Aynı düşünceler ve gün içerisinde benzer laflara maruz kalmanın getirdiği bir tebessümle daldığınız uykun en tatlı yerinde, camınızda duyduğunuz tıkırtılar ile gözleriniz açılıyor. Sizi uyandıranın bu tıkırtılar değil, shinobi hisleriniz olduğunu anlamanız çok da güç olmuyor ve yatağınızda hızla doğrulurken, yatağınızın baş ucunda beliren ve yüzündeki maskeden Çiy üyesi olduğunu anladığınız kişiyi görmek sizi şaşırtmıyor. Her ne kadar yüzünü görmeseniz de, fark edilmiş olmanın bu kişi için de bir şaşkınlık yaratmadığını hissedebiliyorsunuz. Birkaç saniyelik bakışma, shinobi hislerinizi ele almanıza ve zihninize hakimiyet kurmanıza izin veriyor. Çiy üyesi de belki bunun için beklemiş gibi durduktan sonra, tok bir sesle “Kusachou-sama sizi bekliyor. Acil.” diyor sadece. Bu iletiden sonra ise, bir duman ile ortadan kaybolan Çiy üyesinin başkaca bir açıklama yapmasına ihtiyacınız da olmuyor zaten. “Siz” lafından kastının ne olduğunu dahi sorma ihtiyacı hissetmiyorsunuz. Zira yanınızdaki kişinin kim olacağını daha cümlenin başında anlayabiliyorsunuz.
Adeta sözleşmişçesinde, köyün belli bir noktasında buluşmanızın ardından, ikinize de aynı şekilde aynı mesajın geldiğini teyit ederek Kusachou Binası’na ilerliyorsunuz. Jounin Sınavı’na katılmamanızla ilgisi olmadığını bildiğiniz ve son günlerde de köyün gündeminde olan sınav dışında başkaca bir konu olmadığı için, gecenin bu saatindeki acil bir çağrının sebebini merak ediyorsunuz. Kendi aranızda birkaç ihtimal üzerinde konuşma yapsanız da, olayı nihayete erdirecek kişinin Gyaku olduğunu biliyorsunuz. Bu yüzden de adımlarınızı hızlı tutuyor ve kısa bir süre içerisinde Kusachou Binası’na varıyorsunuz.
Kusachou Binası’na geldiğiniz anda, bina içindeki dinginlik içinizi rahatsız ediyor. Her ne kadar saati de göz önüne aldığınızda bu dinginlik normal sayılsa da, içerideki shinobilerin yüzlerindeki farklı bir tını sizi meraka sürüklüyor. Hayranlık, endişe ve merak arasındaki bakışların bu kez üstünüzde gezmemesi ve shinobilerin kendi aralarında fısıltılı konuşmaları merakınızı daha da arttırıyor. Başka bir zamanda olsa, durum buradakilere neler olup bittiğini soracak olsanız bile, acil çağrısı ile çağrılmış olmanız nedeniyle, doğruca Kusachou’nun bulunduğu odaya gidiyorsunuz. Kusachou’nun kapısının önünde duran iki kişi sizi hızlıca selamlarken, daha siz kapıyı çalmadan içeriye girmeniz için kapı açılıyor.
Kusachou’nun odasına girdiğinizde, odadaki her şeyin en son geldiğinizdeki gibi yerli yerinde olduğunu görüyorsunuz. Masasında oturan Gyaku sizi gördüğü anda bakışlarını üzerinizde sabitlerken, sizin bakışlarınız Gyaku’nun masasının önündeki sandalyede oturan adam ve hemen onun arkasındaki kısa siyah saçlı kızda takılı kalıyor. Masanın önünde oturan adamı daha önce görmüş olmanıza rağmen, kızı hiç gördüğünüzü anımsayamıyorsunuz. Ancak sizi esas şaşkınlığa iten şey, masanın önünde oturan kişinin 7. Hokage Uzumaki Naruto’nun başdanışmanı olan Nara Shikamaru olması oluyor. Ancak tanıdık olduğu kadar bir o kadar da yabancı geliyor size bu adam. Konohagakure'deki chuunin sınavlarında gördüğünüz dinç shinobinin yerini yaşlı biri almış gibi. Fiziksel bir yaşlılık değil bu, ruhunun ölüm döşeğinde olduğunu hissediyorsunuz.
Odaya girmenizle birlikte tüm bakışların üzerine dönmüş olmasıyla bir parça rahatsızlık hissetseniz de, ardınızdan kapanan kapı içinizdeki rahatsızlığı da bir parça silip atıyor. Ancak içeride bulunan üçlünün bakışlarındaki ve tavırlarındaki ciddiyet, hala sizi rahatsız ediyor. Shikamaru bakışlarını Gyaku’ya yönlendirdiğinde, Shikamaru’nun vakit kaybetmek istemediğini ve bir an önce konuya girmeyi arzuladığını anlayabiliyorsunuz. Gyaku ise Shikamaru’nun üzerine dönen bakışlarına istinaden “Sanırım açıklamaları sizin yapmanız daha iyi olacaktır Shikamaru-san.” diyor. Shikamaru hafifçe bir nefes verip bıkkın bir tavırla bakışlarını önüne döndürürken tek eliyle kirli sakalını kaşıyor. Birkaç saniyelik sessizliğin ardından Shikamaru bakışlarını tekrar ikinize döndürüyor ve “Iori-kun ve Susumu-kun… Sizleri sınavdan hatırlıyorum, o zaman beri büyümüşsünüz.” diyor. Göz altlarındaki halka halka morluğu rahatlıkla görebiliyorsunuz. Hemen ardından ise “Yine de doğru düzgün bir tanışma fırsatımız olmadı. Ben Nara Shikamaru ve arkamdaki de yolculuğumda bana kişisel eskortluk yapan Sarutobi Mirai… Tanıştığımıza memnun oldum.” diyor. İsminin Mirai olduğunu öğrendiğiniz kunoichi başıyla sizi verdiği selama benzer bir karşılık vermenizin ardından Shikamaru “Sizin için konuyu fazla uzatmayacağım… Shinobi Birliği olarak bizi oldukça rahatsız eden bir hadiseyle karşı karşıyayız. Yani burada Konoha adına değil, Shinobi Birliği adına bulunuyorum. Bu kapsamda da, ikinizin doğrudan bana bağlı olduğu bir görevde yer almanızı istiyorum.” diyor. Bu esnada bakışları Gyaku’ya kayan Shikamaru “Gyaku-sama ile bu konuyu görüştüm ve kendisi bu görevde yer almanıza rıza gösteriyor.” diyor. Bu cümleleri Gyaku da başıyla onaylayarak tasdiklerken, içten içe Kusagakure’nin Shinobi Birliği içinde yer almasına rağmen, Shikamaru tarafından planlanan bir görevde yer almanız arzulanırken, yine de liderinizin onayını almış olması takdir ettiğiniz bir davranış oluyor. Shikamaru tekrar bakışlarını size çevirirken “Fakat önce bana anlatmanız gereken bir şeyler var… Riaru’nun üssünde bir olay yaşamışsınız. İçinde üçgen olan çember şeklinde bir sembol ve ortaya çıkan bir adamdan bahsetmişsiniz… Konuyla ilgili bilgilendirilmiş olsam da, olanları bir de bizzat sizin ağzınızdan dinlemek istiyorum.” diyor. Bu sözlerden sonra ise, odadaki bakışlar bir kez daha üstünüzde toparlanıyor ve herkes ağzınızdan çıkan cümlelere odaklanıyor.