[Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Ticaretin ve zanaatın şehri.
User avatar
Moriai Jouichirou
Posts:70
Joined:October 16th, 2018, 8:58 pm
Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by Moriai Jouichirou » February 5th, 2019, 8:40 pm

► Show Spoiler



"Moriai Jouichirou"


Parlayan noktaların ortasındaki sonsuz karanlığın içinde sırt üstü pozisyonda uzanır halde bulmuştu kendisini. Hiçbir şey hissetmiyordu, ona rağmen sanki altında bir zemin varmış gibi temas ettiği noktaların etrafından ışık dalgaları yayılıyordu boşluğa. Kirli ve boğuk bir sesle ismini söylüyordu birisi, Jouichirou sesin geldiği yeri algılayamıyordu. Sanki her yerden geliyormuş, tüm sonsuzluğu dolduruyormuş gibiydi ses. Elini kalbinin üstüne götürmeye çalıştı. Kolunun olduğu yerden kalkması o kadar yavaştı ki, göğsünün üstüne gelmesi günler sürmüştü. Eli havada hareket ederken karanlığın içinde hareket ettiği yerlerde aydınlıktan bir iz bırakıyordu. Eli göğsünün üstüne gelene kadar kaç gün geçtiğini algılayamaz bir şekilde beklemişti sadece. Zaten gün sayabileceği bir güneş bile yoktu bulunduğu karanlıkta. Kalp atışlarını hissetmeyi bekledi. Parlayan noktalar, etrafında binlerce tur atana kadar bekledi. Kalp atışını hissetmiyordu.

Kulaklarında yankılanan adıyla birlikte, tozlu toprak kokusu doldu burnundan içeri. Sırt üstü uzanıyordu kalabalığın içinde. Nefes alamıyor, acı çekiyordu. Hayatta kalma içgüdüsünün verdiği enerji ile ayağa kalkmayı başarmıştı, kalabalıkta bulduğu ilk kişiye ölmek üzere olduğunu belli etmişti. Bulunduğu noktadan geri dönüşünün olup olmadığını bilmiyordu. Her şey için çok geç olabilirdi. Kasabalıya attığı adımlar süresince daha önce hiç ölüm hakkında düşünmediğini fark etti. Hangi yoldan gidip, nereye varacağını bilmediği bir serüvene doğru yol alıyordu. Bir önceki görevde öldürmek zorunda kaldığı hırsızı hatırladı. Jouichirou'nun kunaisi hırsızın göğsüne girdiğinde, hırsızın bakışlarının enerjisini kaybettiği görüntü geldi gözlerinin önüne. Nereye gitmişti? İçindeki chakraya ne olmuştu? Kalbinin atmasını sağlayan enerji nereye kaybolmuştu? Soruların cevabı hakkında hiçbir fikri yoktu. Öğrenmek üzere olduğunu fark ettiğinde ise kasabalı gence söyleyeceklerinin sonu gelmişti ve yere yığılmıştı.

Parlayan noktalarında ortasında kendisini çağıran ses dolduruyordu kulaklarını. Kimi görmesi gerektiğini, kimi araması gerektiğini bilmiyordu. Bu sonsuz boşlukta tamamen yalnızdı oysa. Üzerinden geçen balina dışında hiçbir şey görmemişti. Parlayan noktalar teker teker sönmeye başladılar. Önce en uzakta olanların ışığı yok oldu, daha sonra Jouichirou'ya en yakın olanlara doğru devam etti karanlık. Karanlık bir küre kendisine doğru kapanıyordu yavaş yavaş. Yatıyor gibi hissetmesine rağmen; nerenin üstü, nerenin altı olduğunu bilmemesinin verdiği bilinmezlikte kendisini ayakta olduğuna inandırmıştı. Bu sefer ayaklarının altından yayılıyordu ışık dalgaları. Karanlık küre son parlayan noktaya kadar kapadığında, etrafı aydınlatan tek şey Jouichirou'nun ayaklarının altından yayılan ışık çemberleriydi. Neden olduğunu bilmediği bir şekilde içinde huzuru hissediyordu. Sanki biraz sonra olacak şeyler, onu her şeyin sonuna kadar burada tutmayacakmış gibi.

Göğsünde büyük bir acı vardı. Kalabalık sanki onun ölmesi normalmiş gibi yerleşkeye doğru hücum etmeye devam ediyordu. Biraz önce zehir hakkında konuştuğu genç shinobi doğru bir şey yapamazsa, bu yerleşkeye saldıranların bir kısmı da Jouichirou'yla aynı duruma düşecekti. Haru'nun nerede olduğunu düşündü. Kendisinden kötü bir durumda değildi muhtemelen. Kendi oyun alanı olan, savaş meydanına gitmişti güneşin görmediği kız. Birilerini tek mızrak darbesiyle öldürüyordu belki de şu an. Jouichirou ise gözleri yarı açık bir şekilde gökyüzünü izliyordu. Kalbi atmıyor, nefes alamıyordu. Gözleri yavaş yavaş kapanmaya başladı. Gözleri kapanırken yerleşkeye doğru kaydı göz bebekleri. Hayal mi görüyordu bilmiyordu ama yerleşkenin duvarında gördüğü kişi tahmin ettiği kişiyse eğer, kasaba kurtulmuştu. Kendisi için ise o kadar parlak düşünemiyordu. Dudaklarını hareket ettirmeden boğazında kalan son nefesiyle "Kizashi" diye fısıldadı.

Kendi üzerine daralan küredeki karanlıkta yalnız başınaydı. Nefes almıyor, kalbi atmıyordu. Öylece bekliyordu olduğu yerde. Daha fazla bekleyemeyecek kadar uzun zaman geçtiğinde yürümeyi denedi. Etrafındaki karanlıktan küre, kendisiyle birlikte hareket etmeye devam ediyordu. Durdu. Çıkışı olmayan bir sonsuzluğun içinde kalmıştı. Ellerini ram mührü yaparak göğsünün önünde birleştirdi. Chakrası hala orada mıydı bilmiyordu. Gözlerini kapadı. Bir şeyler hissetmek istiyordu, bu sessizlik ve sonsuzluk zihninde gezen yüzlerce fikrin tekrar tekrar birbirleriyle savaşmasını sağlıyordu. Dinginleşip fikirlerini zihninden tamamıyla atmaya çalıştı. Gözlerini açtığında karşısında ışıktan bir çember oluştuğunu gördü. Çemberin etrafında altı çember daha oluştu. O altı çemberin etrafında birer çember daha belirdi daha sonra. Çemberlerin merkezlerinde parlak noktalar oluştu, sonra ise o parlak noktalar çizgiler ile birbirlerine bağlandı. Zihninde şu an sadece karşısında oluşan sembol vardı.

Image
Sembol giderek daha da parlak bir hal almaya başladı. O kadar fazla parlıyordu ki Jouichirou gözlerini kapamak zorunda kaldı. Gözlerini kapadı. Gözleri kapandığında tekrar aynı şeye bakarken bulmuştu kendisini. Önünde parlayan sembol, gözlerini acıtmaya devam ediyordu. Tekrar kapattı gözlerini. Tekrar aynı şeye bakıyordu. Gözlerini kapatmasının bir şey ifade etmeyeceğini anlayana kadar gözlerini kapatmaya devam etti. Sonunda sembolün parlaklığını kabul etti ve ona doğru baktı. Sembol yavaşça parlaklığını yitirmeye başladı. Sembolün önünde bir silüet olduğunu görebilecek kadar yıldı ışıklar. Sembol, Jouichirou'nun ayaklarının altından çıkan dalgalar kadar ışık yaymaya başladığında ise Jouichirou karşısında, beyaz tenli ve teni kadar beyaz saçları olan birinin olduğunu gördü. Kendi ismini okuyan varlığın bu olabileceğini düşündü. Bir şeyler söylemek istiyordu ona, bu sonsuzluğun içinde daha ne kadar var olacağını sormak istiyordu. Ama dudakları bu kutsal varlığın karşısında kilitlenmişti. Gözleri yaşardı. Göğsünün önünde duran ellerinin mührünü çözdü. Dizlerinin üstüne çöktü ve başını öne eğdi. Karşısındaki varlık Jouichirou'ya doğru adım atmaya başladı. Arkasındaki sembol de onunla birlikte hareket ediyordu. Jouichirou'nun başına kadar geldi, elini başını üstüne koydu. Elinden çıkan ışık huzmesi Jouichirou'nun tüm bedenini kapladı. Sonsuz sessizliğin içinde ilk defa bir şeyler duydu Jouichirou. Belki de sonsuzluğa kadar duyacağı tek cümleydi bu.

