutsu'nun hedefi olma ihtimalim düşük. Etrafımda birileri var ama nerede olduklarını bilmiyorum. Kafamı kaldırmadan baktığım yönde olmadıklarını ve Kazuo ve Usagi'nin geldiği tarafta olmadıklarını biliyorum. Olabilecekleri yer sayısını yarı yarıya azaltmış olsam da hala nerede olduklarını bilmiyorum. Yine de güvenli bölgenin neresi olduğunu biliyorum. Yapabilirim... Yapmalıyım! Enerjimin ve çakramın son damlası da olsa kullanacağım. Gözlerim kapalı bir şekilde Kazuo ve Usagi'nin geldiği yöne hareketleneceğim. Düşmanlar nerede bilmiyorum ama takımıma güvenmekten başka çarem yok. Umarım beni kurtarabilirler... Umarım beni kurtarmalarına yardımcı olabilirim...
Ekipmanlar:
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
1 Sis bombası (Normal Kalite)
1 Sis bombası (Normal Kalite)
Kan Hapı (Normal Kalite)
Kondisyon Hapı (Normal Kalite)
İyileştirici Hapı (Normal Kalite)
Mühürlü Jutsu (Shinkuu Gyouku)
Roku'yu öldürmek için elime geçen yegane fırsatı kaçırmamak adına alabileceğim tüm riskleri alarak harekete geçtim. Altımda 9 tane patlayarak beni parça pinçik etmeye hazır klon beklerken yapabileceklerimi hesaplamaya koyuldum sakince. Duruma alışır gibiyim sanırım... Daha çok dikey yönde bir sıçrama gerçekleştirdiğim için Roku'ya ulaşma konusunda sıkıntı çekebileceğimi fark etmem hiç uzun sürmedi. Ama Roku şu an klonlarını patlatacak konumda değil. Bunu fırsat bilerek bana en yakın klona yöneldim. Daha doğrusu o klona doğru düşmeye çalıştım. Biraz şansım da yaver gitti ki o klona ulaşabildim. Ulaştığım gibi de kopya Roku'dan kuvvet alarak kendimi orijinaline doğru fırlattım. Yumruğumu Oukashou ile güçlendirdim ve karar anındaki rolümü oynamaya koyuldum. Ama açık konuşmak gerekirse o klonları atlattıktan sona yaşayacağıma olan inancım oldukça arttı. Hatta yaşayacağımı biliyordum bile diyebilirim. Kazandığım tüm ivme ile Roku'nun suratına yumruğumu geçirdim. Kulaklarımda duymak istediğim patlayan bal kabağı sesi yankılanırken Roku'yla beraber yere yakın bir uçuş gerçekleştiriyorduk. Bu uçuşun inişinden sonra kafamı kaldırdığımda ise Roku'nun paramparça suratını görmemle beraber elimden akan sıvıyı fark etmem bir oldu. Bütün vücudumun kaskatı olduğunu hissettim. Gerek patlamalar ve yanıklar gerek savaşın yarattığı psikolojik durum yüzünden öyle kasılmış, öyle uyuşmuş, şuursuzlaşmışım ki elimden akan düşman kanını bile hissedemedim. İşin ilginci Roku'yu öldürmenin verdiği hazzı da hissedemedim.
Elimdeki düşman kanından bir damla yere ulaşırken unuttuğum bir şeyi daha fark ettim. Az önce ölebilirdim. Roku'nun suratı yerine ben paramparça olabilirdim. Roku, parçalarımı Riaru'ya sunabilirdi. Daha da garibi bu durumu içselleştirmiş, olacaklara hazırdım... Tek kurşun... Tek şans... Hayatın ne denli değerli olduğunu bildiğimi sanardım. Nasıl bu hale geldim ben...