"Rab seni unutmadı."

Image
Image
Image
Konuşma Renk Skalası

"Jouichirou Dış Ses"
"Jouichirou İç Ses"
"Zuijin Dış Ses"
"Diğer Karakter ve NPC Dış Ses"
Künye
İsim: Moriai Jouichirou
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Element: Fuuton
Seviye: C-Rank
Rütbe: Chuunin
Ryo: 115.000
Prestij: 8
Ün: 15
Kullanılabilir GP: 0

Motivasyon
Zuijin Esareti
Jouichirou; kendi gerçekliğinden, dünya gerçekliğine geçmenin tek yolunun zuijinleri kendi gerçekliğindeki esaretinden kurtarmak olduğunu biliyordu. Neredeyse kendini bildi bileli etrafında olan zuijinleri kendi gerçekliğinden kurtarıp, dünyadaki gerçekliğe getirmesi gerekliydi. Onları unutarak dünya gerçekliğine dönmek seçenekleri arasında asla değildi. Onları gerçekliğe getirmenin bir yolunu bulmalıydı, ne olursa olsun.

Bilginin Peşinde
Jouichirou’yu hayata bağlayan en temel ihtiyaçlarından biri haline gelen “bilmek” isteğiydi. İlgisini çekmesi durumunda, herşeyini bilmeye duyduğu ihtiyaç onu bu hale getirmişti. Bilginin öğrenilmesi, kayda alınması, incelenmesi, kesinleştirilmesi Jouichirou için hayat enerjisiydi.

Komplikasyon
Paranoid Şizofreni
Jouichirou her ne kadar kendi gerçekliğinin farklı bir yer olduğnunu farkında olsa da, bu onun bir vaka olduğunu değiştirmiyordu. Zuijinleri kontrol edemiyordu ve onların söyleyeceklerine karışamıyordu. Yaşadığı güne kadar bildiği zuijinleri tek bir anda değil, yavaş yavaş tanımıştı. Bu sebeple yeni bir zuijinle karşılaşmayacağı kesin değildi. Şu anda varolanların orada olduklarını bilse de, yeni karşılaşabileceği bir zuijine karşı tamamen savunmasızdı. Bu sebeple tanımadığı insanlarla diyalog kurmak için, onların gerçek insanlar olduğundan emin olması gerekiyordu ve bu konu, insanlara hayatında yer vermesi için zor bir durum oluşturuyordu.


Özellikler

Profil
Güç: 2
Çeviklik: 4
Kondisyon: 5
Potansiyel: 4
Varlık: 8
Zeka: 7

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 1
[Çeviklik] Akrobasi: 2
[Çeviklik] El Hassasiyeti: 1
[Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 1
[Potansiyel] Ninshuu: 2
[Varlık] Aldatma: 1
[Varlık] Empati: 1
[Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1
[Zeka] Farkındalık: 4
[Zeka] İzcilik: 3


Ninja Ekipman Ustalığı - C Rank

Fuinjutsu B-Rank
Obje Sayı Sınır Arttırma
Obje Üstüne Obje Mühürleme
Obje Boyut Sınırı Arttırma
Ninjutsu Teknikleri Mühürleme
Obje Üstüne Enerji Mühürleme
Eş Mühür Oluşturabilme
Durumsal Aktivasyon
Boş Mühür Oluşturma

Ninjutsu
Shunshin
Zanshuu no Jutsu

Genjutsu
Hanasaku no Jutsu
Rakumei no Jutsu
Kuroshiki
Rishuu
Magen: Bunshin

Karakterin Üzerinde Bulunan Ekipmanlar/Eşyalar
1. Ekipman Çantası
► Show Spoiler
2. Cübbe
► Show Spoiler


User avatar
Kurosawa Haru
Kusagakure
Kusagakure
Posts:311
Joined:October 12th, 2018, 9:09 pm
Künye:
Arena:

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by Kurosawa Haru » February 5th, 2019, 9:44 pm

Savaşın kendisi için başladığını belirten vuruşu yapmıştı Haru. Adamın kafasına sert bir şekilde vurmuş, onu rehineden uzaklaştırmıştı. Kadını delirmiş adamdan kurtarabilmiş, rehine krizini çözebilmişti. Her şeyin çok kötü gitmesini beklerken, birçok şey aslında çok da kötü gitmemişti. Haru bir saniyeden daha kısa süre için Joben'i seyretti, Joben acımasız bir katil gibi, rakibinin dostu olduğunu umursamaksızın göğsüne silahını sokmuş, onu öldürmüştü. Bu yaşananlar Haru'nun kanına dokunuyordu elbette, ama başka bir çare, bir kurtuluş olma ihtimalini ortadan kaldıran şeyin ne olduğunu bilemiyordu. "Joben'e güvenme... Acımasız bir katil o..." dedi içinden kendi kendine. Haru bunu yapmalı mıydı? Emin değildi. Etik değer yargılarından bir dövüşlüğüne vazgeçmek, onu daha başarılı biri mi yapacaktı herkesin gözünde? Güneşin yokluğu, günahlarını saklamaya yeter miydi?

Haru adamı öldürmeyiş ikilemini yaşarken, adam Haru'ya dönmüş, ve yaptığı yanlışın kanlı canlı bir kanıtı olarak saldırıya hazırlanıyordu. Adamın damarlarına sığmayan gücü ve kapılarından taşan Chakra'sı gözle görülebilir şekilde kendini hissettiriyordu. Rakibi normal biri değildi, çok daha hızlı, çok daha atik ve çok daha güçlü biri vardı. Haru akıllı oynamalıydı. Kaçak oynamalıydı. Birebir dövüşte etkisiz hale getirebileceği biri değildi. Ne yazık ki, sorunlarının en büyüğü de değildi. Fumi, ya da adı her ne ise saldırıya geçiyordu. Kadının neden saldırdığı konusunda en ufak bir fikri yoktu inci kızın. Düşündü ipek saçlı kız, saçma sapan bir rehine krizi, alakasız bir savaş. Tek istediği şey sorun çıkarmak olmalıydı. Birinin dikkatini çekmek. Hedef şaşırtmak. Ama şimdilik yapabileceği pek bir şey yoktu. Belki ANBU kendisi bu yanlış ve manasız savaşın nedenini fark eder ve kendisi giderdi. Şu an Haru'ya düşen Joben'in yanında olmaktı.

Ardından Fumi saldırıya geçti, aynı zamanda adam da saldırı pozisyonuna geçmişti. Bir yandan Haru savaş alanında kendine güvense de, bir yandan da yaşanacaklardan korkmuyor değildi. Joben'in nasıl iyi bir dövüşçü olduğunu ufacık bir aralıkta görmüş bile olsa, o deliye güvenilemeyeceğinin farkındaydı. Kristalden ağaç dalları hızla üzerine gelmeye başlamıştı bile. Kaçması gerektiğinin farkındaydı. Bu ağaç dallarından kendisini ne kadar hızlı kurtarabilirse onun için o kadar iyi olacaktı. Ayağını yere vurup Doryuu Shiki tekniğini uygulayacaktı öncelikle. Çıkardığı sütunu bir fırlatma rampası olarak kullanacaktı, kristallerden kaçabilecek momentumu yakalayabileceğine inanıyordu. Sütunu biraz açılı çıkaracaktı, böylece adamın üzerinden havadadan ilerleyerek, delirmiş adamı, dallarla arasına almayı planlıyordu. Adamın refleks seviyesi göze alındığında havadan saldırmak onun yakalanması için bir açık yaratsa dahi, normalde havadan saldırabilecek bir açıklığı olsa bile bunu değerlendirmemek daha iyi olacaktı. İstediği yere ulaştığı zaman eğer dallar hızla gelmeye devam ederse geriye doğru parende veya parendeler atarak dallardan kurtulacaktı. Eğer ki adam saldırıya geçerse, sonuçta dallar adamın arkasından geliyor olacağı için, bir üstünlük elde etmiş olacağını düşünüyordu. En son olarak, yere ulaştığı zaman mızrağını çevirmeye başlayacaktı Haru, her savaşta yaptığı gibi. Rakip yanına yaklaşırsa, sağ eline saldırmayı düşünüyordu şimdilik. Sol bileğini kesmesi, rakibinin kısa süre içinde nakavt olmasını sağlardı. Ama en çok yapması gereken şey mesafesini korumak olmalıydı, dallardan ve adamdan.

Kurosawa Haru

Fiziksel Profil

Yaş: 19 Cinsiyet: Kadın Element: Doton
Seviye: C-Rank Rütbe: Chuunin
Ryo: 60.000 Prestij Puanı: 0 Ün: 26 Kullanılabilir GP: 10

Motivasyon: Haru’yu uyandıran, onu yaşatan istek, etrafındakilerin zarar görmesine engel olmak, masumları korumak ve Dünya’yı daha iyi bir yer haline getirebilmek için yapabileceğinin en iyisini yapmak, hayatın ona sunduğu hiçbir fırsatı kaçırmamak olduğu düşüncesindedir. Bu uğurda kendi çocukluğundan ve duygularından vazgeçmiş olan Haru, başka insanların bunlardan vazgeçmemesi için elinden geleni yapacak, insanlığa daha iyi bir gelecek sunmak için çalışacaktır.

Komplikasyon: Albinoluk. Haru bir albinodur ve güneşten kendini koruması gerekmektedir. Bunun için güneş gözlüğü takar ve tüm vücudunu kaplayan kıyafetler tercih eder. Güneşe uzun süre maruz kalırsa çillenir, vücut yanıkları ortaya çıkar ve güneş onun için ölümcül olabilir. Işıktan daha çok etkilenir ve ışığın kör edici özelliği onun için çok daha etkilidir.

Savaşçı Profili
Güç: 6 Çeviklik: 7 Kondisyon: 5
Potansiyel: 7 Varlık: 2 Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Favori][Çeviklik] Akrobasi: 10 | [Çeviklik] El Hassasiyeti: 1 | [Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 4
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1 | [Varlık] Empati: 1 | [Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1 | [Zeka] Farkındalık: 1 | [Zeka] İzcilik: 1

Özel Mod
Majiwari
Majiwari: BANG! - Özel Mod Tekniği

Ninjutsu
Doton: Gansetsukon (El Mührü Azaltma, Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Doryuu Shiki (Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Moguragakure no Jutsu
Doton: Doryuu Heki (Chakra Azaltma Mevcut!)
Doton: Kadan (Özel Yaratım Teknik!)

Taijutsu
Nagatsu Tekniği B-Rank
Issen - Nagatsu Stili

Ekipmanlar

Gerçekliğin Kumaşı - Kıymetli Nadide Ekipman

Özel Üretim Cübbe
Özel Üretim Kalkan
Özel Üretim Gözlük

Yari (Normal Kalite)
3 Kunai (Normal Kalite) 5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite) 1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite) 2 Sis bombası (Normal Kalite)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by GM - Naruto » February 5th, 2019, 10:08 pm

Haru : Kristal dallar uzadıkça ivme kazanıyor, ivmelendikçe dal yapısı biraz daha inceliyor. Yukarıdan seni hizaladıktan sonra adeta bir mermi gibi, olduğun pozisyona doğru hızlanıyor.

Tekniğini, dallar senin hizana geldiğinde uyguluyorsun. İvmeli bir şekilde uygulaman, hemen üstündeki dal örgüsünden kaçman için de yardımcı oluyor. Yükselen sütunla birlikte havaya uçuyor, inmek için hazırlanıyorsun. Vücudun havada dönerken, şahitlik ettiğin üç şey oluyor.

Joben. Ona uzanan dallar havadaki pozisyonundan biraz aşağıdan ilerliyor. Joben silahını yavaşça geriyor ve orak kısmını uzak noktada tutarak bir tur çeviriyor. Kazandığı momentum ile bu sefer kendi çevresinde iki tur atıyor durmaksızın. "Dedhopu!" Dönüşüyle birlikte ona doğru uzanan ağaç dallarına doğru orağın keskin kısmı boyutlarında dört adet hava kütlesi uçuyor. Bu kütleler, Joben'in yarattığı momentumdan da güç alarak aynı zamanda kendi çevrelerinde turluyorlar. Ağaç dallarını dağıtıyor, direk olarak kadının üzerine yöneliyorlar.

İkincisi Joha. Az önce kurtardığın kadın. Birkaç adım yanındayken orada bırakmayı seçtiğin kadın. Yukarıdan sana doğru ivmelenen kristal dallar önce zemine çarpıyor, çarptığı yerde geniş bir kütle halinde bütünleşiyor. Ardından bütünleştikleri noktadan tekrar dallar halinde, iniş yapacağın yere doğru uzanmaya başlıyor. Yol üzerinde ince bir kılcalın Joha'nın göğsünden girdiğini görüyorsun. Tek bir dal saplanıyor, Joha'nın vücudundan ise onlarca dal uzantısı olarak çıkıyor.

Joha'nın vücudundan çıkan dallar şaşkınlığını katlarken saniyeler önce üzerine atlamaya niyetlenen adama bakıyorsun. Senin pozisyon değiştirmenle birlikte biriktirdiği enerjiyi salmak durumunda kalıyor, yarım adımla indiğin yere bakıyor. Sen ayaklarını yere temas ettirdiğin anda, Joben kadının bulunduğu kata doğru fırlıyor. Rakibinin hırıltılı nefesini hala duyabiliyorsun. Ellerini mühür pozisyonuna getiriyor. Birleştiriyor. Tereddüt ediyor. Parmakları tekrar birbirinden ayrılıyor. Tekrar birleşiyor ve hızla mühürlere başlıyor.

Dallar adamın sol yanından ve üstünden bulunduğun pozisyona doğru akıyor. Adamı pas geçtiklerini farkedebiliyorsun. Farkettiğin diğer şey ise, az önce bulunduğun yere inen ve bir kütle halini alan kristal küme, çıkardığı dallar aracılığıyla duvarımsı bir yapı örüyor adamın arkasında.

Aranızdaki mesafe belki üç belki beş. Mühür uygulama hızına baktığında bunu hesap edecek bir aralık yakalayamıyorsun. Üzerine, üstüne hücum eden dal kütleleri de adamın başladığı teknik kadar tehlikeli.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kurosawa Haru
Kusagakure
Kusagakure
Posts:311
Joined:October 12th, 2018, 9:09 pm
Künye:
Arena:

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by Kurosawa Haru » February 5th, 2019, 11:00 pm

"YAPMASI GEREKEN TEK ŞEY KAÇMAKTI!" diye içinden bağırdı Haru. Hayır, Joha'nın ölümü kendi hatası değildi, bir polis gücünün yapması gereken en önemli şey önce kendi güvenliğini sağlamaktır. Eğer kendi ölürse, kurtarabileceği diğer insanları da kurtaramaz. Sinirliydi Haru, hem kendine, hem de kurtulmuş olduğu halde canını kurtarmaktan aciz Joha'ya. Daha çok kendine sinirliydi, fakat, ölünün arkasından şu an üzülemezdi. Kadın için yapabileceği her şeyi yapmıştı. Şu an, kendi hayatını kurtarmalıydı. Kendi hayatını kurtarmak için de saldırıya geçme vakti gelmişti. Öncelikli korkusu dallardı. Dallar adamı pas geçip direk onun üzerine geliyordu. Dallardan bir şekilde kurtulmalıydı. Dallardan kurtulduğu zaman adama saldırabilirdi Adamla arasında çok büyük bir mesafe yoktu, hatta yaklaşık dört metrelik mesafe Yari'nin ve kollarının uzunluğuyla bir-iki adımlık bir mesafeydi.

Gözlemlediği kadarıyla dallar, ivmelendiği zaman yön değiştiremiyordu. Haru'nun ihtiyacı olan zaman aralığı buydu. Dallardan kurtulduğu andan sonra, dalların yere çarpıp kümeleştiği anın ve adamın tekniğini tamamlayacağı anın aşağı yukarı aynı saniyeye dilimine denk geleceğini düşündü. Bu yüzden, dallardan kurtulduğu an ve saldıracağı an aynı saniye içinde olmalıydı. Dallar adamın solundan ve üzerinden geliyordu. Adamı pas geçse de dallar, adamı kaçması zor bir koridorun içinde bırakıyordu. Eğer Haru da saldırırsa, o koridorun içinde kalacağına emindi. Eğer şu an adama saldırırsa, dallar onu paramparça edecekti. Adamı bu koridorun içinde bırakmak istiyordu Haru. Eğer adamı dalların iç kısmında bırakabilirse, dışarıdan onu etkisiz hale getirmesi, hatta her ne kadar kabul etmek istemese de öldürmesi, daha kolay olacaktı.