Yavaş yavaş hislerim gelmeye devam ediyordu aklım allak bullak olurken. Göğüs kafesimin sıkıştığını, bacaklarımın gövdemin ağırlığı altında ezildiğini hissettim. Vermeyi unuttuğum nefesi şiddetli bir şekilde geri verirken bacaklarım da iflasını açıkladı ve dizlerim kanla daha da bir çamurlaşmış zemine temas etti. Derin nefesler alırken kafamı kaldıracak halim olmadığını hissettim. Üstüm başım paramparça, tenim yanık izleriyle kaplı, yara bere içinde oturdum kaldım. Ve daha her şey yeni başlıyor... Kazuo, Usagi... Onlar ne durumda acaba... Hayatta kalmak istiyorsam bir şekilde onlara ulaşmalıyım. Umarım hala yaşıyorlardır...
Kazuo ve Usagi'yi yoklamak için kafamı çevirmemle Kazuo'nun Usagi'yle beraber bana doğru koştuğunu ve bağırdığını gördüm. Gözler... Söylediğini duymamla beraber kafamı refleks olarak öteki tarafa çevirip gözlerimi kapadım. Tsuchikage'ye karşı yaptığımız ve acılı bir şekilde ölmemizle sonuçlanan dövüşte kullandığımız bir kombo. Umarım bu sefer daha başarılı oluruz ve farklı bir sonuç elde ederiz. Ne diyorum lan ben, işin ucunda ölüm var! Kendime gelmeliyim! Kazuo bunu yapıyorsa bir yerlerden saldırı yemek üzere olmalıyım. Kullandığı teknik bir genjutsu olduğuna göre bir kunai, shuriken veya jutsu'nun hedefi olma ihtimalim düşük. Etrafımda birileri var ama nerede olduklarını bilmiyorum. Kafamı kaldırmadan baktığım yönde olmadıklarını ve Kazuo ve Usagi'nin geldiği tarafta olmadıklarını biliyorum. Olabilecekleri yer sayısını yarı yarıya azaltmış olsam da hala nerede olduklarını bilmiyorum. Yine de güvenli bölgenin neresi olduğunu biliyorum. Yapabilirim... Yapmalıyım! Enerjimin ve çakramın son damlası da olsa kullanacağım. Gözlerim kapalı bir şekilde Kazuo ve Usagi'nin geldiği yöne hareketleneceğim. Düşmanlar nerede bilmiyorum ama takımıma güvenmekten başka çarem yok. Umarım beni kurtarabilirler... Umarım beni kurtarmalarına yardımcı olabilirim...
Ekipmanlar:
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
1 Sis bombası (Normal Kalite)
1 Sis bombası (Normal Kalite)
Kan Hapı (Normal Kalite)
Kondisyon Hapı (Normal Kalite)
İyileştirici Hapı (Normal Kalite)
Mühürlü Jutsu (Shinkuu Gyouku)
- GM - Naruto
- Game Master
- Posts:2605
- Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm
Re: [Ishigakure - Operasyon] Kita Usagi & Shimada Kazuo & Oita Butsuo
Kazuo Raigen için Usagi ve Butsuo’yu uyarmasının ardından, el mühürlerini tamamlayarak iki elini önünde çarpıştırıyor. Bu çarpmayla beraber kendisini gören kişilerin genjtusu altına gireceğini bilen Kazuo, Butsuo’ya saldırmak için hareketlenmiş ikiliyi hedef alsa da, bu ikilinin Butsuo’ya olan odağından olsa gerek, genjutsunun etki altına girmiyorlar. Bu noktada başarısız olan planda devreye Usagi giriyor. Usagi Butsuo’nun konumunu belirledikten sonra sis bombasını kafasından geçen konuma atmasının ardından, etrafa yayılan sis ikilinin durmasına neden oluyor. Bu esnada Butsuo Kazuo ve Usagi’ye doğru koşmaya başlıyor, Usagi ise Butsuo’ya doğru hareketleniyor. Orta noktada bir şekilde buluşmayı başarmalarının ardından ise, Usagi Butsuo’ya kondisyon haplarından bir tanesini veriyor ve savaşın başından beri ilk kez tekrar bir grup haline geliyorsunuz.