Sağındaki duvara baktı, burayı kullanabilirdi. Akrobatik becerileri artık harekete geçmeliydi. Dalların adamın etrafından geçip ona doğru hızlanması, yaklaşık bir saniye kadar sürmeliydi. Dallar hızlandığı zaman geriye doğru havada takla atacaktı Haru, ama taklasının son ânında, bacağını takla pozisyonundan çıkarıp sağındaki duvara bir tekme atacaktı. Bu vuruş, onun Doryuu Shiki tekniğini tekrar uygulamasını sağlayacaktı. Düşüncesine göre, dallar duvara saplanıp kümeleşecek, ve adamı çıkamayacağı bir koridorun içinde bırakacaktı. Kendisi söz konusu koridorun başlangıcının (kendine göre başlangıcının) bir iki metre solunda olacaktı, Doryuu Shiki sütunu sayesinde. Yere değdiği andan itibaren dengesini sağlamak önceliği olacaktı. Ardından açılı bir Doryuu Shiki daha uygulayıp, adama bir zıpkın gibi uçmayı planlıyordu. Koridorun içinde kalmış adama, balığa giden bir zıpkın edasıyla uçarak içinde kaldığı dalların arasından mızrağını saplayıp, kafasında yeni bir delik açmayı planlıyordu. Elbette ki bu durum adamın tekniğini tamamlaması durumunda değişecekti, ama plan yaptığı an o kadar kısa bir zaman aralığıydı ki, tekniğini tamamlayamayacağını düşünüyordu.

Kurosawa Haru

Fiziksel Profil

Yaş: 19 Cinsiyet: Kadın Element: Doton
Seviye: C-Rank Rütbe: Chuunin
Ryo: 60.000 Prestij Puanı: 0 Ün: 26 Kullanılabilir GP: 10

Motivasyon: Haru’yu uyandıran, onu yaşatan istek, etrafındakilerin zarar görmesine engel olmak, masumları korumak ve Dünya’yı daha iyi bir yer haline getirebilmek için yapabileceğinin en iyisini yapmak, hayatın ona sunduğu hiçbir fırsatı kaçırmamak olduğu düşüncesindedir. Bu uğurda kendi çocukluğundan ve duygularından vazgeçmiş olan Haru, başka insanların bunlardan vazgeçmemesi için elinden geleni yapacak, insanlığa daha iyi bir gelecek sunmak için çalışacaktır.

Komplikasyon: Albinoluk. Haru bir albinodur ve güneşten kendini koruması gerekmektedir. Bunun için güneş gözlüğü takar ve tüm vücudunu kaplayan kıyafetler tercih eder. Güneşe uzun süre maruz kalırsa çillenir, vücut yanıkları ortaya çıkar ve güneş onun için ölümcül olabilir. Işıktan daha çok etkilenir ve ışığın kör edici özelliği onun için çok daha etkilidir.

Savaşçı Profili
Güç: 6 Çeviklik: 7 Kondisyon: 5
Potansiyel: 7 Varlık: 2 Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Favori][Çeviklik] Akrobasi: 10 | [Çeviklik] El Hassasiyeti: 1 | [Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 4
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1 | [Varlık] Empati: 1 | [Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1 | [Zeka] Farkındalık: 1 | [Zeka] İzcilik: 1

Özel Mod
Majiwari
Majiwari: BANG! - Özel Mod Tekniği

Ninjutsu
Doton: Gansetsukon (El Mührü Azaltma, Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Doryuu Shiki (Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Moguragakure no Jutsu
Doton: Doryuu Heki (Chakra Azaltma Mevcut!)
Doton: Kadan (Özel Yaratım Teknik!)

Taijutsu
Nagatsu Tekniği B-Rank
Issen - Nagatsu Stili

Ekipmanlar

Gerçekliğin Kumaşı - Kıymetli Nadide Ekipman

Özel Üretim Cübbe
Özel Üretim Kalkan
Özel Üretim Gözlük

Yari (Normal Kalite)
3 Kunai (Normal Kalite) 5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite) 1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite) 2 Sis bombası (Normal Kalite)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by GM - Naruto » February 5th, 2019, 11:44 pm

Kristal dal yoğunluğu adamı geçiyor, sana doğru ivmeleniyor. Planını uygulamaya koyuluyor, geriye doğru attığın takla esnasında ayağınla sağ duvara temas ediyorsun. Toprak rampa seni yana doğru uçuruyor. Kristal dallar ise tahmin ettiğin gibi, duvara çarpıyor ve kümeleşmeye başlıyor. Zemine temas ediyorsun. Ayakların, çatı dibine birkaç santim kala kendisin sabitliyor. Dalların içindeki boşluklardan adama bakıyorsun. Göğüs hizasında mühür pozisyonunu koruyor. Vücudunun sol tarafı bir balon gibi anlık olarak şişiyor. Tekniğini ikinci kez uyguluyor, adama doğru ivmeleniyorsun. Seninle birlikte, duvarda kümelenen kristal kümesi de tekrar dallanmaya başlıyor.

Uçuyor, mızrağını da bir zıpkın edasıyla hazırlıyorsun. Adamı saran dalların yoğunluğu artıyor, ancak görebildiğin ufak bir aralık hedef almana yetiyor. Mızrağını adamın kafasına doğru batırıyorsun. Kristal dallar mızrağının dalışıyla birlikte parçalanıyor. Mızrak adamın sol kulağının üstünden giriyor, diğer tarafından çıkıyor. Sağ tarafının da şiştiğini farkediyorsun. Şişme duruluyor, adamın elleri iki yana düşüyor.

Mızrağını sertçe geri çekmeye hazırlanırken açtığın deliğin çevresindeki kristaller hareketlenmeye başlıyor. İnce dallar direk olarak dirsek altı bölümüne hızla atılıyor. Refleksif olarak elini geri çekiyorsun. İki dal kristal saplanıp delip geçiyor kolunu. Geri çekilerek bu dalların, adamı saran dallarla arasındaki bağı koparıyorsun. Joha'nın öldüğü an canlanıyor gözünde. Vücuduna saplanan dalların yayılmasını, göğsünü paramparça etmesini. Kolunda benzer bir tepkime olmuyor ancak kristaller hala kolunda saplı.

Sağına bakıyorsun. Az önce hareketlenen dallar birkaç metre önünde, sana doğru atılıyor. Göz hizan. Henüz geri çekilme aşamasında olduğun için refleksif bir hamlede bulunamıyorsun. Kristal dallar hareketleniyor, fırlıyor. Ölümü bekliyorsun.

Gördüğün şey ise vücudunun yarısı kristal formda olan kadın oluyor. Hemen üzerinde Joben. Üst kattan, üzerine gelen kristal dalları parçalayarak zemine düşüyorlar. Joben mızrağının sap kısmı ile kadının boğazını bastırıyor zeminde. Kristaller duruluyor ancak kadın harekete geçiyor. Kristal formda olan vücudu, az önce parçaladıkları dallarla bir bağlantı kuruyor ve sanki bir damar gibi birşeyler aktarıyor oraya. Joben biraz daha bastırıyor, kadının vücudu tamamen paramparça oluyor. Az önce zıpladığın duvara bakıyorsun. Kümeleşen kristal kütlesi. Kadın bu kristal küresinde tekrar vücut buluyor ve sahne ona kalıyor.

Vücudunun yarısı tam formuna erişmişken iki elini göğüs hizasında birbirine çarpıyor. Önce iki elini yana açıyor, ardından göğsünü ileri doğru gerdiriyor. Kadının göğsünden silindir şeklinde bir kristal uzuv çıkıyor. Çapı yaklaşık iki metre. Bir yılan gibi kıvrılıyor, yüz üstü kristal vücuda çökmüş Joben'i sırtından mıhlayarak zemine yapıştırıyor. Joben'in iki eline geçmiş kazıkları görüyorsun. Vücudu zeminle tamamen bütünleşik bir kristal ile sarılmış. Silindir şeklindeki kristal yapıdan ise ince, keskin bir dal Joben'in ensesinin birkaç santim gerisinde bekliyor. Sana bakıyor kadın. Vücudunun bel altı bölümü hala duvardaki kütleye yapışık.

"Bir ANBU. Bir yerleşke sorumlusu. Bir de kâhinin gözde öğrencilerinden biri." Gülümsüyor. Avucunu uzatıyor sana doğru. Bir delik açılıyor, deliğin çevresi kristal yapıda. Ufak bir şişe çıkıyor bu delikten. Joben'e bakıyorsun. Yeni bir rehin. Saldırmanın sonuçlarını düşünüyorsun. "Siz buradaysanız kasabayı kim koruyor ?" Delik kapanıyor, kadın şişeyi uç kısmından kavrıyor. Bir tur çalkalıyor sana göstermek istercesine.