Sizin birleşmenize müteakip, Butsuo’ya saldıran ikiliye döndüğünüz sırada, birkaç Ishigakure shinobisi tarafından bu ikilinin kıstırıldığını ve hızlıca öldürüldüklerini görüyorsunuz. Bu shinobiler savaşmaya hızla devam ettikleri anda, sizler de adeta bulunduğunu bölgenin ortasında bulunuyorsunuz. Etrafınıza şöyle bir baktığınızda, yerde yatan onlarca Ishigakureli shinobi ve Riaru’nun adamlarını görüyorsunuz. Herkes kana susamış gibi birbirlerine saldırırken, belki de şu anda savaşmayan kişiler sadece sizler oluyorsunuz. Koca bir boşluğun ortasında tek başınıza kaldığınız bu anlar, son bir organizasyon için sizlere sunulan bir lütuf gibi duruyor.
Sizin birleşmenize müteakip, Butsuo’ya saldıran ikiliye döndüğünüz sırada, birkaç Ishigakure shinobisi tarafından bu ikilinin kıstırıldığını ve hızlıca öldürüldüklerini görüyorsunuz. Bu shinobiler savaşmaya hızla devam ettikleri anda, sizler de adeta bulunduğunu bölgenin ortasında bulunuyorsunuz. Etrafınıza şöyle bir baktığınızda, yerde yatan onlarca Ishigakureli shinobi ve Riaru’nun adamlarını görüyorsunuz. Herkes kana susamış gibi birbirlerine saldırırken, belki de şu anda savaşmayan kişiler sadece sizler oluyorsunuz. Koca bir boşluğun ortasında tek başınıza kaldığınız bu anlar, son bir organizasyon için sizlere sunulan bir lütuf gibi duruyor.
Off Topic
Zamanım kısıtlığı olduğu ve sizleri de daha fazla bekletmek istemediğim için kısa bir GM mesajı yazabildim. Bir sonraki GM mesajında savaş alanının durumuyla ilgili daha detaylı bir şeyler yazacağım.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
- Kita Usagi
- Ishigakure
- Posts:252
- Joined:September 11th, 2018, 3:23 am
Re: [Ishigakure - Operasyon] Kita Usagi & Shimada Kazuo & Oita Butsuo
Kazuo'nun uyguladığı Raigen, Butsuo'ya doğru koşan kişileri etkilememişti. Böyle bir sonuca ulaşacaklarını az çok tahmin ediyordu. Sonuçta odağın Kazou'da olması lazımdı, bu tekniğin etkisi altına girmek için. Ne yazık ki Butsuo'ya koşanların da odağı haliyle Butsuo'daydı. Tabi, Usagi bu planın işe yaramaması durumuna karşı hazırlıksız değildi. Cebinden çıkarttığı sis bombasını tam olarak kafasında belirlediği noktaya fırlatmıştı. Butsuo'nun ayağa kalkacak mecali yok gibi görünse de, hiçte öyle değildi. Sis bombasının patlaması ile birlikte Butsuo'nun sisin içinden çıkıp bulundukları tarafa doğru koştuğunu görmüştü. Usagi ise var gücüyle Butsuo'ya ulaşmak için çabalıyordu. Orta noktada buluştuklarında ise kondisyon hapını vermişti. Savaşın başından beri ilk defa bir grup halinde olmaları, Usagi'nin içine bir umut ışığı serpmeye yetmişti. Savaşın başında herhangi bir plan yapmamışlardı. Daha önce savaş görmediği için nasıl bir plan yapması gerektiğini bilmiyordu başlarda. Ne demeliydi? Nasıl bir formasyon oluşturmalıydı? Bunların hiçbirisini kafasında kuramamıştı. Ne var ki, artık savaşın en kanlı yerini görmüş, savaşın en kanlı yerinin içinde bulunmuş bir shinobi olarak neler yapması gerektiğini az çok fark etmişti. Kafasında, ikiliye saldırmak için bir formasyon oluşturmaya başladığı sırada ikili görüş alanına girmişti. Böyle bir karşılaşma bulmayı beklemiyordu ama, sonuç güzeldi. İkilinin cansız bedenleri yere uzanmıştı. Diğer bütün Rairu adamları ve Ishigakure shinobileri gibi.
Shinobilerin ikiliyi öldürüp dökecek başka kanlar aramaya gittikleri sırada büyük bir boşluğun içine düştüklerini fark etti. Etraflarındaki herkes birilerinin kanını dökmek için sağa sola saldırırken, Usagi'nin takımı olduğu yerde duruyordu. Etraflarından geçen hiçbir kunai onlara isabet etmiyordu. Savrulan hiçbir katana onlara değmiyordu. Şu an için, büyük savaşın ortasında hayalet gibi duruyorlardı. Ama bu bekleyişin fazla uzun sürmeyeceğini biliyordu. Yakında onlarda bu savaşa dahil olacaklardı. Bilmedikleri birisinin onlara saldırmasındansa, bildikleri birilerine saldırmanın daha güzel olacağı fikrine kapılmıştı Usagi. Bu sebeple Butsuo'nun hapı içtiğinden emin olduktan sonra takımına bir konuşma yapacaktı.
"Bu boşluğu bir daha bulamayabiliriz. Bundan sonra birbirimizden ayrılmak yok. Birilerinin saldırmasını beklemeye de niyetim yok." Cümlelerini kurduktan sonra hızlıca etrafını tarayacaktı. Takımına bir kurban sunmalıydı. Takımının öldürebileceği birilerini öne sürmeliydi. Taramasını bitirdikten sonra saldıracak birilerini bulmayı umarak cümlelerine devam edecekti. "Beni takip edin. Kazuo, her zaman arkada kal, uzaktan saldırılarınla işimizi kolaylaştır. Bu sırada arkanı kollamayı da unutma. Herhangi bir durumda bize seslenmeye çalış. Bunu yapamazsan bize doğru koş. Butsuo, senin hayvani gücüne ihtiyacımız var. Benim yanımda kal. En önde çarpışacak olan sensin. Ben ise senin yanında savaşacağım. Kazuo'ya yardım gerektiği anda ise tek başınasın." Cümlelerini kafasında kurmuştu. Kafasında kurduğu bu cümleleri kelimelere dökebilecek miydi bundan emin değildi. Ne var ki, hiç beklemeden işe koyulmuştu bile. Ani bir saldırı nedeniyle savaşmadan ölmek istemiyordu. Algıları açık şekilde konuşmaya çalışacaktı.
Savaşın başından beri ayrı olan takım bir araya gelmişti sonunda. Şu andan itibaren, korkması gereken taraf bu takım değildi.
Shinobilerin ikiliyi öldürüp dökecek başka kanlar aramaya gittikleri sırada büyük bir boşluğun içine düştüklerini fark etti. Etraflarındaki herkes birilerinin kanını dökmek için sağa sola saldırırken, Usagi'nin takımı olduğu yerde duruyordu. Etraflarından geçen hiçbir kunai onlara isabet etmiyordu. Savrulan hiçbir katana onlara değmiyordu. Şu an için, büyük savaşın ortasında hayalet gibi duruyorlardı. Ama bu bekleyişin fazla uzun sürmeyeceğini biliyordu. Yakında onlarda bu savaşa dahil olacaklardı. Bilmedikleri birisinin onlara saldırmasındansa, bildikleri birilerine saldırmanın daha güzel olacağı fikrine kapılmıştı Usagi. Bu sebeple Butsuo'nun hapı içtiğinden emin olduktan sonra takımına bir konuşma yapacaktı.
"Bu boşluğu bir daha bulamayabiliriz. Bundan sonra birbirimizden ayrılmak yok. Birilerinin saldırmasını beklemeye de niyetim yok." Cümlelerini kurduktan sonra hızlıca etrafını tarayacaktı. Takımına bir kurban sunmalıydı. Takımının öldürebileceği birilerini öne sürmeliydi. Taramasını bitirdikten sonra saldıracak birilerini bulmayı umarak cümlelerine devam edecekti. "Beni takip edin. Kazuo, her zaman arkada kal, uzaktan saldırılarınla işimizi kolaylaştır. Bu sırada arkanı kollamayı da unutma. Herhangi bir durumda bize seslenmeye çalış. Bunu yapamazsan bize doğru koş. Butsuo, senin hayvani gücüne ihtiyacımız var. Benim yanımda kal. En önde çarpışacak olan sensin. Ben ise senin yanında savaşacağım. Kazuo'ya yardım gerektiği anda ise tek başınasın." Cümlelerini kafasında kurmuştu. Kafasında kurduğu bu cümleleri kelimelere dökebilecek miydi bundan emin değildi. Ne var ki, hiç beklemeden işe koyulmuştu bile. Ani bir saldırı nedeniyle savaşmadan ölmek istemiyordu. Algıları açık şekilde konuşmaya çalışacaktı.