Mızrağın sol çaprazında, bir kol atımlık mesafede. Tutabileceğin kısmı sapladığın adamın yere düşmesi sebebiyle havaya kalkmış durumda. Tutman, adamın vücudundan ayırman çok kısa sürecek gibi değil.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kurosawa Haru
Kusagakure
Kusagakure
Posts:311
Joined:October 12th, 2018, 9:09 pm
Künye:
Arena:

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by Kurosawa Haru » February 6th, 2019, 12:31 am

Haru planını başarıyla uygulamış ve adamın kafasına mızrağını saplayabilmişti. "Yine..." diye içinden geçirdi Haru. "Yine birini öldürdüm..."

"Hayalleri, umutları, geleceği olan birini. Bir yoldaşımı öldürdüm hatta. Bir arkadaşımı öldürdüm. Bizden birini... Beni onu öldürmeye zorlayan kadın o işte, o kristal kadın." Aklından geçenler nefret ve tiksintiden başka bir şey değildi. Onu birini öldürmeye zorlayan bu sistemeydi mide bulantısı. Hissettiği şeyler iğrenmeydi, hatta kusmak istiyordu. Bu düzeni yıkmak, parçalamak istiyordu. Bir insanın hayatı bu kadar değersiz değildi. Bir insanın hayatı böyle kolay harcanamazdı, ipek saçlı kıza göre.

Ölümler asla bitmeyecek, bu kan susuzluğu bitmeyecekti. Haru da bu sistemin bir çarkıydı. O da bu düzenin bir parçasıydı. "Düzeninizi sikeyim..." diye geçirdi içinden, koluna dallar zerk olurken. Birkaç salisede ne kadar küfredilebilirse o kadar küfretti içinden orkide kız. Ölümü düşledi o. Ölümü bekledi. Az önce ölen kadın gibi mahvolmayı, paramparçalanmayı bekledi. Yaşanmadı. Hayatı dolu dolu yaşamanın verdiği enerjiyle dev bir nefes aldı Haru. Ölmemişti. Yaşıyordu. Bu köydeki birçok insan için söylenemeyecek bir şekilde... yaşıyordu Haru! Kafasını kaldırdığı zaman olan biteni gördü. Kadın, yarattığı kristalleri, katı bir kablo gibi kullanıp kendini başka bir yere aktarmıştı.

Ardından, ne olduğuna kesinlikle anlam veremediği bir şekilde kadın Joben'i hedef almış, onu etkisiz hale getirmişti. İşin kötüsü, mızrağını da adamın kafasında bırakmıştı Haru. Savaşamazdı. Kaldı ki savaşması, Joben'in hayatını tehlikeye atması demekti. Daha fazla kan dökülsün istemiyordu. Kadın vücudunu bir çanta gibi kullanıp içinden bir şeyler çıkarabiliyordu, bu sefer de bir zehir şişesi çıkarıp sallamıştı. "Siz buradaysanız... Kasabayı kim koruyor?" Haru bunu düşünmüştü. Fakat... Bir şey yapamamıştı. Çiy neredeydi? Hiçbir şey bilmiyordu. Bildiği tek şey, bu kadının seviyesinin kendi seviyesinden kat be kat üstün olduğuydu. Öncelikle yapacağı şey ters takla atarak şu dalların yanından uzaklaşmak olacaktı. Yeterli uzaklığa, en azından yarım saniyede öldürülmeyeceği mesafeye, gelip, konuşmaya başlayacaktı... Mızrağından uzak, yaralı ve yorgundu. Sayıca üstünken bile kazanamadıkları bu savaşı, sayıca eşitken kazanamazdı Haru. Akıllı olmalıydı. Konuşmaya başladı ince ve güzel, ninni sesiyle: "Benimleyken gördüğün bir gözde daha var Fumi! Kaldı ki... Sen neden Kusagakure'nin tüm güçlerini bu kadar az zannettin? Joben'i bırak. Köyden ne istiyorsun bilmiyorum, ama daha çok kan dökülmesine gerek yok." diyecekti, kafasını hafifçe yana devirerek, gözleri yarı açık şekilde, yarım kızın suratına bakarken.

Kurosawa Haru

Fiziksel Profil

Yaş: 19 Cinsiyet: Kadın Element: Doton
Seviye: C-Rank Rütbe: Chuunin
Ryo: 60.000 Prestij Puanı: 0 Ün: 26 Kullanılabilir GP: 10

Motivasyon: Haru’yu uyandıran, onu yaşatan istek, etrafındakilerin zarar görmesine engel olmak, masumları korumak ve Dünya’yı daha iyi bir yer haline getirebilmek için yapabileceğinin en iyisini yapmak, hayatın ona sunduğu hiçbir fırsatı kaçırmamak olduğu düşüncesindedir. Bu uğurda kendi çocukluğundan ve duygularından vazgeçmiş olan Haru, başka insanların bunlardan vazgeçmemesi için elinden geleni yapacak, insanlığa daha iyi bir gelecek sunmak için çalışacaktır.

Komplikasyon: Albinoluk. Haru bir albinodur ve güneşten kendini koruması gerekmektedir. Bunun için güneş gözlüğü takar ve tüm vücudunu kaplayan kıyafetler tercih eder. Güneşe uzun süre maruz kalırsa çillenir, vücut yanıkları ortaya çıkar ve güneş onun için ölümcül olabilir. Işıktan daha çok etkilenir ve ışığın kör edici özelliği onun için çok daha etkilidir.

Savaşçı Profili
Güç: 6 Çeviklik: 7 Kondisyon: 5
Potansiyel: 7 Varlık: 2 Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Favori][Çeviklik] Akrobasi: 10 | [Çeviklik] El Hassasiyeti: 1 | [Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 4
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1 | [Varlık] Empati: 1 | [Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1 | [Zeka] Farkındalık: 1 | [Zeka] İzcilik: 1

Özel Mod
Majiwari
Majiwari: BANG! - Özel Mod Tekniği

Ninjutsu
Doton: Gansetsukon (El Mührü Azaltma, Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Doryuu Shiki (Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Moguragakure no Jutsu
Doton: Doryuu Heki (Chakra Azaltma Mevcut!)
Doton: Kadan (Özel Yaratım Teknik!)

Taijutsu
Nagatsu Tekniği B-Rank
Issen - Nagatsu Stili

Ekipmanlar

Gerçekliğin Kumaşı - Kıymetli Nadide Ekipman

Özel Üretim Cübbe
Özel Üretim Kalkan
Özel Üretim Gözlük

Yari (Normal Kalite)
3 Kunai (Normal Kalite) 5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite) 1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite) 2 Sis bombası (Normal Kalite)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by GM - Naruto » February 6th, 2019, 1:25 am

Haru: Geri çekilip sarfettiğin sözlere karşı hafifçe sırıtıyor Fumi. Şişeyi bir tur daha çeviriyor elinde sana bakmayı sürdürürken: “Akıllı kız.” Ardından hiçbir şey olmamış gibi arkasını dönüyor ve sakince yürümeye başlıyor. Bu esnada şişeyi alıp beline soktuğunu farkedebiliyorsun. Durumun saçmalığı konusunda kafan hala karışıkken, devasa kristal yapı büyük bir gürültüyle patlar gibi parçalanıveriyor gözlerinin önünde. Kristaller her yere saçılıp görüşünü tamamen kapatıyor birkaç saniye boyunca. Ardından yavaşça toza dönüşüp yokoluyorlar. Etrafını yeniden görebildiğinde, Fumi’nin gitmiş olduğunu görüyorsun. Hiçbir şey olmamış gibi. Yaptığın ilk şey fırlayıp gözlerinle çevreyi taramak oluyor. Görünürde yok. Aşağı atlayıp bir süre etrafına bakınıyorsun herhangi bir ipucu bulabilmek için, işe yaramıyor.

Bu esnada, sana doğru rahat adımlarla yaklaşmakta olan kişiyi farkediyorsun. Eski püskü, muhtemelen eskiden siyah olan ancak pek çok çevresel etmen sebebiyle rengi atmış bir cübbe geçirmiş üzerine. Cübbenin yere yakın kısımları neredeyse tamamen çamura bulanmış, bunun yanısıra kurumuş ve koyu renkli lekeleri de farkedebiliyorsun. ‘Muhtemelen kan.’ diye hızlıca bir düşünce geçiyor kafandan. Büyük kısmı beyaz, ancak ön tarafında perçeminden yukarı doğru siyah renge sahip karakteristik saçları oldukça tanıdık geliyor ve o an farkediyorsun; Kizashi. Shinobi sana doğru yaklaştıkça yüzünde hafif bir gülümseme beliriyor. İçinde bulunduğunuz ortamın gerginliğini kırarcasına içten, ancak bir o kadar da yorgun bir gülümseme. Aranızdaki mesafe kısaldıkça kısalıyor, bu esnada gözlemleme fırsatı bulabiliyorsun Kizashi’yi. Gözaltları morarmış, alnındaki kırışıklık sayısı artmış ve bir süredir traş olmadığını tahmin etmene sebep olan bir kirli sakalı var. Yüzünde birkaç ufak sıyrık ve kesik görebiliyorsun. En son gözetmenlik yaptığınız Konoha Chuunin Sınavı’nda gördüğün shinobi, en az 10 yaş yaşlanmış gibi görünüyor gözüne. Sen onu gözlemlemekle meşgulken, sana doğru sesleniyor Kizashi sıcak bir tonla: “Haru-chan! Uzun zaman oldu.” Birkaç adım daha attıktan sonra yanına ulaşıyor ve sözlerini sürdürüyor: “Oturup sohbet etmek isterdim, ancak benim için yapmanı istediğim bir şey var.”

Ses tonu aniden buz keserken, yüzündeki babacan ifade ciddileşiyor Kizashi’nin. Bir akademi öğrencisi olduğun dönemlerde sınıflara girip rastgele ders anlattığını hatırladığın, geninlerle sohbet etmeyi çok seven, muhtemelen jenerasyonunuzdaki tüm shinobileri tanımayı ve hepsi tarafından sevilmeyi başaran shinobiyi belki de ilk defa bu kadar ciddi görüyorsun. Ciddi, ve belki biraz da umutsuz. Ses tonunu alçaltarak, bir yandan da gözleriyle çevresini keserek konuşmaya başlıyor yeniden: “Köye dön, Haru. Kusagakure’ye git ve Gyaku’ya haber ver. Doushi’ye bir saldırı düzenlendi. Neyse ki doğru anda doğru kişileri konuşturmayı başardık ve bir felaketi önleyebildik. Kasaba boşaltıldı, yerleşkedeki shinobilerle örgütlenip pusu kurduk ve saldırı ekibini tamamen yokettik. Sorgulama esnasında Doushi’nin yalnızca bir şaşırtmaca olduğunu öğrendim. Kawakami’ye geliyorlar.” Derin bir nefes alıyor Kizashi, ve bu esnada seni bir omzundan tutarak hafifçe döndürüyor. Vücudunun döndüğü yönün, Kusagakure rotası olduğunu farkediyorsun istemsizce. Bu esnada kulağına yaklaşarak bir şeyler daha fısıldıyor: “Elimizdeki tüm shinobilere ihtiyacım var ama daha da önemlisi Gyaku'nun bunları bilmesine ihtiyacım var. Gyaku’ya haber ulaşmam gerekiyor. Koş, Haru. Gyaku’ya yılanbalığını başlatmasını söyle.”
Off Topic
Out: Bir rp daha alalım, içeriğinde Gyaku'ya verdiğin rapor da olsun. Sonra kapatalım.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kurosawa Haru
Kusagakure
Kusagakure
Posts:311
Joined:October 12th, 2018, 9:09 pm
Künye:
Arena:

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by Kurosawa Haru » February 6th, 2019, 11:59 am

"Akıllı kız... mı?" diye geçirdi aklından, akıllı kız. "Neden böyle bir şey dedi ki? Akıllıca olan neydi?" Savaşmaya hazırdı Haru. En küçük bir tehdit altında hissetse tekniğini uygulayacak, bir mızrak daha çıkarıp Joben'i korumak için kanının son damlasına kadar savaşacaktı. Yenemeyeceğini, bu kızla savaşamayacağını biliyordu. Acziyet duygusu tüm damarlarından taşıp ter ve gözyaşı olarak şekillenirken birkaç kırık duydu kız. Önündeki devasa ve olabildiğince rastgele şekillenmiş kristalsi dallı yapı çatlamaya başlamıştı. Haru, kazanamayacağını bildiği bir savaşa hazırdı. Yumruklarını sıktı, beklemeye başladı. Her türlü saldırıya bir cevabı olabileceğini düşünüyorken, kırılma ve çatlama sesleri bütünleşip dev bir patlamada buluştular. Önce dallar kırıldılar, sonra ise daha büyük dallar. Bütün yapı bir anda paramparça olmuştu, bir doğal afet gibi yıkıldılar ve yerlere döküldüler. Narin kız, kristallerin gelmemesi için gözlerinin önünü kapayıp bir siper yaptı. Birkaç metre ötesinde devasa bir patlama olsa dahi Haru korkmadı aslında. Az önce hissettiği korkuların hayatını kurtarma içgüdüleri olduğunu fark etti.

Ardından toza dönüştüler ve yok oldular. Bütün kristaller bir toz fırtınasına dönüşüp görünürden kayboldular... Kazığa geçirilmiş ANBU yere düştü önce. Cansız, ağır bedeni toz içinde kalmıştı. Joha'nın cansız bedeni yavaşça yere yığıldı, ve dallar çıkan bedeninden süzülen kan yeri doldurdu. Az önce beyninde bir delik açtığı adamın kanı, kristal tozlarıyla birleşip balçığımsı bir... şeye dönüştü. "Bu cehennem mi?" diye geçirdi aklından Haru. Böylesine bir katliama hiç tanık olmamıştı ve zihni gerçekliğe uyum sağlayamıyor, gözleri bu gördüğü vahşeti tahayyül edemiyordu. Yutkundu güzel kız. Gerçeklik, bilincinde işlenirken Fumi'nin eksikliğini fark etti. Bütün bu cesetlerle zihnini meşgul ederken, o gitmişti. "Neden gitti? İstese hem Joben'i, hem de beni öldürürdü." Öldüremez miydi? Düşündüğünden daha mı güçlüydü Haru? Varoluşun yalnızlığıyla başbaşa kaldı Orkide Kız, tıpkı doğduğunda ve öldüğünde olduğu gibi yalnızdı. Bu açık mezarlıktan kendini kurtarmak için Fumi'ye dahi sarılabilirdi. Korku, suçluluk, ölüm birkaç metre etrafında onu girdap gibi sarmış, merkezine doğru çekiyordu. Varoluştaki anlam eksikliğini hissetti Haru. Bu onun için bir basamaktı sadece. Varoluşsal anlamsızlığın fildişi kulelerinin en üst katına tırmanıp; yukarıdan insanlığı uyandırmaya baş koymasındaki ilk adım. "Hiçbir şey, hiçbir şey için değildir." diye geçti karmakarışık ve bulanık zihninden. Midesi bulanıyor, karnı ağrıyor, gözlerinden akan yaşları tutamamıştı artık. Bugün ölen herkes için üzgündü Haru. Hayalleri, yaşayacakları, yaşanmışlıkları, aşkları, sevdikleri olanlar için ağladı Haru. Yarını göremeyenler için ağladı. Yarını göremeyecekler için ağladı.

Sessiz sedasız gözyaşı dökmeye devam ederken kendine yaklaşmakta olan birini gördü. Yaşlarla dolu gözleri ve ısınmış göz pınarları uzaktaki adam ile arasına buğulu bir perde çekiyor, görüşünü kısıtlıyordu. Yaralı olmayan elinin tersiyle gözyaşlarını sildi, ittirdi. Yaklaşmakta olan adama odaklandı. Yüzyıllardır üzerindeki kıyafeti değiştirmediği, yıkamadığı bu mesafeden bile belli oluyordu. Savaşın ve ölümün, çabanın yürüyen bir ifadesi ona yaklaşıyordu, fakat o kişiden hissettiği ufak bir şey gardını bırakmasına sebep olmuştu. Bu adamı gayet iyi tanıyordu... Adam yaklaştıkça göz bebekleri büyüdü kızın. Fırtınalı bir gecenin ardından bir güneş gibi doğuyordu o. "Kizashi!" diye bağırdı adamı görünce. Hiçbir şeyden haberinin olmadığı, rahat hayatı, varlığın manasının olduğunu düşündüğü, herkesin bir kimlik sahibi olduğuna inandığı o döneme dönmek için her şeyini verebilirdi. Şimdi ise bir katil, bir vahşi hayvan, bir ölüm makinesiydi. Haru kimliğinden nefret ediyordu. Çocukluğunda Kizashi'yi gözlemleme fırsatı olmuştu Haru'nun. Geninken, akademideyken onunla geçirdiği vakitler aklına geldi. Ve Kizashi'nin suratındaki ciddi ifadeyle beraber çocuksu pembe bulutsular da kayboldu, Haru gerçek hayata geri döndü. Verebildiğine inandığı tüm dikkatiyle karşısındaki devi dinlemeye başladı. Ona duyduğu saygı öyle yüksekti ki, devasa bir yapıya bakarken duyduğu baş dönmesini hissediyordu Haru. Ona sarılmak, geçen zamanı anlatmak istiyordu.