Savaşın başından beri ayrı olan takım bir araya gelmişti sonunda. Şu andan itibaren, korkması gereken taraf bu takım değildi.
- Oita Butsuo
- Ishigakure
- Posts:318
- Joined:September 1st, 2018, 2:42 pm
Re: [Ishigakure - Operasyon] Kita Usagi & Shimada Kazuo & Oita Butsuo
Kazuo'nun genjutsu tekniğini kullanmak için ellerini çarpıştırmasını duyduğum an takımıma doğru koşmaya başladım. Pek anlam veremediğim bir biçimde bir sis bombası patladı bu sırada. Kısa bir süre önceki tecrübelerime dayanarak bir an durmalı mıyım diye tereddüt etsem de takımımın yerini bildiğim için hareket etmeye devam etmemin en iyi seçenek olduğuna karar verdim. Sisin içinde Usagi'yi bulmamla ise oldukça rahatladım. Enerjisi bitmiş bir şekilde sisin içinde koşturmak ister istemez korkmama neden oldu. Bir de birkaç nefes önce bir insanı öldürmek veya ölmek arasında bir durumda olmam hesaba katılınca... Ayrı kalmış olsak da bir şekilde hepimiz hayatta kalmayı başarmış olmamız beni sevindirdi. Artık kendimi daha güvende hissettiğimi söyleyebilirim . Yine de böyle bir şey düşünmek için daha çok erken.
Usagi'nin verdiği kondisyon hapını içmekten de geri durmadım. Bende de bu haplardan olsa da savaşta hap içmeye çalışmak bile riskli bir durum olabilir. Kör bir kurşuna hedef olmak gayet olası bir şey.
Hapı içtikten sonra kafamı kaldırıp az önce bulunduğum yere baktığımda ise sayı üstünlüğünü kaybetmiş iki Amegakure shinobisinin öldürüldüğünü gördüm. Beni öldürmek için hareketlenen insanların bu ikili olduğunu anlamam çok uzun sürmedi. Ava giderken avlanmak... Aynı duruma düşmemek için dikkatli olmalıyız.
Adamların öldürülmesinden sonra da kafamda daha genel bir resim oluşması için etrafa bakınmaya başladım. Onlarca ölü... İki taraftan da. Bu ceset yığınına nicesini eklemek için savaşan shinobiler de cabası. Kuş bakışı olarak bu manzaraya şahit olsam da can havliyle durumun vahametini pek kavrayamamışım sanırım. Yine de çok yoğun duygular hissettiğimi söyleyemeyeceğim. Sanırım duruma alışmaya başlıyorum. Hatta kan dökmek için geri dönmek istiyorum. Kageyasu'nun cesedime tecavüz ettiği bir manzara daha korkutucu çünkü...
İçinde bulunduğumuz boş anı kaptanımız Usagi başarılı bir şekilde fırsata çevirdi. En başta yapmadığımız şeyi şimdi çabucak hallettik. Artık bir takım olarak hareket edeceğiz. Ön safları halletmek de benim işim. Gayet bana uygun bir iş. Anladığımı belirtmek için kafa salladım. Ardından takımıma da kısa bir bilgilendirme geçtim. "Bir kan, bir iyileştirici bir de kondisyon hapı var çantamda. İhtiyacınız olursa aklınızda bulunsun." Usagi'nin hapını içtikten sonra bunu demem garip dursa da o an av düşmemek için yuttuk bir kere hapı. Bilgilendirmemi geçtikten sonra da kime saldıracağımıza dair Usagi'den bir işaret beklemeye koyuldum.