Aslında karşısındaki kişiden alakasızdı bu istekler. Haru, havadaki bir taşın yere düşme isteği kadar, çocukluğuna dönme isteği taşıyordu. Haru kabul edemese de, nefret etse de, geçmişi yarından daha çok seviyordu. Yeni emirlerini dinledi Haru. Köyün kaderi, bu acize mi emanet edilmişti cidden? Haru şaşırdı, fakat onayladı. Kizashi'nin onu eliyle döndürmesine izin verdi, oyuncak bir bebekmişçesine harekete uydu, ardından Kizashi'nin kulağına fısıldadıklarını dinleyip onayladı. "Joben'e, çok üzgün olduğumu ve özür dilediğimi iletin lütfen. Böyle olmasını istemezdim." dedi, sesi gözyaşlarının etkisiyle çatallaşıp kalınlaşmışken. Arkasına son bir kez baktı omzunun üzerinden, Kizashi'yi bir kere daha görebilmek için. Gülümsedi, bir karşılık bekleyerek. Jouichirou'yu düşündü, ama sonra daha büyük bir görevi olduğu aklına geldi. "Jouichirou'ya da selam söyleyin. Umarım iyidir..." dedi, ölüme birkaç santim uzakta olduğunu bilmiyordu ahbabının. Mızrağını, cesedin kafasından çıkarmak için, ayağıyla dağılmış beynini biraz da olsa beraber tutan kafasına bastırdı, ve çıkardı. Bulaşan kanı ölü adamın kıyafetlerine silip mızrağı sırtına yerleştirdi Haru. "Hoşça kalın." dedi son bir kez Kizashi'ye, ve köyüne doğru yola çıktı.

Yolda çok şey düşündü beyaz kız. Ama aklından çıkmayan tek şey ölümdü. Beyninden bir mızrak geçirdiği adamın geleceğine dair hayaller kurdu. O geleceği elinden aldığını düşünüp kendi zihnine ıstıraplar çektirdi, işkenceler etti. Zamanla alışacaktı bu duyguya belki, belki de hiç alışamayıp intihar edecek, belki bir gün değil her gün intiharlar edecekti.

O gün, güneşin doğuşuyla beraber köye ulaştı ipek kız. Her görevden dönüşü gibi kapıda, görevlilerle konuşmamış, hal hatır sorup olan biteni öğrenmemişti. Zaten gözleri şiş, yorgunluktan tükenmiş, hatta yaralıydı. Siyah bir silüet halinde, korkutucu bir suikastçi gibi girse de köye, herkes onu tanıyordu zaten. Gyaku'nun ofisine doğru yöneldi sonra. İçeri girdi, başıyla selamladı, fakat bu konunun bekleyemeyecek bir konu olduğunu herkes anlayabilirdi. "Görevi tamamladıktan sonra Kizashi-sama ile karşılaştım efendim..." diye başladı sözlerine. Dikkatini çekebildiğine inandığı zaman ise konuşmaya devam etti. "Bana söylediklerini direkt iletiyorum efendim. Doushi'ye bir saldırı düzenlenmiş, ama doğru kişileri konuşturmayı başarıp bir felaketi önleyebildiklerini söyledi. Kasaba boşaltılmış ve yerlerine shinobiler yerleştirilip saldırı ekibini pusuya uğratıp tamamen yok etmişler. Sorgulama esnasında ise Doushi'nin sadece bir şaşırtma olduğunu öğrenmişler, ve asıl hedefin Kawakami olduğunu söyledi Kizashi-sama. Ardından eldeki tüm shinobilere ihtiyaç duyulduğunu söyledi."

"Yılanbalığı'nı başlatmanız gerekiyormuş, Gyaku-sama. Kizashi Sensei'nin söyledikleri bu kadar efendim." dedikten sonra Gyaku'nun karşısında eğildi ve odadan çıktı. En yakın masaya gidip bir kağıt ve bir kalem aldı. Görevini yarım şekilde de olsa başarıyla tamamladığını düşünüyordu. Derin bir nefes aldı Haru. Dünkü kabustan uyanmıştı artık. Aldığı nefesi verirken kabusunu kağıda anlatmaya başladı.

Jouichirou'nun içtiği zehri, onun iyiliği için rapora dahil etmemesi gerektiğini düşündü Haru. Arkadaşının bir aptal olduğunun yazılı kaynaklarda yer almaması gerektiğini düşünüyordu.

İşbu belge Kurosawa Haru ve Moriai Jouichirou'nun Kawakami görev raporudur.

Gyaku-san'ın emri üzerine aynı kişi tarafından işlendiğini düşündüğümüz iki adet cinayeti araştırmak üzerine ben ve Moriai Jouichirou, Kawakami kasabasına gönderildik. Kasabaya ulaşıp, Aki Joben ile buluştuk ve bilgi alışverişini gerçekleştirdik. Hiçbir ipucuna sahip olmadıklarını, ilk cinayetin sıradan bir Kasap'a, ikincisinin ise bu konuyu araştırmakla görevli bir Shinobi'ye işlendiğini öğrendik. Cinayetlerin vurucu noktası ise, öldürülen kişilerin beyin sapı çekirdeklerinin vücutlarından çıkarılıyor, ve çıkarıldığı şekilde sergileniyor olmasıydı.

Ortağım Jouichirou ve ben ayrıldık. O, kasabın cesedinin sergilendiği yere gitti, ben Shinobi'nin cesedinin sergilendiği yere gittim. Gittiğim yerde bir mantar tıpa buldum, başka hiçbir şey bulamadım. Ortağımın yanına giderken de bu mantar tıpanın uyacağı tarzda bir şişe buldum, şişeleri üreten beyefendiden öğrendiğim kadarıyla cinayete kurban giden Shinobi Akira'nın bu şişelerden çok sayıda aldığını öğrendim. Mantar tıpa, delil kutusunun içindedir. Kasabın evine, ortağımın gittiği yeri öğrenmek için gitmiştim ki, Kasabın evinin kapısında ağlayan yaşlı bir kadın gördüm. İçeriye göz attığımda ise içeride genç bir kadının Jouichirou'yla alay eder şekilde tuzağına düşürdüğünü gördüm. Kadının, her şeyi tersine çeviren ayna etkisi misali bir Genjutsu tekniği var, ve kişi bu tekniği çözemezse ölümcül olması çok kolay. Kadının bu tekniği uygulaması için kişiyi görmesi, hatta fark etmesine bile gerek yoktur. Bu kadın aynı zamanda cinayete kurban giden Fumihiro'nun torunu olduğunu daha sonra Aki Joben'den öğrendim.

Kadının Genjutsu tekniğini anlayıp ona göre hareket etmeye başladığımızda, kadın kristal parçalara bölündü ve ortadan kayboldu. Bu kristallerden biri delil kutusunun içindedir. Fumihiro-san'ın eşi'nin bir şeyler bildiğini fark ettiğimizde onu merkeze götürdük ve merkezdeyken bir emir üzerine kimliğini bilmediğim bir ANBU üyesi, Aki Joben ve ben Shinobi'lerin yaşadığı yere gittik.

Cinayete kurban giden Akira-san'ın eşi rehine olarak alınmıştı. Fumihiro'nun evinde gördüğümüz kadın da olay mahallindeydi ki, bütün olaylardan onun sorumlu olduğunu anlamamızı sağladı. Cinayetleri işleyen kişi Fumihiro-san'ın torunudur. Bu kişinin kristal elementini kullanma yeteneği mevcut, oldukça tehlikeli ve çok güçlü biri. İki adet Kusagakure Shinobisi de nasıl olduğunu açıklayamayacağım şekilde aşırı derecede kaslanmış, gözleri kızarmıştı. İnsanüstü refleks yetenekleri gösteriyorlardı. Kısa süren bir savaşın ardından Aki Joben birini etkisiz hale getirdi, ben de öbürünü etkisiz hale getirdim. Fumihiro-san'ın torunu da olay yerini kaçarak terk etmiştir.

Arz ederim,
Kurosawa Haru.