Ekipmanlar:
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
1 Sis bombası (Normal Kalite)
1 Sis bombası (Normal Kalite)
Kan Hapı (Normal Kalite)
Kondisyon Hapı (Normal Kalite)
İyileştirici Hapı (Normal Kalite)
Mühürlü Jutsu (Shinkuu Gyouku)
Usagi'nin verdiği kondisyon hapını içmekten de geri durmadım. Bende de bu haplardan olsa da savaşta hap içmeye çalışmak bile riskli bir durum olabilir. Kör bir kurşuna hedef olmak gayet olası bir şey.
Hapı içtikten sonra kafamı kaldırıp az önce bulunduğum yere baktığımda ise sayı üstünlüğünü kaybetmiş iki Amegakure shinobisinin öldürüldüğünü gördüm. Beni öldürmek için hareketlenen insanların bu ikili olduğunu anlamam çok uzun sürmedi. Ava giderken avlanmak... Aynı duruma düşmemek için dikkatli olmalıyız.
Adamların öldürülmesinden sonra da kafamda daha genel bir resim oluşması için etrafa bakınmaya başladım. Onlarca ölü... İki taraftan da. Bu ceset yığınına nicesini eklemek için savaşan shinobiler de cabası. Kuş bakışı olarak bu manzaraya şahit olsam da can havliyle durumun vahametini pek kavrayamamışım sanırım. Yine de çok yoğun duygular hissettiğimi söyleyemeyeceğim. Sanırım duruma alışmaya başlıyorum. Hatta kan dökmek için geri dönmek istiyorum. Kageyasu'nun cesedime tecavüz ettiği bir manzara daha korkutucu çünkü...
İçinde bulunduğumuz boş anı kaptanımız Usagi başarılı bir şekilde fırsata çevirdi. En başta yapmadığımız şeyi şimdi çabucak hallettik. Artık bir takım olarak hareket edeceğiz. Ön safları halletmek de benim işim. Gayet bana uygun bir iş. Anladığımı belirtmek için kafa salladım. Ardından takımıma da kısa bir bilgilendirme geçtim. "Bir kan, bir iyileştirici bir de kondisyon hapı var çantamda. İhtiyacınız olursa aklınızda bulunsun." Usagi'nin hapını içtikten sonra bunu demem garip dursa da o an av düşmemek için yuttuk bir kere hapı. Bilgilendirmemi geçtikten sonra da kime saldıracağımıza dair Usagi'den bir işaret beklemeye koyuldum.
Ekipmanlar:
3 Kunai (Normal Kalite)
5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite)
1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite)
1 Sis bombası (Normal Kalite)
1 Sis bombası (Normal Kalite)
Kan Hapı (Normal Kalite)
Kondisyon Hapı (Normal Kalite)
İyileştirici Hapı (Normal Kalite)
Mühürlü Jutsu (Shinkuu Gyouku)
- Shimada Kazuo
- Posts:123
- Joined:September 1st, 2018, 1:31 am
Re: [Ishigakure - Operasyon] Kita Usagi & Shimada Kazuo & Oita Butsuo
El mühürlerini yaparken takım arkadaşlarımı uyarmış ardından ellerimi önümde çarpıştırmış ve Raigen tekniğini kullanmıştım lakin işler pek umduğum gibi gitmemişti. Düşman Butsuo’yu öldürme arzusuyla öyle yanıp tutuşuyor olmalıydı zira üzerlerine doğru koşan beni görmemişlerdi. Bu bağlamda planım anlamsız bir hamle yığınına dönüşürken Usagi devreye girmiş attığı sis bombası sayesinde Butsuo’ya ulaşmamızı sağlamıştı.
Sisin dağılmasıyla az önce Butsuo’yu gözüne kestiren ikilinin öldürüldüğüne şahit olmuştum, herkes birbirleriyle çarpışırken bizse tam ortalarında bekliyorduk öylece. Konuşmak için muazzam bir fırsattı, tanrılar beni ürkütecek kadar yardımsever bugün.