Kurosawa Haru

Fiziksel Profil

Yaş: 19 Cinsiyet: Kadın Element: Doton
Seviye: C-Rank Rütbe: Chuunin
Ryo: 60.000 Prestij Puanı: 0 Ün: 26 Kullanılabilir GP: 10

Motivasyon: Haru’yu uyandıran, onu yaşatan istek, etrafındakilerin zarar görmesine engel olmak, masumları korumak ve Dünya’yı daha iyi bir yer haline getirebilmek için yapabileceğinin en iyisini yapmak, hayatın ona sunduğu hiçbir fırsatı kaçırmamak olduğu düşüncesindedir. Bu uğurda kendi çocukluğundan ve duygularından vazgeçmiş olan Haru, başka insanların bunlardan vazgeçmemesi için elinden geleni yapacak, insanlığa daha iyi bir gelecek sunmak için çalışacaktır.

Komplikasyon: Albinoluk. Haru bir albinodur ve güneşten kendini koruması gerekmektedir. Bunun için güneş gözlüğü takar ve tüm vücudunu kaplayan kıyafetler tercih eder. Güneşe uzun süre maruz kalırsa çillenir, vücut yanıkları ortaya çıkar ve güneş onun için ölümcül olabilir. Işıktan daha çok etkilenir ve ışığın kör edici özelliği onun için çok daha etkilidir.

Savaşçı Profili
Güç: 6 Çeviklik: 7 Kondisyon: 5
Potansiyel: 7 Varlık: 2 Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Favori][Çeviklik] Akrobasi: 10 | [Çeviklik] El Hassasiyeti: 1 | [Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 4
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1 | [Varlık] Empati: 1 | [Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1 | [Zeka] Farkındalık: 1 | [Zeka] İzcilik: 1

Özel Mod
Majiwari
Majiwari: BANG! - Özel Mod Tekniği

Ninjutsu
Doton: Gansetsukon (El Mührü Azaltma, Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Doryuu Shiki (Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Moguragakure no Jutsu
Doton: Doryuu Heki (Chakra Azaltma Mevcut!)
Doton: Kadan (Özel Yaratım Teknik!)

Taijutsu
Nagatsu Tekniği B-Rank
Issen - Nagatsu Stili

Ekipmanlar

Gerçekliğin Kumaşı - Kıymetli Nadide Ekipman

Özel Üretim Cübbe
Özel Üretim Kalkan
Özel Üretim Gözlük

Yari (Normal Kalite)
3 Kunai (Normal Kalite) 5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite) 1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite) 2 Sis bombası (Normal Kalite)
User avatar
GM - Naruto
Game Master
Game Master
Posts:2605
Joined:August 25th, 2018, 6:19 pm

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by GM - Naruto » February 6th, 2019, 11:49 pm

Omuzunu biraz sıkıyor Kizashi. Bitik suratında minik bir gülümseme oluşuyor yeniden. “İleteceğim. Hızlı ol.” Mızrağını alıyorsun, Kizashi de seninle birlikte çıkıyor dövüş alanına. Joben. Üzerindeki kristal yapı da, ellerine girmiş kazıklar da yok olmasına rağmen zeminle bütünleşmiş durumda, yatıyor. Aldığı derin nefesler, ekşimiş suratıyla acı içinde. Kizashi dibinde eğiliyor, suratına düşmüş saçlarını toparlıyor Joben'in.

Köye sorunsuzca dönüyor, ilk olarak Gyaku'ya gidiyorsun. Masanın üzerindeki kağıt yığınlarıyla uğraşıyor. Klasik. Odada teksiniz. Anormal. Seni gördüğünde başıyla selamlıyor devam ediyor işine. Konuşmaya başlıyorsun. Cümle içinde Kizashi geçtiği andan itibaren, Gyaku donuk bir şekilde seni dinliyor. Doushi saldırısı. Gözleri büyüyor. Yılanbalığı. Dikiliyor. Odadan çıkışın esasında verdiğin selama dahi karşılık veremiyor.

Kendin ve Jouichirou adına görev raporunu yazarak Kusachou binasından ayrılıyorsun.

Detaylar:
  • Görev Sonu:
    • 80GP
    • 125.000 Ryo
    • 4 PP
  • Bonus (GM Pasiflik Bonusu - Kurosawa Haru - Moriai Jouichirou) :
    • 15 GP
  • Konuda Edinilen Eşyalar :
    • Kristal parça. (Kurosawa Haru)
  • Yaralanmalar :
    • Zehirlenme (Jouichirou)
    • Normal Yaralanma (Kurosawa Haru)

Moriai Jouichirou - Sonuç:
  • Net:
    • 95 GP
    • 62.500 Ryo
    • 4 PP
    • Kristal Parça
Kurosawa Haru - Sonuç:
  • Net:
    • 95 GP
    • 62.500 Ryo
    • 4 PP
Off Topic
Yaralanmalarınızı kaldırmak için ücreti karşılığında etkin tedavi görmeyi kabul ediyorsanız bu başlık altına birer onay mesajı alalım.
Bu hesaba atılan PM'ler kontrol edilmemektedir.
User avatar
Kurosawa Haru
Kusagakure
Kusagakure
Posts:311
Joined:October 12th, 2018, 9:09 pm
Künye:
Arena:

Re: [Kurosawa Haru | Moriai Jouichirou] Çıngırak

Post by Kurosawa Haru » February 6th, 2019, 11:54 pm

Tüm etkin tedavileri kabul ediyorum, ödemeleri imzadan düşüyorum.

Kurosawa Haru

Fiziksel Profil

Yaş: 19 Cinsiyet: Kadın Element: Doton
Seviye: C-Rank Rütbe: Chuunin
Ryo: 60.000 Prestij Puanı: 0 Ün: 26 Kullanılabilir GP: 10

Motivasyon: Haru’yu uyandıran, onu yaşatan istek, etrafındakilerin zarar görmesine engel olmak, masumları korumak ve Dünya’yı daha iyi bir yer haline getirebilmek için yapabileceğinin en iyisini yapmak, hayatın ona sunduğu hiçbir fırsatı kaçırmamak olduğu düşüncesindedir. Bu uğurda kendi çocukluğundan ve duygularından vazgeçmiş olan Haru, başka insanların bunlardan vazgeçmemesi için elinden geleni yapacak, insanlığa daha iyi bir gelecek sunmak için çalışacaktır.

Komplikasyon: Albinoluk. Haru bir albinodur ve güneşten kendini koruması gerekmektedir. Bunun için güneş gözlüğü takar ve tüm vücudunu kaplayan kıyafetler tercih eder. Güneşe uzun süre maruz kalırsa çillenir, vücut yanıkları ortaya çıkar ve güneş onun için ölümcül olabilir. Işıktan daha çok etkilenir ve ışığın kör edici özelliği onun için çok daha etkilidir.

Savaşçı Profili
Güç: 6 Çeviklik: 7 Kondisyon: 5
Potansiyel: 7 Varlık: 2 Zeka: 4

Beceri Listesi
[Güç] Atletizm: 4
[Favori][Çeviklik] Akrobasi: 10 | [Çeviklik] El Hassasiyeti: 1 | [Çeviklik] Saklanma: 1
[Kondisyon] Form: 4
[Potansiyel] Ninshuu: 1
[Varlık] Aldatma: 1 | [Varlık] Empati: 1 | [Varlık] Sosyalleşme: 1
[Zeka] Tıp: 1 | [Zeka] Farkındalık: 1 | [Zeka] İzcilik: 1

Özel Mod
Majiwari
Majiwari: BANG! - Özel Mod Tekniği

Ninjutsu
Doton: Gansetsukon (El Mührü Azaltma, Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Doryuu Shiki (Chakra Azaltma, Teknik Birleştirme ve Bilimum Geliştirme Mevcut!)
Doton: Moguragakure no Jutsu
Doton: Doryuu Heki (Chakra Azaltma Mevcut!)
Doton: Kadan (Özel Yaratım Teknik!)

Taijutsu
Nagatsu Tekniği B-Rank
Issen - Nagatsu Stili

Ekipmanlar

Gerçekliğin Kumaşı - Kıymetli Nadide Ekipman

Özel Üretim Cübbe
Özel Üretim Kalkan
Özel Üretim Gözlük

Yari (Normal Kalite)
3 Kunai (Normal Kalite) 5 Shuriken (Normal Kalite)
5mt. Sentetik Misina (Normal Kalite) 1 Patlayıcı Parşömen (Normal Kalite) 2 Sis bombası (Normal Kalite)
Post Reply

Return to “Kawakami Kasabası”