Savaşın başından beri ilk defa yan yana bulunmamız bir başarısızlık örneği ama olaya farklı bir bakış açısı getirmek istersek geride bıraktığımız zamanda ölmemiş olmamız da bizim başarımız. Ayrı kaldığımız sürede muhtemelen diğerleri de benim gibi savaş öncesinde birtakım planlar yapmış ekiplerle mücadele etmek zorunda kalmıştır diye tahmin ediyorum. Bu zorluğu tek tek atlatan bizler eğer yeteneklerimizi takım çalışmasına yansıtmayı başarırsak güçlü ve korkutucu bir ekip haline geliriz, bundan şüphem yok.
Elbette her şey kusuruz değil, tam gücümüzden çok uzağız. Butsuo resmen şans eseri yaşıyor, Usagi’nin de Taijutsu kabiliyetini ciddi derecede kısıtlayacak yaraları var. Bense diğerlerine göre daha iyi durumdayım tek sıkıntım çokta büyük olmayan chakra rezervlerim. Her ne kadar bir tanesi hariç tekniklerimin hepsi düşük sayılabilecek seviyelerde olsa da yine de dikkatli olmalıyım. Bir tane Chakra hapım var ama ona ne kadar güvenebilirim ki? Kageyasu tüm savaş boyunca burada olacağımızı söylemişti, birileri surlara tırmanmaya çalışacak, birileri kanattan ilerlemeye yanımızdan geçip gidecekler ama biz burada olacağız. Tüm savaş boyunca… Bunun ne kadar süreceğini kim söyleyebilir? Belki de bunu dert etmemeliyim, sonuçta chakramı ciddi oranda azaltacak kadar yaşayacağımın garantisi yok.
Usagi’nin konuşmasının ardından Butsuo’nun sözlerine “Aynı durum.”, diyerek eşlik ettikten sonra Usagi’nin dediği formasyona uygun bir şekilde yerleşecektim.
Sisin dağılmasıyla az önce Butsuo’yu gözüne kestiren ikilinin öldürüldüğüne şahit olmuştum, herkes birbirleriyle çarpışırken bizse tam ortalarında bekliyorduk öylece. Konuşmak için muazzam bir fırsattı, tanrılar beni ürkütecek kadar yardımsever bugün.
Savaşın başından beri ilk defa yan yana bulunmamız bir başarısızlık örneği ama olaya farklı bir bakış açısı getirmek istersek geride bıraktığımız zamanda ölmemiş olmamız da bizim başarımız. Ayrı kaldığımız sürede muhtemelen diğerleri de benim gibi savaş öncesinde birtakım planlar yapmış ekiplerle mücadele etmek zorunda kalmıştır diye tahmin ediyorum. Bu zorluğu tek tek atlatan bizler eğer yeteneklerimizi takım çalışmasına yansıtmayı başarırsak güçlü ve korkutucu bir ekip haline geliriz, bundan şüphem yok.
Elbette her şey kusuruz değil, tam gücümüzden çok uzağız. Butsuo resmen şans eseri yaşıyor, Usagi’nin de Taijutsu kabiliyetini ciddi derecede kısıtlayacak yaraları var. Bense diğerlerine göre daha iyi durumdayım tek sıkıntım çokta büyük olmayan chakra rezervlerim. Her ne kadar bir tanesi hariç tekniklerimin hepsi düşük sayılabilecek seviyelerde olsa da yine de dikkatli olmalıyım. Bir tane Chakra hapım var ama ona ne kadar güvenebilirim ki? Kageyasu tüm savaş boyunca burada olacağımızı söylemişti, birileri surlara tırmanmaya çalışacak, birileri kanattan ilerlemeye yanımızdan geçip gidecekler ama biz burada olacağız. Tüm savaş boyunca… Bunun ne kadar süreceğini kim söyleyebilir? Belki de bunu dert etmemeliyim, sonuçta chakramı ciddi oranda azaltacak kadar yaşayacağımın garantisi yok.
Usagi’nin konuşmasının ardından Butsuo’nun sözlerine “Aynı durum.”, diyerek eşlik ettikten sonra Usagi’nin dediği formasyona uygun bir şekilde yerleşecektim.
In a world without gold we might've been heroes!